Yüz binlerce adayın üniversiteli olmak için heyecanla beklediği LYS sınavlarının ilki olan LYS-1 (Matematik) bu sabah, LYS-5 (Yabancı Dil) ise öğleden sonra yapılıyor. Adaylar yarın sabah ise LYS-4’te (Sosyal Bilimler) ter dökecek. Beş oturumdan oluşan sınavların son iki oturumu ise 23-24 Haziran tarihlerinde yapılacak.871 bin 313 adayın heyecanla beklediği Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS) bugün başlıyor. 5 oturumda gerçekleştirilecek sınavlarda adaylar bu sabah saat 10.00’da LYS-1 (Matematik), öğleden sonra saat 14.00’te ise LYS-5’e (Yabancı Dil) girecek. Yarın sabah saat 10.00’da LYS-4 (Sosyal Bilimler) var. Bir hafta sonra yani 23 Haziran Cumartesi günü LYS-3 (Edebiyat-Coğrafya) ve 24 Haziran Pazar günü LYS-2 (Fen Bilimleri) yapılacak.LYS’ler kolay olacakNereden biliyorsun, diyeceksiniz?Bir düşünsenize, YGS’nin standardı yüksekti. Adayları epeyce hırpaladı. Çocuklar sınavdan sonra kendilerine gelemedi. 1-1.5 ay heba oldu, boşa gitti. Ne dershaneye gittiler, ne okula uğradılar. Odalarından dışarı çıkmadılar. Yalvar yakar çocukları hayata dödürebildik.Bilhassa Türkçe testinde bocaladılar. Bu diğer testleri de etkiledi. Herkes beklentisinin altında kaldı. Gelen puanlar da zaten bunu teyit eder nitelikteydi.YGS’de kastılar, çocukları zorladılar. Hadi diyelim ki LYS’de de kasacaklar. Peki üniversitelere kimi yerleştirecekler? Çocuk kalmaz ortada, boş trübünlere oynarlar. Zaten normalde kontenjanlar dolmuyor, çoğu kontenjan boş kalıyor. Bir de sınavlarda milleti dökerlerse n’olur bu memleketin hali?Yok yok, öyle olmayacak. Yani sınavlar zor olmayacak. İşi ilk sınavda sıkı tutuyorlar, orada biraz gözdağı veriyorlar. Belki de çocuklar işin ciddiyetini kavrasınlar istiyorlar, sonra tempoyu düşürüyorlar.Tempoyu düşürmek zorunda kalıyorlar, ister istemez! Neden?Çocukların kondisyonu yetmiyor, biraz zorladınız mı iş bitiyor!Ham maddeyi ne kadar kaliteli işlerseniz, ürün de o oranda kaliteli çıkar. Cevher iyi de, cevheri işleyemiyoruz. Sınavları iyi yapıyoruz ama sınavlara çocukları iyi gönderemiyoruz. O da bizim ayıbımız!İşin ilginci, kendimizi değil de çocukları eliyoruz!LYS’ler kolay olacak dediysek öyle her önüne gelen bu sınavı kolaylıkla geçecek anlamını çıkarmayın. Çalışan, didinen, çaba sarf eden, bütün bir yıl boyunca ter akıtan bu sınavları geçecek. Onların korkmasına gerek yok. Bu sınavlar onlara kolay gelecek.Yıl içinde 60-70 adet sınav oldunuz, deneme sınavı.. Deneme sınavları, gerçek sınavlardan daha zor olur. O sınavların standardı daha yüksek. Gerçek sınavlar Türkiye geneline göre hazırlandığı için standardı o derece yüksek olmuyor. LYS’de deneme sınavlarında aldığınız puandan daha yüksek puan alacaksınız ama ‘ne kadar yüksek olur?’ diye sormayın. Sayı belirtmek pek doğru olmaz.İlk LYS, Matematik-Geometri sınavı. Yani ‘dakka bir, gol bir’ türünden bir şey. Keşke ilk sınav Sosyal Bilimler veya Edebiyat-Coğrafya-1 sınavı olsaydı. Matematik, çocuklar için biraz ters gelen bir sınav. Hani onların gözünü korkutmamak açısından, morallerini yükseltmek açısından daha iyi olurdu gibi geliyor bana. YGS’nin LYS’ye katkısıBu katkı, hep tartışma konusu olmuştur. Nereye gitsem, hangi konferansa katılsam bu katkı oranı hep sorulur. Ortak bir noktada hiç buluşamadık. Herkesin oranı kendinedir ve herkes bu katkı oranını farklı farklı söyler. Aşağıda bu katkı oranlarını yazdım: - MF-1, MF-2, MF-3 ve MF-4 puan türlerinde 500 puanın yaklaşık 177 puanı YGS’den geliyor. Yani toplam puanın yüzde 35’ini YGS puanları oluşturuyor.- TM-1, TM-2 ve TM-3 puan türlerinde 500 puanın yaklaşık 160 puanı YGS’den oluşuyor. Yani toplam puanın yüzde 32’sini YGS puanları oluşturuyor.- TS-1 ve TS-2 puan türlerinde 500 puanın yaklaşık 140 puanı YGS’den geliyor. Yani toplam puanın yüzde 28’ini YGS puanları oluşturuyor.