MAGAZİN:GÜLBEN ERGEN: Milli Piyango’nun büyük ikramiyesi ona çıkacak. O da iyilik perisi imajını bozmamak için basın eşliğinde hepsini muhtaçlara dağıtacak.SİBEL CAN: Evlenecek. Ancak bu kez evden çıktığında döndüğünde bir sürprizle karşılaşmamak için evdeki kasayı da yanında götürecek.İBRAHİM TATLISES: Herkesle davalı olduğundan avukat parası vermemek için kendine özel bir üniversite açıp avukat olacak ve ortalığı kasıp kavuracak.HÜSNÜ ŞENLENDİRİCİ: Eski aşkı Deniz Seki ile barışacak ama eli maşalı karısı Nazire ile yeniden imam nikahı kıyacak. Nikahta Deniz Hanım şarkı söyleyecek.HÜLYA AVŞAR: Tutumlu olmaya karar verecek. Kıllarından başlayacak. Kendine bir ağdacı dükkanı açacak.FERHAT GÖÇER: Uzatmalı sevgilisi sinema eleştirmeni Ömür Gedik ile A.F.M.’de evlenecek. Davetlilere patlamış mısır ve kola dağıtacaklar.AJDA PEKKAN: Ugg’lar gidecek ama süperstarımız bir yaş daha gençleşecek. Ne giyse, ne yapsa moda olacak. CEM YILMAZ: ’Yahşi Batı’ filminden sonra ’Itab İşhay’ diye bir film çekecek. Bu nedir diye soranlara “GORA’dan sonra AROG’u yaparken sormuyordunuz ama“ diyecek.SEDA SAYAN: Televizyonda eski formatına dönecek. Sabahların Sultanı olarak hayatını sürdürecek.ACUN ILICALI: Show TV’yi ve Lig TV’yi satın alacak. Futboldaki maç ihalesini de kazanacak. Playstation firmasını da para peşin kırmızı meşin deyip satın alacak.SERDAR TURGUT: Ertuğrul Özkök takıntısı devam edecek. Umre zamanı Ahmet Hakan’ı bir şekilde yok edip silah zoruyla da olsa Ertuğrul Özkök’üne kavuşacak.ŞAHAN GÖKBAKAR: Yıl sonuna kadar üç beş tane daha Recep İvedik filmi çekip emekliye ayrılacak.GÜLSE BİRSEL: ’Avrupa Yakası’nın Ataşehir’e taşınmış hali olan ’Anadolu Yakası’ adında yeni bir sit-com ile televizyona dönecek. SİYASET:Sessiz bir yıl bizi bekliyor. - Başbakan Erdoğan, bağırıp çağırmaktan sesi kısılıp yorgun düşünce Baykal ve Bahçeli’ye artık sözlerle değil el ve kol hareketleriyle hitap edecek. Rakibinden geri kalmak istemeyen Baykal da bu uygulamayı benimseyecek ve elini, kolunu kullanarak karşılık vermeye başlayacak.Devlet Bahçeli ise, inadından hem konuşmaya devam edecek, hem de el kol hareketleriyle ikisine laf yetiştirecek.- Ergenekon davası ’bahtına çekiliş’ usulü devam edecek. Gözaltına alınanlar, davası görülmeye başlananlar hep Milli Piyango İdaresi’nin denetiminde yapılacak çekiliş sonrası belirlenecek.- Bülent Arınç, Bülent Arınç; Kamer Genç, Kamer Genç gibi davranmaya devam edecek ama Mehmet Ali Şahin, Meclis’de sürekli kavgaları ayırmaktan bıkacak ve politikayı bırakıp kendisine daha sakin bir iş bulacak. Kick-boks hakemliği yapacak.- Kemal Kılıçdaroğlu, Melih Gökçek ile ilgili yeni bir dosya açacak. Melih Bey de gelip o dosyayı elinden alıp ’cart’ diye yırtacak. Açılımla kapatım konuları yerine, ülkenin siyasi gündemini ”açmam kapatmam“ diye yeni bir tartışma alacak. Siyasilerin kimi açmayacak, diğer bir kesim de kapatmayacak.Neyi açmayıp neyi kapatmayacaklarını ise, referandum sonucu halkımız belirleyecek. EKONOMİ:Euro ve dolar düşecek, enflasyon minimuma inecek, işsizlik sona erecek, borsa çoşacak, emlak fiyatları normale dönecek, Ali Ağaoğlu sıfır peşin beş bin beş yüz ay vadeyle inşaat yapmaya devam edecek ve gördüğümüz tatlı rüya uyandığımızda kabusa dönecek. TEFE, TÜFE oranlarıyla ambale olacağız.SPOR:Basketbolda Dünya Şampiyonu olacağız. Ancak, cezalı olan yine bir Galatasaray’lı oyuncuyu bir başkasının formasıyla oynattığımızdan, kupayı bize vermeyecekler. Yüzme, bisiklet, voleybol, tenis, güreş, halter, atletizm ve bilimum diğer sporlarda her yıl olduğu gibi bu yıl da ne olursa olsun kimsenin umrunda olmayacak. İstanbul Park’daki Formula 1 yarışına bu yıl davetlilerden başka biz Türklerden kimse gitmeyecek.Şansal Büyüka, dünyaya açılıp soyadını ’Big A’ olarak değiştirirken, Erman Toroğlu, ’Maraton’u alaturka tuvaletten bağdaş çökmüş vaziyette sunacak.Telegol’de olay çıkacak. Serhat Ulueren’in ricası üzerine Sinan Engin, Ahmet Çakar’ı reyting için altına alıp iki buçuk saat dövecek. Hiç kimse ayırmayacak.Beşiktaş’ın, Manchester United zaferini anlatırken Rüştü’yü her yerinden öptüğünü haykıran heyecan dozu yüksek spiker Ertem Şener tarafsızlığını korumak için diğer takımların kalecilerinin münasip yerlerine öpücüklerini paylaştırmak zorunda kalacak. Rüştü kıskançlık krizi geçirip elini kesecek!Rıdvan Dilmen, Milli Takım’ın başına geçecek. Bu haberi duyan Milli Takım’a teknik direktör olma heveslisi Yılmaz Vural, Boğaz Köprüsü’nde şov yaparak numaradan intihara teşebbüs edecek. Delgado’dan umudunu kesen Beşiktaş,10 numaralı formayı Sergen Yalçın’a verecek. Nihat Kahveci’nin ayağına çarpan bir top gol olacak.Avrupa temsilcilerimiz ilk turda annelerinin ligine dönecekler.Fenerbahçe ligi az farkla şampiyon bitirecek. Ancak Galatasaray, Fenerbahçe’yi Ali Sami Yen’de bu kez farklı yenecek ve buna çok içerleyen Aziz Yıldırım, tıpkı Zico gibi Daum’u da kovacak.Cimbomlu Rijkaard, takımını sezon bitiminde kampa almaya karar verecek.Kayserisporlu Makukula, arıza yaptığında kendi kalesine attığı gollerle birlikte açık ara gol kralı olacak.Dünya Futbol Şampiyonası’nı İspanya kazanacak.Ayda 1 trilyon küsürata TRT’ye yorumcu olan Fatih Terim ”Biz onları az kalsın yeniyorduk“ diyecek. Üste para verip TRT’de çalışan Ömer Üründül ise, kontrollu yorumlarıyla bizi ekran başında uyutmaya devam edecek.
