Rengini bil rengini

13 Ağustos 2010

Galatasaray ve Fenerbahçe satışı arttırmak amacıyla forma renkleriyle oynuyor. Ne Galatasaray’ın moru, somonu, ne de Fenerbahçe’nin mavisi olmuyor. Birinin rengi sarı kırmızı, diğeri sarı- lacivert değil mi? Barcelona forma rengini her yıl değiştiriyor diye bizimkiler de onları kopya etmeye başladı. Galatasaray’a sarı-kırmızı parçalı, Fenerbahçe’ye sarı-lacivert çubuklu forma yakışıyor. Beşiktaş siyah-beyaz renklerine sadık kalarak en doğrusunu yapıyor. Forma rengini değiştirmek bence sahadaki takımın ruhunu ve tribündeki taraftarın coşkusunu olumsuz etkiliyor. Ben şahsen turkuaz renkli formasıyla bir Milli Takım görmek istemiyorum.Kıskançlık erkeklerin şanındandırFransız Cumhurbaşkanı Sarkozy, artist eşi Carla Bruni’yi kıskanmış. Bir Fransız dergisinin haberine göre Sarkozy, ünlü Amerikalı yönetmen ve oyuncu Woody Allen’in son filminin setini basmış. Nedeni eşi Carla’nın rol arkadaşı aktör Owen Wilson ile çekimler sırasında yakınlaştığını duyması... Gömleğinin iki düğmesi açık olan öfkeli Sarkozy’nin olay çıkarmasını Carla zor önlemiş. Sizin anlayacağınız erkek dediğin her yerde kadınına sahip çıkmalı. Koskoca bir devlet başkanı bile olsa... Kıskançlık erkekliğin şanındandır!UYANIK SÜREYYA!Veliaht ikoncan Süreyya Yalçın, “Ramazan’da yokuz bay bay” dedikten sonra sevgilisini alıp bayrama kadar Paris’e gitmiş.Akıllı kız. Burada kalsa bir ay boyunca sıkılacaktı. Bodrum’da göz önünde olsa laf ederler. Dışarısı resmen cehennem sıcağı. Eğlenmeye gidecek, hava atacak yer kalmadı. Tam bu diyardan çekip gitmenin zamanı. Üstelik yanında limitsiz kredi kartı ve full-time görevli yakışıklı sevgilisi de var. Süreyya’yı eleştirmeden önce bir düşünün bakalım. Siz onun yerinde olsanız aynı şeyi yapmaz mıydınız?Oruçlu kafalara DİKKAT!11 ayın sultanı Ramazan bu yıl günde 16 saatlik oruçla başladı. Oruç, sıcak ve nemle boğuştuğumuz zor bir zamana denk geldi. Allah oruç tutanların yardımcısı olsun. Tutmayanların da. Çünkü şimdi herkes aşırı sinirli ve gergin olacak. Geçen gün İstanbul Esenyurt’ta adamın biri evinin önüne park etti diye komşusunu öldürmüş. Oruçlu kafayla insanların şimdi kendilerini kontrol etmeleri daha da zorlaşacak. Özellikle trafikte çok dikkat etmek gerekiyor.Robbie’nin çakısı, Cem’in törpüsüTürk kızları dünyaca ünlü isimlerle dünya evine girmeye devam ediyor.Tekstil dünyasının ünlü markası Tommy Hillfiger’dan sonra dünyaca ünlü İngiliz şarkıcı Robbie Williams’ı da bir Türk kızı kaptı. Bir süre önce Robbie Williams ile asansördeyken seks yaptığını iddia eden de bir başka Türk kızıydı. Robbie bizim kızlardan hoşlanıyor olmalı. 20 yıldır genç kızların hayalini süsleyen, kadınlara olan düşkünlüğüyle tanınan bir süperstarı kafeslemek hiç de kolay değil. Robbie’nin eşi güzel oyuncu Ayda Field’ın babası Türk, annesi Amerikalı.Ayda çok küçükken boşanmışlar. Ayda daha sonra ABD’de annesiyle birlikte yaşamaya devam etmiş. Herhalde onun için annesinin soyadını kullanıyor. Robbie Williams, çok becerikli bulduğu Ayda için “Benim İsviçre Ordu Çakım” diyormuş. Ayda, birçok kadının aksine futbolu seviyor ve tüm tamir işlerini üstleniyormuş.İngiliz The Sun gazetesi Ayda’nın Robbie’den hamile olduğunu yazmış. Evlilik anlaşmasına göre her evli kaldığı yıl için 2 milyon dolar alacağı söylenen Ayda, Robbie’den bir de çocuk yapamayı başarırsa, sırtını kimse yere getiremez. Robbie Williams’ın 20 milyon dolarlık malikanesinde evlenen çift Türkiye’de de bir kutlama yapacakmış.Şu şansa bakar mısınız? Türk babaya piyangonun büyüğü vurdu. Ben de Amerikalı eşimden kızım Cemile çok küçükken boşanmıştım. Cemile de sonra tıpkı Ayda gibi hem Amerika’da annesiyle yaşadı, hem de bugüne dek benim soyadımı kullandı. Üstelik Cemile annesiyle ayrıldığımızdan beri her sene Türkiye’ye geliyor. Yani, Ayda Field’dan daha fazla Türk sayılır. Kuzguna yavrusu güzel gelir misali bence Cemile, Ayda’dan daha güzel. Ama Robbie Williams, maalesef Cemile’nin yerine gitti Ayda’yı buldu. Robbie Williams’ın servetinin bir kuruşunda gözüm varsa namerdim. Beni kızımın masraflarından kurtarsa yeterdi. Ama nerede bende o şans? Bu gidişle Cemile, babasının Amerika’daki törpüsü olmaya devam edecek.