Özetlersek YGS’nin LYS puanlarına katkısı puan türlerine göre değişmekle birlikte yaklaşık yüzde 28-40 arasında değişiyor. Bunlar oldukça yüksek oranlar. Asla gözardı edilemeyecek derecede katkı sağlıyorlar. Bu gerçek!Peki, YGS puanı düşük olan bir aday için her şey bitti mi? Bu, önemli bir soru. Ama cevabı basit!HAYIR, BİTMEDİ!Büyük harflerle ve bold yazdım ki, inanın diye..Yeni sistemle birlikte (AOBP’nin kaldırılmasını vurguluyorum), LYS puanları daha da belirleyici oldu, daha bir ön plana çıktı.LYS’lere salim kafayla girmeye bakın. Kendinizi bu sınavlara iyi verin çünkü son sözü söyleyecek olan bu sınavlar... Kısa yoldan puan hesabıTS-195,107+(Tx1,450)+(SBx1,124)+(TMx0,816)+(FBx0,459)+(Ex1,160)+(C1x1,469)+(TARx1,364)+(C2x1,602)+(FELSx2,579)TS-293,680+(Tx1,595)+(SBx1,047)+(TMx0,487)+(FBx0,464)+(Ex1,952)+(C1x0,907)+(TARx1,377)+(C2x1,186)+(FELSx1,736)ÖRNEK: Adayımız YGS’de Türkçe testinden 37 net, Sosyal Bilimler testinden 36 net, Temel Matematik testinden 20 net, Fen Bilimleri testinden 19 net; LYS-3’de Edebiyat testinden 49 net, Coğrafya-1 testinden 20 net, LYS-4’de Tarih testinden 39 net, Coğrafya-2 testinden 11 net, Felsefe Grubu testinden de 27 net yapmış olsun. Bu adayın puanları:TS-1= 429,648TS-2= 436,352Puanlar hangi durumda hesaplanmaz?Adayların Ağırlıklı LYS puanlarının hesaplanabilmesi için MF puan türünde Matematik, Geometri, Fizik, Kimya ve Biyoloji testlerinden en az ikisinin ham puanı yani 4 yanlış 1 doğruyu götürdükten sonra kalan ham puanı 0.5; TM puan türünde Matematik, Geometri, Türk Dili Edebiyatı ve Coğrafya-1 testlerinden en az ikisinin ham puanı 0.5; TS puan türünde Türk Dili ve Edebiyatı, Coğrafya-1, Tarih, Coğrafya-2 ve Felsefe Grubu testlerinden en az ikisinin ham puanı 0.5 olması gerekir. Bunun sonucunda örneğin MF öğrencisinin Matematik-Geometri sınavında 0.5 ham puan yapması durumunda TM puanı da hesaplanır. Aynı şekilde TM öğrencisinin Matematik-Geometri sınavında 0.5 ham puan yapması durumunda MF puanları da hesaplanır.YARIN: - LYS-1 Matematik-Geometri sınavının değerlendirilmesi- Kısa yoldan puan hesabı (devam)- En çok tercih edilen bölümler için yapılması gereken netler, puan analizleri
LYS’de sorular 5 farklı kategoride hazırlanıyor. Soruların yüzde 10’u çok kolay, yüzde 20’si kolay, yüzde 40’ı normal, yüzde 20’si zor ve yüzde 10’u da çok zor düzeydedir. Yeni soruların yüzde 70’i rahatlıkla çözülebilir. Zor sorularla uğraşıp vakit kaybetmek yerine, o süre zarfında 3 kolay soruyu yanıtlamanız daha akıllıca olurGeleceğinizi etkileyecek sınavda başarılı olmak için nasıl bir yol izlemeniz gerekiyor? Rakiplerinizden bir adım öne geçmek için sınavda nelere dikkat etmelisiniz? Sınavda başarılı olmak için önerilerimize kulak verin. Üniversiteye girmek için yaklaşık 871 bin 313 aday LYS’yi bekliyor. LYS için artık sayılı saatler kaldı. Sınavda dikkat etmeniz gereken önemli noktalar var, bugün kısaca bunlara değineceğiz...SÜRE İNİSİYATİFİ BİZDE DEĞİL: YGS yapısı itibariyle Temel Matematik, Fen Bilimleri, Türkçe ve Sosyal Bilimler alanlarındaki temel bilgileri yoklayan, ‘eleyici’ olmaktan ziyade LYS için avantaj sağlamaya yönelik bir ilk aşama sınavıydı. LYS ise lise müfredatının tümünü kapsayan, geniş bir konu yelpazesini içeren ‘ayırt edici’ ve ‘eleyici’ özelliği daha baskın olan bir sınav. Bu açıdan bakıldığında konuları kavramış olmak, detayların farkında olmak, kelimenin tam anlamıyla konuyu ‘bilmek’ LYS’de başarı için önkoşul oluşturuyor. Sistem, öğrencilerin üzerinde oluşan zaman baskısını en aza indirgemeyi hedefliyor. LYS, farklı testler için ayrı ayrı süre sınırlamalarının getirildiği, bir testten elde edilen zamanın başka bir teste aktarılamadığı, herbir dersin öneminin artırıldığı orijinal bir sınav. Süre inisiyatifi YGS’de olduğu gibi öğrencide değil. SON GÜN DERS ÇALIŞILIR MI? Çalışmanın kime ne zararı olur ki! İstiyorsanız tabii ki çalışabilirsiniz ama buna çalışma değil de göz gezdirme diyelim. Boş oturmak sizi tedirgin edecekse boşluk hissedecekseniz tabii ki