Tren yoldayken makas değiştiriyoruz

10 Eylül 2013

Geçtiğimiz pazar telefon çaldı, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan arıyorlar... ‘Sayın Bakanımız, pazartesi günü eğitim köşe yazarları ve televizyon programcılarıyla toplantı yapmak istiyor, katılımınızı dileriz’ dediler.‘Davete icabet etmek gerekir’ dedik, gittik...İyi ki de gitmişiz. Bakanlığın anlatamadığı, bizim anlamadığımız, sizlere aktaramadığımız pek çok şeyin farkına vardık.Sohbet, esprili bir ortamda başladı. ‘Her sorunuza cevap vermeye hazırız, ancak kolay soruları bana, zor sorulara müsteşarlarıma soracaksınız. Onlar, zor soruları göğüslemek için buradalar’ dedi. Arkadan bombayı patlattı: ‘Bildiğiniz gibi yeni sistemde yanlış cevaplar doğruları götürmüyor, ancak burada verilen yanlış cevaplar, bürokratları götürebilir...’Sonra ciddi konuşmalar başladı...İşte Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın açıklamalarından bazı satır başları:- Devletin bir görevi de, riskleri göğüslemektir. Birtakım aksilikler, terslikler olacak, biz bunları göze alıyoruz. Tek bir amacımız var, ne olursa olsun sistemi oturtmak zorundayız. Kontrollü sınav- Sınavların güvenilir ve kontrollü olmasını istiyoruz, tek isteğimiz bu! Yeni bir sınav sistemi icat etmedik, sadece güncelleme yaptık. Riskli bir iş yaptığımızın farkındayız. Tren yoldayken makas değiştirmeye çalışıyoruz.- Bizim yaptığımız sınavlarla, öğretmenin yaptığı sınavlar arasındaki farka bakacağız, makasın açıklığına bakacağız. Bunu öğretmeni yargılamak için yapmayacağız, aradaki farkı telafi etmek için, iyileştirme için yapacağız. Kontrollü sınavlar, kontrolsüz sınavların kontrolünü sağlayacak. Bu bize, art niyet aramaksızın makasın arasındaki farkı telafi etme şansı sağlayacak. - Yeni modelin temel niteliği, öğrenci başarısını anlık bir performansa dayalı olarak değil, geniş bir zaman dilimine yayarak belirlemek. Böylelikle başarı değerlendirmesini sürece yayacağız. Sınav kaygısını da sürece yayarak azaltmayı hedefliyoruz. Telafi olanağı sağlayarak, tek sınavdan kaynaklanan olumsuzlukları azaltmaya çalışıyoruz.- Yeni model öğrenci, öğretmen ve okul ilişkisini güçlendirecek. Eğitim sürecinde öğretmenlerin ve okulun rolünü daha etkin kılacak. Ülke çapında müfredatın eş zamanlı uygulamasını sağlayacak. Ortak sınavlar öğretmenlerin ortak performansını artıracak, Okul dışı eğitim kurumlarına (dershaneler) yönelik ihtiyacı ortadan kaldıracağız, öğrenciyi sistemin içine çekeceğiz.- Bakan Avcı, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi’nin kısaltması olan TEOG’u benimsemiyor. Bakan, ‘sizin bir öneriniz varsa, onu kullanabiliriz’ dedi. LYS, OKS veya SBS gibi adlandırmalar, sınav içerikli olduğu için bu türden bir ifadeden şiddetle kaçınıyoruz, çünkü bu sistem sınav odaklı değil!

Devamını Oku

Durmak yok, güncellemeye devam!