Devamını Oku

Neslişah Şırnak’ta

13 Ağustos 2010

Hülya Koçyiğit’in torunu Neslişah Alkoçlar, bir türlü geçemediği “sürücü belgesi“ sınavı için Şırnak’ta yaşayan bir kadını para karşılığı tutmuş. Munise Erdem Şığva isimli kadın Şırnak’taki bir ilköğretim okulunda Neslişah’ın yerine sınava girdiğinde suçüstü yakalanmış. Şığva’nın üzerinden Neslişah Alkoçlar adına düzenlenmiş ancak kendi fotoğrafı bulunan sınav giriş belgesiyle Neslişah’ın kimliği çıkmış. Neslişah, “sahtecilik“ suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmış. Sonra bunu bermutat 5 yıl denetimli serbestliliğe dönüştürmüşler. Yani Neslişah, bu süre içinde bir suç daha işlerse hapse girecek. Canım Türkiyem’in en tanınmış ve varlıklı ailelerinden birinin iyi eğitim almış kızı şayet ehliyet sınavına her girdiğinde çakıyorsa hepimiz yandık demektir. Görkemli bir sosyetik düğünle evlendiği bir yıllık eşinden daha yeni boşanan Neslişah’ın kafasının karışık olduğu kesin. Acaba Şırnak’a hayatında bir kere olsun gitti mi? Hatta Şırnak’ın nerede olduğunu bile biliyor mu? Anneannesi 40 yıl önce “Kezban Paris’te“ isimli klasik bir filmde rol almıştı. Devir değişti. Neslişah, 40 yıl sonra Şırnak’a gitmeden enayi bir film çevirirken yakayı ele verdi. Neslişah’a zaten ehliyet vermesinler. Bu olayı tezgahlamak için gereken zekayla direksiyon başına geçmesi hata olur. En güzel tatil mekanları top ten* Çocuklu tatil için: Hillside Beach Club, Fethiye* Çocuksuz tatil için: Club Med, Kemer* Çocuklu ve çocuksuz tatil için: Club Resort Select Maris* Gürültülü bir tatil için: Bodrum* Havalı bir tatil için: Alaçatı* Çılgın bir tatil için: Mikonos, Yunanistan* Keyifli bir tatil için: Bozcaada* Her şey dahil bir tatil için: Antalya * Tropik bir tatil için: TahitiN’olursunuz sallamayın!Konser veren sanatçıların orayı burayı sallamalarından başımız döndü. Tarkan, Kenan Doğulu, Ajda Pekkan, Serdar Ortaç, Hadise, Mustafa Sandal nereye çıksalar orayı sallıyorlar. Yeter! Bir kere de bunlardan biri normal bir konser veremez mi? Sallanmaktan başımız döndü!Haftanın fıkrasıBilim adamları 3 fare üzerinde 3 ülkenin içkilerinin etkisini test ediyorlarmış. Fransız içkisini içen fare küt düşmüş... En son fareye Türk rakısını içirmişler. Fare biraz sallanmış, sonra da bağırmış... “Getirin lan gözünü sevdiğimin kedisini.”Bodrum’da hafıza kaybı Ülkenin tamamında anormal bir sıcak ve son derece yüksek bir nem oranı var ama Bodrum’dakinin etkisi başka türlü oluyor. Kaçamak yaparken yakalanan erkeklerde geçici hafıza kaybına yol açıyor. Önce batık bankacı iş adamı Erol Aksoy, teknesinin dümenindeyken sırtına Siyam ikizi gibi yapışan genç kızın varlığından haberinin olmadığını söyledi. Sonra Fenerbahçe’nin efsane Başkanı Bodrum’un yerlisi Ali Şen, Kırkpınar pehlivanları gibi vücudunu yağladığı genç bir kadını tanımadığını iddia etti. Son olarak da evli ve bir çocuk babası CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, güneşlenip karşılıklı yemek yerken görüntülendiği kadınla aralarında hiçbir şeyin olmadığını açıkladı.“Erkekliğin yüzde doksanı mümkünse kaçmak, yüzde onu da yakalanırsan inkar etmektir“ diye yola çıkan uyanık çapkınlar için bu yıl Bodrum’dan ideali olamaz. Sıcaktan hafıza kaybı mazereti var.Haftanın önerisi : THY’de şişman hostesler zayıflamaları için 6 ay izne çıkarılıyor. Şişman hostesleri işten atmasınlar. Daha büyük uçaklar alsınlar!Sİnem Kobal kötü oyuncu mu?Radyo N 101’de “BACK UP MORNING SHOW”daki partnerim “Bonbon Funda”, milli futbolcu Arda Turan’ın sevgilisi olarak ünlenen Sinem Kobal’ın çok kötü bir oyuncu olduğunu iddia etti. Ben de Facebook’taki arkadaşlarıma sordum.Hepsi Bonbon ile aynı fikirdeydi. “Küçük Sırlar“ gençlik dizisinde sadece Sinem değil tüm kadronun oyunculuğu için “berbat“ dediler. Yabancı bir diziyi kopyaladıklarında sonucun iyi olmadığı ve “Gossip Girls“ ne kadar başarılıysa “Küçük Sırlar”ın o kadar kötü olduğunu söyleyenler oldu. Sinem Kobal’ın daha önce oynadığı “Selena“ dizisi 0-7 yaş grubu için çekilmiş, oyunculuğu orada kalmış, rol yapmakta zorlanıyor şeklinde düşünenler var. Bonbon’a göre bir başka kötü oyuncu da Pınar Altuğ. “Çocuklar Duymasın” dizisinin devamında aklı orada değilmiş gibi oynuyormuş.Nasıl olsun? Rol arkadaşı Tamer Karadağlı artık ona yaşça çok büyük geliyordur. Kadın kendinden gençlerle birlikte olmayı seviyor. Rolüne kendini kaptıramamıştır. Olsun biz yine de Sinem’i ve Pınar’ı çok seviyoruz.HAFTANIN FİLMİ...Efsaneler cehennemde buluştu!Rocky ve Rambo filmleriyle bir kült haline gelen Sylvester Stallone hem yazdığı hem yönettiği hem de başrolünde oynadığı yeni filmi Cehennem Melekleri (The Expandables) ile beyaz perdeye muhteşem bir dönüş yaptı. Stallone, filmde Hollywood’un aksiyon sever, kaslı, kuvvetli oyuncularını bir araya getirdi. Jason Statham, Jet Li, Dolph Lundgren, Randy Couture, Steve Austin, Terry Crews, Mickey Rourke, Bruce Willis ve Arnold Schwarzenegger gibi efsane oyuncuların yer aldığı Melekler Cehennemi’nde bir Güney Amerika ülkesinin kural tanımaz diktatörünü yıkmak ve diktatörlük rejimini sona erdirmek için ülkeye gizlice sızan bir grup paralı askerin hikayesini anlatılıyor. Fakat görev başlar başlamaz The Expandables grubu herşeyin tam olarak göründüğü gibi olmadığını anlar ve kendilerini tehlikeli bir ihanet ağının içerisinde bulurlar. Görevlerinin tamamlanmasının engellenmesi ve masum bir insanın hayatının tehlikeye atılmasından başka The Expandables grubu daha zor bir durum olan grubun dağılma tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Devamını Oku

