“Turkcell kurulduğundan beri en çetin rekabet ortamı şimdi yaşanıyor” diyen Genel Müdür Süreyya Ciliv iddialı: “Bir arkadaşımla firma kurdum, dünya ikincisi oldu, Microsoft’ta ne yaptıysak birinci olmak içindi. Turkcell çalışanının Microsoft’takilerden eksiği yok fazlası var”
Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv 9 Ocak’ta başladı görevine. Ciliv, hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığına inanan biri. Sektörde heyecanın arttığı, tansiyonun yükseldiği bir dönemde genel müdürlük koltuğuna oturdu. Şimdilerde genç ekibiyle birlikte değişen rekabet ortamını da dikkate alarak soluksuz çalışıyor.
Annemi kaybettim, durdum
-Üniversiteden sonra ilk işiniz ne oldu?
11 şirketten teklif almıştım, bana en çok heyecan veren küçük bir şirkette yazılım mühendisi olarak çalışmaya başladım. Sonra bir ortakla firma kurdum; Novasoft, o firma patladı. Kendi alanında dünya ikincisi oldu. Büyük şirketler almak istedi, tartışmalar çıktı, ben kendi payımı sattım. O arada annemi kaybettim ve durdum. Çocuklarım olmuştu, annem çocuklarımı görmemişti. 20 yıl hiç durmamıştım. O dönemde Microsoft’tan teklif geldi. Türkiye’ye döndüm.
-Dünya devi bir şirkete geçmek sizi nasıl etkiledi?
Daha önceki işimden daha büyük bir pozisyon olduğunu düşünmüyordum.
Çetin bir rekabet içindeyiz
-Hiç zorlanmadınız mı?
Zorlandım. Amerika’da 200 kişilik bir firmanın başındaydım. Burada Amerikan şirketinin genel müdürüydüm. Arkama dev gibi Microsoft’u almıştım, hep ’ülkeme nasıl katkı sağlarım’ diye düşündüm. Binlerce insana hizmet, motivasyon getiriyor. Internetin patlama zamanıydı. Van, Hakkari Yüksekova’ya kadar gittim. Bilgi çağını yakalama olayını o dönemde Türkiye’de başlattık.
-Gençliğinizde ’beyin göçü’, sonra tersine göç. Ve sonra yeniden Türkiye. Amerika’dayken hep bir gün Türkiye’ye dönme planı mı vardı?
Türkiye’den Amerika’ya geri dönme kararımın yerinde olduğunu şimdi görüyorum. Ben burayken Microsoft Türkiye zirvedeydi, iyi konumdaydı, ben rahatımı bozdum. Dünya çapında sorumluluk almaya gittim. Çok şey öğreneceğimi biliyordum. Öyle de oldu.
-Ve şimdi Türkiye’nin şirketi Turkcell’e geldiniz.
Şu andaki sorumluluğum Amerika’da aldığım sorumluluktan daha büyük bir sorumluluk.
-Pazar değişti, rakipler var. Turkcell Turkcell olalı böylesine rekabet ortamı görmedi desem...
Biz şu anda çetin bir rekabet içindeyiz. Gözümüzü dört açmamız lazım. Evet, kesinlikle en yoğun rekabet şimdi yaşanıyor.
-Sizin avantajlarınız neler?
Teknolojik altyapımız güçlü. Çünkü teknik altyapıya çok yatırım yaptık. Bu yüzden en iyi kapsama alanı bizde, en iyi servis kalitesi bizde. Ses kalitesinde de rakiplerimize göre daha kaliteliyiz. Pazardan aldığımız araştırmalar da bunu söylüyor. Müşteri hizmetlerimiz iyi. Turkcell’in yüzde 100 sahip olduğu Global Bilgi Firması’na ait çağrı merkezimizde 3600 Türk çalışan var. Avrupa’da en iyiler arasında 2’nci olduk.
Hesapladık, bize yetişemezler
-Ya fiyatlar?
En ucuz biz konuşturuyoruz. Turkcell’in 32 milyon kullanıcısı var. 19 milyonu sabit hat kullanıcısı. Bu kadar kişiye en uygun fiyatlarla Turkcell konuşturuyor. Turkcelliler aralarında rakiplerinden her zaman daha ucuza konuşuyor.
