Soyun Seda soyun

4 Şubat 2011

Sabahların Sultanı Seda Sayan, ne gerek gördüyse TRT Haber’de bir programa konuk olarak katılmış. Seda Hanım, program sırasında söylediği bazı şeylerden sonra rahatsız olmuş. Avukatıyla ihtarname çekip Mahsun Kırmızıgül ve Nihat Doğan ile nikahsız aşk yaşamasıyla ilgili bölümü yayından çıkartmış. Seda Sayan gibi dobralığıyla tanınan, kimseden çekinmeyen, ülkenin en güvenilir insanı seçilen biri bunu yapıyorsa siz televizyon dünyasını halini düşünün artık. Sanki millet bilmiyor Seda Sayan’ın kimlerle beraber olduğunu? Sanki medyada herkesin gözleri önünde yaşanmadı bu ilişkiler? İnsan balık hafızalı olsa hatta istese bile unutamaz. Çünkü hepsi gözümüzün içine sokuldu ve beynimize kazındı. Şimdi bunların hiçbiri olmamış gibi davranmanın ne anlamı var? Olduğunda gözümüzde küçülmemişti ki olmadığında büyüsün! Seda Sayan gençliğinde verdiği erotik pozlardan hiç utanmadığını söylemiş. Utanacak bir şey yok zaten. Ne erotik pozlar veren, ne porno filmleri çıkanlar utanmadı da Seda Hanım mı utanacak? "Kütür kütür olsam yine soyunurum" demiş Sabahların Sultanı. Şayet kütürlük onu engelliyorsa bence hiç düşünmesin hemen soyunsun. Ekranda maşallah taş gibi çıkıyor. Genç, güzel, ince, biçimli ve seksi. Estetikli, olabilir ama formda. En fazla 40 yaşında gösteriyor. Bu devirde fotoshop diye de bir şey var. En az 10 yaş da o şekilde gençleştirirler. Oldu 30 bilemediniz 35. Yani soyunmaya niyeti varsa tam zamanı. Soyun Seda soyun. Soyun da gözlerimiz bayram etsin!Hürrem"den korkulur"Muhteşem Yüzyıl" dizisinin Hürrem’ini canlandıran Meryem Uzerli çok hoş bir kadın. Çarpıcı güzelliğinden etkilenmemek mümkün değil. "Öyle Bir Geçer Zaman Ki" dizisindeki kötü kalpli Carolin’i oynayan Wilma Elles gibi değil yani. Meryem’in yüzünde bir başka türlü gizem var. Her hayatına girdiği erkeğin birinci kadını olur. Kimse de bunu engelleyemez. Ne başka kadınlar, ne çocuklar. Vardır bu dünyada öyle kadınlar. Erkekleri bir bakışlarıyla ve kadınımsı tavırlarıyla çıldırtan. Onlara her şeyi yaptırtan. İşte ekranın Hürrem’i Meryem, öyle "özel" yeteneklere sahip bir kadına benziyor. Dizideki rol arkadaşı Halit Ergenç’in oyuncu eşi Bergüzar Korel, kocasıyla olan öpüşme sahnelerine sinir oluyormuş. Haksız değil. Kim olsa sinir olur. Zira Meryem, sıradan bir kadın değil. Üstelik Halit Ergenç’in de rol arkadaşıyla ilişki kurma konusunda sabıkası var. Daha çiçeği burnunda evliyken ‘Binbir Gece’de aşık olduğu Bergüzar Hanım için eşinden boşanmıştı. Şimdi roller değişti. Halit Bey, artık olgunlaştı, mutlu bir yuva kurdu ve baba oldu. Yuvadan uçup kaçması daha az bir ihtimal. Ama bu dünyada maalesef olmaz diye bir şey yok. Olacaksa da Hürrem gibi etkileyici Meryem gibi bir kadınla olursa sürpriz olmaz. Bu dizi olaylı başladı. İnşallah hem hoşgörü kısıtlı izleyici kitlesi, hem de dizinin ekibi açısından olaysız biter. Yoksa bu Hürrem’den korkulur. Benden söylemesi.Temiz siyasetSeçim öncesi siyasi parti liderleri arasında yine bir hakaret yağmuru başladı. Sadece liderler değil, partilerinde söz hakkı verilen tüm politikacılar rakipleri gördükleri siyasetçiler için kötü konuşuyor. Kimin ne zaman kime ne dediğinin, nasıl bir ithamda bulunduğunun hesabını tutmak zorlaştı. Bu nereye kadar devam edecek? Vatandaş olarak meydanlarda ve medyada temiz siyaset istemek hakkımız değil mi? Öyle bir duruma geldik ki sesi daha gür çıkan ve daha çok bağıran haklı çıkıyor. Ben iktidar partisinden muhalefeti kötülemesini değil, yaptıklarını ve bundan sonra yapacaklarını anlatmasını istiyorum. Ben muhalefetten iktidarı yerden yere vurmalarını değil, seçimi kazanırlarsa ülkeyi nasıl yöneteceklerini açıklamalarını bekliyorum. Orta Doğu kazanının deli gibi kaynadığı Tunus, Mısır gibi hiç tahmin etmediğimiz ülkelerin sıra sıra döküldüğü şu günlerde canım Türkiyem’de sevgi, saygı, birlik, beraberlik ve barış istiyorum. Merak etmesinler bağırıp çağırmadıkları zaman da söylenilenleri anlıyoruz. Birbirlerini aşağılayıp, suçlamadıkları zaman inanın daha huzurlu oluyoruz. Önümüzdeki seçimlerde oyumu meydanlarda ve medyada temiz siyaset yapan partiye vermek niyetindeyim. Ancak bu gidişle herhalde oyumu kullanamayacağım!Menajer Cengiz!Gazeteci dostum Cengiz Semercioğlu, ünlülerle takılmaya bayılıyor. Hem de en gündemde ve en popüler ünlülerle. Ajda’dan sonra Kıvanç Tatlıtuğ da Cengiz’in kankası çıktı. “Avatar” ile Hollywood’da kendi hükümdarlığını kuran dünyaca ünlü yönetmen James Cameron’un son filminin galasına birlikte davetli gittiler. Mr. Cameron veya belki de onların deyimiyle “Jimmy” ile yan yana ve samimi pozları Cengiz’in köşesini süsledi. Yazılarına bakılırsa Cengiz oraya gazeteci sıfatından ziyade, sanki Kıvanç’ın menajeri ve PR ajansı yani halkla ilişkiler uzmanı gibi gitmiş. James Cameron ile bizim Kıvanç’ın arasında olası bir projede köprü kurulmasını sağlamış. Bravo Cengiz’e!Bu devirde gazetecilikten para kazanmak zor. Amerika’da en çok parayı ünlülerin menajerleri ve PR ajansları kazanıyor.Hatta Creative Artists Agency (C.A.A) gibi sektörde tam profesyonelleşmiş büyük şirketler bile var. Baksanıza, James Cameron ya da kısaca ‘Jimmy’ ile Kıvanç ya da ‘Kivo’ kart değiş tokuşu bile yapmışlar. Hadi Jimmy’nin kartında yönetmen yazıyordur da Kivo’nun kartında ne yazıyor onu merak ettim. Oyuncu mu? Yoksa “Behlül” mü?Kıvanç’ın kendini tanıtması için karta ihtiyacı yok ki. Hem James Cameron zaten onu davet etmemiş miydi? Tom Cruise, Brad Pitt, sizce yanlarında kart mı taşıyordur? Onları bilmem ama Cengiz’in kartında “manager” veya “agent” diye yazmıyorsa gerçekten yazık oluyor.

