Fitch’in ardından Moody’s’in de 6 ay içerisinde Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyeye çıkaracağını söyleyen Akbank Özel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Saltık Galatalı, “Ancak bu not artışları bizi şımartmasın. Önlemlerimizi alalım. Notu hemen kaybetmektense bu seviyeye hiç yükselmemek daha iyi” dedi.Akbank Özel Bankacılık’tan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Saltık Galatalı, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in de 6 ay içinde Fitch gibi Türkiye’nin notunu “yatırım yapılabilir” seviyeye çıkaracağını söyledi. Özellikle yabancıların yatırım yapmak için 3 büyük derecelendirme kuruluşundan 2’sinde “yatırım yapılabilir” seviyeyi aradığını hatırlatan Galatalı, “Moody’s’in de Türkiye’nin notunu 6 ay içinde yatırım yapılabilir seviyeye çıkarmasını bekliyoruz. Böylece yabancı için önemli bir kriter olan 3 büyük derecelendirme kuruluşundan 2’sinden yatırım yapılabilir notu almış olacağız. Ancak bizim için bundan sonrası daha kritik. Önemli yabancı girişleri olacaktır. Yatırım yapılabilir notu aldık diye şımarmayalım. Çünkü yatırım yapılabilir notu almak kadar korumak da önemli. Yatırım yapılabilir notu aldıktan sonra yeniden alt lige geri dönmenin yaratacağı tahribatı ortadan kaldırmak çok daha zor olabilir. Yani notu hemen kaybetmektense bu seviyeye hiç yükselmemek daha iyi. Çünkü hiç yükselmeyince geniş bir alanda uzun vadede belli bir performans sergilemiş oluyorsunuz. Notun hemen düşmesi ise, ciddi bir prestij kaybı olur” dedi. Galatalı, yatırım yapılabilir nota sahip olmakla birlikte uluslararası piyasalardan daha rahat kaynak bulunacağının ve bunun da yatırım alışkanlıklarında önemli değişikliklere neden olacağının altını çizdi. “Kritik bir dönemeçteyiz” diyen Galatalı, faiz oranlarının düşmeye devam edeceğini vurguladı. Galatalı şöyle devam etti: “Finansman bulmanın kolaylaşmasıyla mevduat faizlerinin 2 yıl sonra yüzde 4-5 seviyelerine gerileyeceğini tahmin ediyorum. Faizlerdeki düşüşle mevduat saplantısı da kırılacak. Çünkü portföylerin hâlâ yüzde 70’i TL ve yabancı para mevuattan oluşuyor. Ayrıca mevduatta 45 gün olan ortalama vade de 1 yıla uzayacaktır. Mevduatta uzun vadeye getirilecek vergi avantajı da vade uzamasını destekler.”‘Sukuk ihraç edeceğiz’Faiz düşüşüyle yatırım alışkanlıklarının değişmeye başlayacağını belirten Galatalı, özel sektör tahvillerinin öne çıkacağı görüşünde. Akbank Private Banking müşterilerinin aylık ortalama 1 milyar dolarlık türev işlemi yaptığına işaret eden Saltık Galatalı, yalnızca son bir yılda 1.25 milyar TL’lik özel sektör tahvili satışı gerçekleştirdiklerini ve bu yolla özel sektörün finansmanında aktif rol oynadıklarını vurguladı.Önümüzdeki dönemde sukuk ihraçlarına yoğun ilgi olacağını düşünen Galatalı, Akbank olarak yaklaşık 500 milyon TL’lik sukuk ihraç etmeyi planlıyoruz. 1 yılda özel sektörün sukuk ihraçları 10 milyar lirayı bulabilir. Geçen yıl 1.2 milyar liralık özel sektör tahvili sattık. 2013’te bu rakamın 3 milyar lirayı bulmasını hedefliyoruz” şeklinde konuştu.Körfez zenginleri servetlerini Türkiye’ye getiriyorSaltık Galatalı, son bir yılda ağırlıklı olarak Ortadoğu ve gelişmekte olan Uzakdoğu ülkelerinden sadece özel bankacılık için Türkiye’ye 770 milyon dolar para girişi olduğunu söyledi. Dubai ve Katar başta olmak üzere Türkiye’ye ilgi gösteren Ortadoğu ülke vatandaşlarının Türkiye’den gayrimenkul almak konusunda çok istekli olduklarını belirten Galatalı, “Bizden konut kredisi almak isteyen ve birikimlerini burda değerlendirmek isteyen çok sayıda müşterimiz var. Kimileri çok istekli, yeni projelerden blok halinde konut almak istiyor. Gayrimenkul edinme konusunda verdiğimiz hizmetlerle birlikte birikimlerini de buraya getiriyorlar” dedi. Kapalıçarşı’da şube açacakAkbank’ın bu yılın başından itibaren Dubai’de Ortadoğu ülkelerindeki potansiyeli daha iyi değerlendirmek için bir özel bankacılık ofisi açtığını hatırlatan Galatalı, 3 yıl içerisinde bölgeden yaklaşık 1 milyar TL varlık büyüklüğüne ulaşmayı hedeflediklerini kaydetti. 2013’te Kapalıçarşı’da şube, Zorlu Center’da da temsilcilik açmayı planlayan Akbank Private Banking, Türki Cumhuriyetler’de de aktif olmak istiyor.The Banker’dan Akbank’a ‘Türkiye’nin En İyi Özel Bankacılık’ ödülüThe Financial Times Grubu kuruluşu The Banker dergisi, “Türkiye’nin En İyi Özel Bankacılık Ödülü”nü Akbank Private Banking’e verdi. Akbank Private Banking ekibi, The Banker’ın “Türkiye’nin En İyi Özel Bankacılık Ödülü”nü, Singapur”da düzenlenen “Global Private Banking Awards 2012” töreninde aldı. Saltık Galatalı, The Banker’ın ‘Türkiye’nin En İyi Özel Bankacılık’ ödülünü kazanmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirterek, “Her şeyden önce, müşterilerimizin yaşamlarını kolaylaştırma ilkesiyle hareket ediyoruz. Müşterilerimize verdiğimiz hizmeti farklılaştırmak için şubelerimizdeki müşteri ilişkileri yöneticilerinin yanı sıra genel müdürlük birimimizde 10 kişiden oluşan bir yatırım işlemleri ekibi ile birlikte her gün global piyasalar dahil tüm yatırım alternatiflerini müşterilerimize sunma konusunda çok ciddi bir çaba harcıyoruz” dedi.
