Amerikalı aktör Brad Pitt dünya kadınlarının beğendiği yakışıklı bir erkek. Kariyeri farklı karakterleri canlandırdığı filmlerle dolu başarılı bir oyuncu. Katrina felaketinde evsiz kalanlar için çalışan yardımsever bir humanist. Sansayondan uzak sorumluluğunun bilincinde düzgün yaşamı olan bir ünlü. Jennifer Aniston’dan ayrıldıktan sonra büyük aşk yaşadığı Angelina Jolie ile evlenen çok çocuklu iyi bir baba ve eşine sadık ideal bir koca. Hollywood’un en güçlü isimlerinden biri ve hatırı sayılır bir servetin sahibi.Ama bütün bunlara rağmen yine de zavallı. Neden mi? Çünkü eşini aldatmayacağına dair inandırıcı olmaya çalışan her kadın “Brad Pitt gelse olmaz” deyip duruyor da ondan. Sanki Brad Pitt de hazırda “Bana ne zaman sıra gelecek?” deyip bunları bekliyor!Wesley Sneijder’in manken eşi Yolanthe Cabau, “Brad Pitt gelse Wesley’in yerini tutamaz. O adam gibi adam” diye bir açıklama yapmış. Yolanthe Yenge böyle konuşmasının nedeni var. Fenerbahçe derbisinden sonra verilen kutlama partisinde yakın arkadaşları olan oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ’la çekilen samimi pozun yanlış anlaşılmasını istememiştir büyük bir olasılıkla. Ama yine de olan Brad’e oldu. Durup dururkek kulağı çınlatıldı. Yengemizin eşi ‘adam gibi adam’ da sanki o değil gibi bir hava yaratıldı. Yarım asırı devirdi hala “Brad Pitt gelse olmaz”Yağtu ‘yeter artık’ dediGüzel oyuncu Ahu Yağtu’nun canına tak etmiş. Ne zaman, nerde görseler hep ayrıldığı eşi Cem Ylmaz’ı soruyorlarmış. Bir kere, beş kere, on kere hadi neyse de yüzlerce defa aynı soruya muhatap kalınca insan normal olarak isyan eder.Yani Ahu Hanım’a eski e∫i ve biten evliliğinden ba∫ka bir soru sormak kimsenin aklına gelmiyor mu?Bu kadının hayat repertuvarı o kadar dar mı? Bari önce oğlu Kemal’i sorup konuyu ordan Cem’e getirseler. Onu da yapmıyorlar. Yağtu sonunda “Yeter artık yahu” demiş. Bugüne kadar yine iyi tahammül etmiş.Mutlu, sağlıklı ve huzurlu ReneeDünyada sağlık, mutluluk ve huzurdan önemli ne olabilir?Hiçbir şey!Sonsuz paranız her türlü imkanınız olsa bunları satın alamazsınız. Dünyanın en büyük ülkelerinden birinin lideri olsanız yine gücünüz yetmez. Peki sağlık, mutluluk ve huzur herkese göre değil desem bana hak verir misiniz?Sanmam. O zaman izninizle size küçük bir örnek vereyim. Oscar ödüllü oyuncu Renee Zellweger uzun süredir ortalıkta yoktu. 45 yaşındaki Amerikalı yıldız Hollywood’da bir ödül töreninde boy göstermiş. Tipi o kadar deği∫miş ki kimse tanıyamamış. Bebek yüzlü, gözlerinin içi gülümseyen, doğal güzel Renee gitmiş yüzü botokslu, dolgulu, estetikli bambaşka bir kadın gelmiş.Farklı görüntüsünü soranlara “Görünüşüm değişti çünkü şu an mutlu, sağlıklı ve huzurlu bir hayat ya∫ıyorum” diye vevap vermiş.Eski haliyle yenisini yanyana koyup baktığınızda Renee’ye mutlu, sağlıklı, huzurlu bir yaşam hiç yakışmamış.Hiç bir işe yaramayan labaratuvar deneyleri ◗ Pireler köpeklerin üstündeyken kedilerin üstünde olduklarından daha yükseğe zıplayabiliyor (2008 yılında Biyoloji deneyi)◗ Kobay fareler Japonca ve Hollandaca’nın tersten konuşulduğunu her zaman anlamıyor (2007 yılında Dilbilimi deneyi)◗ İnek veya öküz dışkısının içinde vanilya özü bulmak mümkün (2006 yılında Kimya deneyi)◗ Ağaçkakanların neden başı ağrımaz? (2OO6 yılında Zooloji deneyi)◗ Afrikada sıtma mikrobu taşıyan sivrisinekleri insanların ayak kokusu kadar Limburger cinsi peynir de çekiyor (2006 yılında Biyoloji deneyi)
