Twitter mi Prompter mi?

20 Temmuz 2012

Başbakan Erdoğan, geçenlerde KPPS ile ilgili iddiaları yanıtlarken ‘’Teknolojinin bu sanal ve iftiraya açık yapısıyla hareket eden bir Kılıçdaroğlu var; twitter Kılıçdaroğlu’’ demiş. Bunun üzerine CHP’liler de laf altında kalmamak için Başbakan’ın konuşmalarını ekranından okuduğu cihaza gönderme yaparak ‘Prompter Erdoğan’ demiş. Böylece bu sıcaklarda canım Türkiyem’in siyasi gündeminde ‘Twitter Kılıçdaroğlu, Prompter Erdoğan’’ siyasi polemiği başlamış. Devlet büyükleri lüzumsuz işlerle uğraşmasın diye bu konuya hemen noktayı koyalım. Hangisi daha iyi ? Twitter mi prompter mi ? Başbakan twitter konusunda haklı. Twitter iftiraya son derece açık bir ortam. Başkaları hakkında kafalarına estiği gibi sallayanlar twitter’da cirit atıyor. Twitter, son zamanklarda her tür iftiranın atıldığı sanal bir çöplük olmuş vaziyette. ‘’Onların mutsuzluğu, benim mutluluğum’’ gibi hain bir havanın estiği twitter’a benzetilmek hoş değil. Prompter ise masum ve insanlara yardımcı olan bir nesne. İçine ne yazılırsa dışına onu aktarıyor. Ana haber bülteni spikerlerinden yarışma sunucularına kadar ekranda herkes prompter kullanıyor. Prompter onların daha düzgün cümle kurmalarına ve akıcı konuşmalarına destek oluyor. Onun için prompter’e benzetilmek twitter’ın aksine gayet iyi bir şey. Bu polemiği kimin kazandığını söylemeye artık bilmem gerek kaldı mı?Ferhat’ın Şirin’i kaçacak!Ünlü çiftlerin birlikteliklerini yürütmeleri hiç de kolay olmuyor. Hem medya onları rahat bırakmıyor. Hem de zaman zaman aralarında ego sorunları çıkıyor. Özellikle evliliğin olmadığı, ‘hayat arkadaşı’ diye tanımlanan durumlarda. Bence ‘hayat arkadaşı’ lafı erkeklerin değil ama kadınların sinirini fena halde bozuyor. Kadınlar, ‘eşim’ yerine ‘hayat arkadaşım’ dendiğinde ilişkinin her an bitebileceğini endişesine kapılıyor ve bir süre sonra doğal olarak problemler oluşuyor. ‘Beni nikahlı eşi olacak kadar sevmiyor, değer vermiyor’ diye düşünmeye başlıyorlar. Ünlü şarkıcı doktor Ferhat Göçer ile ünlü hayvansever aktivist, sinemacı, köşe yazarı ve şarkıcı Ömür Gedik’in arasında sanki böyle bir durum var. Ömür bir süre önce twitter’da bir sabah Ferhat’dan ayrıldığını duyurdu ancak aynı günün akşamı tekrar biraraya geldiler. Ferhat Göçer’in twitter’da tek takip ettiği biri var. O da uzatmalı aşkı Ömür Gedik. İkisini de severim. Aslında birbirlerine çok yakışıyor ve uyumlu gibi duruyorlar. Ancak her şey dışarıdan görüldüğü gibi güllük gülistanlık değil. Geçenlerde Ferhat Göçer televizyonda konuk olduğu bir programda evlilik için pek istekli açıklamalarda bulunmayınca Ömür Gedik dayanamayıp canlı yayına bağlanmış. ‘’ Ben de evleneyim diye ölüp bitmiyorum. Artık bir ömür, birinin hayat arkadaşı olmak istemiyorum’’ diye haykırmış. Ferhat’cığım bunu anlamakta güçlük çekiyorsa Ömür’ün hislerine ben tercüman olayım. Kadın çok açık ve net diyor ki ‘’ Yeter artık! Evlilik için keyfinin gelmesini beklemekten bıktım. Tüm umutlarımı sana bağlamış bir kadın gibi yanında dolaşmaktan nefret diyorum. Ya en kısa zamanda nikah kıyarsın ya da bundan sonra Ömür diye avucunu yalarsın’’ Olay bu kadar basit. Sevgili Ferhat, bulunduğu yere gelmesinde zekası ve kalitesiyle büyük katkısı olan hayatının aşkı Şirin’ini kaybetmek istemiyorsa elini çabuk tutsun.Yazar Farkı Sinema ve televizyonun gizli kahramanları metin yazarları. İyi yazdıkları zaman filmler, diziler tutuyor. Kötü yazıldıklarında tahammülsüz oluyor. Komedi yazmak kolay değil. Hele bizdeki gibi iki saat süren bir bölüm için espriler üretmek çok zor olmalı. Başarılı senaristler Gülse Birsel ve Birol Güven dizide rol alan oyuncular için büyük şans. Ellerindeki malzeme iyi olunca hünerlerini daha rahat sergileme imkanı buluyorlar. Yabancı komedi dizileri arasında en başarılı olanlar Friends, Seinfeld, Cheers, Taxi, Modern Family, Curb Your Enthusiasm, Frasier, Two and a Half Men hep mükemmel yazılmış dizilerdi. Metin yazarları sayesinde bu dizilerde oynayanların hepsi kariyerlerinin doruğuna ulaştı. Two and a Half Men’den olaylı bir şekilde ayrılmak zorunda kalan Hollywood’un yaramaz aktörü Charlie Sheen’in yeni dizisi ‘Anger Management’ (Öfke Kontrolü) ise çok başarısız. Amerikan sitcomları 20 dakikaya sığdırıldığından genelde komik olur. Bunda ise hiç komik olan tek bir espri bile yok. Durum böyle olunca dizide oynayanlar da itici oluyor. Charlie Sheen gibi popüler bir isim olsa bile... Yazar farkı ekrandakileri ya iyi ya kötü gösteriyor!