2003 yılında Kipa’yı alarak Türkiye’ye adım atan İngiliz perakende devi Tesco, Uyum Gıda’nın çoğunluk hissesini almak için ön görüşmelere başladığını açıkladı. 50 mağazalı Uyum Gıda’nın piyasaya değeri 204.6 milyon lira.Uzun zamandır beklediğim haber sonunda geldi. Tesco Kipa, Uyum Gıda’nın çoğunluk hissesini satın almak üzere ön görüşmelere başladığını duyurdu. 3 Temmuz tarihinde Tesco’nun Uyum Gıda’nın çoğunluk hisselerine talip olduğunu yazmıştım. Yaz tatilimin bir bölümünü kullandığım Alaçatı’da yıllardır tanıdığım ve güvendiğim bir dostumun bana söylediği kulisi VATAN sayfalarına taşımıştım.Söz konusu yazım sonrasında hem Uyum Gıda hem de Tesco Kipa’dan kısaca, “Haber doğruyu yansıtmamaktadır” şeklinde açıklamalar geldi.Bu açıklamaların ardından çok sayıda e-mail aldım. Söylenenlerin çoğu hakaret boyutlarına varıyordu. Hatta Eczacıbaşı Menkul Değerler’de çalışan bir “acemi” bile bana “yalan haber” yaptığım konusunda e-mail attı. “Acemi” dedim çünkü işe yeni başlamış biri ancak şirketlerin “Evet, yazılanlar doğru” şeklinde bir açıklama yapacağını bekler.Hatta bazı forumlarda hakkımda çok sayıda görüş belirtildi.Bu süreçte şirket birleşme ve satınalmalarına aracılık eden bazı şirketlerin yöneticileriyle de görüştüm. Hiçbirinin Uyum-Tesco flörtünden haberi yoktu.Haber kaynağıma çok güvendiğim için resmi açıklamanın yapılmasını tam 4.5 ay bekledim. Ve nihayet o açıklama dün geldi. Açıklamada, “Uyum Gıda’nın çoğunluk hisselerine sahip hissedarlar ile hisselerin, şirketimize satış yoluyla devir edilmesine yönelik ön görüşmelere başlanmıştır. Söz konusu durumun anlaşmayla sonuçlanıp sonuçlanmadığına yönelik gelişmeler kamuya duyurulacaktır” denildi.Rekabetin iyice arttığı ve taşların yerinden oynadığı perakende sektöründe Tesco’nun Türkiye genelinde 50 civarında mağazası bulunan Uyum Gıda’yı alması şirket açısından önemli bir hamle. 2003 yılında Kipa’yı alarak Türkiye’ye adım atan Tesco’nun CarrefourSA’ya da talip olduğu basına yansımıştı. Hatta kulislerde Fransız Carrefour’un CarrefourSA’daki hisselerini Sabancı’ya Sabancı’nın da Tesco’ya satacağı konuşuluyordu. Geçtiğimiz günlerde Sabancı Holding CEO’su Zafer Kurtul, CarrefourSA’da beklenen hisse değişikliğinin yılbaşından önce gerçeklemesini beklediğini söyledi.2011’de hisselerinin yüzde 30’u halka arz edilen Uyum Gıda’nın piyasa değeri dünkü kapanış rakamlarına göre 204.6 milyon TL seviyesinde bulunuyor.Uyum Gıda, geçen yıl Ağustos ayında, finansal ve operasyonel konumuna katkı sağlayacağına inandığı yabancı bir yatırım fonu ile çeşitli potansiyel opsiyonların analiz edilebilmesi amacıyla 12 ay süreli gizlilik sözleşmesi imzaladığını açıklamıştı. Bu açıklamanın ardından Avrupalı yatırım fonu Permira’nın da adı geçmişti.