8 Eylül 2013

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), güncelleme yapmayı sevdi, eğitimle ilgili her şeyde güncelleme yapıyor. Seviye Belirleme Sınavı (SBS) güncellemesinin ardından bir güncelleme de özel Anadolu sağlık meslek liselerine geldi.Yeni eğitim-öğretim döneminin başlamasına sayılı günler kala, özel Anadolu sağlık meslek liseleri, bu okullarda görev yapan binlerce öğretmen ve yine bu okullara kayıt yaptıran onbinlerce öğrenci büyük bir sorunla karşılaştı.Türkiye’de 341 devlet, 166 özel Anadolu sağlık meslek lisesi var. 2009’da özel Anadolu Sağlık Meslek Lisesi sayısı 1’di. Beş yıl içinde okul ve öğrenci sayısı artınca, MEB ve Sağlık Bakanlığı önlem almaya başladı. MEB, 2 Ağustos’ta Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nde değişikliğe gitti.MEB, 2 Ağustos 2013 tarihinde Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nde değişiklik yaparak, özel Anadolu sağlık meslek liselerine, okulla aynı il sınırları içinde, okula uzaklığı 30 kilometreyi geçmeyen, en az 50 yatak kapasiteli ve okulun alan ve dallarına esas teşkil eden meslek gruplarına göre görevli sağlık personeli sayılarının da belirtildiği hastanelerle, en az 10 yıl süreli staj protokolu yapma zorunluluğu getirdi. Üstelik bu şartlar önceki senelerde açılan sağlık meslek liseleri için de geçerli kılındı.Aynı yönetmelikte yapılan bir başka değişiklikle de özel Anadolu sağlık meslek liselerinin, staj protokolu imzadıkları hastanedeki hemşire sayısının yarısı kadar öğrenci kabul edebilecekleri hükmünü getirdi.Bir başka darbe de Sağlık Bakanlığı’ndan geldi. Sağlık Bakanlığı, 14 Ağustos’ta bir başka genelge yayınlayarak bir yandan kabul edilebilecek öğrenci sayısını yarıdan üçte bire düşürdü, ayrıca staj protokolu süresini 10 değil, 7 yıl olarak belirledi.Değişiklikler bunlarla da sınırlı değil. Bir özel Anadolu sağlık meslek lisesinde iki sınıf açılabilmesi için pedagojik formasyonlu ve lisans mezunu bir hemşire atanması şartı getirildi, fakat Türkiye’de böyle bir hemşire bulmak neredeyse mümkün değil. Ayrıca Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’ndeki yetkililer yönetmeliğin staj protokolu ile ilgili bölümünü ‘Bir hastane ile sadece bir okul staj sözleşmesi yapabilir’ diye yorumluyorlar. MEB, bütün bu düzenlemelerle özel Anadolu sağlık meslek lisesi sayısındaki artışı sınırlamayı amaçlıyor, bu okullardaki eğitim kalitesinin düşmesini engellemeye çalışıyor.Son zamanlarda özel Anadolu sağlık meslek lisesi sayısında artış olduğu doğru. Ancak sağlık sektöründe de ara eleman açığı var. Hükümetin 2023 projeksiyonunda, yaklaşık 200 bin hemşire açığı olduğu açıkça belirtiliyor. Bu açığı gidermekte devletin sağlık meslek liselerinin sayısı yeterli değil. O zaman da özel Anadolu sağlık meslek liseleri devreye giriyor.Bu konuyla ilgili görüşlerini sorduğum Özel Mektebim Okulları’nın kurucusu Ümit Kalko, şunları söyledi: “Sağlık meslek lisesi sektörünün bu denli gelişmesinden rahatsızlık duyan MEB, okulların açılmasına bir ay kala ciddi bir değişikliğe gitti. Ancak bu değişiklik, eski yönetmeliğe göre yatırım yapmış, ruhsat almış ve öğrenci kaydetmiş okullara büyük mağduriyet doğuruyor. Yönetmelik değişikliği, daha önce ruhsat almış okulların bile hastane staj protokolu yapmasını öngörüp, hemşire çalıştırmazlarsa öğrenci alamayacaklarını söylüyor. Bu, hukukun temel ilkelerinden olan ‘kazanılmış hak’ ilkesine tamamen aykırı bir uygulama. Öte yandan, Anadolu’da kurulan sağlık meslek liseleri, 30 kilometre yakınında bulunan en az 50 yataklı hastane ile staj protokolu imzalama şartından ötürü sıkıntı yaşamakta, çünkü çoğunun, bırakınız 30 kilometre yakınında, çevresinde hastane yok. Hükümet, bir yandan özel okulları teşvik etmekte, dersanelerin kapatılıp özel okul olmasına uğraşmakta, bir yandan da memleket meselesi olan meslek liselerinin açılışı baltalanmakta.”Okulların açılmasına kısa bir süre kala yapılan bu kural değişikliği, binlerce öğretmenin sözleşmesinin iptal olmasına ve özel Anadolu sağlık meslek lisesine kayıt yapacağını düşündüğü için başka okula kayıt yaptırmayan 10 binlerce öğrencinin de ortada kalmasına yol açacak.Özel Anadolu sağlık meslek lisesi kurucuları, 2 Eylül 2013 Pazartesi günü Danıştay’a yürütmeyi durdurma talebi ile iptal davası açtı. Yapılması gereken, yönetmeliğin bir an önce revize edilmesi. Özel Anadolu sağlık meslek liselerinde kalitenin düşmesi, bu tür yönetmelik müdahaleleriyle açılmalarına engel olmakla değil, çok sıkı denetimle engellenir. Yönetmelik değişikliğinden önce ruhsat alan okulların bu konudan en azından bu yıl muaf tutulmaları gerekir. MEB’in bu yanlış uygulamadan bir an önce vazgeçmesi akıllıca olur...