çalışabilirsiniz. ‘Çalışabilirsiniz’ dediysek kantarın topuzunu kaçırın demedik. Ölçüsünde ve kıvamında bırakmak koşuluyla çalışabilirsiniz. Kendinizi yıpratmadan, fazla sorgulamadan, bilmediklerinizi abartmadan çalışsanız bir sakınca yok!PANİK YAPMAYIN: Çoğunuz yıl içinde bir çok deneme sınavına girdiniz, önceki yıllarda çıkan soruları incelediniz ve çözdünüz. Cumartesi ve pazar günü gireceğiniz sınavlar bunlardan farklı olmayacak. Korkmanıza gerek yok. Deneme sınavlarında karşılaştığınız sorulardan daha kolay sorularla karşılaşacaksınız. Dershanelerin deneme sınavları gerçek sınavdan daha zor olur, buna inanın. NE ÇOK HIZLI NE ÇOK YAVAŞ: Hız ve tutarlılık arasında denge kurmanız büyük önem taşıyor. Soruları çok hızlı yanıtlayıp bunun neticesinde bol hata yapmak doğru olmadığı gibi aşırı titiz davranıp her soru üzerinde gereğinden fazla zaman harcamanız da yanlış olur. Hızlı ama isabetli olmak, sınavda başarılı olmanın en önemli unsurudur.DERİN NEFES ALIN: Sınava başladığınız anda her şeyi unuttuğunuz duygusuna kapılabilirsiniz. Bu, geçici bir durumdur. Sınava giren her aday bu durumla karşılaşabilir. Dert etmeyin, geçer. Birkaç soruyu yanıtladıktan sonra bu duygu kendiliğinden yok olur. Değişimi hissetmezsiniz bile.ZOR SORUYLA UĞRAŞMAYIN: Size önemli bir ipucu: LYS’de sorular 5 farklı kategoride hazırlanıyor. Soruların yüzde 10’u çok kolay, yüzde 20’si kolay, yüzde 40’ı normal, yüzde 20’si zor ve yüzde 10’u da çok zor düzeydedir. Sınavdan niye korkuyorsunuz? Soruların yüzde 70’i rahatlıkla çözülebilecek türden. Zor sorularla uğraşıp vakit kaybetmek yerine, o süre zarfında 3 kolay soruyu yanıtlamanız daha akıllıca olur. Zor soruların da kolay soruların da puan değeri aynıdır. Her ikisi de size aynı puanı kazandırır. Dolayısıyla kısa sürede ne kadar çok doğru soru yaparsanız, o kadar iyi olur.KOLAY SORULARDAN BAŞLAYIN: Yanıtlamaya hemen ilk sorudan başlamayın. Yıllardır hep dikkat etmişimdir, sınava başlayan her aday hemen ilk sorudan başlıyor. Sınavda, birinci sorudan başlayacaksınız diye bir kural yok. Ya ilk soru zor soruysa.. Moraliniz bozulacak, her şey birbirine karışacak. Önce hangi testten başlıyorsanız, o testin bütün sorularını gözden geçirin. 1-2 dakikanızı bu işe ayırın. Bu, zaman kaybı değildir. Bu tarama işlemi, o bölümdeki soruların genel yapısını görmenizi, testin yapısındaki değişikliklere hazırlıklı olmanızı sağlar.SORULARA TAKILMAYIN: Bir soruyu belli bir süre geçtiği halde çözemiyorsanız, o soru üzerinde daha fazla uğraşmayın yani sorularla savaşmayın. Önemli olan sınırlı sürede olabildiğince çok soru çözmektir. Her bir soruyu yanıtlamak için 90 saniyelik süreniz var. Akıllı davranın, çözemediğiniz, zorlandığınız soruyu atlayın. Eğer zamanınız artarsa o soruya geri dönersiniz. İlk etapta kolay ve normal düzeydeki soruları yanıtlayın. Böylelikle hem moralinizi yükseltmiş olursunuz hem de zamandan kazanırsınız. Zor ve çok zor soruları yanıtlamak için daha fazla zamanınız kalır.ACELECİ DAVRANMAYIN: Doğru yanıtı bulduğunuzu zannederek diğer seçeneklere bakmamanız zararınıza olur. Mutlaka sorunun bütün seçeneklerini okuyun. Bu, zaman kaybı değildir. Yanıtınız doğru olsa bile mutlaka diğer seçenekleri de okuyun. KISA MOLALAR VERİN: Aynı soruyu veya aynı satırları tekrar tekrar okuyorsanız, zihninizin dinlenmeye ihtiyacı var demektir. Kalemi, kağıdı bir kenara bırakın, gözlerinizi kapatın ve arkanıza yaslanın. İşlerin iyi gittiğini kendinize telkin edin. Dinlendiğiniz bu süreyi, kayıp zaman olarak değerlendirmeyin. Bunu bir yenilenme, güç toplama süreci olarak düşünün.ATMAYIN: Cevabından yüzde 100 emin olmadığınız soruları boş bırakın. Genelde boş bırakılan sorular adayları rahatsız eder, seçenekleri eleyerek sonuca gitmeye çalışırlar. Cevap şıklarından ikisini elediğinizi varsayalım. Bu durumda ne yaparsınız? Tahminde bulunursunuz, çünkü şöyle düşünürsünüz: Yüzde 50 şansım var. İşte, en büyük hatayı yaptınız! Çünkü sorunun yanıtından yüzde 100 emin değildiniz.