Bu kargaşa aydınlığa çıkmalı!
Başbakan Davutoğlu “Dokunulmazlık meselesinde bizim net tutumumuz karşısında muhalefet partileri tutumlarından vazgeçer durumlar sergiliyorlar” dedikten sonra ekledi:
“Bizim yapacağımız artık geçici bir Anayasa değişikliği yaparak süreci başlatmak” …
Buradan anlaşılan şey; dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda da “muhalefet partileri dışarıda tutularak” değişikliği sağlama yolunun deneneceği.
Başkanlık sistemi gelecek olursa muhalefet partilerinin siyasi gelişmeler ve alınacak kararlardaki etkisi ortadan kalkacak, bu biliniyor ama şimdiden kalkması önemli bir durum.
Neyle meşguller?
Başbakan Davutoğlu birkaç kez “Bizim son restimize verecek cevapları kalmadı” dedi, “Tutumlarından vazgeçiyorlar” dedi ama muhalefet partilerinden cevap yok.
Onlar ya günlük, kişisel tartışmalarla veya parti içi sorunlarıyla uğraşıyorlar.
Sinan Oğan “Mayıs ayının ilk haftalarında olağanüstü kurultayın yapılacağını, temyize gidilmesinin bu süreci engellemeyeceğini” söyledi.
Türkiye “yeni anayasa sürecinin başlatılması”nı da içeren son derece önemli bir dönem içerisinde. Bir referandum veya erken seçim gündeme kolaylıkla gelebilir. Böyle bir zamanda MHP’nin de, CHP’nin de yıpranmamış ve geçmiş hataları unutturacak kadrolarla ortaya çıkması kendileri ve ülke adına önemlidir.
Kaybedecekleri zaman, liderlerin engelleme çabaları onları daha da geriletecektir, anketler bunu yeterince gösteriyor.
Iraklılar’dan şok…
Genelkurmay Eski Başkanı İlker Başbuğ “Türkiye’nin Suriye ile ilişkilerini normale çevirmek, Rusya-İran ile ilişkileri geliştirmek zorunda olduğumuzu, ABD ile de ortak hareket etmek için bütün çabayı göstermemiz gerektiğini” söyledi.
Onun deneyimine saygı duymakla birlikte bu ülkelerin hepsinin “Suriye-Türkiye sınırı boyunca bir PYD bölgesi oluşturulmasına yardım ettiğini” unutmamalıyız.
ABD Ankara Büyükelçisi “PKK’da ele geçen ABD menşeli silahlar” la ilgili soruları cevaplamakta güçlük çekiyor.
ABD’nin Cumhuriyetçi Parti Senatörü Graham “Türkler YPG’yi PKK’nın Suriye kolu olarak görüyor. Senatoda birçok kez YPG’yi kullanarak IŞİD’i yenme stratejisinin büyük bir hata olduğunu söyledim” açıklaması yaptı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Raporu; Irak’lıların yüzde 40’ının “ABD’nin IŞİD’le mücadelesine inanmadığını, IŞİD’i gizlice desteklediğini düşündüğünü” ortaya koydu.
Erbil açıklaması
ABD’nin Suriye ve PYD-PKK ilişkisinde de benzer bir “güvensizlik” söz konusudur. Kendi Ulusal Terörle Mücadele Merkezi ve Barzani “PYD ile PKK arasında fark yoktur” derken bu iki örgütün farklı olduğunda ısrar etmesi nasıl açıklanabilir?
Bu konuda önemli bir soru da bizim hükümetimize sorulabilir. Başbakan Davutoğlu; “PKK Erbil’deki yönetimi tehdit ederse bu tehdidi bize yapılmış bir tehdit olarak kabul ederiz” dedi.
Her ne kadar bazen aksini iddia etse de Erbil yani Barzani yönetimi PYD ile Suriye ve Irak’ta ortak “Kürdistan planları yapmakta değil mi? Birlikte sözleşmeler imzalamadılar mı? Başbakan Davutoğlu buradaki “anlaşılmaz nokta” yı açıklarsa şüphesiz çok yararlı olacaktır.