Ankara’yı heyecanlandıran yemek...

Türkiye’de garip bir ruh hali var. Sözde büyük çoğunluk askerin siyasete müdahalesine karşı ama her sıkışıklıkta, içine düşülen hemen her açmazda şöyle ya da böyle askerin duruma müdahil olmasını isteyenlerin sesi yükseliveriyor

Haberin Devamı

Türkiye’de garip bir ruh hali var. Sözde büyük çoğunluk askerin siyasete müdahalesine karşı ama her sıkışıklıkta, içine düşülen hemen her açmazda şöyle ya da böyle askerin duruma müdahil olmasını isteyenlerin sesi yükseliveriyor.

Ve hiç kuşku yok ki siyasi tartışmaların içine çekilmesinden en fazla rahatsızlık duyan da yine asker oluyor.

Aylardır cumhurbaşkanlığı tartışması yapılıyor. Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olup olamayacağı konuşuluyor. Erdoğan renk vermedikçe tartışma daha da şiddetleniyor. Sanki isteniyor ki “Olmayacağım, o makam bana yakışmaz” desin.

Bunu demeyeceği çok açık. Ama aday olmasın, seçilmesin isteniyor.

Nasıl seçilmeyecek, nasıl engellenecek?

Seçilmesini engelleyebilmenin normal, doğal prosedürü belli. Muhalefetin sayısal gücü Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesini engellemeye yetmiyor. O zaman AKP içinden mi engellenecek? AKP bölünecek de 150 milletvekili Erdoğan’a karşı mı oy kullanacak? O da akıl dışı....

O zaman şu son derece açık ki Erdoğan isterse 16 Mayıs’ta Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı olarak Çankaya’ya Atatürk’ün koltuğuna oturacak.

Ama bu toplumun önemli bir kesimi tarafından ve bazı güç odaklarınca arzulanmıyor, istenmiyor. “İlla da olmasın” deniyor.

Siyasal geçmişinden, geçmişteki bazı eylem ve söylemlerinden kaynaklanan hassasiyetler, Erdoğan Çankaya Köşkü’ne yaklaştıkça rahatsızlığa dönüşüyor.

Normal yollardan cumhurbaşkanı olmasını engelleyecek bir formül kalmadığına göre öteden beri askeri göreve çağırmaya hevesli çevreler senaryolar geliştirmeye başlıyor. Önce dedikodular pompalanıyor. Yok işte komutanlar gizlice Erdoğan’ı ziyaret edip, “sakın ola ki aday olma” diyeceklermiş, o da korkup vazgeçecekmiş. Yok MGK toplantısı sırf Erdoğan’ın adaylığını engellemek için 10 Nisan gününe alınmış. Orada cumhurbaşkanı ve komutanlar Erdoğan’ı ikna edici biçimde uyaracaklarmış...

Bunlar spekülasyon, kötü dedikodu da olsa Erdoğan’ın yakın çevresini de kuşkusuz etkiliyor, o cephede de ciddi rahatsızlık yaratıyordu. Belki inanmıyorlar, inanmak istemiyorlar ama “ya böyle bir tatsızlık olursa” kaygısını da hep taşıyorlardı. İşte bu atmosfer içerisinde önceki akşam Çankaya Köşkü’ndeki trafik Ankara’da yürekleri hoplatmaya yetti.

Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve Ankara’da bulunan orgenerallerin makam araçlarının arka arkaya Çankaya Köşkü’ne giriş yapması, iktidarıyla muhalefetiyle siyaset ve iş dünyasını, bürokrasiyi ve de bizleri fazlasıyla heyecanlandırdı. Herkesin birbirine sorduğu soru aynıydı: Neler oluyor, yeni bir müdahale mi geliyor?

Neyse ki Cumhurbaşkanı Sezer’in Çankaya Köşkü’nde komutanlara veda yemeği verdiği gayri resmi olarak duyuruldu da ortam biraz sakinleşti. Ancak henüz çok da sakinleştiği söylenemez. Hala kafalarda bir kuşku, bir kaygı var. Madem normal bir sosyal faaliyet, bir veda yemeği idi de niye Cumhurbaşkanı’nın açıklanan programında yer almadı? Niye sürpriz oldu?

Bu yemekte Cumhurbaşkanı ve komutanlar sadece havadan sudan mı konuştular yoksa Türkiye’nin en önemli gündem maddesi olan cumhurbaşkanlığı seçimini de konuştular mı? Erdoğan’ın seçilip seçilmemesiyle ilgili bir kanaat hiç belirtilmedi mi acaba?

İşte şimdi bu sorular kafaları ciddi biçimde meşgul ediyor. Kuşkusuz Erdoğan ve ekibi de çok merak ediyor önceki gün akşam Çankaya da olup bitenleri.

DİĞER YENİ YAZILAR