ÖNCE SORUYU OKUYUN: Paragraf tipli sorularda paragraftan önce soru kökünü okuyun. Böylelikle zihin, sorulan soruya göre paragrafı okuma eğiliminde olur. ALTI ÇİZİLİ İFADELERE DİKKAT: Soru kökü bazen ‘olamaz’, ‘değildir’, ‘yanlıştır’ veya ‘.. mamalıdır’ gibi olumsuz ifadeler taşıyabilir. Zihin hep olumlu soru kalıplarına şartlandığından, sorudaki olumsuz ifadeler gözden kaçabilir. Altı çizili ve koyu yazılan ifadelere dikkat edin. YARIN – Kısa yoldan puan hesabı (devam) - Puan türlerinin analizi l Çok tercih edilen bölümler için yapılması gereken netler
ÜNİVERSİTE adayları 16-17 Haziran ile 23-24 Haziran tarihlerinde 5 oturumdan oluşan LYS’ye girecek. AOBP’nin kaldırılmasıyla bu sınavlarda bireysel başarı ön plana çıktı. Ayrıca okul başarısının sınava katkı payı yüzde 15’ten yüzde 12’ye düşürüldü. Yani bu yıl yerleştirmelerde belirleyici rolü oynayacak unsur, sizin sınavlardan alacağınız puanlar olacak.Sınavlar sağlı sollu geliyor. Biri bitiyor, öteki başlıyor. Geçen cumartesi SBS’yi tamamladık. Yaklaşık 1 milyon 100 bin öğrenci bu sınava katıldı. İlköğretim son sınıftaki öğrencileri şimdilik tatile çıkardık. Şimdilik diyorum çünkü 12 Temmuz’da sonuçlar açıklanacak, esas koşuşturma o tarihten sonra başlayacak. Gelelim ortaöğretim son sınıflara, yani 12’nci sınıflara...Onlar ilk deneyimi 1 Nisan’da yaşadılar. Yaklaşık 1 milyon 40 bin aday, üniversiteli olma yolundaki ilk adımı bu sınavla attı.YGS moralleri bozduYükseköğretime geçmenin ilk adımı, pek yüzleri güldürmedi. İşler pek beklenildiği gibi gitmedi.Eee, neticede bu bir sınav. Öyle elimizi kolumuzu sallayarak gireceğimiz türden basit bir sınav değil. Adı üzerinde ‘Yükseköğretime Geçiş Sınavı.’ Belli bir zorluğu olacak. Bunu baştan kabullenmek gerekiyor.Türkçe soruları paragraf ağırlıklıydı. Okuma alışkanlığımız olmadığından zorlandık, yorulduk, sıkıldık.Zamanı yetiştiremedik. Bu durum diğer testleri de etkiledi, derken işler sarpa sardı. Sınavdan sonra kara kara düşünmeye başladık. Bir düşüncedir aldı bizi: ‘YGS’de yapamazsak, LYS’de nasıl yaparız?’YGS ile LYS’lerin arası yaklaşık 2.5 ay. Bu 2.5 ayın neredeyse yarısında ‘karalar bağladık’, felaket tellallığı yaptık. Moralimiz bozuldu, çalışamadık.Neden?YGS beklediğimiz gibi gitmedi de ondan!Büyük parça önümüzdeHer yıl bu süreç sancılı geçer. Çocukları toparlamak için akla karayı seçeriz. İkna etmek için canımız çıkar. ‘İkna’ dedim. ‘İkna’ deken neyi kastettim acaba?Şunu: YGS ile LYS’lerin formatı birbirinden farklı, ikisinin istediği birbirinden farklı. Şöyle basit bir mantık yok: YGS’de yapamayan, LYS’de hiç yapamaz!1’le 1’in toplamı matematikte 2 yapıyor. Gerçek hayatta, sınavda böyle olmuyor. Biz, YGS’de beklentisini bulamayıp da LYS’de sonucu tam 12’den vuran çok öğrenci gördük. Gördük ama bu öğrencilerin ortak bir yönü vardı: Hiçbiri YGS’den sonra çalışmaya ara vermedi, sınava ve hayata küsmedi. Oturdu, muhasebesini yapttı, çalışmaya devam etti.Gençler, kendinize gelin; siz, çocuk değilsiniz!Bazen işler yolunda gitmeyebilir; gayet doğal, hayat bu! Bazen bizden kaynaklanan bazen de karşı taraftan kaynaklanan bir takım sorunlarla karşılaşacağız. Önemli olan, işler yolunda gitmediği zaman ne yapacağımızdır. Pes mi edeceğiz, yoksa devam mı edeceğiz?Benim size tavsiyem, hayatta hiçbir zaan işin kolayına kaçmayın, yenilseniz bile güzel yenilin.Sınav başarısı önemliSınava 3 hafta kala kafamızı bulandırdılar, pişmiş aşa su kattılar! Akıllara ziyan bir son dakika değişikliği oldu.N’oldu?AOBP dediğimiz saçma uygulamaya son verildi. Uygulamaya son verilmesi doğru da uygulamaya son verilme tarihi yanlış!Neyse, konumuz şimdi bu değil; biz, işimize bakalım...AOBP’nin kalkmasıyla bireysel başarı ön plana çıktı. Yani öğrencinin okulundaki bireysel başarısı daha önemli hale geldi. Başarı düzeyi yüksek okulların öğrencileri mağdur olacak. Ne yazık ki durum böyle! Bir başka