Burak Özçivit yakışıklı ve başarılı bir oyuncu. ‘Malkoçoğlu Bali Bey’ rolüyle kariyerinin doruğuna ulaştı. O rol sayesinde reklamlarda oynadı, bir dönerci açtı. Burak Özçivit’in bir dönem Kadir İnanır’ın olduğu gibi olmazsa olmaz bıyıkları vardı. Kendisine çok yakışıyordu. Onu daha olgun ve maço gösteriyordu. Bıyıkların havası Burak’ınkinden çoktu. Ancak paranın sesi tatlı geldi Burak o bıyıkları kesti.
Yeni bir televizyon dizisi uğruna 4 yıllık bıyıklar gitti. Burak Özçivit de aynaya baktığında halinden memnun kalmamış. “Kendimi çıplak hissediyorum. Bu ben değilim” diye yakınmaya başlamış. Bunun üzerine sevgilisi Fahriye Evcen imdadına yetişmiş. Yurt dışından takma bıyık getirtmiş. Burak şimdi evde takma bıyıkla dolaşıyormuş. Çünkü Fahriye onu bıyıklı seviyormuş. Bizim ülkede çoğu erkekte var diye takma bıyık yapmıyorlar herhalde. Baksanıza sevgilisi Burak’ın takma bıyıklarını yurt dışından almış.
Merak ediyorum gidip gördü öyle mi seçti? Yoksa katalogdan bakarak mı karar verdi? Genç kızların hayallerinin yıkıldığı andayız. Takma bıyıklı Malkoçoğlu!
Her erkeğe bir Seray Sever lazım
Seray Sever güzel olduğu kadar seksi ve neşeli bir kadın. Sohbeti tatlı. Konuşması akıcı. Her konuda az çok bilgisi var. Hayatı dolu dolu yaşamasını seviyor. Çalışıyor, geziyor, eğleniyor. Sunuculuk yapıyor, dizilerde, kliplerde, tiyatroda, reklamlarda rol alıyor. Bir ara şarkıcılığı denedi. Çıplak sesi çok eleştirildi. Ama kendisi aldırış etmedi.
Seray, arkadaşı olsun sevgilisi olsun yanındakileri şenlendiren bir kadın. Erkekler böyle konuşkan, keyifli ve takıntısı olmayan kadınları çok sever. Seray gibi karşılarına geçip tavla oynayan fazla naz yapmayan kadınları. İşte onun için her erkeğe Seray Sever gibi bir kadın lazım diyorum!
O ağacın altında Ayşe var
Üsküp doğumlu Yusuf Nalkesen’in ‘O Ağacın Altı’ diye bir bestesi vardır. “Gölgesinde mevsimler boyu oturduğumuz, hep elele vererek hayaller kurduğumuz kimi üzgün kimi gün neşeyle dolduğumuz o ağacın altını şimdi arıyormusun, o güzel günler için bilmem yanıyormusun” diye başlar. Zeki Müren’den Emel Sayın’a tüm ünlü sanatçılarımız tarafından seslendirilmiştir.
Güzel oyuncu Tuba Büyüküstün, uzun ve gür saçlarını kestirmiş. Dünyanın dört bir yanından hayranları isyan etmiş. ‘’Nasıl kıydın o saçlara?’’ diye sitemde bulunmuş. Arap ülkelerindeki hayranlarından ise farklı mesajlar gelmiş. ‘’Kesilen saçlarını hatıra olsun diye bize gönder’’ demişler.
‘Rüzgarın Hatıraları’ adlı filmdeki rolü için erkek traşı yaptıran Tuba kestirdiği saçları saklamadığını söylemiş.
Olmadı Tuba. O güzelim saçları kestirirken kendini düşünmedin sadece rolünü düşündün. İyi de Arap hayranlarını da mı düşünmedin? ‘Asmalı Konak’ dizisindeki köşkün kapı kollarını sırf Özcan Deniz tuttu diye yalayan fanatik bir hayran kitlesini nasıl olur da unutursun?
Keşke o saçlarını saklasaydın. İnternetten tane tane satardın. Senin menajerin uyuyor mu? Böyle bir fırsatı nasıl kaçırır? Tarkan’ın ‘Kıl Oldum Abi’si vardı. Bu da Tuba’nın ‘Kıl Oldum Abla’sı!