-Türk Telekom ’Rakibimiz Turkcell’ diyor. Siz ne diyorsunuz?
Vodafone da Avea da rakip.
-Göreve geldiğinizden bu yana Turkcell’in bir ’teknoloji şirketi’ olması gerektiğini söylüyor, öyle tanımlama yapıyorsunuz. Yeni adımlar atıyor musunuz bu tanımlamaya yönelik?
Biz işimizi yalnızca GSM operatörü olarak tanımlamıyoruz. Biz bir iletişim firmasıyız, aynı zamanda da teknoloji firmasıyız. Teknolojiler hızla gelişiyor. Teknoloji yatırımımızla fark atmışız. Bizde 12 bin baz istasyonu var, rakiplerimizde 6-7 bin. Bu yüzden kapsama alanları ve hizmet kaliteleri düşük.
-Ne düzeyde bir yatırımdan söz ediyorsunuz?
Onlar da bizim yaptığımız yatırımları yaparlarsa olur ama 3-4 milyar dolar para harcamaları lazım.
-Ne kadar zamanda?
Hesapladık yetişemezler. Zaman lazım. Bizi yakalayamayacaklar çünkü biz de durmuyoruz. Bir grup arkadaşım ’Turkcell Türkiye’ kalesini korumaya odaklandı. Turkcell’de çalışan 2900, Global Bilgi’de çalışan 3600, diğer şirketlerimizde çalışan 500-600 kişi var. İnsan kaynağımız yüksek. Bir grup arkadaş gelecekteki iş olanakları ne, teknoloji nereye gidiyor konularına odaklandı. İnandığımız konulara yatırım yapacağız. Ben 1994 yılında bir arkadaşımla bir firma kurmuşum, dalında 2’nci olmuş. Onun arkasından Microsoft’a katılmışım, 4494 giriş numaram, ben ayrılırken 65 bin kişi vardı çalışan. Hızla büyüdük. Microsoft’ta ne yaptıysak, tümü dünyada birinci olmak içindi. 10 senedir dünya çapında rekabete hazırım. Turkcell’lilerin Microsoft’ta çalışanlardan fazlaları var eksikleri yok. Fazlalıkları da hırs.
-İddialısınız...
Bundan 30 yıl önce Microsoft çıkmış, 10 yıl önce Turkcell, 8 yıl önce de Google. Devamlı fırsatlar çıkacak. Ben Turkcell’e kontür satmaya gelmedim, ileri koşacağız.
Abartıyor muyum dedim ama Microsoft’lular da internete cep’ten bağlanıyor
-Siz şu anda şirketinizi dizüstü bilgisayarınızdan mı cep telefonunuzdan mı daha çok takip ediyorsunuz?
Dizüstü bilgisayarım bir süredir masa üstü bilgisayar oldu. Geçenlerde ben de bunu merak edip Microsoft’taki arkadaşlarıma sordum. Acaba abartıyor muyum diye düşündüm. İnternete cebimden bağlanıyorum. Turkcell’den tüm bilgiler cebime geliyor, seyahatlerde de hep cebimden yönetiyorum işleri. 3G gelince bu daha da artacak. Microsoft’taki arkadaşlar da benim gibiymiş, onlarda da en hızlı büyüyen iş cep telefonlarının işletim sistemi.
Cep ilk çıktığında dakikası 8 dolardı
-Cep telefonu ilk çıktığında 1 dakikanın konuşma bedeli neydi? Şimdi ne kadar?
1993 yılında dakikası 8 dolara konuşuluyordu. Şimdi Turkcell’de 1 dakikası 15 kuruşa konuşuluyor.
Kazanmayı severim hayat bunu getirdi
Süreyya Ciliv 48 yaşında. Zonguldak doğumlu. Annesi ve babası 3 yaşındayken boşanmış, bu yüzden de ilkokulu tam 7 okul değişikliği yaparak bitirmiş. Ortaokulu Ankara Maarif Koleji’nde okumuş. Orta son sınıfta matematik birincisiymiş. Ciliv’in okul yaşamında hep dereceler var ama anlattıklarından çıkardığım kadarıyla hiçbir zaman “inek öğrenci” tanımlamasına girmemiş. Basketbol, futbol hep hayatında olmuş, konuşmalarında sık sık ’ekiple, takımla kazanmanın hazzının’ farklı olduğunu söylüyor.
