Kredi kartlarında asgari ödeme tutarını yükselten düzenleme sonrasında çok sayıda kişinin kartı nakit çekime kapatıldı. Bankalar kartların nakit çekime kapatılmaması için müşterilerine taksitli nakit avans önermeye başladı. Nakit avans alıp limitini artıran ve kartını nakit çekime açanlar gelirlerine bakıp iyi hesap yapmalı. Çünkü kartları asgari ödemeyi yapamadıkları gerekçesiyle nakit çekime kapatılanlar her ay hem kredi taksidi hem de kart borcu ödemek zorunda. Kredi kartlarında geçen yıl Eylül ayında hayata geçirilen düzenleme birçok kart kullanıcısı etkiledi. Yeni düzenleme ile bir yıl içerisinde en fazla 3 kez dönem borcunun yüzde 50’sine kadar ödemeyi yapmayanların kartına nakit çekim yasağı getirilmişti. Kredi kartı limiti 5 bin liranın üzerinde olanların asgari ödemeleri her 6 ayda bir yüzde 2 artarak yüzde 40’a eşitlenmesi ve yeni kredi kartı alanların da asgari ödemelerinin yüzde 40’tan başlatılmasına geçilmişti.Düzenlemeyle, kredi kartı dönem borcunun ödenmesi gereken asgari tutarlar şöyle belirlenmişti: Limiti 5 bin liraya kadar olan kredi kartında ilk yılda yüzde 20, ikinci yılda yüzde 22, limiti 5-15 bin lira arasında olan kredi kartında ilk 6 ayda yüzde 20, ikinci 6 ayda yüzde 22, limiti 15 bin liraya kadar olan kredi kartında yüzde 25, limiti 15-20 bin lira arasında olan kredi kartında yüzde 30, limiti 20 bin lira ve üzerinde olan kredi kartında yüzde 40, yeni kredi kartlarında da kullanım başlangıcı tarihinden itibaren bir yıllık sürenin dolmasına kadar dönem borcunun yüzde 40’tan aşağı olmayacak. İşte bu düzenlemelerin hayata geçirilmesinin ardından çok sayıda kişinin kredi kartları nakit çekime ve limit artışına kapatıldı. Daha önce sadece bir telefonla artırılabilen kredi kartı limitleri artık dilekçe ile yükseltilebiliyor, tabii şartların sağlanması durumunda. Gelinen bu noktada kredi kartları nakit çekime kapatılan kullanıcılara bankalar yeni öneriler sunmaya başladı. Müşterilerine gönderdikleri SMS’lerle bankalar, “Yasa gereği kredi kartınızın nakit çekim ve limit artışına kapanmaması için ATM’lerimizden taksitli nakit avans çekip, dönem borcunuzu ödeyebilirsiniz” önerisi getiriyor. Yine şubelerde benzer sorunları yaşayan kart kullanıcılarına “ihtiyaç kredisi” de tavsiye ediliyor. Fakat bu noktada kart kullanıcılarının dikkatli olmalarında fayda var. Çünkü yeni düzenleme kullanıcıların kredi kartlarında fazla “açılmamalarını” önlemek amacıyla getirildi. Kredi kartı limitini artırmak için ihtiyaç kredisi veya nakit avans almayı düşünenlerin gelirlerini düşünüp iyi hesap yapmaları şart. Hem ihtiyaç kredisi (ya da nakit çekim avansı) taksidi hem de ödenecek kart borcu toplamı gelirden yüksek olmamalı. Aksi durumda “kart mağduru” sayısı azalabilir ama kredi mağrudu sayısında artış yaşanabilir. Kart limitine göre asgari ödeme tablosu * 0 TL 4.999 TL 17.12.2011 16.12.2012 tarihleri arasında %2217.12.2012’den itibaren %25* 5.000 TL 14.999 TL 17.12.2011’den itibaren %25* 15.000 TL 19.999 TL 17.12.2011 16.06.2012 %2517.06.2012 16.12.2012 %2817.12.2012’den itibaren %30* 20.000 TL ve üzeri 17.12.2011 16.06.2012 %2517.06.2012 16.12.2012 %2817.12.2012 16.06.2013 %3017.06.2013 16.12.2013 %3517.12.2013’den itibaren %40 SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR?1- 5 bin TL kredi kartı borcu olan Ahmet Beyin her ay borcunun % 25’ine denk gelen asgari tutarını ödemesi gerekiyor.2- Ahmet Bey 1 yıl içerisinde 3 kez toplam kredi kartı borcunun %50’sine denk gelen tutarın altında ödeme yaparsa kredi kartı nakit çekime ve limit artışına kapatılıyor.3- Bankalar asgari ödeme tutarını bile düzenli ödemeyen Ahmet Bey’in kredi kartının nakit çekime kapatılmaması için taksitli nakit, nakit avans ve ihtiyaç kredisi gibi yeni teklifler sunuyor.4- Bankalardan taksitli nakit avans veya ihtiyaç kredisi alarak kredi kartı dönem borcunu kapatan Ahmet Beyin kredi kartı “0” kilometre oluyor. Ahmet Bey artık rahatlıkla kredi kartından nakit çekimde yapabiliyor.5- Asgari ödeme tutarını ödemekte zorlanan Ahmet Bey artık hem borcunu kapatmak için çektiği taksitli nakit avansı veya ihityaç kredisini hem de kartından bundan sonra çekeceği nakit avansı faiziyle birlikte geri ödemek zorunda.Kredi kartı borcunu ödemeyenlerin sayısı patladı Kredi kartlarında asgari ödeme tutarının artırılması kart borcunu ödemeyenlerin sayısında patlama yaşanmasına neden oldu. Merkez Bankası verilerine göre, bu yılın ilk 3 ayında tam 182 bin 459 kişi kredi kartı borcunu ödemedi. Bu rakam geçen yılın tamamında kart borcunu ödememiş kişi sayısının yarısını ifade ediyor. Ocak ayında 57 bin 662, Şubat ayında 66 bin 741 olan kredi kartı borcunu ödemeyenlerin sayısı Mart ayında 74 bin 262’ye sıçradı. Kredi kartlarındaki tablonun bir benzeri ferdi kredilerde yaşandı. Yılın ilk 3 ayında 125 bin 806 kişi ferdi kredi borcunu ödeyemedi. Bu rakam da geçen yılın tamamında kredi borcunu ödeyemeyenlerin yarısı.