Devamını Oku

Kim neyle çıksın?

20 Temmuz 2012

Süperstar Ajda Pekkan son konserinde sahneye bir vinçle çıktı. Minik serçe Sezen Aksu son konserinde elinde kırbacıyla oyuncak bir atın üstüne bindi. Madonna’lar, Lady Gaga’lar sahneye çıktıklarında görsel şovlarına her zaman ön planda tutuyorlar. Peki ya diğerleri?Kim sahneye neyle veya nasıl çıksın? Radio Ceminay (www.radioceminay.com) dinleyicilerimize twitter’dan sorduk. İşte gelen yanıtlardan seçmeler: Aydın hem tavşanı hem kuşuyla, İbrahim Tatlıses mangalıyla, Nihat Doğan memleketinin koyunuyla, Mustafa Topaloğlu uzay gemisiyle, Gülben Ergen, çocukları ve dadılarıyla, Demet Akalın hiç yanından ayırmadığı ve aynı şezlongu paylaştığı kocasıyla, Nükhet Duru hamam tasıyla, Seyfi Dursunoğlu Katina’nın makasıyla ve beep cihazıyla, Banu Alkan tahtıyla, Bülent Ersoy devenin üstünde divalık tacıyla, Hiperstar Ajdar bir elinde nanesi diğerinde muzuyla, Megastar Tarkan, kurt köpeğiyle, Doğuş saksısıyla,Kenan Doğulu, sevgilisi Beren Saat ile birlikteliğini simgeleyen Ken ve Barbie bebekleriyle, Serdar Ortaç, zarları, iskambil kağıtları ve zakkum ağacıyla, Hadise bir kerelik olsun giyinik vaziyette,Seda Sayan, her an evlenmeye hazır olduğundan gelinliğiyle, Murat Boz, gümbür gümbür, sallana sallana ve bulmacasıyla, Ne dersiniz?Futboldan anlamakAtletico Madrid’de forma giyen milli futbolcumuz Arda Turan, Türkiye’de çoğu taraftarın futboldan anlamadığını söylemiş.‘’İspanya’da tam tersi bir durum var. Futboldan çok iyi anlıyorlar’’ demiş. Bu sözler hemen olay yarattı ve tepki çekti.Doğru konuşanı dokuz köyden kovarlarmış.Arda haklı. Bizdeki taraftarların çoğu gerçekten futboldan anlamıyor. Maçlara futbol izlemek için değil küfür edip deşarj olmak için gidiyor. Kavga çıkartmak ve sahaya atlamak için fırsat kollamaları da cabası. Arda’nın iddia ettiği gibi İspanyol taraftarların futboldan anladıkları da bir gerçek.Taraftarı futboldan anlamayan bir ülkenin uluslararası çapta başarılı olması imkansız.İspanya arka arkaya hem Dünya hem Avrupa şampiyonu olmasını futbolu bilmesine borçlu.Barcelona’nın Nou Camp stadında Barcelona-Real Madrid maçı izlemiştim.İki ezeli rakip arasındaki karşılaşmayı Real Madrid 1-0 kazanmıştı.90 dakika ve sonrasında taraftarların tepkileri, tezahüratları son derece bilinçliydi.Son Fenerbahçe Galatasaray maçında yaşananları hatırlatmama gerek yok sanırım. Biz taraftar olarak futboldan maalesef HİÇ anlamyoruz. İster kızın ister kızmayın. Arda doğru söylemiş!Ece’nin yangınıÜnlü isimlerin oturduğu İstanbul, Fulya’daki akıllı bina Polat Towers önceki gün büyük bir yangın tehlikesi atlattı. Binanın dış cephesi cayır cayır yandı ve önemli bir hasar oluştu. Göründüğü kadarıyla binanın dışı, maalesef içi kadar akıllı değilmiş.Allahtan kahraman itfayicilerimiz sayesinde bir can kaybı olmadı.Herkese geçmiş olsun... Bu üzücü olaydan sonra gazeteci Cüneyt Özdemir, yanan binada dairesi olan sunucu Ece Erken’e twitterdan bir gönderme yapmış. ‘’Ece Erken, İstanbul depremde yıkılırken evinden seyredeceğini söylemişti. Polat Towers yandı, İstanbul seyretti‘’ demiş. Ece Hanım da bunun üzerine küplere binmiş “O söz bana ait değildi. Senin tedaviye ihtiyacın var. Lafını bil!’’ diye karşılık vermiş. Cüneyt Bey, aklı başında, düzgün ve efendi bir insana benziyor.Ece Hanım o lafı etmiş olsa bile ‘Oh olsun. Bize bir şey olmadı sana oldu ’ şeklindeki çocukça yaklaşımı bence doğru değil. İnsanları felaket anlarında teselli etmek gerek. Yapıp yapmadıklarından emin olamadığın hatalarını yüzlerine vurmak değil.Kaldı ki söz konusu haberi çıkaranları Ece Erken mahkemeye vermiş. Travolta ve MykanosÜnlü aktör John Travolta’nın evliliği masörlerini cinsel olarak taciz ettiği iddiaları yüzünden sona eriyor şeklinde çıkan haberleri palavraymış. Travolta ve 21 yıllık eşi oyuncu Kelly Preston el ele Yunan adası Mykonos’a görüntülenmişler. John ile Kelly’nin eşcinsellere özel plajları ve gece yaşamı ile ünlü ‘Gay Adası’ Mykonos’ta ne işleri var? Bu kadar olaya rağmen birlikteler ve üstelik dedikoduların üstüne üstüne gidiyorlar. John Travolta, bilindiği gibi meslekdaşı Tom Cruise gibi Scientology tarikatının aktif bir üyesi. Bu din akımına olan inancı yüzünden dünyayı umursamıyor. Travolta’nın eşcinsel olduğuna dair ortaya atılan iddialar daha tazeliğini korurken Mykonos’a gitmesi son derece manidar.

