ABD Başkanlık yarışı kızışmış vaziyette.2016 seçimleri için propogandalar çoktan başladı.Demokratik Parti’nin en favori adayı Hillary Clinton.Ancak e-mail skandalı nedeniyle seçim kampanyası zor günler yaşıyor.Öte yandan Cumhuriyetçi Parti adayları arasındaki yarışı işadamı Donald Trump açık farkla önde götürüyor.O kadar ki şu anda seçim yapılsa Amerikanın yeni lideri paspas saçlı ‘The Donald’ olur.Trump’a ‘The Donald’ denmesinin nedeni megolamanlığından kaynaklanıyor.Donald Trump son derece kendini beğenmiş, agresif ve inanılmaz ukala biri.Burnundan kıl aldırmıyor.Dediğim dedik diyor.Bu da diğer adaylar arasından sıyrılıp ön plana çıkması için yeterli oluyor.Ünlü milyarder işadamı seçim reytinglerindeki başarısını televizyon deneyimine borçlu.The Donald uzun yıllardır ‘The Apprentice’ programında kendini gösterdi.Yarışmacılara acımasızca ‘You are fired’ yani ‘kovuldun’ demesiyle dikkat çekti.Açık ve net konuşmaktan çekinmiyor. Lafı eveleyip gevelemiyor.Tipik politikacılar gibi samimiyetsiz ve sözünden her an dönecekmiş gibi kararsız bir görüntü vermiyor.Düşündüklerini hiç kimseden çekinmeden çatır çatır söyleyebiliyor.Bomba üstün bomba patlatıyor. Gaf üstüne gaf yapıyor. Sonuçta Donald Trump’ı izlemek eğlenceli oluyor. Ne Hillary ne başkası. Trump for president!Beverly Hills, California 90210Dünya bir yana Beverly Hills bir yana.Los Angeles’in ünlü semti Beverly Hills’da yaşayanların bu dünyada olup biten olaylarla hiçbir ilgisi yok.Sanki bir rüya aleminde yaşıyorlar.Dünyanın en lüks markaları Beverly Hills’da.En pahalı oteller, restoranlar, mağazalar Beverly Hills’da.Hollywood’un en ünlü yıldızları Beverly Hills’da.Dünyanın en nam salmış estetik cerrahları Beverly Hills’da.Dünyanın en egzotik ve en uçuk fiyattaki evleri, arabaları Bevely Hills’da.Enflasyon, işsizlik, terör, trafik kargaşası, nahoş olan hiçbirşey oraya uğramıyor.Beverly Hills sınırları içinde yaşamak bir ayrıcalık.Öylesine bir lüks, refah ve rahat içindeler.3.cü Dünya Savaşı çıksa umurlarında olmayacak.Rodeo Drive’da alışveriş yapmaya devam edecekler.Moda ve eğlence dünyasında olup bitenlerle ilgilenecekler.Huzur insanın içindedir derler. Ama bilin ki bu dünyada bir de adresi var.Beverly Hills, California 90210Türk Hamam YollarıKızım Cemile’nin düğünü için THY ile Los Angeles’a uçtum.Direkt uçmak, kabin içi servis, uçağın rötarsız kalkışı, inişi hepsi mükemmeldi.Kabin görevlilerin güleryüzlü olmaları ve yolcuların rahat yolculuk etmesi için ellerinden geleni yapmaları da takdire şayandı.Yemek servisi kusursuzdu.Gidişte ve dönüşte uçak ağzına kadar doluydu.Ancak hizmette bir aksama olmadı. Tek bir şey hariç.Kabin içi sıcaklık!Herhalde bizim millet nerde olursa olsun sürekli üşüyor diye havalandırmayı yeterince çalıştırmıyorlar.Oysa uçak yolculuklarında kabin içi serin havanın çaresi var.Adına battaniye diyorlar.Ama sıcağın çaresi yok.Ona da Türk Hamam Yolları diyorlar!İlaç reklamı böyle olmalıAmerika televizyonlarında her türlü ilaç reklamı var.Yaşlanan nüfusa hitap ediyor. O da Amerikanın önemli bir kesimi. Çoğu da ekran başında olduğu için aslında mantıklı.Ama ilacı kullananlar için uyarıları sıralamayı da ihmal etmiyorlar. Dikkatimi çekti.Reklamın toplam süresi 1 dakikaysa yarısından fazlası uyarılarla geçiyor.Kansere, beyin kanamasına, kalp krizine yol açmasına kadar her türlü uyarı. Yani o uyarıları duyan biri değil o ilacı almak yanından bile geçmeye çekinir.İlaç reklamı dediğin böyle olmalı!
