Ne diyecekseniz zaman şimdi, ileride kimse bahane bulmasın

16 Kasım 2011

Meclis Başkanı Cemil Çiçek, doğal olarak gündelik protokol işleriyle de meşgul, Meclis Genel Kurulu’ndaki kavgalarla da Kamer Genç’in itilerek kürsüden indirilmesiylede. Ama asıl gündemi, asıl önceliği yeni anayasa. Uzlaşma Komisyonu’nun çalışmalarının gündelik siyasi gerilimlerle aksamamasına büyük özen gösteriyor. En büyük kaygısı iç siyasette partiler ve liderler arasında giderek tırmanan gerilimin komisyona yansıması. Komisyonu bu tartışmaların sıcak atmosferi dışında tutmaya çalışıyor. Çiçek, yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili sorularımızı şöyle yanıtladı:

31 Aralık’a kadar süre var

- Siyasi partiler arasındaki gerilim, Uzlaşma Komisyonu’nun çalışmalarını etkiliyor mu?

Şu ana kadar bu çerçevede belli bir mesafe aldık ve belli bir çalışmayı ortaya koyduk. Tabiatıyla anayasa gibi zaten özünde zorlukları olan bir düzenlemenin yapılabilmesi için siyasi ortamın olabildiğince müsait olması lazım. Dışarıdaki her türlü sıkıntı, gerginlik şu veya bu şekilde etki edebilir. Orada görev yapan benimle birlikte 13 kişi elbette bu tartışmaları takip ediyoruz. Bu görevi yaparken mümkün olduğu kadar bu şartların dışında kendimizi mütalaa etmemiz lazım. İkinci zorluk buradadır. Orada da benim düşündüğüm şey; bu tartışmalar kamuoyunda yapılıyor yapılacaktır. Buna kimse engel olamaz. Ama bu tartışmalara cevap olacak partilerin organları var, yetkili şahısları var. Bu tartışmaları onlar sürdürebilir. Bizim o tartışmaların dışında milletimizin beklentisi ve parti liderlerimizin mutabakatıyla oluşan bir komisyonda görevimizi bütün bu zorluklara rağmen yapmamız gerekiyor. Bu noktada da fazla bir seçeneğimiz yoktur. 30 yıldır birlikte şikayet ettiğimiz bir anayasa. İlk defa bir fırsat çıkmış. Yüzde 95 halk temsili var, 4 parti Meclis’te, değiştirebilirim bu anayasayı, diye irade ortaya koymuş. Biz bunu neticelendiremezsek o zaman şikayet ettiğimiz bu anayasa ile Türkiye yoluna ne kadar devam edebilirse o kadar devam eder; ne sıkıntılar çekildiği de ortadadır. O zaman siyaset kurumunun bu anayasadan çok fazla şikayet etme hakkı kalmaz. O zaman derler ki; değiştirseydiniz, yüzde 95 temsiliniz var, hepiniz bir araya geldiniz, ‘değiştireceğiz’ dediniz, ‘neden değiştirmediniz’ diye vatandaş bizlere sorar, Fazla alternatifimiz yok. Bazen ortam gergin olur, bazen sükunet... Bütün bu zorluklarla bizim bu anayasayı yapmamız lazım. Sadece komisyondaki 12, ben dahil 13 kişiye görev düşmüyor. Tabiatıyla en evvel siyasi partilerimize görev düşüyor. STK’lara meslek örgütlerine büyük görev düşüyor. Onlar da bütün bu şartlara rağmen eğer olumsuz kabul ediliyorsa bugünkü gelişmeler, görüşlerini ortaya koymalı, sürecin takipçisi olmalı, yeri geldiğinde de gereğini yapmayanlara tavır koyabilmelidir.

Devamını Oku