Haftanın Fıkrası

22 Ocak 2010

Zengin bir iş adamının kızı, kendisiyle evlenmek isteyen erkek arkadaşını anne ve babasıyla tanıştırmak için evlerine yemeğe çağırdı. Yemekten sonra zengin iş adamı damat adayıyla baş başa konuşmak istedi ve onu çalışma odasına götürüp evlendikten sonra ailesini geçindirmek için ne iş yapmayı düşündüğünü sordu.Damat adayı duraksamadan yanıt verdi:- Aslında benim elimden her iş gelir efendim, evlendikten sonra bir yerde kesinlikle bir iş bulurum. Sonra da nasıl olsa, Tanrı yardım eder... Damat adayının bu yanıtını kuşkuyla karşılayan zengin iş adamı, bu kez daha somut bir soru sordu:- Peki içinde kızımı oturtabileceğin bir eve nasıl sahip olmayı düşünüyorsun? Dâmat adayı yine duraksamadan cevap verdi:- Ben aslında çok çalışkanım. Gece-gündüz demez çalışır, para biriktiririm. Sonra da nasıl olsa Tanrı yardım eder; bizde bir ev sahibi oluruz. Kız babasının neşesi iyice kaçtı. Bu kez sesini yükselterek sordu:- Peki oğlum ileride çocuklarınız olunca onlara nasıl bakacaksınız? Dâmat adayı o soruyu da yanıtladı:- Biraz önce söyledim ya; gece-gündüz çalışır kazandığım tüm parayı biriktiririm. Sonra da nasıl olsa Tanrının yardımıyla çocuklarımızı büyütürüz... Dâmat adayı gittikten sonra kızı koşarak babasının yanına geldi:- Dâmadını beğendiğini gözlerinden anlıyorum babacığım, lütfen söyler misin; onun en çok neyini beğendin? Babası kızının yüzüne dik dik baktı:- Onun en çok hoşuma giden yani benim hakkımdaki görüşü, dedi ve ekledi: Beni Tanrı sanıyor !!! BYE BYE ERMAN! Digitürk yönetimi dışarıdan gelen baskı sonucu eski hakem ve kabzımal, yorumcu Erman Toroğlu’nu Lig TV’nin ’Maraton’ programından kovmak zorunda kaldı. Bu da gösteriyor ki canım Türkiyemde çalışan kimsenin yeri sağlam değil. Lafını esirgemeden cart curt konuşup önüne gelene sallarsan bir açığını bulup senden intikamlarını alıyorlar.Erman Hoca, yorumcu olarak çok başarılıydı.Dan dun konuşuyordu ama kendini izletiyordu.Şansal Büyüka ile “Karagöz, Hacivat” misali iyi bir ikili oluşturmuşlardı. Digitürk yönetimi baskılara boyun eğmekle hata etti.Bundan sonra Lig TV’ye başka baskılar yapılmayacağı ne malum? Bunun sonu yok.Lig TV olarak bundan böyle ne değişiklik yaparlarsa yapsınlar şaibeli olacak.Bence Erman Hoca’yı en azından Lig TV’de başka bir programa kaydırıp sesini duyurmasına imkan vereceklerdi. Erman Hoca’yı kovdular da Türk futbolu kurtuldu mu yani? Bu zihniyetle biz olduğumuz yerde bile sayamayız, hep geriye gideriz.Fatih Terim, Rıdvan Dilmen, kim olursa olsun Erman Hoca’nın Maraton’daki koltuğunu dolduramaz. Erman Hoca yorumcuların Recep İvedik’i olarak tarihe damgasını vurmuştur! YUHALAMA MERAKLILARI Cem Yılmaz’ı filminin gösterimi için gittiği bir AVM’de herkesle el sıkışmadı ve konuşmasını kısa tutup yeterince güldüremedi diye yuhalamışlar. Yuhalamaktan beter “Recep İvedik” tezahüratı yapıp sinirlendirmek istemişler.Bir kere Cem Yılmaz, filmini daha çevirmeden sponsora satabilen ve her zaman gişede garanti izleyici kitlesi olan süper popüler varlıklı bir komedyen.Her ne kadar biz medya olarak kendisine yakıştırsak da ’Recep İvedik’ ile ilgili bir kompleksi olduğunu sanmıyorum. Bunları aşmış olduğuna inanıyorum.Yani açılışını yapmaya gittiği bir alışveriş merkezinde yaşanan bu tatsız olaya olsa olsa üzülmüştür. Başkalarını üzmek, aşağılamak, kızdırmak ve provoke etmek için can atan ve gün sayan bir kitle var. ’’Hadi gelin birini yuhalayacağız “ diye çağrıda bulunulsa işini gücünü bırakıp gidecek psikolojik olarak rahatsız bir kitleden söz ediyorum. Maçlarda, meydanlarda, sokaklarda bir yuhalamadır aldı başını gidiyor. Yaptıklarını deşarj olmak sanıyorlar. Rahmetli muhterem pederimin bir lafı vardı... ”Deşarj olmak istiyorsan tuvalete git kardeşim“ derdi. Ne kadar haklıymış! ZENGİN DÜŞMANLIĞI Dünyanın neresinde olursa olsun zenginler sevilmez. Parası olmayanlar onları kıskanır. Tıpkı loto veya piyangoda büyük ikramiyeyi kazananları çekemedikleri gibi zenginler topluma antipatik gelir. Varlıklı biri ne yaparsa yapsın yaranamaz. İlk başta takdir görür gibi olur ama bir açık verdiğinde onu ezerler. Kömünizm bitti ama insanların içindeki zengin düşmanlığı bitmedi. Kendi sıfırdan yaptı, ailesinden miras kaldı önemli değil. Zenginsen düşmanın var demektir. Örneğin, veliahtların sultanı Süreyya Yalçın...Bu kızı yerin dibine batırmak ve cadı gibi göstermek için bir yarış halindeler. Rüküşlüğüyle başladılar, evlilikleriyle dalga geçtiler, babasından kalan okuldaki çocukları sokağa atan kalpsiz kadın imajı vererek halen yarışı sürdürüyorlar. Süreyya’nın da umrunda değil. Bildiğini yapıyor, istediği gibi yaşıyor, düşman çatlatıyor. Hayata bir kere gelirsin bir daha gelirsen de veliaht olarak geleceğin şüpheli. Onun için kim ne derse desin bu dünyada ne yaparsan yanında kalır. Süreyya Yalçın’a sesleniyorum: ”Yürü be Sultanım kim tutar seni?” HAFTANIN TEŞEKKÜRÜ Amerika Açık Turnuvası’ndan sonra Avustralya Açık Tenis Turnuvası’nda da ikinci tura yükselmeyi başaran İLK TÜRK TENİSÇİSİ MARSEL İLHAN’a teşekkürler. Raketine sağlık... Zeynep Dizdar illüzyonist oldu Pop müziğin sevilen şarkıcısı Zeynep Dizdar, Carrefoursa MaltepePark’ın “Yıldız Sensin” slogani ile gerçekleşen 5’inci yıl kutlama etkinliklerinde sevilen şarkılarını söyledi. Ünlü sanatçı şarkıcılığının yanı sıra ufak bir sihirbazlık gösterisi de gerçekleştirdi. Dizdar, ünlü illüzyonist Mandrake’yle birlikte “bastondan mendil çıkarma ve bastondan mendil kaybetme numarası”nı sergiledi. Konser sonrası Dizdar; çıkarttığı yeni single ardından yeni bir albümün de müjdesi verdi. BİR DÜZİNE RAKIDAŞ Rakı sofrasında keyif yaşamak için mezelerin yanı sıra muhabbetin iyi olması şart. İşte rakı sofrasında ideal olarak yanınızda bulunması gereken bir düzine rakıdaş... 1) METİN AKPINAR: Deneyimli, birikimli, keyifli ve dayanıklı. 3 gün 3 gece sofradan kalkmadan ve sarhoş olmadan devam edebilir. Sofranın kralı, muhabbet rekortmeni.2) AYDIN BOYSAN: İlerlemiş yaşına rağmen hâlâ formda ve rakı masası kültürünün en kıdemli bilirkişisi. Sofranın gururu.3) HAKKI DEVRİM: Ağzına bir damla rakı koymasa bile tatlı sohbetiyle masaya renk ve kalite getireceği şüphesiz. Sofranın ansiklopedisi.4) RUTKAY AZİZ: Ses tonu, güzel konuşması ve vakur duruşuyla sofranın lezzeti. 5) NAZLI ILICAK: Güzel, bakımlı ve aydınlık saçan son derece kültürlü bir kadın. Sofranın entel bacısı.6) SEZEN AKSU: Esprileriyle etrafını kırıp geçirir. Sofranın bülbülü.7) MÜJDE AR: Alımlı, çalımlı, cesur ve hoş kadın. Sofranın gülü.8) TUNCEL KURTİZ: Ramiz Day’mız zaten hep rakı sofrasındaymış gibi duruyor. Sofranın replik kralı.9) KADİR İNANIR: Rakı bardağı onun eline yakışıyor. Sofranın yakışıklı ağır abisi.10) ALİ SAYDAM: Tatlı sohbeti ve iştahı ile sofranın açık sözlü iletişim uzmanı.11) ALİ ŞEN: Dünya görüşü ve görgüsüne sahip, yaşamasını bilen, zevk sahibi adam. Sofranın büyük başkanı.12) ERCAN AKIŞIK: Taklitleriyle her sofraya lazım.Hele Tayyip Erdoğan ve Deniz Baykal taklidi müthiş. Sofranın kahkaha makinesi.