Devamını Oku

Twitcem’ler

28 Ocak 2011

* Ben de Ayşe Arman gibi yapacağım. Gördüğüm, bildiğim şeyleri arkadaşlarıma söylemeyeceğim. Radyoda dinleyicilerimle, köşemde okurlarımla paylaşacağım.* Günaydın’da Seren Serengil’in köpeğine özel monu yapmışlar diye yazıyordu. Demek ki neymiş? İnsanlarınkine ‘menü’ havhavlarınkine ‘monu’ deniliyormuş!*Sokakta sakın ıslık çalarak yürümeyin. Yanınızdan bir devlet büyüğü geçerse hakaretten başınız derde girebilir. Ayrıca neşeli olmanız için de bir neden yok...3Söylediğinizde İngilizce"ye uyarlanan en görkemli isim: Asım (Awesome)* Yolda giderken önünüze aniden biri düşerse hemen panik yapmayın. Büyük bir ihtimalle televizyondaki "Uçan Adam" Sabri’dir.*Ekrana öyle ilginç tipler çıkmaya başladı ki Hiperstar Ajdar bile sıradan kaldı.*Ünlülerle haşir neşirliğini, Kıvanç Tatlıtuğ’la Hollywood seyahatini bizlerle paylaşan Cengiz Semercioğlu’na meraklı milletimiz adına teşekkür ediyorum.* Cem Özer, boşandıktan sonra teselliyi arabeskte bulmuş, Kibariye ve Müslüm dinlemiş. Evliyken karısını dinleseydi bunlara hiç gerek kalmazdı gibime geliyor.* "72. Koğuş" filminin tanıtım fotoğraflarında çıplak erkekleri görünce, epilasyon denilen şeyin kıymetini anlıyorsunuz. Hepimiz kara ve kıllıyız gibi bir görüntü var. * Süreyya Yalçın dağda mayo değiştirir gibi bir günde 4 kıyafet değiştirmiş. Bence az! Soyunup giyinmesi mayo kadar kolay olsa saatte 4 tane değiştirebilirdi.* Oray Eğin disiplinli bir şekilde çalışmak için eve kapanıp yazılarına ara verecekmiş. Ben olsam gayet laubali bir şekilde Maldiv’lere giderdim.* Gülse Birsel’in reklam filmi ‘Avrupa Yakası’ dizisindeki esprilerin yerinde yeller estiğini gösteriyor.No TV TarkanGeçenlerde bir restoranda megastar Tarkan ile tokalaştık. Kendisi çok mütevazı ve tatlı biri. Ayakları yere basıyor. Hava atmıyor. Normal ve son derece sempatik davranıyor. Bugüne kadar televizyonda hiçbir programa çıkmamakta haklı. Zira ekrana çıkanlarda samimiyet kalmıyor. Kendilerini olmadıkları gibi göstermek zorunda hissediyorlar. Yüzeysel davranıyorlar. Konuşmaları abartılı, hareketleri doğallıktan uzak oluyor. Tarkan bütün bunları aşmış. Kendinden başka biri gibi olmaya veya kasılmaya ihtiyacı yok. Yeri geldiğinde görüşlerini hayranlarıyla paylaşıyor. Ondan fazlasını yapmak hem imajını hem de bizi bozar. Bırakın da Tarkan bildiği yolda devam etsin. Aynı ünlüleri sırayla ekrana çıkartsınlar biz onlarla idare ederiz. Tarkan duruşu ve şarkılarıyla gönüllerimizi fethetsin yeter.Hepimiz işgüzarızHaftanın en ‘işgüzar’ haberi Denizli’den geldi. Karahayıt beldesindeki bir otelin kral dairesi ünlü Hollywood yıldızı Nicholas Cage için 250 bin dolara baştan aşağı dekore edilmiş. Mr. Cage gelecek diye otelin girişine kırmızı halı sermişler. Ama yorgun olan ve fotoğraf çektirmek istemeyen Mr. Cage otele arka kapıdan girince kırmızı halıda yapılacak karşılama töreni boşa gitmiş. İşgüzarlıkta üstümüze yok. Nicholas Cage için otel odasına o kadar masraf yapmaya hiç gerek yoktu. Memnun kalıp bir daha gelmesi çok uzak bir ihtimal. "Aman mutlaka gidin" deyip eşini dostunu yollayacağını da sanmam. Kırmızı halı töreni ise gereksizin de gereksizi. Sanki adam resmi ziyarette bulunan çok önemli bir devlet büyüğü. Demek Brad Pitt ile Angelina Jolie gelse yer yerinden oynacak.