Türkiye kiminle gurur duyuyor?

8 Ağustos 2010

Megastar Tarkan, Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda konsere çıkıyor, hayranları “Türkiye seninle gurur duyuyor“ diye haykırıyor. Şike skandalından tutuklanıp hapis yatan eski milli futbolcu Fatih Akyel serbest bırakılıyor, cezaevinin önünde kendisini karşılayan bir grup “Türkiye seninle gurur duyuyor“ diye bağırıp, çağırıyor. Alman milli takımında oynamayı Türk milli takımının formasını giymeye tercih eden gurbetçi futbolcu Mesut Özil’le de gurur duyuyoruz.Neden? Tarkan iyi bir şarkıcı olabilir ama Türkiye için bugüne kadar ne yaptı? Uluslararası bir başarısı var, ödüller kazandı da haberimiz mi yok? Fatih Akyel’in adı şike skandalına haksız yere bile karışmış olsa, onunla neden birdenbire gurur duymaya başladık anlamak mümkün değil. Mesut Özil’in Alman Milli Takımı Güney Afrika’da Dünya Şampiyonu olsaydı bize ne faydası vardı? Biz galiba her fırsatta gurur duymaya başladık. Ancak o da bir yere kadar. Ülkemizin dahi çocuğu dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say için arabeskle ilgili yorumlarından sonra “kafasında birkaç tahtası eksik“ denilmeye başlandı. Daha düne kadar onunla da gurur duymuyor muyduk? Nobel Ödüllü yazarımız Orhan Pamuk ile nerede kalmıştık hatırlamıyorum? Gurur mu duyuyorduk yoksa bizi kullandı diye ona kızıyor muyduk?“Seninle gurur duyuyoruz“ dediklerimiz o anın kıymetini bilsin. Yoksa her an durum değişebilir.Evet mi, hayır mı, belki mi?12 Eylül’deki referandumla ilgili oyumuzu “evet mi, hayır mı“ şeklinde kullanacağız kararını bilinçli bir şekilde verebilmemiz için daha net bilgiye gerek var. Bu değişiklik neleri kapsıyor? Şu anda neye evet neye hayır diyeceğinizi biliyor musunuz? Referandum oylaması olayı iktidar partisinin güven oyu almasına döndü. Sandıktan “hayır“ sonucu çıkarsa sanki erken seçime kadar yolumuz var. Evet ile Hayır’ın yanına “belki” seçeneğini koysalardı rahatlardık. Çünkü çoğunluk yine kararsız. Yaşar ile düetCanım Türkiyem’in bence hiç tartışmasız en iyi erkek sesi Yaşar ile Kuruçeşme Arena’daki konserinde düet yaptım. Düet dediysem şarkı, markı söylemedim. “Hancı“ isimli parçanın şiir kısmını okudum. En sevdiğim şarkıcıyla, en sevdiğim şarkılardan birini yorumlamak benim için çok özel bir anı oldu. Yaşar için de öyle olduğunu sanıyorum. Çünkü parçayı bitirdiğimizde izleyicilere dönüp “Konserime geldiğiniz için teşekkür ederim. Konuk sanatçı Yaşar’a da teşekkürler. Benim gitmem lazım o devam edecek“ deyip sahneden ayrıldım. Sevgili Yaşar arkamdan bakakaldı. Yaşar ile turneye çıkmak istiyorum. Şarkıları o söylesin. Ben şiir kısımlarını okurum. Hasılatı da paylaşırız. Tamam mı Yaşar’cığım? Nur yüzlü radyocu haber bekliyor!Saybesk!Fazıl Say ile arabesk müziğin karışımına ne derler: Saybesk! İşte Marmara Bölgesi FM 101 frekansında yayın yapan canım Türkiyem’in en kaliteli radyosu N101’de Fazıl Say’ın eserleri ile arabesk müziği karıştırdık ve özel bir Saybesk müzik yaptık. Sonuç www.radion101.com ve benim twitter, facebook sayfamda!Cicişlere uf olmuş“Cicişler” olarak tanınan televizyon yıldızları Esra-Ceyda Ersoy kardeşler kokain satıcısıyla olan bir telefon görüşmeleri nedeniyle gözaltına alınmışlar. Polis, uyuşturucu kullanmalarından şüphelenmiş. Sizin anlayacağınız “Cicişlere“ uf olmuş. Bence onlar suçsuzdur. İkisi de çok tatlı ya. Kokaini pudra şekeri sanmış olabilirler. Sonuçta ikisinin de şekli, rengi aynı ya! Ben avukatları olsam savunmalarını böyle yapardım. Hakim de en çok buna inanırdı.Bade’nin tevazusu“Ezel” dizisinin oyuncularından Bade İşçil’in en beğenmediği özelliği kusursuz olmasıymış. Referandum ile ilgili “Ama ben daha Anayasa’yı okumadım ki“ diyen Bade’ye annesi politik konularda kesinlikle fikrini söylememesini salık vermiş. Kadının herhalde bildiği bir şey var. Keşke kızına biraz da mütevazı olmayı öğretseydi!