Esra Erol, yetenekli kadın. Son derece başarılı bir televizyoncu. Sunuculuktan başladı programcı oldu. Flash TV’deki Dest-i İzdivaç’tan beri kendisini çok geliştirdi. İzleyicinin nabzına göre şerbet vermesini biliyor. Evlilik programı yapma konusunda rakip tanımıyor. Kadınlara hitap eden programcılar arasında zirvede. Esra Hanım aynı zamanda iyi bir ev kadınıymış.Ev temizliğini terapi olarak gördüğünü söylemiş. Bulaşık yıkamaya bayılıyormuş. En iyi cam nasıl silinir bilirmiş. Ütü de yapıyorsa ondan iyisini bulamazsınız. Dünyanın parasını alan gündelikçiler bile artık cam silmiyor. Sırf camları silmesi için birini bulmak zorunda kalıyorsunuz. Onun için her eve bir Esra lazım diyorum. Ve programında kısmetlerini arayan her damat adayının Esra gibi her konuda mükemmel eş bulmalarını diliyorum. Onlar ermiş muradına biz hala camları silecek birini arayalım!Neşeli olma başını derde sokmaOyuncu Deniz Tunca, Ortaköy’de alkol muayenesi için trafik polisi durdurmuş. Alkolmetreyi üflediğinde sıfır alkol çıkmış.Ama yine de ehliyetini kaptırmış. Hem de 5 yıllığına. Ayrıca 3 bin küsür liralık para cezası kesmişler. Nedeni Deniz’in lüzumundan fazla (!) neşeli olması. Durumdan şüphelenen memur uyuşturucu kullandığını sanmış. Tükürük örneği almış. Sonra da ehliyetine el koyduklarını söylemiş. Deniz de bunun üzerine uyuşturucu kullanmadığını kanıtlamak için bir kan testi yaptırmış. Aldığı temiz raporun sayesinde ehliyetini geri alıp para cezasını kaldırtmış. İstanbul Valiliği bu karara itiraz etmiş. Ancak Mahkeme Valiliğin talebini reddetmiş. Deniz’in başına gelenlere hiç şaşırmadım. Etramızda o kadar olumsuz, kötümser, pesimist, asık suratlı, negatif enerji saçan insan var ki neşeli birini görünce yadırgıyoruz. Hatta kahkahasını kontrol edemeyen kadına kötü gözle bakanlar bile oluyor. Onun için başınızı derde sokmak istemiyorsanız toplum içinde neşeli olmayın. İstanbul Valiliği’nin de böyle önemli konularla sonuna kadar uğraştığını ve abesle iştigal etmediğini görmek içimizi çok rahatlattı!Obama’ya dayılanan adamBarack Obama, Illinois Eyaleti’ndeki bir referandumda oyunu kullanmak için normal vatandaşlar gibi sırada bekliyormuş.Hemen yanında genç, güzel bir kadın duruyormuş. Derken birdenbire Obama’nın arkasında bir adam belirmiş. Koskoca ABD Başkanını ‘’Kız arkadaşıma sakın dokunma’’ diye tehdit etmiş. Obama önce ne olduğunu anlayamamış.Kadın sevgilisi adına yapılan kabalıkdan dolayı özür dileyince bir kahkaha atmış. ‘’O zaman ona bir ders verelim. Daha fazla kıskandıralım’’ deyip genç kadını iki yanağından öpmüş. Böyle bir olay Amerika’dan başka dünyanın neresinde olabilir söyler misiniz? Çoğu ülkede bu adamı daha ‘kı’ bile diyemeden yaka paça alıp götürmüşlerdi. Bir daha da ondan haber alınamamıştı. ABD’de ise durum çok farklı. Obama’ya dayılanan adam elini kolunu sallaya sallaya dolaşmaya devam ediyor.