Erdoğan için yüksek profil tercihi mi zor düşük profil mi?

Cumhurbaşkanlığı tartışmasında bir hafta öncesine kadar Erdoğan’a göre muhalefet “çelik-çomak” oynuyordu

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanlığı tartışmasında bir hafta öncesine kadar Erdoğan’a göre muhalefet “çelik-çomak” oynuyordu. Ancak son bir haftadan beri yaşanan gelişmeler, oyunun aktörlerini değiştirdi. Şu anda Başbakan’ın deyimi yerindeyse çelik çomak oyunu AK Parti içinde oynanıyor. Hem de alabildiğine hırs ve heyecanıyla...

Başbakan Erdoğan aday olup olmayacağını henüz en yakınlarına bile açıklamış değil ancak AKP içinden estirilen rüzgar olmayacağı yönünde.

Peki kimi aday gösterecek?

İşte AKP’de ortalığı da kafaları da karıştıran kritik soru bu? Bu konuda AKP kaynaklı spekülasyonlar dışardan yapılanları geçmiş durumda.

Çünkü cumhurbaşkanı adaylığı meselesi, parti içinde geleceğe dönük olarak ciddi biçimde iktidar mücadelesine; koltuk kapma, konumunu emniyete alma mücadelesine dönüşüyor.

O yüzden de AKP kaynaklarından Erdoğan’ın sürpriz yapacağı, “şok karar” alacağı haberleri pompalanıyor.

Erdoğan’ın sürpriz yapıp yapmayacağı en geç 25 Nisan günü saat 23.59’da belli olacak.

Ancak sürpriz veya şok karar ne olabilir? Tabii ki Erdoğan’ın bu aşamadan sonra aday olmaması sürpriz. Ama bu, Erdoğan’ın aday olacağına dair bahse girenler için ve yakın çevre için belki sürpriz olacak ancak Erdoğan açısından sürpriz olmayacak. Çünkü Erdoğan bu ihtimali kafasının bir kenarında ikincil opsiyon olarak zaten tutuyordu. Şartları uygun görmeyip kendisi adaylıktan vazgeçtiğinde Meclis grubundan “düşük profilli” diye adlandırılan bir milletvekili veya bakanı aday gösterip seçtirecekti. Muhtemelen böyle bir ismi seçtirdiğinde daha sonra onu dışardan yönlendirebileceğini de hesaplıyordu.

Onun için düşük profilli formül Erdoğan bakımından sürpriz değil.

Erdoğan için sürpriz ve şok karar kendisi dışında “yüksek profilli” aday. Yani Abdullah Gül...

İşte ilk günden itibaren zaman zaman akla gelmiş olsa da hiçbir zaman tercih etmediği formül belki de buydu Erdoğan’ın. Abdullah Gül’e karşı olduğundan, ona güvenmediğinden, aralarında rekabet bulunduğundan değil. Aksine belki de en fazla güvendiği isim Gül. Bu tercihin zorluğu tamamen psikolojik nedenlere dayalı: Bugün yardımcısı olan, partinin ve hükümetin iki numaralı ismi olan Abdullah Gül’ü devletin zirvesine amiri konumuna yükseltmek...

Erdoğan belki kesin kararını verdikten sonra bunu önemsemeyecek. “Bizim için mevki makam önemli değildir, önemli olan ülkeye ve millete hizmet etmektir” diyecek ve öyle de davranacak.

Ama bu psikolojiyi, bu duygu çatışmalarını kim yaşamaz ki?

Ayrıca bunun bir örneği var mı? Yok. Ne Atatürk-İnönü ilişkilerinde ne de Celal Bayar-Adnan Menderes ikilisinde böyle bir şey yaşanmadı.

Belki de bir ilke imza atacak Erdoğan. Ve özverisi hiç kuşku yok ki düşük profilli adaya göre çok daha yüksek olacak...

DİĞER YENİ YAZILAR