Devamını Oku

Köpekcan

29 Haziran 2012

İkoncan var da neden ‘Köpekcan’ yok diye merak edenlere duyrulur. Canım Türkiyem’de ‘Köpekcan’lar da var. ‘Kedican’lar da olabilir ama onlar tasmayla etrafta boy gösteremedikleri için bilinmiyor. Köpekcan olabilmek için varlıklı ve imkanları sınırsız olan bir sahip gerekiyor. Sahip de değil aslında sahibe! Çünkü erkekler köpeklerine kadınlar kadar önem vermiyorlar. Kadınlar yani sahibeler farklı oluyor. Onlar köpeklerini süslüyor, püslüyor, giydiriyor, takılar takıyor, gittiği her yere yanında taşıyor ve elinden geldiğince şımartıyor. Eminim köpeğinin dişini fırçalayan sahibeler bile vardır. Veliaht İkoncan Süreyya Yalçın’ın 8 tane ‘Köpekcan’ı varmış. Bir tanesi de dünyanın en küçük köpeği olan Sivava cinsiymiş. Süreyya Hanım Köpekcan’ları için hiçbir masraftan kaçınmıyor. Geçmiş dönemlerde Köpekcan’larından birine botoks yaptırıp rengarenk boyamıştı. Şimdi de Sivava’sına evcil hayvanlar için özel olarak hazırlanan Doggles marka güneş gözlüklerinden takmış. Böylece minik Köpekcan, İkoncan Süreyya Hanım’ın denize loca kurdurttuğu Bodrum’da sahibesiyle ve diğer Köpekcan arkadaşlarıyla birlikte güneşlenirken rahatsız olmuyormuş.İkoncan Süreyya Yalçın, tahmin ediyorum Köpekcan’larıyla konuşuyordur. İkoncan ile Köpekcan arasında göz yaşartıcı bir muhabbet oluyordur. Güneş gözlüğü görünen bir şey olduğundan haberi çıktı. Bir de görünmeyenler var. Örneğin İkoncan belki Köpekcan’larına güzel koksunlar diye parfüm sıkıyor. Güneştan yanmasınlar diye koruyucu sürüyor. Ama Köpekcan’lara oje de sürüyorlardır. 8 tane olduklarına göre Köpekcan’ların ihtiyaçlarını karşılayacak onları tabii ihtiyaçlarını gidermeleri gerektiğinde gezdirecek bir bakıcısı pardon dadısı da mutlaka vardır. O kadar çok Köpekcan, sahibeleriyle aynı arabada dolaşacak değil ya. Kesin kendilerine ait özel şöförlü bir otomobilleri vardır. Köpekcan’ların arabalarının markası ne acaba? Süreyya Yalçın, canlı oyuncakları Köpekcan’larıyla Bodrum’da bir yaz daha geçiriyor. Dünyaya Köpekcan olarak gelmek varmış diye düşünüyorsanız eminim yalnız değilsiniz.Acayip bir hikaye‘Acayip Hikayeler’ televizyon dizisinin yaratıcısı karikatürist Galip Tekin’in babası, dizinin yönetmeni Mustafa Altıoklar’ın amcasını yıllar önce çıkan bir tartışma sonucu öldürmüş. Galip Tekin’in babası da olaydan sonra intihar etmiş. ‘İstanbul Kanatlarımın Altında’ filminde çalışan Galip Bey ile Mustafa Bey’i kader bir kez daha bu dizide buluşturmuş. Ancak aralarında geçmişte yaşanan bu tatsızlıktan kaynaklan bir husumet yokmuş. Çünkü olayı hatırladıklarında 26 kere birbirlerine sarılıp öpüşmüşler. Acaba neden 26 kez sarılıp öpüşmüşler? 