Ebru Şallı, evliliği konusuda "Kocam benim için çocuklarımdan önce gelir" demişti. Şimdi eşinden ayrılıyormuş. Verdiği bir röportajda, araya ikinci kişilerin girmediğini söylemiş. Üçüncüleri duydum da ikinci dendiğini ilk kez duyuyorum.Kısaca, “Başkalarının boşanmamızda rolü yok” demek istiyor.Ebru Hanım varlıklı veliaht eşinden herhangi bir tazminat talebinde bulunmamış.Böyle zamanda maddi açıdan zorluk çıkartmayan kadın zor bulunur. Demek bir şekilde aralarında konuşup anlaşmışlar. Boşanma haberi bomba gibi düştü ama görünen o ki, sessiz sedasız ayrılacaklar.Tabii sansasyonel habere her zaman aç magazin medyamız buna izin verirse...Ebru Şallı, hayatın gerçeğini bu tatsız deneyimiyle maalesef öğrenmiş oldu.Sen ne dersen de... Koca gidiyor, çocuklar kalıyor!Arda'nın rahatsızlığı Atletico Madrid’te oynayan milli futbolcu Arda Turan "Türkiye’de rahat değilim" demiş. İyi de Arda’cım, canım Türkiyem’de hangimiz rahatız ki? En fakirinden en zenginine, en gencinden en yaşlısına hepimizde her an bir tedirginlik yok mu? Çünkü burası son derece heyecanlı, bir günü diğerini benzemeyen ve her an değişebilen bir ülke.Biz hayatı Avrupalılar gibi monoton, Amerikalılar gibi otomatik yaşamıyoruz.Uzak Doğulular gibi disiplinli de değiliz. Biz kendimize özgüyüz ve bizden başka kimseye benzemeyiz.Ayrıca rahat etmeyi de çok sevmeyiz zira buna alışık değiliz.Arda’nın rahatsızlığı hepimizde var ama şikayet edecek halimiz kalmadı!Huzurlu Golden Key Geçen hafta sonu Marmaris Datça yolu arasındaki Bördübet cennetindeydik. Doğanın içinde harika bir konuma sahip olan Golden Key Butik Otel’de kaldık. Tatilde gürültüden uzak, sakin ve huzurlu ortamı sevenlere kuş sesleri içindeki Bördübet’i tavsiye ederim. Otelin içindeki şirin kanalda kuğular, ördekler, kaplumbağalar... Yeşillikler, organik bahçeler, son derece zevkli döşenmiş odalar... Sahilde sizi bekleyen ve otelden 10 dakikada karadan veya tekneyle kanaldan gidilen özel bir plaj ve tertemiz masmavi bir deniz. Bizi mükemmel ağırlayan Golden Key’in sahipleri Sedat ile Şebnem’e teşekkür ederiz. Nihat Hoca'yla Ramazan Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, Ramazan ayı boyunca televizyonda en çok çalışanların başında geliyor. Akşamları iftar programı var.Geceyarısından sonra sabaha doğru da sahur. Nihat Hoca iftar programında dini bilgiler veriyor.Sahurda abdestten namaza, oruçtan, zekata merak edilen konuları aydınlatıyor.İnsanın içini rahatlatan konuşması, ekrandaki sempatik hal ve tavırlarıyla Nihat Hoca, dini programlar için ideal bir isim.Ramazan'da televizyon dünyasında neler oluyor diye merak edenleriniz varsa...İftardan sahura Nihat Hoca’yla hep beraber yuvarlanıp gidiyoruz işte!Hülya Avşar'ın becerisi Hülya Avşar’ın bunca yıldır zirvede olmasının nedeni sadece güzel değil aynı zamanda akıllı ve uyanık olmasından kaynaklanıyor. Genelde magazinciler ünlüleri istedikleri gibi kullanır. Hülya'ya gelince durum değişiyor. Avşar onları parmağının ucunda oynatıyor. Son olarak bir tekne gezisinde fotoğraflamışlar. Doğa fotoşoplamış gibi hepsi birbirinden güzel çıkmış.Yüzü, vücudu, duruşu, yüzüşü, önden, yandan, arkadan tüm pozlar mükemmel.