Devamını Oku

Reklamlar ve komedyenler

6 Ağustos 2010

Canım Türkiyem’in ünlü komedyenleri oynadıkları reklam filmlerinde başarılı değiller. Çünkü komik değiller. Cem Yılmaz önceleri komikti. Sonra tıpkı sinema filmlerinde olduğu gibi oynadığı reklamların komikliğinde ciddi bir düşüş ve derin soğutucudan çıkma bayat espriler dönemi başladı. Son reklam filmindeki görüntüsü komik olmak bir yana resmen sinir bozucu. Recep İvedik filmlerinin gişe başarısından aldığı gazla ardı ardına reklamlarda oynamaya başlayan Şahan Gökbakar’ın tiplemeleri herhalde reklamlara uygun değil. Ne kadar çırpınsa izleyeni güldürmeyi başaramıyor. Kadın kılığına girdiği reklam filmi uzun, anlamsız ve tatsız. Okan Bayülgen de oynadığı reklam filmlerinde farklı tiplemeler deneyenlerden. Bir reklamın içinde birden fazla ondan var. Hepsi de birbirinden antipatik. Allah’tan Şahan kadar sık reklamlarda oynamıyor. Komedi ikilisi Cenk ve Erdem’in oynadıkları reklamda ne konu var ne komedi. Beyaz ve Acun komedyen sayılmaz. Zaten reklamları da komik değil. Dünya çapındaki şovmenimiz ekranın gözbebeği “Çarkıfelek” uzmanı M. Ali Erbil’in reklamlarda oynadığını hatırlıyorum ama hangi reklamda oynadığını hatırlayana aşkolsun. Yine aralarında en iyisi Şafak Sezer. Hiç değilse izleyene sempatik geliyor. Yoksa komedyenler komik olmadıkları zaman hiç çekilmiyor.Hafıza nerede?Çanakkale’de yaşayan bir vatandaşımız hemoroid (basur) ameliyatından sonra hafıza kaybına uğramış. Adamcağız ameliyattan çıktıktan sonra yakınlarını tanıyamamış. Traji komik bir durum. Hafıza dediğimiz şey bizim neremizde? Unutmak istediklerimiz bir sifonla yok etsek ne güzel olur.Cemile ve RemziAmerika’da yaşayan kızım Cemile ve oğlum Remzi her yıl da yaz tatili için canım Türkiyem’e geldiler. İkisi de İstanbul’u çok seviyor. Boğaz’da Lüfer teknesiyle yaptığımız gezinti çok hoşlarına gitti. Remzi’nin doğum gününde Sortie’deydik. Emre Ergani’nin işletmeciliğini yaptığı Sortie’nin içindeki Blackk’deki yemeklere ve mekanın güzelliğine çocuklar hayran kaldı. Bu arada benim iki sarı kafalı yarı Türk yarı Amerikalı’nın gördükleri bazı şeyler dikkatimi çekti. Örneğin hiç sigara içmemiş Cemile, RTÜK’ün ekranda uyguladığı sigara yasağındaki buzlanmış görüntüleri garipsedi ve saçma buldu. Ayrıca TEM Otoyolu’nda arabayla giderken plakasız bir tırın hasta ruhlu sürücüsü tarafından sıkıştırılıp ölüm tehlikesi atlattığı için de trafiğimizden fena halde korktu. Remzi’nin aklı ise tamamen başka yerdeydi. Vitrinde gördüğü dişi mankenlerin neden göğüs uçlarının olduğunu sordu. Amerika’dakilerde yokmuş da. Ona, biz Türklerin meme uçları gibi küçük ayrıntılara önem verdiğini ve büyüdükçe dikkatinin ne kadar çok babasına benzediğini anlattım. İkisini de yeni yolcu ettim ama daha şimdiden özledim.Ben kimim?İkizler burcu olmanın tüm dezavantajlarını taşıyorum. Yani kimi zaman çok iyi, kimi zaman çok kötüyüm. Orta diye bir şey yok, daima uçlarda geziniyorum. Kendimi birilerine benzetecek olsam ünlü Amerikalı yönetmen Woody Allen ile “Curb Your Enthusiasm“ dizisinin kahramanı Larry David arası bir karmaşık bir kişilik içinde olduğumu itiraf edebilirim. Bu zaten başlıbaşına acil bir psikolojik klinik vaka olduğumun kanıtı sayılır. Ama maalesef sorun burada bitmiyor. “Monk“ dizisindeki dedektif Monk’u anımsatan tuhaf takıntılarım var. Ayrıca bazı huylarım yüzünden maalesef Serdar Turgut’a benziyorum. İşin kötüsü nedir biliyor musunuz? Bütün bunları beni bu dünyada en iyi tanıyan insan olan sevgilim de onaylıyor. Doğru lafa ne denir ki?Bir demet evlilikDemet Akalın, flört etti, evlendi, boşandı, tekrar evlendi, ayrıldı, barıştı ve evlililik denilen müessesenin posasını çıkardı. Demet Şener, bir kere evlendi iki çocuk sahibi oldu ve kocasıyla mutlu bir yuva kurmayı başardı. İki Demet’ten bir demet evlilik çıktı.