‘Maşallah’ şişmansın demekCumhurbaşkanı Erdoğan geçenlerde bir cenaze töreninde eski başbakanlardan Tansu Çiller ile karşılaşmış. Şöyle bir tepeden tırnağa süzdükten sonra elini sıkarken ‘’Maşallah sizi çok iyi gördüm’’ demiş. Tansu Hanım son zamanlarda çok kilo aldı.Onun için Cumhurbaşkanı ona çok şişmanlamışsınız yerine kibarca maşallah sizi iyi gördüm diyor. Aslında gürbüzleşmiş ve iyi beslenmişsiniz demek istiyor. Kıssadan hisse.Uzun zamandır görmediğiniz biri karşılaştığınızda size ‘maşallah’ dediyse hemen gidip bir tartılın.Çünkü resmen söylenmiş maşallah, gayrı-resmi olarak şişmansın demek oluyor.
Müjde! Yeni bir dizi başlıyor. Kaç bölüm gider bilemem ama adı güzel. ‘Beyaz Karanfil’ İsim sizi yanıltmasın. Aydan Şener’in oynadığı hüzünlü ve romantik bir aşk dizisi filan değil. Tam tersine ‘Kurtlar Vadisi’ tarzında yeraltı dünyasını konu alan bir dizi. Zaten senaryosunu ve yapımcılığını Kurtlar Vadisi’nin yaratıcıları üstlenmiş. Dizide, yıllarca hapis yatan ve geçmişi elinden alınan Zülfü’nün intikam hikayesi anlatılıyor. Başrolde Kenan Çoban yani Kurtlar Vadisi’nin Abdülhey’i var. Ancak daha ilk bölümden moraller bozulmasın diye Kurtlar Vadisi’nin karşısında değil bir gün sonrası yayınlanıyor.Ben şahsen posterine takıldım. Üç son derece haşin ve gaddar bakışlı adamı gösteriyor. Altta ‘Beyaz Karanfil’ yazıyor. Tezata bakar mısınız? Bunlar yeni nesil karanfillerden olmalı. Amanın aman ben yandım aman türünden haşin ve gaddar karanfiller.Karanfil oylum oylum geliyor selvi boylum.... Kaçın kaçın!Doğuş’un Azeri eşiŞ arkıcı Doğuş Azerbeycan’ın Müge Anlı’sı dedikleri ünlü televizyoncu Xosqedem Hidayetqizi ile evlenmiş. Müjdeyi de Twitter’dan ‘ Sil baştan başlamak gerek bazen’ diye paylaşmış.Bu romantik sözleri görünce gözlerim yaşardı. Doğuş ve Azeri eşine sonsuz mutluluklar diliyorum. Ama elimde olmadan iki şeyi merak ediyorum. Birincisi Xosqedem adında birinin ismini söylemeye nasıl alışırsın? Minnoşum, canım, bebeğim, tatlım, şekerim, balım diye diye mi? İkincisi ismini değil söylemekte yazmakta zorluk çektiğim yengemizin Doğuş’un saksısından haberi var mı? Gerçekten Azerbeycan’ın Müge Anlı’sıysa mutlaka vardır diye tahmin ediyorum.Çekilin yoldan geliyor Van DammeA ksiyon filmlerin efsane oyuncusu Jean Claude Van Damme, belli ki içki içmesini bilmiyor. İstanbul’da bir gece kulübünde dağıtmış. Önce içki bardaklarını yere atıp dizlerinin üzerine çökerek bağırmaya başlamış. Hızını alamayıp bir muhabire uçan tekme atmaya çalışmış. Eskiden olsa ‘Çekilin yoldan geliyor Van Damme’ diye eğlenirdik. Ama görülüyor ki artık Van Damme’ın vanı gitmiş damı kalmamış. Dünya çapındaki şöhretinin bir parçası olan ve artık atmayı beceremediği uçan tekmesine gelince. Fenerbahçe’li Alves’inkini gördükten sonra havada parandeler atarak bile yapsa bize yaranamaz..