önemli nokta daha var; okul başarısının sınava katkı payı yüzde 15’ten yüzde 12’ye düşürüldüğü için sınav başarısı bu yıl daha belirleyici olacak. Benim size uyarım: Bu yıl yerleştirmelerde belirleyici rolü oynayacak unsur, sizin sınavlardan alacağınız puanlar olacak. Bunu aklınızdan çıkarmayın!Sınav takvimi2012-LYS toplam 5 oturumda tamamlanacak. İlk sınav 16 Haziran Cumartesi günü LYS-1 Matematik ve LYS-5 Yabancı Dil sınavlarıyla maratonun ikinci turu başlıyor. Cumartesi günü 619 bin 133 aday LYS-1 Matematik sınavına, 49 bin 543 aday da LYS-5 Yabancı Dil sınavına katılıyor. 17 Haziran Pazar günü LYS-4 Sosyal Bilimler sınavı var. Bu sınava 385 bin 659 aday katılacak. Bir hafta sonra, 23 Haziran Cumartesi günü bu kez LYS-3 Edebiyat-Coğrafya sınavı var. Bu sınava katılacak aday sayısı 666 bin 163.24 Haziran Pazar günü sınav maaratonu LYS-2 Fen Bilimleri sınavıyla tamamlanıyor. LYS-2 Fen Bilimleri sınavına katılan aday sayısı 308 bin 702 olacak. Böylelikle sınavlara toplam 871 bin 313 aday katılacak.YARIN- LYS öncesi yapılması gerekenler- 2011-LYS ham puan dağılımları- Puan türlerine göre üniversite kontenjanları- Kısa yoldan puan hesabı
Gençler ve ailelerinin üniversiteli olma yolunda sınav stresinin ardından yaşadıkları ‘Hangi okul ve bölüm doğru tercih olur?’ sorusunun yanıtını çözüm ortağınız UNITERCİH 2012 veriyor. Türkiye’nin ilk ve tek Üniversite Tercih Fuarı UNITERCİH 2012, 70’in üzerinde kurumu ücretsiz olarak ayağınıza kadar getiriyor.Doğru tercihle hayatlarının en önemli kararlarından birini almaya ve üniversiteli olmaya aday gençler artık kampüsleri tek tek gezip internette günlerce tercih yapacakları okulların güncel bilgilerini araştırmayı bırakacak. Bu yıl ilki düzenlenecek Türkiye’nin en büyük Üniversite Tercih Fuarı UNITERCİH 2012 velileri ve öğrencilerin büyük bir derdine çözüm ortağı oluyor. Üniversiteli olacak adaylarla veliler, aynı çatı altında toplanacak birçok üniversite hakkında bilgi almak ve uzmanlarla görüşmek için UNITERCİH 2012’de bir araya gelecek.‘Hataları engelleyeceğiz’Eket Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı M. Uğur Tok, geçen yıl kendi çocuğu için girdiği stresi ve sancılı süreci artık kimsenin yaşamaması için harekete geçti. Bu fikirden yola çıkıp düğmeye basan Tok ve çalışma arkadaşları, Türkiye’de bir ilke imza atarak 18-19-20-21 Temmuz 2012 tarihlerinde Üniversite Tercih Fuarı UNITERCİH 2012’yi gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Uğur Tok, “Birçok aday, açıkta kalma endişesiyle hareket edip istemediği bir bölümü tercih etmek zorunda kalabiliyor. Biz bu fuarla öğrencilerin hata yapmalarını engelleyip doğru tercihe yönlendireceğiz” dedi. UNITERCİH 2012, Harbiye’deki İstanbul Kongre ve Fuar Merkezi’nde düzenlenecek. Üniversite Tercih Fuarı UNITERCİH 2012’nin ziyaretçilerine en büyük armağanı ise ‘tercih hatalarından dolayı açıkta kalmaya son verecek bu hizmeti almaları’ olacak.70 kurum yer alacakÜlke genelindeki vakıf, devlet üniversiteleri, başta KKTC olmak üzere yurt dışında eğitim veren üniversiteler ve meslek yüksekokulları gibi 70’in üzerinde kurumun yer alacağı fuarda, üniversiteli olacak öğrenci adaylarına yapacakları tercihlerde yardımcı olunacak ve okuyacakları bölümler hakkında geniş bilgiler alabilecekleri profesyonel bir platform oluşturulacak. ‘Onbinlerce öğrenci adayı yüzlerce üniversite arasından tercih kararını sizce nasıl verebilir?’ sorusunun tek cevabı Üniversite Tercih Fuarı UNITERCİH 2012’de olacak. Fuarın ziyaretçileri, her üniversitenin standında yer alacak eğitim uzmanları ve akademisyenlerle yüz yüze görüşmeler yapabilme fırsatını da yakalayacak.Soru işaretleri silinecekÖğrenciler ve veliler, geleceğe yönelik kafalarındaki tüm soru işaretlerini bu görüşmelerden alacakları yanıtlarla silmeyi başaracak. Aynı zamanda gençler, UNITERCİH 2012’de yer alacak özel tercih yazılımı sayesinde ilgi alanlarına ve puanlarına göre en uygun bölümleri belirleyebilecek. Bilindiği gibi son yapılan düzenlemeler, öğrencilerin üniversite tercihlerini tek başına yapmalarını adeta olanaksız hale getirdi. Fuar süresince geliştirilen tercih programlarıyla öğrenci adaylarına hedefledikleri bölümlere yerleştirilmesinde ve hatasız bir tercih yapmalarına imkân sağlanacak. Etkinlikler, her gün saat 10.30-19.00 arasında ziyaretçilerine açık olacak. Daha detaylı bilgi almak için www.unitercih.