Yıl bitiyor, 2010 heyecanı herkesi sardı. Bu hafta sizlere 2009’un Ceminay ödülleri sahiplerini açıklıyorum. Peki kimler bu ödüle layık görüldü? 2009’un en baba ismi kim? Ya da en lüzumsuz çifti...Yılın fedakârından filmine, şişmanından aptalına tanıdığınız herkes bu listede... Yılın güzeli: BEREN SAAT (Saf, akıllı, masum, yaramaz, cazibeli ve seksi.) Yılın yakışıklısı: KIVANÇ TATLITUĞ (Saçlar, gözler, boy, pos Allah vergisi.)Yılın şişmanı: ŞAHAN GÖKBAKAR (Recep İvedik’de ve reklamlarda başarılı.)Yılın zayıfı: EBRU ŞALLI (Üflesen uçacak. Kivi ile besleniyor, pilates ile yaşıyor.)Yılın aptalı: TIGER WOODS (Cep telefonu yüzünden kaçamaklarıyla yakayı ele verdi. Karısından golf sopasıyla dayak yedi. Bir milyar dolar kazandığı spora ara vermek zorunda kaldı. Sponsorlarını kaybetti. Komedyenlerin diline düştü. Alay konusu oldu.)Yılın akıllısı: HÜLYA AVŞAR (Yoktan var etti. Kendini gündeme yerleştirmesini her zamanki gibi bildi. Oltasını attı. Sazanları yakaladı. Hepsi de farkında olmadan ona çalıştı.)Yılın iş adamı: FERİT ŞAHENK (Patronum diye söylüyorsam namerdim!)Yılın yeşili: HAYRETTİN KARACA (TEMA ile doğayı kurtarmaya ömrünü vakfetti.) Yılın mavisi: GÜNSELİ KATO (Saç rengiyle eski Smurf’lerden yani Şirinler’den olduğu ortaya çıktı.)Yılın babası: REHA MUHTAR (İkizleriyle birlikte mükemmel bir baba oldu.)Yılın noel babası: YILMAZ ERDOĞAN (Neşeli Hayat filmiyle ülkemizdeki Noel Baba’lara renk ve sempati getirdi.)Yılın futbolcusu: ARDA TURAN (Futbolundan çok her şeyiyle gündemdeydi.)Yılın “uyanık” basketbolcusu: HİDAYET TÜRKOĞLU (NBA finallerinde çok iyi oynadı. Yeni sezonda Toronto ile yeni kontratını yaptı, paraları kaptı)Yılın “saf” basketbolcusu: CEMAL NALGA (Galatasaraylı oyuncu başkasının formasıyla oynayınca kendisini kimsenin tanımayacağına inandı, çıra gibi yandı.)Yılın kovboyu: CEM YILMAZ (Yahşi Batı’sını bu yıl vizyona girmeden güzelce konuşturmayı başardı.)Yılın acısı: MICHAEL JACKSON’UN ÖLÜMÜ (Daha ona doymamıştık. Yazık oldu.)Yılın tatlısı: BONBON FUNDA (10 Kadın arasında parlayan radyo partnerim.)Yılın şakıması: TWITTER (Artık insanlar her an diledikleri gibi şakıyabiliyor.)Yılın zırvası: NURETTİN HASMAN’IN İFFET ARAYIŞI (Uzatmalı aşkı İkoncan Eda Taşpınar, kendisine sörfçü genç bir sevgili bulunca aklına birdenbire ’iffet’ geldi.)Yılın hocası: CÜPPELİ AHMET (Fatih Altaylı sayesinde tanıştık ve unutamadık.)Yılın kocası: YURDAL SERT (İkoncan İvana ile başa çıkmak hiç kolay olmadı.)Yılın öğretmeni: TÜM ÖĞRETMENLERİMİZ (Geçim sıkıntısı içinde çalıştılar.)Yılın öğrencisi: AYSUN KAYACI (Harvard’da okuduktan sonra saçlarını koyu renge boyattı. Ekoseli mini etek ile diz boyu beyaz çorapları eksik kaldı.)Yılın yaşlanması: GÖNÜL YAZAR (Yıllar geçti. Taş Bebek gitti, Yaşlı Bebek geldi.)Yılın gençleşmesi: İZZET YILDIZHAN (Son haliyle yeniden ergenlik dönemine döndü.)Yılın “bebek” ikizleri: POYRAZ VE MİNA (Reha Muhtar ve Deniz Uğur’un biri kız diğeri erkek bebekleri.)Yılın “karı koca” ikizleri: AYLİN VE ÖZCAN TAHİNCİOĞLU (Sanki hık demiş birbirlerinin burnundan düşmüşler. Bu kadar benzerlik olamaz. Pes doğrusu!)Yılın lüzumlu çifti: BİHTER VE BEHLÜL (Aşk-ı Memnu olmasa ne yapardık?)Yılın lüzumsuz çifti: NURGÜL YEŞİLÇAY VE CEM ÖZER (Neden bilmiyorum!)Yılın röportajcısı: HELİN AVŞAR (Kısa sürede büyük ilerleme kaydetti. Bravo.)Yılın fotoğrafçısı: NİHAT ODABAŞI (Ayşe Arman’ı yılın en seksi kadını yaptı.)Yılın fotojeniği: AYŞE ARMAN (Foto shop mop anlamam kadın acayip güzel.)Yılın filmi: AVATAR (Titanik’in yönetmeni James Cameron’un son harikası.)Yılın AVM’si: İSTİNYE PARK (Avatar’ın yerli versiyonunu her gün İstinye Park’ın avlusunda lüks arabalarla çeviriyorlar. Adı da benziyor: “HAVA ATAR.”)Yılın GSM’i: VODAFONE (Pazar payını artırdı. Rekabete canlılık getirdi.) Yılın CEO’su: SERPİL TİMURAY/VODAFONE (Danone’nin başarılı eski lideri, kadınların üst yönetimde ne kadar başarılı olabileceklerini tekrar kanıtladı.)Yılın web’i: CEMCEMİNAY.COM (Yenilendi ve farklı içerikleriyle çok cici oldu.)Yılın açılımı: KÜRT AÇILIMI (Ne olduğunu anlamadan desteklediler.)Yılın kapatımı: DTP’NİN KAPATILMASI (Ne olduğunu anlamadan kapattılar.)Yılın firarı: CEM UZAN (TMSF, Türkiye’de ararken, basın onu Paris’de Eyfel manzarası eşliğinde koşu yaparken buldu.)Yılın kovulması: VJ BÜLENT (Kral’ın emektarı kovulduktan sonra hatırlandı.)Yılın azarı: RECEP TAYYİP ERDOĞAN (İçeride tüm muhalefete, dışarıda “One Minutes!” diyerek koca İsrail’e haddini bildirdi. Köşe yazarları da nasibini aldı.) Yılın nazarı: LEYLA ALATON-MEHMET GÜNYELİ EVLİLİĞİ (Ne kadar mutlular derken nazar değdi. 12 yıllık evliliklerini Tsunami aldı götürdü.) Yılın gezisi: ERTUĞRUL ÖZKÖK İLE AHMET HAKAN’IN UMRE GEZİSİ (Ahmet Hakan’ın deve üstündeki fotoğrafı maalesef gözümüzün önünden gitmiyor.)Yılın fedakârlığı: ÖNDER BEKENSİR (Süreyya Yalçın’ın eski Demet Akalın’ın yeni eşi Önder Bey, Demet Hanım ismini vücuduna dövme yaptırınca Demet’in ismini gömleğinin yakasına yazdırmak fedakârlığında bulundu ve “Evlilik öncesi sözleşmesi” yapılmasına karşı çıkmayıp “Benim ailem zaten zengin” dedi.) Yılın dizi kanalı: KANAL D (En popüler dizileri yayınladı ve gönülleri fethetti.)Yılın haber kanalı: NTV (Kaliteden ödün vermedi. Tarafsız habercilik yaptı.)Yılın radyosu: RADYO N 101 (Ben oradayım. En iyisi biziz. Başkasını tanımam.)Yılın gazetesi: VATAN (Köşesizdim, bana güzel köşeler verdiler. 4 köşe oldum.)
