Noel Baba’nın kemikleri

Haberin Devamı

İngiliz Daily Mirror Gazetesi Noel yaklaşırken tirajını artırmak için bir Noel Baba hikâyesi uydurmuş. Noel Baba’nın kemikleri sözüm ona Türkiye’den İrlanda’ya götürülmüş ve orada gömülmüş.

Dünyanın neresinde bir şey olsa mutlaka biz Türklerle bir bağlantısı kuruluyor.

Noel Baba’ya da bizim bir şekilde karıştırılmış olmamızı o yüzden yadırgamadım. Ayhan Işık da George Clooney’in babası değil miydi?

Ancak çocukluğumdan beri kurduğum Noel Baba hayallerim bu haberle yıkıldı.

Ben Noel Baba’yı geyikleriyle birlikte hâlâ kutuplarda yaşıyor sanıyordum.

Noel Baba benim için ölümsüzdü.

Yılın bir gecesi bacadan girer çam ağacının altına hediyeler bırakırdı.

Şimdi ne olacak?

Bacadan aşağı kemik mi yağacak?

Münasebetsiz İngilizler!

Hayallerimizin tadını tuzunu kaçırdılar. Noel Baba’nın bile kemiklerini sızlattılar.

REPLİKLERİN SAVAŞI

Beylik replikleriyle izleyicini mest eden Polat Alemdar’ın ‘Kurtlar Vadisi’ ile televizyonun yeni fenomeni Ramiz Dayı’nın ‘Ezel’i arasındaki replik savaşına ben de aşağıdaki nev-i şahsıma münhasır repliklerle bilfiil ve bizzat katılıyorum.

Hodri meydan!

POLAT: Ben soru sormam, hesap sorarım.

CEM: Ben nokta koymam, ünlem koyarım!

RAMİZ: Hesap görmek hesap etmekten zordur yeğen.

CEM: Masaya hesap geldiğinde arkama bile bakmam tüyerim garson.

POLAT: Seninle benim kellemi alacak adamın kulağına ezanı ancak biz okuruz.

CEM: Perşembe mezarının etrafında kolbastı oynayan düşmanımın cenazesi Cuma namazını tabutundan dinler!

RAMİZ: Ölüm gibidir sadakat, pazarlığı olmaz.

CEM: Pazarlık kelimesini sözlüğünde barındırmayan Louis Vuitton gelse bile pazarlığımı yapar, gözünün yaşına bakmam indirimimi alırım. Yoksa indiririm!

POLAT: Mafya geçmişi konuşmaz.

CEM:Benimle dalaşan geçmişini konuşmak istese de hatırlayamaz!

RAMİZ: Aç gözünü yeğen, adını söyle bana!

CEM: Kapa gözünü Nataşa, bırak uzanayım yanına!

POLAT: Ölüm dediğin nedir gülüm? Ben senin için yaşamayı göze almışım.

CEM: Seri katillik dediğin nedir canikom? Ben senin için canlı bomba olmuşum.

RAMİZ: Geçmişe sorular soran, kendi sesinin yankısını gerçek sanar yeğen...

CEM: Ağzını açıp boş konuşan, kendi kelimeleriyle boğulur hayat-ı maneviyem...

BEREN SAAT GALAYA İYİ Kİ GİTMEDİ!

“Gecenin Kanatları” isimli filminin galasına gitmedi diye Aşk-ı Memnu’nun Bihter’i Beren Saat’i yerden yere vurdular. “Profesyonel değil, marka değerini kaybetti” dediler.

Yapımcı kendisini dava ediyormuş. Dava edeceğine teşekkür etsin. Kız galaya gitmedi diye filminin inanılmaz reklamı oldu.

Beren Saat iyi ki galaya gitmedi.

Onun sayesinde film hâlâ konuşuluyor

ve acayip merak ediliyor.

Alkollü sürücülere hapis

Her yıl bu zamanlarda trafik cezalarında yapılan zamlar gündeme gelir.

Nitekim bu yıl da yılbaşından itibaren trafik cezalarında uygulanmaya başlanacak değişiklikler konuşuluyor.

Trafik Yasası’nda köklü değişiklikler yapılmış.