Kaçın Babla geliyor Babla
Diva Bülent Ersoy, kısaca Bülent Abla ya da nam-ı diğer Babla’nın yaşamı o kadar renkli anılarla dolu ki hem kitap hem film olur. Babla keyifli olduğunda bunları zaman zaman basın mensuplarıyla paylaşır. Babla’mızın kendine özgü anlatımıyla anekdotlarını keşke kağıt üstüne aktaracak bir yazar olsa. Olay olur olay. Babla, son olarak yıllar önce başından geçen bir olayı anlatmış. Bir aile gazinosunda münasebetsizlik yapan hayranına çok sinirlendiğini söylemiş. Sahneyi bırakıp adamın beygir gibi peşinden koştuğunu itiraf etmiş.
Şimdi siz o zavallının ecel terleri dökerek kaçmasını gözünüzün önüne getirin. Normalde yürümeye bile nazlanan öfkeli ve hiddetli bir Babla peşinden koşuyor. Hem de kendi deyimiyle ‘beygir gibi.’ Siniri tepesinde Babla o anda olmuştur bir ‘Bablakonda.’ Mazallah ve alimallah bir yakalasydı adamı yutabilirdi. Şaka bir yana. Tüyler ürperten bir manzara. Kaçın Babla geliyor
Babla!
Dünyaca ünlü yıldızlar bir yıl önce hacker saldırısına uğramıştı.
Aralarında Jennifer Lawrence, Kate Upton, Kirsten Dunst gibi güzel yıldızlar vardı. Cep telefonlarında sakladıkları çıplak ve seksi pozlar sosyal medyada yayınlanınca yer yerinden oynamıştı.
Aynı olay bizim güzellerden sunucu Burcu Esmersoy’un başına gelmiş.
Hacker'lar Burcu'nun üstü çıplak iç çamaşırlı karelerini sosyal medyaya sızdırmış. Burcu acaba gerçekten hacker kurbanı mı? Yoksa reklamını yapmak için mi o pozları verdi?
Burcu'nun reklama ihtiyacı mı var diyeceksiniz. O zaman Jennifer Lawrence'ın da reklama ihtiyacı yok.
Ama böyle özel pozu yayınlanan her ünlünün işleri açılıyor.
Popülariteleri tavan yapıyor.
Gelen tekliflerin arkası kesilmiyor.
Deniz Akkaya, ‘Barbie Prenses ve Rockstar’ filminin galasına katılmış. ‘Benim 40 Barbie’lik koleksiyonum vardı. Kızım Ayşe’ye bırakmak istiyordum. Ancak evimize giren hırsız hepsini çaldı’ diye bir açıklamada bulunmuş.
Mücevherleri, parayı, gümüşleri, değerli eşyaları, bilgisayarları, televizyonları çalan hırsız duydum da Barbie bebek çalanına ilk kez tanık oluyorum.
Yakında yeni ‘Star Wars’ (Yıldız Savaşları) filmi geliyor.
Evlerinde Star Wars oyuncak koleksiyonu olanlar derhal önlem almalı.
Bakarsınız Dart Vader, Yoda, Han Solo, R2 D2, 3-CPO, meraklısı hırsızlar da ortaya çıkıverir.
Sonra oğlunuza ne bırakırsınız?
“Ey Deniz’in Barbie’lerini çalan hırsız.
Sıcaklardan beynin mi durdu?
Ünlüler arasında mide küçültme ameliyatları son zamanlarda acayip moda oldu.
Müzmin gürbüzler rejime girmekle işi çözemeyince çareyi midelerini küçültmekte buldu.
Yıllarca büyüttükleri göbekler bir operasyon sonucu tarihe karışıyor.
Şarkıcı Işın Karaca midesinin üçte birini aldırtıp 40 kilo fazladan kurtuldu.
Nerdeyse bir deri bir kemik kaldı.
Fatih Ürek yıllarca kendinden önde giden göbeğini midesini küçülterek eritti.
Bir hafta içinde 15 kilo verdi.
Fatih şimdi tığ gibi delikanlı oldu.
Efsane organizatör Erkan Özerman’ın ‘Best Model’ yarışması tüm hızıyla devam ediyor.
Gazetelerin magazin sayfalarında ‘Best Model’ adaylarının boy fotoğrafları arz-ı endam etmeye başladı.
Neden yarışmaya katılmak istediklerini sorduklarında, hepsi kalıplaşmış cevaplar veriyor. “Avrupa standartlarında bir model olmak istiyorum, ülkemizi yurt dışında temsil etmek istiyorum, çocukluğumdan beri modellik, mankenlik yapmak istedim” gibi laflar ediyor. Bıraksınlar böyle boş konuşmaları.
Ne Avrupası ne yurt dışında temsil etmesi?
Bugüne kadar hangi manken ya da modelimiz bizi yurt dışında temsil etti?