Devamını Oku

Ekran işkencesi

31 Temmuz 2010

Pogramlar o kadar kötü ki ekran karşısında oturmak büyük eziyet. En kötüsü hangisi diye bir ayırım yapmak çok zor. Çünkü hepsi birbirinden beter. Kanal olarak en kötüsü herhalde SHOW TV. “Cennet Mahallesi” ile başlıyor, “Yemekteyiz” ile devam ediyor, “Evcilik Oyunu” ile bitiriyorlar. Bundan daha kötü bir üçlü oluşumunu düşünmek bile insanı ürkütüyor. ATV’de, posası çıkmış dizilerin tekrarı ve kötü filmler var. “Çocuklar Duymasın” dizisinin zilyonuncu tekrarından gına geldi. FOX TV’nin programları kışın kötüydü, yazın daha da kötü oldu. Yine en iyisi KANAL D. En azından iyi dizilerin tekrarını gösteriyorlar. STAR TV’yi de unutmamak gerek. Canım Türkiyem’in dünya çapındaki ünlü sanatçısı Mehmet Ali Erbil’in inanılmaz bir başarıyla sunmaya devam ettiği “Çarkıfelek” yarışmasını izlemeye 70 milyon olarak doyamıyoruz. TRT 1 için fazla birşey söylemeye gerek yok. Hiç izlenmediği için işkence olmaktan çıkıyor. KANALTÜRK, ünlü assolist Petek Dinçöz’ü “Arım, Balım, Peteğim” programıyla ekranlara geri getirerek yayın akışındaki işkenceye “bonus” yaptı. TV 8’in programları o kadar karışık ki işkenceyi çorbalamışlar. FLASH TV’yi günde 15 dakika eğlenmek için izleyebilirsiniz. 15 dakikadan sonrası ise yavaş yavaş işkenceye dönüyor. BLOOMBERG’de duayen magazincilerimizden Kenan Erçetingöz’ün “60 Dakika”sının yarısı fazla geliyor. Oylum Talu’nun güzelliği olmasa “Faruk Bayhan”lı “İkonoskop” hiç çekilmez. HABERTÜRK’de aşırı dozda ciddi bir tarihçi Murat Bardakçı bağımlılığı var. “Tarihin Arka Odası” gibi belgesel niteliğindeki bir programı oyuncu Pelin Batu ile şova çevirmeye çalışıyorlar ve yayını saatlerce uzatıyorlar. Geçenlerde 8.5 saat canlı yayın yaparak kendi rekorlarını kırdılar. Geri kalan 15.5 saatte de Hulki Cevizoğlu’nun “Ceviz Kabuğu”nu yayınlasalar HABERTÜRK’ün 24 saati tam istedikleri gibi olacak. Hele bir de “Teke Tek” gibi 3D görüntülü verirlerse keyfine doyum olmaz. Ekran işkencesinin sonu yok. Allah hepimize sabır versin!Zaman aşımı saçmalığıBatık İktisat Bankası dosyasında hapis istemiyle yargılanan Erol Aksoy’un davası ‘zaman aşımı’ nedeniyle düştükten sonra, Bodrum’da teknesinde görüntülenmiş. Yanında yabancı uyruklu olduğu iddia edilen genç ve güzel bir kadın varmış. Erol Aksoy’un eşi eski manken İnci Hanım da genç kadının kimliğini bilip bilmediğini sorduklarında “Genç bir kuzenimiz var, belki odur!” demiş. İnci Hanım gibi anlayışlı kadınlara bayılıyorum. Her kadın onun gibi düşünse dünya erkekler için çok daha rahat bir yer olur. Aslında takıldığım nokta o değil. Bu ‘zaman aşımı’ olayı beni acayip sinir ediyor. Böylesine önemli bir davada ‘zaman aşımı’ mı olurmuş? Hakimlerin bir dolu lüzumsuz davaya bakmalarından batık bir bankanın davasını sonuçlandırmaya vakitleri mi kalmadı? Demek yasanın açıklarından yararlanıp mahkemeleri yıllarca oyalayıp davayı ‘zaman aşımı’ gibi saçma sapan bir nedenden düşürmek mümkün. Adaletin er veya geç yerini bulmasını beklemek hakkımız değil mi? Sanırım, bizim böyle bir beklenti içinde olmamız ‘zaman aşımı’na uğradı!Masum AysunHarvard Üniversitesi’nin konuk öğrencisi, Yeditepe Üniversitesi mezunu Aysun Kayacı, “Beni artık mayolu yakalayamayacaksı-nız” dedikten 3 gün sonra Vatan ekibi tarafından Bodrum’da sevgilisiyle denizin içinde bikinisiyle sarmaş, dolaş öpüşürken fotoğraflanmış. Aysun ile sevgilisi birbirlerinin hayatlarını kurtarırcasına ateşli olarak dudaktan öpüşüyorlar. Bu kız üniversite mezunu olduğuna göre cahil değil. Olsa olsa fazlasıyla saf ve masum olmalı. Masum Aysun. N’olacak!İçkiler ve kadınlarİçtikleri içkiye göre kadınların karakter tahlilini yapmışlar. Örnek olarak da bazı ünlüleri göstermişler. Örneğin; bira içen kadın samimi ve sıcakkanlı olurmuş. Şarkıcı Nil Karaibrahimgil gibi. Votka içen kadın hayatta ne istediğini bilen kararlı biriymiş. Pelin Batu gibi. Şarap içen kadın çocuk ruhlu ve fedakar olurmuş. Özgü Namal gibi. Tekila içen kadın duyguların ucunda yaşar, aniden parlarmış. Doğa Rutkay gibi. Rakı içen kadın sevgilisini ya çok mutlu edermiş ya da tam tersi. Demet Akalın gibi. Kokteyl içen kadınlar da iletişime açık, rafine tiplermiş. Ayşe Arman gibi. En iyisi her zaman uyanık olmak ve ayık kalmak beyler. Yoksa bu kadınlardan korkulur!