İngiliz Daily Mirror Gazetesi Noel yaklaşırken tirajını artırmak için bir Noel Baba hikâyesi uydurmuş. Noel Baba’nın kemikleri sözüm ona Türkiye’den İrlanda’ya götürülmüş ve orada gömülmüş. Dünyanın neresinde bir şey olsa mutlaka biz Türklerle bir bağlantısı kuruluyor. Noel Baba’ya da bizim bir şekilde karıştırılmış olmamızı o yüzden yadırgamadım. Ayhan Işık da George Clooney’in babası değil miydi?Ancak çocukluğumdan beri kurduğum Noel Baba hayallerim bu haberle yıkıldı.Ben Noel Baba’yı geyikleriyle birlikte hâlâ kutuplarda yaşıyor sanıyordum.Noel Baba benim için ölümsüzdü.Yılın bir gecesi bacadan girer çam ağacının altına hediyeler bırakırdı.Şimdi ne olacak?Bacadan aşağı kemik mi yağacak?Münasebetsiz İngilizler!Hayallerimizin tadını tuzunu kaçırdılar. Noel Baba’nın bile kemiklerini sızlattılar.REPLİKLERİN SAVAŞIBeylik replikleriyle izleyicini mest eden Polat Alemdar’ın ‘Kurtlar Vadisi’ ile televizyonun yeni fenomeni Ramiz Dayı’nın ‘Ezel’i arasındaki replik savaşına ben de aşağıdaki nev-i şahsıma münhasır repliklerle bilfiil ve bizzat katılıyorum. Hodri meydan!POLAT: Ben soru sormam, hesap sorarım.CEM: Ben nokta koymam, ünlem koyarım!RAMİZ: Hesap görmek hesap etmekten zordur yeğen.CEM: Masaya hesap geldiğinde arkama bile bakmam tüyerim garson.POLAT: Seninle benim kellemi alacak adamın kulağına ezanı ancak biz okuruz.CEM: Perşembe mezarının etrafında kolbastı oynayan düşmanımın cenazesi Cuma namazını tabutundan dinler!RAMİZ: Ölüm gibidir sadakat, pazarlığı olmaz.CEM: Pazarlık kelimesini sözlüğünde barındırmayan Louis Vuitton gelse bile pazarlığımı yapar, gözünün yaşına bakmam indirimimi alırım. Yoksa indiririm!POLAT: Mafya geçmişi konuşmaz.CEM:Benimle dalaşan geçmişini konuşmak istese de hatırlayamaz!RAMİZ: Aç gözünü yeğen, adını söyle bana!CEM: Kapa gözünü Nataşa, bırak uzanayım yanına!POLAT: Ölüm dediğin nedir gülüm? Ben senin için yaşamayı göze almışım.CEM: Seri katillik dediğin nedir canikom? Ben senin için canlı bomba olmuşum.RAMİZ: Geçmişe sorular soran, kendi sesinin yankısını gerçek sanar yeğen...CEM: Ağzını açıp boş konuşan, kendi kelimeleriyle boğulur hayat-ı maneviyem...BEREN SAAT GALAYA İYİ Kİ GİTMEDİ!“Gecenin Kanatları” isimli filminin galasına gitmedi diye Aşk-ı Memnu’nun Bihter’i Beren Saat’i yerden yere vurdular. “Profesyonel değil, marka değerini kaybetti” dediler. Yapımcı kendisini dava ediyormuş. Dava edeceğine teşekkür etsin. Kız galaya gitmedi diye filminin inanılmaz reklamı oldu. Beren Saat iyi ki galaya gitmedi. Onun sayesinde film hâlâ konuşuluyor ve acayip merak ediliyor.Alkollü sürücülere hapisHer yıl bu zamanlarda trafik cezalarında yapılan zamlar gündeme gelir. Nitekim bu yıl da yılbaşından itibaren trafik cezalarında uygulanmaya başlanacak değişiklikler konuşuluyor. Trafik Yasası’nda köklü değişiklikler yapılmış. Örneğin bir yıl içinde kırmızı ışıkta beş kez geçtiği saptanan sürücünün ehliyetine bir yıl el konacakmış. Bırakın bir yılı günde 5 kez kırmızı ışıkta geçen sürücülerin olduğu bir ülkede yaşadığımızı düşünürsek yeni yasa ile olumlu bir gelişme kaydedilmiş.Ancak yasa yine de yetersiz kalmış.Alkollü sürücülere yakalandıkları anda hapis cezası yok.548 lira verip kurtuluyorlar.Öyle olmaz !Madem yasayı caydırıcı olması için habire değiştiriyorsun, o zaman alkollü olarak araç kullanan sürücüleri Amerika’da yaptıkları gibi anında hapsedeceksin. Aracına, ehliyetine el koymak da cabası. Trafik canavarının kol gezdiği “canım Türkiyem”de bugüne dek alkollü sürücüler yüzünden sayısız aile perişan oldu.Kaç masum vatandaşımızı kaybettik.“Yeter” demenin zamanı geldi.Alkollü araç kullanan sürücüler en az 48 saatliğine anında hapise gönderilmeli. Kendilerine gelmeleri ve işledikleri suçun ciddiyetini kavramaları için hapis şart.Yoksa bunlar adam olmaz.Yılbaşı gecesi dikkatli olun.Alkollü katiller sokaklarda yine sürücü kılığında cirit atıyor olacak.Çünkü içtikten sonra direksiyon başına geçmeyi maalesef marifet sananlar var!HAFTANIN SORUSU?Saldırıya uğrayan ve ağzı burnu parçalanan İtalya Başkanı Berlusconi’nin kan çanağına dönen suratını gördüklerinde coşup, sevinenler ‘Testere 6’ filmini yemekten önce iştahlarını açmak niyetine mi izlerler?TOP 10 RÜKÜŞLERÜnlü hanımlarımız arasında üstüne giydiğini yakıştıramayanlar var. Bunlar ne yapsalar nafile... Ne kadar para harcasalar boş... Giydikleri sırıtıyor. “Ben bunun üstünden akıp gidiyorum” diye haykırıyor. Oysa, hepsi güzel ve de hoş kadınlar. RADIO N 101’de hafta içi her sabah 07.00-10.00 arası yayınlanan ’BACK UP MORNING SHOW’da dinleyicilerimize sorduk. İşte rüküşler arasında top ten1) SÜREYYA YALÇIN: Güzel kadın. Parası var. İmkanı var. Ama zevki hiç yok.2) DEMET AKALIN: Sahne giysileri de, günlük kıyafetleri de birbirinden beter.3) ESRA CEYHAN: Demode ve anaç bir giyim tarzı var. Tarz demek bile zor.4) YILDIZ TİLBE: Soğuktan korunmak ya da çıplak kalmamak için giyiniyor.5) PINAR ALTUĞ: Olduğundan daha iri gösteren renkler ve giysiler seçiyor. 6) MELTEM CUMBUL: Marka giyip bir türlü üstüne yakıştıramayanlardan.7) SERTAB ERENER: Muhteşem sesli şarkıcının gardırobu fena halde arızalı.8) HANDE YENER: Tarz diye seçtiği marjinal giysiler üstünde defolu duruyor.9) DENİZ BERDAN: Sürekli bacaklarını gösterme çabasında rüküş olabiliyor.10) CEYLA GÖLCÜKLÜ: Sosyetik güzel, pahalı ama fiziğiyle uyumsuz giyiniyor.TEPE TEPE KULLAN!Galatasaray’ın, yeni stadı yüzünden iflas eden mimar Eren Talu ile ‘enkırwoman’ eşi Defne Samyeli boşanma davalarında mal ayırımı konusunda anlaşamıyorlarmış. Defne Hanım, 14 yıllık evlilik döneminde edinilmiş malların yarısını istemiş. Eren Bey, ise “Seyrantepe’nin hepsi senin olsun. Tepe tepe kullan!” diyormuş.
