Savunma tamam, Anayasa değişikliği beklemede...

Haberin Devamı

AKP’nin kapatma davası sürecinde izleyeceği yol haritası konusunda hala tam bir netlik yok. Şu anda netleşen sadece yazılı savunma için ek süre istememesi. Bunun dışında “güven arttırıcı önlemler” gündeme alınacak mı, gerilimi düşürmek için ne gibi yeni adımlar atılacak ve en önemlisi de Anayasa değişikliğine gidilecek mi gidilmeyecek mi belli değil.

Ancak dün itibariyle savunma için ek süre istenmemesi kararına varılması, Anayasa değişikliği girişiminin “şimdilik” kaydıyla dondurulmuş olmasına bağlanıyor. Değişiklik şimdilik beklemeye alınmış ama bundan tümüyle vazgeçilmiş değil.

AKP kurmayları, yazılı savunma ile Başsavcının iddianamesinin çürütüldüğünü iddia ediyorlar ve “Eğer hukuk normal işletilirse, bu dava kesinlikle düşer” diyorlar. Ama içlerinde derin bir korku da yok değil. Partinin en tepesinden, en alt kademelere kadar bir tedirginlik ve kaygı havası hakim. O nedenle de Anayasa değişikliği formülü rezervde tutuluyor.

Bu açıdan AKP için Anayasa Mahkemesi’nin önümüzdeki haftalarda vermesi beklenen üniversitelerde türban serbestisine ilişkin Anayasa değişikliği ile ilgili karar büyük önem taşıyor. Bu kararın kapatma davasının gidişatı bakımından da hayati önemde olduğunu düşünüyor AKP’nin hukukçu kurmayları.

Eğer Anayasa Mahkemesi türbanla ilgili Anayasa değişikliği konusunda CHP’nin yaptığı başvuruyu reddederse AKP derin bir nefes alacak, rahatlayacak. Çünkü o durumda iddianamenin temel dayanaklarından biri çökmüş olacak.

Ancak ya aksi olursa?

Yani Anayasa Mahkemesi, 1989’daki türban içtihadına uyar ve bu konudaki Anayasa değişikliğini, laiklik ilkesinin ihlali niteliğinde ve Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddeleriyle ilintili görüp, iptal veya yok hükmünde kararı verirse?

İşte korkulan nokta bu.

Türbanla ilgili Anayasa değişikliğine iptal veya yok hükmünde kararı çıkması durumunda, iddianamenin temel dayanaklarından biri Başsavcı’nın iddiası olmaktan çıkıp, Anayasa Mahkemesi’nin tespiti haline gelecek ki, bu da AKP açısından iç açıcı bir durum değil.

Belki o zaman Anayasa değişikliği konusundaki girişimler kaçınılmaz olarak hızlandırılabilir.

Fakat AKP açısından o da çok kolay değil. Şu anda parti içindeki “giyotin lobisi” diye adlandırılan kanat, “referandum da göze alınarak her ne pahasına olursa olsun Anayasa’nın parti kapatmalarla ilgili hükümlerini değiştirelim” diyor.

Ancak mevcut koşullarda bu o kadar da kolay değil. Çünkü bugün bu projeye muhalefetten destek çıkması olası gözükmüyor. Gerçi AKP’nin milletvekili sayısı 330’dan fazla, bu da teorik olarak değişikliği tek başına yapabilmeye yetiyor.

Ama ya grup fire verirse?

Bu ihtimal var. Çünkü sayıları fazla olmasa da AKP içinde de bu değişikliğe karşı olan bir grubun varlığı biliniyor. Bu milletvekilleri gizli oylamada değişiklik lehinde oy kullanmaz ve sonuç 330’un altında kalırsa, o zaman AKP çok daha ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabilir.

Başbakan Erdoğan da muhtemelen bu ihtimal hesaplarını yapıyor ve o nedenle de yol haritası konusunda net bir çerçeve çizmiyor veya kafasındaki stratejiyi parti yönetimiyle dahi paylaşmıyor...



DİĞER YENİ YAZILAR