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Cuma günü okul öncesinde, ilköğretimde ve orta öğretimde okuyan 17 milyon öğrenciye karnelerini verdik, ‘180 iş gününü tamamladınız, yaklaşık 8 ay süren eğitim maratonunu bitirdiniz, haydi tatile çıkabilirsiniz’ dedik...Sonra ilköğretim son sınıftaki öğrencilere, ‘siz bir kenara ayrılın, yarın sınavınız var; yok öyle hemen tatile çıkmak, hele bir sınava girin, ondan sonra tatile çıkacaksınız’ dedik.Onlar da şaşırdı, hem bize karne veriyorlar, ‘tatile çıkabilirsiniz’ diyorlar; sonra da ertesi gün yaka paça sınava sokuyorlar!Haklısınız, pek anlamlı değil; ama öyle... 1 milyon 98 bin 243 aday, tatilin ilk gününde ter döktü, geleceği için. Sınav güzel hazırlanmış, hatalı soru yoktu, müfredat dışı soruyla karşılaşmadık, soru içerikleri kazanımlara uygundu, kısacası MEB temiz ve net bir sınav hazırlamış. Sınav, oldu bittiye getirilmemiş, inceden inceye işlenmiş. Hazırlayanları ve emeği geçenleri kutlamak gerekir...Öncelikle testleri birer cümleyle özetleyecek olursak, şöyle bir tabloyla karşılaşıyoruz: Türkçe: Paragraf soruları sıralamayı belirleyecek.Matematik: Grafik ve tablo okuyabilen öğrenci aradan sıyrılacak.Fen ve Teknoloji: Uygulamalı eğitim alan öğrenci avantajlı!Sosyal Bilgiler: Soru içerikleri kazanımlara uygun...Yabancı Dil: İlk kez grafik ve tablo içeren sorularla karşılaştık.Okuyan Türkçe’de kazanır!Türkçe soruları müfredata uygundu. Bu yıl paragraf ağırlıklı sorularla karşılaştık. MEB, sanki ÖSYM ile işbirliği yapmış izlenimi veriyor. Hatırlarsınız, YGS’de de 40 sorunun neredeyse yarısından fazlası paragraf sorularından oluşuyordu. SBS’de ilk kez 23 sorunun 14’ü paragraf sorusundan oluşuyordu. Soruların dağılımında paragraf sorularının sayısının önemli oranda arttığı dikkat çekiyor. Türkçe testindeki paragraf soruları; ayırt edici nitelikte, okuyan, yorum yapabilen öğrencilerin rahatlıkla çözebileceği yapıdaydı. MEB ve ÖSYM, sadece test çözen öğrenci değil, okuyan öğrenci istiyor; testin genelindeki hava bu!6’ncı ve 7’nci sınıf soruları vardıMatematik testi, 8. sınıf müfredatıyla sınırlı kalmamış, alt sınıf kazanımları da ölçülmüş. Öğrencilerin ilköğretimde elde etmesi gereken temel matematiksel işlem ve analitik düşünce tarzına uygun sorular hazırlanmış. Sorular müfredata uygundur ve geçen yılın sorularıyla benzerlik gösteriyor. Soruların zorluk derecesi, orta üstü seviyede. Geçen yıl sorulmayan kare prizma, koni, benzerlik ve trigonometri konularından bu yıl soru geldi. Deney ve grafik soruları Fen ve Teknoloji testinin 20 sorusundan 11’i deney sorularından oluşuyordu. Bu, ilk kez karşılaştığımız bir tabloydu! Öğrencilerin bilgilerinin yanında yorum yeteneklerini de kullanarak çözmelerini gereken orta zorlukta soruların olduğu bir sınavla karşılaştık. Soru içerikleri kazanımlara uygun, her üniteyi kapsayacak şekilde hazırlanmış.Okuyarak cevaba ulaşma Sosyal Bilgiler testinde iki farklı yapıyla karşılaşıyoruz: Doğrudan bilgiye yönelik sorulara da var, verilen bilgiyi okuyarak doğru cevaba ulaşılacak sorular da var. Testin genelinde bilgiyi yorumlama yeteneği ön plana çıkarılmış. Matematik, Fen ve Teknoloji testlerinde olduğu gibi, Sosyal Bilgiler testinde de görsel ve şekil içeren sorulara fazlaca yer verilmiş. Bu sene önceki senelerden farklı olarak 8. sınıflara zorunlu ders olarak konulan Vatandaşlık ve Demokrasi Eğitimi dersine yönelik sorular da sınavda yer almış ve sorular müfredata uygun olarak hazırlanmış.Özel okullar kolaydıYabancı Dil sınavı, 8’inci sınıf müfredatını ölçer nitelikte olup, yönergeler ve seçenekler son derece açık ve net verilmiş. Sorular müfredat dağılımına göre başarılı paylaştırılmış. Bazı sorular seviyeyi ölçer nitelikte. Okuma ve anlamayı ölçen sorular sadece metin içerisinde değil diyaloglar ve tablolar şeklinde verilmiş.