Devamını Oku

Tweet Tweet

22 Ocak 2010

- Filmlerinde ağzından sigara düşmeyen Fikret Hakan’ın, birlikte oynadığı kadınların ağız kokusundan şikayetçi olması çok ironik.- “Çok Güzel Hareketler”i izlerken çirkin bir hareket yapmaktan utanıyorum...- Ömer Üründül, karşılaşmayı yorumlamıyorsa maç izlerken uyuyamıyorum...- “Avatar”ı 3D gözlüksüz izlerseniz ‘Paranormal Activity’ yapmış olursunuz.- Fenerbahçeli Emre, Kazım ve Önder için “Ben olsam affederdim” demiş. Emre’nin affedeceği günlere kaldıysak yandık!- Film afişlerindeki gaddar bakışlar beni bitiriyor. “Ejder Kapanı”nda Uğur Yücel, haşin bakışlarıyla Adnan Hoca’ya benzemiş.- Trafikte Polat Alemdar olmak varmış. Polisler onu koruyor, bizi çeviriyor!- Twit mesajlarında tek harflik imla hatalarını düzeltenlere sinir oluyorum.- Temizlikçi kadın ilkokul diploması sınavında mide, kalp, akciğer ne iş yapar hepsini bilmiş, beyin diye sorduklarında ‘kapıcılık yapar’ demiş.- Digitürk ihaleyi rekor fiyat ödeyip kazandı ama Show TV “Ezel”i kaptırdı.- Dün gece rüyamda Nejat İşler’le içmeye gidiyorduk, arabayı Okan Karacan kullanıyordu.- Askerlik yapması için Alişan’ı Ordu Milli Takımına transfer etmek gerekiyor!Tweet adresim: Ceminaycem Tartışma yasağı önerisiBenim yasakçı bir zihniyetim yoktur ama canım Türkiyemde medeni ve yapıcı bir şekilde tartışma yürütmenin imkansız olduğunu gözlemliyorum. Toleransı, hoşgörüsü ve saygısı sıfır bir toplum olduk. Dost meclislerinde kırıcı olmadan tartışılmıyor. İş dünyasındaki tartışmalar tatsız sonuçlar doğuruyor. Televizyon programlarında hiç seviyeli tartışılmıyor. Olay her zaman kişiselleşiyor ve gergin bir hava esiyor. Nedense tartışmalardan asla olumlu bir sonuç alamıyoruz. Bilakis tartışanların kontrolsüz sözlerinden dolayı küfürler, küsmeler oluyor. Politika, din, spor, seks, sinema, tiyatro, trafik, iş, güç, hatta havadan sudan konuları bile sakin, aklı başında bir şekilde tartışmak mümkün olmuyor. Herkes acayip sinirli. Kimsenin eleştiriye veya karşı bir görüşe tahammülü yok. Siyasilerimizin halini görüyorsunuz. Tartışmakta değil seslerini yükseltip birbirlerine hakaret etmekte ustalar. Bu durumda en iyisi tüm tartışmaları yasaklamak. Tıpkı sigara yasağı gibi iç ve dış mekanları kapsayan genel bir yasak konmalı. Barış ve huzur içinde yaşamamız için tartışma yasağı artık şart oldu. Yoksa kavga gürültü avaz avaz birbirimizi azarlamaya devam edeceğiz.Hedİyelİk HandeDünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say’ın 40’ıncı doğum günü partisine katılan eski sevgilisi oyuncu Hande Ataizi, mini eteği ve baş döndürücü güzelliğiyle gecenin en dikkat çeken ismi olmuş. Hande’nin, arabadan inerken ya da binerken verdiği muhteşem frikik uzun süre hafızalardan silinmez. Her geçen gün daha da güzelleşen ve Angelina Jolie’yi andıran Hande, “Fazıl Bey’e ne hediye aldınız?” sorusunu “Benim buraya gelmem ona en büyük hediyemdir” diye yanıtlamış.Doğru lafa ne denir? 40 yaşına basan bir erkek için en anlamlı hediye güzel bir kadının varlığı değil midir?Eski, yeni veya gelecekteki sevgilisi olmuş hiç fark etmez. Hande gibi güzel bir kadının varlığı her erkeği mutlu eder.İşin en güzel tarafı Hande’nin de bunun bilincinde olması. Özgüvenine hayran olmamak mümkün değil. Helal olsun! “Davete elim boş gitmeyeyim” demiş. Ama gidip sıradan bir şey alacağına en çekici giysileriyle kendisini paketleyip, o geceki varlığını hediye olarak sunmuş. Keşke tüm erkekler Fazıl Say kadar şanslı olsa. Doğum günlerimizde gözlerimizi hediyelik Handeler süslese...Bıktıran manzaralar1) Dünyanın en uzun insanı Mardinli Sultan Kösem ile dünyanın en kısa insanı Çinli He Pingping’in birlikte ve aralarında farklı biriyle çektirdikleri fotoğraflar.2) Nihat Doğan’ın kendi iddiasına göre barışa, kardeşliğe hizmet için değiştirdiği saç modeliyle verdiği pozlar ve kendisinden daha fazla para kazanan her ünlüye yaptığı sataşmalar.3) Sinem Kobal’ın tek başına, Arda Turan ve rol arkadaşlarıyla olan fotoğrafları.5) Ezel ile Eyşan’ı öpüşürken, Bihter ile Behlül’ü birlikte gösteren her kare.6) Cem Yılmaz’ın tabancalı kovboy, Şahan Gökbakar’ın ‘Recep İvedik’ hali.7) Haiti’deki deprem ve ana haber bültenlerindeki felaket manzaraları.8) Yıldırım Demirören’in Beşiktaş’ın başkanlık seçimi öncesi çırpınmaları.9) Sayfa sayfa gayrimenkul ilanları ve ilaveleri.10) Kenan Doğulu’nun boyuyla ilgili espriler ve haberler.11) Ayşe Arman’ın saç, bacak ve seksapalitesini ön plana çıkardığı fotoğraflar.12) Atatürk Havalimanı’nda 5 gün 5 gece kalıp transit geçen yolcular kadar bilgi edinen Onur Baştürk’ün heyecan dozu düşük yazı dizisi.12) Hiç tanınmamış insanların “Nerede Görüldüler?” köşesinde yer almaları.13) Yılmaz Erdoğan ile Yavuz Bingöl’ün şaka muhabbeti.14) Büyükelçi röportajları ve haberleri.15) Darbe sözcüğünün geçtiği her ortam.16) Kültür Başkenti İstanbul trafiğinde yapılan kültürsüz aktiviteler.17) “Avatar” filmi ile ilgili her şey.18) Seda Sayan’ın facia ötesi çips reklamı.19) Orhan Gencebaylı ilanlar ve Sevim Emre’yle birlikte olan röportajlar.20) Alara Uzan ile Defne Samyeli’nin eski kocalarına karşı aldıkları tedbirler.Nuri Battal’ın “Gerçeklik Senfonisi” Artgalerim’deHer ay ünlü sanatçıları sanatseverlerle buluşturan Artgalerim’in ikinci sergisi ünlü ressam Nuri Battal ile gerçekleşiyor. Artgalerim Nişantaşı, 21 Şubat tarihine kadar ressam Nuri Battal’ın “Gerçeklik Senfonisi” isimli sergisine ev sahipliği yapacak. Her dönem hayatının orijininde resim sanatı yer alan Nuri Battal, Japonya’da eğitimi sırasında etkisinde kaldığı Uzak Doğu felsefesiyle varoluşu, geometrik Anadolu motifleriyle sorguluyor. Adres: Valikonağı Cad. No: 63 K:6-7 Nişantaşı Tel: (0212) 265 10 34