İtalya Başbakanı Berlusconi’nin, Milano’da uğradığı saldırı sonucu ağzı burnu kan revan içinde kaldı. Saldırgan Massimo Tartaglia’nın psikolojik sorunları yüzünden 10 yıldır tedavi gördüğü söylendi. Ancak olaydan sonra tutuklanan saldırgan Massimo, 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabileceğini öğrendikten sonra Berlusconi’den özür diledi. Yani saldırganın akli dengesinde bir problem yok.Paçası sıkışınca mantıklı düşünebiliyor. Psikolojik sorun deseniz o zaten hepimizde var. Üstelik çoğumuz onun gibi tedavi de görmüyoruz. Psikoloğun karşısında kanapeye uzanıp sorunlarımızı anlatamıyoruz. Ama gidip de kimsenin yüzünü gözünü dağıtmıyoruz. Bu arada Facebook kullanıcıları arasında saldırgan Massimo’nun “Yılın adamı”, “Berlusconi’nin suratını ikiye yaran adam” başlıkları altında 125 bin sempatizanı toplanmış. Bırakın sadece sempati duymayı adamı nerdeyse kahraman ilan edecekler. Bush’a ayakkabı fırlatan Iraklı gazeteci gibi. Merak edilen açılım kapatım sorularıÖnce açılım geldi sonra kapatım. Şimdi benim kafam karıştı. Kapatım daha önce gelseydi şu anda açılım ne durumda olurdu? Yoksa hiç açılım diye bir şey olmaz mıydı? Madem kapatım yapacaklardı açılımı niye yaptılar? Açılım ile kapatımın aynı anda olma şansı nedir? Kapatımdan sonra açılımın akibeti acaba ne olur? Açılım sayesinde kapatım tekrar bir açılıma dönüşür mü? Yoksa kapatım açılıma olumsuz etki yapar açılım açılamadan kapanır mı? Her açılımın sonu bir kapatım mıdır? ’Görünen köy kılavuz istemez’ misali görünen kapatım açılım istemez mi? Bugüne kadar bu konuda mucize eseri kafanız karışmadıysa bunu okuduktan sonra hiç merak etmeyin karışacaktır!Böyle dost her memlekete lazımİflasın eşiğine gelen Dubai’yi kurtarmak için Abu Dabi 10 milyar dolar yardımda bulunmuş. Katarlı kardeşler bize zırnık koklatmadı. Dubai bundan böyle Abu Dubai olarak anılacak. Bizim burası da “Ha bu diyar, ha bu diyar, ha bu di, ha bu di, ha bu diyar!”Vay anasına sayın seyirciler!İnsanların içindeki şefkat ve acıma duyguları tamamen yok olmuş vaziyette. Bizim iyi kalpli yazarlarımızdan sevgili XL Rahşan Gülşan bile bu konuyla ilgili “Şaşkınım ama elimde olmadan sevindim” diyor. İtalya liderini “Kadınları çıplak olarak görmekten zevk alan, güzel kadınları belli menfaatler karşılığında belli görevlere getiren azgın adam” olarak tanımlayan Rahşan, ağzı burnu kan çanağına dönmüş Berlusconi’yi görünce hiç üzülmemiş. Rahşan’a göre adam kadın budalası diye ağzının burnunu dağılmasını hak ediyor. İşin gerçeği erkek milletinin tümü Berlusconi gibi güzel kadınlara meraklı.Berlusconi gibi elinde imkanları olsa çoğu erkek aynen onun gibi yapar. Havuz partileri verir, g-stringlerle dolaşır, değişik kadınlarla birlikte olur. Bu suratımızın ortasına bir heykelle vurulmasını hak ediyoruz anlamına gelmez. Hatta kaderde Berlusconi’nin akibetine uğramak bile olsa azgınlığa gelince kimse bizi tutamaz.Bilmem anlatabiliyor muyum?Son bir not: Berlusconi gibi koruman varsa düşmana ihtiyacın yok!DÜMENDE KİM VAR? Haydar Dümen “Cinsellik konusunda elimden 20 milyon kişi geçti” diye dert yanmış. Dert etme Haydar Hoca, sünnetçi Kemal Özkan’ın elinden neredeyse erkek nüfusumuzun tümü geçti, bak adamcağız hiç sesini çıkarıyor mu?Erman ‘gaz’ ToroğluCanım Türkiyemin Hacivat ve Karagöz’ü Şansal Büyüka ve Erman Toroğlu’nun ’Maraton’ programı Erman Hoca sayesinde tam anlamıyla çift sıfırlık geçiyor. Programın kodu diye bir şey olsa bunlarınki otomatikman (00 WC) olurdu. Erman Hoca’da acayip bir tuvalet muhabbeti yapma eğilimi var. Önce bir ofsaytı anlatırken lazımlık kullanmıştı. Daha sonra ishal olup maça çıkan bir futbolcu için ’paçalarından akar’ dedi. Son olarak da topun gol çizgisini nasıl geçtiğini göstermek için bir tuvalet kağıdı kullandı. Reklam aralarında gaz çıkartıyorsa hiç şaşmam!Baklava mı bıngıl mı?Tarkan son derece disiplinli bir çalışma sonucu ideal bir vücut yapmış. Karın kasları erkeklerde ’baklava’ denilen cinsten. 300 Spartalı filminde Sparta Kralı Leonidas’ı canlandıran Gerard Butler gibi. Yağlar değil kaslar konuşuyor yani. Kaslara baklava diyorlar ama Tarkan’ın rejiminde herhangi bir tatlı olduğunu sanmıyorum. Rejimine acayip dikkat ediyordur. Her gün muntazaman spor yapıyordur. Rejimine dikkat etmeyip spor yapmayanlarda durum tam tersi.Baklava yerine ’bıngıl’ oluyor. Bıngıllarda kas, mas yok. Bildiğiniz sağdan, soldan ve önden fırlayan yağlardan var. Resmen ’göbek’ dediğimiz türden. Radyo N 101’de hafta içi 7.00-10.00 arası yayınlanan ’BACK UP MORNING SHOW’da hanım dinleyicilere ’Baklava mı bıngıl mı tercih edersiniz?’ diye sorduk. Gelen yanıtlar ilginçti. Kadınların çoğu baklava seviyor ama bıngılla beraber oluyor. “Baklavalar vücutlarını şişirirken egolarını da şişirdiklerinden itici oluyorlar ve sevişirken kendilerinden başka bir şey düşünmeyecek kadar narsistler” diyen oldu. “Baklava yapmak için o kadar yoğun bir tempoda çalışıyorlar ki seks yapacak halleri kalmıyordur!” diye düşünen oldu. “Bir kere baklavaya dokunan bir daha bıngıl istemez” yorumunu yapan oldu. “Baklavanın yanında baklava olmak lazım, bıngıl bıngıl dolaşılmaz, o da çok zor iş” diye hayıflananlar oldu. Sonuç olarak “Baklavayla eğlenilir, bıngılla evlenilir” gerçeği ortaya çıkıyor. Belki de baklavalar evlendikten sonra rahata kavuşup bıngıllaşıyorlar da ondan. Yoksa siz hayat boyu baklavalaştıramadıklarımızdan mısınız?
Sosyetik hanımlarımız iyi kalpli. Sürekli kurdukları derneklere yardım amaçlı etkinlikler yapıyorlar. Hayır işleri için bağış topluyorlar, bağışta bulunuyorlar. Son olarak Tarkan’ın sahne aldığı böyle bir gecede tüm sosyetik güzeller bir araya gelmiş. Yine paralar toplanmış, bağışlar yapılmış. Tarkan da bu geceye ücret almadan katılmış. Buraya kadar her şey güzel. Ancak yardım gecesinde eller havada rengarenk dekolte tuvaletlerinin içinde eğlenirken çekilmiş boy boy fotoğrafları magazin basınında yer alınca yaptıkları işin değeri sarsılıyor. Masalarında dans edenleri gören Tarkan, “Kızlar buraya gelin!” diye çağırdı. Tarkan çağırdı sosyete “Kuzu Kuzu” geldi şeklinde yazılar çıkınca olayın esprisi kaçıyor. Davetiyelerin 500 TL’den satıldığı balo, yardım amaçlı para toplamak için yapılmış olan hayırseverlikten çıkıyor, takıp takıştıran sosyetik hanımların birbirleriyle girdikleri ‘gösteriş’ yarışına dönüşüyor. Şatafatlı giysileriyle göbek atıp eğlenirken, devede tırnak bir bağışta bulunmuş havasını veriyorlar. Millet şöyle düşünmeye başlıyor. “Bu kadınlar zengin. Her türlü imkanları var. Tarkan ile karşılıklı dans edip göbek atmak için cüzi sayılacak bir para ödediler, etrafa nispet yaparacasına en yeni cicilerini gösterdiler. Gazetelerde fotoğrafları çıktı. Bu iş derneklerinden çok onlara yaradı!” Oysa sosyetik hanımların niyeti başka. Onlar gerçekten yardıma muhtaçlara para toplamak için çalışmışlar. Emek, vakit harcamışlar. Zengin dostları gelsin bağış yapsın diye Tarkan’ı sahne almaya ikna etmişler. Müzayedeler yapılmış, bağışlar toplanmış ve yardım gerçekleşmiş. Ama ertesi gün her yerde “Sosyeteyi Şıkıdım Şıkıdım Oynattı” başlıklı Tarkan ile resimleri çıkınca yaptıkları bütün iyilik halkın gözünde ne yazık ki güme gitmiş.İYİ HABER / KÖTÜ HABERİYİ HABER: Devletin kurumu TRT artık reklam yayınlamayacakmış.KÖTÜ HABER: Bandrollara, vergilere, harçlara pullara zam geliyor.HAFTANIN HASTALIĞIFenerbahçe’nin verimsiz İspanyol golcüsü Daniel Guiza’da ’Bursit’ denilen bir hastalık varmış. Türkçesi, tendon ve kasların kemik yüzeyine sürtünerek yırtılmasını önleyen küçük sıvı dolu keseleri iltihaplanmış. Okçu geçinen karavanacı Guiza sayesinde ’Bursit’ diye bir hastalık öğrendik. Transferde milyonlarca Euro alıp oynamayan futbolcuların hastalığının adını zaten biliyorduk: “Bullshit!“YİRMİKİZİstanbul’da ilginç bir ikiz doğumu gerçekleşmiş. Zeynep isimli bebek 610 gr doğunca, doktorlar ’ikizi Zehra düşmesin’ diye ana rahmini dikmişler. Zehra bebek 20 gün sonra 800 gram doğmuş. Şimdi bunlara ’yirmikiz’ denmez mi?OBAMA WOODS OLUR MU ?Golf efsanesi Amerikalı Tiger Woods’un başına gelenleri duymayan kalmadı. Karısı aldatıldığını keşfedince Tiger’in golf sopalarından birini önce kafasında sonra arabasının camında patlattı.Neye uğradığını şaşıran Tiger, olaydan sonra süt dökmüş kedi gibi inzivaya çekildi. ”Ailemi üzdüm. Utanıyorum! “ şeklinde af dileyen açıklamalar yaptı.Bu arada ünlü golfçünün eşini son sayımlara göre bir değil 9 kadınla aldattığı ortaya çıktı.Tiger Woods turnuvalara katılıyor ve her gittiği yerde bir sevgili buluyor. Tiger golf dünyasının imparatoru.1 milyar dolardan fazla serveti ve sayamayacağı kadar çok şampiyonluğu var. Adam dünyanın en çok para kazanan profesyonel sporcusu.ABD Başkanı Obama da dünyanın imparatoru sayılır.Obama da tıpkı Woods gibi güzel bir kadınla evli, çoluk çocuk sahibi ve masum yüzlü.İkisinin de rengi aynı.İkisi de işleri gereği dünyayı geziyor.İkisi de kadınlar arasında popüler.Obama’nın eski Başkan Bill Clinton ile de bir ortak noktası var.İkisi de aynı partiden.Woods’un imparatorluğunda ciddi bir çatırdama oldu.Eşini aldatması ona kamu oyunda güven kaybettirdi.Peki Obama, Woods olur mu ?Obama’nın ABD Başkanı olması birşeyi değiştirmez.Sonuçta o da Woods gibi hisleri, arzuları, dürtüleri olan bir insan.Ancak arada önemli bir fark var.Obama’nın kaçamak yaparken yakalanması Woods gibi sadece kendisini ve ailesini etkilemez.Obama’nın imparatorluğu Woods gibi çatırdarsa ekonomik krizi bir türlü atlatamayan Amerika, yeni bir ’Clinton/ Lewinski’ rezaletini kaldıramaz.Obama giderse yerine yardımcısı Joe Biden gelir.Bu da 2012 filmindeki hayali kıyametin gerçekten kopacağının habercisi olur.Kıyametin kopmaması aşkına Obama inşallah Başkanlığı süresince Woods gibi olmaz.Amin!