Halkbank’ın bu ay içinde yapılması planlanan halka arzına hem yurtiçinden hem de yurtdışından yoğun ilgi olduğu söyleniyor. Ek satış hakkının da kullanılması beklenen Halkbank’ın halka arzı hem tarihin en büyük halka arzı olacak hem de 2012 yılını İMKB’de en fazla halka arz gelirinin elde edildiği yıl yapacak.Halkbank’ın yüzde 20.8’inin satılacağı ikincil halka arzının bu ay içerisinde yapılması bekleniyor. Hisselerin yüzde 80’i yabancı yatırımcılara yüzde 20’si ise yerli yatırımcılara ayrıldı. Konuya yakın kaynaklar, Halkbank hisselerine hem yurtiçinden hem de yurtdışından yüksek ilginin olduğunu söylüyor. 1 milyar 250 milyon TL sermayeye sahip Halkbank’ta 260 milyon TL hisse satılacak. Özelleştirme İdaresi’nin Halkbank’ın halka arz edilecek hisselerinin yüzde 15’i yani 39 milyon TL’lik hisse kadar ek satış hakkı bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde ek satışa konu hisseler dahil toplam 299 milyon TL nominal değerli hisse Merkez Kayıt Kuruluşu’na kaydettirildi. Gelen yoğun ilgi nedeniyle halka arzda iskonto oranının düşük olabileceği ve ek satış hakkının kullanılacağı görüşü hakim. Halka arz sonuçlarının beklentiler doğrultusunda gerçekleşmesi İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) açısından da ayrı bir öneme sahip. Çünkü Halkbank’ın halka arzında tüm hisseler satılırsa 2012 yılı İMKB tarihine ‘halka arz rekorlarının kırıldığı yıl’ olarak geçecek. Halkbank’ın halka arzı İMKB tarihinin hem en büyük halka arzı olarak tarihe adını yazdıracak hem de 2012 yılı İMKB tarihinde en fazla halka arz gelirinin elde edildiği yıl yapacak. Değeri 19.5 milyar TLBorsada Cuma günkü kapanış rakamlarına göre Halkbank’ın piyasa değeri 19 milyar 562 milyon TL seviyesinde bulunuyor. Yani ek satışla birlikte halka arz edilecek yüzde 23.92’lik hisselerin bugünkü değeri 4 milyar 679 milyon TL’ye denk geliyor. Ek satış hakkı kullanılmadığı takdirde satışa konu olan yüzde 20.8’lik payın değeri ise 4 milyar 69 milyon TL. İşte bu rakamlar borsada halka arz rekorlarının kırılacağını gösteriyor. Geçmiş yıllara bakıldığında en fazla halka arz geliri 2007 yılında elde edildi. Yine Halkbank’ın yüzde 25’inin halka arz edildiği 2007 yılında toplam 9 şirket borsayla tanıştı ve toplamda 4 milyar 364 milyon TL’lik hisse satışı yapıldı. Bu rakamın 2 milyar 476 milyon TL’lik kısmı Halkbank’ın halka arzından elde edildi. Yılbaşından bu yana halka arzlara bakıldığında 15 şirket 412 milyon TL’lik gelir elde etti. Halkbank’ın halka arzında yüzde 5 iskonto uygulanır ve ek satış hakkı kullanılırsa 4.3 milyar TL gelir elde edilecek. Eğer iskonto oranı yüzde 8 olursa yine ek satışla birlikte gelir 4 milyar 445 milyon TL olacak. Bu iki rakama yılbaşından bu yana yapılan 15 halka arzda elde edilen 412 milyon TL’lik halka arz geliri eklendiğinde İMKB 2012 yılında halka arz rekoru kıracak. Halkbank kendi rekorunu yenileyecekHalkbank’ın 2007 yılında yapılan arzı bugüne kadar yapılmış en büyük halka arz olma özelliği taşıyor. Halkbank’ın yüzde 24.98’inin satıldığı halka arzına 12.5 milyar doların üzerinde talep geldi. Yabancı yatırımcılardan halka arz miktarının 8.7 katı, yerli yatırımcılardan ise 3 katı talebin toplandığı halka arzda fiyat 6.40-8 TL olarak belirlenen aralığı en üst seviyesinde oluştu. Hisselerin yüzde 70’i yabancıya yüzde 30’u yerli yatırımcıya satılmış 20 ülkeden toplam 230 kurumsal yatırımcı halka arza iştirak etmişti.
