Genelkurmay Başkanlığı’nın önceki geceyarısı yaptığı sert uyarı Cumhurbaşkanlığı seçiminin siyasette ve toplumda yarattığı gerilimi dahi ikinci plana atmış durumda. Şu anda siyasal gerilim değil Türk Silahlı Kuvvetleri ile hükümet arasında ciddi bir kriz yaşanıyor.
Genelkurmay’ın “son uyarı” niteliğinde diye değerlendirilen bildirisine hükümet, dün aynı sertlikte bir bildiriyle yanıt verdi. Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek’in okuduğu bildiride Genelkurmay bildirisinin “hükümete karşı bir tutum olarak algılandığı” belirtiliyor ve şu çarpıcı ifadeye yer veriliyor:
“Başbakanlığa bağlı bir kurum olan Genelkurmay Başkanlığı’nın herhangi bir konuda hükümete karşı ifade kullanması demokratik bir hukuk devletinde düşünülemez.”
Yani hükümet açıklamasının daha girişinde deyim yerindeyse Genelkurmay’ın haddini aştığı vurgulanıyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimiyle igili matematik tartışmaları dün gece saat 23.15 itibariyle önemini değerini kaybetti.
O saatte Genelkurmay Başkanlığı’ndan internet aracılığıyla yapılan son derece sert ifadelerle yüklü laiklik uyarısı artık gündemi başka bir noktaya taşımış durumda.
Dün gece yarısından itibaren başkentte yoğun bir telefon trafiği başlamış durumda.
Açıklamanın içeriği bir yana yapılış saati önem taşıyor. Genelkurmay, geçmişte de laiklik ve bölücülük başta olmak üzere hassas olduğu temel konularda zaman zaman açıklamalar yapmıştı. Ama bu açıklamaların hiçbirisi gece yarısı saatlerinde değil normal mesai saatleri içinde yapılmıştı. Ve bugüne kadar yapılan açıklamaların hiçbirinin tonu bu denli sert ve uyarı yüklü ifadeler içermiyordu.
Bilal çetin
Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olarak aylardan beri devam eden siyasi tartışmalar artık yerini hukuk ve matematiğe bırakmış durumda.
Sürecin en kritik yönü bugün yapılacak oylamada Meclis Genel Kurul salonunda kaç milletvekilinin hazır olacağı. Eğer bu sayı 367 ve üzeri olursa oylamanın sonucunu bile beklemeye gerek yok; 16 Mayıs’tan itibaren Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül.
Ya aksi çıkar 366 veya daha düşük bir sayı ile Meclis toplanırsa ne olacak?
AKP her ne kadar 367 zorunluluğuna inanmadığını söylese de Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül, yarın yapılacak ilk oylamada bu sayıya ulaşabilmek için büyük çaba harcıyor. Bunun için siyasi partilerin yanı sıra tek tek bağımsız milletvekilleri ile dahi görüşüp destek istiyor.
Çünkü bu konu Anayasa Mahkemesi’ne gittiğinde cumhurbaşkanlığı seçiminin iptali, erken genel seçim riski var. Bu riski sıfırlayabilmek için de “14 altın adam”ın desteğine ihtiyaç var.
Umutlar da gözler de ANAP’ta ama Gül, ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu ile dün yaptığı görüşmede bu desteği peşinen alamadı. Fakat kapı, hala aralık. DYP ve ANAP muhtemelen bugün ortak bir tutum belirleyecekler.
Eğer Gül’ün umduğu destek gelmez ise seçim mahkemelik olacak.
Çok sevdikleri, partililerin de dillerinden düşürmediği şarkının sözlerinde ifadesini bulduğu gibi “beraber yürümüşlerdi” bu yollarda. Ama Tayyip Erdoğan hep bir adım öndeydi, o liderdi, genel başkandı.
Bir hukuki pürüz yüzünden 2002 seçimlerinde aday olamadı. İl il, meydan meydan dolaştı Türkiye’yi ve partisini iktidara taşıdı. Ama Başbakan olamadı. Başbakanlık koltuğu Abdullah Gül’e kaldı. O günlerde Erdoğan’ın iç dünyasında ne fırtınalar estiğini tabii ki bilemiyoruz ama başbakanlık makamını güvenle, gönül rahatlığı ile Gül’e emanet ettiği bir gerçek.