Devamını Oku

Güncelleme başarısız, lütfen tekrar deneyin!

5 Eylül 2013

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Seviye Belirleme Sınavı’nın yerine getirilecek yeni ortaöğretime geçiş sistemini açıkladı. Yeni sistemin sunumunda konuşma yapan Avcı, yapılan değişikliğin ‘güncelleme’ olacağının altını çizdi.GÜNCELLEME DEĞİL RADİKAL DEĞİŞİKLİKOkulların açılmasına sayılı günler kala açıklanan yeni sistem, güncelleme değil, kelimenin tam anlamıyla radikal bir değişiklik. İnkılap mı, devrim mi tartışması vardır ya, işte onun gibi bir şey! İnkılap, güncellemedir; devrim, yeniden inşaa etmektir. Bence bu yeni sistem, ‘devrim’ niteliğini taşıyor. Ancak yanlış anlaşılmasın; devrim derken, ‘devinmek’ anlamını değil, ‘devirmek’ anlamını vurguluyorum. Öncelikle şunu sormak gerekir: Sistemin açıklanması neden bu kadar gecikti, yumurta kapıya geldi, yeni sistem açıklanıyor. Sayın Bakan uzun yıllardır bu sistem üzerinde çalışıldığından söz etti, uzun yıllardır çalışılan bir sistem, okulların açılmasına bir hafta kala mı açıklanır?MERKEZİ YERİNE ÖZERK SINAVLARToplantının soru-cevap kısmında gazeteci arkadaşlar Bakan’a sordu, ‘Galatasaray, İstanbul Erkek, Kabataş vb. çok rağbet edilen liselere nasıl girilecek, bu okullar ayrı sınav mı yapacak?Bakan eveledi geveledi cevap vermedi, başka arkadaşlar da sordu, yine cevap gelmedi. Bakan bizleri suçladı; neymiş efendim, bizler işi bilmiyormuşuz, abartıyormuşuz, varolan sınavları ayrı sınavlar gibi gösteriyormuşuz...Doğru, yapılan sınavlar bakanlık eliyle yapılacak, ama yukarıda saydığımız veya her ildeki çok rağbet edilen okullara girebilmek için ayrı sınavlara ihtiyaç olacak. Böylelikle merkezi yapılan sınav yerine, üç veya dört özerk sınava girilecek...DERSHANELERE İHTİYAÇ ARTACAKSayın Bakan geçenlerde ‘Dershane konusunda veliler aceleci davranmasın, bu kurumları kapatıyoruz, beklesinler’ demişti, hatırladınız mı? Bakan dediğiyle kaldı, dershaneler kayıtlarını yaptılar, derslere bile başladılar. Bakan şimdi de: ‘Seneye bu kurumları kapatacağız!’ diyor, biz de bekliyoruz, aceleci davranmıyoruz...Test sistemini kaldırıyoruz diyenler, iki sınavı olan derslerin ilk sınavını; üç sınavı olan derslerin de ikinci sınavını TEST usulü yapıyorlar. Neymiş efendim, yanlışlar doğruları götürmeyecekmiş, müfredattan sorulacakmış, açıkuçlu sorular gelecekmiş falan filan...Bal gibi test yapılacak, gerisi hikaye! Her bir sınıftan 1 milyon 200 bin adayın gireceği sınavı siz nasıl açık uçlu yapacaksınız? Laf ola, beri gele...MALİYET KONUSUGerek SBS gerekse YGS ve LYS’ler, Türkiye’de seçimlerden sonraki