İnternet üzerinde ikili opsiyon adı altında çok sayıda site her gün onlarca insanı kandırıyor. Tokat’ta yaşayan bankacı T.K. da bunlardan biri. 100 dolar ile bu sitelerde işlem yapmaya başlayan T.K. kazanma hırsına yenilince 500 bin doların üzerinde para kaybetti, bir de hapse girdi...Geçen hafta çok ilginç bir telefon geldi. Telefondaki ses Tokat’tan aradığını söylüyordu. Arama sebebi ise internette okuduğu “İkili opsiyon vurgunu” başlıklı yazım.Sözlerine kendisinin de “ikili opsiyon” tuzağına düştüğünü söyleyerek başlayan T.K, 100 dolar ile bir insanın hayatının nasıl mahvolacağının somut bir örneği.İşte T.K.’nın kendi ağzından merakla başlayan ve hapis yatmaya kadar götüren ibretlik hikayesi...“Çok takip edilen bir internet sitesinde haber okurken bir ilan gördüm. İkili opsiyon adındaki yatırımla kısa sürede yüksek oranda getiri elde edildiğinden bahsediliyordu. Siteye üye oldum. Üye olurken e-mail adresim ve telefon numaramı bıraktım. Daha sonra beni defalarca aradılar. Bu konuda uzman olduklarını ve bana para kazandıracaklarını söylediler. İkili opsiyonla nasıl yatırım yapılacağını sorduğumda şu örneği verdiler: Altının yarım saat içinde 1750 doların altına inmeyeceği ve 1.760 doların üzerine çıkmayacağı varsayımına yatırım yapacaksız.Ben de 100 dolarlık bir hesap açtım. Başlarda kazandım. Ama daha sonra kaybettim. Aslında bunun bir yatırım aracı olmadığını kazananı belli bir kumar olduğunu çok sonra anladım. Hatta bazen sitede oynadığım ikili opsiyonla gerçek fiyatlar arasında farkla olduğunu farkettim. Gerçek fiyatlarda kazanmam gerekirken ben para kaybediyordum. Bunun nedenini sorduğumda da ‘Sistemdeki bir arıza’ yanıtını alıyordum. Kaybettiğimi geri koyma hırsıyla zararım iyice büyüdü. Arkadaşlarımdan, dostlarımdan aldığım paraları da batırdım. Daha sonra kredi çektim. O da gitti. Bataklığa iyice saplanıyordum. İkili opsiyon sitesinden yine aradılar. Para yatırmam durumumda bu kez bütün zararımı kapatacaklarını söylediler. Ben de inandım. Çalıştığım bankada, müşterilerin hesaplarından para çektim. O paralarını kaybettim. Bankadaki müdürüm 2 ay sonra müşteri hesaplarından para aktardığımı farketti. Zimmet davası açıldı. 9 ay hapis yattım. Sonra çıktım ama davam halen devam ediyor. 100 dolarla başladım 500 bin dolardan fazla para kaybettim.”T.K.’nın anlattıkları gerçekten film gibi. Şunları söyleyebilirsiniz: “Hırs yapmasaydın, silah zoruyla mı paranı aldılar, sorumsuzluğunun cezasını çekmişsini her koyun kendi bacağından asılır...”Evet, T.K.’yı bu noktaya getiren kendi iradesiyle verdiği kararlar. T.K. da yaptığı hataların farkında. Beni aramasının nedeni kendisi gibi başka insanların da benzer duruma düşmesini engellemek. T.K.’nın bankacı olması bir başka ilginç ayrıntı. Bu işlerle içli dışlı olan biri bile tuzağa düşebiliyor.Bu tür internet sitelerinin merkezi Türkiye’de değil. Bir denetime de tabi değiller. Dolayısıyla yaşanacak mağduriyetleri yasal ortama taşınması zor.Hatta bazı siteler Sermaye Piyasası Kurulu’ndan lisans alacaklarını iddia ediyor. Geçtiğiz aylarda SPK “ikili opsiyon” adı altında yapılan işlemlerin “sermaye piyasası aracı veya sermaye piyasası faaliyeti olarak değerlendirilemez” açıklamasını yaptı. Ancak aylık 100 milyon TL’ye ulaşan ve tek amacın voliyi vurmak olduğu bu sitelerin faaliyetlerini durduracak sert önlemlerin alınması gerekiyor. Buna da SPK’nın öncülük etmesi gerekiyor.Vurgun son hız devam ediyorİnternette ikili opsiyonlarla ilgili işlem yaptıran hala çok sayıda site var. Bunlardan bir tanesi de parayontemi.com.Bozuk Türkçesi ile İtalyan olduğunu iddia eden biri ikili opsiyonlarla ne kadar kolay para kazanıldığını bir video ile anlatıyor. Konuşma hep kazanma üzerine. Dolar, euro, petrol, altın gibi bir çok enstrumana kısa süreli “bahis” oynandığını söyleyen kişi, gösterdiği grafiklerle işlem yapıyor ve kısa sürede ciddi kazanç sağlıyor. Şu mesajı vermeyi de ihmal etmiyor: “Hep kazanamazsınız. Kaybetmek de var. Ama sabırlı olun sonunda kazanacaksınız.” Yani aslında şu mesajı vermeye çalışıyor: “Kaybedince sinirlenip pes etmeyin. Kaybettikçe para yatırmaya devam edin.”Sitede ikili opsiyondan para kazanan “şahitlerin” de fotoları var. Hepsi parası dörde beşe katlamış durumda.Aman siz siz olun bunlara sakın kanmayın. İkili opsiyon aldatmacasının “bul karayı al parayı” oyununun günümüze uyarlanmış halinden farkı yok.