Yakan top, saklambaç, körebe, beştaş... Bilirsiniz, bunlar bizim çocukluğumuzun oyunları. Kızlar ip atlar, seksek oynar; erkekler topaç çevirir, misket oynar, maç yaparlardı. Hatta mahalle maçları filan olurdu. Büyük çekişmelere sahne olan bu maçlar, genellikle kavgayla biterdi. Mahalle maçlarının sonu, mahalle kavgalarına dönüşürdü... Akşamüzerleri oynanan bu oyunların tartışması yatana kadar devam ederdi. Bazen olaya büyükler de müdahil olur, böylelikle olay ailevi bir boyuta ulaşırdı... Çok çekişmeli geçen bu oyunların birtakım kuralları vardı. Takım kurarken bile, her şey adilane olurdu. N’apardık, hatırlasanıza: ‘Aldım, verdim, ben seni yendim’ diyerek adımlar, kimin ayağı ötekinin ayağına basarsa eleman seçme önceliği onun olurdu. Kurallar baştan koyulur, herkes bu kurallara uyardı. Uymayanlara, kuralları değiştirenlere ‘mızıkçı’ denirdi. ‘Mızıkmak, mızıkçı olmak’ pek hoş karşılanan şeyler değildi. Uyumsuzluğun, kural tanımazlığın, başına buyruk olmanın göstergesi olarak kabul edilirdi. Mızıkçılar dışlanır, bir sonraki oyuna alınmazlar; daha doğrusu cezalandırılırdı. Taa ki düzelene kadar... Küçücük yaşta, hayatın daha başında, cahil ve toy kafalarımızla bile, oyun oynanırken kurallara uymanın erdem olduğunu ve buna uymanın gerekliliğini anlayabilmişiz.***1 milyon 840 bin gencimizin oynadığı bir oyun var ancak bu oyun, bizim oynadığımız oyunlar kadar eğlenceli ve zevkli değil. Ötekinde kavga bile olsa, yine de bir güzelliği ve saflığı vardı. Gençlerimizin girdiği bu oyun, acımasız ve kuralsız! Yılda bir iki kez yapılıyor ama kimse bu oyunu oynamayı pek istemiyor, hatta beklemiyor bile. Gelmesin istiyor çoğu genç. Oynanan oyunun adı: Komedi! Bu oyunda kural yok, düzen yok, takan yok ama mızıkçı var. Oyunun sonuna gelmişiz, neredeyse oyun tamamlanıyor, mızıkçı çıkıyor ve diyor ki: ‘Ben, kuralları değiştirdim!’***1988 yılından beri bu işin içindeyim, 1974 yılından bu yana da bu sınavlar yapılıyor. İlk kez böyle bir uygulamayla karşılaşıyorum. Sınava 3 hafta kala sistem değişiyor. Yapılan bu değişiklik, öyle eften püften bir değişiklik de değil, bayağı okkalı bir değişiklik! Eğitim-öğretim ve ölçme-değerlendirmede temel bir prensip vardır: Yapılanların pedagojik formasyona uygun olması gerekir! Pedagoji bilimi, kendi altında farklı alanlara ayrılır. Bunlardan biri de ‘Eğitim Pedagojisi’dir.Pedagojinin hizmet anlayışı, ‘eğitim sürecinde yapılan yanlışların düzeltilmesi’dir. Şimdi biri bana söylesin; yapılan bu AÖBP değişikliğinin pedagoji bilimiyle uzaktan yakından bir ilgisi var mı?***Evet, AÖBP‘ye karşıyız. Eminim ‘Çarşı’ da karşıdır ama ‘şimdi’ kaldırılmasına taraftar değiliz. Yeri ve zamanı son derece yanlış. Bu durum başarılı okulları, başarılı öğrencileri cezalandırmaktan başka bir işe yaramaz.Sayın Bakan, Sayın YÖK Başkanı; n’olur bu işe bir el atın. Yapılan komedi, adama gülerler. Dünyanın neresinde görülmüş, sınava 3 hafta kala sistem değişikliği yapıldığı (biz hariç tabii)! Okullarda notlar teslim edildi, tam o aşamada bu karar çıktı. Ne tesadüf değil mi? ‘Yorgan gitti, kavga bitti’ misali... Akıllarınca notların yükseltilmesini önlediler. Aferin, kocaman bir aferin. Bunu başardınız, ama şimdilik, sadece bu yıllık! Ya seneye?