Geç gelen “küçülüyoruz” itirafı...

13 Nisan 2009

Aslında Türkiye’nin olması gereken birinci öncelikli gündemi ekonomi, ekonomik kriz. Bugün de öyle, dün de, hatta altı ay önce de öyleydi. Fakat ne yazık ki sıra bu gerçek gündeme bir türlü gelemedi. Krizin dolaylı ve doğrudan etkilediği insanların, firmaların, örneğin işini kaybeden işçinin, ihracat pazarı veya iç pazarı daralan firmaların, üretimine ara vermek veya üretim kapasitesini düşürmek zorunda kalan sanayi işletmelerinin öteden beri birinci gündemi bu konuydu. Hükümetten beklenti de bir an önce tedbir alınması idi ama aylar öncesinden seçim kaygısına giren hükümet için ekonomi ne yazık ki birinci öncelikli gündem maddesi olamadı.

Şimdi artık seçimlerin de gündemden çıkmasıyla, ekonominin, ekonomik kriz ve önlemlerin gündemdeki gerçek yerini aldığı anlaşılıyor.

Bu bakımdan dün Ankara’da önemli bir adım atıldı. 2008 sonbaharında bile bile, dünyada, küresel ekonomide hiçbir şey olmuyormuş veya olup bitenlerin Türkiye’ye hiç etkisi olmayacakmış, Başbakan Erdoğan’ın deyişiyle teğet geçecekmiş mantığıyla gerçek dışı, iyimser rakam ve hedeflere göre kurgulanan 2009 yılı makroekonomik dengeleri ve bütçesi dün nihayet gerçek duruma yakın bir düzeye çekildi.

Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ile birlikte açıkladığı yeni hedefler elbette pembe bir Türkiye tablosu çizmiyor. 2009’un çok zor ve acılı bir yıl olarak geçeceğini teyit ediyor. Aynı zamanda krizin Türkiye’yi teğet geçmediği de kabul ediliyor ve buna uygun biçimde çıkış senaryosu öngörülüyor.

Devamını Oku

Obama şaşırttı mı?

6 Nisan 2009

ABD Başkanı Barack Obama gerek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmesinden sonra yaptığı basın toplantısında, gerekse Meclis’te yaptığı konuşmada Türk-ABD ilişkilerinin geleceği açısından önemli mesajlar verdi.

Türkiye’nin laik demokrasisinin gelişim seyrinden, özellikle son yıllarda gerçekleştirilen reformlardan övgüyle söz etti ABD Başkanı. Ama öte yandan Heybeliada Ruhban Okulu’ndan Ermeni ve Kürt meselesine kadar pek çok önemli sorunla ilgili çok önemli bazı önemli tavsiyelerde de bulundu.

Örneğin Cumhurbaşkanı Gül ile görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısı sırasında “Ermeni soykırım tasarısı” konusunda başkan seçildikten sonra görüşünün değişip değişmediği sorusuna, bizim bazı politikacıların yaptığı gibi “onları muhalefetteyken söylemiştim, şimdi Başkanlık sorumluluğu var üzerimde” demedi. Şu yanıtı verdi:

“Görüşlerimi değiştirmiş değilim. Ermenistan ve Türkiye arasında müzakereler devam etmektedir. Ben de ilerlemekte olan müzakereleri incelemekteyim. Bunlar meyvelerini verebilirler. Benim yapmak istediğim kendi görüşlerime odaklanmak değil, Türkiye’nin görüşlerine odaklanmaktır. Geçmişte zor ve trajik olaylar yaşandı ve tüm dünya bunu çözüme kavuşturmaya çalışırken yapıcı bir tutum sergilenmelidir. Yapmak istediğim, şimdiye kadar başarılı olan müzakerelere yardımcı olmaktır.”

Devamını Oku