en büyük organizasyonlar. Bu sınavlara milyonlarca aday katılıyor. SBS’ye yılda 1 milyon 200 bin aday, YGS ve LYS’lere de toplamda 1 milyon 800 bin aday katılıyor. Şimdi sıkı durun, bu ‘güncellenen sistem’de kaç öğrenci sınavlara katılacak, onu bir hesaplayalım.Sınava katılacak 6, 7 ve 8’lerin toplamı yaklaşık 3 milyon 600 bin öğrenci olacak. Üç yılda toplam 36 sınav yapılacak, dolayısıyla bu sınavlarda değerlendirilecek öğrenci sayısı 130 milyon olacak. Seçimlere katılan seçmen sayısı yaklaşık 50 milyon dolayında, demek ki organizasyon seçimlerin bile üç katı olacak.Soru şu: Sayın Bakan, toplamda 130 milyon adayın katılacağı bu sınavın Türkiye Cumhuriyeti’ne bedeli ne kadar olacaktır, bu bedelle kaç okul yapılabilir, bu bedel eğitimin iyileştirilebilmesi için başka ne şekilde değerlendirilebilir?TEKNİK HATA YAPIYORSUNUZYeni sistemdeki yerleştirmeye esas puan, öğrencinin bir sonraki eğitim kademesinde devam edeceği okulun belirlenmesinde kullanılacak. Okul tercihleri puan esasına göre değerlendirilecek ve yerleştirmeler merkezi olarak elektronik ortamda gerçekleştirilecek.Yani üç yılda yapılacak toplam 36 sınav, sıralamayı belirleyecek. Sıralamanın belirleneceği bir sınavda, yanlış cevapların doğruları götürmemesi, yapılacak en büyük hatadır. Bu durumda aynı netlere sahip birçok aday olacak, oysa yanlışlar doğruları götürdüğünde, birçok küsüratlı sonuçla karşılaşacağız ve bu durumda daha ‘net’ sonuçlara ulaşacağız.‘NE YANİ, ÇOCUKLAR HİÇ GÜLMEYECEK Mİ?’Nabi Avcı, yeni sistemin ayrıntılarını anlattığı konuşmasında Ece Ayhan’ın “Efendiler! Ne yani, çocuklar hiç gülmeyecekler mi?” dizelerinden de alıntı yaptı. Çocukların sosyal faaliyetlere daha çok zaman ayırabileceğini, sanat ve spora yöneleceğini, çocukluklarını yaşayabileceğini vurguladı.Bunlar hoş sözler, kulağa hoş gelen, belki de duymak istediğimiz sözler. Ancak Sayın Avcı şunu da gözden kaçırmasın: Bizim çocuklar PİSA sınavlarında sondan 3’ncü, SBS ve LYS’lerde Türkiye Soru Çözüm Ortalamaları yerlerde sürünüyor, bölme işlemini yapamayan üniversite adayları var...Sayın Bakan, bizim çocuklar gülsün gülmesine de, elalem bize gülmesin; bunu da düşünmekte yarar var!Düne kadar kanaat notu vardıHatırlasanıza, düne kadar yapılan açıklamalar nasıldı? Yerleştirme puanlarının yüzde 60’ını sınavlar, yüzde 40’ını da öğretmenin kanaat notu belirleyecekti, öyle değil mi? Aaa, bugün bir de baktık, kanaat notu uçmuş! Tamam, buna karşıydık; ama yıllardır çalışılan bir sistemde bir gecede mi sistem değişir, daha önceden bunu öngöremediniz mi? Demek ki ‘kervan yoldayken diziliyor...’