Devamını Oku

Kahkaha yasak

27 Ocak 2011

Asık suratlı insanlar etrafımızı sardı. Saba Tümer’in kahkahaları bazılarının kulakları tırmalıyor olmalı ki ‘sıktı artık’ diye şikayetler başladı. Benim radyodaki partnerim Oylum’un şen, şakrak kahkahaları bazı dinleyiciler tarafından ‘samimiyetsiz’ bulundu. Son olarak dünya güzeli Azra Akın’ın sürekli gülümsemesine takmışlar. İnsan hep güler mi diye sorgulayanlar var. Ben şahsen yerli yersiz her şeye gülen insanları asık suratlılara tercih ederim. Kahkaha atanlarla kahkaha atıyorum. Gülenle gülüyorum. Tıpkı somurtanla somurttuğum, ağlayanla ağladığım gibi. Yaşantımızda bu kadar stres varken kahkaha atanlara ve gülümseyenlere kafayı takmak bana son derece saçma geliyor. Kahkahalarınızı tutmayın, gülümsemenizi yüzünüzden eksik etmeyin. Hem daha güzel hem de çok daha mutlu bir insan olacağınızı garanti ederim.Twitcem’ler* Berlusconi seks partisinde "sıradaki gelsin" diye bağırıyormuş. Acaba o sırada kızlar birbirlerini ona doğru itmeye mi başlıyorlardı?* Monica Belluci, Roma’da CMYLMZ ile tanışmak için plaja inmiş. Madonna da benim radyo programıma konuk olmak için konserini iptal etti. PLVR!* Türkiye’nin en yeni kanalı Türkiye’nin en eski isimleriyle yayına başladı. Vatan ve milletimize hayırlı olsun.* Doktorlar dizisinin yanında ‘House’ ve ‘Grey’s Anatomy’ uzaydan gelmiş gibi kalıyor.* Acun, banttan konuştuğunda daha başarılı!* Metin Arolat gözlükleriyle Tarkan ile Ragga Oktay arası birine benziyor.* Jose Mourinho çok şanslı adammış. Yıllar önce Fenerbahçe’yi çalıştırmak için gelmiş almamışlar.* Twitter’a giren cıvımıyor. Cıvıyanlar ‘Twitter’a giriyor!* Sessiz bir filme Türkçe alt yazı ekledim Laurel ile Hardy ne yapacağını şaşırdı.* "Öyle Bir Geçer Zaman Ki" dizisinin tekrarı "Öyle Bir Geçti Zaman Ki" olmamalı mı?* Show TV yayın akışını değiştirmeyi düşünüyormuş: "Kahvaltıdayız", "Kahvedeyiz", "Yemekteyiz", "Canlı Para" ve Acun artık ne verirse.* Bülent Arınç, "Hayat içki ve seksten ibaret değil" demiş. Gel de bunu şimdi Nejat İşler’e anlat!* Medvedev’in süper yatı Tuzla’danmış. Bize ne? Esas Berlusconi’nin hatunları nereden biz onu merak ediyoruz!* Cem Özer, "Nurgül’ün benden iyisini bulacağına eminim" demiş. Keşke kıza bunu evlenmeden önce söyleseydi!Bravo HandeOyuncu Hande Ataizi, "Özel Hayatlar" adlı tiyatro oyununda güzel fiziğini cüretkar bir şekilde sergileyince, hem beğeni topladı hem eleştirilere hedef oldu. Ben beğendim. Oyunu daha görmedim ama Hande’nin duruşunu ve rol arkadaşı Cihan Ünal ile sahnede verdiği samimi görüntü hoşuma gitti. Ayrıca çok iyi bir performans sergilediğini söylediklerinde sanatı açısından sevindim. "Mum Kokulu Kadınlar"daki gerçek Hande’nin hasretini çekiyorduk. Bazıları Hande’nin açılıp saçılmasını "Ne gerek vardı?" diye eleştirdi. Bunu yazanların tutucu değil de sözüm ona hoşgörülü, çağdaş geçinenler olması garibime gitti. "Ne gereği vardı?" ne demek? Hande’nin özgüveninden mi rahatsız oldunuz? Bir kadının kendisiyle barışık olması ve güzelliğini izleyicilerle paylaşmasına mı sinir oldunuz? Hande’nin sağladığı bedava reklam sayesinde oyun kapalı gişe oynuyor. Bu arada Cihan Ünal da nazara gelip rahatsızlanmış. Kendisine geçmiş olsun diyor, acil şifalar diliyorum. Hande’nin dıştan bakıldığında modern gibi duran içi gerilerde kalmış insanların görüşlerine aldırış etmeyip kafasına göre takılmasını diliyorum. Tiyatro sahnelerine yepyeni bir renk ve taze bir soluk getiren Hande’ye benden koskoca bir bravo!Şahin K.Efsane pornocu Şahin K.’nın "Günah Keçileri" isimli normal sinema filminde oynamam için bana bir teklif gelmişti. Şahin K., ismini duyan etrafımda fikrini sorduğum herkes bana "Sakın oynama" dedi. "Yahu bu porno filan değil, komedi" deyince de "Fark etmez, Şahin K. olunca herkes porno sanacak" diye uyardılar. Ünlü yönetmen Sinan Çetin’in Bay E şaheserindeki 2 dakikalık unutulmaz rolümden sonra "Beyaz perdeye porno ile döndü" diye düşünmesinler diye Şahin K. ile aynı filmde oynamayı istemedim. Sonra bir baktım ‘Tecavüzcü’ Coşkun, ‘Gazozcu’ Nuri Alço ve ‘Bayan Popo’ lakaplı Sevtap Parman filmde rol almış. Nereden bakarsanız bakın filmin teması seksi çağrıştırıyor. Şahin K. da zaten röportajlarında sorulan sorulardan dolayı mecburen her şeyi sekse bağlıyor. Demek bu işin kaçarı yok. Seni bir kere pornocu diye mimlediler mi ne yapsan insanların fikrini değiştiremiyorsun. Baksanıza öpüşme sahnesi var diye sırf Şahin K. olduğu için ‘Günah Keçileri’ne 15 yaş sınırı koymuşlar. Tevekkeli değil Şahin K. gibi Almancı oyuncu Sibel Kekilli, eskiden çevirdiği porno filmlerin gösterimine engel olmak için elinden geleni yapıyor. Sanatsal açıdan yetenekli ve iddialı olan birine geçmişindeki porno filmler eminim kabus gibi geliyordur. Ben aslında Şahin K.’nın eski filmlerine anti-porno olarak kabul ediyorum. Yani porno dediğin şey insanda cinsel istek uyandırır. Şahin K.’nınkiler bırakın istek uyandırmayı bir daha porno film izlemeye bile insanı tövbe ettirir türdendi.

