Canım Türkiyem

Haberin Devamı

Hangisi rol model... Hülya mı, Ajda mı?

Canım Türkiyem’in en etkili gazetecisi, ünlü demagog sevgili Hıncal Uluç Hocam, “Hülya ile Avusturya’ya giderim. Ajda ile Ortaköy’e gitmem” diyerek noktaladığı yazısıyla yine bir polemiğe imzasını attı.

Hıncal Hocam, genç kız olsa “dost canlısı, sevdiğini tam seven, uzun ve mutlu ilişkiler yaşayabilen, müthiş bir sanatçı, televizyondan hiç eksik olmayan ve unutulmaz filmlerinde oynayan bir oyuncu” dediği Hülya’yı kendine rol modeli olarak seçermiş. Ajda’yı ilişki yaşamasını bilmeyen, kaprisi, kini, öfkesi, kıskançlığı, bencillikleriyle tanınan, etrafındaki ekip sayesinde söylenmesi kolay popüler şarkılarla çıtasını yükseltmeyi başaran bir sanatçı olarak tanımlayan Hıncal Hoca, ’’Ben ikisini de severim...“ diyor. İyi ki Ajda’yı seviyor yani. Ya bir de sevmese? Sezen Aksu haklıymış. Hıncal Hoca’nın sevmemesinden değil sevmesinden korkacaksın. Ben Hülya Hanım’ı bir kez Uludağ’da gördüm. Gözlerinin güzelliği, mütevazı tavırları ve cana yakınlığıyla hafızama kazındı. Bir kere de telefon bağlantısıyla radyodaki canlı yayınıma bağlandı. Samimi ve çok tatlı bir kadın izlenimini verdi. Ajda Hanım’ı ise uzun yıllar öncesinden tanırım.

Aile dostumuzdu. Kendisi dünyanın en iyi kalpli insanıdır.

50 yıl Kızılay Şişli Şubesi Başkanlığı yapan altın madalyalı biricik anneciğimin Yakacık’ta inşa ettirdiği Zeynep Oyvar Huzurevi’nde yaşlılara verdiği muhteşem konseri unutamam. Sadece şarkı söylemekle kalmadı hepsinin yanına gitti sarıldı, öptü ve onlarla tek tek dans etti. Bunu gösteriş olsun diye yapmadı.

İçinden geldiği için yaptı. Benim tanıdığım Ajda’da kapris, kin, öfke, kıskançlık ve bencillikten hiçbiri yok. Ama Hıncal Hoca’da hepsi var! İlişki konusunda eleştirdiği Ajda kadar bile başarılı değil. Rol modeline gelince... Genç kızlarımız o kadar akıllı ki bizim yol göstermemize gerek yok. Ajda, Hülya, Eda Taşpınar, Beren Saat, Burcu Esmersoy hiç fark etmez. Kendi kişiliklerine uyanı seçmesini bilirler. Ama iş yüreğe gelince... Ben iyilik perim olarak Ajda’yı tek geçerim.

Brezilyalı olsa ne yazar!

Dünyanın neresinden gelirse gelsin, dini, dili, ırkı, rengi, cinsiyeti ne olursa olsun biz Türkler ülkemize gelip kalan yabancıları kendimize benzetmekte ustayız. Hatta bu konuda üstümüze yok. Türkiye’de yaşayıp da Türkleşmeden dönen yabancıya ben ”dünyalı“ değil ”uzaylı“ derim. Biz insanın iliğine kadar işliyoruz. Son örnek: Fenerbahçe’den ayrılan Brezilyalı yıldız futbolcu Roberto Carlos.

Geldiğinde sessiz, sakin, efendi biriydi. Gider ayak dedikoducunun biri oldu.

Etmediği laf kalmadı. Brezilyalı olsa ne yazar? Hepsini kendimize benzetiriz.

Haftanın Sorusu

U2 grubunun solisti Bono, Türkiye’ye geldiğinde faizler yükselir mi?

‘Pegasus’lu dâhi Ali

Pegasus’un kurucusu Ali Sabancı gerçek bir pazarlama dahisi. Uçağının dışına Sabancı’lardan değil Koç Grubu’ndan bir sponsor almış. Bilet fiyatlarını ucuz tutuyor ve yolcusunu gayet güzel uçuruyor. Ancak yeme, içme buna dahil değil. Uçağın içinde su, çay, kahve, çerez, sandviç, alkollü, alkolsüz içki, sıcak yemek, çorba canınız ne çekerse hepsinin bir fiyatı var. Kabin görevlileri servis yaptıklarında bozuk para bulmakta zorlanıyorlar ama Ali Sabancı mükemmel bir düzen kurmuş her şey tıkır tıkır işliyor. Biletinizi alırken dilediğiniz tip koltuğu da ekstra bir ücret karşılığında önceden ayırtabiliyorsunuz. ”Dostum“ diye sakın aldanmayın. Bana kıyak geçtiği filan yok. Ali Sabancı tam bir iş adamı. Konu para olunca kimsenin gözünün yaşına bakmaz. Rahmetli Sakıp Ağa, eminim onunla gurur duyuyordur. Nitekim Almanya’ya uçarken yiyip içtiklerimin parası çıkışmayınca bana bulaşıkları yıkattılar :=)) Yakında tuvaletleri de paralı yaparlarsa hiç şaşmam. Ya tutacaksın ya ödeyeceksin!

YILBAŞI-HATASI

Yeni yıla bir arkadaşın davetlisi olarak buz gibi soğuk olan Düsseldorf’ta girdim.

Düsseldorf, sempatik bir fuar kenti. Yılbaşı gecesi gidip eğlenilecek, kutlama yapılacak bir yer değil. Zaten bunu uçaktan iner inmez anlıyorsunuz. Girişte pasaport polisi gelişimin nedenini sordu. Şöyle bir etrafıma baktım ve “Hata” dedim. Polis de bana ”Sizden bu hatayı yapan çok var“ dercesine alaycı bir bakış fırlattı. Sonra çıkışta bir Türk taksi şoförü bizi otelimize götürdü. Başka bir Türk taksi şoförü de dönüşte hava alanına getirdi.

Boş kağıt

Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu, sözleşme sorunları yaşayan milli futbolcu Semih Şentürk için ”Fenerbahçeliliğini göstersin. Boş kağıda imza atsın “ demiş. Semih, kulübü için yeterince fedakârlık yaptı. Yedek kaldı ses çıkarmadı. Oyuna girdiğinde en kritik anlarda golünü attı takımını kurtardı. Şekip Mosturoğlu, hayatında bir kere bile olsun hiç boş kağıda imza atacak birine benzemiyor. Tipi müsait değil. O zaman Semih’ten ne istiyor?

Haftanın tesellisi

Yeni yıl için verdikleri sözleri tutamayanlar üzülmesin. “2010” demediyseniz “yeni yıl” dediyseniz sorun yok. Bu 2011 de olabilir 2020 de!

Kariyerli kadın

Dr. Haydar Dümen “Kariyerli kadın, az ama iyi sevişir” demiş. Türkiye’de çalışmayan kadın haftada 5 kez ilişki kuruyorsa çalışan kadın haftada bir ile yetiniyormuş. Kariyer sahibi kadın seçici olduğu için mutlu ve başarılıymış. Ben kararımı verdim. İşsiz güçsüz, seçici olmayan, mutsuz ve başarısız kadın istiyorum!






DİĞER YENİ YAZILAR