***Geçtiğimiz cuma bir devlet okulundayım, müdürle bahçede oturuyoruz. Söz döndü dolaştı bu konuya geldi. Okul, İstanbul’un, hatta Türkiye’nin iyi okullarından biri... Müdürün ağzından çıkan şu cümle geldiğimiz noktayı çok güzel özetliyor: ‘Bileydik, notları şişirirdik.’Alın size 4+4+4!Sayın Milli Eğitim Bakanım,Size çok önemli bir şey soracağım ve bunun yanıtını sabırsızlıkla bekleyeceğim. Şunu da belirteyim, bu sadece bir duyum. Sizden, bunun doğruluğunu veya yanlışlığını rica edeceğim. Sadece içim rahat etsin diye soruyorum: Bu değişikliği daha önceden bilen okullar, okul idarecileri var mıydı? Şayet varsa, bunlar çocukları mağdur olmasın diye Açıköğretim Lisesi’ne geçirdiler mi? Geçen yıl AÖL’ye nisan, mayıs ve haziran aylarında kaç çocuk kayıt olmuştu? Bu yıl, yine bu üç ayda kaç çocuk kaydoldu? Bunları bir öğrensek de içimiz rahat etse... Sonra biz de desek ki, ‘bu bir şehir efsanesiymiş!’***Yargı yolu açık, bu değişiklik yargıya gider. Yargı kararını bilemem ama bence yargıdan döner, dönene kadar da ‘hop oturup hop kalkarız.’ Bu işlerden sorumlu devlet kuruluşları arada bir beni ‘arama konferansları’na davet ederler. Hiç birine katılmam. Neden mi? Değişen bir şey olmuyor da ondan. ‘Neyi ararlar’ onu da anlamam. Bir de ‘komedi’ oyununun parçası olmak istemiyorum!
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri, sanal mahkemede kadına şiddet ve silahla yaralama olaylarını gerçeğine uygun olarak işledi.ADLİYELERDEN eksik olmayan yüzlerce şiddet davası hukuk derslerinde de uygulamalı olarak işlenmeye başladı. Özellikle kadına şiddet olaylarına her gün bir yenisinin eklendiği son günlerde Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri sanal mahkemede kadına şiddet ve silahla yaralamayı işledi.Öğrencileri toplumun kanayan yarasına ait konularla öğrenim görerek mesleki anlamda deneyim kazanıyor. Saldırgan bir kişinin eski karısını yumruklayarak dövmesini ve kendisinden sonra evlilik yaptığı kişiyle olay yerinde tesadüfen bulunan şahısları pompalı tüfekle yaralamasının konu alındığı sanal mahkemede öğrenciler hakimi, avukatı, mağduru, cumhuriyet savcısını, sanığı ve şahitleri usulüne uygun canlandırdı. Sanal duruşma sonunda şiddet uygulayan sanığa 9 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burcu Dönmez, “Ülkemizin en büyük sorunlarından biri olan şiddetin yer aldığı gerçek bir davayı dersimize taşıdık. Öğrencilerin derslerde edindikleri bilgileri uygulamalı olarak işliyor ve meslek yaşamlarında zorluk çekmemelerini amaç ediniyoruz’’ dedi.Geleceğin hukukçularının meslek yaşamlarında karşılarına çıkacak davalarda davacı, davalı, hakim gibi görevleri üstlenmelerini sağlayan uygulamalara yönelik çalışmaların öğrencilerden daha çok ilgi gördüğünü belirten Dönmez,’’ Öğrenciler, yaşanmış durumları konu alarak çarpıcı örneklerle tecrübe edinmeleri daha verimli oluyor’’ diye konuştu. Usulüne uygun olarak canlandırıldıÖğrenciler mahkemede avukatı, hakimi, savcıyı, sanığı, mağduru ve şahitleri usulüne uygun olarak canlan-dırarak deneyim kazanmaya çalıştılar. Duruşma sonunda şiddet uygulayan sanığa 9.5 yıl hapis cezası verildi.
BABASI hayatta olmayan, maddi durumu yetersiz yetenekli çocuklara çağının en ileri eğitim fırsatını sunan Darüşşafaka artık annesi hayatta olmayan çocuklara da kapılarını açıyor. Aynı zamanda Darüşşafaka Cemiyet’nin doğal başkanı da olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 14 Nisan günü düzenlenen olağanüstü genel kurulda oy çokluğuyla kabul edilen tüzük değişikliğiyle annesi hayatta olmayan çocuklara da eğitimde fırsat eşitliği tanınacak. 2012-2013 öğretim yılı Darüşşafaka sınavı 27 Mayıs tarihinde 20 ilde yapılacak. Öğrencilerin ve velilerin sınav merkezlerine ulaşım giderleri, talep etmeleri halinde Darüşşafaka tarafından karşılanacak. Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Yıldırım, “Günümüzde anne kaybının maddi ve manevi yönden baba kaybından farksız hatta daha da önemli olabildiği gerçeğinden hareketle annesi hayatta olmayan yavrularımızın da Darüşşafaka gibi çağdaş bir kurumun sağladığı eğitim fırsatından yararlanmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Böylelikle eğitimde fırsat eşitliği misyonumuzu daha fazla öğrenciye ulaştırmış olacağız” dedi.