Stratejik ortaklığın geleceği

1 Kasım 2007

TÜRKİYE-ABD ilişkileri, çok sert çok tehlikeli bir dönemeçte. Bu dönemeçte ya son anda sürpriz biçimde pürüzler giderilecek ve iki müttefik arasındaki ortaklık ve her alandaki işbirliği daha da pekişecek ya da son yıllarda çok sözü edilen ama pratikte pek işlemeyen “stratejik ortaklık” söylemi tarih olacak.

Her iki taraf da şimdilik pozisyonlarını koruyarak bu kritik dönemeci kazasız atlatmaya özen gösteriyor. Özellikle ABD tarafı, havayı yumuşatmak, Türkiye’nin Kuzey Irak’a yönelik kapsamlı bir kara harekatının önünü kesebilmek için yoğun çaba harcıyor. Bir ara formülle Türkiye’yi durdurmaya çalışıyor. Türkiye’nin sınırlı nokta operasyonların ötesine geçmemesi yönünde telkinler yapılıyor. Irak’ın ve Barzani yönetiminin daha samimi, daha gerçekçi işbirliğine ikna edilebileceğini, bunun için zamana ihtiyaç duyduklarını ifade ediyorlar.

Ancak somut adımlar bir an önce atılmadan Kuzey Irak’taki PKK varlığına karşı etkili bir tasfiye operasyonu başlatılmadan, örgütün elebaşılarını Türkiye’ye teslim etmeden, Ankara’yı ikna edebilmeleri zayıf olasılık. Bu kez Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de hükümetin de kararlılığı çok net. Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın şu sözleri de bu kararlılığın bir ifadesi:

“Artık komisyonlar veya tartışmalarla zaman kaybetmek istemiyoruz. Çalışmayan mekanizmaların tekrar denenmesine karşıyız...”

Devamını Oku