Şampiy10
Magazin
Gündem

Uygunsuz eylemler!

.

ABONE OL
Vatan Haber

Bizde siyasetçiler nüfus artışını teşvik ederken, bunun üstüne bir de 3 milyon mülteci nüfusa eklenmişken AB safında Türkiye nüfusu ciddi sorun olmaya başladı.

Avrupa Birliği için “Müslüman çoğunluklu bir ülke” olarak Türkiye’nin nüfusu zaten baştan beri, bu noktaya gelmeden önce de olumsuz yaklaşımlarının ana nedenlerinden biriydi.

Şimdi daha çok karşı çıkmaları için “mülteciler ve onların arasına karışmış terör örgütü militanları” nedeni de var.

Geri kabul anlaşması ile “Avrupa topraklarına geçmiş olan sığınmacıları” da almanın kaosu arttıracağını ve AB şansımızı iyice azaltacağını görmek zorundayız.

Türkiye, vize muafiyeti uğruna bunu yapacağına tam aksini yapmalı ve 3 milyon mültecinin en az yarısını AB ve ABD’nin alması yönünde çalışmalıydı.

Terörist gibi…

Kısa süre önce “Türkiye’nin AB’ye girişi 3000 yılından önce olmaz. En azından onlarca yıl alır. O zaman bile ‘hayır’ deme hakkına sahibiz” diyen İngiltere Başbakanı bile Türkiye aleyhine yapılan tepki gösterilerine dayanamadı.

David Cameron, İngiltere’nin AB’den ayrılmasını isteyen ve referandum öncesi propaganda için “76 milyonluk Türkiye AB kapısında” sloganını seçen grupların “Türk halkını terörist gibi gösteren resimler kullanmasının” korkunç olduğunu söyledi.

Türkiye bugüne kadar “halkının terörist gösterilmesi” gibi bir durumla hiç karşılaşmamıştı, Hükümet bunun nedenlerini ve böyle bir imajın nasıl ortadan kaldırılacağını düşünmelidir.

Bunu yutmuyoruz!

Daha önce de yazdım; ABD’nin son Şam Büyükelçisi Robert Ford kısa süre önce Brookings ve ABD Barış Enstitüsü başkanlarının da bulunduğu ve onunla aynı görüşte oldukları bir toplantıda:

“ABD’nin desteklediği YPG-PYD’nin PKK ile kesin bağı var, kuzeyde kendi devletlerini kurmak istiyorlar” dedi.

Ford 2015 yılında da “PYD’nin PKK olmadığı söylemi bir safsata” demişti.(Aynı şeyi Barzani de, YPG içindeki ABD askerleri de açıkladılar.)

Suriye’nin kuzeyini boydan boya PYD’nin kazanması için her desteği veren, şimdi de “Fırat’ın Batısı”ndaki Cerablus, Azez ve biraz güneydeki Rakka’yı almaları için çalışan ABD’nin “IŞİD’le savaş” yalanını daha ne kadar yutacağız?

PYD’ye “Suriye Demokratik Güçleri”, ABD’ye “IŞİD’e karşı uluslar arası koalisyonun başı” demekle bu yalan örtülemez.

Doğrudan PKK’ya…

Son olarak Rakka’yı almaları için PYD’yle ortak çalışan ABD askerlerinin “YPG simgesi” taşıyan uniformalarla fotoğrafları çıktı.

ABD Dışişleri ve Savunma Bakanlığı sözcüleri önce “yorum yapmıyoruz” dedi, tepkiler sürünce “IŞİD karşıtı –sözde- koalisyonun sözcüsü Albay Warren “armaların izinsiz ve uygunsuz olduğunu” açıkladı.

Bu neyi değiştirir? Önemli olan lafları değil, sınır ötemizdeki planları ve aynı zamanda “PKK terörünü destekliyor” olmalarıdır.

Türkiye’de güvenlik kaynakları “ABD askerlerinin PYD’ye verdiği her türlü destek kısa zamanda doğrudan PKK’ya aktarılacaktır” dediğine göre…

Dışişleri Bakanlığımızın “Müttefikimiz olan bir ülkenin YPG arması kullanması kabul edemez” tepkisi yerine büyük resme bakarak duruma acilen müdahale etmesi gerekiyor.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Yazarımız, yıllık izne çıktığı için bir süre yazılarına ara vermiştir.
  2. CHP’de seçim ve yerel seçim!
  3. Yeni sistemde denetim nasıl?
  4. Yeni bir erken seçim mi?
  5. Mülteciler ve Merkel!
  6. Siyasette şiddet!
  7. Farklı bir demokrasi!
  8. Değişim hemen başlamalı!
  9. Türkiye’nin yeni dönemi!
  10. Heyecanla Beklenen Pazar!

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.