Süperstar Ajda Pekkan'a 250 bin liralık manevi tazminat davası açmışlar. Boşanmak üzere olduğu mahkemelik eşinin süperstar ile aşk yaşadığını ve dedikodular yüzünden kendisiyle alay edildiğini öne süren davacı kadın bu yüzden toplum içine çıkamaz hale geldiğini iddia etmiş. Avukatları dilekçede "Müvekkilimiz gittiği her yerde acıyan, alay eden yüzler ve gözlerle karşılaşmaktadır. Girdiği ortamlarda bulunan kişiler fısıltıyla konuşup gülüşmektedir. En ufak bir alışveriş yaparken dahi tezgahtarlar bu aldatılma olayını sormaktadırlar. Gittiği pek çok yerde çalınmakta olan müzikler yarıda kesilerek yerine davalının şarkıları çalınmaktadır" demiş. Şu hale bakar mısınız?İnsanlar ne kadar acımasız olabiliyor.Acıyan, alay eden yüzler, fısıltılı konuşmalar...Tezgahtarlara kadar hesap verme zorunluluğu...Üstüne üstelik her gittiğin yerde boşanmana neden olan kadının şarkıları...Bundan daha saçma sapan bir dava nedeni duymadım.Süperstar olmak kolay değil!Yolanthe yengenin filmi Galatasaray’ın sahadaki veriminden çok saha dışındaki popülaritesiyle gündeme gelen Hollandalı futbolcusu Wesley Sneijder’in güzel eşi Yolanthe Cabau’nun rol aldığı bir film vizyona girdi. Başrollerinde Mark Wahlberg, Dwayne’The Rock’ Johnson, Ed Harris, Anthony Mackie gibi Hollywood’un ünlü aktörleri, ’Monk’ dizisinden tanıdığımız başarılı oyuncu Tony Shalhoub var.Filmin Wikipedia ansiklopedisinde yayınlanan kadrosunda Yolanthe yengenin adı ve sanı bile geçmiyor.31 yaşındaki İsrailli model Bar Paly filmde yıldızı parlayan tek kadın oyuncu. Onun da adı listede 9. sırada. Şimdi bana lütfen söyler misiniz? Bu nasıl Yolanthe yengenin filmi oluyor? Ne kadar gönlü zengin, bonkör bir milletiz.İki, üç saniye gözüktü diye 129 dakikalık filmi Yolanthe yengemizin yaptık!Uçak ödüllü yarışma "Kapış Kapış" diye yeni bir yarışma programı başladı.Yarışmanın ödülleri arasına bir uçak bile koymuşlar.İyi güzel de o uçak, kazananın ne işine yarayacak? Ne kadar küçük ve pır pır olursa olsun bir uçağın masrafıyla baş edebilecek maddi durumda olanların televizyonda ödül peşinde koşacaklarını sanmam.Uçağın senin olsun başımı sokacak tapulu küçük bir ev ver razıyım yani!Valenin kolu Ferrari'ye sıkışırsa Galatasaray’ın ‘Reyiz’ lakaplı oyuncusu Sabri Sarıoğlu’nun son model Ferrari’sini kullanan eşi kısa süreli bir panik yaşamış.Arnavutköy’de yemek yiyen Yağmur Hanım çıkışta aracının aynalarını açamayınca valeden yardım istemiş. Tam bu sırada valenin kolu yanlışlıkla kapanan cama sıkışmış. Haberi "Valenin kolunu cama sıkıştırdı" diye vermişler.Bu olaydan birkaç ders çıkartmak mümkün.Birincisi bu dünyada futbolcu olmak varmış.Topu sırf tribünlere nişanlasan da Ferrari alabiliyorsun.İkincisi daha aynasını, camını ayarlamayı bilmeyen bir sürücü, Ferrari gibi üstün performansı olan teknoloji harikası bir arabayı kullanabiliyor. Üçüncüsü üstü açık bir arabanın camına kolunu sıkıştırmayı başaran bir valeye arabayı kullanması için anahtar teslim edilebiliyor.Canım Türkiyem’de yaşadığımız için çok şanslıyız.Hergün yeni bir şey öğreniyoruz!