Erdoğan’ın yasağının kaldırılması sürecinde Gül de içtenlikle çaba harcadı. İşin ilginci bugün Erdoğan’ın Çankaya yolunu kesmiş olmakla övünen CHP ve Deniz Baykal da samimi olarak Erdoğan’ın Meclis’e girmesine, başbakanlık koltuğunu devralmasına yardımcı oldu. Bunu demokratik bir görev olarak yaptı CHP...
Erdoğan altı aylık bir gecikme ile de olsa hakkı olan koltuğu 2003 baharında Gül’den devraldı.
Danışma Kurulu henüz karar vermedi ama Meclis, 11. Cumhurbaşkanını seçmek için muhtemelen perşembe günü ilk tur oylamayı yapacak. Fakat Tayyip Erdoğan’ın aday olup olmayacağı, olmayacaksa kimi aday göstereceği hâlâ belli değil. Kimin cumhurbaşkanı adayı olacağını cumhur da bilmiyor, seçecek olan milletvekilleri de...
İşin ilginci, adayın ne zaman ilan edileceği de hâlâ belirsizliğini koruyor. Beklenti bugün yapılacak olan AKP Grup toplantısında büyük bir coşkuyla alkışlar arasında adayın ilan edileceği yönünde.
Ancak dün Meclis’te konuştuğumuz bazı AKP yöneticileri bile bundan emin değiller. Yakın çevresi bile hâlâ Başbakan Erdoğan’ın aday olup olmayacağından emin değil, adayın bugünkü grup toplantısında ilan edilmesi olasılığı da zayıf görünüyor.
Birkaç gün öncesine kadar AKP’liler bugün yapılacak olan partilerinin Meclis Grubu toplantısının “demokrasi tarihimiz açısından önemli bir dönüm noktası özelliği taşıyacağını” söylüyordu. Çünkü beklentileri bugünkü toplantıda Erdoğan’ın adaylık önergesinin alkışlar arasında okunup ardından da Meclis Başkanlığı’na verileceği yönündeydi. Ama öyle olmayacak.
Cumhurbaşkanlığı konusunda Tayyip Erdoğan’ın kesin kararının ne olacağı elbette bilinmiyordu ama herkesin bir tahmini, bir oyun planı vardı. AKP’nin bir hafta on gün öncesine kadar orijinal senaryosu şuydu: Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı, Abdullah Gül Genel Başkan ve Başbakan...
Bu senaryonun işleyip işlemeyeceği hala belirsizliğini koruyor fakat bir hafta öncesine göre soru işaretleri ciddi biçimde artmış durumda. Şimdi daha çok alternatif senaryolar konuşuluyor Ankara kulislerinde ve AKP’de.
Özellikle de Başbakan Erdoğan’ın, “Kesin kararımızı MKYK toplantısından sonra vereceğiz” açıklamasının ardından yapılan 18 Nisan tarihli toplantıda çıkan çatlak sesler, kamuoyuna yansıyan “Erdoğan aday olmayabilir” havası, AKP’de kafaları ciddi biçimde karıştırmış durumda.
Erdoğan’ın vazgeçebileceği ihtimalinin güç kazanması, cumhurbaşkanı adaylığı meselesi, AKP içinde geleceğe dönük olarak ciddi biçimde iktidar mücadelesi, koltuk kapma, konumunu emniyete alma mücadelesine dönüşüyor.
Cumhurbaşkanlığı tartışmasında bir hafta öncesine kadar Erdoğan’a göre muhalefet “çelik-çomak” oynuyordu. Ancak son bir haftadan beri yaşanan gelişmeler, oyunun aktörlerini değiştirdi. Şu anda Başbakan’ın deyimi yerindeyse çelik çomak oyunu AK Parti içinde oynanıyor. Hem de alabildiğine hırs ve heyecanıyla...
Başbakan Erdoğan aday olup olmayacağını henüz en yakınlarına bile açıklamış değil ancak AKP içinden estirilen rüzgar olmayacağı yönünde.
Peki kimi aday gösterecek?
İşte AKP’de ortalığı da kafaları da karıştıran kritik soru bu? Bu konuda AKP kaynaklı spekülasyonlar dışardan yapılanları geçmiş durumda.