Televizyonun dahi çocuğu Acun kendi kanalı TV 8’i reytinglerde kısa süre içinde zirveye taşıdı. Başta Survivor olmak üzere yetenek ve ses yarışmalarının bunda rolü büyüktü. Aralarına bir de ‘Ütopya’ diye bir yarışma koydu. Ama o tutmadı. Yarışmacıların aileleri ve en yakın arkadaşları başta olmak üzere kimse tarafından izlendiğini sanmıyorum. Çünkü ne idüğü belirsiz saçma sapan bir formatı var. Kimler ne kadar düşündü de böyle abuk sabuk bir formatı hayal edebildi bilemem. Ama bildiğim bir şey var. O da kanalın patron Acun inad etti ve ‘Ütopya’dan vazgeçmedi.Masraflı bir yarışma olmasına rağmen programı devam ettirdi. Sırf bu yüzden Acun’u takdir etmek gerekiyor. Yarışmayı sonuna kadar sürdürmeye kararlı olduğu için değil. Kendi kanalının ekranında görmeye tahammül edebildiği için. Acun’a ayrıca helal olsun. Yarışmaya pasaportu vereceğine internetten izlenmesi için ‘Pasaport’ diye bir de uygulama yapmış. Bu adam eskimolara buz bile satar!Kuğu Can ve Toplu CanKilolarıyla başı sürekli dertte olan dünya tatlısı Sibel Can yeni single’ının tanıtımı için zayıflamış. ‘Kuğu gibi’ olmuş diyorlar. Sibel yılların profesyoneli. İşini çok iyi biliyor ve yapıyor. Zamanı geldiğinde kilo veriyor ve inceliyor. Sonra tekrar eski toplu haline dönüyor. Tarkan’dan aldığı ‘Bir Parmak Bal’ şarkısını piyasaya çıkartırken diyete girmiş. Fazlalıklardan kurtulmuş. Fıstık gibi olmuş.Ama Sibel zaten hep fıstık gibi. Kilolu ya da kilosuz. Biz onu her haliyle seviyoruz. Bugün Kuğu Can yarın Toplu Can.Hiç farketmez. Sibel bizim Can’ımız!Bir taşla iki kuşEmrah, Bodrum’da ailesinin oturduğu yazlığında komşularıyla başı derde girmişti. Bir takım nahoş olaylar olmuştu. Bunun üzerine Emrah iddiaya göre komşularıyla yeniden sorun yaşamamak için Bitez’de oturduğu sitedeki 28 villanın tamamını satın almak istemiş. Ancak site sakinleri evlerini satmamış. Emrah da sitedeki evini Suriyeli mültecilere tahsis etmeye karar vermiş. Emrah, böylece büyük bir hayır işine imza atmış olacak diyorlar.Emrah tutumlu ünlülerimizdendir. Parasını har vurup harman savurmaz. Yardımsever olmasına mutlaka yardımseverdir. Ama ailesiyle oturduğu yazlığı Suriyelilere tahsis edecek kadar fedakar bir hayırsever olduğuna pek ihtimal vermiyorum. Bence Emrah komşularına sinir olduğu için evine Suriyeli göçmenlere verdi. Evini satsa veya kiralasa yenilgiyi kabullenmiş olurdu. Onun yerine villasının kapısını Suriyeli mültecilere açtı.Hem adı hayırsevere çıktı. Hem de komşularından intikamını almış oldu. Emrah akıllı adam. Bir taşla iki kuş vurdu!
