Terör, üst akıl ve seçim!
Perşembe günü terör örgütü PKK’nın polis ve askeri araçlara yaptığı hain saldırılar 12 can kaybına ve 76 kişinin yaralanmasına yol açtı.
Şırnak’ta “Habur’daki üsse asker taşıyan araca” saldırdılar, 4 askerimiz şehit oldu, 9 askerimiz yaralandı.
Mardin Kızıltepe’de polis servis minibüsüne bombalı saldırı yaptılar; 1 polis şehit, 2 sivil hayatını kaybetti, 5’i polis 54 kişi yaralandı.
Diyarbakır Sur ilçesinde polis aracına bombalı saldırıda 5 sivil hayatını kaybetti, 5’i polis 20 kişi yaralandı.
Bu saldırıların “sadece biri” Batı ülkelerinde olsaydı şu anda dünya bu haberle çalkalanıyor olurdu.
Türkiye’yi “şiddetle-terörle özdeşleşen Ortadoğu ülkeleri” arasına katmak için gayret gösteren kanlı örgütler dünyayı da bu haberlere duyarsız hale getirdiler.
“Üst akıl” her kim ise…
15 Temmuz FETÖ darbe girişiminde de söylendi, PKK veya IŞİD’in bombalı terör eylemlerinde de siyasetçilerimiz sık sık bunları bir “üst akıl”ın yönettiğinden söz ederler.
Artık anlaşıldı ki bu “üst akıl” bir tek ülke değil, ortada “çoklu bir proje” var ve bu çoklu proje çok da acımasız.
Dün Menbic Mahalli Meclis Başkanı’nın “IŞİD’le PYD birlikte çalışıyor, IŞİD kentleri savaşmadan terk ediyor” sözlerini aktarmıştım.
Bugüne kadar defalarca ve detaylarıyla yazdığım “Suriye gerçekleri”ni, benim gördüğüm sinsi gelişmeleri ve ilişkileri sanırım siyasetçiler de görüyordur, o zaman neden hala susuyoruz?
“Üst akıl” her kim ise –nedeni anlaşılmaz şekilde- 15 Temmuz darbe girişiminden sonra terörü yavaşlattı.
Milyonların katıldığı mitinglerde endişe edilen eylemler olmadı ve son mitingle beraber terör bir gün içinde şehirlerde bombalı-silahlı saldırılarla yükseltildi.
Daha fazla can kaybı olmasını önlemek için oturup düşünmek bir an önce bu planı kuran ülkeler ve kişilerle masaya oturmak gerekiyor. Kaybedecek zaman kalmadı.
Bugün seçim olsaydı
ORC Araştırma Şirketi, Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesinin 2’inci yıldönümü için telefonla bir anket yapmış.
8-9 Ağustos’ta yapılan anketin sonucuna göre; yüzde 52 oy oranıyla seçilen Erdoğan, bugün seçim olsa yüzde 66 oy alacak.
Peki ya “genel seçim” olsa? Ya Ak Parti “Şimdi seçim zamanıdır, erken seçim yapılırsa başkanlık için gerekli sandalye gerçekleşebilir” diye düşünürse?
Bu olasılık artmış görünüyor. Muhalefet partileri de hazır mı dersiniz?
CHP ve MHP genel başkanları da anket yaptırıyor veya bu konuyu düşünüyorlar mı?
Darbe girişimi MHP içindeki genel başkanlık yarışını da, olağanüstü kongre ihtimalini de erteletti ama bu parti için bir kayıp mı olacak, kazanç mı?
Bahçeli, olağanüstü kongre talebini terörden farksız gördü, en güçlü rakibi Meral Akşener’le Gülen bağlantısı kurmaya çalıştı olmadı.
Kendisi Gülen’le bağlantılı olup hesap vermesi gereken, insanlıktan uzak biri TV’ye çıkıp Akşener’e bir kez daha iftira atmaya kalktı o da uymadı.
Siyasi rakiplerini yok etmek için onları ve hatta kongre kararı veren hakimleri suçlu gösterebilen bir liderin gelecek için ümit vermesi zordur. Muhalefet liderlerinin özeleştiri zamanı geçmektedir.