Başta Yunanistan olmak üzere Avrupa’daki borç krizine yönelik kaygılar tüm dünyada piyasaları olumsuz etkiliyor. Uluslararası piyasalardaki kargaşa İMKB’deki halka arzlara da yansımış durumda. Yılbaşından bu yana Hisse Senetleri Piyasası’nda 7 tane halka arz olurken Gelişen İşletmeler Piyasası’na (GİP) da 5 yeni şirket katıldı. Yani bu yıl toplam 12 yeni şirket borsada işlem görmeye başladı. Bu rakam geçen yılın Mayıs ayı sonunda da aynı düzeydeydi. 2011’in ilk 5 ayında 11 şirket Hisse Senetleri Piyasası’nda 1 şirket de GİP’te halka arz yaptı. Halka arzların büyüklüklerine bakıldığın da ise bu yılın 2011’in oldukça gerisinde olduğu görülüyor. Geçen yıl Mayıs sonuna kadar yapılan halka arzlardan şirketler 1 milyar TL’nin üzerinde gelir elde etti. Bu rakam bu yıl ise sadece 299.8 milyon TL. Bu rakamın 55.2 milyon TL GİP’te yapılan arzlardan oluştu. Peki halka açılan şirket sayısında bir fark yokken arz geliri arasında neden bu kadar uçurum var? Bu sorunun yanıtı halka açılan şirketlerin büyüklüklerinde saklı. Geçen yılın ilk yarısında Kiler Alışveriş, Bizim Toptan, Bimeks, Kiler GYO ve Akfen GYO gibi büyük şirketler borsaya geldi. Bu yılın aynı döneminde ise küresel piyasalardaki olumsuz hava nedeniyle 100 milyon TL’nin üzerinde bir halka arz olmadı. Halka arzı gündemine alan ve bu konuda harekete geçen dev şirketler ise halka açıklık oranlarını küçük tutuyor. Bunun son örneğini Teknosa’da yaşadık. Geçtiğimiz hafta borsada işlem görmeye başlayan Teknosa, ek satışla birlikte (yüzde 1.5) sermayesinin yüzde 11.5’ini halka açtı. Halka arz hazırlığı yapan Polisan Holding dün sermayesinin sadece yüzde 5.34’ünü yatırımcılara sattı. Şirketlerin halka arz oranlarını düşük tutmalarının birkaç nedeni var. Bunlardan ilki halka arzda belirlenen şirket değerleri. Patronlar şirketlerinin daha değerli olduğunu düşünüp düşük fiyattan yüksek oranda hisse satmak istemiyor. Bir diğer neden ise, piyasaların içinde bulunduğu konjonktür. Tutar olarak büyük olan halka arzların yabancı yatırımcı katılımı sağlanmadan başarılı olması pek mümkün değil. Şu anda yurtdışı piyasalardaki kargaşa yabancı yatırımcıların halka arzlara olan ilgisini iyice azalmış durumda. Dolayısıyla şu an büyük şirketlerin halka arzlarında açıklık oranının yüksek tutulması “yeterli talep gelmeme” riskini taşıyor. Geçmiş yıllarda yaşandığı gibi yeterli talebin sağlanamamasıyla ertelenen halka arz “imaj” anlamında bazı tahribatlara neden olabiliyor. Halka açıklığı düşük tutan şirketlerin piyasalarda havanın düzelmesiyle yeni hisse satışı yapma planları da var.Şu an 3’ü GİP olmak üzere toplam 18 şirket halka arz için sırada bekliyor. Bu şirketlerin tamamı 2012 içerisinde halka arzlarını gerçekleştirirse İMKB’ye bu yıl 30 yeni şirket katılacak ve halka arz sayısı anlamında 2011’i (2’si GİP toplam 27 şirket halka arz edildi) geride bırakacak. Ancak halka arz geliri anlamında 2011’deki 1.3 milyar TL’lik tutarın yakalanması çok zor.
Katma değeri yüksek ürünlerin Türkiye’de üretilip yurtdışına satılması konusunun tartışıldığı bir ortamda ABD’ye son model teknoloji ihraç etmeyi başardık. Ama bu ihracat öyle gurur duyulacak cinsten değil. Son haftalarda ABD’de ATM dolandırıcılığı yaparken yakalananlar arasında Türklerin sayısı giderek artıyor. Dolandırıcılıkta kullanılan yöntemler ABD’lilerin de ağzını açık bırakıyor.Connecticut’ta yaşayan 42 yaşındaki Ahmet Çilek isimli kişi tam 250 kişiyi dolandırdı ve 366 bin dolarlık vurgun yaptı. ABD polisinin uzun süre peşinden koştuğu ve sonunda yakalamayı başardığı Ahmet Çilek’in Türkiye’de de ATM dolandırıcılığında sık sık kullanılan “papağan” yöntemini kullandığı ortaya çıktı. Çilek’in ABD’lileri hayretler içinde bırakan yöntemi şöyle:ATM’lere bir alet yerleştiriliyor. ATM’ye kartını takan müşteriler işlem yapmak için gerekli şifreyi giriyor. Bu alet kartın manyetik şeridindeki bilgileri kaydediyor. Bu bilgilerle sahte bir kart yapılıyor. Peki sahte kartı kullanmak için gerekli şifre nasıl elde ediliyor? Bunun için de ATM’lere gözle görülemeyecek kadar küçük kameralar yerleştiriliyor. Kameradan kartın şifresini de öğrenen dolandırıcılar çıkarttıkları sahte kartla başka bir ATM’den hesaplarını boşaltıyor.İşte bu yöntemle 250 kişinin 366 bin dolarını alan Ahmet Çilek, sonunda yakayı ele verdi. Bütün suçlamaları kabul eden Çilek için 30 yıl hapis ve 1 milyon dolar para cezasına çarptırılması isteniyor.Ahmet Çilek’in dışında geçtiğimiz günlerde New Orleans’ta yaşayan bir başka Türk vatandaşı daha dolandırıcılıktan yakalandı. 