Defne Samyeli son derece güzel bir kadın. Zaten tescilli güzellerimizden.1991 Türkiye 3’üncü güzeli.Aradan 24 yıl geçmiş olsa da Defne hala çok güzel.20 yıl boyunca başarıyla sürdürdüğü ana haber bülteni spikerliğini neden bıraktı bilemiyorum. Ekrana çok yakışıyordu.Çarpıcı fiziğinin yanı sırsa akıcı konuşması ve düzgün diksiyonuyla ideal bir spikerdi.Sesi ve tonlaması da güzeldi.Defne şimdi oyuncu olmak istiyormuş.Hollywood yıldızlarını yetiştiren Eric Morris’den ders almış.Bu sezon da ‘Kurtlar Vadi’sinde rol alacakmış.En büyük hayali Eren Talu’dan olan kendi gibi güzel kızı Deren Talu ile bir sinema filminde oynamakmış.Çok iyi fikir.Sırf Defne ile Deren’i bir arada görmek için bir film senaryosu yazılabilir. İsmi nasılsa hazır.‘Anasına Bak Kızını Al’Ali Ağaoğlu’nun en büyük başarısı‘Yaşam Mimarı’ olarak tanınan ‘İnşaatçılarKralı’ Ali Ağoğlu başarılı bir iş adamı.Aynı zamanda son derece karizmatik.Doğal ve samimi halleriyle 7’den 70’e herkesin sempatisini topluyor.Kendi reklamlarında kendi oynuyor.İstanbul’un nerdeyse her yerinde ona ait bir şehir var.Ali Ağa iyi yaşamasını da biliyor.Kazandığı parayı zevki için harcamakta sakınca görmüyor.Altında üstü açık son model Rolls Royce.Garajında en lüks arabalarTeknelerdeseniz filo gibi.Ağa 1’den başlıyor Ağa 6’ya kadar gidiyor.Belki siz bu satırları okuduğunuzda 7.sini de eklemiştir.Ali Ağa eğlenmesini, gezmesini seviyor.Birbirinden güzel kadınlarla gönül eğlendiriyor.Bunu da kimseden korkmadan, çekinmeden yapıyor.Hayatındaki kadınlar da bunu biliyor ve kabul ediyor.Her baba yiğit erkek bunu yapamaz. Ali Ağa’dan çok daha varlıklı olanlar eşlerinin yanında süt dökmüş kedi.Çapkınlık yapıyorlarsa da ödleri kopa kopa çaktırmadan yapıyorlardır.Ali Ağaoğlu’nun en büyük başarısı hayatındaki kadınları dilediği şekilde yönetebilmesidir. Bu yüzden de önünde saygı ile eğilenecek ve eli öpülecek adamdır!Saatler uyuşmamışTürkan Şoray’ın yönettiği ‘Eski Köye Yeni Adet’ filminin başrol oyuncusu Sercan Badur’un filmin yapımcısı Türkan Sultan’ın kızı Yağmur Ünal tarafından kovulduğu iddia edildi.Meğer öyle bir şey yokmuş.Badur bu konuda bir açıklama yapmış.“Set programında saatlerimiz uyuşmadığı için anlaşarak ayrıldım” demiş.Hayatımda ilk kez bir filmin başrol oyuncusunun saatleriyle oynayacağı filmin çekim saatlerinin uyuşmadığına tanık oluyorum.Yani aynı anda başka bir film çevirmiyorsa veya bir dizide rol oynamıyorsa çekim saatleri ayarlanabilir. Sercan Badur’asaatkaçtankaçasetteolmasınısöylemişler de onunprogramıylauyuşmamışmerakediyorum.Kendisi bizim bildiğimiz 24 saatlik dilimin dışında mı yaşıyor?Bir yaşıma daha girdim diyeceğim.Ama bunun için değmez!