Mübarek Ramazan ayı hepimize hayırlı uğurlu olsun. Umarım bu ay her sene olduğu gibi kardeşlik bağlılık duygularımızın doruğa ulaştığı, mutluluğu ve huzuru iliklerimize kadar hissettiğimiz bir ay olur. Ramazan ayı hoş geldi sefa geldi de, gelirken yanında şunları da getirmeyeydi iyiydi...- Eline ilk kez davul aldığı 300 metreden belli olan, ritim duygusuna Fransız, pata küte solo atan bazı davulcu arkadaşları.- Muhtemelen diabet hastası nenelerin dedelerin, her derde devaymış gibi lıkır lıkır kola içtiği bayık kola reklamlarını.- İftar saati yaklaşırken pide kuyruğunda kavga eden kimi insanları, kitlenen trafikte birbirini boğazlayan levye sever sinir küpü şöförleri.- Birkaç ünlünün toplanıp magazin zırt kameraları önünde yaptığı sazlı sözlü samimiyetsiz iftar yemeğini.- İlahiyatçılara gelen "Diş fırçalayınca oruç bozulur mu?" "Sakız çiğnemek orucu bozar mı?" benzeri ciğer solduran klişe soruları.- Sosyal medyada "En Müslüman benim!" kaygılı, konu ne olursa olsun şampiyon olmak isteyen aşırı yarışmacı ruhları!- "Niyetli misin?" sorusuna "İyi niyetliyim" cevabı vererek ortamda Sibirya soğuğu yaşatan klişe dostu şakacı arkadaşı.- Ramazan'ın son günlerinde "Sizin buranın davulcusu benim, saksı değilim ben, en çok bahşişi bana vereceksiniz, en çok bana!" temalı davulcu kavgalarını.Onlar bizim canlarımız- 40 derece sıcakta "yavrum o camı kapatır mısın?" diyen ceryan düşmanı teyze.- Yaşam felsefesi "klimayı açmayacağım!" olan uyuz taksici.- Hayatını Çeşme'den sıkılıp Bodrum'a geçmeye, Bodrum'dan sıkılıp Çeşme'ye geçmeye adamış tikky kardeş.- Trilyonuncu kez "sıcak havalarda bol sıvı tüketin" diye o ana haber senin, bu ana haber benim dolanan uzman.- Yumak yumak sırt kılıyla plaja gelen, böğründen testesteron fışkıran adam.- İki şezlong bir şemsiyeye 100 lira isteyen kahrolası şezlong lobisi.- "Bodrum çok bozuldu yaa, eskiden bıdı bıdıydı..." diye kafa seven (!) mangal amcası.- Klasik havuz kenarı ayak fotoğrafı furyasından geri kalmayıp bizleri kumpir patatesi büyüklüğündeki baş parmağıyla tanıştıran abi.- "Aslında en güzel yer Kaş ama orada da gece hayatı yok" geyiğinden yorulmayan çılgın entelektüel.- Başkasına "Abi aynı paraya yurt dışında tatil yaparsın" diye akıl verip kendisi Antalya'da bol yıldızlı bir otelde pinekleyen sevimsiz.- "Mikanos'a mı gitsek acaba?" deyince "Abi orada çok gay varmış, dikkat et ahahhaha" diyen ezberden gazelci şakacı homofobik.- Sinsi, kinci, acımasız, kan müptelası sivrisinek.- Esnaf yabancı sanıp ingilizce konuşunca "Beni turist sandılar" diye mutlu olan tuhaf vatandaş.- Sanki her sabah Kadıköy'den Pendik'e deveyle gidiyormuşuz gibi Turkish Night gecesine deve getiren beş yıldızlı otelin şapşik eğlence müdürü.Şöyle workshoplar olsa da gitsek- Oluruna bırakma teknikleri.- Unutanlar için yeni ilişkiye başlama süreci.- 7/24 kendini övenlerin yüzüne "Kes lan! Yeter artık!" diye bağırabilme sanatı.- 3 derste evlilik fobisini yenmek.- Göbek içeri çekildiğinde nefessiz kalıp ölmeden şezlongtan denize kadar yürüyebilmenin püf noktaları.- Yalan haberlerle yaşamaya alışma gamsızlığı.- Diyetteyken buzdolabındaki dondurmayı unutmanın yolları.- Dev güneş gözlüğünün arkasındakini durumu görebilme sanatı.Alaçatı'ya giderseniz- Öyle havuz falan aramıyorsanız, merkezdeki Alba Otel’de kalın, çalışanları güleryüzlü, mutlu insanlar. Alaçatı'nın kalbinin attığı yerde olmasına rağmen oldukça da ekonomik.- Evcil hayvanınız varsa Kedili Ev'i öneririm. Tabii yer bulursanız. Sadece 5 odası var. Özel içeceklerini mutlaka deneyin derim.- Kahvaltı için Sedir'e gidin mesela. Kendilerine özgü lezzetli kahvaltılıkları var.- Denize girmek için Kum Beach'i ya da Fun Beach'i öneririm. Aya Yorgi'deki plajlar yeme içme fiyatlarını uçurmuş iyice. KafePi en insaflısı yine.- Akşam yemeğine Port Alaçatı'da yeni açılan Öküz'e gidin derim. Yemek konusunda çok iddialı ve başarılılar. Yemek sonrasıysa müzik direktörü Emrah'ın seçimleriyle eğlenceli zamanlar geçireceksiniz. Kesin bilgi.- Alaçatı'nın göbeğinde takılmak, ahaliyi izlemek, hemen önünden geçen ünlü simaların dedikodusunu yapmak ve bunu yaparken de lezzetli bir şeyler içmek için North Cape kafeyi öneririm.- Herkes çok övdü sabaha karşı açılan Riders'ı ama ben biraz hayal kırıklığına uğradım. Belki de çok yüksek beklentiyle gittim, ondandır. Ama yine de Alaçatı eğlence hayatı için farklı bir alternatif.