Devamını Oku

Azgın tilki

21 Ocak 2011

Azgın tilkiBir, iki, üçler yaşasın Türkler...Dört, beş, altı Polonya battı...Yedi, sekiz, dokuz Ruslar domuz...On, on bir, on iki İtalya tilki...On üç, on dört, on beş Danimarka kardeş...Küçükken oyun oynarken ebeyi belirlemek için aramızda böyle sayardık. Aradan zaman geçince durum değişti. Polonya, kendini kurtardı. Rusların domuzluğu geçti. Danimarka’nın kardeşliği kalmadı. İtalyanların da tilkiliği bitti. Kurnaz geçinen İtalyanlar artık eskisi gibi tilki değil. Örnek mi istiyorsunuz? İşte size başbakanları Berlusconi. Küçük yaşta kızlarla beraber olmaktan 15 yıla kadar hapsi istenen Berlusconi, 17 yaşında Fas asıllı Ruby isimli bir dansçı kızı susturmak için 5 milyon Euro vermeyi kabul etmiş. Çok zor durumda olduğunu ve susarsa kızı altına boğacağını söylemiş. Bu da gösteriyor ki İtalyanların artık tilkilikle uzaktan yakından bir ilgileri kalmamış. Tilki, zamparalık yaparken böyle enayi gibi yakayı ele vermez. Koskoca başbakan makamının forsunu kullanamamış ve bir göçmen kızın tuzağına düşmüş. Kız deli rolü yapıp para istemiş, Sinyor Berlusconi de kabul etmiş. Böyle tilkilik mi olur? Tilki dediğin saman altından su yürütür, karda yürürken izini belli etmez. Kurtlar kocayınca köpeklere maskara olurlar derler. Acaba tilkiler yaşlanınca Berlusconi gibi şapşallaşıyor mu? Azgın tilki sendromlu Berlusconi, suçlu bulunur da kodese girerse ilerlemiş yaşında kendisi de cinsel bir tacize maruz kalabilir. Kimse kusura bakmasın ama Berlusconi’ye acıyamacağım. Tilkilik bitti, ayvayı yedi. İşin özeti bu! İçki yasağı var mı?Ak Parti hükümetinin olur olmaz yere içki yasağı koyması ve alkollü içeceklerin vergilerini yüksek tutması sanıldığı ya da basından yansıtıldığı kadar korkunç bir olay değil. Bence doğru yapıyorlar. Çünkü biz içki içmesini bilmiyoruz. Dozunu kaçırmakta üstümüze yok. İçince sapıtmak ve etrafımıza zarar vemek ‘hobi’miz oldu. Alkol aldıktan sonra “Ben içkiliyken daha iyi araba kullanırım” diyen bir milletiz. Spor karşılaşmalarının öncesi ve sonrası alınan alkol, döner bıçaklarıyla sokak kavgalarına az mı neden oldu? Kafayı çekip laf olsun diye atılan kurşunlar kimbilir kaç masum insanın hayatına mal oldu? İçince insan değişiyor ve kadın, erkek, genç, yaşlı, ben henüz ‘kötüye’ değil de ‘iyiye’ değişenini görmedim. İnsanın yüzü, bakışı, konuşması, davranışları alkol alınca “amorf” oluyor. İçkiye “hayır” diyen yok. Sadece içeceksen “sorumlu iç” ve “sorumlu davran” diyorlar. Yaşı tutmayanlara alkol servisi yapan müesseselere en ağır cezaların verilmesi gerektiğine inanıyorum. Sigara yasağına da önce bozulmuştuk. Bakın ne güzel alıştık. Artık restoranlarda dumansız yemek yiyebiliyor, iş yerimizde rahat nefes alabiliyoruz. Alkol satışını kontrol altında tutmak ve zorlaştırmak içki içmeye ‘yasak’ getirmek olmuyor. Bugün böyle başlarlar yarın tümünü yasaklarlar düşüncesine de katılmıyorum. Burası Türkiye! Yarın ne olacağını kimse bilemez. Bildiğim tek şey insanlarımız bu sözüm ona içki yasağının zararından çok yararını görecekler. Daha az içecek ve daha dikkatli olmaya başlayacaklar. Yasak böyle olacaksa varsın olsun. Zayıflama hapıABD’de yakında şişmanlığı önleyecek bir ilaç piyasaya sürülecekmiş. Bir ilaç firması ayda 4 kilo verdirecek ve hiçbir yan etkisi olmayan bir zayıflama ilacı geliştirdiğini müjdelemiş. Cinsel gücü artıran ilaçlardan daha çok ilgi çekeceği bir gerçek. Çünkü herkesin seks yapması için ilaç alması gerekmiyor ama herkes kilo vermek istiyor. Üstelik oturduğun yerde. Bundan iyisi can sağlığı. Artık liposuction yaptırmaya, vücuttan yağ aldırmaya gerek yok. Spor salonunda bir tabak yemekle hemen geri alacağın birkaç kaloriyi vermek için saatlerce deli gibi tepinip ter dökmeye paydos.Ye kebapları, dolmaları, pilavları, börekleri, tatlıları, kadayıfları. Al hapı ver kiloları. İşin komiği kimse hap alarak zayıfladığını kabul etmeyecek. Tıpkı ilaç alarak cinsel gücünü artırdığını kabul etmediği gibi. “Normal yoldan mı zayıfladı yoksa hap alarak mı?” diye polemikler olacak. “Sibel Can yine hapla zayıfladı” veya “Metin Akpınar göbeğini hapla eritti” şeklinde başlıklar bekliyorum. Acaba kaç kutu hapı birden yutsan tamamen yok olursun onu merak ediyorum.Twitcem’ler* Bir pizza zinciri Burcu Esmersoy’u reklamlarında kullanacakmış. Onu gören de pizza yiyen zayıf kalıyor sanacak. * Gülben Ergen ve eşi ancak çocuklarının doğum günü olduğunda bir araya geliyorsa, evlilik yıldönümü için buluşmaları uzak bir ihtimal gibi gözüküyor.* İngiliz yazar Powell’a göre, vatandaşı Burton’un, “Melankolinin Anatomisi” dünyanın en “sıkıcı” kitabıymış. Adam Türk Kiremitçi’yi okumamış herhalde!* Volkan Konak, adambaşı 100 lira zammı beğenmeyen orkestrasının işine son vermiş. Beğenmezler tabii. Volkan Bey sağolsun maaştan çok yardım dağıtıyor!* Seyrantepe’de ilk maç golsüz bitmiş olabilir. Ama tarih kitapları Adnan Polat’ın açılış gecesi kendi kalesine attığı golü yazacak.* 166 milyon kutu hayali ilaç varmış. Peki reçetesiz ilaç vermeyen eczane mi var?* Bir kadın 8 gün damarında kalan iğneyle yaşamış. Ne olacak yani? 365 gün kanında gezen alkolle yaşayanlar var.* Aşka saygım sonsuz ama Ata Demirer’in aşkı bana nedense en az Ata’nın cüssesi kadar iri bir balon haber gibi geliyor.* Cemil Çiçek “Bu Twitter cıvıtır” demiş. Kısmen doğru. Cıvıtan Twitter’a giriyor.* “Burası Tayyiban cumhuriyeti değil”diyen MHP’li Oktay Vural, Türkiye’de mi yaşıyor?* Geçen hafta Haluk evden ayrılıyordu, bu hafta Meltem ona sürpriz doğum günü partisi yaptı. “Çocuklar Duymasın” dedikleri dizinin senaryosu mu oluyor acaba ?* Bir “ucube” modası başladı aldı başını gidiyor. ‘Gudubet’ sırada bekliyor olmalı.Protesto eylemine cezalar (Top Ten)1- Pasaportları ellerinden alınsın ki yurt dışında aynı şeyi yapmasınlar.2- Bir devlet kurumu olan TRT izlemeleri ve dinlemeleri yasaklansın.3- Bir devlet kurumu olan THY uçaklarına alınmasınlar.4- Protesto Eylem Vergisi (PEV) adında yeni bir vergi ödemek zorunda bırakılsınlar.5- Askerliğini yapmayanlar derhal, yapanlar tekrar uzun dönem askere alınsın.6- Kara tahtaya tebeşirle 50 bin defa "Bir daha protesto eylemi yapmayacağım" diye yazsınlar.7- Twitter ve Facebook hesapları kapatılsın.8- TOKİ inşaatlarında asgari ücretle amelelik yapsınlar.9- Bir devlet kurumu olan BBDK banka hesaplarına el koysun.10- Islık çalmamaları ve yuhalamamaları için dudakları Japon yapıştırıcıyla kapatılsın.

