Türkiye için en büyük tehdit!
Suriye’den Türkiye’ye gelecek olan tehditlere karşı NATO nihayet harekete geçmiş ve İtalya Hava Savunma Sistemi ve İtalyan askerleri Kahramanmaraş’a ulaşmışlar.
“Suriye’den gelecek tehditler” derken artık neyi kast ettikleri anlaşılmıyor. Oradan atılan roket mermileri ve bombalardan söz ediyorlarsa zaten TSK bunlara cevap veriyor.
PYD-PKK’nın “IŞİD’le de dönüşümlü olarak ve dayanışarak Türkiye’de sürdürdükleri terörü önlemeye çalışacaklarsa neden şimdiye kadar beklediler?
NATO’ya “Türkiye için en büyük tehdit”in artık ele geçirecekleri son noktalara ulaştığını acaba biz mi anlatmalıyız yoksa kendileri mi görmelilerdi?
ABD de Türkiye gibi bir NATO üyesi olmasına rağmen, Rusya ile NATO arasında bir “Daimi Konsey” bulunmasına rağmen her ikisi de “IŞİD’i veya Esad muhaliflerini bahane ederek” PYD’nin Türkiye sınırında bir devlet kurmak üzere ilerlemesine her tür desteği verdiler.
Kimi aldatıyorlar?
Geriye “kantonları birleştirmelerine engel olan” ve Türkiye sınırına neredeyse bitişik Minbic, Cerablus, Azaz gibi birkaç nokta ile “petrol bölgesi Rakka” kaldı.
Geçen Cumartesi “ABD ve Rusya hava güçleri ile desteklenen” Suriye ordusu ve YPG (PKK’nın Suriye kolu PYD’nin askeri gücü) IŞİD’in başkent ilan ettiği Rakka’ya girdi.
Aynı anda PYD Minbic ve çevresine 2400 kişilik yeni bir güç gönderdi, böylece sayıları 6 bin’i geçti.
Bu operasyonlar olurken Suriye ordusu arkasındaki ABD ve Rusya desteğiyle Türkmen Dağı’nda “muhaliflerin bulunduğu” köylere top ve füze atışı başlattı.
Dün “IŞİD’in Minbic’ten kaçtığı” haberini duyduk.
ABD ve Rusya’nın bunları yaparken öne sürdüğü “Suriye Demokratik Güçleri’ne yardım ediyoruz” iddiası da yalandır, bu güçlerin başında PYD-YPG vardır.
Almanya’ya misilleme
AKP İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Almanya Federal Meclisi’nin “Sözde Ermeni Soykırım Tasarısı”nı kabul etmesine karşılık bir yasa teklifi hazırlamış.
Almanya’nın 1904-1907 yıllarında Namibya’da yerli halka yönelik katliamlarının “soykırım olarak tanınması” için bir yasa çıkarılabilir.
Yalnız bu tür yasalar Almanya’nın “bir kez daha soykırımcı ülke” olarak tanınmasını sağlasa bile “Almanya’dan toprak isteme” gibi bir amacı gerçekleştirmeyecek.
Türkiye için durum farklı… Avrupa’da yaşayan veya oraya seyahat eden Türklere tamamen haksız ve tarihi belgelere aykırı olmasına rağmen “20’inci yüzyılda Ermenilere soykırım yapmış ülkenin vatandaşları” gözüyle bakılacağı, bu tür sorularla karşılaşacakları gibi sonunda “tazminat ve toprak” talepleri var.
Özenli bir tuzak!
Avrupa, ABD, Rusya, Barzani, Esad, PYD’nin özenle hazırlanmış bir planda müttefik olduklarını artık görmek gerekiyor.
Türkiye’nin dikkati, Alman Meclisi’nin kararına, mülteci sorununa veya Kilis’e atılan bombalara, ülke içinde teröre çekilirken diğer tarafta sınırı ötesinde kendisine zarar verecek gelişmeler son noktaya geldi. Suriye Kürdistanı’nı Barzani öncülüğünde ilan ettiler bile…
Hükümet ilgisiz konular yerine bu konuya yoğunlaşmak zorundadır.