Devamını Oku

YÖK, ‘Hatalıyız’ dedi

22 Ağustos 2013

İTÜ ve 9 Eylül üniversitelerinin Denizcilik Bölümü’nü tercih eden adaylar 49. madde nedeniyle mağdur oldu. YÖK üyesi Prof. Dr. Günay hatalı olduklarını kabul etti.27 Temmuz günü VATAN gazetesindeki yazımda; 2013-ÖSYS Tercih Kılavuzu’nun Özel Koşul ve Açıklamalar sütununda 49’uncu maddede bulunan bölümlerin tümünde yerleştirme hatası olduğunu dile getirmiştim. 49’uncu madde, İTÜ ve Dokuz Eylül üniversitelerinin Denizcilik fakültelerinin 9 programında geçiyor ve bu programlara 500 öğrenci alınıyor ama olay sadece 500 öğrenciyle sınırlı kalmıyor.İTÜ ve Dokuz Eylül üniversitelerinin Denizcilik Fakültesi’ni tercih eden Anadolu ve genel lise mezunu yüzlerce aday, 49’uncu madde nedeniyle puanları yetmesine rağmen istediklerini bölümleri kazanamadı. Bu hata, LYS’de alanlar kaldırılmasına rağmen 49’uncu maddenin değiştirilmemesinden kaynaklanıyordu. Bu maddeye göre bu bölümleri liselerin Fen Bilimleri, Matematik ya da Türkçe-Matematik alanı öğrencileri seçebiliyordu. Herhalde bu iki üniversitenin yöneticileri, liselerden alanların kaldırıldığından bihaber!Aradan tam bir ay geçmesine rağmen sorun çözülmedi. Sabırla ‘bir gelişme olur mu’ diye bekledim. Süre daralıyor ama hiçbir gelişme olmuyordu. Dün YÖK’ü aradım. Basın Müşavirliği ‘konu üzerinde çalışılacağını ve sonucun akşam bildirileceğini’ söyledi. Saat 20.39’da YÖK Üyesi Prof. Dr. Durmuş Günay aradı. Olayı değerlendirdiklerini ve hatayı kabul ettiklerini, bu hatanın iki üniversitenin, MEB’in, ÖSYM’nin ve YÖK’ün gözünden kaçtığını ve kimsenin bunu fark edemediğini, dolayısıyla 49’uncu maddenin yanlış olduğunu belirtti.Şimdi ne olacak?Sayın Günay, NASA’nın da hata yaptığını, uzay aracının parçalandığını (!) vurguladıktan sonra, sorunun çözüm yollarını sıraladı. Şimdi hazır olun, çünkü çok ilginç açıklamalarla karşılaşacaksınız...“Hocam, şayet olayı biz düzeltmeye kalkışırsak, 1 milyon 200 bin adayın tekrar tercih yapması gerekir çünkü olayı düzeltmeye çalıştıkça hata hatayı doğuracak ve tüm sistem yerinden oynayacak. Bu durumda en iyisi yeniden tercih yaptırmak olacak. Gerçekten burayı kazanması gerekenleri buraya koyduğunuz zaman, şimdi oraya yerleşenleri kaldırmanız ve diğer tercihlerine yerleştirmeniz gerekecek. Onları yeni yerlerine koyduğunuzda, oradakileri de yerinden oynatmanız lazım. Bu felaket.”“Peki bu olay nasıl çözülecek hocam?”“Şöyle, kazanması gerekirken kazanamayan adaylar bizi mahkemeye versin!”“Kazanacakları kesin, peki bu durumdan yine tüm sistem etkilenmez mi?”“Yok olmaz, bireysel olduğu için tüm sistemi etkilemez, sadece haklı bulunan hak ettiği yere yerleştirilir.”“Hocam bunları olduğu gibi yazacağım.”“Önemli olan sizin nasıl aktaracağınız, sansasyonel mi yoksa çözüm odaklı mı?”“Amacım sansasyon yaratmak değil, hak edenleri yerleştirmek! Süre daraldı, 2 Eylül’de kayıtlar başlıyor. Adaylar hangi ara bu işi neticelendirecek?”“Yetişir yetişir, hakimler bunu fark eder!”“Ya yetişmezse, kayıtlardan sonra dava neticelenirse, çocukların hakkı saklı olacak mı?”“Olur, alırız o çocukları...”Adalet mi bu?Ne kadar ilginç değil mi, hak eden hak ettiği yere mahkeme kararıyla girecek. Peki, bu adayların hepsinin haberi olacak mı, ya haberi olmayanlar n’olacak? Siz bu çocukları uyardınız mı?ÖSYM, hak ve adalet üzerine kurulan bir kurum. Bundan şüphemiz yok ancak bu olayda haklı olan mağdur duruma düştü. İsteğim şu: Gereğinin yapılması, adil bir değerlendirmenin yapılması.

