AKP’de dört eğilim

Haberin Devamı

AKP, kapatma davasına karşı izleyeceği yol haritasını, kısa ve orta vadeli stratejisini henüz netleştirebilmiş değil. Ama bu konu üzerinde son bir ayı aşkın süredir yapılan hazırlık çalışmaları, yürütülen tartışmalar parti içindeki ana eğilimleri büyük ölçüde netleştirdi.

Kapatma davası ve buna karşı izlenecek strateji konusundaki tartışmaların AKP içinde yarattığı kırılmalar ve saflaşmalar parti içinde dört temel eğilimin varlığını ortaya koyuyor.

1. Giyotin Lobisi: En güçlü eğilim, başını “Milli Görüşçü” ve cemaatlere yakın ekibin çektiği bu grup “giyotin lobisi” diye adlandırılıyor. Kapatma davasını normal hukuki bir süreç gibi değil, hükümete ve partilerine yönelik bir komplo, bir türlü yargı darbesi olarak algılıyorlar. Buna karşı direnilmesi, komplonun boşa çıkarılması için mücadele verilmesi gerektiğini söylüyorlar. İddianameye karşı savunma ile sonuç alabilmeyi olası görmüyorlar. O nedenle de hiç zaman geçirmeden referandumu da göze alarak anayasa değişikliği için harekete geçilmesini öneriyorlar. Parti kapatmaları engelleyecek, Anayasa Mahkemesi’ndeki kapatma davasını yok hükmüne düşürecek bir anayasa değişikliğinde tereddüt etmenin göz göre göre giyotine kafa uzatmaktan farksız olacağını açık açık ifade ediyorlar. Kabinede, Başbakan Erdoğan’ın yakın çevresinde, parti ve Meclis Grup Yönetimi’nde pek çok etkili isim bu görüşe yakın duruyor.

2. Sağduyu Lobisi: Daha ilk günlerde AKP’li Meclis Grup Başkanvekilleri Anayasa’nın 68 ve 69. maddelerinin değiştirilmesi için harekete geçtiklerinde önce Meclis Başkanı Köksal Toptan’dan uyarı geldi. “Bunun zamanlaması uygun değil. Ortama daha da gerginleştirmekten başka bir işe yaramaz” diye uyardı arkadaşlarını Toptan. Başta Cemil Çiçek ve Ertuğrul Günay olmak üzere kabinenin bazı etkili bakanları da anayasa değişikliği fikrine mesafeli durdular.
Ve düne kadar derin bir sessizlik içinde gelişmeleri izleyen liberal eğilimli bazı milletvekilleri, eski Özalcılar şimdi yavaş yavaş seslerini yükseltmeye başlıyorlar. Bu grubun dile getirdiği görüşler Vahit Erdem’in geçen hafta verdiği demeçteki tespitlerden farklı değil. Milliyet Gazetesi’nden Fikret Bila’ya konuşan adı saklı etkili AKP’li de “sağduyu grubu” diye adlandırılan bu eğilimin duygu ve düşüncelerini yansıtıyor. Özeti şu:
“AKP’yi kapattırmak isteyenler bunun sonuçlarını bir kere değil bin kere düşünmeli. Böyle bir olumsuz sonucun Türkiye’ye, demokrasiye, ulusal bütünlüğe ve ekonomiye vereceği hasarı herkes samimi olarak tahmin etmeye çalışsın. AKP’nin kapatılması laik rejimi güçlendirir mi, zaafiyetini mi arttırır? Bunlar iyi hesaplansın. Ama öte yandan bizler de kendimize bakıp yaptığımız yanlışları görelim. Bunlardan ders çıkaralım. Örneğin bazı uygulamaları ile gündem olan öteden beri çok eleştirilen O bakan veya bakanlar değiştirilebilir...”
Adı açıkça söylenmiyor ama değiştirilmesi istenen, hedefteki “O Bakan”ın kim olduğunu herkes biliyor: Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik...
Erdoğan, Hüseyin Çelik’i feda eder mi? Zayıf ihtimal.

3. Biat Ekibi: AKP’de, en azından Meclis Grubu’ndaki sayısal çoğunluğu bu ekip temsil ediyor. “Tayyip Erdoğan neye karar verirse, hakkımızda en hayırlısı, en doğrusu o olur” diye düşünüyorlar. Anayasa değişikliği gündeme gelirse oy vermeye hazırlar. Aksi bir yol belirlenirse ona da itirazları yok.

4. Yeni Oluşum Bekleyenler: Onlar da AKP’nin kapatılacağına inanıyorlar. Erdoğan’ın ve parti yönetiminin çok büyük hatalar yaptığını düşünüyorlar. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinden itibaren işlerin ters gittiğini söylüyorlar. AKP’den umutlarını kesmiş durumdalar. Daha çok da AKP kapatılmasa dahi kendileri için bu partide bir siyasi gelecek göremiyorlar. Çoğunluğunu, Ali Coşkun, Nevzat Yalçıntaş, Turhan Çömez gibi eski milletvekillerinin oluşturduğu bu grup yeni bir parti oluşumu arayışında. Abdüllatif Şener’in bir hareket başlatıp başlatamayacağını tartıyorlar. Halen milletvekili olan bazı isimler de Şener’le dirsek teması içinde ama sayıları fazla değil.
AKP’de ortaya çıkan dört temel eğilimin özeti bu.
Peki bu eğilimler AKP’yi böler, zaafiyete sokar mı?
Bugün için hayır, böyle bir tehlike yok. Sonuçta Erdoğan’ın kesinleştirip uygulamaya koyacağı yol haritasını partinin ezici çoğunluğu itirazsız kabul eder. Belki yolda bazı fireler olur ama onlar da en azından şimdilik AKP’nin gücünü sarsmaz.

DİĞER YENİ YAZILAR