Devamını Oku

Bir Allah"ın kuruşu

21 Ocak 2011

Başbakan Erdoğan, geçen hafta sonu olaylı açılışına katıldığı Seyrantepe’deki stadın yapımında Galatasaray’ın bir Allah"ın kuruşu kadar katkısının olmadığını söyledi. Galatasaray camiası için ne kadar acıklı ve üzücü bir durum. Dünyanın en modern ve en güzel stadlarından birine ligde tüm iddiasını yitirmiş dünyanın en berbat futbol takımlarından biriyle gitmek zorunda kalıyorsunuz. Görkemli bir açılış umarak stada gitmek için binbir uğraş veriyorsunuz. Sıradan bir Avrupa takımı olan Ajax’ı izlemek için kendinizi motive edip havaya girmeye çalışıyorsunuz. Açılış töreninde stadın esas sahibi TOKİ’nin başındaki zat-ı muhterem hevesinizi kursağınızda bırakacak bir konuşma yapıyor. Kendinizi Aslantepe’de değil Şükrü Saraçoğlu’nda sanıyorsunuz. Ne olduğunu anlamadan, kutlamaya gittiğiniz yer birdenbire yuhalamalar, ıslıklar içinde bir protesto alanına dönüyor. Ertesi gün ana haber bültenlerinde Başbakan’dan okkalı bir azar yiyorsunuz. Bu arada kulüp başkanı Başbakan’ın gönlünü almak için saçmalamaya başlıyor ve protesto edenleri cezalandıracağız diyor.Bir Allah"ın kuruşu harcamadan yaptırdığı stada para verip kombine bilet satın almış taraftarları stada almamakla tehdit ediyor. Ne açılış ama! Reklam filminde kullanılan slogan eksikmiş. Mekan hem oynatıyor, hem konuşturuyor! Askıya almakEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve ailesi Başbakan’a Seyrantepe"ye yeni yapılan stadın açılışında yapılan haksız protestolar nedeniyle Galatasaraylı olmalarını gözden geçirmişler. Bakan Bey ve çocukları bundan sonraki haftalarda Galatasaray’ı tutmamaya karar vermiş ve Galatasaraylı olmayı askıya almışlar. Başbakan’a tam yaranmak istiyorsa bence hazır sarı kırmızı taraftarlığını askıya almışken bir de Fenerbahçeli olsun. Söz askıya almaktan açılmışken... Habire zamlanan akaryakıt fiyatlarını da bir zahmet askıya alsa çok isabetli olur.Twitcem’ler* İçki yasağına alışmak o kadar zor değil. 2 duble viskiden sonra unutuyorsunuz...* Muhteşem Yüzyıl izlerken şerbet, Küçük Sırlar’da kola, Kurtlar Vadisi’nde çay, Fatmagül’de ayran, Behzat Ç."de rakı içilir.* Başbakan’a yönelik protestoları Tek Yumruk isimli Galatasaray taraftar grubu başlatmış. İyi de çıkan sesler tek mek değil, yurttan sesler korosu gibiydi.* Bir anaokul öğretmeni diğeri işletme öteki konservatuvar mezunu * kadın fuhuş baskınında yakalanmış. Eskiden düzgün sayılan hiçbir mesleğe güven kalmadı.* Lerzan Mutlu "Ece Erken denilen sunucu bozuntusu Ajdar’ın kadın versiyonu" deyince, bu Ece’ye hakaret Ajdar’a iltifat mı oluyor?* Adnan Polat söylediklerinden, yaptıklarından hiç pişman değilmiş. Zaten bütün srun da buradan kaynaklanmıyor mu?* Merve Terim’in bekarlığa veda partisinde şişme erkekler varmış. Babası orada olsaydı alimallah bakışlarıyla hepsini teker teker patlatırdı.* Gülben Ergen, 4 milyon dolara Levent’te müstakil villa arıyormuş. Vallahi bu zamanda o paraya oralarda ancak bir müştemilat bulabilir gibime geliyor.* Kültür Bakanı Ertuğrul Günay eski partisi CHP’nin kendisine siyaset hakkı vermediğini söylemiş. Kendilerinde olmayan bir şeyi nasıl versinler?10 saat 10 günHülya Avşar, 4 yıl aradan sonra "72. Koğuş" filmiyle sinemaya dönüyormuş. Filmde Hülya Hanım, rol icabı saldırıya uğrayıp travma geçiren bir kadın mahkumu canlandırıyormuş. Avşar Kızı, yıllar önce "Fatmagül’ün Suçu Ne" filminde oynadığı tecavüz sahnesi çekiminin 10 saat sürdüğünü ve ondan sonraki 10 günde toparlanamadığını söylemiş. Aferin ona... Bu sefer oynadığı filmin reklamını yapıyor. "Fatmagül" dizisinin popüleritesini filmi için kullanıyor. 10 saat 10 gün diye çarpıcı bir slogan da bulmuş. Hollywood’da oynadığı filmi desteklemeyen oyuncu bir daha teklif bile alamaz. Hülya Hanım için “Bu sefer” diyorum çünkü yönetmen Ali Özgentürk, yıllar önce çektiği “Kalbin Zamanı”nın tanıtımı için Hülya Avşar’dan beklediği desteği göremediğinden yakınıyordu. "72. Koğuş" inşallah filme yatırım yapanlar ve Hülya Avşar için hayırlı olur. Yoksa bir sahneyi 10 saatte çekip sonra 10 günde toparlanamamaya değmez.Paris Bursa"daParis Hilton, son filminin çekimlerine başlamadan önce alışveriş yapmak ve Uludağ’da kaymak için önümüzdeki ay Bursa’ya gelecekmiş. Kayak merkezlerimizin kardan yana pek şansı yok. İnşallah Paris gelmeden kar yağar da kızcağız kayalara toslamaz. Erkek arkadaşının çekip sözüm ona kendisinden habersiz piyasaya sürdüğü porno filmle ünlü olan Hilton’u, İskender yerken ve esnafla pazarlık yaparken görmek ilginç olacak. Diskolarda dağıtmasıyla tanınan Paris, Bursa’da aradığı morali bulmasını bulur da canım Bursa’nın Paris’te beklediğini bulacağından şüpheliyim. Paris geldikten sonra iade-i ziyaret için bazı Bursalılar Paris’e gitmeye kalkarsa, o zaman ona diyecek lafım yok.