25 yetmemiş mi? 27 fazla mı gelmiş? Asıl acayip hikaye dediğiniz işte böyle olur!Kimlerden sunucu olmaz?Altın Kelebek Ödülleri’nde sunuculuk denemesinde bulunanoyuncu Sarp Apak, hevesinin ve acemiliğinin kurbanı oldu. Sempatik sanatçı sunucu rolünde antipatik olmayı başardı. Gafları ve lüzumsuz lafları Twitter’da gündeme oturmuştu. Sunuculuk kolay iş değil. İnternetten dünyanın her yerinde parazitsiz yayın yapan www.radioceminay.com adresindeki Radyo Ceminay dinleyicilerine kimler sunuculuk yapmamalı diye sorduk. Anketimize katılanlardan ilginç yanıtlar geldi.Sunuculuk yapmaması istenenlerin başında Hiperstar Ajdar geliyor. Oysa Ajdar, iddia ediyorum sunucu diye ortaya çıkan birçok ünlü isimden daha başarılı olur. En azından unutulmaz. Örneğin sunuculuk kabusu yaşayan Sarp Apak’ı bir süre sonra herkes unutacak. Bülent Ersoy, Bülent Abla, nam-ı diğer Babla’nın da sunuculuk yapmasını istemeyenler var. Babla’yı sunucu olarak sinirli, giyimi, kuşamı, takıları ve makyajıyla aşırı şatafatlı buluyorlar. Eski uzaylı, yeni adalı ve estetikli ünlü türkücü Mustafa Topaloğlu sunucu olarak konuşmasını toparlayana ve ne dediği anlaşılana kadar sunduğu program bitebilir diye düşünenler çıktı. Gaflarıyla ünlü ankırmen M. Ali Birand’ın sunuculuğu sakıncalı olur diye fikir yürütenler oldu. Maç anlattığında İlker Yasin ‘eyvah’, maçlarda yorum yaptığında ise Ömer Üründül ‘yeter uykum geldi’ dedirttiği için sunuculuk yapmasalar iyi olur şeklinde yorumlar geldi. Müslüm Gürses’in konuşması, hareketleri sunuculuk yapmak için fazla ağır kaçabilir dediler.Medyum Memiş ile Medyum Keto kazayla birlikte sunuculuk yapsa birbirlerini döverler diye tahmin yürütenler vardı. Nihat Doğan’ın sunuculuğu denemesi felsefi laflarıyla izleyeni çıldırtabilir diyenler oldu. Sarışın aptal kız numarası yapan Esra ve Ceyda yani ‘Ciciş Karde∫ler’ ile izleyenin tahammül sınırlarını zorlayan Safiye ve Faik ikilisinin sunuculuk yapması iyi fikir değil diyenler oldu. Bence sevgili Sarp Apak’ın sunuculuğunu yine öpüp başımıza koyalım. Kimbilir başımıza gelmemiş ve daha keşfedilmemiş ne felaketler var!