Demir Demirkan, “Ayrılık kararını ben aldım” diye bir basın açıklaması yapmış. Bunun üzerine Sertap’ı hemen terk edilen taraf durumuna düşürmüşler. Demir’e tepkiler yağıyor. “Duygusuzca yapılmış bu açıklama ona hiç yakışmadı” diyorlar. “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” diye boşuna dememişler.İki taraftan bir tanesi istemezse ilişki bitmez mi? Biter! Bitiren tarafın erkek olması kadını neden küçük duruma düşürsün? Demir’in ilişkiyi sonlandırmaya karar vermesi niye Sertab için eksi puan olsun? Bugüne kadar “Ayrılık kararını birlikte aldık” şeklindeki palavralara çok alıştık. Gerçeği duyduğumuzda yadırgamaya başladık. Demir, babayiğitlik yapıp açık sözlü davranmış. Erkeklerin çoğu kadınlardan çekindikleri için bu konuda kaçak oynar. Demir çıktı dobra dobra Sertab ile olan ilişkisini nasıl bitirdiğini söyledi.Robert Downey Jr. bir yana Demir Demirkan adı gibi Demir Adam’mış!Mersi canlarımFenerbahçeli eski yöneticilerden Önder Fırat’ın kızı İdil’in futbolcu Arda Turan ile ilişkisi olduğu iddia ediliyordu.İdil Hanım’a geçen gün bir defilede “Arda ile birlikte misiniz?” diye sormuşlar.O da “Mersi canlarım” diye cevap vermiş.Çok da iyi etmiş.Ağzına sağlık.Bence bu cevap şekli tüm ünlüler arasında yeni bir trend olmalı.Yanıtlamak istemedikleri bir soru sorulduğunda “Mersi canlarım” desinler.Boşuna tedirgin olmalarına ve sinirlerini bozmaya gerek yok.Soruyu soranlar düşünsün “Mersi canlarım”ın ne anlama geldiğini.Örneğin, “Aşık mısın?”, “Ayrıldınız mı?”, “Kavga mı ettiniz?”, “Esteğin var mı?”, “Botoks mu yaptırdın?” gibi sorulara artık “Mersi canlarım” deyip geçsinler. Onlar ermiş muradına biz çıkalaım kereviz ağacına.Altın Portakal notları- Jüri başkanı Yılmaz Erdoğan geleneği bozup hiçbir ödül vermeyerek festival hakkındaki düşüncelerini açıkça ortaya koymuş.- Yönetmen Ertem Göreç sahne konuşmasında Küfürbaz Metin taklidi yapmış.- Aksiyon filmlerinde dublör kullanmadan atlara, dağlara,taşlara,atlayıp zıplayan efsane aktör Cüneyt Arkın, belindeki rahatsızlık neden yürümekte zorlanmış.- Aksiyon filmlerinin dünyaca ünlü ismi Jean Claude Van Damme, yaşı ilerleyen erkeklerin saç boyatma hatasına düşünce kafası kızıla çalar bir renge dönmüş.- En İyi Yardımı Erkek Oyuncu Ödülü’nü kazanan Aziz Çakkurt’un kendisine ödül getiren ‘Annemin arkısı’ filmindeki rolü göz açıp kapatana kadar bitiyormuş.- Ödül Töreni Galatasaray-Fenerbahçe derbisiyle aynı zamana denk geldiği için başta Antalya olmak üzere hiçbir yerde izlenmemiş.