Devamını Oku

Twitcem’ler

14 Ocak 2011

* ‘Unutulmaz’ isimli dizide 8 saat uğraşarak çektikleri tecavüz sahnesi yayınlandığı kanalın sansürüne takılınca boşa gitmiş. İzleyiciye değil çöpe çalışmışlar desenize.* “Babama, ‘Yetenek Sizsiniz’e katılsana dedim. Yeteneğini sorarlarsa ‘Cem’i yaptım’ dersin” esprisini Cem Yılmaz’dan başka kim yapsa komik değil antipatik olur. Ama ona yakışıyor. * Deniz Akkaya, hayatına giren erkekleri seçmeden önce düşünecek vakit bulamıyor herhalde. Hiçbir ilişkisi istediği gibi bitmiyor!* Kar merkezlerinde kayak yapanların resimlerine bakarken üşüyorsunuz ya hava gerçekten çok soğuk ya da siz şifayı kaptınız demektir.* ‘Muhteşem Yüzyıl’ için Halit Ergenç “Saray entrikasını bu dizi öğretecek” demiş. Orasını bilmem ama RTÜK’e şikayet rekorunu kıracağı kesin.* Dar pantolon giyen bir erkeğin ellerini cebinden çıkarması bayağı meşakatli oluyor. İnanmıyorsanız Sinan Çetin’e sorun!* Canlı Para’da bir dakikada 1 milyon lira veriyorlar. Ne güzel! Eskiden bu kadar kısa sürede kazanılan para ‘canlı’ değil ‘kirli’ olurdu. *‘Çocuklar Duymasın’ dizisinde Meltem ile Haluk barışmazsa darılırım ama...* Kurtlar Vadisi’nin efsane karakteri Çakır’ın oğlu ‘Pusat’ diziye dönüyormuş. Biraz daha uzatırlarsa yakında Polat’ın torununu da görürüz.* Mersin’de bir okulda kız ve erkek çocukların arasında en az 45 santimlik bir mesafe olması gerekiyormuş. Çocuklar ellerinde cetvelle mi dolaşacak yani?* ‘Eyvah Eyvah 2’ rekora koşuyormuş. Ata Demirer’in kilolarıyla koşması zor. Tam gaz gidiyor deseler daha isabetli olacak.* Seren Serengil, Hande Ataizi ve Mehmet Ali Erbil kendi evlilik programlarını sunacakmış. Onlardan öğreneceğimiz aslında çok şey var. Ne yaptılarsa tam tersini yapmak gerek. * Nuri Bilge Ceylan’ın son filmi ‘Bir Zamanlar Anadolu’ 3.5 saat sürüyormuş. Adam yönetmenliği öğrenmiş ama montaj yapmasını bilmiyor!* Google görüntü uygulama tekniğiyle sudoku çözüyormuş. Bulmaca çözmenin bile zevki kalmadı. Rubik’s Cube neredesin? Elle çözmekten başka çare yok.* Eşi 4’üncü çocuklarına hamile olan David Beckham kız çocuk olsun diye maydanoz yemiş. İşe yarar mı bilmem ama bu saatten sonra boşanmaya kalkarsa ayvayı yiyeceği kesin.* Amerika’da bir beslenme uzmanı köpek maması yiyerek zayıflamayı deniyormuş. Tek bacağını kaldırarak işemesi ve kapı zili çaldığında havlamasının dışında henüz bir yan etkisini görmemiş.* Eczanelerin kolonya ve pansuman için alkol satması yasaklanmış. Alkoliklere zorluk çıkartacaklarına kolaylık yaptılar. Artık bunları almak için alkollü içki satan Tekel dükkanlarına gidecekler.Mazereti suçundan beterİngiltere’de Neil Smith adında 57 yaşında bir adam havuza gitmiş. Havuzda genç bir kadının poposunu ve göğüslerini kamerasıyla çekmeye başlamış. Görüntülendiğini fark eden kadın şikayetçi olmuş. Kamera kayıtlarını inceleyen polis Smith’in röntgencilik yaptığını tespit etmiş. Ancak Smith, duruşmada “Havuza girmeden önce penis sertleştirici ilaç almıştım. Eşim menopozda” diyerek hapis cezası almaktan kurtulmuş. Böyle bir rezalet duymadım. Karısı menopoza giren her erkek böyle yapacaksa yandık. Hakimin yerinde olsam röntgencilikten değil havuza girmeden aldığı ilaç yüzünden bu sapığı kodese tıkardım. Havuzların kenarında genelde ‘Girmeden önce lütfen duş alın’ diye yazar. Bu herhalde o yazıyı girmeden br sertleştirici alın sandı. Deli mi ne? Mazereti suçundan beter! İngiltere gibi cinselliğe toleranslı bir ülkede yaşadığı için yine şanslı adammış. Bizde olsa mahkeme salonunu görmeden havuzun kenarında cezasını bulmuştu.Biz bize yeteriz ama...Başbakan Erdoğan, Katarlı kardeşlerimizden sonra Kuveytli biraderlerimize de kucak açtı. Cumhurbaşkanı Gül’ün Yemen kapılarını sonuna kadar açmasından sonra ‘Biz birbirimize yeteriz’ diyen Başbakan Erdoğan iki ülke arasındaki vize uygulamasını kaldırdı. Başbakan güzel söylemiş de Araplar’a güven olmaz. Onlar kendi aralarında anlaşamıyorlar. Arap’ın Arap’a faydası yok derler. İnşallah Türk’e faydası olur. Herkesin gezip, görmek için gitmek istediği ülkelere vize var, sadece bir iş yapmak için gitmek zorunda olduğu ülkelere yok. Buna da şükür. İnşallah işe yarar. Hiç gitmeyi düşünmediğim başka hangi ülkelerle aramızdaki vize uygulaması kalkacak mı çok merak ediyorum.Yeteneksiz balon haberlerBir gazetenin magazin ilavesi şarkıcı/oyuncu Hülya Avşar ile reklamcı Ali Taran’ın aşk yaşadığını iddia etti. Sözüm ona Avşar Kızı’na aşk mesajları atan ünlü reklamcı eşine yakalanınca evi terk etmek zorunda kalmış. Bir başka gazetenin üst köşe haberine göre Acun Ilıcalı’nın boşanmak üzere olduğu eşi Zeynep Hanım, Acun’un sevgilisi olduğu iddia edilen Şeyma’yı büyük bir zevkle mağazadan kovdurtmuş. ‘Yetenek Sizsiniz’ jürisinde yer alan Acun, Hülya Avşar ve Ali Taran’la ilgili son derece yeteneksiz iki ayrı balon haber. Ali Taran 40 yıldır tanıdığı Hülya Avşar’a yanındaki koltukta oturuyor diye mi birdenbire aşık olup en zor zamanında bile yanından ayrılmadığı eşini terk edecek? Acun’un yüklü servetinin yarısına ortak eşi işi gücü yok da evliliğinin bitmesine neden olan rakibesini bir mağazadan kovdurtarak mı keyif alacak? Zaten istese bile yapamaz. Mağazanın bunu yapmaya hakkı yok. Başı derde girer. Mantıksız bir palavra. Masa başında sansasyonel haber üretmek için biraz yaratıcı olmak gerekiyor. Yani atacaksanız doğru atın. Sallamanın da bir sanatı vardır. Öyle bir balon patlatacaksın ki millet bir süre uyanmayacak. Örneğin “Acun ile Şeyma, Acun eşinden boşanır boşanmaz evleniyorlar. Nikah şahitleri de Ali Taran ve Hülya Avşar” diye bir balon uçursalar daha inandırıcı olmaz mıydı? İlla da Zeynep Ilıcalı’yı işin içine karıştırmak istiyorlarsa o zaman da “Acun’un boşandıktan sonra Şeyma ile evleneceğini duyan Zeynep, Acun’un kredi kartıyla mağaza kapatıp gönlünce alışveriş yaptı” desinler. Şimdi oldu işte!