Devamını Oku

Yerleştirmede önemli hata

27 Temmuz 2013

2013-ÖSYS Tercih Kılavuzu’nda ‘Tablo-4 Merkezi Yerleştirme ile Öğrenci Alan Yükseköğretim Programları Tablosu’nun Özel Koşul ve Açıklamalar sütununda 49’ncu madde yazan bölümlerin tümünde yerleştirme hatası var!49’ncu madde hangi üniversitelerin hangi bölümlerde var diye bütün kılavuzu taradım, sadece iki üniversitede, 6 bölümde karşıma çıktı.Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Deniz Ulaştırma İşletme Müh. (İng.) ve Gemi Makineleri İşletme Müh. (İng.), diğeri İTÜ Denizcilik Fakültesi Deniz Ulaştırma İşletme Müh. (Türkçe), Deniz Ulaştırma İşletme Müh. (İng.) (UOLP-SUNY Maritime) Ücretli ve yüzde 50 Burslu, Gemi Makineleri İşletme Müh. (Türkçe) (55 Kontenjan), Gemi Makineleri İşletme Müh. (İng.) (UOLP-SUNY Maritime) Ücretli ve yüzde 50 Burslu, yine İTÜ’nin KKTC Eğitim Araştırma Yerleşkesi Deniz Ulaştırma İşletme Müh. (İng.), Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Müh. (İng.) KKTC Vatandaşları , Gemi Makineleri İşletme Müh. (İng.) -KKTC Vatandaşları. Nereden baksanız, 9 programda 445 adayın sonucunu etkileyecek bir sorunla karşı karşıyayız. Peki sorun ne?Sorun 49’ncu madde...Soru şu: Ey Dokuz Eylül ve İTÜ’nün Denizcilik Fakülteleri, aday hangi tür okuldan mezun olursa olsun, hangi alandan mezun olursa olsun, istediği üniversiteyi de, istediği bölümü de seçebilir. Siz bu kısıtlamayı neye göre koyuyorsunuz? Gelelim ikinci hatanıza: Artık bu tür liselerde alan seçimi yok, ders seçimi var! Anadolu liselerinde alan kalmadığı için, burayı seçen bu okul çıkışlı adayları siz yok saydınız, hiç kaale almadınız. Ayıkla pirincin taşını...

Devamını Oku

‘SBS’nin üzerindeki örtüyü kaldırın!’

17 Temmuz 2013

SBS ile ilgili elimizdeki tek veri: SBS’ye 1 milyon 112 bin 604 öğrencinin girdiği, 201 ve üzeri puan alarak tercih yapabilecek öğrenci sayısının da 1 milyon 49 bin 293 olduğu... Peki, elimizde sınavla ilgili başka bir veri var mı? Yok! Neden?Baştan belirteyim; amacım üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil! SBS ile ilgili elimizdeki tek veri: SBS’ye 1 milyon 112 bin 604 öğrencinin girdiği, 201 ve üzeri puan alarak tercih yapabilecek öğrenci sayısının da 1 milyon 49 bin 293 olduğu... Peki, elimizde sınavla ilgili başka bir veri var mı? Yok!Neden?Hani Türkiye soru çözüm ortalamaları, hani testlerdeki başarı oranları, hani standart sapmalar, hani illerin başarı sıralamaları, hani okulların başı sıralamaları, hani kız öğrencilerle erkek öğrencilerin başarı yüzdeleri?Neden açıklanmadı bunlar?Bilmememiz gereken şeyler mi var, bilinmesinden çekinilen sonuçlar mı var. Ben ömrü hayatımda böyle şey görmedim, sonuçlar neden ve kimden gizleniyor, bu istatistiki bilgiler neden kamuoyuna açıklanmıyor? İnsanın aklına şunlar geliyor: Acaba Türkiye başarı ortalamaları açıklanamayacak düzeye mi geriledi, illerin başarı ve okulların başarı sıralamalarını açıklarsak başımıza iş mi alırız?Bu sorular böyle uzar gider...Bir