SARP Apak ile Özge Özpirinçci yakında vizyona girecek ‘Karışık Kaset’ filmi için kamera karşısında öpüşmüşler.Dikkat çekeceğini bildikleri için öpüşme sahnesini sosyal medyada paylaşmışlar.Sarp’ın dediğine göre meseleyi abartmamışlar ve herşeyi dozunda bırakmışlar. Sonuç umdukları gibi olmuş.Öpüşme sahnesi büyük ilgi görmüş. Filmin tanıtımının yapılmasında katkıda bulunmuş.Şimdi gelelim şu öpüşmenin dozu meselesine. Dudak dudağa değdiğinde doz ne zaman aşılır?Temas süresi uzayınca mı yoksa el kol hareketleri başlayınca mı? Biz millet olarak öpüşmeye çok meraklıyız. El sıkıp selamlaşdığımızda bile yanağa bir öpücük kondururuz. İki ünlü öpüşünce bunu anında olay haline getirir tıklanma rekorları kırarız. Sarp ile Özge’nin öpüşme dozunu ayarlayıp ayarlayamadıklarını bilemem ama bizim bu öpüşme konusunda göstediğimiz tepkinin dozunu aştığımız kesin.Hem biz neyi dozunda yapıyoruz ki öpüşmeyi dozunda yapabilelim? Onları el ele görmemiz zorDahi Adam lakaplı Sinan Akçıl, Kutsal Kadın dediği sevgilisi Ebru Şallı ile neden hiçbir yere birlikte gitmedikleri sorusunu yanıtlamış.‘’Bizi el ele göreceğiniz yer inşallah evlilik törenimiz olur’’ demiş. Daha iki hafta önce evliliğin modası geçti diyen Dahi Adam Sinan’ın Kutsal Kadın Ebru’dan fırça ediği için öyle konuştuğu söyleniyor.Nedeni ne olursa olsun Dahi Adam Sinan güzel bir temennide bulunmuş. Ama nerde olursa olsun bence bu ünlü ikiliyi daha elele görmemiz çok zor.Nedeni Dahi Adam Sinan Akçıl’ı görünce çığlık çığlığa haykıran 13, 14 yaşındaki genç kız hayranları. Onlar kesinlikle böyle bir durumu kabul etmez.Lakabı Kutsal Kadın bile olsa eşinden boşanmış 2 çocuklu 37 yaşındaki bir kadını canım Türkiye’min Justin Bieber’ıyla paylaşmak istemezler.Dahi Adam kemik hayran kitlesinin yaşça olgunlaşmasını beklemek zorunda. Yoksa tıpkı şimdiye kadar olduğu gibi onları değil el ele, aynı anda aynı yerde bir arada bile zor görürüz.Kahpe kader n’olacak!Gülümseten yeni fenomenSon derece can sıkıcı günler geçiriyoruz. ‘Yeni Türkiye’ henüz mutlu ve huzurlu değil.Gündemde sürekli birbirininden ciddi olaylar var. Aşağıya baksak IŞİD’i, yukarıya baksak Ebola’yı görüyoruz. Rahat bir nefes almamıza izin vermiyorlar.Mill futbol takımımızın dibe çökmesi de moralleri bozdu.Eğlenmek ve kafayı biraz dağıtmak için çareler aramaya başladık. Çözümü ‘Bu Benim Tarzım’ jürisinin jürisindeki Nur Yerlitaş’ta bulduk.Nur Yerlitaş’ın sempatik, her zaman şaşkın, ben burada ne arıyorum şeklinde bakan surat ifadesi sosyal medyanın fenomeni olmuş vaziyette. Titanik filmindeki Kate Winslet, Grease müzikalindeki Olivia Newton John, Ucuz Roman yapımındaki Uma Thurman’ın yerinde artık Nur Yerlitaş’ın yüzü var. Sadece filmlerde değil Amerikan dolarının üstüne bile Nur Yerlitaş’ı koymuşlar.New York’daki Özgürlük Anıtı’nın yeni yüzü de Nur Yerlitaş’tan başkası değil. İmkanlar sınırsız. Yerlitaş’ın tipik