Televizyonun çehresi değişti. Sempatik yüzlü doktor hocamız Nihat Hatipoğlu haftada bir yerine iftar, sahur her akşam ekrana çıkmaya başladı... Seksolog doktor amcamız Haydar Dümen bir aylığına tatile çıktı. Yerini tarihçi bir baba-oğul, ramazan sohbetleri ve iftar sofralarındaki yemek tariflerine bıraktı...Gezi Parkı olayları nedeniyle sekteye uğrayan işler, güçler artık tamamen durdu. Piyasa bayram sonrasına kadar mecburi bir gayrı resmi tatile girdi... Benzin çaktırmadan yapılan 11 kuruşluk zamla rekor seviyeye ulaştı...Tatile çıkıp ‘seferi’ olan ünlüler magazinlerde boy göstermeye başladı...Ünlü topçular Çeşme ve Bodrum’dan hazırlık kamplarına transfer oldu..."Su bize giriyorsa oruç bozulur" diyen İzmir İl Müftüsü her yıl merak edilen bu konuya en açık ve net yanıtı vererek hepimizin içini ferahlattı...Şike dediğin böyle olur Nijerya’da amatör ligde yer alan ve üçüncü futbol ligine yükselmek için mücadele eden puanı eşit iki takım son maçlarında averaj için şike yapmış.Bir tanesi rakibini 67-0 yenerken diğeri de sahadan 79-0 galip ayrılmış. 90 dakikada 79 gol atmayı başaran takım şampiyon olmuş.Fedarasyon yetkilileri olayı "akıllara durgunluk veren utanç gösterisi" olarak değerlendirip karşılaşmalarda oynayan dört takımı birden ligden ihraç etmiş. İşte şike dediğinin sahaya yansıması böyle olur.Futbol değil basketbol maçı gibi bir skor olacak.Gollerin yavaş çekim tekrarı en az 3 saat sürecek.Maç topu kalenin içinden çıkartıp orta yuvarlağa götürmekle geçecek.İşi abartmayıp 50 golde filan bıraksalar acaba durum anlaşılır mıydı?Demek dünyada şikenin de b..unu çıkartanlar varmış!Ayılarla anlaşma zemini Orman ve Su İşleri 10. Bölge Müdürlüğü ayı saldırılarına karşı köylüleri koruma için araştırma yapmış. Ayı saldırısına uğramış veya ayıyla karşılaşmış kişilere göre ayılar sadece yiyecek bulabilmek için köylere iniyor ve insanlara saldırma amacı taşımıyormuş. Kişi doğru davranırsa ayı ile anlaşmak için uygun zemin bulabiliyormuş.Köylüler yine şanslı. Doğru davranmayı öğrenince ayıyla anlaşabiliyorlar.Ya büyük şehirlerde oturanlar ne yapacak? Elinde silah, pala etrafa saldıran gözü dönmüşlerle anlaşmaya imkan mı var?Kendi ve kendi menajeri Kendi, işten ayrılan kendi menajerini kendisine şantaj yapmakla suçlamış.Gerçek adı Nuray Ülker olan şarkıcı, menajerinin "Parayı ödemezsen şarkılarını ve photoshop’suz fotoğraflarını internete koyarım" dediğini iddia etmiş. Kendi’nin şarkılarını bilemem de photoshop’suz fotoğraflarının yayınlanması kendisi için ne kadar büyük bir ‘tehdit unsuru’ oluşturabilir?Yaşı daha photoshop yaptırmaya gerek duymayacak kadar genç değil mi?Kendi’nin kendisi photoshop’lu halinden tanınmayacak kadar farklı mı ki? Kendi, kendisi ve kendi menajeri arasında kendi kendilerine bir şey mi bu?Ve son soru...Soyadı Ülker olan bir şarkıcı... Aynı isimli markanın ürünlerinden esinlenip sahne adını İngilizce şeker anlamına gelen Kendi (Candy) koymuş olabilir mi?Burası Türkiye...Her şey olabilir!
