Türkiye için yeni tehlike!
.
Darbe girişiminden bu yana doğal olarak tüm dikkatimizi bu konuya verdik.
“15 Temmuz darbe girişimi”, nedenleri ve sonuçları daha haftalarca, aylarca ve hatta yıllarca konuşulup tartışılacak, anlaşılmayan noktalar, soru işaretleri ortaya konacak ve tarihteki yerini alacaktır.
Bugüne kadar “idam cezasının geri getirilmesi”nin bize ağır faturaları olabileceğini zaman zaman vurguladım.
Pazartesi günü Alman Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü “İdam cezasının olduğu bir ülkenin AB’de yeri olmadığını” söyledi.
Almanya’nın AB içindeki en etkili iki ülkeden biri olduğunu düşünecek olursak bu açıklamanın Türkiye için onlarca yıllık bir beklentinin sonu olacağı görülüyor.
AB’nin “Suriyeli göçmenleri Türkiye’nin alması, bu göçmenlerle ilgili büyük korkusu” nedeniyle bu kararı vermeyeceğini düşünüyorsak, bence bunda da yanılabiliriz.
Vermeyecek olsalar bunu defalarca tekrarlamazlardı.
“Yıkıcı sonuç”…
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Vizesiz seyahat talebimiz karşılanmazsa AB ile göçmen anlaşması mümkün olmayacak” dedikten sonra Almanya’dan “idam cezası” uyarısı geldi.
Bu açıklamayla aynı gün bir başka ürkütücü açıklamayı da İtalya İçişleri Bakanı yaptı:
“Türkiye ile AB arasında imzalanan sığınmacı anlaşmasının Ankara tarafından geri çekilmesi tüm Avrupa için yıkıcı olur. Uluslar arası dikkat ve endişe yüksek olmalı!
Demek ki “Avrupa’ya yasadışı yollardan girmiş olan sığınmacıları da Türkiye almazsa” koca Avrupa kıt’ası için “yıkıcı bir sonuç” ortaya çıkacak, durum bu kadar dehşet verici…
Peki, zaten bugüne kadar 3 milyon mülteciyi almış, maddi manevi yıkım denecek bir yükün altına girmiş olan Türkiye onları da alırsa “yıkıcı bir sonuç” olmayacak mı?
AB’ye sırtımızı dönmeden bu konuları akılcı politikalarla çözerek ilerlememiz gerekiyor.
Kırmızı çizgi!
Diğer tarafta Güneydoğu’da PKK terörü ve operasyonlar artarak sürüyor. Diyarbakır’ın 13 köyünde operasyonlar nedeniyle “sokağa çıkma yasağı” ilan edildi.
PKK Türkiye’de terörünü sürdürürken aynı sıralarda; PKK’nın Suriye kolu ve gücünü arttırmasının bir nedeni olan PYD “Halep’in en büyük ilçesi”, 200 binden fazla (çoğu) Arap nüfuslu Menbic’i de “ABD desteğiyle” IŞİD’den aldı.
ABD daha önce “Menbic alındıktan sonra PYD-YPG bölgede kalmayacak, Suriyeli Araplara verilecek” demişti.
“Araplara verilecekse neden ‘ABD desteğiyle PYD’ yerine ‘Rusya desteğiyle Suriye rejim güçleri’ Menbic’i kuşatmadı” sorusunu ABD’ye sormadık.
“Hani siz başlangıçta muhalifleri destekleyeceğinizi söylemiştiniz, sadece PYD’yi desteklediniz” demedik.
“Fırat’ın Batısı PYD için kırmızı çizgimizdi” hatırlatmasını yapmadık.
Menbic’in kontrolünün Araplara bırakılacağı sözüne inandık ve hatta kuşatmaya destek verdik.
PYD Menbic’i aldıktan sonra ilçenin adını “Mabuk” olarak değiştirmiş ve özerklik ilan etmeye hazırlanıyormuş.
Buradan ve Halep’ten gelebilecek yüz binlerce yeni mülteciye de “kapıları açacağımızı” söylediğimize göre yakında yeni ve büyük sorunlara hazır olalım.
Sınırımızda PYD-PKK devleti için son adımlar tamamlanıyor.