Devamını Oku

Nemalanlar

30 Temmuz 2010

Denize girerken bile insan terliyor. Nem oranının yüksek olması insanları son derece olumsuz etkiliyor. Kişinin beyin fonksiyonları duruyor. Bedeni kontrolsüz hareketler yapıyor. İşte sıcaklardan ve anormal nemden etkilenip nemalanlardan bazıları...Hande Yener: Bodrum’daki nem ona yaramadı. Kankası ve meslektaşı Demet Akalın’ın kocası Önder Bekensir’den tokat yediğini söylediklerinde bu konuyla ilgili düşüncelerini “Hayırlı olsun“ diye nemalanmış bir şekilde iletti.Erdal Acar: Emekli playboy Erdal Bey, kardeşi Erdinç’in veliaht avcısı sunucu Ece Erken ile adının bir aşk dedikodusuna malzeme olmasını nemalandığından “İkisi de eşlerinden yeni boşanmışlar. İlişkide olmaları imkansız” diye yorumladı.Ajda Pekkan: Süperstar’ın yıllar sonra sahnede kendinden geçmiş bir vaziyette “boru dansı“ yapması nemalandığının en canlı kanıtı.Sadettin Saran: Avşar Kızı’nın uzatmalı sevgilisi yakışıklı iş adamı Sadettin Bey, nemalanıp bebek yüzünde fena halde sırıtan bir bıyık bıraktı ve Amerikan kovboyu Jesse James’in “Aranıyor! Ölü veya diri” posterindeki haline benzedi.Ayşe Arman: Her şeye maydanoz köşe yazarımız Dubai’nin neminden nasibini aldıktan sonra kendini tutamadı ve ünlü piyanist Fazıl Say’ın maydanozluğuna sataştı.Hıncal Uluç: Sıcağa hiç gelemeyen köşe yazarı Hıncal Hoca da Ayşe Arman sayesinde nemalandı ve ona kendisini bile hayrete düşüren bir “Yuhhh“ çekti.Yonca Evcimik: Nemalandıktan sonra “Twitine Bandım“ diye lüzumsuz bir şarkı yaptı. O bildiğimiz Yonca Evcimik gitti, yerine Ankaralı Yasemin’in çakması geldi. Ölüler, yaşlılar, işi bitmişler gafı da nemalanmasına tuz biber ekti.Kemal Kılıçdaroğlu: CHP’nin çiçeği burnundaki lideri uzaktan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a “Recep” diye hitap etti, yanındayken sürekli “Sayın Başbakan“ dedi sonra nemalandı ve yine “Recep“ demeye başladı.Pelin Batu: Tarihçi Murat Bardakçı ile birlikte sunduğu “Tarihin Arka Odası” programı 8.5 saat sürünce nemalandı ve kılıç, kalkan oynarken canlı yayında küfürü basıverdi.Oktay Vural: MHP Grup başkanvekilinin saldırganlığı nemalandıktan sonra daha da arttı. Her şeye muhalif olmanın dayanılmaz antipatikliğinde tam gaz veriştirmeye devam ediyor.Memeler fora devri bittiTatil yörelerimizde üstsüz güneşlenen kadınlar artık azınlıkta. Çocukların olmadığı Antalya, Kemer’deki ünlü Fransız tatil köyü Club Med’de bile üstsüz güneşlenen ya da denize giren turist kadın sayısı azdı. Üstsüz olanların çoğunun da yaşı ilerlemişti. Eski alışkanlıklarından olsa gerek. Yıllar vücut güzelliklerinden kaybettirmiş olsa bile cesaretlerini yitirmiş değiller. Ama yeni nesil turistler eskileri gibi cesur değil. Ya etraftaki bakışlardan rahatsız oluyorlar ya da kendilerine güvenemiyorlar. Diğer kadınların onları üstsüz gördüklerinde beğenmeyeceklerini düşünüyorlar. Çünkü plajlarda üstsüz olan kadınlara erkeklerden çok kadınlar bakıyor. Kadınlar da hemcinsleri tarafından eleştirilmeye hiç gelemiyor. Ne giyinikken ne de soyunukken. Dünya maalesef değişti. Memeler fora devri bitti!En kaliteli radyo N101Huyum kurusun kendi reklamımı yapmayı hiç sevmem. Örneğin son zamanlardaki en başarılı reklam seslendirmesinin “Money Kart” olduğunu söylemeyeceğim. Köşe yazılarımın çok okunduğundan söz etmeyeceğim. Radyo programlarımı dinleyen dinleyicilerin ülkemizin en seçkin ve bilinçli kitlesi olduğunu da iddia etmeyeceğim.Ancak canım Türkiyem’deki en kaliteli radyonun FM 101 frekansından Marmara Bölgesi’nde yayın yapan Radyo N 101 olduğunu sizlere açıklamak zorundayım. Bana inanmıyorsanız başka frekanslara bir takılın. Aradaki farka kendi kulaklarınızla şahit olacaksınız!Can sıkıntısı erkeklerHülya Avşar, sevgilisi Sadettin Saran için “Canımı sıkacak kadar mükemmel” demiş. Hülya Hanım yerden göğe kadar haklı. Sadettin Bey gibi yakışıklı, zengin, kültürlü yani kısacası dört dörtlük erkekler gerçekten onlarla birlikte olan kadınlara büyük can sıkıntısı verirler. Çünkü evliliğe yanaşmazlar. İlişkide araya mesafe koyarlar. Kadını oyalarlar ve sonra da çekip giderler. İşte onun için Sadettin Saran gibi mükemmel erkekler kadınların canını sıkar.

Devamını Oku

Kim ne olabilirdi?