bakışları neye monte edilse yakışıyor. Nur Hanım son zamanlarda değişmedi. Yıllardır hep aynı.Hayatın stresinden bunalan insanlar ünlü modacıdan bir fenomen yarattı. Fenomentaş’ımız toplumumuza hayırlı, uğurlu olsun!Söz dinlemek budur işteNurgül Yeşilçay önceki gün bir erkek arkadaşıyla sokakta yürürken objektiflere takılmış.Ankaralı olduğu öğrenlen erkek arkadaşına Nişantaşı’nı gezdiriyormuş.Yeşilçay, kendisini görüntüleyen muhabirlere ‘Sakın sevgili yazmayın’ demiş.Haber ertesi gün gazetelerde fotoğraflarıyla birlikte ‘Sakın Sevgili Yazmayın’ başlığıyla çıkmış.Yani ne dediyse aynen yazmışlar.Söz dinlemek budur işte!
Geçenlerde ‘O Ses Türkiye’ yarışmasını izlerken kafam karıştı.Jüridekiler yorumlarında habire ‘kafa sesi’ deyip duruyordu.Her konser verdiği yeri sallayan Hadise, Reza Zarrab’ın tok sesli şarkıcı eşi Ebru Gündeş, koltukdaş Mazhar-Fuat ikilisi ve kızıladam fesli Gökhan, kafa sesi lafına takmış durumdaydı. Durmadan yarışmacıların kafa sesinin kalitesinden söz ediyorlardı. Ekranın karşısında kafa sesinin anlamını düşünmekten kafam karıştı. Acaba kafamın içinden bir ses çıkar mı diye merak ettim. Başımı iki elimin arasına alıp iyice salladım, baktım ses yok. Kafa sesi öyleyse nerden çıkar diye kafayı yiyecektim. Yoksa bizimle kafa mı buluyorlardı?Kafadan dalga mı geçiyorlardı? Kimde kafa kaldı ki ses çıksın?Her kafadan bir ses çıkıyor derler ya. Demek doğruymuş!Sharon Stone kaynaklı kriz Oyuncu Necati Şaşmaz nam-ı diğer Polat Alemdar gizemli bir adam. Fazla konuşmuyor. Konuşunca da zaten kurduğu cümlelerden birşey anlaşılmıyor. Şaşmaz, 8 yıl önce Kurtlar Vadisi dizisinde karşısında oynayan seksi yıldız Sharon Stone ile tekrar çalışacakmış.Ancak eşi Nagehan Kaşıkçı iddialara göre buna izin vermemiş. Necati Şaşmaz yıllar önce Sharon Stone ile olan öpüşme sahnesini beceremediği için 24 kere tekrarlattığını söylemiş olması bu krizi tetiklemiş olabilir. Eşi kendi kendine şöyle demişdir: Birini 23 kere arzu edilen şekilde öpemiyorsan, rol yapamadığından değil öpüşmenin bitmesini istemediğin içindir herhalde.Kiloyla mı taneyle mi? Komedyen olmak zor iş. İnsanları hep güldürmen bekleniyor. ‘Pek Yakında’ filmi hiç komik değil dendi. O da espri yaparak kendini göstermek istedi.Son olarak stand-up gösterisi için bulunduğu Amerika’nın Miami sahilinde bikinili kızlara bakarken çekilmiş giyimli bir fotoğrafını Instagram’a koymuş. Altına ‘’Alıcı değil, bakıyoruz’’ diye yazmış.Hayranları da Cem’i ‘’Recep İvedik’ten farkın kalmadı’’ diye eleştirmişler.Derbi beklentileriİki taraf da göze hoş gelen güzel futbol oynamayacak. Karşılaşma en az iki kırmızı ve yarım düzine sarı karttan az tamamlanmayacak. Yenilen taraf hakeme kabahat bulacak. Galatasaraylı Melo ve oynasalar da oynamasalar da Fenerbahçeli Volkan ve Emre yine en çok tartışılan isimler olacak. Yapılan yorumlardan sonra ‘’Ben maçı izlememişim’’ diyeceksiniz.