T.C. vatandaşı olarak, benim bilgi edinme hakkım var! Bu sonuçları açıklamak zorundasınız, hem de hemen!Kuşkuları giderin!MEB’in, hatalı değerlendirilen Almanca ve Fransızca sınavına giren 718 adayın sınav kağıtlarını yeniden değerlendirmesine rağmen, kalan bir milyondan fazla adayın puanında ve başarı sırasında herhangi bir değişiklik yapmadığı iddia ediliyor. Sadece hatalı değerlendirilen 718 adayın sınav kağıtlarının değil, sınava giren tüm adayların sınav sonuçlarının yeniden değerlendirilmesi gerekiyor, sınav sonuçları, sınava giren bütün öğrencilerin performansı dikkate alınarak tespit edilmeli. Böylesi bir değerlendirme, yani adayların ortalama ve standart sapmalarının, yeni duruma göre hesaplanmaması, öğrencilerin başarı sıralamasında hata oluşturur. Sıralamayla öğrenci alınan bir sistemde, bu kabul edilemez bir durumdur!Böyle tercih yapılmaz!Neresinden tutsan elinde kalıyor; sonuçlar yanlış, istatistikler yok, tercihin nasıl yapılacağı belli değil, elde sağlam veriler yok. ‘Kör kör parmağım gözüne’ durumu...Adaylar, tercihlerini yaparken Ortaöğretim Yerleştirme Puanı’nı (OYP) dikkate alacak. Alacak almasına da, bu puanı ne ile kıyaslayacak, geçen yılki puanlarla mı? Güldürmeyin beni... İki yılın bağıl değerleri birbirinden farklı, bunları nasıl eşleştireceğiz, eşleştirmek mümkün değil, her biri ayrı telden çalıyor.SBS sonuç belgesinde OYP, öğrencilerin genel başarı sıraları, il başarı sıraları ve yüzdelik dilim belirtiliyor. Az önce belirttiğim gibi OYP ile bir sonuca ulaşmak olası değil, gelelim genel başarı sırası ile il başarı sırasına...Bu sıraları neden yazdınız?Sonuç belgesinde yazan genel başarı sırası ile il başarı sırasını ne işe yarayacak, bunu bana bir açıklar mısınız?Bunun bir işe yarayabilmesi için, benim bunu bir şeyle kıyaslamam, mukayese yapmam gerekir. Peki, ben bunu neyle kıyaslayacağım, siz okulların başarı sıralarını yayınladınız ki!Neden yayınlamadığınızı ben söyleyeyim... Korktuğunuz veya çekindiğiniz için, okullar birbirlerine karşı mağdur olmasın diye... Puanlar bir işe yaramıyor, sıralamalar kullanılamıyor, geriye kaldı bir tek yüzdelik dilim. Bozdur bozdur harca, eldeki tek veriyle sonuca git!Özür dilemek bir erdemdir, özür dilediniz sesimizi çıkarmadık, ama n’olur gerçekleri de saklamayın. Daha gerçekçi tercih yapabilmemiz için bu verilere ihtiyacımız var. Gerçeklerden neden korkuyoruz ki, zaten eğitimdeki SEVİYEMİZ belli, bunun için SEVİYE BELİRLEME SINAVI’na ihtiyacımız yok!LYS tercihleri bugün sonLYS sonuçlarına göre, üniversite tercihlerini bildirme süresi bugün sona erecek. Adaylar tercihlerini yaparken ÖSYM’nin internet sitesinden ulaşabilecekleri 2013 ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu’ndan yararlanabilecek. Adayların tercih işlemlerine başlamadan önce bu kılavuzu dikkatle okumaları gerekiyor. Tercih işlemleri başvuru merkezlerinden veya TC kimlik numarası ve internet şifresiyle ÖSYM’nin http://www.osym.gov.tr adresinden yapılabiliyor.