25 Temmuz 2010

Ünlülerimizi oldukları gibi seviyoruz. Hepsinin yeteneği ayrı ve tartışılmaz. Ancak şimdi başka bir iş yapıyor olsalardı onlara ne yakışırdı?İşte ünlüler ve en iyi ne olabilirlerdi...Yalın: İzci. Çocuksu ve masum yüzü hayat boyu izcilik yapması için ideal.İbrahim Tatlıses: Müteahhit. Sanki müteahhitlik için biçilmiş kaftan.Ajda Pekkan: Falcı. Hem fala inanıyor hem de ileriyi çok güzel görebiliyor.Hülya Avşar: Başbakan. Müthiş politik içgüdüsü Tansu Çiller’i bile sollar.Demet Akalın: Boksör. Her an herkesle dövüşe hazır, bir eldivenleri eksik.Cem Yılmaz: Sigorta satıcısı. Ağzı iyi laf yapıyor. Sempatik. Eskimoya buz satabilir.Ömür Gedik soyunsun!Sinema eleştirmeni Ömür Gedik çok hoş ve havalı bir kadın. Hayvanat bahçelerindeki hayvanların ne kadar savunmasız olduğunu daha iyi hissetmek için Taksim’in göbeğinde soyunup kendini bir kafese kilitleyebileceğini yazmış. Bu eylemi sonuna kadar destekliyorum. Taksim’in göbeğinde soyunsun... İnsan kılığında Taksim’de dolaşan bazı yaratıklardan kendini korumak için de kendisini sağlam bir kafese kilitlesin. Anahtarı da sevgilisi ünlü şarkıcı Ferhat Göçer’e versin. Ferhat da kafesin dışında “Biri Bana Gelsin” şarkısını söylesin. Bakın bir daha hayvanlara kimse kötü davranıyor mu?Cengiz’in ünlü takıntısıGazeteci, televizyoncu ve köşe yazarı arkadaşım Cengiz Semercioğlu’nun vazgeçemediği bir ünlü takıntısı var. Ajda ile yemek yemesinden, Şahan’ın teknesine davetli olmasına kadar hepsini her fırsatta köşesinden okurlarıyla paylaşıyor. Neden? Çok mu önemli bu ünlülerle haşir neşir olmak? Bence tam tersi. Samimi olduğun ünlüleri yazarsan sonra bir vukuatları olduğunda onlar hakkında tarafsız kalamazsın. Kalsan bile kimseyi inandıramazsın. Takıntıyı boşver Cengiz’cim. Artık sen de ünlüsün!Polat’ın en rahat zamanıGalatasaray kulübünün içi kaynıyor. Başkan Adnan Polat “Galatasaray’ın duruşuna, asaletine yakışmayan şeyler oluyor. Birkaç Galatasaraylı bizleri ciddi şekilde rahatsız ediyor” diye bir serzenişte bulunmuş. Hiç şikayet etmesin. Bugünler onun ve yönetimdeki arkadaşlarının en rahat zamanı. Hele bir Süper Lig ve UEFA maçları başlasın. Aldıkları sonuç geçen seneki gibi hüsran olursa işte esas o zaman birkaç değil, milyonlarca Galatasaraylı yönetimini ciddi şekilde rahatsız edecek!Yumuşak futbolcular Alman Milli Takımı Kaptanı Michael Ballack’ın menajeri Becker, “Löw’ün oyuncuları hafif ve zarif oynuyor. Bu cinsel tercihleriyle ilgili olabilir” diye ortalığı karıştırmış. Eşcinsel futbolcuların yeterince sert olmadığını ima eden Becker’in açıklamasını Alman Teknik Direktör Löw “seviyesiz” olarak değerlendirmiş. Bence hem seviyesiz hem saçma. Becker, ne zaman eşcinsellere karşı top oynamış da onların yumuşak olduğuna karar vermiş? Hollanda’nın şampiyonluk maçındaki sert futbolu ise çok çirkindi. Almanlar yumuşak, Hollandalılar da “erkek dediğin böyle olur” havasındaysa ben iyi bir futbolsever olarak Almanları izlemeyi tercih ederim!TAVSİYELER * Telefonu açtığınızda karşınızdaki ses “Size hangi isminizle hitap etmemi istersiniz?” diye soruyorsa “Hiçbiriyle” deyip hemen kapatın. Aksi halde istemediğiniz bir şeyi satın almak zorunda kalabilirsiniz!* Yıldırım nikahı ile evlenenler sürünmeli bir boşanma ile ayrılabiliyorlar onun için evlenirken acele etmeyin!* Teknesi olan arkadaşlarınızı kış ayından ayarlamaya başlayın ki yazın yaya kalmayın!* Bir futbolcu sakatlanma tehlikesi geçirdiğinde mesela “Emre korkuttu” diye yazdıklarında gerçekten korkuyorsanız acilen bir psikoloğa görünün!* “Evcilik Oyunu” adında bir televizyon yarışmasına katıldığınızda kendinizi rolünüze kaptırıp partnerinize aşık olursanız Pazar Sürprizi’nin sunucusu Mert Öğün gibi hüsrana uğrayabilirsiniz. Televizyonun yapmacık olduğunu unutmayın.* Daha önce hiç tanımadığınız biri kayaların üstüne lazerle sizi sevdiğini yazıyorsa bu sizi sevdiği anlamına gelmez. İstediği anlamına gelir!