‘Arda Turan Sinem Kobal’dan ayrıldı, evleniyor’ haberlerinden arınmış bir canım Türkiyem hayal ediyorum. Ama bunun sadece bir hayal olarak kalacağını biliyorum. Futbol sezonu tatile girdiğinden beri Arda, Sinem ikilisinin ayrılmış olabilecekleri, Arda’nın parmağında yüzük olmaması, Sinem’in tek başına görülmesi, sorulduğu zaman terslemeleri veya hiç cevap vermemelerinden artık baygınlık geldi. Gezi Parkı olaylarından sonra tepkiden çekinen ünlüler etrafta pek görünmüyor. Ramazan da geliyor. Sizin anlayacağınız magazincilerin işi en hararetli olması gereken sezonda kesat. Bodrum, Çeşme plaj görüntüleri, Gamze Özçelik’in göbek zinciri, Eda Taşpınar’ın bikinisi, Serdar Ortaç’ın ithal sevgilisiyle ne kadar idare edebilirler ki?Durmadan gözümüze bir Arda-Sinem haberi dayamalarının nedeni bu.Bir uyduruk sloganla durumu özetlemek gerekirse "Magazinde işler beter, Arda, Sinem yeter!"Bir konuştu pir konuştu Medya Takip Merkezi’nin verilerine göre Haziran ayının en çok konuşulan ünlüsü, Kurtlar Vadisi’ndeki Polat karakterini canlandıran Necati Şaşmaz olmuş.Necati Bey, Gezi Parkı olayları ile ilgili yaptığı unutulmaz konuşmayla gündeme gelmişti. Bunca yıl dizide neden kendisini bir başkasının seslendirdiği çok net bir şekilde anlaşılmıştı. Çünkü Necati Bey, pek konuşamıyor, konuşması uzadıkça dinleyeni şaşırtıyordu. Bizim medyanın geçen ay en çok konuştuğu ismin de "Bir konuştu pir konuştu" birinin olması konuşacak bir şey bulmakta zorlanmamızdan kaynaklanıyor!Atilla Taş, Obama’ya şarkı yapmış "Oy Obama, Obama/ Benziyorsun babama/ Güzel resimlerini / Yapıştırdım odama" diyor. İyi de 4 yıl geç kaldın kardeşim!2009’da Mustafa Topaloğlu, "Hello Obama/ Hoşgeldin başkanlığa/ Barış getir bu dünyaya/ Obama, Obama" diye haykırmıştı. Atilla Taş haricinde herkes bunu hatırlıyor. Obama’nın şansına bakar mısınız? Adam dünyanın en güçlü devletinin başında ikinci dönemini yaşıyor. İlk döneminde uzaylı türkücü Mustafa, ikincide Gangham Style’ı ‘Yam Yam Style’ olarak uyarlayan ‘Ham Çökelek’ popçu Atilla Taş kendisine beste yapıyor!Kim, Kanye ve North WestÇift, test etmek için bu sahte fotoğrafı geçtiğimiz hafta yakınlarına göndermiş, fotoğraf basına sızmıştı. Kim Kardashian ile rapçi sevgilisi Kanye West yeni doğan kızlarına North West yani Kuzey Batı ismini vermiş. Amerika’da aynı ismi taşıyan bir havayolu şirketi vardı.Kendi başına ayakta kalamadı ve kuruluşundan 84 yıl sonra Delta ile birleşti.Kim ve Kanye, bebeklerinin fotoğrafı için 3 milyon dolarlık teklifi geri çevirmiş.North West bebek para kazanma konusunda havadakinden daha becerikli çıktı.Uykusuz her gece uykuya yattı 2011 Ekim ayından beri A Haber kanalında Pazartesi’den Perşembe'ye 00.00-02.00 arası sunduğum söyleşi ve eğlence programı "Uykusuz Her Gece" yaz uykusuna yattı. Sessiz başladık, sessiz devam ettik, sessiz bitirdik. Kanalın kendi tanıtımları haricinde ne bir yerde yazıldı ne de duyruldu.Çok ünlü ve değerli isimler ağırladık.Uykularından feda edip bize konuk geldikleri için hepsine teşekkürler.Yapımcım Mutlu Hesapçı, yönetmenim Elif Altay, asistan Esra Kanat ve çekim ekibiyle çalışmak benim için büyük zevkti.Ramazan sonrası uykudan uyanıp uyanmayacağımızı artık zaman gösterecek.