Devamını Oku

Bir şarkısın sen...

29 Haziran 2012

Geçen Pazartesi akşamı çocukların şarkıcılık yeteneklerini sergiledikleri ‘Bir Şarkısın Sen’ programına konuk olarak katıldım. Usta sanatçı Ahmet Özhan ve ‘Yahşi Cazibe’nin oyuncularından Hande Katipoğlu ile birlikte sembolik jüri koltuklarını paylaştık. Sembolik diyorum çünkü o yaştaki çocukların gayretlerini eleştirmeye hiçbir yürek dayanmaz. Programa katılan minik yıldızların hepsi birbirinden heyecanlı, hevesli ve son derece tatlıydı. Banttan çekilen program bu akşam saat 20.00’de ATV ekranlarında yayınlanacak. Pınar Altuğ’un sunuculuğunu bir kez daha ustaca yaptığı ‘Bir Şarkısın Sen’in çekimleri oldukça keyifli geçti. Ancak ilk program olduğundan tamamlanması bir hayli uzun sürdü. Dikkat ettim gece boyunca en az yorulanlar sahnede harikalar yaratan minik yıldızlardı. Adını hatırlamadığım ufacık tefecik şipşirin bir kız sahne şovuyla salonu dolduranlardan büyük alkış aldı.Performanslarıyla herkesi büyüleyen minik yıldızlarımzın hepsini ayrı ayrı kutluyorum. Stüdyodaki tahammülsüz sıcaktan ve sürekli tekrarlanan çekimlerden onlar hariç herkes olumsuz etkilendi ve yorgun düştü. Canım Türkiyem’in televizyon stüdyolarındaki havalandırma sorununa bir çözüm bulunamadı. Oflayıp puflayanların görüntüsü kameralara yansıyor ve programın enerjisini düşürüyor. Sevgili Pınar Altuğ ve ekibine başarılar diliyor ve bu sıcaklarda Allah kolaylık versin diyorum.Kadınlar tuvaletleriKadınlar dışarıdayken tuvalete girdiklerinde sanki tuvalet işlerinden başka her şeyi yapıyor. Amerikan filmlerindekine benzer bir durum. Quentin Tarantino’nun ‘Pulp Fiction’ yapımı hariç daha bir tane Hollywood filminde tuvalete giren oyuncuların tuvaletlerini yaptıklarını görmedim. O fimde de John Travolta, tuvalette oturmuş gazetesini okurken kapıyı açan Bruce Willis tarafından öldürülüyordu. Yani tuvalet sahnesinin yine tuvalete girmiş olmanın haricinde bir nedeni vardı.Gerçek hayatta da kadınlar için aynı şeyi söylemek mümkün.Tuvalette saçını tarayan, makyajlarını tazeleyen, yüksek sesle tartışan kadınları duyduk. Şimdi kavga edenleri de ortaya çıktı. Fatih Terim’in küçük kızı Buse, Bodrum’da bir mekanının tuvaletinde bir hemcinsinin saldırısına uğramış. Olayı başlatan kız Buse’ye tokat atıp, çantasıyla başına vurmuş. Fatih Hoca’nın kızına sıraya girme yüzünden saldırılmış. İnanırım. Çünkü biz Türkler sıraya girmesini bilmiyoruz. Erkekler kavga edecekleri zaman ‘’Çık dışarı hesaplaşalım’’ derler. Kadınlar daha pratik olduğundan diğer işlerinin arasında tuvalette kavgalarını da hallediyor!Beraber ağladık biz...Popçu Mustafa Sandal ilginç laflarıyla ünlüdür. Musti’nin kendine göre farklı bir dünyası vardır. Tarifleri, benzetmeleri, yaşadığı olaylarla bambaşka bir dünya. Şimdilerde yeni albümü çıktı diye her yere röportajlar veriyor.Oradan, buradan aklına esen şeyleri anlatıp yine ‘Vay be’ dedirtiyor.Son başlıklardan biri ‘Yavuz ilham verdi 5 şarkı yazdım’ şeklindeydi.Musti, 4 ay önce doğan oğlundan etkilenip en az 5 şarkıyı zorlanmadan yaptığını açıklamış. Demek çocuk doğmadan zorlanıyordu. İkiz doğsa belki 10 şarkı besteleyecekti. Dahası var...Mahsun Kırmızıgül ile birlikte oynadıkları New York’da Beş Minare filminin çatıdaki çekimleri sırasında bir ara Mahsun, aniden ‘kes’ deyip koşarak binanın içine girmiş. Musti de koşa koşa peşinden gitmiş.Bir bakmış Mahsun bir kat aşağıda gizli gizli ağlıyor. Sonra Mahsun, mahsun mahsun bakarak ‘’Ben kaç seneden beri bu projenin hayaliyle yaşıyorum biliyor musun?’’ deyince, Musti dayananamış oturup yanına o da ağlamaya başlamış.Ne diyebilirim ki? Karda, kışta, yağmurda, çatıda ve hatta bir kat altta... Beraber ağladık biz bu yollarda!Sibel’e bravo!Assolist Sibel Can’ı içi dışı bir son derece doğal bir kadın. Ne hissediyorsa onu söylüyor ve nasıl içinden geliyorsa öyle davranıyor. Allah’ın her kulu gibi o da hata yapabiliyor.Ama kendisiyle ve özellikle çocuklarıyla barışık yaşamasını biliyor.Kızı Melisa, geçenlerde bir gece kulübünde alkolü fazla kaçırıp olay çıkarınca mekandan ambülansla kaçtı şeklindeki iddialara Sibel, ‘’Kızımı rahat bırakın. O gece eğlenmesi için rezervasyonunu da kendim yaptırdım’’ diye karşılık vermiş. Her anne gibi kızına sahip çıkmış. Eminim aynı durumda oğlu da olsa aynı şeyi yapardı. Çünkü Sibel Can her şeyden önce çocukları için yaşayan fedakar bir anne. Onları dilediği kadar şımartabilir, gerekli gördüğü zaman da disipline sokabilir. Çocukları konusunda kimseyi dinlemediği ve kendi bildiğini okuduğu için Sibel’e bravo!