Devamını Oku

Medyum Cemuli’den 2011 tahminleri

14 Ocak 2011

* Hülya Avşar, İbrahim Tatlıses ile birlikte televizyonda bir evlilik programı sunmaya başlayacak. Programın adı “Hülya ve İbo Düğün Show” olacak. Hülya Hanım her programa farklı bir gelinlik giyerek çıkacak. İbo, smokiniyle türküler söyleyerek çiftleri evlendirecek. Ünlü ikili daha sonra aralarında bir nikah kıyıp reytinglerde zirve yapacak ve programın adı da “Onlar Ermiş Muradına” olacak. * Acun Ilıcalı, eşinden boşanacak. Show TV’nin yeni sahibi olacak. Boşandığı eşi de Digitürk’ü alacak. Ayrıca Acun, Fenerbahçe kulübünde yöneticilik yapmaya başlayacak. Başkan Aziz Yıldırım, takım yıl sonunda son maçta yine şampiyonluğu kaçırdıktan sonra baskılara dayanamayıp istifa edecek ve yerini Acun ile kankası futbolcu Emre’ye bırakacak. * “Öyle Bir Geçer Zaman ki” dizisindeki Ali Kaptan ikinci kaptanlıktan kaptanlığa terfi edecek ve bir ithal metres daha edinecek.* Ata Demirer, gişede büyük başarı gösteren ‘Eyvah Eyvah’ filmlerine devam etmediği için çok pişman olacak ve pişmanlığını anlatan ‘Vah Vah’ diye bir film çekecek. O da tutacak. Bunun üzerine Ata, devamı niteliğindeki ‘Vah, Vah, Vah’ filminin çalışmalarına başlayacak.* Seda Sayan, yeni yıl akşamı kendisine jest olsun diye uçak kiralayan sevgilisinin uçak kiralama bedelini Seda Hanım’ın ek kredi kartından ödediğini öğrenince ne yapacağını bilemeyecek ve ilişkisi zor günler geçirecek.* Süperstar Ajda Pekkan, Megastar Tarkan ile flört etmeye başlayacak. Ekstra teklifleri çoğalacak. Düet yaptıkları albüm müzik listelerini alt üst edecek. Düet denilince akla gelen ilk isim Ferhat Göçer, “Benden izinsiz düet yapmışlar. Düet benden sorulur“ deyip bu duruma içerleyecek.* Beren Saat, “Fatmagül’ün Suçu Ne” dizisinden sonra yeni bir reality şova başlayacak. “Biri Bizi Ağlatıyor“ isimli şovda Beren, en iyi ağlatan ve ağlayan yarışmacıları seçecek. * Bülent Ersoy, nam-ı diğer Bülent Abla ya da kısaca Babla, uzun yıllar ara verdiği sinemaya dönecek. İstinye Park’taki salonlardan birinde film izleyecek.* 2011 yılına sıfır kilometre esprilerle giren komedyen Cem Yılmaz, esprileri mil kazandıkça sıfır kilometre yeni lüks otomobiller almaya başlayack.* Gülben Ergen, tekrar hamile kalacak ve bu kez üçüz doğuracak. Kocasıyla boşanmasını askıya alacak ve evdeki çocuklara bakabilmek için bir kreş açacak.* Arda Turan, tekrar futbol oynamaya Sinem Kobal da nihayet oynadığı rolün hakkını vermeye başlayacak. Sezon bitiminde evlenecekler. Nikah şahitleri Aziz Yıldırım ile Adnan Polat olacak. Twitcem’ler* Tekeşlilik insanı alkolik yapıyormuş! Alkolik olmak istemiyorum. Tek eşliliği bırakıyorum.* iPad’imdeki, IBan numarama iPadban’ım mı denir? i harfini neden Ay diye okumaya başladık? ‘Ay inanmıyorum’ yerine i-İnanmıyorum desek olur mu?* İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü fuhuş operasyonuna ‘Barbi’ kod adı vermiş. Ken duysa kimbilir ne kadar üzülür.* Ukalalıktan zengin olunsa bizim memlekette fakir insan kalmazdı!* Adnan Polat’ı eşi bile suçluyormuş. Kadın sağlam Galatasaraylıymış.* Behzat Ç’nin Ç’si ‘çirkin’ anlamına mı geliyor?* İyi haber: Otomobil satışında Cumhuriyet tarihinin rekoru kırılmış. Kötü haber: Satılan otomobilleri kullanacak yol, park edecek yer yok!* Ferhat Göçer düet yapmaya doymuyor. Şimdi de bir reklamda Cüneyt Arkın’la beyaz önlükleri giyip ‘doktor düeti’ yapmış.* Yeni stand-up gösterilerinin bileti 3 gün içinde tükenen Cem Yılmaz, 1 milyon dolar kazanacakmış. Desenize gidenler gösterinin sonuna, kendisi de bankaya kadar gülüyor.