Devamını Oku

Duayenler

16 Ocak 2010

Canım Türkiyem’de kendi mesleklerinde kıdem ve yetenekleriyle duayen olmuş ünlüler var. İşte bana göre eskisi ve yenisiyle en popüler olan duayenlerimiz... SİYASETİN DUAYENİ Süleyman Demirel: Sülü Baba, maşallah yıllardır hiç hız kesmeden başarıyla sürdürdüğü politik yaşamında siyasetçilere rol modeli oldu.MUHALEFETİN DUAYENİ Deniz Baykal: Demirbaş muhalif. Her konuda!İŞ DÜNYASININ DUAYENİ Rahmi Koç: Vehbi Bey’in medar-ı iftiha veliahtı.FUTBOLUN DUAYENİ Süleyman Seba: Tüm nesillere örnek ideal bir başkan.FUTBOLCULARIN DUAYENİ Lefter Küçükandonyadis: Futbol Ordinaryusu.FUTBOL YORUMCULARININ DUAYENİ Erman Toroğlu: Eski kabzımal ve eski hakem damdan düşer türü yorumlarıyla maç sonrası geyiklerine renk getirdi. FUTBOL YAZARLARININ DUAYENİ Turgay Şeren: Berlin panteri futbolu bilir.MAÇ SPİKERLERİNİN DUAYENİ Orhan Ayhan: Boks,futbol, ne maçı olursa olsun lezzetli anlatır. ’Vay anasına sayın seyirciler’ lafıyla hatırlanır.GAZETECİLERİN DUAYENİ Hıncal Uluç: Köşesi tüm gazeteye bedel.MAGAZİNCİLERİN DUAYENİ Şenay Düdek: Bilmediği dedikodu yok.TELEVİZYONUN DUAYENİ M. Ali Erbil: Ekrandan hiç eksilmedi ve başarılı oldu.TELEVİZYONCULARIN DUAYENİ Acun Ilıcalı: Televizyon dünyasının tozunu yuttu artık keyfini çıkarıyor.RADYONUN DUAYENİ Halit Kıvanç: Tatlı dili ve akıcı sunumları hafızamızda.TİYATRONUN DUAYENİ (KADIN) Yıldız Kenter: Nazar değmesin. Her zaman aktif ve formda.TİYATRONUN DUAYENİ (ERKEK) Ali Poyrazoğlu: Hem para kazanıyor, hem büyük zevk alıyor, hem de sahnede harikalar yaratıyor.SİNEMANIN DUAYENİ (KADIN) Türkan Şoray: Gözleri ömre bedel, unutulmaz filmlerin kahramanı, Sultanımız. SİNEMANIN DUAYENİ (ERKEK) Cüneyt Arkın: Yeşilçam’ın yakışıklı jönü, Tıp fakültesini bitirdi ama uzun yıllar beyaz perdenin doktoru olmayı tercih etti.TÜRK SANAT MÜZİĞİNİN DUAYENİ Müzeyyen Senar: Asırlık çınarımız.TÜRK POP MÜZİĞİNİN DUAYENİ Sezen Aksu: Onsuz pop-müzik ne olurdu?TÜRKÇE POP ŞARKICILARIN DUAYENİ (KADIN) Ajda Pekkan: Tek süperstarımız.TÜRKÇE POP ŞARKILARIN DUAYENİ (ERKEK) Erol Evgin: Şeker gibi adam. Yıllara meydan okuyanlardan. Müzikaller, konserler, hepsinde imzası var.TÜRKÇE POP ŞARKI SÖZÜ YAZARLARININ DUAYENİ Sezen Cumhur Önal: Çikolata renkli, kadife sesli şarkıcılar ve 900’ü aşkın şarkı sözü ona ait.ASSOLİSTLERİN DUAYENİ (KADIN) Bülent Nam-ı Diğer ’BABLA’ Ersoy: Diva gibisi sahnede yok. Ne ayakta ne oturduğu yerde kimse Babla’mızın eline su dökemez.ASSOLİSTLERİN DUAYENİ (ERKEK) İbrahim Tatlıses: Sesi, sahnesi muhteşem.KOMEDYENLERİN DUAYENİ (KADIN)Ayşen Gruda: Sonradan değil, doğuştan komik. KOMEDYENLERİN DUAYENİ (ERKEK) Cem Yılmaz: Şeytan tüyü var. Tam bir kahkaha makinesi.MODACILARIN DUAYENİ Yıldırım Mayruk: Son derece efendi ve zevkli usta.HALKLA İLİŞKİLERİN DUAYENİ Betül Mardin: 83 yaşında gencecik bir fıstık. Dünya tatlısı, akıllısı, aileden soylu, gerçek bir ’Lady’ ve müthiş bir iş kadını.REKLAMCILARIN DUAYENİ (ERKEK) Yiğit Şardan: Çağdaş reklam dünyasının en güçlü ismi. *** Yılmaz Vural’a kulak verin Kasımpaşaspor’un başarılı teknik direktörü Yılmaz Vural, son Beşiktaş zaferinden sonra “Ey Türkiye Milli Takım’a talibim” diye haykırdı. Bence Yılmaz Hoca Milli Takım’ımız için ideal. Türkiye’de gitmediği yer, çalıştırmadığı takım kalmadı.Ondan deneyimlisi yok. Çalıştırdığı her takımda kendini gösterdi ve heyecan yarattı. Asla göze sıkıcı gelen futbola prim vermedi. Her zaman cesurdu.Küçük takımların başında büyük takımları darmaduman etti. Oyuncularını severek, okşayarak motive etti. Onları performanslarının doruğuna çıkardı. Takımı akıllıca kuruyor. Sahada oyunu ve rakipleri iyi okuyor. Saha kenarında son derece animatik. Güzel şov yapıyor. Elindeki malzeme ve maddi imkanlar daha iyi olsa onu kimse tutamaz. Bence Yılmaz Hoca’ya kulak verin. Hem yabancılardan ucuza çalışır hem de başarı için canını verir. Milli Takım’a yakışır. *** Büyükelçi krizine çözüm İsraillerin, Tel Aviv Büyükelçimiz Oğuz Çelikkol’u küçük düşürmek için kurdukları pusu iki ülke arasında diplomatik kriz yarattı. Büyükelçimiz İbranice bilseydi bu duruma düşmezdi. Madem bilmiyor o zaman randevuya tercümanıyla gitmeliydi. Büyükelçilerin hizmette bulundukları ülkenin örf, adet ve lisanlarından haberdar olmaları şart. Yoksa böyle tuzağa düşerler. Çözüm bu kadar basit.*** Tıklanma rekoru palavrası“İnternette tıklanma rekoru kırıyor” denmesine sinir olmaya başladım. Yahu bunların hepsi de rekor mu kırıyor? Önceki rekor neydi ki? Bilmediğimiz bir rakamı geçtiklerinde rekor mu oluyor? Bir kere bu devirde internette her şey yapmak mümkün. Etraf ’Hacker’ kaynıyor. İstedikleri yeri istedikleri kadar tıklanmış gösterebiliyorlar. Tıklanma rekoru numarasıyla lütfen bizi yemesinler. Milletin ilgisini çekmek için “tıklanma rekoru” diyorlar. Yoksa ortada rekor mekor yok. Sadece dekor var! PAZAR ÖNERİSİ?“Tel Aviv’e yeni büyükelçi diye Memati’yi yollayalım.”