Endonezya’da ‘Panjat Pinang’ olarak bilinen yağlı direğe tırmanma yarışı yapılıyormuş. Binlerce Endonezyalı‘nın katıldığı Bağımsızlık Günü etkinliklerinde görülen geleneksel bir yarışmaymış. Siz hiç direğe tırmanmayı denediniz mi? Ben denedim her defasında kıçımın üstüne daha sert düştüm. Endonezyalı‘lar ufak tefek ve açevik insanlar olabilir.Tırmanma yetenekleri normalin üstünde olabilir. Ama unutmayın direk de normal değil yağlı. Bizim Kırkpınar’da da biliyorsunuz geleneksel yağlı güreşler yapılır. Pehlivanlar tepeden tırnağa yağlanır çıkarlar meydana. Başlarlar birbirleriyle güreşmeye. Bedenler yağlı ve üstelik sıcaktan terli olduğu için eller kayar. Ama en azından tutunacak dana derisinden yapılmış bir kispetleri var. Yağlı direğe çıkmaktansa Kırkpınar’da yağlanıp güreşmeyi bin kere tercih ederim. Yenilsen de erkek gibi mertçe mücadele ediyorsun.İzleyen herkesin takdirini alıp gözüne giriyorsun.Direğin tepesine çıktın da ne oldu?Gözünü sevdiğimin Kırkpınar’ı.Kıymetini bilelim!Karayip korsanı JohnnyJohnny Depp, Hollywood’un en ünlü ve en iyi aktörlerindendir.Emir Kusturica’ın ‘Arizona Rüyası’ isimli yapımında harikalar yaratmıştır. Ancak hiçbir filmi ‘Karayip Korsanları’ kadar tutmamıştır.Johnny Depp’in büyük bütçeli ‘Maskeli Süvari’ filmi başta olmak üzere Karayip Korsanları’ndan beri rol aldığı hiçbir film gişede başarılı olamamıştır. Nedeni aslında çok basit.Sinemaseverler Johnny Depp’i ‘Karayip Korsanları’ndaki Jack Sparrow karakteriyle özdeşleştirdi.Başka bir rolde görmek istemiyor.Bir aktör için en büyük kabus oynadığı bir karakterin üstüne yapışıp kalmasıdır. ‘Karayip Korsanları’ film dizisinin 5.’cisini çekmeye başlıyorlar.Depp, yine Jack Sparrow olarak kamera karşısına geçmeye hazırlanıyor. ‘Karayip Korsanı’ olduğu sürece Johnny Depp’in gişe başarısı garanti gözüküyor!Tartışma, kilo almaAmerika’da yapılan bir araştırmaya göre sevgili veya eşle tartışmak kişinin kilo almasına neden oluyormuş.Tartışma açlık hormonunu tetiklediğinden her tartışmanın ardından bir şeyler yeniyormuş.Bu da kiloya yol açıyormuş.Amerikalılar bir garip.Benim bildiğim tartışmadan sonra insan acıkmaz bilakis iştahı kaçar.‘’Hadi gel canım bir güzel tartışalım sonra da tıka basa yemek yiyelim’’Olacak iş mi yani?
Ekran eskisi gibi değil.Teknoloji ilerledikçe yaratıcılık geriliyor.Eski televizyon programlarını mumla arıyorum.İşte en çok özlediklerim:Reha Muhtar ile Ana Haber: Hiçbir ankırmen Reha gibi olamadı. Verdiği haberi yaşayan ve yaşatan Reha’nın yerini dolduramadı. Seçtiği ilginç konular, canlı yayın bağlantıları ve kendine özgü sunumuyla Reha Muhtar’ın ana haber bültenleri eşsiz lezzetteydi. Şimdi hiçbirinin tadı yok ve hepsi birbirine benziyor.Hülya Uğur ile Hava Durumu: “Havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız güzel olsun” derdi olay biterdi. Baygın bakışları ve çarpıcı fiziği ile Hülya Uğur izleyiciyi ekrana mıhlardı. Onun sunduğu hava durumunu izlerdik ama hiç hatırlamazdık.Teksoy Görevde: “Ben Saadetin Teksoy” deyip işaret parmağını kameraya doğru uzatırdı. Kutuplara gider bayrağımızı dikerdi. Dizine gelen pigmelerle röportaj yapar, köylülerle çamur banyosuna girerdi. Sarı parkası, farklı konuşma şekli ve ekranı dolduran fiziğiyle Saaedettin Teksoy’u ekranda görmek acayip keyifliydi.Acun Firarda: Acun Televole ile başladı. Kanal patronu oldu. Sayısız başarılı yarışmalara imzasını attı. Survivor, Yetenek Sizsiniz, O Ses Türkiye, Var Mısın Yok Musun gibi ekran klasikleri yaptı. Ama hiçbiri elinde mikrofonla Miami sahillerinde dolaşıp bikinili güzellere ‘’What is your name’’ diye sorduğu firardaki Acun’umuz kadar doğal ve samimi değildi.Akademi Türkiye: Jürisinde yer almıştım. Son derece iyi düşünülmüş bir yarışma ve reality şov karışımıydı. Rahmetli senarist Meral Okay da jürideydi. Erken yaşta kaza sonucu hayata veda eden yerli Johnny Depp Barış Akarsu yarışmacıydı ve bu programla efsane olmuştu.Yasemin Evcim ile Gece Jimnastiği: Televizyonun ilk çıktığı dönemde vamp kadın Yasemin gecenin bir vakti erotik çekim bir şov ve müzik eşliğinde İtalyanların Tutti Frutti’sini tek başına gerçekleştirdi. Çok erkek izleyici onun yüzünden sabah uyanmakta zorluk çekti. Jimnastikten başka herşeye benziyordu.