Hacı Sabancı ile manken Özge Ulusoy’un 1.5 yıl süren medyatik ilişkisi geçtiğimiz aylarda sona ermişti.Hacı, zincirlerini kopardıktan sonra gezip tozup, eğlenirken, Özge, kendisine yeni bir sevgili buldu. Görünen son durum ise şöyle: Hacı kobra yılanını boynuna dolayıp poz vermiş.Özge de yeni gözağrısıyla Bodrum’da tatildeymiş.Canım Türkiyem’in en ünlü, en köklü ve en varlıklı ailelerinden birinin veliahtı boğazının etrafına kocaman bir yılan sarıp soğuk terler dökmeden objektife gülümseyerek bakabiliyorsa hiçbir şeyden korkmuyor demektir. 1993 yapımı ‘Fearless’(Korkusuz) adında bir film vardı. Ünlü aktör Jeff Bridges, uçak kazasından kurtulduktan sonra hayata bakış açısı değişen ve risk alma konusunda sınır tanımayan bir adamı canlandırıyordu.20 yıl sonra bir başka türlüsünü de sosyetik playboy Hacı Sabancı yaşıyor.Ha uçak kazası ha biten bir aşk. Ayvaz kasap hep bir hesap.İkisinden sonra da insanın kendine olan cesareti artıyor.İşte onun için Hacı Sabancı’nın yeni lakabı ‘Fearless Hacı’Komedyen fİlozof kesilirse Komedyen Cem Yılmaz, Gezi Parkı protestolarında tavır koymadığı için kendisini eleştiren meslekdaşı ve büyüğü Levent Kırca’ya sinirlenmiş. "İhtiyar seni ciddiyete davet ediyorum. Denginle eğlen! Ben komedyenim. Ne olduğumu biliyor olamazsın. Bulaşık teliyle kese yapılmaz. Bu kadar bilmemek yakışmıyor sana. Hep aynı yerden vuruyorsun. Beni karşına alınca düşmanın arkada kalıyor. Ah kötülük! Magazini bırak" diye asabi tweetler atmış.Yazdığı tweetleri sonra silmiş. Keşke bunları hiç yazmasaydı.Komedyen felsefe yapamıyor. Espri yapmaya benzemiyor. Komik yerine antipatik oluyor.Bulaşık teliyle kese yapılmazsa, keseyle bulaşık yıkanır mı? Komedyen filozof kesilirse her şey olabilir!'Tora dust midaram Ebru' Ebru Gündeş, "İranlılar'ın yüzde 99’u beni çok seviyor" demiş. Ebru Hanım geçen yılın sonunda Azeri eşi Reza Zarrab ile İran’a gitmişti. "Ünlü şarkıcı İran’ı karıştırdı" diye haberler çıkmıştı.Yani, Ebru Gündeş İranlılar'ın yüzde 99’unun kendisini çok sevdiğini söylüyorsa bu konuda bir şey biliyor demektir.Yoksa herhalde kafasından yüzdeler atacak hali yok.O yüzde bir var ya, yüzde bir.Ne kadar sinir!Siz de sevseniz ne olurdu sanki?İran’ın yüzde 99’u "Tora Dust Midaram(Farsça seni seviyorum)Ebru" diye haykırıyor haberiniz yok!Züğürt safarisi Antalya’da eşek safari turları düzenliyorlarmış.Manavgat İlçesi’nde 10 yıl kadar önce başlatılan turlarda yaklaşık 40 eşek hizmet veriyormuş. Kişi başı yemek dahil 25 dolar ödeyen turistler, doğayı seyrederek birkaç kilometrelik güzergahı eşek sırtında kat ediyormuş.25 dolardan 40 eşek, tur başı 100 dolar getiri demek.Masrafı da az. Eşek nasılsa bedava çalışıyor. Yoksa zaten eşek olmazdı. Züğürt safarisi yapmak kârlı işmiş!Kilo ve tekne meselesi Teknesinde tatil yapan eski Başbakan Tansu Çiller’i denizden çıkarken görüntülemişler.Tansu Hanım merdivenden çıkarken yardımcısı üstünü havluyla örtüyor. Böylece fazla kiloları gizlenmiş oluyor. Kilon varsa teknen, teknen varsa havlu tutacak bir yardımcın olacak.Çözüm budur işte!