Devamını Oku

Domuz gribi sahte miydi?

15 Ocak 2010

Avrupa Konseyi “Domuz gribi ilaç firmalarının başlattığı sahte bir salgındır” iddiasını araştırmaya karar vermiş. 14 Avrupa milletvekilinin imzaladığı araştırma önergesinde domuz gribinin yüzyılın en büyük tıp skandallarından biri olduğu öne sürülüyor. Yapay bir salgın ile milyonlarca dolarlık aşıların satıldığı ve ilaç firmalarının büyük kazanç elde ettiği iddia ediliyor. Size inandırıcı geliyor mu? Dünyada bir dolu insan domuz gribi yüzünden hayatını kaybetmedi mi?Ölümleri de mi palavraydı? Yoksa ecelleri geldiği için mi öldüler? Milletin aşı olması için ilaç firmaları etrafa salgın var diye korku mu saçtı? Domuz gribi salgını tamamen uydurma bir tehdit olmuş olabilir. Tevekkeli değil gözü pek Başbakanımız aşı, maşı olmadı. Hem domuz gribi sahteyse aşısı nasıl gerçek olabilir? Rüşvetin belgesinin olmadığı gibi sahte gribin de aşısı mı olurmuş? Haftanın Sorusu KİM KİMİ ÖPSÜN? Televizyon dizilerinde ve sinema filmlerinde öpüşme sahneleri çok tutuluyor. İki ünlünün rol icabı son derece sıradan öpüşme sahneleri internette tıklanma rekoru kırıyor. Meğer öpüşme izlemeye ne kadar meraklıymışız? Öpüşmesini çok seven bir millet olmalıyız. Zaten her önüne gelen sarılıp öpüşmüyor mu? Radyo N 101’de hafta içi he sabah 07.00-10.00 arası yayınlanan ’BACK UP MORNING SHOW’ programımda “Kim kimi öpsün?” diye sorduk. İşte gelen bazı esprili yanıtlar:- Firdevs Hanım, Ali Rıza Bey’i öpsün...- Behlül, Firdevs Hanım’ı öpsün...- Hülya Avşar, Ali Taran’ı öpsün...- Orhan Gencebay, Esra ile Ceyda kardeşleri öpsün...- Cübbeli Ahmet Hoca, Ayşe Özyılmazel’i öpsün...- Nurseli İdiz, Zekeriya Beyaz’ı öpsün...- Bülent Ersoy, nam-ı diğer Babla, Osmantan Erkır’ı öpsün...En güzel cevap ise “Herkes sevdiğini bol bol öpsün” şeklindeydi. Nerede görülmediler?İBRAHİM TATLISES: Gittiği suşi restoranındaki çiğ balıkları mangalda barbekü yapmaya çalışırken...ACUN ILICALI: Bebek sahilinde Galatasaray formasıyla koştuktan sonra evine dönmek için otostop yaparken...HÜLYA AVŞAR: Bütün gün kaldığı kütüphaneden yorgun argın çıkarken rastladığı Bülent Ersoy, nam-ı diğer ‘Babla’ ile kucaklaşıp hasret giderirken...CEM YILMAZ: ‘Recep İvedik 3’ filmine internetten ön rezervasyon yapılıp yapılmadığını araştırırken...KENAN İMİRZALIOĞLU: Ezel’in senaristlerine, Ramiz Dayı ile öpüştükleri bir sahne koymaları için ısrar ederken...NEJAT İŞLER: Sütiş’de iki duble sütünü içtikten sonra muhallebisini yerken...SEZEN AKSU/AJDA PEKKAN: Ortaköy’de, Hıncal Uluç ile kol kola yürürken...SÜREYYA YALÇIN: Makyajsız ve bakımsız bir halde Nişantaşı’nda dolaşırken...ONUR BAŞTÜRK: Lucca’da Petek Dinçöz ve Can Tanrıyar ile ananaslı mojitosunu yudumlayıp geçmiş günleri yad ederken...MÜJDE AR: Önümüzdeki yılbaşı gecesini Taksim meydanında geçirmek için kendine arkadaş ararken...HALUK BİLGİNER: Sokakta yanından geçen estetik mucizesi eski eşi, Zuhal Olcay’ı tanımazken...ARDA TURAN: Papermoon’da Aziz Yıldırım ve Daum ile başbaşa yemek yerken telefonuyla çektiği hatıra fotoğrafını Adnan Polat’a gönderirken...N’ayır N’olamaz!“Kurtlar Vadisi” dizisinden esinlenen Cüneyt-Nuray Torun çifti Anıl ve Arda adlı çocuklarının isimlerini, Polat ve Memati olarak değiştirmek istemiş.Polat’a izin vermişler Memati’ye ise izin vermemişler.Cumhuriyet Savcısı, Memati adının Arapça’dan geldiğini, ölüm ya da ölümcül anlamını taşıdığını, çocuğu ileride zor duruma düşürebileceğini, bu nedenle genel ahlaka aykırı olduğunu belirtmiş. Yerel mahkeme de bu görüşe katılmış. Daha sonra kararın temyiz incelemesi yapan Yargıtay bu kararı onayıp Memati ismine ’hayır’ demiş. Bir ’Memati’ ismi için verilen uğraşa bakar mısınız? Hem Anıl ve Arda’nın nesi vardı? Anıl veya Arda Torun. Kulağa hiç de fena gelmiyor. Siz bir de şu gerçek hayat isim ve soyadlarına bakın: Ayşe Donsuz, Fatma Donukara, Gülhanım Ellergezer, İncil Tevrat, Demir Çelik, Hayati Kopya, Satılmış Dönekoğlu, Şehriye Pilav, Sabit Yürürdurmaz, Kaymak Bal, Subay Sokar, Jandarma Kızkaçırır, Bahriye Kuku, Ali Kalktı, Kadriye Sok, Şükriye Memeli, Fevzi Zik, Cafer Yalar, Ali Anüs, Cemal Delik, Ramazan Deşik, İzzet Angut, Aytekin Kıllıbacak, Makbule Kıllıbaldır, Atilla Otuzbiroğulları, Nadir Verir, Şeyhime Gündoğdu, Kadir Kıllı ve jinekolog doktor Aram Aramyan!Bunlar gibi daha çok absürd isim ve soyadı var. Memati’ye gelince...Madem ahlaka aykırı bulundu derhal dizideki karakterin de ismini değiştirsinler.Memati yerine ’Memiş’ olsun. Hem o diziyi izledikten sonra aklı başında bir annenin çocuğunun adını Memati olarak değiştirmek isteyeceğine inanmıyorum. Olsa olsa baba istemiştir. Anne de fesupanallah ya sabır çekip razı olmuştur.Bu arada Hıncal, Öcal, Savaş gibi isimler de şiddet içerdiklerinden yasaklanmalı. Destan isimlerinin operasyonlara verilmesi de isimleri olumsuz etkiledi. Örneğin bundan sonra kim çocuğunun adını ’Ergenekon’ diye değiştirmek ister?SEKS ROBOTU Las Vegas’da yapılan erotik ürünler fuarında şişme bebeğin yerini alacak dişi bir robotun tanıtımını yapmışlar. 1.73 boyunda ve 54 kilo olan Roxxxy isimli robot sentetik deriye ve tıpkı insanlar gibi bir kişiliğe sahipmiş. Konuşabilen ve uyuyabilen robot kendisine dokunulduğunu hissedebiliyormuş. Bütün bunlar iyi güzel de, fiyatı 7 ila 9 bin dolar arasında değişen robot sevgiliyi yapanların atladığı önemli bir konu var. Erkekler, kişiliği olan, konuşabilen ve üstelik uyuyan bir sevgiliyi ne yapsın? Onun zaten canlısı var. Bize kişiliği olmayan, hiç konuşmayan ve 24 saat hazır bekleyen bir sevgili lazım. İdeal robot sevgili dediğin öyle olur. Yoksa bunla uğraş babam uğraş...