Devamını Oku

Dalyan Resort

26 Haziran 2012

Muğla İli sınırlarında yer alan, Dalyan ve Köyceğiz korunup bakir kalan nadir güzelliklerden biri... Köyceğiz Gölü, Dalyan ve Dalyan Çayı, deltası ile İztuzu kumsalının oluşturduğu lagün, el değmemiş kıyıları, içinde barındırdığı biyolojik çeşitlilik; Yalı Çapkını başta olmak üzere onlarca kuş türü ve zengin bitki çeşidi ile bırakın ülkemizi, dünya üzerinde benzeri olmayan bir yer.Dünyanın en büyük seyahat sitesi olan tripadvisor.com adresini ziyaret eden üyeler tarafından verilen oylarla 2012 yılı “Rahatlama ve Spa” kategorisinde Türkiye’nin en iyi 25 oteli arasında 6. sırayı Dalyan Resort isimli şirin bir butik otel aldı.Dalyan Resort, mimari yapısı ile karşısında bulunan antik Kaunos kenti ve Kaya Mezarları’nın silueti gibidir. Bölge coğrafyasına uygun doğal bitkilerden oluşan bahçesi, kanal kenarındaki sazları, zakkum ve diğer bitkilerin armonisi ile koruyarak kullanmanın en güzel örneklerinden biri.Ben kaldığım otellerde temizliğe çok önem veririm. Dalyan Resort bu konuda son derece titiz davranmış. Hijyen için her türlü tedbiri almış. Bahçesi, havuzu,havluları, bornozları, çarşafları mis gibi.Mutfağı da çeşni ve lezzet olarak son derece zengin.Kendinizi evinizde hissedeceğiniz, kaliteli bir ortam içinde sakin ve huzur dolu bir tatil yapmak isteyenlere Dalyan Resort’u (www.dalyanresort.com ) öneririm.Bodrum anılarıKöşe yazarı ve çiçeği burnunda poçu Ayşe Özyılmazel kendince Bodrum’a nelerin yakıştığını sıralamış.Güneşin doğuşunu izlemek, bardaklardaki yeşil yeşil mandalinalar,heryerde bir beyazlık, dört bir yanı saran begonviller, İstanbul’u özlememek, rakı, mehtaba karşı Sezen Aksu şarkıları ve anılara anı katmak Bodrum’a yakışır diyor.Hepsi iyi güzel de anılara anı katmak Ayşe Özyılmazel için sakıncalı olabilir.Hatırlarsanız daha geçen yıl bu zamanlar ünlü reklamcı Ali Taran ile Bodrum’da sürpriz bir şekilde alel acele yıldırım nikahıyla evlenmişlerdi.Ali ile Ayşe sayesinde canım Türkiyem’de haftalarca konuşulan hatta ‘Yılın Düğünü’ diye abartılan bir olay yaşanmıştı.Yanlış hatırlamıyorsam düğünden sonra davetlilerle hep birlikte havuza atlamışlardı.Biliyorsunuz bu kadar ses getiren ve sansasyon yaratan evlilikleri senesini dolduramadan sona erdi.Anılar hafızalarda ve arşivlerde kaldı.Boşanmalarından sonra Ali içine kapandı, Ayşe dışarıya açıldı.Hemen bir klip çekti, televizyon programı sunuculuğuna filan başlıyor.Bir ara vakit bulup eski kocasının ofisini de bastı. Durum böyle olunca Ayşe’nin açısından bakıldığında Bodrum’a anılara anı katmaktan başka her şey yakışır diye düşünmekten kendini alamıyor insan!Çelik cacık1991 yılında kurulan Çelik-İzel-Ercan üçlüsü bir aralar müzik dünyasında fırtına gibi esmişti.1995’de ise gurup dağıldığında hepimiz üzülmüştük.Çok iyi anlaşılıyordu yazık oldu filan diye düşünmüştük.Meğer işin aslı öyle değilmiş.İyi ki dağılmışlar.Hatta geç bile kalmışlar.4 sene boyunca acaba birbirlerine nasıl tahammül etmişler?Bayağı zorlanmış olmalılar.Baksanıza gurubun üyelerinden Çelik geçen gün çıktığı bir televizyon programında ‘’İzel’den cacık olmaz’’ diye sonunda içini dökmüş.‘’Artık bıçak kemiğe dayandığı için anlatıyorum’’ demiş. Ne bıçaksa?17 yıl sonra adama neler söyletiyor neler!Gurubun dağılmasını İzel’in Ercan’ı fişeklemesine bağlamış.Kendisine 10 maddelik bir şartname imzalatmak istediklerini o yüzden guruptan ayrıldığını anlatmış.Çelik, İzel’in çok disiplinsiz olduğunu ve bu yüzden Ercan’ın birkaç kez travmalar geçirdiğini iddia etmiş.Ayrıca İzel’in cildinin aslında hep bozuk olduğunu ve bunun için bir mazeret aramasına gerek olmadığını açıklamış.Çelik gibi aklı başında düzgün bir sanatçının yıllar sonra 4 sene aynı sahneyi paylaştığı bir meslektaşı hakkında neden böyle bir konuşma yapma gereğini duyduğunu anlamak mümkün değil.‘’İzel’den cacık olmaz’’ diye ortaya çıkmak ona ne kazandırır?İçini döktü de rahatladı mı yani şimdi?İzel’den cacık olur olmaz mı bilemem ama 4 yıl boyunca İzel’in muhteşem sesiyle o gurubu taşıdığını biliyorum.İkisi de konservatuvar mezunu değerli sanatçılar olabilir ama ne Çelik ne Ercan sesleriyle İzel ile boy ölçüşemez.Yani sizin anlayacağınız İzel olmasa o guruptan bir ‘cacık’ olmayacağı kesindi.Ercan’ın geçirdiğini travmalar ise İzel’in değil fanatiği olduğu Fenerbahçe’nin yüzündendir.

