Bayram kaçamağı
Arife günü telaşı, bayram hazırlıkları, birinci gün ziyaretleri derken hafta sonuyla birlikte biraz da dinlenip, kafa dağıtmak için kaçacak sakin yerler arayanlar mutlaka var. Her ne kadar bayramın 2’nci ve 3’ncü günü hafta sonuna denk geldiği için pek de fazladan tatil günü olmasa da, bayramlık gezme isteği ile özellikle büyük şehirde yaşayanlar, küçük geziler yapılacak yerler bulmanın telaşındalar. İşte, İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerin stresinde yaşayanlar için bir hafta sonu kaçamağı; hem gözünüze hem ruhunuza bayram ettirecek hem de sıcak günlerde ağaç gölgesinde sizi dinlendirecek şahane bir öneri:
Abant Gölü: İstanbul’a 280 km, Ankara’ya 230 km mesafesiyle pek çok il için orta nokta sayılacak konumuyla kısa tatiller için oldukça iyi bir seçim. Abant Gölü‘nü çevreleyen Milli Park, bu sıcak günlerde iç ferahlatıcı bir vaha olarak günübirlik ya da bir gece konaklamalı gezi planlayanlar için ideal. Göl çevresindeki 7 km’lik parkurda yürüyüş ya da faytonla gezi yapmak çok keyifli. Hele bir de fotoğraf çekmeyi seviyorsanız, Abant Gölü- Milli Parkı ve çevresi, unutulmaz kareler vaadediyor. Doğa severler, çocuklu aileler ve fotoğraf meraklıları için kesinlikle şahane bir gezi noktası olduğunu düşündüğüm Abant çevresinde, Samat Yaylası ve Örencik Yaylası ile Samandere Şelâlesi de muhakkak görülmeli. Hele Mudurnu’ya doğru devam ettiğinizde, yukardan gördüğünüz Abant Gölü manzarası kesinlikle büyüleyici. Ayrıca sandal gezisi ya da daha maceraperestler için yamaç paraşütü gibi aktivitelere katılmak da mümkün. Doğayla iç içe olmayı, çadır kurarak kamp yapmayı sevenler için de oldukça elverişli, Abant Gölü ve çevresi. Biraz daha fazla sakinlik isteyenler, Aladağ izci kampına gitmeliler. Ayrıca, tüm usta aşçıların Bolu’dan çıktığı düşünülürse, boğazına düşkünler için nasıl bir cennet olduğunu söylemeye gerek kalmaz sanırım. Bol bol oksijen, betondan uzak bir yaşam, yeşilin maviye karıştığı bir görsellik arayıp, kafa dinlemek, çocuklarını doğayla buluşturmak, bol bol fotoğraf çekmek isteyen tüm gezginler için Abant Gölü ve çevresi bayramın son kalan iki günü ve önümüzdeki sıcak hafta sonları için en güzel seçeneklerden biri olarak aklınızda bulunsun. Hepinize iyi bayramlar...
Abant’a gelmişken
- Göl Çevresindeki 7 km’lik parkuru bol bol yürümeli.
- Gölün girişimdeki Abant Doğal Yaşam Müzesi’ni ziyaret etmeli.
- Abant’a 17 km uzaklıktaki Mudurnu’ya gitmeli, Osmanlı mimarisinin en güzel örnekleriyle bezeli sokaklarını gezmeli.
- Göle özgü nilüferleri izlemeli, açılış ânına şahit olmak için beklemeli.
- Serpme köy kahvaltısı etmeli, acıktıkça sucuk-ekmek yemeli.
- Göl kenarı bir bankta kitap okuyup, bol oksijeni doya doya içe çekmeli.
- Hemen yakındaki Samat Yaylası ve Örencik Yaylası‘na gitmeli.
- Samandere şelâlesinde serinlemeli.
- Meceraperetlik seviyesine göre çevredeki aktivitelere katılmalı: Sandal, balık tutma, paintball, okçuluk, doğa yürüyüşü, jeep safari, yamaç paraşütü, kano, model uçak gibi.
- Eğer bir gece konaklamalı bir gezi yapılıyorsa yaklaşık 1,5 saat uzaklıktaki bir başka park alanı olan “Bolu Gölcük Tabiat Parkı“ ziyaret edilmeli. Yapay bir göl olarak 1958 yılından beri oya gibi işlenen Gölcük göleti, içine yerleştirilen nilüferler, korunan hayvan türleriyle sıradışı bir doğal alana dönüşmüş ve özel bir yer haline gelmiş yıllar içinde. Balık tutmak kesinlikle yasak çünkü sadece Abant Gölü‘ne ait bir tür oalan Abant Alas’ından Gölcük’e tam 20 bin adet yavru aşılanmış. Şifalı suya sahip termâl kaplıcaları barındıran, Aladağlar ve Köroğlu dağları ile çevrili bu cennet köşesinde dinlenip; kayın, gürgen, sıklamen, böğürtlen ve orman gülleri arasında dolaşıp, deniz bisikletine binerek bol bol kartpostallık fotoğraf çekmeden dönmemeli.