Devamını Oku

Yeni yılda yeni düşünceler

9 Ocak 2010

1) ZUHAL OLCAY, 25 yaşında gösteriyor. Estetikse diyecek laf yok da fotoshopsa ayarı biraz fazla kaçırmışlar fotohipermarket olmuş2) DEMET AKALIN ile HANDE YENER birbirlerine hiç ama hiç yakışmıyor. Keşke dargın kalsalardı.3) “Çok kilo almışsın” diyenlere “Sen de çok yaşlanıp çirkinleşmişsin” desek ne olur?4) CEM YILMAZ, filmlerini daha çok konuşulsun diye mahsus kötü yapıyor olmalı. 5) Gişe rekortmeni RECEP İVEDİK, bu gidişle Yahşi Batı’da kolbastı yapacak.6) Manken TUĞÇE KAZAZ, gözlerini eşarpla bağlayarak poz vermiş. Keşke boşandığı Yunanlı eski eşiyle nikah masasına oturmadan önce de gözlerini kapatmasaydı.7) Ligde hâlâ devre arasındayız ve ben ERMAN TOROĞLU ile AHMET ÇAKAR’ı hiç özlemediğim için kendimi suçlu hissetmeye başladım.8) CÜBBELİ AHMET HOCA’nın montajlı kasedi çıkacakmış. Gerek yok montajsızı yeter de artar bile.9) Aşk bittiğinde, aşkı için dinini değiştirenler, dini için aşkını değiştirenlerden daha bedbaht olurlar.10) “Okul”, “Küçük Kıyamet” ve “Vavien” filmlerinden sonra bizim çakma COEN BROTHERS, TAYLAN BİRADERLER, artık tek başlarına çalışmaya başlasalar daha iyi olur çünkü ikisi bir filme fazla geliyor.11) Sigara yasağını denetlemek için geceleri harıl harıl dolaşan ve içenleri ihbar eden “Duman Avcısı” Prof ORHAN KURAL’ı yakında hiçbir mekana almayacaklar. Hatta camdan içeri bakmasına bile izin vermeyecekler.12) Araştırmalara göre Türk erkeğinin sevişme süresi 5 dakikayı geçmiyormuş. Neden biliyor musunuz? 115 dakikası sevişmek için dil dökmekle geçiyor da ondan! WARRENİZM’İN FENDİ KADİRİZM’İ YENDİ...Hollywood’un efsane jönlerinden 72 yaşındaki Warren Beatty’nin hayatı boyunca 12 bin 775 kadınla birlikte olduğu iddia ediliyor. Ünlü oyuncu Shirley Mc Claine’in kardeşi Warren Beatty, hem hâlâ çok yakışıklı hem de zamanında çok popüler ve inanılmaz çapkın bir adamdı. Bu rakam abartılı gelebilir ama inanılmaz değil.Warren Beatty’nin Hollywood’da birlikte olduğu sayısız ünlü ve ünsüz güzel kadından ismini bile bilmediği, hayatında görmediği çocukları olduğu söylenir. Bu haber üstüne 2 bin kadınla birlikte olduğu iddia edilen aktör Kadir İnanır’a ne düşündüğünü sormuşlar.Kadir Bey’in de Kadirizm’i tutmuş “Hadi len o kadar olmaz” demiş. “Niye olmasın?2000 oluyor da 12775 olmuyor mu?Hem Kadir Bey daha genç.Warren’a yetişmesi için bir düzine senesi var.Ama hemen başlasa iyi olur.Yoksa şarkıdaki gibi “Vakit yok gemi kalkıyor artık!” Hülya Avşar’ın dünyasıNTV’de “Haberin Var mı?” adında günlük bir haber yarışması var. Gündemi takip eden izleyicilere sorular sorup bilenleri ödüllendiriyorlar. Geçenlerde kendi programında 25 yıl önce ölen Ruhi Su’ya selam yollayan Hülya Avşar bu yarışmada ne kadar başarılı olabilir bilemem. Çünkü Hülya Hanım kendi dünyasında yaşayan bir kadın. O dünyanın dışındakilerle ilgilenmiyor. Onun için Hülya Hanım’a sorulacak gündeme ait sorular onun dünyasından olmalı. Ünlü Amerikalı komedyen Mike Myers’ın 1992 yapımı filmi “Wayne’s World” (Wayne’nin Dünyası) gibi absürd bir durum söz konusu. İşte Hülya Avşar’a sorulacak sorular: 1) Helin’in röportajları hangi gazetede çıkıyor?2) Zehra hangi okula ve kaçıncı sınıfa gidiyor?3) Kaya ile Feraye’nin çocuklarının adı ne?4) Saadettin Saran hangi takımı tutuyor?Bence Hülya Avşar’ın Cem Karaca’nın eşi İlkim Karaca’yı konuk ettiğinde Ruhi Su’ya selam göndermesi denildiği gibi büyük bir gaf değil. Cem Karaca’ya selam yollasaydı o zaman büyük gaf olurdu. SİNANGİR ÇIKMAZITBMM’nin açılışının 90. Yıldönümü kutlamaları kapsamındaki bir sergide sunuculuk yapan yönetmen Sinan Çetin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç ve Meclis Başkanı Şahin’e “Sizleri biraz yorgun görüyorum. Gerçekten iyi misiniz? Özellikle sayın Başbakanımız biraz az uyuyormuş, kendisini mutlu edemeyen kimseyi mutlu edemez” diye seslendi. Sinan Çetin “TC kimliği taşıyanlar ölüyor, güç sizde çözün efendim...” sözleriyle salonda buz gibi bir hava esmesine neden oldu. Suratlar asıldı. Özellikle Bülent Arınç’ın yüzünden düşenler bin parça oluyordu.Sinan Çetin’i severim. Son derece ilginç ve yaratıcı bir adamdır. Ama bana göre bu konuşmanın yeri ve zamanı Meclis’in bir kutlama resepsiyonu değildi.Mesaj vermek, verdiğiniz mesaj yerini bulursa bir anlam taşır. Orda bulmadı. Antipatik olmakla hiçbir yere varılmıyor. Hele Noel yerine Christmas deyince hiç olmuyor. Sinan Çetin, başarılı bir iş adamı. Cihangir onun diyorlar. Lakabı Sinangir olmuş.Bizim başımızdakiler iyidir hoştur da böyle şeyleri kolay kolay unutmazlar. Nasıl söylesem sert eleştirilere karşı pek hoşgörülü davranmazlar. Örneğin Cem Uzan!Sinan Çetin’den bu yaptığı şövalyeliğin acısını çıkartırlarsa hiç şaşmam. Cihangir, Sinangir’ken birdenbire Sinangir çıkmazı olursa ünlü ilizyonist kankası Uri Geller bile gelse bizim Sinan’ı kurtaramaz. İnşallah Sinan’ın yüzünden emlak vergilerine bir zam daha gelmez!