Şahane Pazar: Behzat ve Süheyl Uygur ikilisi yıllar boyunca sahnede yarattıkları harikaları ekranda yaratıyordu. İlginç tiplere ilginç oyunlar oynatıyorlardı. Kıymeti bilinmedi. Süheyl’in palyaçoyu andıran kostümleriyle dalga geçildi. Oysa ‘Şahane Pazar’ tıpkı ismi gibi şahane bir Pazar eğlencesiydi ve benzeri bir daha gelmedi.Bizimkiler: Bugüne dek tek Türk disizini hiç kaçırmadan izledim. O da ‘Bizimkiler’ adında tadına doyum olmayan bir aile ve mahalle dizisiydi. Kahramanları gerçekti. Aramızdan birileri gibiydi ve tümü rollerinde mükemmeldi. Abartısız oynuyorlardı.Dr. Stres: Tiyatrocu Nedim Saban’ın sempatisi ve güleryüzü sayesinde izleyicide stress kalmıyordu. Her ne kadar stres kelimesinin içindeki ‘r’yi söyleyemese de Dr Stres karakterini başarıyla ekrana getiren Nedim Saban, ekranda hasret kaldığımız isimlerden.Yıldo: Önce ‘Süper Turnike’ diye bir yarışma sundu. Sonra gece yarısı bir talk şov yaptı. ‘Kafadan koparma’ deyimiyle Yıldo ne yaparsa yapsın dikkat çeken bir tipti.Gece Kuşu: Okan Bayülgen televizyondaki en iyi programı ilk programıydı. Samimi ve basitti. İzleyiciyi yormuyor, eğlendiriyordu. Okan’ın telefonda beğenmediklerini ‘uçurduuum seni’ diye canlı yayından almasını izlemek büyük keyifti.90 Dakika: Kenan Onuk zamanında Hıncal Uluç, Haşmet Babaoğlu harika bir uyum yakalamıştı. Kenan’dan sonra sihir bozuldu.Özlediğim televizyon programları aslında maliyeti düşük basit formatlı programlar. Belki birgün bu hasret bitecek. Belki de böyle devam edecek!
Magazin dünyasının ünlü kadınları arasında yeni bir akım başladı.Doğumdan sonra düz karınla fotoğraf çekip sosyal medyada paylaşıyorlar.Yaşam koçu Şeyda Coşkun Amerika’da bebeğini doğurdu.İki hafta sonra hiç doğum yapmamış gibi ortaya çıkıverdi.Hadi o Şeyda Coşkun.Yaşam tarzı ve işi bu.Peki ya diğerleri?Alman oyuncu Wilma Elles bir ay önce Amerika’da doğurduğu ikizleriyle bir fotoğrafı var.Sağ elinde bir bebek solunda diğeri.Karnı dümdüz.Sanırsınız taşıyıcı anneye doğum yaptırdı.Güzel oyuncu Ceren Hindistan bir başka alem.Kızının doğumundan 20 gün sonra bir fotoğrafını çektirmiş.Kucağında bebeği.Karın açıkta ve dümdüz.Bel de bu arada incecik.Nasıl yapıyorlar anlamıyorum.Sibel Can gibilerine su içse yarıyor.Bunların karnı doğumdan hemen sonra bile dümdüz.Sözüm ona modaymış.Bebek var, göbek yok!Çekemez kimse seni2011 Türkiye Güzeli Melisa Aslı Pamuk kadınlarla arasının iyi olmadığını itiraf etmiş.“Güzel ve başarılı kadınlar birbirlerini çekemez. Bu yüzden kadınlarla asla anlaşamam. Asla sırrımı vermem” demiş.Çok doğru söylemiş.Kadınlar kendilerinden güzel, başarılı, varlıklı, popüler ve daha ince gördükleri hem cinslerine tahammül edemez.Özellikle Türk kadınları.Grup halinde dolaşan güzel kadınlar görüyorsanız anlayın ki onlar Rus veya bir başka yabancı ülkedendir.Türk değil.Çünkü Türk kadını akıllıdır ve gururludur.Ayrıca her kadın gibi ilgi odağı olmayı sever.Erkeğini kimseye kaptırmak istemez. Melisa üstelik tescilli güzel.Olay kanaatten filan çıkmış yani.Onun kadın arkadaş bulma konusunda ise hiç şansı yok.“Sevemez kimse seni, beni sevdiğim kadar” şarkısındaki gibi.Çekemez kimse seni. BeniM çekemediğim kadar!