Dün Makaron’umuzda ‘’Namus Noksanlığı’’ diye çok ilginç bir başlık vardı. Gülben Ergen’in yeni eşi sayesinde.Geçtiğimiz ay sonu televizyoncu Erhan Çelik ile evlenen Gülben Ergen’in dört aylık hamile olduğu ve bir kız bebek beklediği konusunda spekülasyon yapılmış.İlk eşi Mustafa Erdoğan’dan 3 erkek çocuğu olan Gülben Hanım bu habere haklı olarak çok kızmış. ‘’Bu kaba uslubu, masa başı haberini kınıyorum. Doğru değil. Hem karnıma bebek koyup, hem cinsiyetini belirlemek ayıptır’’ diyerek şikayetini dile getirmiş.Eşi Erhan Bey bunu bir adım öteye taşımış. ‘’Bebek gibi bir kutsalı, hayali olarak masa başı haberiyle anne karnına yerleştirmek en hafif tabiriyle namus noksanlığıdır’’ demiş. Balayı için gittikleri Hac fotoğraflarını sosyal medyada paylaştığından beri Gülben Ergen’in başına gelmedik kalmadı.Önce acımasız eleştirilere hedef oldu şimdi de bebek dedikodularına.Nazara mı geldi ne?Nazar değmesi mi yoksa namus noksanlığına maruz kalmak kötü bilemiyorum.Bildiğim birşey varsa o da artık Gülben Ergen ve eşiyle uğraşmasınlar yetti gayrı!Nejat İşler’in dostu yok mu?Nejat İşler ölümün eşiğinden döndü.Yoğun bakımda endişe verici günler geçirdi. Hayranlarının ödünü kopardı.Hastalığı uzun süre ciddiyetini korudu. Sonra gençliği ve doğru tedavi sayesinde biraz toparlandı.Bu tatsız deneyimin kendisine bir uyarı olması gerekirdi.Alkolü, sigarayı bırakması ve sağlığına dikkat etmesi beklenirdi. Ama bunlar olmadı.Nejat, taburcu olduktan sonra eski yaşantısına bıraktığı yerden devam etmeye başladı. Alkollü araç sürerken kazaya yol açtı. Rakı sofrasında tek başına içerken görüntülendi.Seveni çok olabilir ama bu adamın hiç dostu yok mu?Hastalığı sırasında üzüntülerini medyada haykıran arkadaşları nerde?Gerçek dostlar böyle ihtiyaç anında ortaya çıkar. Nejat İşler’i birilerinin iş işden geçmeden kurtarması gerekiyor.Çünkü görülüyor ki bunu kendi başına başaracak iradesi veya gücü yok!Duvarı öpen AraplarSosyetik zenginlerimizden Feryal Gülman eşi Kemal Bey’den boşandıktan sonra Bebek’teki 50 milyonluk villasını dizi çekimleri için kiraya vermeye başlamış. Tuba Büyüküstün ile Engin Akyürek’in başrollerini paylaştığı ‘Kara Para Aşk’ bu villanın 3 odası ve bahçesinde çekiliyormuş. Dizinin Ortadoğu’daki popülaritesi sevdikleri yıldızları yakından görmek isteyen Arap turistleri villaya çekmiş. Bazıları içeri girip gezmek istiyormuş. Bazıları da evin duvarlarını öpüyormuş.Feryal Hanım’’ Bir gün evimin benden ünlü olacağı aklıma gelmezdi’’ demiş.Mütevazilik böyle birşey işte. Ben şahsen Arap turistlerde kaldım. Bugün duvarını öpenler yarın ne yapar bilinmez. Tuba ile Engin’in yerinde olsam koruma isterdim!