Devamını Oku

Canım Türkiyem

8 Ocak 2010

Hangisi rol model... Hülya mı, Ajda mı?Canım Türkiyem’in en etkili gazetecisi, ünlü demagog sevgili Hıncal Uluç Hocam, “Hülya ile Avusturya’ya giderim. Ajda ile Ortaköy’e gitmem” diyerek noktaladığı yazısıyla yine bir polemiğe imzasını attı. Hıncal Hocam, genç kız olsa “dost canlısı, sevdiğini tam seven, uzun ve mutlu ilişkiler yaşayabilen, müthiş bir sanatçı, televizyondan hiç eksik olmayan ve unutulmaz filmlerinde oynayan bir oyuncu” dediği Hülya’yı kendine rol modeli olarak seçermiş. Ajda’yı ilişki yaşamasını bilmeyen, kaprisi, kini, öfkesi, kıskançlığı, bencillikleriyle tanınan, etrafındaki ekip sayesinde söylenmesi kolay popüler şarkılarla çıtasını yükseltmeyi başaran bir sanatçı olarak tanımlayan Hıncal Hoca, ’’Ben ikisini de severim...“ diyor. İyi ki Ajda’yı seviyor yani. Ya bir de sevmese? Sezen Aksu haklıymış. Hıncal Hoca’nın sevmemesinden değil sevmesinden korkacaksın. Ben Hülya Hanım’ı bir kez Uludağ’da gördüm. Gözlerinin güzelliği, mütevazı tavırları ve cana yakınlığıyla hafızama kazındı. Bir kere de telefon bağlantısıyla radyodaki canlı yayınıma bağlandı. Samimi ve çok tatlı bir kadın izlenimini verdi. Ajda Hanım’ı ise uzun yıllar öncesinden tanırım.Aile dostumuzdu. Kendisi dünyanın en iyi kalpli insanıdır.50 yıl Kızılay Şişli Şubesi Başkanlığı yapan altın madalyalı biricik anneciğimin Yakacık’ta inşa ettirdiği Zeynep Oyvar Huzurevi’nde yaşlılara verdiği muhteşem konseri unutamam. Sadece şarkı söylemekle kalmadı hepsinin yanına gitti sarıldı, öptü ve onlarla tek tek dans etti. Bunu gösteriş olsun diye yapmadı.İçinden geldiği için yaptı. Benim tanıdığım Ajda’da kapris, kin, öfke, kıskançlık ve bencillikten hiçbiri yok. Ama Hıncal Hoca’da hepsi var! İlişki konusunda eleştirdiği Ajda kadar bile başarılı değil. Rol modeline gelince... Genç kızlarımız o kadar akıllı ki bizim yol göstermemize gerek yok. Ajda, Hülya, Eda Taşpınar, Beren Saat, Burcu Esmersoy hiç fark etmez. Kendi kişiliklerine uyanı seçmesini bilirler. Ama iş yüreğe gelince... Ben iyilik perim olarak Ajda’yı tek geçerim.Brezilyalı olsa ne yazar!Dünyanın neresinden gelirse gelsin, dini, dili, ırkı, rengi, cinsiyeti ne olursa olsun biz Türkler ülkemize gelip kalan yabancıları kendimize benzetmekte ustayız. Hatta bu konuda üstümüze yok. Türkiye’de yaşayıp da Türkleşmeden dönen yabancıya ben ”dünyalı“ değil ”uzaylı“ derim. Biz insanın iliğine kadar işliyoruz. Son örnek: Fenerbahçe’den ayrılan Brezilyalı yıldız futbolcu Roberto Carlos.Geldiğinde sessiz, sakin, efendi biriydi. Gider ayak dedikoducunun biri oldu.Etmediği laf kalmadı. Brezilyalı olsa ne yazar? Hepsini kendimize benzetiriz.Haftanın SorusuU2 grubunun solisti Bono, Türkiye’ye geldiğinde faizler yükselir mi?‘Pegasus’lu dâhi AliPegasus’un kurucusu Ali Sabancı gerçek bir pazarlama dahisi. Uçağının dışına Sabancı’lardan değil Koç Grubu’ndan bir sponsor almış. Bilet fiyatlarını ucuz tutuyor ve yolcusunu gayet güzel uçuruyor. Ancak yeme, içme buna dahil değil. Uçağın içinde su, çay, kahve, çerez, sandviç, alkollü, alkolsüz içki, sıcak yemek, çorba canınız ne çekerse hepsinin bir fiyatı var. Kabin görevlileri servis yaptıklarında bozuk para bulmakta zorlanıyorlar ama Ali Sabancı mükemmel bir düzen kurmuş her şey tıkır tıkır işliyor. Biletinizi alırken dilediğiniz tip koltuğu da ekstra bir ücret karşılığında önceden ayırtabiliyorsunuz. ”Dostum“ diye sakın aldanmayın. Bana kıyak geçtiği filan yok. Ali Sabancı tam bir iş adamı. Konu para olunca kimsenin gözünün yaşına bakmaz. Rahmetli Sakıp Ağa, eminim onunla gurur duyuyordur. Nitekim Almanya’ya uçarken yiyip içtiklerimin parası çıkışmayınca bana bulaşıkları yıkattılar :=)) Yakında tuvaletleri de paralı yaparlarsa hiç şaşmam. Ya tutacaksın ya ödeyeceksin!YILBAŞI-HATASIYeni yıla bir arkadaşın davetlisi olarak buz gibi soğuk olan Düsseldorf’ta girdim. Düsseldorf, sempatik bir fuar kenti. Yılbaşı gecesi gidip eğlenilecek, kutlama yapılacak bir yer değil. Zaten bunu uçaktan iner inmez anlıyorsunuz. Girişte pasaport polisi gelişimin nedenini sordu. Şöyle bir etrafıma baktım ve “Hata” dedim. Polis de bana ”Sizden bu hatayı yapan çok var“ dercesine alaycı bir bakış fırlattı. Sonra çıkışta bir Türk taksi şoförü bizi otelimize götürdü. Başka bir Türk taksi şoförü de dönüşte hava alanına getirdi.Boş kağıtFenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu, sözleşme sorunları yaşayan milli futbolcu Semih Şentürk için ”Fenerbahçeliliğini göstersin. Boş kağıda imza atsın “ demiş. Semih, kulübü için yeterince fedakârlık yaptı. Yedek kaldı ses çıkarmadı. Oyuna girdiğinde en kritik anlarda golünü attı takımını kurtardı. Şekip Mosturoğlu, hayatında bir kere bile olsun hiç boş kağıda imza atacak birine benzemiyor. Tipi müsait değil. O zaman Semih’ten ne istiyor?Haftanın tesellisiYeni yıl için verdikleri sözleri tutamayanlar üzülmesin. “2010” demediyseniz “yeni yıl” dediyseniz sorun yok. Bu 2011 de olabilir 2020 de!Kariyerli kadınDr. Haydar Dümen “Kariyerli kadın, az ama iyi sevişir” demiş. Türkiye’de çalışmayan kadın haftada 5 kez ilişki kuruyorsa çalışan kadın haftada bir ile yetiniyormuş. Kariyer sahibi kadın seçici olduğu için mutlu ve başarılıymış. Ben kararımı verdim. İşsiz güçsüz, seçici olmayan, mutsuz ve başarısız kadın istiyorum!