Özcan Deniz son oynadığı “Samanyolu” dizisinde Vildan Atasever’le olan yatak sahnesi için kıllardan arındırılmış göğsüyle kamera karşısına geçmiş.“Bir erkek bu kadar kılsız olur mu?” dedirten görüntülerin yer aldığı video internette tıklanma rekoru kırıyormuş. Ne kadar garip insanlar var. Özcan Deniz’in tavuk gibi yolunmuş halini merak ediyorlar. İbrahim Tatlıses’in tüysüz hali olsa hadi neyse. Özcan Deniz tüylü olsa ne olur, olmasa ne olur? O zaten İzzet Yıldızhan gibi sırtı, mırtı epilasyon görmüş ünlülerimizdendi. Neredeyse Kral TV’den apar topar kovulan VJ Bülent kadar kılsız artık onlar. Tüysüz değil kıllarıyla nam salan birinin tüyleri alınmış olacak ki ilginç olsun. Ben şahsen “Yeteneksizler” yarışmasının Armağan Çağlayan havasındaki Simon Cowell modeli jüri üyesi Ali Taran’ın tüysüz halini merak ediyorum. Cine 5’te İpek Tuzcuoğlu ile magazin programı sunan Mehmet Altan da olabilir. “Hayat Sineması” diye ekranda yeni bir program sunmaya başlayan yönetmen Sinan Çetin de... En azından Ahmet Hakan ya da Haşmet Babaoğlu olsun. Gerisi tıklamaya değmez.Gel bir şeyler uydur!.. Televizyonda “Orada Neler Oluyor?” isimli magazin programına çıkan ünlüler mutlaka kendi çaplarında bir bomba patlatmak zorundalar. Bir anormal durumu itiraf etmezlerse o programda onlara yer yok. Korhan Abay gibi aniden 35 yaşında bir oğlun peydahlanacak, Salih Güney gibi gençliğinde jigololuk teklifi almış olacaksın, Nurseli İdiz gibi hemcinsin olan bir meslektaşını dudaklarından öpmek isteyeceksin, Atilla Olgaç gibi düşmanlarına savaşta işkence yapmış olduğuna kendini inandıracaksın, Abdullah Şahin gibi ilk evliliğinde gerdeğe karın ve bir arkadaşınla birlikte girdiğini söyleyeceksin, Tolga Savacı gibi dünyaca ünlü eşcinsel bir yönetmenin sana gay olman için bir teklifte bulunduğunu yumurtlayacaksın, vs, vs, vs... Bu itirafların sonu gelmiyor. Gelse zaten program biter. İtiraf edecek kayda değer bir şeyi yoksa veya en azından dikkat çekecek bir şeyler uyduramıyorsa o programa Obama gelse konuk olarak almazlar. Adını, sanını unuttuğumuz ünlülere hep “Orada Neler Oluyor?”un sansasyonel formatı sayesinde kavuştuk. Magazin dünyasında ses getiren ve misyonunu başarıyla sürdüren programın bir de ismini değiştirseler tam olacak. Daha gerçekçi bir isim olsun. “Gel Bir şeyler Uydur!” cuk oturur mesela. Ne dersiniz? HAFTANIN SÖZÜ “Dünya nüfusuna göre her erkeĞe 2 kadIn düŞüyormuŞ. Benİm hakkImI kİm yİyorsa haram, zIkkIm olsun...”Böyle kovulma dost başınaVJ Bülent tam 14 yıldır çalıştığı Kral TV’den cinsel tercihi yüzünden kovulduğunu iddia etmiş. Kral TV’cilerin VJ Bülent’in cinsel tercihini anlamaları nasıl olur da 14 yıl sürmüş? Hadi iş yerinde rastlamadılar diyelim. Bunlar hiç mi kendi kanallarını izlemediler? Başka bir kanalda pek izlenmeyen bir programa gecenin ilerlemiş saatinde VJ Bülent çıktığında farkına varıp “Vay be meğer bu herif eşcinselmiş” mi dediler? Çık çıkabilirsen işin içinden. Bu arada kovulacaksanız VJ Bülent gibi kovulun. Kovulmadan önce herkes onu unutmuştu. Bir kovuldu memleketin gündemine oturdu. Şimdi her yerde demeçleri, röportajları çıkıyor. Yakında parasını katlayarak yeni bir iş bulur. Kovulana kadar da tekrar unutulur!Boşverin Kenan ile Gülben’i!Aylık bir derginin gençler arasında yaptığı araştırmaya göre canım Türkiyem’de erkekler Kenan İmirzalıoğlu’nu, kadınlar Gülben Ergen’i kendilerine rol modeli olarak seçmişler. Ne Kenan’ı ne Gülben’i yahu, boş versenize. Erkekler, “veliaht”, kadınlar “ikoncan” olmak istiyor. Baba parası yemek ve o paracıkları yiyen biriyle birlikte İstinye Park’ta limitsiz alışverişe çıkmak varken ne işiniz var ünlülerle!iPhone pahalı mı?iPhone fiyatlarını pahalı bulanlar var. Teknik özellikleri normal 3GS ile aynı olan üstü 271 gramlık 24 ayar altınla kaplı ve 136 elmasla süslü bir iPhone yapmışlar. Maliyeti 4.6 milyon TL imiş. Altın fiyatlarının devamlı arttığını göz önüne alırsak değerli taşlarıyla birlikte o kadar da anormal bir rakam gibi gözükmüyor. Esas pahalı olan iPhone’un kendisi değil kullanımı. Tepeden kilit düğmesine basmayı unutursanız benim gibi ayvayı yersiniz. Teknoloji harikası iPhone başlıyor elinizin son değdiği numarayı kendiliğinden aramaya. Bir kere filan da değil ısrarla, devamlı. Ay sonu gelen faturanızda bu durumu keşfettiğinizde iş işten geçmiş oluyor. Tevekkeli değil GSM şirketleri ilk çıktığında iPhone’ları abonelik şartıyla ücretsiz verdi. Adamlar bu işi biliyor. Telefon siz farkında değilken onların hesabına çalışıyor. Tabii ki bedava verirler!
