AKP’de dört eğilim

29 Nisan 2008

AKP, kapatma davasına karşı izleyeceği yol haritasını, kısa ve orta vadeli stratejisini henüz netleştirebilmiş değil. Ama bu konu üzerinde son bir ayı aşkın süredir yapılan hazırlık çalışmaları, yürütülen tartışmalar parti içindeki ana eğilimleri büyük ölçüde netleştirdi.

Kapatma davası ve buna karşı izlenecek strateji konusundaki tartışmaların AKP içinde yarattığı kırılmalar ve saflaşmalar parti içinde dört temel eğilimin varlığını ortaya koyuyor.

1. Giyotin Lobisi: En güçlü eğilim, başını “Milli Görüşçü” ve cemaatlere yakın ekibin çektiği bu grup “giyotin lobisi” diye adlandırılıyor. Kapatma davasını normal hukuki bir süreç gibi değil, hükümete ve partilerine yönelik bir komplo, bir türlü yargı darbesi olarak algılıyorlar. Buna karşı direnilmesi, komplonun boşa çıkarılması için mücadele verilmesi gerektiğini söylüyorlar. İddianameye karşı savunma ile sonuç alabilmeyi olası görmüyorlar. O nedenle de hiç zaman geçirmeden referandumu da göze alarak anayasa değişikliği için harekete geçilmesini öneriyorlar. Parti kapatmaları engelleyecek, Anayasa Mahkemesi’ndeki kapatma davasını yok hükmüne düşürecek bir anayasa değişikliğinde tereddüt etmenin göz göre göre giyotine kafa uzatmaktan farksız olacağını açık açık ifade ediyorlar. Kabinede, Başbakan Erdoğan’ın yakın çevresinde, parti ve Meclis Grup Yönetimi’nde pek çok etkili isim bu görüşe yakın duruyor.

2. Sağduyu Lobisi: Daha ilk günlerde AKP’li Meclis Grup Başkanvekilleri Anayasa’nın 68 ve 69. maddelerinin değiştirilmesi için harekete geçtiklerinde önce Meclis Başkanı Köksal Toptan’dan uyarı geldi. “Bunun zamanlaması uygun değil. Ortama daha da gerginleştirmekten başka bir işe yaramaz” diye uyardı arkadaşlarını Toptan. Başta Cemil Çiçek ve Ertuğrul Günay olmak üzere kabinenin bazı etkili bakanları da anayasa değişikliği fikrine mesafeli durdular.

Devamını Oku