28 yaşındaki Giray Bıyıkıoğlu ise internet üzerinden ödeme yapanların kart ve kişisel bilgilerini ele geçirip yaklaşık 200 bin dolarlık dolandırıcılığa imza attı. Gizli Servis’in özel takibi sonununda yakayı ele veren Bıyıkıoğlu’nun 20 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması için dava açıldı.Türk bankaların yeni ürün ve teknolojiyi kullanma anlamında dünyanın en büyük bankalarına ders verir hale gelirken dolandırıcılar da kendi know-how’ını yurtdışına taşımış durumda!*** Endeks Türev’in hedefi yatırım bankası olmak Mehmed Nurettin Çevik’in sahibi olduğu Endeks Gayrimenkul ve Madencilik’in geçen yıl Kasım ayında Deniz Türev’i satın alması sektörde büyük yankı uyandırmıştı. Satın alma sonrasında şirketin adı da Aralık ayında Endeks Türev Menkul Değerler olarak değiştirilmişti. Geçen hafta Endeks Türev’in üst düzey yöneticileri ile bir araya geldim. Sektörde uzun yıllar çalışan Endeks Türev’in Genel Müdürü Ali Orhan Yalçınkaya, şirketin hedeflerinden bahsetti. Hisse senedi piyasasında alım-satıma yapılan aracılık işlemlerinden aracı kurumların artık para kazanmakta zorlandığına dikkat çeken Yalçınkaya, kurumun hedefini şu şekilde özetliyor: “Biz birleşme ve satın alma, halka arz konusunda iddialıyız. Bu alanlarda önemli işlere imza atmak istiyoruz.”Endeks Türev, birleşme ve satın alma konusunda ciddi bir tecrübeye sahip Miryam Maştaoğlu’nu transfer etmiş. Daha önce Standard Ünlü, Pragma ve Ata Yatırım gibi kurumsal finansmanda öne çıkan kurumlarda görev alan Maştaoğlu, “Çalışmalara başladık. Hatta kısa zamanda iyi işler de yaptık. Birleşme ve satınalma da adından söz ettiren bir kurum olacağız” diyor.‘Portföy yönetimi yapacak mısınız?’ şeklindeki sorum üzerine Yalçınkaya, “Evet. Portföy yönetimi hizmetimiz de olacak. Bizim kurum olarak amacımız bir yatırım bankasının sunduğu tüm hizmetleri müşterilerimize verebilmek” yanıtını verdi.Endeks Türev’in oldukça istekli gözüken üst yönetimi, 8 milyon TL olan sermayeyi 2 yıl sonra sadece elde edilen gelirlerle 16 milyon TL’ye yükseltmeyi istiyor.*** Ziraat Taşkent’ten ‘taş’ gibi kâr Yüksek özsermaye kârlılığı ile tüm dünyayı kıskandıran Türk bankalarının yurtdışındaki bankaları da kârlılıklarını hızla yükseltiyor. 1993 yılında Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te Ziraat Bankası ve Agrobank’ın yüzde 50-50 ortaklığı ile kurulan UTBANK (Uzbekistan Turkish Bank) da bunlardan biri. Geçtiğimiz günlerde 2011 yılına ilişkin mali tablolarını açıklayan UTBANK, kârını bir önceki yıla göre 2.3 kat artırarak yaklaşık 2.2 milyon dolara yükseltti. 30 civarında bankanın faaliyet gösterdiği Özbekistan’da kurulan ilk yabancı sermayeli banka olan UTBANK, müşterilerine her türlü bankacılık hizmetini sunuyor.
Survivor’da ING Bank’ın ürünlerini tanıtan Acun Ilıcalı’ya reklam anlaşması yaptığı Vakıfbank’tan uyarı geldi. Ünlüler ile gönüllülerin birleşme partisinin de olduğu bu haftaki programda son kez ING Bank ürünlerini tanıtan Acun’un Vakıfbank’tan özür dileyip “Çekimleri daha önce yapmıştık. Bundan sonra Survivor’da ING’nin tanıtımını ben yapmayacağım” dediği öğrenildi. Malum son zamanların en çok izlenen yarışma programı Survivor. Ünlüler ile gönüllülerin nefes kesen mücadelesi her hafta milyonlarca kişiyi ekran başına kitliyor. Biz de ailecek Survivor fanatiklerindeniz. Başta Mustafa Topaloğlu, Alp Kırşan, Almeda, Cevher olmak üzere oyunları kimin kazanacağını merakla izliyoruz. Bu kadar büyük bir prodüksiyonun finansmanı da kolay değil. Acun Ilıcalı da bu işin piri. İzliyicinin nabzını tutmayı bilen ve reytinglerde sürekli üst sıralarda yer almayı başaran Acun Ilıcalı, Survivor için de önemli sponsorlarla anlaştı. ING Bank da bunlardan biri. Geçen hafta Survivor’da Ilıcalı’nın ING Bank’ın Turuncu Hesap ile ilgili tanıtımını izlerken aklıma Vakıfbank reklamları geldi. Acun Ilıcalı, ‘Halden anlayan banka’ sloganıyla Vakıfbank’ın yeni reklam yüzü olmuştu. Ancak Survivor’da ING Bank’ın Turuncu Hesap ürününün tanıtımını yapıyordu. Bir an aklıma şu soru geldi: Turkcell reklamlarında oynayan Şahan Gökbakar bir projesinde diğer GSM operatörleri Avea ya da Vodafone’nun ürünlerini tanıtabilir mi? Tanıtsa ne olur? Acun’un yaptığı etik mi?