Son günlerde bir “haşin bakış” modası var.İşte size modası geçmeyen haşin bakışlılar:RECEP TAYYİP ERDOĞAN: Haşin bakışına hedef olanları imha edenlerden.KADİR İNANIR: Rol icabı haşin bakışlarıyla yürek yakanlardan.FATİH TERİM: Damarına basıldığında bakışları acayip haşinleşenlerden.HİKMET KARAMAN: Fatih Terim havalarına girdiğinde bakışı haşinleşenlerden.ALİ TARAN: Haşin bakışlı sıra dışı bir reklamcıyken, haşin bakışlı sumocu jüri üyesi olanlardan.SEDA SAYAN: Huyuna suyuna gidilmediğinde haşin bakabilen Kadırgalılardan.AZİZ YILDIRIM: Medyaya sürekli tehdit saçan melek yüzlü haşin bakışlılardan.ORAY EĞİN: Gülümsediğinde bile hiç çaktırmadan haşin bakabilenlerden.AHMET ÇAKAR: Televizyonda reyting alma çabası sayesinde hortlayan içindeki haşinliği sabit bakışlarıyla dışına vuranlardan.CEYLA GÖLCÜKLÜ: Sosyetik güzel, sinirlendiği anda haşin bakabilenlerden.AHMET ALTAN: Tuttuğu ’Taraf’a karşı olan herkese haşin bakanlardan.BÜLENT ’BABLA’ ERSOY: Abartılı makyaj sonucu bakışı haşinleşenlerden.ECE ERKEN: Birinden boşanır boşanmaz diğerini bulan Mavi Şeker, sadece ’veliaht’gördüğünde haşin bakanlardan.ECE GÜRSEL: Güzel vücutlu, seksi bakışlı, eli kırbaçlı haşin bakışlılardan.ABDURRAHMAN DİLİPAK: İmam Hatipli ve aşırı gergin haşin bakışlılardan.BÜLENT ARINÇ: Mevki, güç ve otorite sahibi temiz yüzlü haşin bakışlılardan.SÜREYYA YALÇIN: Ne giyse, ne taksa bir türlü yakıştıramayan, rüküşlüğünün kurbanı olmuş haşin bakışlılılardan.PAKİZE SUDA: Bol dolgulu ve botokslu haşin bakışlılardan.CEM YILMAZ: Eleştirildiğinde espri yapıp kahkaha atarak haşin bakanlardan.LEYLA BİLGİNEL: Sperm ve banka kelimelerini bir arada duyduğunda haşin bakanlardan.Helin hamamdaHelin Avşar, medyada dikkat çekecek röportajlar yapmak için çırpınıyor ve bu uğurda hiçbir cüretkârlıktan kaçınmıyor. Önce Taraf Gazetesi’nin sivri dilli köşe yazarı Rasim Ozan Kütahyalı’yı baştan çıkartıp, bacaklarını bacaklarının arasına alıp göğüs kıllarını göstertmeyi başardı.Sonra “Maymunu Tokatlamak” isimli kitabı ve bazı köşe yazıları yüzünden “penis yazarı” olarak ün salan sevgili Serdar Turgut ile pedikür seansı röportajında ayak fetişizmi yaptı.Artık geriye dönüş olmaz.Ok yaydan fırlamış vaziyette. Helin için anadan doğma röportaj yapma sırası geldi. “Helin Hamamda” temalı röportajlarını görmek, pardon okumak istiyoruz. Bu arada röportaj yapacağı adamlar da hamamlık olsun ki sırıtmasın. Örneğin bol kıllı Erman Toroğlu ile başlayabilir. Tanrı triko sahipleri Recep İvedik ve Hiperstar Ajdar’la bitirebilir... Ne dersiniz?Ümit “Gaf”tan JuniorBeşiktaş’ın Manchester United zaferini naklen yayında anlatan maç spikeri Ertem Şener’in, gaf üstüne gaf yapmakta üstüne yok.“Rüştü, öpüyorum seni Rüştü! Ellerinden öpüyorum, hatta her yerinden öpüyorum Rüştü” sözleriyle abartılı heyecanını dile getiren spiker Şener, maçın stresiyle bu kontrolsüz lafları ettiğini söylemiş ve “Orada Rüştü’yle birlikte ben de boşaldım. Futbolcular kadar biz de stres yaşıyoruz” demiş. Rüştü ile birlikte ne olmuşlar? Gafının açıklaması gaftan beter.Hoş geldin, Ümit “Gaf”tan Junior! Kısa kes aydın havası olsunBaşbakan köşe yazarları daha az yazsın diye buyurmuş. “Ne kadar az yazarlarsa ülke o kadar huzur bulur” demiş. Ben kafamı kırarım, Başbakanımı kırmam. İşte az yazıyorum: “Az, az, az, az, az, az, az, az, az, az, az, az, az, az, az, az, az, az, az, az, az...” Tüm zamanların en kötü şarkıları1- DOKTOR EROL BEY: Erol Köse2- BEN SİZİN BABANIZIM: Barbaros Hayrettin3- ÇİLLİ BOM: Aykut / Hakan / Ayşe4- NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE: Ufuk / Ercan5- BEGÜM: Ferhat Güzel6- ÇEKİRGE: Oğuz Yılmaz7- FEYSBUUK: İsmail Y.K8- ÇİKİTA MUZ: Ajdar9- YARINLAR BİZİM: Ali Rıza Binboğa 10- UÇTU, UÇTU: Bulutsuzluk ÖzlemiMichael Jackson parfümüEfsanevi şarkıcı Michael Jackson’ın DNA’sınden parfüm yapmışlar. Mirasçıları inanılmaz aç gözlü. Adamın ölüsünden nasıl para kazanacaklarını bilemiyorlar. Mümkün olsa cesedine gaz çıkartıp osuruğu diye satacaklar. Söz konusu parfüm Michael’ın saçındaki sözde DNA örneklerinden üretilmiş. Bu parfümü almanızı tavsiye etmem. Michael, biliyorsunuz doğduğunda siyah ölürken beyazdı. Derisinin rengi tamamen değişen insanın DNA’sı mı kalır? Parfümü de teninin rengi gibi kapağını açtığında uçup gidebilir. Sonra elinizde bir dolu para ödediğiniz içi boş süslü bir şişe kalır!
