Uzlaşarak değil çatışarak seçim tercihi...

27 Mart 2007

Sürecin başlamasına bugün itibariyle 19 gün kaldı. 19 gün sonra adaylık başvuruları başlayacak. Başta TÜSİAD olmak üzere sivil toplum örgütlerinin büyük bölümü ve sağduyulu kesimler bu kritik seçimin uzlaşmayla yapılması temennisini dile getiriyorlar. Ancak süreç yaklaştıkça bu temenninin tam aksi yönde gelişmeler yaşanıyor. İktidarla muhalefet arasındaki gerilim iyice yükseliyor. Tayyip Erdoğan ve Deniz Baykal birbirlerini çok ağır ifadelerle suçlamaya başlıyorlar. Sadece dün Meclis’te yapılan konuşmalara bakıldığında dahi tarafların uzlaşma zeminine ne kadar uzak durduklarını göstermeye yetiyor.

Belli ki bu kritik seçim için arzu edilen iktidar muhalefet uzlaşması artık hemen hemen imkansız. Aksine oldukça gergin bir ortamda ve oldukça tartışmalı bir biçimde yapacak seçimi parlamento.

Çünkü daha dün bile Başbakan Erdoğan CHP’yi ve Baykal’ı adını vermeden “siyaset dışı eğilimlere sığınmakla, anti demokratik arayışlara özlem duymakla” suçluyor.

Baykal’ın yanıtı, eleştiri ve suçlamaları da yenir yutulur cinsten değil. O da Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesinin Türkiye’yi ne gibi tehlikeli karanlıklara itebileceğini anlatırken, “Anayasamıza ve demokrasimize en büyük sıkıntıyı Başbakan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi verir. Sayın Başbakan Anayasa’nın özünü içine sindirememiş, eline fırsat geçtiğinde, ortamı uygun bulduğunda Anayasa’nın özüne aykırı uygulamalar yapabilir” diyor.

Devamını Oku

İkisi askerli, biri sivil üç senaryo...

21 Mart 2007

Cumhurbaşkanlığı seçim süreci yaklaştıkça Ankara kulislerinde üretilen senaryolar da giderek uçuklaşmaya başlıyor. Askerin sürece müdahalesinden tutun da AKP içerisinde oluşabilecek derin çatlaklara kadar pek çok ileri tahmin ve senaryo yazılıp çiziliyor son günlerde Ankara’da.

Tabii ki bütün senaryolar Tayyip Erdoğan’ın aday olup olamayacağı üzerine kurulu. Aday olduğunda zaten gerisi formalite. En geç üçüncü tur oylamada seçilip Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı olarak Çankaya’ya çıkacağı kesin. Olsun veya olmalı diyenlerin de geliştirdikleri senaryolar var ama en çarpıcı olanlar “olmasın-olmamalı” diyenlerin anlattıkları.

SENARYO 1: “Olamayacak” diyenlerin bir süreden beri kulislerde anlattıkları en ileri senaryo şuydu: “Çok istiyor ama olamayacak. Çünkü, son anda Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt kuvvet komutanları ile birlikte Erdoğan’ı gizlice ziyaret edecek. Komutanlar bu görüşmede Erdoğan’a şunu diyecekler:

Meclis’te sayısal çoğunluğunuz var, isterseniz cumhurbaşkanı seçilebilirsiniz ama bu ülkeyi büyük karışıklıklara götürür. Türk Silahlı Kuvvetleri sizin cumhurbaşkanı olmanızı hazmedemez. O nedenle sağduyulu davranın ve bütün toplumu kucaklayabilecek nitelikte, cumhuriyetin temel değerlerine bağlılığı konusunda hiçbir tereddüt duyulmayacak bir ismi muhalefetle de uzlaşarak aday göstermeniz çok yerinde olur...”

Devamını Oku