Şahan Gökbakar örneğinden yola çıkarak şunu belirtmekte fayda var. Gökbakar’ın Recep İvedik filmine diğer operatörler sponsor olabilir. Ama bir firmanın reklam yüzüyken aynı sektörde başka bir şirketin ürünlerini tanıtması ‘reklam yüzü’ anlaşması yaptığı firmayı rahatsız edebilir.Gelelim Acun’un Vakıfbank’ın reklam yüzüyken Survivor’da sporsor olan ING Bank’ın ürünlerini tanıtmasına.Konuyu biraz araştırdıktan sonra Vakıfbank’ın da bu durumdan rahatsız olduğunu ve Acun’u Survivor’da ING Bank ürünlerinin tanıtımını yapmaması konusunda geçen hafta başında uyardığını öğrendim. Acun, ING Bank’la sponsorluk anlaşması yaparken “Ürünlerin tanıtımını ben yaparım” demiş. Ancak Vakıfbank’la yaptığı anlaşmada da başka bir bankanın reklamlarında oynamama maddesi de bulunuyormuş. Vakıfbank’ın Acun’u uyardığını öğrendikten sonra Survivor’ın hafta sonu ING Bank’ın sponsorluğunda yapılan birleşme partisini merakla izledim. Acun bakalım, uyarıya rağmen ING Bank ürünlerini tanıtmaya devam edecek miydi? Evet, Acun yine Turuncu Hesap tanıtımı yaptı. Ancak bu haftaki tanıtım Vakıfbank’ın bilgisi dahilinde gerçekleşmiş. Parti ile ilgili olarak daha önceden çekim yapılmış olması nedeniyle Vakıfbank, ‘son olmak’ koşuluyla iyi niyet göstermiş.Peki bundan sonra Acun, Survivor’da ING Bank ürünlerini tanıtmaya devam edecek mi? Hayır. Vakıfbank ile yaptığı görüşmelerden sonra Acun, özür diledikten sonra Survivor’da bir daha ING Bank ürünlerinin tanıtımını kendisinin yapmayacağının sözünü vermiş.Birleşme sonrasında Survivor, benim için iki kat heyecanlı oldu. ‘Adadan kim ayrılacak kim kalacak’ın yanında Acun tekrar ING Bank ürünlerini tekrar tanıtıp tanıtmayacağını da merakla izleyeceğim... Hüseyin Erkan İMKB için çalışmaya devam ediyor!Kasım 2007 yılında İMKB Başkanlığına atanan ve bu yıl başında görevi İbrahim Turhan’a devreden Hüseyin Erkan, Türkiye sermaye piyasalarına destek vermeye devam ediyor. Erkan, uluslararası konferenslara katılarak hem Türkiye ekonomisini hem de İMKB’yi anlatıyor. Geçtiğimiz haftalarda Umman’da yapılan Arap Borsalar Federasyonu’nun yıllık toplantısına katılan Hüseyin Erkan, burada İMKB’nin geldiği noktayı ve hedeflerini anlattı. Erkan, İMKB’nin büyük halka arz potansiyeli taşıdığını dikkat çekerek Arap yatırımcıları Türkiye’ye davet etti. Japon yatırımcılar için Brezilya Reali ‘out’, TL ‘in’ Son yıllarda Brezilya Reali’ne ciddi oranda yatırım yapan Japon yatırımcıların yeni gözdesi Türk Lirası oldu. Brezilya’nın sıcak para olarak bilinen kısa vadeli yabancı sermayeye yönelik aldığı tedbirler bireysel Japon yatırımcıları yeni arayışlara itti. Ülkesinde düşük faizden borçlanan ve yüksek getiri vadeden gelişmekte olan ülkelere yatırım yapan bireysel Japon yatırımcıların Türk Lirası’nın yanında Güney Afrika Randı ve Endonezya para birimi Rupiah’ya da ilgisi arttı. Aralarında Japon ev kadınlarının da bulunduğu yatırımcılar, geçen ay Türk Lirası cinsi ürünlere yaklaşık 400 milyon dolar yatırdı. Bu yatırımla Japon yatırımcıların Türk Lirası’na yaptıkları yatırım 2.2 milyar dolara ulaştı. Japon yatırımcılar, geçen ay Güney Afrika Randı’na da 160 milyon dolarlık yatırım yaptı. Yatırımcı Fenerbahçe’yi şimdiden şampiyon yaptı Süper Final’de haftasonu alınan sonuçlar ve Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nun (PFDK) şike olaylarına yönelik kararı borsada da büyük yankı uyandırdı. Galatasaray’ın kendi sahasında Beşiktaş ile 2-2 berabere kalmasının ardından Fenerbahçe’nin Trabzonspor’u deplasmanda 3-1 yenmesi kulüp hisselerinde sert fiyat hareketlerine neden oldu.Galatasaray hisseleri yüzde 5.95 değer yitirirken Fenerbahçe hisseleri ilk seans tavan oldu. Ancak ikinci seans kazançlarının bir kısmını geri veren Fenerbahçe hisseleri günü yüzde 7.91 artışla 58 TL’den tamamladı. Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) internet sitesinde yer alan 6 Mayıs tarihli PFDK açıklamasına göre, incelemeler sonucunda şike soruşturmasında ismi geçen kulüpler Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’a bir ceza verilmemesi kararlaştırıldı.Galata Menkul Değerler Araştırma Müdürü Polat Yaman, “PFDK kararları Fenerbahçe açısından çok olumlu. Bu sezon için puan silinme beklentisi ortadan kalktı. Ayrıca Fenerbahçe’nin haftasonu da Trabzonspor karşısında galip gelerek şampiyon olma ümitlerini son haftaya taşıması İMKB’deki şirketin hisselerini destekledi” dedi.Borsanın diğer futbol kulübü hisselerinden Beşiktaş dün yüzde 0.77, Trabzonspor ise yüzde 1.7 değer kazandı.