Adriana Lima’ya olan benzerliğiyle üne kavuşan ‘Survivor’ yarışmacısı Fatmagül Faki sunucu olmuş.Sesi ve diksiyonu nasıl bilmiyorum. Ama onlar zaten önemsiz detaylar.Düzgün konuşmuş konuşamamış kimin umrunda?Sunucu olmak için fiziğinin düzgün olması yeter de artar bile. Fatmagül’ün Türkçe sunuculuk yapmasında sorun yok. İngilizce olarak yapmasında problem var.Adını anlamı anlaşılsın diye ‘Fatmarose’ olarak değiştirdi diyelim.'Faki' soyadı ne olacak?"Hi this is Fatmarose! Fatmarose Faki.""What the faki?" demelerine fırsat vermeden hemen toparlaması gerekecek.Fatsa'nın F'si, Ankara'nın A'sı, Kayseri'nin K'si, İzmir'in İ'siYoksa al başına belayı!Beyrut'ta neler oluyor? Beyrut sokaklarında alkollü içki ilanları serbest.Billboardlar, afişler İngilizce. Arapça yok denecek kadar az.Yetişkin kadınların ve genç kızların çoğunun başı açık.Gece kulüplerinde ses kontrolü diye bir şey yok.Müziği sonuna kadar açıyorlar.Akşam yemeğine geç gidiliyor. Arak dedikleri rakı su gibi akıyor.İçerde dışarda sigara içilen popüler mekanlar var.Restoranlarda fosur fosur nargile tüttüren kadınlar görüyorsunuz.Eğlence hayatı çok renkli ve sabahın erken saatlerine kadar sürüyor.Diskolarda barın üstüne çıkıp çılgınlar gibi danseden showgirl’ler var.İmkanı olan kadınlar estetikli, abartılı giyinip, şatafatlı takılar takıyor.Beyrut’ta neler oluyor?Bilen varsa beri gelsin!Zehra'nın suçu ne? Hülya Avşar ile Kaya Çilingiroğlu’nun kızı Zehra, Gezi eylemine katılmak istemiş.Annesi, "O bir birey" diye kızının isteğine saygı duyup izin vermiş...Babası ise "Bu tür olaylarda kendi kararını verecek yaşta değil" deyip kızmış ve gereken ceza neyse onu vermiş.Zehra’nın suçu ne?Annesi izin vermiş gitmiş.Babasından ayrı, annesiyle birlikte yaşadığına göre izni annesinden alması son derece normal. "Bir de babana soralım bakalım" denmedikten sonra ceza yemesi saçma.Şımartılmış şatobiryanEtçi Nusret ya da kısaca Nusr-et yeni tanıştırıldığı gazeteci Onur Baştürk'e "Hakkımda hep kötü yazıyorsun" diye sitem etmiş.Onur, "Yok yanılıyorsunuz hiçbir şey yazmadım, nereden çıktı bu?" demiş. Ama Nusr-et ısrarcıymış "Neyse telafi edersiniz" diye konuyu bağlamış. Onur da haklı olarak neyi telafi edeceğini şaşırmış.Amerikalılar'ın çok sevdiğim bir lafı vardır."İnsanları mahallenin içinden alıp çıkartabilirsiniz ama mahalleyi insanın içinden alıp çıkartamazsınız."Nusr-et’i apar topar sosyetik yaptılar adam doğal olarak havalara girdi.Gezi Parkı olayları sırasında eylemciler Nusr-et'in Etiler'deki mekanının dışında mangalda ‘yandaş pirzola’ pişiriyorlardı.Meğer kendisi de mutfağın içinde iki kişiye servis edilen ‘şımartılmış şatobiryan’ yapıyormuş.Biri kendisi diğeri de gün geçtikçe şişen egosu için!