Yüzde 38 artışla bu yıl dünyanın en fazla kazandıran borsası olan İMKB, yabancıları ihya etti. Yabancıların yılbaşında 39.1 milyar dolar olan hisse portföyü 20 milyar dolar arttı. Yaptıkları 2.9 milyar dolar alım düşüldüğünde yabancılar İMKB’den net 16.8 milyar dolar kazandı. Yerli yatırımcının kârı ise bunun ancak yarısını yakalayabildi.Son günlerde alevlenen not artışı söylentileri İMKB’nin yurtdışı piyasalardan pozitif anlamda ayrışmasına neden oluyor. İMKB, 9 Kasım 2010’da gördüğü 71.543 puandaki tarihi zirvesinin sadece yüzde 0.45 altında. Yani borsa 324 puan sonra yeni bir rekora imza atacak. Olumlu hava sadece borsayla sınırlı değil. Bono faizleri de yüzde 7.15 ile son 1.5 ayın dibine inmiş durumda. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in Kasım ayında Türkiye’de yapacağı konferans öncesi not artışına gideceği beklentisi piyasalarda son günlerde yaşanan coşkunun ana nedeni. Fitch’in yapacağı bir not artışı Türkiye için farklı bir öneme sahip. Çünkü Fitch’in 1 kademelik not artışı kararı Türkiye’yi ‘yatırım yapılabilir’ ülke kategorisine yükseltecek. Sınıf atlayan Türkiye özellikle yatırım için ‘nota’ bakan büyük emeklilik fonlarının yeni cazibe merkezi olacak.İşte bu senaryo piyasalarda son dönemde ralliye neden oluyor. Ancak yabancıların hem hisse senedi hem de bono piyasasındaki alımları son birkaç haftayla sınırlı değil. Yabancılar yılbaşından bu yana Türkiye’de hisse senedi ve bonolarda düzenli olarak alım yapıyor. Bu yılki net alımların büyük bölümü bono piyasasında olmasına rağmen yabancılar en fazla parayı İMKB’deki yatırımlardan elde etti.Yüzde 38.82’lik performansı ile bu yıl dünyanın en fazla kazandıran borsası ünvanına sahip olan İMKB, yabancılara net 17 milyar dolar kâr ettirmiş durumda. Merkez Bankası verilerine bakıldığında, yabancıların sahip olduğu hisse senedi portföyünün büyüklüğü geçen yıl sonunda 39 milyar 146 milyon seviyesinde bulunuyordu. Bu rakam 12 Ekim itibarıyla58 milyar 921 milyon dolar ulaştı. Yani yabancıların elindeki hisselerin değeri tam 19 milyar 775 milyon dolar yükseldi. Bu rakamdan yabancıların yılbaşından bu yana yaptığı2 milyar 930 milyon dolarlık net alımları düşüldüğünde geriye temiz 16 milyar 845 milyon dolarlık kâr kalıyor.Peki yerli yatırımcılar ne yaptı bu süreçte?Borsadaki geçmiş yıllardaki rallilere bakıldığında yerli yatırımcının trene hep en son bindiğinden şikayet edilirdi. Bu yıl da farklı değil. Yabancı portföyünün yüzde 50 büyüdüğü bir ortamda yerli yatırımcıların sahip olduğu hisselerin değeri yüzde 30 arttı. Zaten borsadaki hisselerin yüzde 65’i yabancıların hesaplarında.13 milyar dolarlık bono aldılarYabancıların bono piyasasındaki işlemleri ise oldukça dikkat çekici. Yılın ilk 2 ayında bono piyasasında net satıcı konumunda olan yabancı yatırımcılar, Mart ayından itibaren her ay ciddi oranda bono alımı yaptı. Temmuz ayında 4.8 milyar dolar ile bu yılın en yüklü bono alımını yapan yabancıların yılın genelindeki toplam bono alımları 13 milyar dolara dayandı. Yabancı mülkiyetindeki bono ve tahvillerin toplam değeri 2011 yılı sonunda 37.5 milyar dolar seviyesindeyken 12 Ekim tarihinde 55.5 milyar dolara çıktı. Yabancıların bono portföyündeki 18 milyar dolarlık artışın 12 milyar 823 milyon dolarlık kısmı bu yılki net alımlardan kaynaklandı. Dolayısıyla yabancılar faizlerde yaşanan düşüşten bu yıl net 5.2 milyar dolar kâr elde etti. Kısaca yabancı bu yıl borsadaki hızlı tırmanış ve faizlerdeki düşüşten net 22 milyar dolar kâr yazdı. Yine Merkez Bankası verilerine göre, yerli yatırımcıların bono portföyünde4 milyar 714 milyon dolarlık artış oldu. Yılbaşında yerli yatırımcılar yabancılardan 800 milyon dolar daha fazla bono protföyüne sahipken bugün yabancıların sahip olduğu bono tutarı yerlilerden 12.5 milyar dolar daha çok.