Ekonomi dünyasında ülkelerin baş harflerini kullanılarak yapılan akrostiş son yıllarda oldukça moda. 2001 yılında Goldman Sachs’tan Jim O’Neill’in ortaya attığı BRIC tabiri geçen süreçte dünya literatürüne yerleşti. O’Neill, Brezilya (Brasil), Rusya (Rusia), Hindistan (India) ve Çin (China) ülkelerinden oluşan BRIC ülkelerinin, yüksek büyüme potansiyelleri ile öne çıkacaklarını söyledi. Gerçekten de BRIC tabirinin kullanılmaya başlandığı 2001 yılından bu yana söz konusu 4 ülke dünya sıralamasında üst sıralara tırmanmayı başardı. 2010’da Güney Afrika’nın (South Africa) da eklenmesiyle BRIC, BRICS’e dönüştü. Akrostiş, Avrupa’daki borç krizinde de kullanıldı. Euro Bölgesi’ndeki en borçlu ülkelerin (Portekiz, İtalya, Yunanistan, İspanya) baş harflerinden oluşan ve ‘domuz’ anlamına gelen PIGS tabiri sıkça kullanılmaya başlandı. İlerleyen dönemde İrlanda da gruba dahil oldu PIIGS halini aldı.CIVETS ve MINTS yaratıldıBenzer yöntem, CIVETS de olduğu gibi ekonomik gelecekleri parlak Türkiye’nin içinde bulunduğu bazı ülkeler için de kullanıldı. Economist Intelligence Unit’in küresel tahmin bölümünün başındaki Robert Ward’ın 2009’da ortaya arttığı ve Kolombiya (Colombia), Endonezya (Indonesia), Vietnam, Mısır (Egypt), Türkiye (Turkey), Güney Afrika’dan (South Africa) oluşan CIVETS ülkelerinin genç nüfusu ve dinamik ekonomileri ile cazibe merkezi olacağı belirtildi.Japonya gibi ihracatla büyüyen gelişmiş ekonomilerin daralan iç talebi aşmak için İngilizce’de naneyi çağrıştıran MINTS ülkelerine (Malezya, Endonezya, Nijerya, Türkiye ve Suudi Arabistan) yönelmeleri önerilmişti.Son olarak aralarında Türkiye’nin de olduğu 4 İslam ülkesinin ekonomik ilişkilerini güçlendirmesi önerisi yapıldı. SAMI olarak adlandırılan Suudi Arabistan (Suudi Arabia), Ankara (Türkiye), Malezya (Malaysia) ve Endonezya’nın (Indonesia) BRICS gibi bir yapıyı oluşturabileceği belirtildi. Bu öneri ilk olarak geçen yıl Kuala Lumpur’da yapılan İslami Finans Forumu’ndan gündeme getirildi hatta SAMI başlığında bir forum yapıldı. Uluslararası haber ajansı Reuters’ın Küresel İslami Finans Bölümü’nün Başkanı Rushdi Siddiqui, SAMI ülkelerinin bir araya gelerek ilişkilerini güçlendirmelerini ve BRICS ülkelerinin de gündemine aldığı ‘ortak kalkınma bankası’ projesini hayata geçirebileceklerini söyledi. Nisan ayı başında yapılan Dünya Helal Forumu’nda SAMI ülkelerindeki gıda şirketlerinden oluşan SAMI Helal Gıda Endeksi hayata geçirildi.Suudi Arabistan, Türkiye, Malezya ve Endonezya’nın SAMI projesi için adım atmasının ardından Nijerya, Pakistan ve Mısır’ın da işbirliğine dahil edilebileceği öneriliyor.Şu anda İslam ülkelerinin ortağı olduğu İslam Kalkınma Bankası’nın varolduğu eleştirilerine ise verilen yanıt şu şekilde: “Hızlı büyüyen bir ekonomik topluluk için tek bir kalkınma bankası yetmez.”***İhlas Finans’tan yanıt var! İhlas Finans’ın mudilere alacaklarına karşılık VizyonPark’tan alışveriş çeki ve sigorta poliçesi yapma seçeneği sunduğunu yazmıştım. İki yazının ardından İhlas Finans yetkilileri konuyla ilgili açıklama yaptı. Mudilerin ödemelerin geçen yıl Ağustos ayından itibaren yapılmadığı iddialarına İhlas Finans yetkilileri, “Ödemeler durmadı, devam ediyor” yanıtını verdi. VizyonPark’ta alış veriş önerisi getirmeleri konusunda ise yetkililer şunları söylüyor: “Bize çok sayıda mudi, ‘Oğlumuzu, kızımızı evlendireceğiz. Paraya ihtiyacımız var’ şeklinde taleple geliyor. Biz de onlara alacakları karşılığında VizyonPark’ta alışveriş yapabileceklerini söyledik. Öte yandan İhlas Grubu olarak yaptığımız Kristal Evleri projemizden de alacağı karşılığı ev sahibi olanlar var.”“Ancak evlerin fiyatlarının pahalı olduğu yönünde eleştiriler var” sorusu üzerine İhlas Finans yetkilileri, evlerin prim yaptığını ve her etaptan ev alanların kazandığını ifade ediyor.İhlas Finans yetkilileri, mudi sayısı ve kalan borçlarla ilgili rakamlar verdi. 2001 yılında toplam (cari hesap ve kar-zarar katılım hesapları) 222 bin 298 kişinin 675.6 milyon dolar ve 244.5 milyon euro alacağı olduğunu hatırlatan yetkililer, 31 Mart itibarıyla 20 bin 848 mudinin kaldığını ve bu kişilerin 116.5 milyon dolar ile 54.3 milyon euro alacağı bulunduğunu ifade ediyor. Yetkililere göre, tüm borçlar 2013 sonu 2014 başında tamamen kapatılacak.