Devamını Oku

Veliaht avcıları

24 Temmuz 2010

Canım Türkiyem’de eşi varlıklı bir ailenin veliahtı olan kadınların çok dikkatli olması gerekiyor. Sürekli kocalarının yanında nöbet tutmak zorundalar. Çünkü etrafta atmaca gibi adamı onların elinden kapmak için bekleyen “veliaht avcıları“ kadınlar var. Veliaht ne kadar zengin ve çevresi ne kadar genişse karısının işi o kadar zor. Üstelik veliaht tipsiz, aşırı kıllı ve göbekli de olsa bu veliaht avcısı kadınlar ona yanaşmak için akla, hayale gelen her türlü numarayı yapıyor. Uzaktan göz süzmelerle başlayan veliaht avcılarının cüretkar taaruzu, veliahtın karısı önlem almazsa bir anda konuşma ve gizli buluşmalara kadar gidebiliyor. Özellikle bu yaz aylarında tatil yörelerinde veliaht avcısı kadınlar kol geziyor. Veliahtlar, genelde çalışmadan baba parası yemeye alışık olduklarından zaten çapkınlıktan başka düşündükleri şey yok. Gözleri hep dışarıda oluyor. Eşleri bir an kontrolü bıraksa uçup gidecekler ve veliaht avcıları kadınlara yem olacaklar. Şu anda havalar sıcak, insanlar mayolu ve yarı çıplak, yani tam avlanma mevsimi. Etraf veliaht avcılarıyla kaynıyor. Kocası veliaht olan hanımların işi kolay değil. Biri hariç. İkoncan Ivana Sert! Ivana, kendi reklamını öyle bir yaptı ki veliaht kocası işini gücünü bırakıp onun etrafında nöbet tutmaya başladı. Hanımlar... Bu devirde güzel ve bakımlı olmak yetmiyor. Akıllı olmak önemli. Özellikle eşiniz paralıysa.Şımartın gitsinTatile küçük çocuklarıyla çıkan bazı aileler, o çocukları öyle bir şımartıyorlar ki inanılır gibi değil. Yetişkin insanların küçücük çocukların kul kölesi olması çok acı bir şey. Bütün dünya çocukların etrafında dönünce o tatilden ne zevk alınır? İşin kötüsü çocuklar da şımartılmaya eğimli olduklarından bu durumu rahatlıkla suistimal edebiliyorlar. Ben yaptım biliyorum. Tecrübe konuşuyor. Anneleri Amerikalı olmasa başımıza çıkmışlardı. Amerikalılar çocuklarını bizim gibi asla şımartmıyorlar. Ben bir Türk olarak çocukken şımartılmaya ve de kendi çocuklarımı şımartmaya alışık olduğum için şımartma olayı bana normal geliyordu. Çocuklarım büyüyene kadar da şımartmaya devam ettim. Hata yapmışım. Şımartılmayan çocukların ayakları daha çabuk yere basıyor. Ama siz beni dinlemeyin. Çocuklarınızı başınızın tacı yapmaya devam edin. Çünkü sizin için de çocuk için de hayatın tadı öyle çıkıyor. Şımartın gitsin...Furuşun tekiTDK’nın Büyük Türkçe sözlüğünde “furuş“ çok olgunlaştığı için üzeri buruşan incir olarak geçiyor. Gazeteci Ahmet Hakan, geçenlerde “her devrin adamı“ Mehmet Barlas’a twitter ortamında “Malumatfuruşun teki“ diye takılmış.Malumatfuruş bilgiçlik taslayan demekmiş. Sanki Ahmet Hakan’ın kendisi hiç bilgiçlik taslamıyor? Mehmet Barlas’ın kızı Ela da Ahmet Hakan’a “Ona buna bulaşanfuruşun teki“ diye yanıt vermiş. Biz de hemen Radyo N 101’de “Kim ne furuşun teki?“ diye dinleyicilerimize sorduk. İşte gelen cevaplar:* Ayşe Özyılmazel: Reklamını yapmak için çırpınanfuruşun teki.* Tuna Kiremitçi: Kitapları, köşe yazıları anlaşılmazfuruşun teki.* Haşmet Babaoğlu: Ak sakallı gurusu olduğu Alaçatıfuruşunun teki.* Serena Williams: Şampiyon tenisçi forehandvebackhandfuruşun teki.* Milli eğitim sistemi: Sürekli değişikliklerle öğrencileri ve velileri tam anlamıyla serseme çeviren şuursuzfuruşun teki.* Tansu Çiller: Kırk yılda bir mayoyla yakalanan furuşun teki.* Tamer Karadağlı: Çocuklar Duymasın’dan beri pozu taşfırın furuşun teki.* Gönül Yazar: Karşısına bir kısmet çıktığı anda evlenmefuruşunun teki.* Şahan Gökbakar: Çürük raporu almak için şişen uyanıkfuruşun teki.* Saba Tümer: Kahkahayı patlatarak parayı toplayan genç sevgiliyi kapan pumafuruşun teki.* Deniz Baykal: Her an parti başkanlığına geri dönmeye hazırfuruşun teki.* Necmeddin Erbakan: Ayakta duracak hali kalmamış ama siyasi hırsıyla ortalığı karıştıran furuşun teki olmaya devam ediyor.* Murat Bardakçı: Tarihsiz olur ama Fatih Altaylısızolamayanfuruşun teki.* Yıldırım Demirören: Tazminatları, teminatları cepten ödeyen furuşun teki.* Müslüm Gürses: Jiletsiz olur ama Muhteremsiz yapamayan furuşun teki. Ex eşle tatil modasıSosyetede yeni trend eski eşle tatile çıkmakmış. Esin Moralıoğlu ile İshak Cerit çiftinin başlattığı bu modaya Erdinç Acar-Hande Demir ve geçen ay boşanan Sinan Dereli-Bilgün Sazak çifti de uymuş. Eren Talu ve Defne Samyeli, Leyla Alaton-Mehmet Günyeli gibi birbirleriyle kanlı bıçaklı olan eski eşlerden sonra ex çiftle tatile çıkmak kulağa çok medeni bir davranış gibi geliyor. Gerçi bu sosyetikler o kadar sık eş değiştiriyorlar ki ex eş onlara yeni biri gibi geliyor da olabilir. Sizi bilmem ama ben ex eşimle tatile değil markete ile gitmem!

Devamını Oku