Devamını Oku

Sibel"e koca aranıyor

21 Haziran 2012

‘Duvara Karşı’ filmiyle porno kariyerini geride bırakan ve son olarak ‘Game Of Thrones’ dizisindeki başarılı performansıyla Hollywood’da kendini göstermeye başlayan oyuncu Sibel Kekilli, ‘’Bana bir Türk koca bulun’’ çağrısında bulunmuş.Doğum gününü kutlamak için gittiği bir gece kulübünde gösteri yapan Drag Queen’lerden (kadın kılığında şov yapan erkek) Duygu’ya aşık olup evleneceği bir Türk erkeği aradığını söyleyen Sibel Kekilli için adayları belirledik.ŞAHİN K: Almancı. Emekli pornocu. 170 küsür düşük bütçeli filmde rol almış.Tipik bir Türk erkeği. Sibel Kekilli ile birçok ortak yönleri var. Ancak aşk evliliği yapılacak erkek olarak ideal olmayabilir. O kadar kusur da kadı oğlunda bile olabilir! Soyadları da uyuyor. Şahin Ka ile Sibel Ke!M. ALİ ERBİL: Evlilik konusunda hem hevesli hem acayip deneyimli. Onunla evlenen hiçbir kadın pişman değil. Babalar Günü’nde hepsi bir araya geliyor. Adam eski eşlerini ihya ediyor. Nafaka yetiştirebilmek için gece gündüz çalışıyor. Ondan iyi bir ‘eski koca’ bulunamaz. Sibel Hanım nikah sonrası boşanma olasılığını göz ardı etmiyorsa M.Ali Bey tam aradığı adaydır!MUSTAFA ALTIOKLAR: Tıp fakültesi mezunu bir yönetmen. Gezmesini, eğlenmesini seviyor. Filmciliği biliyor. Uzmanlık alanı fizyoterapi. Sibel Hanım’a masaj da yapabilir. Daha ne olsun?YILMAZ VURAL: Köln Spor Akademisi mezunu sevgili Yılmaz Hoca’nın birbirleriyle çok iyi anlaştığını iddia ettiği bir Alman bir de Türk eşi var. Sibel Kekilli hem Alman hem Türk. Allah hakkı da üç!RAFET EL ROMAN: Almancası var. Son derece popüler ve üretken bir müzisyen. Bir ayağı Türkiye’de diğeri Almanya’da. Sibel Kekilli ile aynı dili konuşuyor ve aralarında uyum sağlama ihtimalleri yüksek.KÜÇÜK EMRAH: Artık büyüdü. Emlak zengini oldu. ’Zavallılar’, ‘Acıların Çoçuğu’, ‘Boynu Bükükler’, ‘Öksüzler’, ‘Sefiller’, ‘Can Evimden Vurdular’ gibi filmlerde oynadı. Zor günlerin adamı. Tek dezavantajı, servetini paylaşmak istemiyor ve evlilik sözleşmesi diye tutturuyor.İLHAN MANSIZ: Yakışıklı eski futbolcu şimdilerde buzda dansa merak sarmış vaziyette. Bir Almanya’da bir Türkiye’de. Aşk evliliği arayan Sibel Kekilli’nin hayatını paylaşacağı jön olabilir.ALİ TARAN: Ayşe Özyılmazel ile olan evliliği hüsranla bitti. Zeki, esprili ve egzantrik bir koca adayı. Usta bir reklamcı. Sibel Hanım’ın kariyerinde doruğa ulaşmasına katkıda bulunabilir.TUNA KİREMİTÇİ: Eserleri 10 dile çevrilmiş başarılı bir yazar. Yakışıklı ve romantik. Müzik ve sinemayla da uğraşıyor. Sibel Kekilli, modern düşünen çağdaş bir Türk erkeğiyle aşk evliliği arıyorsa Tuna Kiremitçi’den iyisini bulamaz.KADİR ÇÖPDEMİR: Başbakandan manava kadar damardan şirdenden ve kokoreçten çok güzel sımsıcak muhabbetler yapabilen bir komedyen. Sibel Kekilli biraz zayıfmış gibi duruyor. Kadir ona kilo da aldırır; pastırma, sucukla besler.Organik MustiÜnlü müzisyen Mustafa Sandal, yeni şarkısında organik aşk arıyormuş. Nedenini de şöyle açıklamış. ‘’Çevreme bakıyorum, bizim piyasaya bakıyorum, organik aşka rastlayamıyorum. Şimdiki aşklar organik değil GDO’lu. Çoğu insan birbirine aşık değil, sadece aşıkmış gibi davranıyor.Vay be! Musti’nin aşk konusunda kabzımal kesildiğinden haberim yoktu.Demek bir bakışta organikle hormonlusunu birbirinden ayırabiliyor.Bundan 2 yıl kadar önce Süperstar Ajda Pekkan, arkadaşının teknesinde organik bir tatil yaptığını söylediğinde kafam karışmıştı.Tatilin de organiği olur mu diye sormuştum kendime.Meğer oluyormuş. Aşkın organiği oluyorsa tatilin neden olmasın?Ajda ve Musti organik bir çığır açmış vaziyette.