Garanti Bankası, dünyanın dört bir yanındaki emeklilik fonlarının cazibe merkezi haline geldi. Garanti Bankası hisselerine yatırım yapanlar arasında Los Angeles itfaiye ve polis emeklileri, Çin Sosyal Güvenlik Kurumu, ABD’li Asansör Sektörü çalışanları, Singapur Para Otoritesi, Kore Ulusal Emeklilik Servisi var. Yılbaşından bu yana yüzde 20’ye yakın yükselen İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) yine tüm dünyanın dikkatini üzerine çekti. Çünkü İMKB bu performansı ile dünya genelinde en hızlı artan borsaların başında geldi. Borsanın bu performansında yine endekste ağırlığı yüksek büyük banka hisseleri etkili oldu.Birleşmiş Milletler gibiHem güçlü mali yapıları hem de yüksek özsermaye kârlılığı Türk bankacılık hisselerini yabancı yatırımcılar için cazibe merkezi yapıyor. Geçen hafta Garanti Bankası, Olağan Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Genel Kurul’a ilişkin açıklanan Hazirun cetveli dünyanın dört bir yanından farklı özelliklerde çok sayıda yatırımcının Garanti Bankası’na ortak olduğunu gösteriyor. 25 sayfadan oluşan Haziran cetveline göre, Garanti Bankası hisselerine yatırım yapan çok ilginç kurumlar var. Yatırımcıların menşeine bakıldığında Garanti Bankası’nın ortakları arasında ilginç isimler var: ‘Birleşmiş Milletler’den hiç bir farkı yok. Abu Dhabi, Tayvan, ABD, Çin, İngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda, Singapur, Brunei Sultanlığı...ABD’li fonlar başı çekiyorGaranti Bankası’na yatırım yapanlar arasında özellikle ülkelerin işçi ve emeklilik fonlarının ağırlıkta olduğu dikkat çekiyor. En fazla yatırım yapanların başında da ABD’li fonlar geliyor. Los Angeles İtfaiye ve Polis Emeklilileri Fonu, Massachusetts Devlet Okulu Emekli Öğretmenleri Fonu, ABD’li Ulusal Asansör Sektörü Emeklilik Fonu, Sağlık Sektörü Çalışanları Emeklilik Fonu, Florida Emeklilik Sistemi ve Kamu Çalışanları Emeklilik Fonu bunlardan bazıları.Çin 400 bin hisse almışDünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olan Çin de Garanti Bankası’na yatırım yapanlar arasında. Hazirun cetveline göre, Çin Sosyal Güvenlik Kurumu Fonu’nun portföyünde 400 bin adet Garanti Bankası hissesi bulunuyor. Güney Kore’nin Ulusal Emeklilik Sistemi, Yeni Zelanda Hükümeti Emeklilik Fonu, Tayvan İşçi Emeklileri Fonu, Brunei Yatırım Ajansı, Singapur Para Otoritesi... Garanti Bankası’nın diğer hissedarları arasında. Sadece kamu emeklilik fonları Garanti Bankası’nın ortağı değil. Çok sayıda şirket ve özel yatırım fonlarının portföylerinde Garanti Bankası hissesi var. ABD’li Fidelity ve Franklin Templeton, Avusturyalı Raiffeisen, İngiliz Aberdeen ve Hollandalı ING bu fonlardan sadece bazıları.Pepsi, Ford, BP, British Airways ve IBM gibi dünyanın en büyük şirketlerinden emekli olan çalışanlar da Garanti Bankası’nın hisselerinde yükselişin sürmesini bekleyenlerden. İşte Garanti Bankası hissedarlarından bazıları - Abu Dhabi Emeklilik Fonu- Teksas Emeklilik Sistemi- Ford Emeklilik Fonu- ABD’li Ulusal Asansör Sektörü Emeklilik Fonu- Los Angeles İtfaiye ve Polis Emeklileri Sistemi- Yeni Zelanda Emeklilik Fonu- ABD Sağlık Sektörü Çalışanları Emeklilik Fonu- Florida Emeklilik Sistemi- Colarado Kamu Çalışanları- Indiana Kamu Çalışanları Emeklilik Fonu- Çin Sosyal Güvenlik Kurumu- Singapur Para Otoritesi- Kore Ulusal Emeklilik Servisi- BP Emeklilik Fonu- Brunei Yatırım Ajansı- Illinois Öğretmen Emeklileri Fonu- California Kamu Çalışanları Emeklilik Fonu*** Sabancı, Akbank’ta ‘buyback’ mi yapacak? CItIgroup’un Akbank’taki yüzde 20’lik payını yüzde 10’un altına düşürme kararının sonrasında gözler bu hisseleri kimin alacağına çevrildi. Akbank, Citi’nin hisse satış süreciyle ilgilenmek için Goldman Sachs’a yetki verdiğini açıklamasıyla piyasalarda ‘Sabancı Grubu, Citi’nin hisselerini geri alacak (buyback)’ iddiaları konuşulmaya başlandı. Ancak yetkililer, Goldman Sachs’ın yetkilendirilmesinin ‘buyback’ ile alakalı olmadığını belirtti. Bu açıklamaya rağmen piyasalarda Sabancı’nın hisse alabileceği ihtimali göz ardı edilmiyor. Şu anda en çok taraftar toplayan görüş, Sabancı’nın Citi’nin satışa çıkaracağı hisselerin tamamından ziyade daha düşük bir oranda hisseyi alabileceği ve hisse satış sürecini yakından takip etmek istediği yönünde. ***İhlas Finans, çek-yat dışında sigorta poliçesiyle de ödeme yapıyor İhlas Finans’ın alacakları için mudilerine “VizyonPark AVM’de alışveriş yapabilirsiniz” önerisi yapmasıyla ilgili yazımdan sonra çok sayıda geri dönüş aldım. Mudiler İhlas Grubu’nun medya, gayrimenkul gibi diğer sektörlerde yatırım yaptıklarını ve bu yatırımlar için finansman bulduklarını ifade ederek, “Yatırımlara var, bize yok” eleştirisinde bulunuyor. Gelen bir mail İhlas Finans’ın sadece alışveriş değil başka yöntemlerle de mudilerin alacaklarını ödemeye çalıştığına dikkat çekiyor. İsmi bende saklı olan kişi, İhlas Finans’ın barter brokerlık aracılığı ile piyasa borcu olan şirketlere ‘sigorta poliçelerinizi’ yapalım teklifi yaptıkları ve poliçe borçlarının İhlas Finans’tan alacaklara mahsup edildiğini söylüyor. Anlatılana göre sistem şu şekilde işliyor: İhlas Sigorta her ne kadar satılsa da Grubun İhlas Sigorta Brokerlığı A.Ş. adından bir şirketi var. İhlas Finans’tan alacağı olan kurumlara, “Size sigorta yapalım, primlerinizi ödemeyin alacağınıza mahsup edelim” şeklinde öneride bulunuluyor. Alacaklarını bir türlü tahsil edemeyen bazı mudiler de bu teklife sıcak bakıyor. Ancak poliçe yaptıran mudilerin ortak şikayeti poliçelerin ‘uçuk’ fiyattan yapılması. Bu arada şunu belirtmekte fayda var. Mudilerden gelen eleştirilere yer verdiğimiz gibi İhlas Grubu yetkililerinden herhangi bir açıklama gelmesi halinde bu köşede yayımlayacağız...