Devamını Oku

Twitcem’ler

7 Ocak 2011

* Tavşanlı Linyitspor takımının amigoları bir maçta eziyet ettikleri tavşanı sahaya atmışlar. İlahi adalet diye bir şey varsa bir daha dünyaya tavşan olarak gelirler de görürler günlerini. Bugs Bunny düşmanları n’olacak!* Yılbaşını bir KKTC Bakanı ile birlikte geçirdiği iddia edilen Seray Sever: “Konser izledik. Mesafeliydik” demiş. Mesafe dediği, aralarındaki bir sandalye mi yoksa masa mı acaba?* Les Ottomans Otel’in sahibesi Ahu Aysal çevresinde kendisini cezbedecek bir erkek bulamıyormuş. Varlıklı ve kaliteli birini istiyorsa hiç boşuna aramasın onların hepsinin rezervasyonları zaten dolmuştur. * Bilgi Üniversitesi’nden porno gerekçesiyle kovulan hocalar için mezunlar internette destek kampanyası başlatmış. Almanya’da olsa sözcüleri hazır: Sibel Kekilli!* Dünya kötüye gidiyor. Eskiden sarışın bomba Marilyn Monroe vardı. Şimdi Gazze’de canlı bomba olmak için yarışan 20 yaşında kadınlar.* “Ugg” botlar Tarkan’ın imajını bozar mı diye hiç meraklanmayın. Yıllar önce Miami plajında erkek arkadaşıyla çekilen slip mayolu fotoğrafı imajını bozmadıysa bundan sonra hiçbir şey bozmaz!* Yeni Boğaz hatları bir saat kazandırmış. Olsun eski Boğaz köprüleri hâlâ iki saat kaybettiriyor ne haber?* İDO’da özelleştirme süreci başlatılmış. Bence İbrahim Tatlıses uçağını satsın İDO’yu alsın ve İBO yapsın ki ikisini karıştırmaktan kurtulalım.* Yargıdaki gecikme yüzünden 188 kişinin katili Hizbullahçılar’ın serbest kalmasına “Fesupanallah” demekten başka bir şey akla gelmiyor.* Dünyaca ünlü İtalyan restoran Cipriani’yi Türkiye’ye getirmek iş adamı Mübariz Mansimov’a5 milyon dolara patlamış. “Vay anasına” diyecektim ama “Vay makarnasına” demek daha isabetli olacak!* Çocuklar Duymasın’da Meltem ile Haluk’un boşanması, Fatmagül’de Beren Saat’in gözyaşları yetti. Ya dizileri bitirsinler ya da senaristleri değiştirsinler!Hıncal Uluç’a teşekkürDuayen gazeteci Hıncal Uluç, geçen Salı günü köşesinde “Benim Güzel Ortaköy’üm..” başlıklı yazısında yılbaşı gecesi ekranda sunulan eğlence programları hakkında güzel bir yazı döşemiş. Sağolsun benim adımı da yazısında zikretmek nezaketinde bulunmuş.Hıncal Hoca yazısında aynen şöyle diyor: “Saatler sürecek canlı yayın sunuculuğu, müthiş bir konuşma yeteneği ve boş konuşmayı önleyecek müthiş bir dağarcık gerektirir. Bu işi başaracak tek kişi tanıyorum. Cem Ceminay!.. Kim bilir nerelerde, ne yapıyor... Ama TRT’nin bu kimden torpilli olduğunu bilmediklerimle olmaz bu iş...”Hıncal Hocam her zamanki gibi yerden göğe kadar haklı. Torpilsiz olunca da televizyona çıkmak kolay olmuyor. Onun için televizyon kanallarında hep aynı isimler ve yüzler cirit atmaya ve izleyiciyi baymaya devam ediyor!Yaşasın tek eşlilik!Bir erkek için hayatının en büyük kabusu iki kadın arasında kalmaktır. En kötüsü de ilişkide olduğu kadınların arasında kalmasıdır. Şarkıcı Işın Karaca ile modacı Ezra Çetin el ele verip ortak sevgilileri moda ve stil danışmanı Sedat Doğan’ı evire çevire dövmüşler. İddiaya göre Işın Karaca’nın 2 yıllık sevgilisi Sedat Bey, Eylül 2010’da Paris’teki Moda Haftası’nda tanıştığı Ezra Hanım’a Işın Karaca’dan ayrıldığını söyleyip bir aşk yaşamış. İstanbul’a döndüğünde de Işın Karaca’ya ilişkilerinden yorulduğunu söyleyip hem Işın’ı hem de birlikte oturdukları evi terk etmiş. Işın Karaca bu arada hamile olduğunu müjdelemiş. Ancak Sedat Bey doktora gidelim deyince bebeğini düşürdüğünü söylemiş. Sedat Bey de onu yalancılıkla suçlayıp tüm bağlarını koparmış. Bir süre sonra Işın Karaca, Sedat Bey’i Amerika’ya davet etmiş. Sedat Bey de kabul etmiş. Döndükten 2 gün sonra da “seni çok özledim” diyerek tekrar Ezra Hanım’a gitmiş. Bu arada devreye giren şarkıcı arkadaşı Deniz Seki, Ezra’ya Işın ile Sedat’ın ayrılmadığını söylemiş. Bunun üzerine Ezra ile Işın buluşup yüzleşmişler. Bir saat kadar karşılıklı ağlaştıktan sonra da Sedat’ı yanlarına çağırıp tekme tokat dövmüşler. Bu dünyada kadınlar tarafından dayak yemeyi hak eden bir erkek varsa o da eminim ki Sedat Doğan’dır. Bundan daha karman çorban bir hikaye duymadım. Kafası karışık olan adamların kadınlardan uzak durmalarında yarar var. Çünkü kadınlar adamın canına okuyorlar. İki kadın arasında kalmaktansa aseksüel yaşamak bile daha iyi.Van WayVan’da otelcilik ve otobüsçülük yapan Aslan Bayram ‘Van Way’ adlı bir havayolu şirketi kurmuş. Sloganları da: “Vanlıyız Göklerdeyiz” İngilizce “Tek Yön” demek olan Van Way’in kendi uçağı henüz yokmuş. Pilotlarıyla kiralanan pervaneli uçak seferleri Trabzon, Gaziantep ve Adana’ya 15 Ocak’tan sonra uçmaya başlayacakmış. Van, ismi kulağımıza aşina gelen birçok şeye çok güzel uyuyor. Van ismiyle ticari amacına göre oynamak mümkün. Örneğin, bir radyo açsalar “Number Van Fm” diyebilirler. Dövüş sanatlarını beyaz perdeye aktarmak isteyen biri kendine “Van Dam” diyebilir. Bir ressam çıksa adı hazır: “Van Gogh!” Rock müzik sanatçısı çıksa “Van Morrison” ya da “Van Halen” isimlerinden birini alıp bir anda tüm dünyada tanınabilir. Otolar arasında vanların ayrı bir yeri var. Her markanın arkasından bir “Van” geliyor. Van Canavarı efsanesinin dünyaya açılması için “Van Monster” demek yeterli. Dünya alem bir canavardan söz edildiğini anlar. Van isminde günlük vitaminler “Van A Day Vitamin” olarak dünyaya satmak mümkün. Başbakan Erdoğan’ın Davos zirvesinden beri zaten artık Van’da herkes az çok yabancı dil konuşmaya başlamıştır. Örneğin ‘Bir Dakika’ yerine millet tahmin ediyorum birbirine “Van Minitz” diyordur. Var mı canım Van gibisi? Hepimiz şakşakçıyızBizde şakşakçı enflasyonu var. Toplum olarak her fırsatta bir göbek atmasını bir de gerekli gereksiz her fırsatta alkışlamaya bayılıyoruz. Hiç unutmam yıllar önce şarkıcı Özcan Deniz, bir talk şov yapıyordu. Konuşacak lafı kalmayınca stüdyodaki konuklara dönüp “Alkışşş” diyordu, oradakiler de hemen alkışı patlatıyordu. Zaten her şeyi alkışlamayanı televizyon stüdyolarına konuk almıyorlar. Siyasi partilerin grup toplantılarına da. Mesela AK Parti’de Başbakan Erdoğan’ın o kadar çok şakşakçısı var ki bazen kendisi bile şaşırıyor. Düşünün... Kendi iktidar dönemlerinden önceki yol haritası gösterildiğinde ayağa fırlayıp tezahürat yaparak alkışlıyorlar. Üstelik bunlar milletvekili. Yani protokolle az çok haşır neşirler. Onlar böyle şakşakçılık yapıyorsa vatandaş ne yapsın? Durumu iki kelimeyle özetlersek “Hepimiz Şakşakçıyız.”

Devamını Oku