Devamını Oku

2010’da duymak istemediklerimiz

1 Ocak 2010

1) Açılım 2) Köprü nereye yapılacak? 3) Eurovision’a kim gidecek? 4) Ergenekon 5) Ekonomik kriz 6) Piyasada para yok 7) Teğet geçecek 8) IMF’ye ihtiyacımız yok 9) Zam geliyor 10) Trafik felaket 11) İşler çok kötü 12) Çok kilo almışsın 13) Önümüzdeki maçlara bakacağız 14) Kredi kartı intiharları 15) Deniz Baykal / Devlet Bahçeli muhalefeti 16) One Minutes 17) Yol çalışması var 18) Kendine iyi bak 19) PKK terörü 20) Bir sigaran var mı? 21) Domuz gribi 22) Elektrikler kesildi 23) Popstar Alaturka 24) Erman Toroğlu’nun tuvalet muhabbeti 25) Bihter / Behlül Aşkı 26) Fettullahçı 27) İşsiz kaldım 28) İyi yayınlar 29) Toplantıdayım 30) Hass...Geçtiğimiz yıl öğrendiklerimiz2009 yılında çok şey öğrendik. En önemlilerini sıralıyorum: Daha fazla hoşgörülü olmamız gerekiyor. Depresyona girerek krizden çıkılmıyor. Sigara içmek uğruna insanlar acayip şeyler yapabiliyor. İstanbul’un trafiği her yıl çok daha kötüye gidiyor. Cimbom, Şükrü Saraçoğlu’nda Fenerbahçe’yi yenemiyor. Futbolda yüzsüzce yapılan şike bizde cezasız kalıyor. Galatasaray yönetimi basketbolu bilmiyor. Aziz Yıldırım sinirlenince ateş püskürüyor. Yıldırım Demirören Beşiktaş’ı bırakmıyor. Mustafa Denizli’nin her tarafından şans akıyor. Alman olmasına rağmen Daum, Türkçe konuşamıyor. Rijkaard ve Neeskens Türkiye’yi hiç tanımıyor. Yılmaz Vural, Milli Takım hocalığı rüyasıyla yaşıyor. Arda Turan, domuz gribi olduktan bir hafta sonra sahaya çıkabiliyor. TMSF tarafından arananlar, Paris’te ’jogging’ yapıyor. Cübbeli Ahmet Hoca hem görüntüsü, hem konuşmasıyla güldürüyor. Recep İvedik filmleri çok kötü olsa da, gişede iş yapıyor. Süreyya Yalçın, her geçen gün daha rüküş giyiniyor. Demet Akalın aşksız duramıyor. Dünya liderlerinin suratı kan revan içinde kalabiliyor. Başbakan Erdoğan, ABD Başkanı Obama’nın yanında eşit duruyor. Rahmetli Ecevit’in Bush’un yanında olduğu gibi kaybolmuyor. Ayşe Arman soyundukça, Müjde Ar konuştukça daha popüler oluyor. Aşk-ı Memnu olmadan perşembe akşamları geçmiyor. Alkollü araç kullanırken yakalananlar hapse atılmıyor. Nejat İşler, Aydın Boysan gibi keyifli içmesini beceremiyor. Kurtlar Vadisi ekranda ve beyazperdede bitmek bilmiyor. Acun, televizyonda ne yaparsa yapsın tutuluyor. En güzel hafta sonu ilavelerini Vatan Gazetesi veriyor.AZGIN DEDE SENDROMUAntalya’da 87 yaşındaki Yunus Kaptan, 4 Viagra içtikten sonra 20 yaşındaki bakıcısı Tuğba Yıldız’a tacizde bulunmuş ve daha sonra da neye uğradığını şaşıran bakıcısını av tüfeğiyle vurmuş. “Azgın Dede Sendromu” bu olsa gerek. Tacize uğrayan ve sırtından vurulan bakıcı Tuğba, azgın dede Yunus Kaptan hakkında “Benimle aynı yatakta yatmak istedi. ’Nasılsa zarar vermez’ deyip yattım. Saçımı okşayıp öpüyordu. Yarım saat arayla 4 Viagra içmiş. Ancak ereksiyon olamadığını söyledi” şeklinde konuşmuş. Ben bu işten hiçbir şey anlamadım. 87 yaşındaki dedenin kendi başına yarım saat arayla ilaç alması zor. Birinin ona hatırlatması lazım. Sonra 4 tane birden hap almış da, nasıl ölmemiş? Herhalde, Viagra diye aynı renkte baş ağrısına iyi gelen başka bir ilaç almış olmalı. İlaçları karıştırmasaydı, azgın dede bakıcıyı son nefesine kadar kovalardı. Genç hanımların olaydan alacakları ders şu: “Yaşı ne kadar büyük olursa olsun ’Nasılsa zarar vermez’ deyip bir erkekle yatılmaz. Şayet yanınızda yatan erkek nefes alıyorsa niyeti kötüdür. Değilse de tercihi kadınlar değildir!”