Örneğin bir yıl içinde kırmızı ışıkta beş kez geçtiği saptanan sürücünün ehliyetine bir yıl el konacakmış. Bırakın bir yılı günde 5 kez kırmızı ışıkta geçen sürücülerin olduğu bir ülkede yaşadığımızı düşünürsek yeni yasa ile olumlu bir gelişme kaydedilmiş.

Ancak yasa yine de yetersiz kalmış.

Alkollü sürücülere yakalandıkları anda hapis cezası yok.

548 lira verip kurtuluyorlar.

Öyle olmaz !

Madem yasayı caydırıcı olması için habire değiştiriyorsun, o zaman alkollü olarak araç kullanan sürücüleri Amerika’da yaptıkları gibi anında hapsedeceksin. Aracına, ehliyetine el koymak da cabası. Trafik canavarının kol gezdiği “canım Türkiyem”de bugüne dek alkollü sürücüler yüzünden sayısız aile perişan oldu.

Kaç masum vatandaşımızı kaybettik.

“Yeter” demenin zamanı geldi.

Alkollü araç kullanan sürücüler en az 48 saatliğine anında hapise gönderilmeli. Kendilerine gelmeleri ve işledikleri suçun ciddiyetini kavramaları için hapis şart.

Yoksa bunlar adam olmaz.

Yılbaşı gecesi dikkatli olun.

Alkollü katiller sokaklarda yine sürücü kılığında cirit atıyor olacak.

Çünkü içtikten sonra direksiyon başına geçmeyi maalesef marifet sananlar var!

HAFTANIN SORUSU?

Saldırıya uğrayan ve ağzı burnu parçalanan İtalya Başkanı Berlusconi’nin kan çanağına dönen suratını gördüklerinde coşup, sevinenler ‘Testere 6’ filmini yemekten önce iştahlarını açmak niyetine mi izlerler?


TOP 10 RÜKÜŞLER


Ünlü hanımlarımız arasında üstüne giydiğini yakıştıramayanlar var. Bunlar ne yapsalar nafile... Ne kadar para harcasalar boş... Giydikleri sırıtıyor. “Ben bunun üstünden akıp gidiyorum” diye haykırıyor. Oysa, hepsi güzel ve de hoş kadınlar. RADIO N 101’de hafta içi her sabah 07.00-10.00 arası yayınlanan ’BACK UP MORNING SHOW’da dinleyicilerimize sorduk.

İşte rüküşler arasında top ten

1) SÜREYYA YALÇIN: Güzel kadın. Parası

var. İmkanı var. Ama zevki hiç yok.

2) DEMET AKALIN: Sahne giysileri de, günlük kıyafetleri de birbirinden beter.

3) ESRA CEYHAN: Demode ve anaç bir giyim tarzı var. Tarz demek bile zor.

4) YILDIZ TİLBE: Soğuktan korunmak ya da çıplak kalmamak için giyiniyor.

5) PINAR ALTUĞ: Olduğundan daha iri gösteren renkler ve giysiler seçiyor.

6) MELTEM CUMBUL: Marka giyip bir türlü üstüne yakıştıramayanlardan.

7) SERTAB ERENER: Muhteşem sesli şarkıcının gardırobu fena halde arızalı.

8) HANDE YENER: Tarz diye seçtiği marjinal giysiler üstünde defolu duruyor.

9) DENİZ BERDAN: Sürekli bacaklarını gösterme çabasında rüküş olabiliyor.

10) CEYLA GÖLCÜKLÜ: Sosyetik güzel, pahalı ama fiziğiyle uyumsuz giyiniyor.


TEPE TEPE KULLAN!


Galatasaray’ın, yeni stadı yüzünden iflas eden mimar Eren Talu ile ‘enkırwoman’ eşi Defne Samyeli boşanma davalarında mal ayırımı konusunda anlaşamıyorlarmış. Defne Hanım, 14 yıllık evlilik döneminde edinilmiş malların yarısını istemiş. Eren Bey, ise “Seyrantepe’nin hepsi senin olsun. Tepe tepe kullan!” diyormuş.

DİĞER YENİ YAZILAR