“Gecenin Kanatları” filminde Aşk-ı Memnu dizisinin Bihter’i Beren Saat ile sevişme sahneleri hakkında oyuncu Murat Ünalmış, “Ben onun göğüslerine bakmadım. Gözüm bile kaymadı. Niye kaysın? Görmemiş bir adam değilim ki!” şeklinde şövalyevari bir açıklamada bulunmuş. Bu itirafın üzerine düşündüm. Açıkçası ben de görmüş sayılırım ama gözüm kayardı. Peki aynı durumda olsalar acaba kimin gözü kayar kimin kaymaz?İşte uslularla, uslanmazlar ya da görmüşlerle görmemişler: GÖRMÜŞ: M. ALİ BİRAND (Adam kibar, nazik, efendi, düşünceli ve centilmen.)GÖRMEMİŞ: M. ALİ ERBİL (Tonlarca görmüş olsa bile meraktan yine gözü kayar.)GÖRMÜŞ: EDİZ HUN (Türk sinemasının en efendi jönüydü. Bakmaya utanır.)GÖRMEMİŞ: TAMER KARADAĞLI (Saman altından su yürütüyormuş hali var.) GÖRMÜŞ: HAYDAR DÜMEN (Gözü kayanlarla uğraşmaktan gözü kaymaz oldu.)GÖRMEMİŞ: ONUR EROL (Onun bu dünyada meslek icabı görmediği meme kalmadı ama yine de estetiğini kontrol etmek amacıyla gözü kayabilir.)GÖRMÜŞ: TARKAN (Pek ilgisini çekeceğini sanmıyorum.)GÖRMEMİŞ: FERHAT GÖÇER (Böyle bir fırsatı kaçıracağını sanmıyorum.)GÖRMÜŞ: BEYAZ (Ailemizin temiz çocuğu. İmajı sarsılır korkusuyla canı çok çekse de gözünü kaydırmaz.)GÖRMEMİŞ: CEM YILMAZ (Sırf gözünün kaymasıyla kalmaz Goralar, Aroglar.)GÖRMÜŞ: UĞUR DÜNDAR (İdeal aile reisi. Gözünün kayması düşünülemez.)GÖRMEMİŞ: ALİ KIRCA (Yaşı, başı, hali, vakti, durumu, konumu ne olursa olsun sanki gözü her an kayacakmış gibi olanlardan.)GÖRMÜŞ: FATİH ALTAYLI (Son model egzotik bir araba olsa belki ama evliliği konusundaki sağlam duruşu gözünün kaymasını engeller.)GÖRMEMİŞ: SERDAR TURGUT (Kendisiyle pedikür yaptırırken röportaj yapan Helin Avşar’ın ayaklarını resmen dikizleyen Serdar’ın gözünün kayması normal. Adam zaten şaşı. Gözünün böyle durumlarda kaymaktan şaşı olduğu söyleniyor.)GÖRMÜŞ: HINCAL ULUÇ (Onca yıl birbirinden güzel mankenlerle flört etti de onlar istemeden gözü bir kere bile kaymadı. Prensipleri libidosuna yenilmedi.)GÖRMEMİŞ: GÜNERİ CİVAOĞLU (Gözü filan kaymaz! Direkt oraya bakar.)GÖRMÜŞ: ZÜLFÜ LİVANELİ (Hayat felsefesi göz kaymalarına izin vemez.)GÖRMEMİŞ: CAN DÜNDAR (Gözü kayıyormuş da gözlüklerden çaktırmıyormuş.)GÖRMÜŞ: YAVUZ BİNGÖL (Delikanlılık raconuna göz kayması yakışmaz.)GÖRMEMİŞ: KAMER GENÇ (Meclisteki raconuna göz kaymaması yakışmaz.)“Cool” vampir Haşo ile Bella AyşeGenç kızların son günlerdeki gözdesi “Alacakaranlık” ve “Yeni Ay” filmlerindeki cool vampir Edward ile atletik vücutlu kurtadam Jacob. Sürrealist köşe yazarlarımızdan Alaçatı gurusu, Haşmet Babaoğlu da filmin kahramanlarından “Bella” isimli genç kızı sevdiğini itiraf etmiş ve aynen şöyle yazmış: “Bella’yı seviyorum çünkü Bella biliyor... Şefkat ne kadar yakışıklı, ne kadar çekici, ne kadar sıcak ve yakın olursa olsun, aşkın yerini tutamaz!” Haşo’ya göre Vampir Edward aşkı, Kurt Adam Jacob da şefkati simgeliyor. Haşo’yu hep bir roman kahramanına benzetirdim. Ne olduğunu şimdi keşfettim. Ultra romantik, sürekli aşıkmış gibi duran, gizemli bakışlı, uzun tırnaklı, tuttuğu takımın renginde bıyık, sakallı Haşo, tıpkı Edward gibi ‘cool’ bir vampire benziyor. Eski uzatmalı sevgilisi, köşe yazarlarımızdan Ayşe Özyılmazel de ‘Bella’ya.‘Cool’ Vampir Haşo ile Bella Ayşe... Bu ikisi meğer birbirleri için yaratılmışlar da haberimiz yokmuş.Bir de şu münasebetsiz Kurt Adamlar olmasa ne güzel olurdu !Amanin boo! Kobay Boys!Sağlık Bakanı Recep Akdağ “Ülkenin üçte biri domuz gribi olabilir, aşı yaptırın” diye yırtınıyor ama başta Başbakan Erdoğan olmak üzere onu dinleyen yok. Aşı konusuna sıcak bakmayanların başında Mustafa Sandal geliyor. Ünlü popçuya oğlu Yaman’a aşı yaptırıp yaptırmadığı sorulduğunda “Benim oğlum kobay değil!” demiş. Vay anasına sayın seyirciler... Demek bugüne dek aşı olan çocuklar kobay oldular. Ya da Musti’nin anlayacağı dilden yazayım Backstreet Boys, Pet Shop Boys, Boy George, Bad Boys Blue, Boyzone oradaysa Kobay Boys da artık burada! Amanin Boo!