Hükümet için asıl sıkıntılı dönem yeni başlıyor...

6 Ağustos 2008

Türkiye’nin son bir yılı, ülke için de AKP için de aslında kayıp bir dönem. Geriye dönüp bakıldığında cumhurbaşkanlığı seçim krizi ile türban ve yine bununla da ilgili kapatma davası krizi dışında akıllarda kalan tek önemli gelişme Ergenekon tutuklamaları ve iddianamesi oldu.

Oysa geçen dönemde ağırlıklı olarak ekonomi alanında olmak üzere son derece ciddi sorunları birikti Türkiye’nin. Ama ne yazık ki bu sorunlar öncelikli gündem maddeleri arasına giremedi. Türban krizi, kapatma davası ve Ergenekon tartışmalarının gölgesinde kaldı. O yüzden sorunların yükü arttı, çözümü biraz daha zorlaştı.

Örneğin yüzde 4’ler civarına indirilmesi planlanan enflasyon dün açıklanan Temmuz ayı rakamları itibariyle hedefin üç katını aşmış durumda. Toptan fiyat endekslerine göre ise durum daha da ürkütücü Türkiye adeta yüksek enflasyon dönemine geri dönüş işaretleri veriyor. Toptan fiyatlardaki artışın bu yıl yüzde 20’leri bulması sürpriz olmayacak. Ki zaten şimdiden yüzde 18’i geçmiş durumda.

Aynı şekilde, hükümet yetkililerince uzun süre, “finanse edilebildiği sürece sorun değil” diye bakılan ödemeler dengesindeki cari açık patlamasının artık “sorun” hem de ciddi bir sorun olduğu herkesçe kabul ediliyor. Bu yıl 50 milyar doları bulacağı tahmin edilen cari açığın kendisi de sorun, finansmanı da... Hatta bu finansman için ödenen, ödenecek olan bedel daha da büyük sorun.

Devamını Oku

Kapatma davası ve Ergenekon...

23 Temmuz 2008

Birbiriyle ilgisi yok” deniyor. Doğal olarak da olmaması gerekir. Birisi varolduğu iddia edilen, savcıların deyimiyle “darbe dahil her türlü kötülüğü yapabilecek çapta, çok tehlikeli, klasik olmayan bir terör örgütü” ile ilgili soruşturma. Diğeri, iktidar partisi hakkındaki kapatma davası.
Soruşturma başlayalı bir yıldan fazla oldu. Kapatma davası ile ilgili iddianame ise ise dörtbuçuk ay önce açıklandı.
Doğal olarak ve hukuken bu iki olay arasında hiçbir bağ, hiçbir paralellik olmaması gerekiyor. Ama ne yazık ki bu paralellik toplumun geniş kesimlerinde de siyaset dünyasında da kuruluyor.
İşin ilginç yönü doğal ve hukuken hiçbir bağ olmamasına karşın bu iki olayın seyrinde garip tesadüfler yaşanıyor. Kapatma davası iddianamesinin mürekkebi kurumadan Ergenekon’la ilgili şok gözaltılar yapılıyor. İlhan Selçuk, Kemal Alemdaroğlu, Doğu Perinçek gözaltına alınıyor. Başsavcılık ve AKP, Anayasa Mahkemesi’nde son sözlerini söylerken bu kez emekli orgeneraller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon ile gazeteci Mustafa Balbay ve Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygun gözaltına alınıyor. En çarpıcı tesadüf de Ergenekon iddianamesinin kabul edilip edilmeyeceğinin kesinleşeceği gün olan 28 Temmuz’da Anayasa Mahkemesi’nin de karar için oturumlara başlayacak olması.
Bunlar elbette tesadüften ibaret. Ama bu gibi tesadüfi gelişmelerden yola çıkılarak iki dava arasında bağ kuruluyor.
Bu bağın kurulup kurulmamasından daha önemli olan bu iki olayın Türkiye’nin gündemini kilitlemiş olması. Türkiye aylardan beri bu iki önemli dava ile yatıp kalkıyor.
Neyse ki AKP hakkındaki dava bir iki hafta içinde sonuçlanacak. Karar ne yönde çıkarsa çıksın olay kapanmış olmayacak, ancak en azından Ergenekon’la paralellik arayışları ortadan kalkmış olacak.

Devamını Oku