Recep İvedik’leriyle gişe rekortmeni olan Şahan Gökbakar, beklenen hasılatı getirmeyen Cem Yılmaz’ın son filmiyle önce sosyal medyada dalgasını geçmiş. Sonra başında şapkayla ‘Pek Yakında’ yı geceyarısı seansında izlemeye gitmiş. Şapkasını salonda hiç çıkartmamış. Ara verildiğinde başını öne eğip telefonuyla ilgilenmiş.Normal olarak insan önce filmi izler sonra dalgasını geçer ama bizde hiçbir şey normal olmadığı için bunda şaşacak bir şey yok. Asıl şaşacak şey Şahan’ın koca gövdesini küçücük bir şapkayla saklama çabası.Nur içinde yatsın rahmetli Öztürk Serengil’in aynı ismi taşıyan filmiyle birlikte dillere pelesenk olmuş bir lafı vardı.“Şepkemin altındayım” derdi. Şahan’ın ki da öyle bir durum!Botoks yerine geçen soruMagazin gazetecilerimiz görevlerini mükemmel yapıyor. Son derece zor şartlar altında ve mütevazi maaşlarla çalışmalarına rağmen çok başarılılar.Ünlüleri nerede kıstıracaklarını ve nasıl deli edeceklerini çok iyi biliyorlar. Bu konuda kimse oların eline su dökemez.Geçen akşam popçu Bengü arkadaşlarıyla Arnavutköy’de bir balıkçıya gitmiş. Çıkışta kapıda bekleyen gazetecilerin “Yüzünüze botok ve dolgu yaptırdığınız doğru mu?” sorusuyla karşılaşınca birden gerilmiş.“Sizce öyle mi gözüküyor? Ne alakası var. Bende estetik yok” demiş.Haberi “Botoks sorusu gerdi” diye vermişler. Baksanıza Bengü gibi uysal ve sakin görünümlü birini bile tek bir soruyla çileden çıkartmışlar.Aslında ünlü yıldızların yüzlerine iğne filan yaptırmalarına gerek yok.Muhabirlerin soruları sayesinde yeterince geriliyorlar zaten.Üstelik ceplerinden beş kuruş harcamadan. Bedavadan botoks. Bundan alası Nuh’un Ankara makarnası.Böyle eski eş dostlar başınaTamer Karadağlı motorsikletiyle kaza yapmış. İki el bileğinde kırıklar ve vücudunda çürükler varmış. Ameliyat etmişler. Tedavisi 6 ay sürecekmiş. Öncelikle Taşfırın Erkeği’ne geçmiş olsun. Kaskı sayesinde kazayı yine ucuz atlatmış. Çok şanslı adammış. Kazadan minimum hasarla kurtulduğu için değil. Eski eşi son derece fedakar bir kadın olduğu için. Kazayı duyan Arzu Balkan, İspanya tatilini kesip hemen Türkiye’ye dönmüş. İyileşme sürecinde Tamer Karadağlı’ya kendi elleriyle bakacakmış.Şimdi anladınız mı Tamer Bey’in neden çok şanslı bir adam olduğunu?Genelde eski eşler boşandıktan sonra değil hasta yatağında yanından geçtiğinde bile maddi bir işleri yoksa adamın suratına bakmazlar. Bu başucunda oturup yaralına ihtimam gösterecek.İşte onun için böyle eski eş dostlar başına diyorum!