2011 yılının Ağustos ayından bu yana mudilerine ödeme yapmayan İhlas Finans, “Alacak karşılığında VizyonPark’ta alışveriş yapabilirsiniz” önerisi sundu. İhlas Finans yetkililerinin kendilerine “Bu yıl ödeme olmaz, geleceği de belirsiz” dediğini söyleyen mudiler, ürünlerin pahalı olmasından da şikayetçi.2001 yılında iflas eden İhlas Finans’ta parası olan mudilerin derdi bir türlü bitmiyor. 2009 yılında krizi gerekçe göstererek ödemelerini 2016 yılına kadar uzatan İhlas Finans’ın geçen yılın Ağustos ayından bu yana hiçbir ödeme yapmadığı ortaya çıktı. İhlas Finans, ödemeleri durdurmasıyla mudilerine çok ilginç bir teklif sundu. Mudilere gönderilen mektuplarda, İhlas Grubu, Sadakat Grup ile yapılan anlaşmayla, alacaklar karşılığında Küçükçekmece’deki VizyonPark AVM’de ve internet sitesinde (netstore.com.tr) alışveriş yapabilecekleri iletildi. Mektuplara ürün katalogları da konuldu. VizyonPark’ta mudilere, alacakları karşılığında mobilya-halı, züccaciye, elektronik eşya ve ev gereçleri alabilecekleri ifade edildi.Yaşadıkları zorlukları anlatmak bir araya geldiğim mudiler, Ağustos ayında duran ödemelerin ardından İhlas Finans’ı telefonla aradıklarını ve şu yanıtı aldıklarını söyledi: “Bu yıl da ödeme olmayacak. Gelecekte de ne olacağı belli değil.” Bunun üzerine mudilerden biri şöyle devam etti: “Yıllardır paramızı almayı bekliyoruz. Ara ara küçük miktarlarda ödemeler yapıldı. Ama sonra durdu. Bize yapılan açıklamayla sanki şu mesaj verilmek isteniyor: Ya VizyonPark’a gidip alışveriş yapın ya da nakit ödeme için daha beklersiniz.”Bu konuşmadan sonra başka bir mudi söze girdi ve geçmiş yıllarda da farklı tekliflerin geldiği ve İhlas Grubu’na borcu olan şirketlerden alacaklarının talep edebileceği önerilerinin sunulduğunu söyledi. “Biz paramızı yatak, döşek, düdüklü tencere olarak almak istemiyoruz, nakit almak istiyoruz” diyen mudiler, VizyonPark’taki ürünlerin fiyatlarından da şikayetçi.Mudiler, kendilerine gelen kataloglardaki fiyatların mağazaya gittiklerinde arttığını ve “Size gelen eski katalogtu, zam geldi” yanıtı aldıklarını ifade ediyor.Peki VizyonPark’la İhlas Grubu’nun yaptığı anlaşmanın arkasında nasıl bir ticari ilişki yatıyor? Bu sorunun yanıtını şu aşamada net olarak bilen yok. Bazı mudiler, İhlas Grubu ile Sadakat Grubu’nun barter anlaşması yaptığını düşünüyor. Yani İhlas Grubu’nun medya organlarında Sadakat Grubu’nun reklamları yayımlanıyor ve bunun karşılığında İhlaszedelere mağazalarında ürün veriyor. Bir diğer iddia ise gayrimenkul ilişki olduğu yönünde. İhlas Grubu’nun gayrimenkul projelerinden dolayı alacaklı olduğu Sadakat Grubu’nun ödemelerini bu şekilde yaptığı yönünde.Mudiler, Türkiye Gazetesi’nin 2010 yılında yapılan halka arzı sırasında İhlas Holding Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Aydın’ın “İhlas Finans’ın borcunu büyük ihtimalle Eylül ayına kadar kapatmış olacağız” açıklamasını hatırlatıyor.İhlas Finans Kurumu’nun internet sitesinde yer alan bilgilere göre, son olarak Ağustos 2011’de 1.255 hesap sahibine ödeme yapılmış ve mudi sayısı 22 bin 766’ya inmiş. 2011 yılı toplamında 85 milyon 491 bin dolar ve 39 milyon 328 bin euro ödeme yapıldığı bilgisi de veriliyor.2009 yılı sonunda İhlas Finans’ın borçları Meclis gündemine taşınmış ve dönemin Sanayi Bakanı Nihat Ergün, şu bilgileri vermişti: “İhlas Finans Kurumu’nun tasfiye başlangıcı 2001’de, 222 bin 298 hak sahibine yaklaşık 676 milyon dolar ve 245 milyon euro borcu vardı. Bu yıl 154 bin hesap sahibine 279 milyon dolar, 76 milyon euro ödeme yapıldı. İhlas’tan alacaklı 68 bin hesap sahibi kaldı. Bu hak sahiplerine 398 milyon dolar ve 168 milyon euro alacaklarının ödenmesi bekleniyor.” Yani 2010 ve 2011 yılında yapılan ödemelerin ardından İhlas Finans’ın halen mudilerine yaklaşık olarak 450 milyon dolar civarında borcu olduğu tahmin ediliyor. Eğer mudiler bu borcun tamamını alışverişle tahsil ederse VizyonPark’ın adını satış rekoru listesine yazdıracağı şimdiden kesin... Küçük ortağa bir türlü çağrı yapmayan Arena’ya SPK’dan ceza Arena Bilgisayar’ın yüzde 49.4’ü 2010 yılı sonunda satın alan Hintli Redington’ın SPK ve mahkeme kararına rağmen küçük ortağa çağrı yapmamakta ısrar ettiğini bu köşede defalarca yazdık. Hukuki mücadele ısrarına devam eden Redington’ın bu tavrına SPK da kayıtsız kalamadı ve şirkete ceza kesti. SPK, Arena Bilgisayar’ın diğer ortaklarına ait hisseleri satın almak üzere çağrıda bulunulmaması üzerine Redington Turkey Holdings’in123 bin 278 TL ceza ödemesine karar verdi. Umarız, yaşanan sorun bir an önce çözülür ve hem küçük yatırımcı hem de Redington yeni yatırım kararı konusunda önünü daha rahat görebilir. VATAN okuyan kazandı! Dünyaca ünlü yatırımcı Mark Mobius, yılın ilk günlerinde VATAN’a özel yaptığı açıklamada, Avrupa’daki borç krizinde en kötünün geride kaldığını ve hisse almanın tam zamanı olduğunu söylemişti. Bu açıklamanın ardından çok sayıda geri dönüş almıştım. Kimi, “Mobius kendi pozisyonuna göre açıklama yapıyor. Böyle dediyse hisse satacak” derken kimi de “Mobius hep alım öneriyor? Sat dediğini görmedik” diyordu. Öyle ya da böyle Mobius’u dinleyen yatırımcı yılbaşından bu yana İMKB’de ortalama yüzde 20 getiri elde etti.