Muhteşem Yüzyıl’ın devamı geliyor.Zaten gelmese şaşardım.Öylesine çok para kazandılar ki ikincisini yapmak elzem oldu.Yapımcılar kendilerinden o kadar emin ki ön hazırlık için 30 milyon TL harcamışlar.Bizdeki sinema filmleri için bile inanılmaz yüksek bir bütçe.Demek çok büyük bir kazanç bekliyorlar.Yoksa bu devirde kimse o kadar parayı ne gözden ne cepten çıkaramaz.‘Muhteşem Yüzyıl Kösem Sultan’ isimli yeni dizide Beren Saat, Hülya Avşar, Kadir Doğulu, Aslıhan Gürbüz, Mete Horzoğlu gibi ünlü oyuncular var.Beren Saat diziye 13. bölümde katılacakmış.Çocukluğunu canlandıracak oyuncuyu 6 bin aday arasından seçiyorlarmış.Dizinin ilk 6 bölümlük senaryosu bitmiş.Savaş sahnelerini özel olarak kurulan bir açıkhava platosunda çekiyorlarmış.Bence bu diziyi ne ünlü isimler, ne senaryosu ne savaş sahneleri kurtaracak.Yapımcılar eminim bunlara güvenerek tonlarca parayı diziye gömmedi.‘Muhteşem Yüzyıl’ın devamı olarak algılanacağına inandıkları için riske girdi.Muhteşem Hürrem out.Muhteşem Kösem in!Hadi hayırlı esnemelerAmerika’da yine kimin aklına geldiyse lüzumsuz bir araştırma yapmışlar.Esneyen kişinin karşısında etkilenip esnemeye başlamayanların tehlikeli olabileceğini ileri sürmüşler.Araştırmaya göre esneyen birini gördüğünde esnemeyenlerin empati yeteneği düşükmüş. Bu nedenden dolayı başkalarına zarar verme olasılıkları fazlaymış. Sonuç olarak ‘Esnemeyenden kaçacaksın’ diyorlar.Bu araştırma sonuçlarının canım Türkiyem için geçerli olduğunu sanmıyorum. Biz ezelden beri her fırsatta esneriz. Empati yeteneğimiz de sıfırdır. Bir başkasının esnemesini görmemize gerek yok. Esnemek herhalde genlerimizde var. Evde, sokakta, iş yerinde, okulda, trafikte, sinemada, tiyatroda,konserde her yerde esneme alışkanlığımız vardır.Bunun en büyük delili de milletvekillerimizdir.İrina’nın acı intikamıRus manken İrina Shayk olağanüstü güzel bir kadın. 29 yaşındaki süpermodel uzun süre olağanüstü yakışıklı futbolcu Ronaldo ile birlikteydi. Sonra ne olduysa oldu nazara geldiler.Aniden ayrılmaya karar verdiler.İrina’nın Ronaldo’nun çapkınlıklarından bezdiği söylendi. Aldatılmaya göz yummak istemediği iddia edildi.Ronaldo ilk başlarda bu ayrılığı pek umursamıyormuş gibi duruyordu.İrina da bunun üzerine gitti kendine olağanüstü yakışıklı bir başka sevgili buldu. Derken İrina’yla iken formunun zirvesinde olan Ronaldo formdan düştü.İrina ise yeni sevgilisi ABD’li oyuncu Bradley Cooper ile her yerde öpüştü.İrina ve Bradley son olarak İtalya’nın Amalfi sahillerinde dudak dudağa görülmüş. Sakatlığını yeni atlatan Ronaldo ise eski formunu yakalamaya çabalıyor.Kadınları kızdırmayacaksın.İrina’nın intikamı acı oldu!
