Dalyan Resort

Dalyan ve Köyceğiz korunup bakir kalan nadir güzelliklerden biri

Haberin Devamı


Muğla İli sınırlarında yer alan, Dalyan ve Köyceğiz korunup bakir kalan nadir güzelliklerden biri... Köyceğiz Gölü, Dalyan ve Dalyan Çayı, deltası ile İztuzu kumsalının oluşturduğu lagün, el değmemiş kıyıları, içinde barındırdığı biyolojik çeşitlilik; Yalı Çapkını başta olmak üzere onlarca kuş türü ve zengin bitki çeşidi ile bırakın ülkemizi, dünya üzerinde benzeri olmayan bir yer.

Dünyanın en büyük seyahat sitesi olan tripadvisor.com adresini ziyaret eden üyeler tarafından verilen oylarla 2012 yılı “Rahatlama ve Spa” kategorisinde Türkiye’nin en iyi 25 oteli arasında 6. sırayı Dalyan Resort isimli şirin bir butik otel aldı.

Dalyan Resort, mimari yapısı ile karşısında bulunan antik Kaunos kenti ve Kaya Mezarları’nın silueti gibidir. Bölge coğrafyasına uygun doğal bitkilerden oluşan bahçesi, kanal kenarındaki sazları, zakkum ve diğer bitkilerin armonisi ile koruyarak kullanmanın en güzel örneklerinden biri.

Ben kaldığım otellerde temizliğe çok önem veririm. Dalyan Resort bu konuda son derece titiz davranmış. Hijyen için her türlü tedbiri almış. Bahçesi, havuzu,havluları, bornozları, çarşafları mis gibi.

Mutfağı da çeşni ve lezzet olarak son derece zengin.

Kendinizi evinizde hissedeceğiniz, kaliteli bir ortam içinde sakin ve huzur dolu bir tatil yapmak isteyenlere Dalyan Resort’u (www.dalyanresort.com ) öneririm.

Bodrum anıları

Köşe yazarı ve çiçeği burnunda poçu Ayşe Özyılmazel kendince Bodrum’a nelerin yakıştığını sıralamış.

Güneşin doğuşunu izlemek, bardaklardaki yeşil yeşil mandalinalar,heryerde bir beyazlık, dört bir yanı saran begonviller, İstanbul’u özlememek, rakı, mehtaba karşı Sezen Aksu şarkıları ve anılara anı katmak Bodrum’a yakışır diyor.

Hepsi iyi güzel de anılara anı katmak Ayşe Özyılmazel için sakıncalı olabilir.

Hatırlarsanız daha geçen yıl bu zamanlar ünlü reklamcı Ali Taran ile Bodrum’da sürpriz bir şekilde alel acele yıldırım nikahıyla evlenmişlerdi.

Ali ile Ayşe sayesinde canım Türkiyem’de haftalarca konuşulan hatta ‘Yılın Düğünü’ diye abartılan bir olay yaşanmıştı.

Yanlış hatırlamıyorsam düğünden sonra davetlilerle hep birlikte havuza atlamışlardı.

Biliyorsunuz bu kadar ses getiren ve sansasyon yaratan evlilikleri senesini dolduramadan sona erdi.

Anılar hafızalarda ve arşivlerde kaldı.

Boşanmalarından sonra Ali içine kapandı, Ayşe dışarıya açıldı.

Hemen bir klip çekti, televizyon programı sunuculuğuna filan başlıyor.

Bir ara vakit bulup eski kocasının ofisini de bastı. Durum böyle olunca Ayşe’nin açısından bakıldığında Bodrum’a anılara anı katmaktan başka her şey yakışır diye düşünmekten kendini alamıyor insan!

Çelik cacık

1991 yılında kurulan Çelik-İzel-Ercan üçlüsü bir aralar müzik dünyasında fırtına gibi esmişti.

1995’de ise gurup dağıldığında hepimiz üzülmüştük.

Çok iyi anlaşılıyordu yazık oldu filan diye düşünmüştük.

Meğer işin aslı öyle değilmiş.

İyi ki dağılmışlar.

Hatta geç bile kalmışlar.

4 sene boyunca acaba birbirlerine nasıl tahammül etmişler?

Bayağı zorlanmış olmalılar.

Baksanıza gurubun üyelerinden Çelik geçen gün çıktığı bir televizyon programında ‘’İzel’den cacık olmaz’’ diye sonunda içini dökmüş.

‘’Artık bıçak kemiğe dayandığı için anlatıyorum’’ demiş. Ne bıçaksa?

17 yıl sonra adama neler söyletiyor neler!

Gurubun dağılmasını İzel’in Ercan’ı fişeklemesine bağlamış.

Kendisine 10 maddelik bir şartname imzalatmak istediklerini o yüzden guruptan ayrıldığını anlatmış.

Çelik, İzel’in çok disiplinsiz olduğunu ve bu yüzden Ercan’ın birkaç kez travmalar geçirdiğini iddia etmiş.

Ayrıca İzel’in cildinin aslında hep bozuk olduğunu ve bunun için bir mazeret aramasına gerek olmadığını açıklamış.

Çelik gibi aklı başında düzgün bir sanatçının yıllar sonra 4 sene aynı sahneyi paylaştığı bir meslektaşı hakkında neden böyle bir konuşma yapma gereğini duyduğunu anlamak mümkün değil.

‘’İzel’den cacık olmaz’’ diye ortaya çıkmak ona ne kazandırır?

İçini döktü de rahatladı mı yani şimdi?

İzel’den cacık olur olmaz mı bilemem ama 4 yıl boyunca İzel’in muhteşem sesiyle o gurubu taşıdığını biliyorum.

İkisi de konservatuvar mezunu değerli sanatçılar olabilir ama ne Çelik ne Ercan sesleriyle İzel ile boy ölçüşemez.

Yani sizin anlayacağınız İzel olmasa o guruptan bir ‘cacık’ olmayacağı kesindi.

Ercan’ın geçirdiğini travmalar ise İzel’in değil fanatiği olduğu Fenerbahçe’nin yüzündendir.

DİĞER YENİ YAZILAR