-Hep başarılı mı oldunuz? Okul derecelerinize baktım ortaokul, lise başarılı. Üniversitede hep 4 üzerinden 4...
Evet ama geçmişteki başarılarımı büyütmek istemiyorum. Yaşadıklarımı gençlere örnek olsun diye anlatıyorum.
-Azimli, çalışkan biri misiniz?
Kazanmayı seven biriyim. Hayat getirdi bazı şeyleri. Fen Lisesi bana çok şey kattı. Ben orada bilgiye, emeğe saygıyı öğrendim.
-Sonra da Amerika’ya gittiniz..
Liseyi bitirince Almanya’da burs kazandım. Aynı zamanda da ODTÜ Elektronik Mühendisliği’ni de kazanmıştım. Babam Almanya’ya gitmemi istedi, ben ODTÜ dedim. Üniversiteyi çok ciddiye aldım ama Hasan Tan boykotu oldu, 8 ay üniversite kapandı. Yine burs sınavına girdim. Amerika’ya gittim. Michigan Üniversitesi’nde bilgisayar okudum.
Diğer Türk öğrenciler dalga geçerdi ama...
“Burslu öğrenciydim, 5 kuruşsuz kaldığım günler oldu. Ailemin durumu kötü değildi ama öyle cebine para konulan gençlerden de değildim. O dönemde Amerika’da okuyan Türk öğrenciler çalıştığım kafeteryaya lüks arabalarla gelirlerdi, benimle dalga geçtikleri de olurdu. Güzel arabalar ve para olunca güzel kızlar oluyor, alternatif doğuyor. Ben de alternatif olmadığı için ders çalışıyordum. Başarı da böyle geldi. Vaktim vardı odaklandım.”
Numara taşınabilirliği için hazırlık yaptık
- Numara taşınabilirliği konusunda Danıştay’a başvurdunuz. Düzenlemede eksiklik mi görüyorsunuz?
Dava açma nedenimiz şu: Sürpriz olmamalı. 1998 yılında bir lisans anlaşması imzalamış, 530 ile 539 numaralarını 25 yıl boyunca kullanma hakkını almışız. Turkcell de bu anlaşmaya güvenerek belirli yatırımlar yapmış. Ancak açtığımız davanın sonucu ne olursa biz ona uyarız. Bir yönetmelik var, biz ona uymak için de hazırlıklarımızı yaptık.
Ortaklar ve yönetim ahenkle çalışıyor
-Turkcell’in ortaklık yapısı karışık. Ortaklar hisselerini artırma peşinde, davalar açıyorlar. Turkcell üzerinden İsveçli Sonera ve Rus Alfa arasında savaş mı yaşanıyor?
Yönetim kurulu ahenkle çalışıyor. Herkes Turkcell’i ileri götürmek istiyor. Evet aralarında Turkcell’deki hisselerini artırma mücadelesi var. Dışarıdan bakıldığında kafa karıştırıcı görülebilir ama hepsinin ortak noktası Turkcell’i daha da güçlendirmek.
Oğlum da takımla kazanma zevkini tatsın
Süreyya Ciliv, iş hayatında yakaladığı başarıda takım sporları yapmasının etkili olduğunu söylüyor: “Gençliğimde bireysel spor yapma olanağı yoktu. Basketbol ve futbol oynadım, takım sporları bana çok şey öğretti. Oğlum 11 yaşında. 10 yaşındayken ABD’de yüzmede 12’inci oldu. Washington eyaletinde rekorlar kırdı. Şimdi oğlumu da takım sporlarına yöneltiyorum, onun da takımla kazanmanın zevkini yaşamasını istiyorum.”
Başarı tesadüf değildir, vizyonumuz var
Dünya devi Microsoft’taki görevinden ayrılarak Turkcell’e transfer olan Süreyya Ciliv, iki şirket arasında çalışmanın nasıl bir farkı olduğu sorumuzu şöyle yanıtladı:
“Microsoft Turkcell’in 10 misli büyük, o kadar. Turkcell daha yeni bir şirket. Bugün Turkcell dünyanın en büyük 43’üncü teknoloji firması. 15 sene önce Turkcell gibi bir şirket yoktu. Başarı tesadüf değildir. Buna inanırım. Turkcell’in arkasında büyük bir vizyon var.”