Amerikalı reality şov yıldızı Kim Kardashian dünyanın en çok kazanan ünlüleri arasında yer alıyor.Kim’in hiçbir yeteneği yok.Ne rol yapabiliyor, ne şarkı söyleyebiliyor, ne dans edebiliyor.Tek özelliği kendisini pazarlamasını çok iyi biliyor.Önce eski sevgilisiyle çektiği porno filmi piyasaya çıkardı.Akabinde ‘Playboy’a çıplak pozlar verip milyonlar kazandı.‘Keeping Up With The Kardashian’ dizisiyle ününe ün kattı.Bu arada evlilikleri, boşanması ve bebeğiyle gündeme geldi.Kim, sosyal medyayı kullanmakta çok usta.Ayrıca inanılmaz fotojenik.Kısa boyunu avantaja çevirdi.Devasa kalçalarıyla şöhrete erişti.Kim için ‘selfie kraliçesi’ deniliyor.Kendine aşık biri için kendi fotoğrafını çekmek iş değil zevk olsa gerek.Kim son olarak Mısır’ın efsane Kraliçesi Kleopatra olarak poz vermis.Kleopatra dendiğinde akla hep menekşe gözlü yıldız Elizabeth Taylor gelirdi.Ama devir değişti.Devir Kim’in devri oldu!Milyarderler koyu bizde olsaDünya jet sosyetesinin gözdesi İtalya’nın Sardunya Adası. Özellikle Porto Cervo adındaki koya zenginler akın ediyor. Dünyanın dört bir yanından gelen milyarderlere ait super lüks teknelerin toplam değerinin 1.5 milyar doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Katar eski Başbakanı Hamad bin Jassim bin Jaber Al Thani’nin 250 milyon dolar değerindeki 133 metrelik uzunluğundaki mega yatı en pahalısı bile değilmiş. Rus milyarder Andrey Melnichenko’nun yüksek güvenlik önlemlerine sahip ultra mega yatına 322 milyon dolar değer biçiliyormuş. Bu yüzden Porto Cervo’ya milyarderler koyu deniliyor. Bu milyarderler koyu İtalya’da değil de bizde olsaydı ne olurdu biliyor musunuz? Sardunya’da değil de örneğin Göçek’te. Yatlara hizmet veren liman ve esnaf ihya olurdu. Turizm açısından ülke tanıtımına büyük katkısı olurdu. Foto muhabirleri bir görüntü almak için şişme botlarla 24 saat etrafta dolanırdı. Bodrum’da 50 TL’ye satılan bir adet lahmacun da teknelere 500 Euroya satılırdı!Cemile’min düğünüBugün mutlu günüm.Kızım Cemile evleniyor.Amerika’nın California eyaletindeyim.Güney California’nın en güzel yerlerinden Laguna Beach’deyim.Düğün için tüm hazırlıklar tamam.Düğün öncesi damat tarafının verdiği prova yemeği dün akşamdı.Bir gece önce ise annesi Cemile’nin şerefine evde bir davet verdi.Eski eşim Sandy ile 25 yıl kadar önce boşanmıştık.Cemile o zaman daha üç yaşında bir bebekti.Zaman o kadar çabuk geçiyor ki insan şaşkına dönüyor. Biricik kızım Cemilem bu akşam dünya evine giriyor.Amerikalılarda adet düğün masrafının kız tarafının vermesiymiş.Her ne kadar ‘’Ben Türküm bizde erkek tarafı verir’’ diye direttiysem de dinletemedim.Şimdi hem kız gitti hem paralar.Şaka bir yana inşallah mutlu olur.Dolarları yerine koymak mümkün.Ama mutluluğu bulmak kolay değil.Cemilem ve Amerikalı yakışıklı damadım Eric’e sonsuz mutluluklar diliyorum.Bugüne kadar Cem Baba’ydım. Cem Dede olmayı bekliyorum!