Konusu ne olursa olsun her türlü kavga, gürültü, bağırma, çağırma, suçlama ve tartışmadan uzak durmalı...Etrafa hep olumlu mesajlar ve pozitif enerji verilmeli.İnsanlara hoşgörüyle yaklaşılmalı, empatiyle bakılmalı.Maddi manevi fedakarlıklarla ihtiyacı olanlara yardım edilmeli.Büyüklerin gönlü alınmalı, kıymeti bilinmeli onlara zaman ayrılmalı.Kimseler hakkında kötü konuşmamalı, iyi niyetli ve iyi kalpli olmalı.Oruç tutmak, namaz kılmak gibi dinimizin vecibelerine yerine getirenler mubarek Ramazan ayında bunları yapmayı da ihmal etmemeli.Beyrut'ta bir hafta sonu Geçen hafta sonu Volvo Car Türkiye Halkla İlişkiler ve Pazarlama Direktörü Ebru Ekşi’nin davetlisi olarak Beyrut’a gittik. Volvo’nun 505 beygir gücünde 0’dan 100’e 3.9 saniyede çıkan S 60 Polestar Concept’in deneme sürüşünü İsveçli yarış pilotu Ted Bjork eşliğinde yaptık.Arabanın baş döndürücü hızı ve göz alıcı rengi Beyrut gecelerine benziyordu.Çeşit çeşit restoranlar, barlar, kafeler, diskolar, müzikholler... Dünyaca ünlü Lübnan mutfağının lezzetini yerinde tatmanın zevkini yaşadık.İstanbul'dan uçakla sadece 1.5 saat uzakta olan Beyrut’ta bize harika evsahipliği yapan Volvo’dan Ebru Hanım’la en ince ayrıntıya kadar her ihtiyacımızı düşünen Berna'yla Fem ekibine sonsuz teşekkürler.Eskiyle yeniyi harmanla-yan, Müslüman'ı, Ermeni'si, Süryanisi'yle birlikte yaşamayı çok güzel başaran Ortadoğu’nun eski Paris’i Beyrut, görülmeye değer.Zombileri nasıl tanırsınız? Amerikalı yönetmen George Romero’nun 1968 yapımı siyah beyaz filmi "Night Of The Living Dead" ile beyaz perdede bir zombi merakı başladı.Bütçesi 115 bin dolar olan film o zamanlar 30 milyon dolar hasılat yapmıştı."The Walking Dead" adlı popüler televizyon dizisi ve son olarak Brad Pitt’in World War Z yani Zombilerle dünya savaşı filmi zombi modasını geri getirdi.Filmlerde kolay da peki gerçek hayatta zombileri yani yaşayan ölüleri nasıl tanırsınız? İşte size normal hayatta karşılaşacabileceğiniz zombileri ele veren üç ipucu:1) Zombiler selam vermez, konuşmaz. ‘Günaydın’ dediğinizde borç istemişsiniz gibi suratları ekşir ve asılır.2) Zombiler her zaman her yerde mevsim ve hava şartları ne olursa olsun üşür. Fırın gibi ısınmış bir uçağın kabininine girdiğinde battaniye ister.3) Zombiler aval aval bakar. Bir şey istediğinizde öküz trene bakar gibi suratınıza bakanlar, anlatmaya çalıştığınızı üç kere ardı ardına tekrarlatanlar zombidir.Paparazzilik ayrı, rezillik ayrı Paparazi denilen magazin muhabirlerinin işi kolay değildir. Zor şartlar altında ve büyük bir sabır içinde çalışırlar.Bir kare fotoğraf için hiç olmayacak yerlerde pusu kurup saatlerce eziyet içinde beklerler.Çabaları haber değeri olan bir sonuç verirse başarılı sayılırlar. Ancak haber değeri sıfır uygunsuz fotoğraflar çekenleri de var.Örneğin, Fenerbahçeli milli kaleci Volkan Demirel’in tatilini yaptığı teknesinin güvertesinde uzanmış güneşlenen eşinin bikinili fotoğraflarını çok biçimsiz bir açıdan çekmişler.Volkan, gördüğünde beyninden vurulmuşa dönmüştür. Ne böylesini çekin, ne yayınlayın. Paparazzilik ile rezillik ayrı şeyler!