CHP’de suların durulacağını, Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki partinin, barış içinde, uyumlu ve kenetlenmiş biçimde koşar adım iktidara yürüyeceğini zaten kimse beklemiyordu. Bu zaten CHP’liliğin genel karakterine de, CHP’li sosyal demokratların siyaset yapma biçimine de uygun düşmüyordu.
Parti içindeki hoşnutsuzluklar, homurdanmalar, mutsuzluklar, gruplaşmalar CHP’de öteden beri vardı. Ama önce seçim ve ardından yemin boykotu sırasında Genel Başkan ve parti yönetimini zora düşürmemek kaygıları ile yüksek sesle dile getirilmeyen eleştiriler, şimdi yavaş yavaş su yüzüne çıkmaya başlıyor.
Şimdiki durum, henüz Kılıçdaroğlu ve ekibine karşı bayrak açma noktasına gelmiş değil. Şu an herkesin gidişattan memnuniyetsizlik ifade ettiği bir ortam var CHP’de.
Bir de parti içi grupların hazırlıkları, safları sıklaştırma taktikleri ön plana çıkıyor.
Yani CHP’de henüz bir sarsıntı, deprem havası yok. Ama parti içi fay hatlarındaki artan enerji birikimi ve hareketlilik yakın gelecekteki büyük depremin işaretlerini veriyor.
6 - 7 ay öncesine kadar Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi iktidara taşıyacağına inananların önemli bir bölümü bugün ciddi hayal kırıklığı yaşıyor.
Hayal kırıklığının tek nedeni 12 Haziran seçimlerinde umulan oy düzeyinin tutturulamaması değil. Aksine oy oranının düşüklüğü en az şikayet konusu. Sıkıntının kaynağı seçim sonrasında yaşananlar...
CHP kulislerinde son günlerde sıkça konuşulan yakınma konuları şöyle sıralanabilir:
- Tutuklu milletvekilleri için yapılan yemin boykotu ve sonrasında yaşananların burukluğu, hayal kırıklığı...
- MYK’da (Merkez Yönetim Kurulu) gerçekleştirilen kapsamlı değişikliğin PM’ni (Parti Meclisi), parti örgütlerini ve milletvekillerini tatmin etmemesi...
- Bazı il örgütleri ile ilgili gerçekleştirilen operasyonlar ve özellikle de Gürsel Tekin’in istifasından sonra bir türlü çözüme kavuşturulamayan İstanbul İl Başkanlığı sorunu, İstanbul örgütünde yaşanan karmaşa...
- Bu gelişmeler nedeniyle Kılıçdaroğlu ve ekibinin yönetim anlayışına duyulan güvensizlik.
- Güvensizlik şu anda sadece yönetim anlayışı ile sınırlı değil. Parti yönetiminin ülke gündeminin temel konuları ile ilgili izlediği politikadaki zigzaglar ve politika üretme becerisi de sorgulanıyor.
Evet CHP’li muhalif olmayan, bugün hala parti yönetiminde olan isimlerin bile paylaştıkları yakınma konularının özeti böyle.
Muhalifler, daha doğrusu partideki eski iktidar sahipleri, bu durumun sürdürülebilir olmadığını söylüyorlar.
CHP üzerinde çok etkili bir ismin bu konuda dile getirdiği şu tesbit oldukça çarpıcı:
“Bugün CHP yönetiliyor mu sanıyorsunuz? Hayır yönetilmiyor, politika üretilemiyor. Parti adeta bir savrulma hali yaşıyor...”
Gerçekten de, yemin boykotundan tutun, Dersim tartışmalarına kadar bu savrulmaya pek çok örnek bulunabilir.
Bu durum Kılıçdaroğlu’nun kafasındaki kurultaya kadar sürdürülebilir mi?
Zayıf ihtimal.
Parti içi kanatlarda, fay hatlarında görülen yüksek hareketlilik ve aşırı enerji birikiminin CHP’de yakın gelecekte güçlü bir sarsıntıya, depreme yol açma ihtimali daha güçlü.
CHP’nin fay kırıkları derinleşiyor mu?
Haberin Devamı