Devamını Oku

Aşkkolik

16 Haziran 2012

Ünlü popçu Kenan Doğulu ile televizyon dizilerinin yıldızı Beren Saat’in aşkları tam gaz devam ediyor. Kıskananlar çatlasın. Nazar değmesin. İkisi sanki kendi dünyalarında yaşıyor. Son derece uyumlu bir çift görünümündeler. Boyları, bebek yüzleri, fizikleri, sempatiklikleri, ünlülük dereceleri, popülariteleri birbirleriyle tamamen örtüşüyor. Tencere düşmüş kapağını bulmuş misali. Hangisi tencere hangisi kapak bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey var o da Kenan ile Beren’in ikisi de fena halde ‘aşkkolik’ olmuş durumda. El ele, göz göze, diz dize her yerde beraberler. Aşkkoliğin de aşkkoliği olmuş vaziyetteler. Geçen akşam Kenan Doğulu’nun Harbiye Açıkhava’daki konseri sırasında bu aşkkolik durum çok belli oluyordu.Herkes sakin bir şekilde konseri izlerken ‘Bihter’ ve ‘Fatmagül’ olarak kısa sürede şöhreti yakalayan Beren, sevgilisi Kenan’ın şarkılarıyla eller havada sürekli coşuyordu. Bir resim bin söze bedeldir misali aralarında ünlü basketbolcu İbrahim Kutluay ve eşi eski manken Demet Kutluay’ın da olduğu izleyicilerin müzede oturur gibi bir ifadeyle konser izlerken çekilen fotoğraf Beren’in yerinde duramaması aşkkolik olmasının en canlı kanıtı.Kenan ile Beren bizim Barbie ve Ken’imiz oldu. Kenan’ın ismi zaten Amerika’da kullandığı isim kendi adının kısaltılmış olan Ken’dir herhalde. Beren de bir iki değişik harfle rahat rahat Barbie olabilir. Aşkkolik çift işlerini bitirir bitirmez soluğu Amerika’da alacaklarını açıklamış. İkisinin de ordaki ismi hazır: Barbie ve Ken!Medya önünde yaşanan aşklar çiftler aşkkolik durumundayken harika. Aralar bozulunca kötü. Bu sefer kazayla karşılaştıklarında birbirlerini görmemezlikten geliyorlar. Kenan ile Beren’in aşkkolik durumlarını medya önünde yaşamama gibi bir şansları yok. Kenan iki günde bir konser veriyor, Beren her hafta ekranda Fatmagül’ü oynuyor. Gönül ister ki bu aşkkolik durumları hiç bitmesin ve mutlu sona gitsin. İkisine de mutluluk yolunda başarılar ve mutluluklar diliyorum.Beyni erkek ruhu kadın‘Suskunlar’ dizisinde Takoz İrfan’ın sevgilisini canlandıran oyuncu Özge Sezince, canlandırdığı Sibel karakteri için "Beyni erkek gibi çalışıyor bazen ama ruhu tam bir kadın’’ tarifinde bulunmuş. Biz de www.radioceminay.com Cem Ceminay Show’da Twitter’dan dinleyicilerimize sorduk. Beyni erkek, ruhu kadın ünlüler kimler? İşte gelen isimler...Burcu Çetinkaya: Erkeklerden daha cesur araba kullandığı için beyni erkek ama görüntüsü tam bir dişi.Seyfi Dursunoğlu: Huysuz Virjin ruhunda yer etmiş artık hayatının bir parçası olmuş.Seda Sayan: Sabahların Sultanı, Kadırgalı Aysel’ın beyni tam erkek ancak ruhu yaşlanmak bilmeyen her zaman çekici ve aşka yelken açabilen bir kadın.Bülent Ersoy: Cinsellik ameliyatla değişebilir, ruh yenilenebilir ama beyin aynı kalır. Tolga Karel: Kendi itiraf etti. Ruhum kadın gibi dedi. Ondan iyi bunu kim bilecek?Ertuğrul Özkök: Kadın ruhundan en iyi anlayan erkeklerin başında geliyor.Ayşe Arman: Beyin olarak erkekten farksız. Ruhu ise komple ve komplike bir kadın.Hülya Avşar: Beyin maskülen. Bir erkek gibi takır takır çalışıyor ama ruhu kadın, kadın bir kadın.Yıldız Tilbe: Erkek beyniyle dünyayı umursamıyor kadın ruhuyla şarkılar söylüyor.Karolin Fişekçi: Bir demecinde beyninde penis olduğunu itiraf etmişti. Bir bildiği var demek.Onur Baştürk: Geziyor, eğleniyor ve dedikoduların içinde yaşıyor. Kadınların ruh halini erkek beyniyle çok güzel çözebiliyor.Halil Sezai: Ancak bir kadın onun kadar duygusal takılabilir. Ruhu kadın, beyni ise erkek.Leyla Alaton: Başarılı işkadını erkeklere taş çıkartacak güçlü bir beyine sahip olmasına rağmen ruhu hislerine yenilebilen tam bir kadın.Bade İşçil: Bütün erkekler kardeşim olur diyor. Beyni erkek gibi olabilir ama ruhu cazibe dolu bir kadın.Tan Sağtürk: Dansıyla, romantik duruşuyla ruhu kadınlara daha yakın olabilir ama beyin olarak gerçek bir erkek.Cemil İpekçi: Ünlü modacının ruhu dışardan kadınımsı görünse de beyni erkek gibi işliyor.Zeynep Tunuslu: Bu ünlü modacının da sesi kalın. Beyin olarak erkek, ruh olarak kadın.Yılmaz Morgül: Beyninde maçoluk hakim, ruhunda ise feminin bir durum söz konusu.Ayşe Özyılmazel: Sevgilisinin ofisini basıyor. Aklına geleni yazıyor. Beyin erkek ruh kadın.Sinan Akçıl: Tarkan’a beste vermezmiş. Ancak Tarkan 200-300 bin dolar bir hayır kurumuna bağışlarsa o zaman düşünürmüş. Beyin kararlı bir erkek. Ruhu kaprisli bir kadın.

Devamını Oku