Not artışı beklentisiyle son 9 işlem gününde soluksuz yükselen İMKB, 70 bin puan sınırını da aştı. Dün yüzde 0.73 artarak 70.281 puandan kapanan İMKB’nin tarihi zirvesine çıkması için sadece yüzde 1.8 yükselmesi gerekiyor. Uzmanlara göre, rekorlar yolda.İMKB’nin son günlerdeki performansı aslında yılın tamamı için de geçerli. Yılbaşından bu yana yüzde 37 artan İMKB 100 Endeksi, bu performansıyla dünyanın tüm borsalarını geride bıraktı. İMKB’nin performansına sadece ‘küçükler’ ligindeki Pakistan Borsası yetişti.Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışı yapacağı beklentisiyle son günlerde yurtdışı piyasalardan pozitif anlamda ayrışan İMKB, 70 bin puanı da geçti. Son 9 işlem günü aralıksız yükselen İMKB dün de yüzde 0.73 artarak 70.281 puandan kapandı. İMKB gün içinde 70.619 puana kadar çıktı. Yabancı kurumların Türk hisse senetleriyle ilgili yayımladığı olumlu raporlar ve Almanya’nın İspanya’ya yardım konusuna ılımlı baktığını açıklaması da borsada yükselişi destekledi. 9 işlem gününde yüzde 5.17 artan İMKB tarihi zirvesine de iyice yaklaştı. İMKB 100 Endeksi, 71.543 puan ile 9 Kasım 2010’da tarihinin en yüksek kapanışını yapmıştı. Endeks aynı gün 71.776 puanla tarihinde gördüğü en yüksek seviyeye de çıkmıştı. İMKB‘nin kapanış rekorları altüst edebilmesi için endeksin 1.262 puan başka bir ifadeyle yüzde 1.79 daha yükselmesi gerekiyor. Uzmanlar, İMKB’nin yeni rekorlara imza atmasının çok zor olmadığı, kısa bir süre sonra endeksin yeni zirvelere çıkacağı konusunda hem fikir. Dünyayı solladıİMKB’nin son günlerde gösterdiği performans aslında yılın tamamı için de geçerli. 2011 yılı sonunda bu yana yüzde 37.09’luk yükseliş performansı ile İMKB, bu yıl dünya borsaları arasında en fazla artan borsa olmayı başardı. İMKB’nın hızına 45 borsa arasında sadece Pakistan Borsası yetişebildi. Piyasa değeri sadece 40-45 milyar dolar seviyesinde olan Karachi Borsası’nın ardından üçüncü sırada Tayland Borsası yer aldı. Tayland Borsası bu yıl yatırımcılarına ortalama yüzde 25.56 getiri sağladı. Borç krizinin vurduğu Avrupa’da en güçlü ekonomiye sahip olan Almanya’da Frankfurt Borsası bu yılki yüzde 23.8’lik performansı ile dikkat çekti. Yaşanılan ağır ekonomik kriz nedeniyle 2011 yılında yüzde 52.45 gerileyen Atina Borsası, gelen tepki alımlarıyla bu yıl yüzde 23.8 arttı. Ancak yılbaşında 39 milyar dolar olan Atina Borsası’nın toplam piyasa değeri Eylül ayı sonunda 32.2 milyar dolara inmiş durumda. Yani Atina Borsası’nda ATG Endeksi’nde yaşanan yükseliş endekste ağırlığı yüksek bazı hisselerde yaşanan değer artışından kaynaklandığı anlaşılıyor. Dolayısıyla Atina Borsası’nın kriz öncesi seviyelere yükselmesi yıllar alacak gibi gözüküyor. Avrupa’daki borç krizinde “sıradaki ülke” olarak gösterilen ve Kasım ayında mali yardım talebinde bulunacağı söylenen İspanya’daki ekonomik durum Madrid Borsası’nın performansını etkiledi. 45 borsa içerisinde Madrid Borsası yüzde 9.4 ile yılbaşından bu yana en fazla gerileyen borsa oldu. Ekonomik büyümede frene basan Çin’de de borsa bu yıl yüzde 4.64 düştü. Sri Lanka, Arjantin ve Slovenya yatırımcılarını hayalkırıklığında uğratan diğer borsalar olarak sıralandı.***Yabancı bu yıl İMKB’den net 15 milyar $ kazandıYABANCI yatırımcılar bu yıl İMKB’de net 2 milyar 880 milyon dolarlık alım yaptı. 5 Ekim itibarıyla yabancı yatırımcıların portföyünde bulunan hisse senetlerinin değeri 57 milyar 203 milyon TL’ye ulaştı. Bu rakam geçen yıl sonunda 39 milyar 146 milyon dolar seviyesindeydi. Yılbaşından bu yana yapılan 2.9 milyar dolarlık net alımı düştükten sonra yabancı yatırımcıların bu yılki net kazancı 15 milyar 177 milyon dolar oldu.ABD ve Avrupalı satıyor, Körfez yatırımcısı alıyorSURİYE ile yaşanan gerginliğe rağmen İMKB’nin soluksuz tırmanışını sürdürmesiyle ilgili olarak ilginç bir iddia konuşuluyor. İddiaya göre, ABD ve Avrupalı yatırımcıların dış politikaya yönelik endişeler nedeniyle portföylerindeki hisselerin bir kısmını sattı ancak bu satışlar Körfez yatırımcıları tarafından karşılandı. Böylece sınırda yaşanan gerginlik İMKB’ye yansımadı.