“Dizilerde oynamak istiyorum. Sonra bir firmanın reklam yüzü olmak istiyorum” desenize.
“Kıvanç Tatlıtuğ, Kenan İmirzalıoğlu gibi ünlü, popüler ve zengin olmak istiyorum” desenize. Güzide Duran, Maide Erçelebi gibi kısmetim açılsın, varlıklı bir aileye gelin gitmek istiyorum” desenize.
Podyumda yürüyen Türk manken mi kaldı?
Öykü Serter başarılı bir sunucu. Özgüveni müthiş. Hatta gereğinden fazla. Diksiyonu mükemmel. Akıcı konuşuyor, teklemiyor. Tam bir profesyonel. Kendisinden ne istenirse aksatmadan yapıyor.
Fiziksel görünümü ve giyimiyle farklı bir tarz yaratıyor. Öykü’nün kendine özgü bir de interaktif sunum şekli var. Zaman zaman ekrandan fırlayıp herhalde izleyiciye dokunmak istiyor. Çünkü reklama girmeden yakın çekim yapan kameranın içine önce işaret parmağını sonra kafasını sokuyor. Öykü aynı zamanda ne sunarsa sunsun programın tek hakimi gibi davranıyor. Akademi Türkiye’nin ikincisinde jürideki şarkıcı Burcu Güneş, kendisine konuşma fırsatı vermediğinden şikayet ettiğinde, ‘mukadderat’ diye karşılık vermişti.
‘Rising Star’ yarışmasının jürisindeki Gülben Ergen ile Mustafa Sandal yerlerinden kalkıp şakalaşmak istediklerinde Öykü hemen araya girdi. "Jüri üyeleri lütfen yerinize oturur musunuz, canlı yayındayız" diye ikaz etti. Sunucu dediğin yarışmacı, konuk, jüri üyesi, ünlü, ünsüz kimseyi takmayacak.
Otoriter sunucu Öykü gibi olacak!
Salkım salkım
Yeşim Salkım, yuva kurma konusunda aslında kısmeti açık bir kadın. Hiç boşta kalmıyor. Aklına koyduğu erkekle evlenebiliyor.‘Allah her kadına koca bulma konusunda Yeşim Salkım şansı versin’ bile denebilir. Ama ne yazık ki kendisinin de itiraf ettiği gibi evliliği beceremiyor. 47 yaşındaki güzel ve yetenekli şarkıcı "Kolay bir insan değilim. Elbette bir erkeğin hayatını zorlaştırıyor olabiliyorum" şeklinde bir itirafta bulunmuş. 5'nci evliliğini geçtiğimiz ay tek celsede sonlandıran Yeşim Salkım hayatı boyunca hep evli ve geniş bir aileye sahip olmak istediğini söylemiş. 20 yılır psikiyatriste gittiğinden bahsetmiş. Son eşi Hakan Eratik’ten ayrıldıktan sonra pes etmiş. "Evliliği yüretemiyorum, sıyrılmak istiyorum" demiş. Yeşim Salkım radyo programlarıma konuk olmuştu. Kendisi tatlı, akıllı, hoşsohbet, cana yakındır. Aynı zamanda cazibeli ve seksi kadındır. İstediği erkeği elde edebilecek kapasitedir. Ama onları elinde tutmak ayrı bir meseledir. Bunu herkes başaramaz. Yeşim herhalde bir yere kadar tahammül edebiliyor. Yoksa evliliklerinde dürüst ve fedakar davranıyor. Yani durumu şöyle özetleyebiliriz:
Tekirdağ’ın üzümü...
Yeşil Salkım’ın kocaları
Ebru Şallı’ya sevgilisi Sinan Akçıl, ‘Kutsal Kadın’ lakabını takmıştı. Şimdi buna bir de ‘Zeki Kadın’ eklendi.
Sinan’a göre değil.
Ebru bunu kendisi söylemiş.
"Ben fazla zeki biriyim galiba. Herkesin göremediği şeyleri görebiliyorum. Ama aldatıldığımı hiç görmedim" demiş. Başkalarının göremeyip Ebru’nun gördüğü şeylerin neler olduğunu bilmiyorum.
Ancak aldatıldığını görmeyen zeki oluyorsa hepimizden zeka fışkırıyor diyorum. İnsan aldatıldığını genelde görmez. Bir yerden duyar veya söylerler.
Şüphelenir, araştırır ve öğrenir. Kendi gözleriyle görmesi zordur.
Ebru Şallı’nın bunu görmesi ise zaten imkansız.
Çünkü kadın zeki olması bir yana aynı zamanda kutsal.