Genel merkezini İstanbul’a taşıyan Vakıfbank, İstanbul’daki ilk genel kurulunu gerçekleştirdi. “Halden anlayan banka” söylemi ile atağa kalkmaya hazırlanan Vakıfbank’ın geçen hafta yapılan genel kurulunu yerinde izleme fırsatım oldu. Vakıfbank yönetimi, hissedarlarına bankanın 2011 performansı hakkında bilgi verdi ve büyüme planlarını aktardı. Ancak genel kurulda çok ilginç bir konu da gündeme geldi. Hissedarlar, Kazak BTA Bank’a ait teminat mektubu ile kullandırılan ve tahsilinde sorunlar yaşanan 60 milyon dolarlık kredinin akıbetini sordu. Vakıfbank yetkililerinin sözkonusu krediye ilişkin yanıtına geçmeden önce, VATAN’ın “60 milyon dolarlık vurgun” başlığı ile gündeme getirdiği kredinin geçmişi ile ilgili bazı bilgiler aktarmakta fayda var. Ağustos 2007’de 100 bin TL sermaye ile ELT Lojistik adında bir şirket kuruldu. Şirketin ortakları, Engin Çolpan ve Tatiana Filippova. Tatiana Filippova, Kazak Bank Turan Alem’in (BTA) yüzde 34 ortağı Şekerbank’ın da yönetim kurulu üyesiydi. ELT Lojistik, İstanbul, Ankara ve İzmir’de kapalı ve açık lojistik merkezleri inşa edeceğini belirtip kuruluşundan 3 ay sonra Vakıfbank Ankara Hava Kuvvetleri Şubesi’ne 60 milyon dolar kredi almak için başvurdu. BTA’nın teminat mektubu ile yapılan kredi başvurusu kabul edildi. Yapılan anlaşmaya göre şirket 6 ayda bir faiz ödeyecek, anaparayı ise üçüncü yılın sonunda toplu olarak yatıracaktı. Ancak Eylül 2008’de şirketin kurucu ortakları hisselerini İngiliz Virgin Adaları’nda kurulu Voreda Investment Limited ile Prestona Holding’e sattı. İlk 3 ödemesini zamanında yapan şirket, Aralık 2009’daki dördüncü ödemesini yapmadı. Bunun üzerine harekete geçen Vakıfbank, ELT Lojistik’e teminat mektubu veren BTA’dan alacağını tahsil etmek istedi. Ancak kriz nedeniyle BTA’nın hisseleri devlete devredilmişti. Yani Vakıfbank kredinin geri kalanını ödeyecek güçte bir muhattap bulamadı. Bu hatırlatmadan sonra gelelim Vakıfbank yönetiminin, krediyle ilgili soruya verdiği yanıta. Vakıfbank yönetimi, 60 milyon dolarlık kredinin kalan kısmını tahsil edebilmek için BTA’nın Şekerbank’taki hisselerinin üçüncü şahıslara devrini engellemek için mahkemeye ihtiyati tedbir kararı aldırdıklarını ve konuyla ilgili davanın sürdüğünü açıkladı. Bu yanıt üzerine aklıma BTA’nın Şekerbank’taki 33.98’lik hissesinin tamamını Kazak devlet fonu Samruk-Kazyna’ya devretme kararı geldi. 11 Ocak’ta BTA, hisselerin tamamını Samruk-Kazyna’ya devretmeye hazırlandığını duyurdu. Şekerbank da Kamuyu Aydınlatma Platformu’na şu açıklamayı göndermişti: “Yönetim hakkı daha önce Samruk Kazyna’ya devredilmiş olan BTA Securities JSC’ye ait Şekerbank hisselerinin tamamının Samruk-Kazyna’ya devri ile ilgili BTA Bank, BTA Securities ve Samruk Kazyna tüm gerekli kararları almış olup devir onayı için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na resmen başvurmuştur.” Ancak BDDK, BTA’nın Şekerbank’taki hisselerin tamamının Samruk-Kazyna’ya devrine izin vermedi. Şekerbank’ın şu anki ortaklık yapısına göre, bankada Şekerbank Personeli Munzam Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Sandığı Vakfı’nın yüzde 33.98, Samruk-Kazyna’nın yüzde 22.22, BTA Securities JSC’nin yüzde 11.76 payı var. 1 milyar TL sermayeli Şekerbank’ın halka açıklık oranı ise yüzde 31.96. Yani Vakıfbank’ın aldırdığı ihtiyati tedbir kararı nedeniyle BTA’nın yüzde 11.76’lık payı Samruk-Kazyna’ya devredilemediği görülüyor. BTA’nın Şekerbank’taki yüzde 11.76 payının değeri yaklaşık 117.6 milyon TL (66 milyon dolar). Kısaca, Vakıfbank davayı kazanırsa, BTA’nın Şekerbank’ta kalan hisselerinin tamamına yakınını devralıp bankaya ortak olabilir.*** 1.0 kişilik işe 15 bin başvuruVakıfbank geçen yıl 1.547 kişiyi işe alarak çalışan sayısını 12 bin 222’ye çıkardı. Banka bu yıl da 1.000 kişiyi işe almayı hedefliyor. Yeni işe alınacaklar için geçtiğimiz günlerde sınav yapan Vakıfbank’a gelen başvuru sayısı 15 bin 134. Vakıfbank’ın geçen yıl yaptığı sınava ise 8 bin 100 kişi başvuruda bulunmuştu. ***Garanti’den kadın girişimcilere 400 milyon dolar desteği ABD’nin Kalkınma Finans Kurumu’na ait Overseas Private Investment Corporation (OPIC), Türkiye’deki kadın girişimcileri desteklemek amacıyla 400 milyon dolarlık kredi vermeye hazırlanıyor. OPIC, söz konusu krediyi Garanti Bankası aracılığı ile küçük ve orta boy işletmelere kullandıracak. OPIC’in Garanti Bankası’nı tercih etmesinin nedeni ise Garanti’nin bugüne kadar kadın girişimcilere verdiği destek. 400 milyon dolarlık kredi imkanı başta imalat, turizm ve inşaat alanında faaliyet gösteren KOBİ’lere kullandırılacak. ***Bankacılık lisansı alamayan Rabobank leasing şirketi kuruyorBankacılık lisansı alamayan Hollandalı Rabobank, leasing sektörüne hazırlanıyor. Rabobank’ın leasing sektöründe faaliyet gösteren iştiraki De Lage Landen, tarımsal ekipmak üreticisi AGCO International ile şirket kurma çalışmalarına başladı. Yeni şirketin başta tarım olmak üzere enerji sektörüne yönelik leasing hizmeti vermesi bekleniyor.