Bir şarkısın sen...

Haberin Devamı


Geçen Pazartesi akşamı çocukların şarkıcılık yeteneklerini sergiledikleri ‘Bir Şarkısın Sen’ programına konuk olarak katıldım. Usta sanatçı Ahmet Özhan ve ‘Yahşi Cazibe’nin oyuncularından Hande Katipoğlu ile birlikte sembolik jüri koltuklarını paylaştık. Sembolik diyorum çünkü o yaştaki çocukların gayretlerini eleştirmeye hiçbir yürek dayanmaz.

Programa katılan minik yıldızların hepsi birbirinden heyecanlı, hevesli ve son derece tatlıydı. Banttan çekilen program bu akşam saat 20.00’de ATV ekranlarında yayınlanacak. Pınar Altuğ’un sunuculuğunu bir kez daha ustaca yaptığı ‘Bir Şarkısın Sen’in çekimleri oldukça keyifli geçti. Ancak ilk program olduğundan tamamlanması bir hayli uzun sürdü. Dikkat ettim gece boyunca en az yorulanlar sahnede harikalar yaratan minik yıldızlardı. Adını hatırlamadığım ufacık tefecik şipşirin bir kız sahne şovuyla salonu dolduranlardan büyük alkış aldı.

Performanslarıyla herkesi büyüleyen minik yıldızlarımzın hepsini ayrı ayrı kutluyorum. Stüdyodaki tahammülsüz sıcaktan ve sürekli tekrarlanan çekimlerden onlar hariç herkes olumsuz etkilendi ve yorgun düştü. Canım Türkiyem’in televizyon stüdyolarındaki havalandırma sorununa bir çözüm bulunamadı. Oflayıp puflayanların görüntüsü kameralara yansıyor ve programın enerjisini düşürüyor. Sevgili Pınar Altuğ ve ekibine başarılar diliyor ve bu sıcaklarda Allah kolaylık versin diyorum.

Kadınlar tuvaletleri


Kadınlar dışarıdayken tuvalete girdiklerinde sanki tuvalet işlerinden başka her şeyi yapıyor. Amerikan filmlerindekine benzer bir durum. Quentin Tarantino’nun ‘Pulp Fiction’ yapımı hariç daha bir tane Hollywood filminde tuvalete giren oyuncuların tuvaletlerini yaptıklarını görmedim. O fimde de John Travolta, tuvalette oturmuş gazetesini okurken kapıyı açan Bruce Willis tarafından öldürülüyordu. Yani tuvalet sahnesinin yine tuvalete girmiş olmanın haricinde bir nedeni vardı.

Gerçek hayatta da kadınlar için aynı şeyi söylemek mümkün.

Tuvalette saçını tarayan, makyajlarını tazeleyen, yüksek sesle tartışan kadınları duyduk. Şimdi kavga edenleri de ortaya çıktı. Fatih Terim’in küçük kızı Buse, Bodrum’da bir mekanının tuvaletinde bir hemcinsinin saldırısına uğramış. Olayı başlatan kız Buse’ye tokat atıp, çantasıyla başına vurmuş. Fatih Hoca’nın kızına sıraya girme yüzünden saldırılmış. İnanırım. Çünkü biz Türkler sıraya girmesini bilmiyoruz. Erkekler kavga edecekleri zaman ‘’Çık dışarı hesaplaşalım’’ derler. Kadınlar daha pratik olduğundan diğer işlerinin arasında tuvalette kavgalarını da hallediyor!

Beraber ağladık biz...

Popçu Mustafa Sandal ilginç laflarıyla ünlüdür.

Musti’nin kendine göre farklı bir dünyası vardır. Tarifleri, benzetmeleri, yaşadığı olaylarla bambaşka bir dünya. Şimdilerde yeni albümü çıktı diye her yere röportajlar veriyor.

Oradan, buradan aklına esen şeyleri anlatıp yine ‘Vay be’ dedirtiyor.

Son başlıklardan biri ‘Yavuz ilham verdi 5 şarkı yazdım’ şeklindeydi.

Musti, 4 ay önce doğan oğlundan etkilenip en az 5 şarkıyı zorlanmadan yaptığını açıklamış. Demek çocuk doğmadan zorlanıyordu. İkiz doğsa belki 10 şarkı besteleyecekti. Dahası var...

Mahsun Kırmızıgül ile birlikte oynadıkları New York’da Beş Minare filminin çatıdaki çekimleri sırasında bir ara Mahsun, aniden ‘kes’ deyip koşarak binanın içine girmiş. Musti de koşa koşa peşinden gitmiş.

Bir bakmış Mahsun bir kat aşağıda gizli gizli ağlıyor. Sonra Mahsun, mahsun mahsun bakarak ‘’Ben kaç seneden beri bu projenin hayaliyle yaşıyorum biliyor musun?’’ deyince, Musti dayananamış oturup yanına o da ağlamaya başlamış.

Ne diyebilirim ki? Karda, kışta, yağmurda, çatıda ve hatta bir kat altta... Beraber ağladık biz bu yollarda!

Sibel’e bravo!


Assolist Sibel Can’ı içi dışı bir son derece doğal bir kadın.

Ne hissediyorsa onu söylüyor ve nasıl içinden geliyorsa öyle davranıyor.

Allah’ın her kulu gibi o da hata yapabiliyor.

Ama kendisiyle ve özellikle çocuklarıyla barışık yaşamasını biliyor.

Kızı Melisa, geçenlerde bir gece kulübünde alkolü fazla kaçırıp olay çıkarınca mekandan ambülansla kaçtı şeklindeki iddialara Sibel, ‘’Kızımı rahat bırakın. O gece eğlenmesi için rezervasyonunu da kendim yaptırdım’’ diye karşılık vermiş. Her anne gibi kızına sahip çıkmış. Eminim aynı durumda oğlu da olsa aynı şeyi yapardı. Çünkü Sibel Can her şeyden önce çocukları için yaşayan fedakar bir anne. Onları dilediği kadar şımartabilir, gerekli gördüğü zaman da disipline sokabilir. Çocukları konusunda kimseyi dinlemediği ve kendi bildiğini okuduğu için Sibel’e bravo!

DİĞER YENİ YAZILAR