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Vakıfbank’ta sahip olduğu sermayenin yüzde 58,51’ine denk gelen hisseleri 2013’ün ilk çeyreğine kadar Hazine’ye geçecek. Hazine, bu hisselerin karşılığında Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne çıkaracağı özel tertip senetler verecek. Vakıfbank Genel Müdürü Süleyman Kalkan, Hazine’ye geçecek hisselerin piyasa değerine yakın olarak devredileceği açıkladı. Yani 10 milyar TL civarında bir piyasa değerine sahip olan Vakıfbank’ın yüzde 58.1 hissesi yaklaşık 5 milyar 810 milyon TL’ye devredilecek. Bu hisse devrinin gerekçelerini Kalkan kısaca şöyle sıraladı:-Ortaklık yapısındaki belirsizlik,-Hukuki statüdeki belirsizlik,-Yatırımcılara anlatmanın zorluğu,-Uzun vadeli büyüme stratejilerinin doğurduğu ihtiyaçlar,-Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün sürekli ve istikrarlı gelir ihtiyacı,-Kriz döneminde bankaların karlarının bünyede tutulması.Ancak yapılan tüm açıklamalara rağmen benim kafamda hala bazı soru işaretleri var. Örneğin, hisse devri sonrası güçlü sermayedarın bankanın büyümesine vereceği destek konusu. Bu açıklamadan ilk akla gelen yeni sermayedar yani Hazine, bankaya kaynak mı aktaracak? Bu soruya verilen yanıt, “hayır” oluyor. Ziraat Bankası ve Halkbank’ın da anahissedar olan Hazine şu ana kadar bu bankalarda bedelli bir sermaye artışına gitmiş değil. Ancak Hazine Ziraat ve Halkbank’ta karı bünyede tutarak bankaya sermaye desteği sağlıyor. Mevcut ortaklık yapısı ve hukuki statü ile banka kurulduğundan bu yana çok başarılı bir performans sergileyen Vakıfbank’ta da Hazine sermaye desteğini yine karı bünyede tuturak yapacaktır.Ortaklık yapısının yabancı yatırımcılara anlatmanın zorluğuna gelince...Yabancı bir aracı kurumda çalışan “bankacılık analisti” bir arkadaşım, yaptıkları roadshow’larda yabancı yatırımcıların Vakıfbank’ın ortaklık yapısını şu ana kadar pek sorgulamadıklarını ancak şu andaki yapının olası bir özelleştirmede sıkıntı yaratabileceğini düşündüklerini söylüyor.Yukarıda sıraladığım gerekçeler içerisinde herkesin kabul ettiği madde: VGM’nin düzenli bir gelire duyduğu ihtiyaç.Süleyman Kalkan’ın verdiği bilgiye göre, yıllık 20-25 milyon TL temettü geliri elde eden VGM, hisse devri sonrasında bu tutarın 10 katından fazla gelir sağlayacak ve giderlerini rahatlıkla karşılayacak.İşin bir de mülhak vakıflar kısmı var. Devredilecek yüzde 58.5’lik hissenin yüzde 15.5’lik kısmı mülkak vakıflara ait. Vakfı kuranların soyu tarafından idare edilen, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün denetimine tabi olan mülhak vakıflardan hisse devri ile ilgili görüşlerinin alınmadığı söyleniyor. Dolayısıyla mülhak vakıfların hisse devrinin iptali için dava açmaları süreci tıkayabilir.Sandık ne diyor?Bu arada Vakıfbank’ta VGM’nin dışında Vakıfbank Memur ve Hizmetlileri Emekli ve Sağlık Yardım Sandığı Vakfı’nın kısaca Sandık’ın yüzde 16.10 payı bulunuyor. Hisse devri için Sandık’a da bir opsiyon sunulacak. Sandık isterse belirlenen piyasa değeri üzerinden Vakıfbank’ta sahip olduğu payları Hazine’ye devrebilecek. Ancak şu aşamada Hazine’nin hisseler karşılığında Sandık’a ne şekilde bir ödeme yapacağı belli değil.Konuştuğum Sandık’a yakın kaynaklardan edindiğim izlenim, onların da hisse devrine sıcak baktıkları. Sandık, reel bir piyasa değeri üzerinden ellerindeki Vakıfbank hisselerini Hazine’ye devretmek istiyor. Ancak şartları var. Şartlardan ilki ödeme şekli konusunda. Devredecekleri hisselerinin bedelinin en kısa süre de Sandık hesaplarına geçmesi talep ediliyor. En kısa süreden kasıt 12-18 ay gibi bir dönem. Yani ödemenin VGM’deki gibi uzun vadeli özel tertip senetlerle ödenmesine razı değiller. Sandık’ın bir diğer isteği ise özerk bir hale gelebilmek için bazı tüzük maddelerinin değiştirilmesi.Sandık’ın bu isteklerine Hazine tarafından yanıt gelip gelmeyeceğini önümüzdeki günler gösterecek...İç borca 0.4 puan katkıVGM’ye verilecek özel tertiplerin faizinin piyasa koşullarında belirlenip belirlenmeyeceği de henüz netlik kazanmadı. Ancak nasıl devir bedeli mevcut piyasa koşullarına yakın olacaksa verilecek senetlerin de faizi piyasa faizine yakın olacaktır. Bu da yıllık yüzde 6-7 civarında bir faize işaret ediyor. Fakat çıkarılacak senetlerin değişken faizli olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Böylece faiz değişen piyasa koşullarına göre her yıl ya da 6 ayda bir yeniden belirlenecek.Dolayısıyla Hazine’nin Vakıfbank yatırımından kar elde edebilmesi için bankanın her yıl Hazine’nin ödeyeceği faiz oranından hızlı büyümesi gerekecek.Hazine’nin ihraç edeceği özel tertip senetler de iç borç istatistiklerine olumsuz şekilde yansıyacak. Ağustos ayı itibarıyla Türkiye’nin iç borçlarının toplamı 420 milyar TL civarında. Yani iç borcun Orta Vadeli Program’da belirlenen bu yılki GSYİH’ye oranı yüzde 29.26 civarı. Çıkarılacak 5.8 milyar TL’lik yeni senetler, iç borç stoğunu yüzde 1.38, GSYİH’ye oranı da 0.40 puan artıracak.Burgan da Eurobank Tekfen’in parasını piyasalardan toplayacakSon dönemde Türk bankalarını alan yabancılar, bu satın almaların paralarını yine piyasalardan topluyor. Denizbank’taki Dexia hisselerini devralan Rus Sberbank, yaptığı ikincil halka arzla sermayesinin yüzde 7.6’sını satmıştı.Halka arzdan 5 milyar doların üzerinde gelir elde eden Sberbank, böylece Denizbank’ın parasını çıkarmıştı. Sberbank, Denizbank’ın yüzde 99.85’i için Dexia’ya yaklaşık 3.6 milyar dolar ödemişti.Eurobank Tekfen’i alan Kuveytli Burgan Bank da benzer bir yönteme başvuruyor. Burgan Bank, yaklaşık 200 milyon dinarlık yani 711 milyon dolarlık tahvil ihracına hazırlanıyor. 10 yıl vadeli tahvilin yıllık faizinin yüzde 6-6.25 civarında olması bekleniyor. Ülkesinde gerekli izinleri alan ve BDDK’dan yeşil ışık bekleyen Burgan Bank, Eurobank Tekfen’in yüzde 70’i için Yunan Eurbank EFG’ye 355 milyon dolar ödeyecek. Burgan, bankadaki Tekfen Holding’in yüzde 30’luk payını da alacak.
Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Genel Müdürü Soner Canko, “2015 yılına kadar küçük montanlı işlemlerden 100 milyar lira gibi bir büyüklüğü kartlı ödeme sistemine dahil edebiliriz. Bu rakama temassız ödeme sistemlerinin gelişmesiyle ulaşacağız ” dedi.Kartlı ödeme sistemlerinin ekonomide kayıtdışılığı azalttığını söyleyen Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Genel Müdürü Soner Canko, hedeflerinin küçük montanlı alışverişleri de kartlı sisteme dahil etmek olduğunu açıkladı. Canko, 2015 yılına kadar 100 milyar liralık küçük tutarlı ödemeleri kartlı sisteme dahil edebileceklerini belirterek, “Bu hedefe ulaşmada NFC teknolojisinin cep telefonları üzerinden uygulanması önemli bir rol oynayacak. Temassız kartlardaki gibi NFC teknolojisi cep telefonlarında da kullanılmaya başlandı. Küçük tutarlı alışverişlerinizde cüzdana gerek kalmıyor. Cep telefonunuzu, NFC teknolojisi ile uyumlu POS makinalarına yaklaştırmanız yeterli” dedi.Simitçi, taksici ve gazete bayisi gibi yerlerin nakit yerine kartlı ödeme sistemlerine geçmesi gerektiğinin altını çizen Canko, Avrupa’da henüz birkaç noktada pilot olarak uygulanan NFC teknoloji ile ilgili olarak BKM’nin 2008 yılından bu yana çalıştığını hatırlattı. Soner Canko, şöyle devam etti: “Türkiye’de birçok banka, temassız ödemeler konusunda çalışmalarını başarıyla tamamladı. NFC uyumlu cep telefonlarının yaygınlığı arttıkça bankaların NFC kullanımının da artacağını düşünüyoruz.”Ulaşımda satışların % 92’si online yapılıyorKredi kartlarıyla internet üzerinden alışverişin ve e-ticaretin sürekli büyüme gösterdiğini belirten Soner Canko şunları söyledi: “İnternet üzerinden alışveriş ve elektronik ödemeler 2011’de yüzde 47 büyüme gösterdi. E-ticaret içindeki ulaşımın payı yüzde 17. Online ödemeler THY başta olmak üzere 5 havayolunun cirosunun yüzde 92’sini oluşturuyor. Ulaşımda elektronik ödemelerin cirosu bu yılın sonunda 5.1 milyar TL’ye ulaşır. Elektronik ödemelerde ikinci sırada yine yüzde 17’lik oranla hizmetler sektörü ve kamu ödemeleri geliyor. Özellikle vergi ödemeleri giderek e-ortama taşınıyor.”Banka kartı ile internette alışveriş devri başladıSoner Canko, banka kartlarının artık sadece ATM’lerden para çekmek için kullanılmadığını, giderek alışverişlerde de yaygınlıkla kullanıldığına dikkat çekerek, “Yakın zamana kadar banka kartları internet üzerinden yapılan ticarette ve alışverişte kullanılamıyordu. Ancak geçen hafta başından beri artık banka kartları ile de internetten alışveriş yapılabiliyor” şeklinde konuştu.İnternette 30 milyar TL harcadıkBKM Genel Müdürü Soner Canko, kredi kartlarıyla yapılan işlem hacminin her yıl belirli oranda artarak büyümesini sürdüreceğini belirterek “2011‘de toplam kartlı ödeme cirosu yüzde 20 büyümüştü. Bu yıl toplam 270 milyar TL ciroya ulaşmayı hedefliyoruz. Bu ciro içinde e-ticaretin payının da 30 milyar TL’ye ve yüzde 9.5’luk orana ulaşacağını öngörüyoruz. 2007 yılında kartlı ödemeler olarak e-ticaretin payı yüzde 4.2 idi. Geçen 5 yılda kartlı ödeme cirosu içindeki e-ticaretin payında iki katın üzerinde bir artış sağlamış olduk” dedi.