Adalet, kararlar ve riskler!
.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık askeri okulların kapatılmasından doğacak açığı “sivil kaynaktan sözleşmeli teğmen alarak karşılayacaklarını” ve hızlı bir hamleyle “bu yapıyı değiştireceklerini” açıkladı.
Aynı zamanda “tezkere bırakmak isteyen asteğmenler” için daha yoğun bir uygulama yapmayı planlıyorlar.
Söylemek ve uyarmak zorundayız ki “geçmişte yapılan ve ülke olarak çok acısını çektiğimiz hataların farklı versiyonları” yeniden yaşanmasın.
Askeri okullardaki başarılı ve FETÖ’yle bağlantılı olmayan çok sayıda öğrenci zaten “Gülen Cemaati’nin siyaseten korunup kollandığı” yıllarda FETÖ’cü askerler tarafından mağdur edilmiş.
Şimdi sanki kusur sadece askeri okullardaymış gibi “Problem, okulların yönetimlerinin bu örgüt tarafından ele geçirilmiş olması” denerek, Türkiye’nin en çok terör-savaş riski içinde olduğu bir dönemde askeri okulların kapatılması ve “ordunun sivilleştirilmesi” çalışması yapılıyor.
Bu okullarda kusuru olmayan ve asker olma hayaliyle yaşayan binlerce öğrenci bir kez daha mağdur ediliyor.
Ya diğer kurumlar?
Diğer tarafta, ülkenin her köşesine yayılmış azılı terör örgütleriyle, canlı ve arabalı bomba eylemleriyle mücadele edebilmek için askerliği alfabesinden başlayarak ve tüm tatbikatlarıyla öğrenmiş deneyimli askerlere ihtiyaç vardır.
Eğer bu adımın nedeni “okul yönetimlerinin FETÖ tarafından ele geçirilmiş olması” ise bunun hesabını yıllardır TSK’ya komuta etmiş ve örgütü ortaya çıkarıp bertaraf etmemiş generallerin ve TSK’nın bağlı olduğu kurumların vermesi gerekir.
15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden sonra bakanlıklardan, yargıdan, polisten, diğer devlet kurumlarından on binlerce kişi görevden uzaklaştırıldı, gözaltına alındı, tutuklandı.
Uzun yıllar Gülen örgütlenmesine göz yumulmuş olan bu kurumların hepsi kapatılacak mı? Veya tümüyle temizlendiği söylenebilir mi?
MİT ve komutanlar!
Genelkurmay eski Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ “2002-2010 yılları arasında TSK’dan atmaların hep MİT raporlarına göre yapıldığını ve o yıllarda atılan 1 kişinin bile FETÖ’cü olmadığını” söyledi.
“Daha önce Gülencileri MİT’in verdiği istihbarata göre ihraç ederdik, 2002’den sonra bize bir kişi için bile rapor gelmedi” dedi. Silahlı Kuvvetler’e sızmalardan MİT’in sorumlu olduğunu vurguladı.
Başbuğ “2012’den 2016’ya kadar olan dönem sorgulanmalıdır. 2016 terfi listesini koyuyorsun, tutuklamalar yüzde 60-70… Hesap sorulmayacak mı?
Hesap sormak yerine okullar kapatılıyor.
Bu Cemaat listeleri verilmiş, neden dikkate alınmadı? İşlem yapmayanlar, dikkate almayanlar açıklasın, ortada somut bir olay var” da diyor ama bu konularda bir gelişme görmüyoruz.
Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın da “bir dönem destek verdiklerini” açıkladığı, hatta Arınç, Çelik gibi bazı eski bakanlar hakkında “FETÖ yöneticiliği” suçlamasının yapıldığı günlerde TSK’yla, askeri okullarla ilgili çözümün tekrar gözden geçirilmesi doğru olacaktır. Bu tür hataların ülkeye ve topluma bedeli ağır oluyor, aceleye gelmemeli!