Devamını Oku

Yeni yılın saçma soruları

1 Ocak 2010

Sahte Milli Piyango biletine çıkan ikramiyeyi sahte para ile ödeseler ne olur?İlk yarıdaki kabız futbolcular devre arasında da kabızlık çekmeye devam ediyorlar mıdır?Ayşe Arman her fotoğrafında prensip olarak tek bacağını göstermeye devam edecek mi yoksa yeni yılın şerefine ikisini birden mi gösterecek?“Ne yazık ki Muaviyeler ve Yezidler bitmedi” diyen Deniz Baykal, yeni yılda da nabzımızı böyle anlayacağımız dilden konuşarak mı tutacak?Bir evlilik uzmanı kadınları “Asalak erkeklere dikkat!” diye uyarmış. Bir harf eksik kalmış olabilir mi?Son uçak kaçırma olayından sonra Amerikalılar yolculara uçuş sırasında yerlerinden kıpırdamamaları için sonda bağlamaya kalkarlarsa ne olur?“Yine kırdı, geçirdi” denildiğinde Cem Yılmaz etrafa yine zarar vermiş mi oluyor?Evinizin önündeki yol daire biçiminde olsa arabanıza bindiğinizde nereye kadar gidebilirsiniz?PTT’nin postası, telefonu, telgrafı gitti sadece ismi mi yadigar kaldı?İclal Aydın “Dikenli bir tenim var artık” dedikten sonra kaktüsler birden gözünüze güzel mi gelmeye başladı?Saba Tümer 2010’a yeni bir kahkaha ile giremediyse her defasında farklı bir kahkaha efekti kullansalar daha iyi olmaz mı?Yılbaşından sonra parti lafından içiniz dışınız parti olmadı mı? “Limitsiz yerli içki” dedikleri aslında “yabancı içkiler kazık” değil mi?Ezel ile Eyşan, İstiklal Caddesi’nde öpüşmüş. Gerçek hayatta olsa sokağın ortasında öpüştüler diye dayak yemezler miydi?Ahmet Hoca’nın cüppesi, Adnan Hoca’nın müritleri, Erman Hoca’nın Şansal’ı varsa, öğretmenlerin asgari ücretleriyle emekli maaşları mı var?HELİN KOMPLEKSİ Helin Avşar’a “Yılın röportajcısı” yakıştırması yapılmasını abartılı bulanlar var. Doğrudur. Abartılıdır. Ama canım Türkiyem’de ne abartılı değil ki? Ahmet Çakar geçenlerde Milli Takımımızın teknik direktör adaylarından Trappatoni’yi öylesine abartılı bir şekilde övdü ki duysanız adam uzaylı. Aynı Ahmet Çakar, beğenmediği birini yerin dibine batırmakta da usta. Örneğin Fenerbahçe’den ayrılan dünyaca ünlü Brezilyalı yıldız Roberto Carlos’un arkasından söylemediğini bırakmadı. Sanki adamın ona borcu var da ödemeden tüymüş. Diyeceğim şudur: Helin konusunda itirazda bulunanlar 30 yıldır ablasına Türkiyenin en güzel kadını denmesine niye ses çıkartmıyorlar? Hülya Hanım güzel de ondan. O zaman Helin de biri ile röportaj yapamayacak kadar aptal değil. Kasedi kim çözerse çözsün bize ne? Fotoğraflarda kendisi yok mu? Sonuç başarılı değil mi? Gerisi palavra! Bırakın şu Helin kompleksini. Ben tanıştım, çok iyi ve tatlı bir kız. Esra ile Ceyda kardeşlerin de yeni yılda röportaj yapmalarını bekliyorum. Çok matrak olur!QUENTIN TARANTINO MU?Suni döllenmeyle hamile kalıp Kayra adında bebeğini dünyaya getiren oyuncu Leyla Bilginel’i hatırlarsınız. ABD’de aynı yöntemle doğum yapmak isteyenlere “Çocuğunuz kime benzesin?” diye sorduklarında Tom Cruise, Brad Pitt, David Beckham gibi yakışıklı ünlülerin yanında marjinal yönetmen Quentin Tarantino diyenler de çıkmış. Quentin Tarantino dedikleri adam normal biri değil. Ne kafa ne de tip olarak. Hatta ürkütücü bile denilebilir. Korku filminde makyajsız oynasa kimse yadırgamaz. İnsanın imkanı olsa bebeğinin ona benzememesi için önlem alması gerekir, benzemesi için değil. Pes yani! Yeni yılda kendime verdiğim sözlerSinema veya tiyatrolara gitme konusunda kimsenin görüşlerinden etkilenmeyeceğim. Başkalarınınkine değil kendi zevkime güveneceğim.Dünya Kupası futbol maçlarını izlerken Fatih Terim’i düşünmeyeceğim.Televizyonda yerli dizi ve talk- şov izlememe huyumu değiştirmeyeceğim.Hem insanlarla hem de insanlar hakkında konuşurken daha dikkatli olacağım. “Söylemediğim sözlerden asla zarar görmedim!” lafını unutmayacağım. Arabayla giderken yolda bir inek gördüğümde camı açıp “Mööö” diye bağırmaya ve ineğin dikkatini çekinceye kadar “Mööö”lemeye devam etmeyi her yıl olduğu gibi bu yıl da sürdüreceğim. Koyunlara “Mööö” yerine “Meee” diye haykırmayı unutmayacağım.Dünya basketbol şampiyonasında elensek de heyecan olsun diye bizden başka takım tutmayacağım.Korsan film, kaset, kitap almayacağım.Karayiplerden yeni bir korsan filmi gelirse gitmeyeceğim.Twitter’da ortalığı kasıp kavurmaya devam edeceğim.Milli Piyango biletime büyük ikramiye çıktıysa siz bu satırları okurken, ben tropik bir kumsalda güneşleniyor ve denize giriyor olacağım. TELE-ŞAKALAR BAŞLADI Marmara Bölgesi’nde FM 101 frekansında yayın yapan Radyo N 101’deki telefon şakalarıma yeniden başladım. Hasretle beklediğiniz tele-şakalar hafta içi her sabah “Back Up Morning Show”da saat 08.15’de yayınlanıyor. Sevdiklerinizi telefonda işletmemizi istiyorsanız, siz de hemen web sitem www.cemceminay.com’a girin ve iletişim bölümüne telefon şakası için uygun gördüğünüz kurbanlar hakkında bilgi verin. Ne kadar kapsamlı bilgi verirseniz o kadar iyi işletiriz. Geçen hafta bir erkek dinleyicimiz eşini o kadar fena işlettik ki kadın hayatının sonuna kadar unutmayacak ve korkarım kocasına da unutturmayacak. Yatakları ayırmış bile olabilir. Bu tabii işin şakası ama şaka bir yana şaka yapmanın tehlikeleri de var. Örneğin eşi hamile bir kadını doğacak çocuğunun ultrasonda çıktığı gibi erkek değil kız olacağını söyleyerek işletmemizi istedi. Bunu yapmadık.Hamile olan bir kadını heyecanlandırmanın riskli olabileceğini düşündük.Onun için lütfen sadece karşılıklı gülebileceğiniz dostlarınıza şaka yaptırın.

Devamını Oku