Baskın seçim ihtimali!
Her yaz tatilini Türkiye’de geçiren bir İngiliz arkadaşım aradı, Antalya, Bodrum gibi sahil kentlerinde yıllardır sahilleri böyle bomboş görmediğini üzüntülü bir ses tonuyla anlattı.
Ertesi sabah gazetelerde boş plaj ve şezlong fotoğraflarını da görünce biz doğal olarak İngiliz dostumuzdan çok daha fazla üzüldük.
Bu yıl Türkiye’de gerçekleşen terör olayları, Rusya ile ilişkilerin bozulması, Avrupa ülkelerinin ilk tercihlerinden biri olmasına rağmen terör korkusuyla rezervasyonlarını iptal etmesi, gemi turlarının kaldırılması turizmi ve dolayısıyla ekonomiyi ciddi şekilde etkiledi.
Güneydoğu’da terör sürüyor, dün Şırnak’taki saldırıda bir asker şehit oldu, 2 asker yaralandı.
Bitlis Tatvan’da polis noktasına yapılan saldırıda 1 vatandaş hayatını kaybetti, 3 kişi yaralandı.
AB ile ilişkiler kopma noktasında görünüyor ve başımızda maddi-manevi büyük bir mülteci yükü var.
İç siyasette durum
Birçok konuda sıkıntılı bir süreç yaşarken bir yandan da iç siyasette bitmek bilmeyen “başkanlık sistemi ve yargıda değişiklik” tartışmaları, muhalefet partilerinde değişim hareketleri devam ediyor.
Televizyon tartışmalarında sıkça tekrarlanan “başkanlık sisteminde güçler ayrılığı daha keskin” sözlerinin sistem Türkiye’de uygulandığında, Meclis’te ve yargıdaki mevcut tabloyla nasıl olabileceği açıklanmış değil.
Türkiye devamlı olarak “siyasi partilerin her konuda anlaşmazlık yaşadığı, uzlaşma yerine dayatma yöntemiyle siyaset yapılan bir ülke” görüntüsünde.
Bunun yanında sanki “kısa süre sonra seçim olacakmış gibi” süren bir rekabet ve halka şikayet durumu var.
Oktay Vural’ın istifası
MHP’de 19 Haziran’da yapılan Olağanüstü Kurultay sonrasında gözler 10 Temmuz’da yapılacak “seçimli kongre”ye çevrildi.
Kurultay’dan önce de “Genel Başkan Bahçeli’ye destek bildirisi”ni imzalamayarak dikkat çeken, “Parti kadroları arasında kırılma yaratılmaması gerektiğini” söyleyen MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da muhaliflerle (büyük ihtimalle Meral Akşener’le) hareket etmek üzere görevinden istifa etti.
Aynı gün MHP genel başkan adaylarından Prof. Ümit Özdağ “baskın seçim”den söz ettiği önemli bir açıklama yaptı. Özdağ;
“MHP’de 10 Temmuz’da değişim olmazsa Türkiye Kasım ayında erken seçime gidecek.
Bunun için her şey hazır, hatta kampanya da Erdoğan’ın 29 Mayıs Fetih Mitingi’yle başladı. O nedenle MHP’de değişim sadece Parti için değil, Türkiye’nin milli ve üniter yapısının korunmasının da ön şartıdır” diyor.
Eğer Özdağ’ın sözleri gerçekleşirse Türkiye yine en sıkıntılı şartlar altında bir seçim daha yaşayacak.
MHP’de birçok kişi bu konuda zaman kaybetmeden yenilenme gerektiğini, demokrasilerde muhalefet partilerinin varlık göstermesinin önemini erken fark etti ama CHP ‘de hala bir hareket yok.
Erken seçim kararı “muhalefet partilerinin oy arttıramaması, hatta gerilemesi”ne bağlı olarak alınacağına göre, erken seçim olduğu takdirde “geçen seçimden farklı ne beklediklerini” düşünmelerinin zamanı hala gelmedi mi?