Devamını Oku

Sorular-yanıtlar

13 Temmuz 2013

TM-2 sıralamam 80.111. Acaba 68.000’lik yere girme ihtimalim nedir? 15 tercih yapmayı planlıyorum. Bu, şansımı azaltır mı? Y. Deniz80 binin, 68 binlik yeri yakalaması biraz güç. Arada epeyce fark var. Kontenjanlar arttı ama fark yine de fazla. 80 bin, belki 75 bini filan zorlayabilir. Ancak 68 bine ulaşması zor. 30 tercih yapacaksınız diye bir kural yok. Demek ki sizin istediğiniz, kazandığınızda okuyabileceğiniz, okurken mutlu olabileceğiniz, pişman olmayacağınız yerlerin sayısı 15 adet. Bence sorun yok.Fen lisesi mezunu sayısal öğrencisiyim. Diş hekimliği istiyordum ancak olmuyor. MF-4 sıralamam 38 bin. TM-2 sıralamam 18 bin. Mühendislik ve hukuk arasında kaldım. Fizikle pek aram yok. Dil anlatım yeteneğim fena sayılmaz. İkisine de ilgim eşit gibi. Sizce büyük bir şehirde mühendislik okumak mı, yoksa Trabzon, Erzurum’da hukuk okumak mı daha mantıklı bir seçim olur? E. MazlumFizikle pek aran yoksa biraz daha fazla gayret edersin. Gel sen, büyük şehirde mühendislik oku. İnan bana, böylesi daha uygun olacak. Ben olsam İstanbul’da, Ankara’da veya İzmir’de kendi branşım olan mühendisliği okurdum.Tercih sıralamamı mutlaka üniversitelerin başarı sıralamasına göre mi yapmalıyım? Örneğin Hacettepe Tıp İngilizce ve Hacettepe Tıp’tan sonra sıralaması daha yüksek olan ama benim öncelik vermediğim Cerrahpaşa Tıp İngilizce yazmam sıkıntı yaratır mı? A. GürpınarSıkıntı olmaz ancak anlamsız olur. Hacettepe (Türkçe) Tıp’ın altına ondan daha yüksek puanlı Cerrahpaşa (İng.) Tıp yazmak çok mantıklı olmasa gerek. Yazılmaz mı; yazarsanız, yazılır ama boşuna yazılmış olur. Yani ‘ölü tercih’ dediğimiz şey olur. Bu tercihiniz, boşuna yazılan bir tercih olur. İTÜ Maden Mühendisliği İngilizce Bölümü kılavuzda gözükmüyor. Acaba bölüm kalktı mı? Sıralamam 75.000 ve burayı tercih etmeyi düşünüyorum. Bilgi verir misiniz? K. ErsözEvet gözükmüyor. Eğer bir bölüm kılavuzda gözükmüyorsa o bölüm kapandı veya ‘yok’ demektir.MF-4 başarı sıralaması 59.800 olan yeğenimin tercihlerini hangi başarı sırasından başlatmamız uygun olur? Ne zaman Işık Üniversitesi’nde olacaksınız? Randevu gerekir mi? Nilgün AksoyBugün saat 09.00’dan itibaren Işık Üniversitesi’nin Şile Kampüsü’nde olacağım. Randevu almanızda yarar var. Gelelim sorunuzun ilk bölümüne: Eğer yerimiz varsa tercih sayımız 30’u çok aşmıyorsa ilk tercihimizi 40 binlerden bile başlatmamızda bir sakınca yok.2009 Fizik Bölümü mezunuyum. Aynı alanda yüksek lisansımı tamamladım. Tek seçeneğimiz olan dershanede çalışıyorum. Gündemde olan, dershanelerin kapatılması gerçekleşir ve özel okula dönüşüm olursa bizlere formasyon alma zorunluluğu gelecek mi? B. ŞafakDeğerli hocam, dershanelerin özel okullara dönüşmesi öyle kolay bir olay değil. Okulların açılmasına iki aylık bir süre kaldı. Hangi arada ve nasıl olacak bu değişim? Seneye ne olur? Onu şimdiden bilmek imkansız. Gün geçmiyor ki eğitimde bir değişiklik olmasın. Yamalı bohçaya dönen bir sistemin içinde, elbirliğiyle bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Sorunuza gelince: Böyle bir dönüşüm olursa dediğiniz formasyona ihtiyaç olur. Ancak benim anlamadığım bir şey daha var: Dershane veya okul, fark etmez, zaten böyle bir formasyona ihtiyaç yok mu? O formasyon olmadan öğretmenlik yapmak mümkün değil. Dikkat etmemiz gereken başka bir husus daha var: Belki yapmış olduğunuz yüksek lisansı, formasyon olarak da saydırabiliriz. Önleminizi yol yakınken almanızı tavsiye ederim. Seneye büyük kargaşa ve yığılım olacak. Siz şimdiden bağlı olduğunuz il veya ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvurarak yüksek lisansınızın formasyon yerine geçip geçmeyeceğini öğrenin, ona göre de yol haritanızı belirleyin.

Devamını Oku

Bu meslekleri seçen aç kalmaz!

12 Temmuz 2013

Yetenek ve ilgilerine uygun meslek seçen bireylerin işlerini severek yaptıklarını ve mesleki başarılarının her gün biraz daha arttığını, buna dayalı olarak daha verimli ve mutlu bir yaşam sürdürdüklerini görüyoruz. Bu konuda doğru karar verebilmek için meslekleri ve kendinizi iyi tanımalı, seçeceğiniz mesleğin kendinize uygunluğunu ölçmelisiniz.Yönetim Bilişim UzmanıGünümüzde bilgisayarın evlerimize, hatta ceplerimize kadar girdiği düşünüldüğünde bilişim ve ağ sistemlerinin çalışması sırasında karşılaşılan aksaklıkların giderilmesi noktasında teknolojideki gelişmelerin izlenmesi, donanım ve yazılımların güncel verilerine ulaşılması önemlidir. Bölüm mezunlarına giderek artan bir gereksinim vardır.Endüstri MühendisliğiHem iyi bir mühendislik hem de yönetim eğitimi alan endüstri mühendislerine ürünün hammaddeden eşyaya dönüşme sürecinde zaman ve kullanılacak iş gücünün belirlenmesi, işletmenin devamlılığının sağlanmasında kısa, orta ve uzun vadedeki hedeflerin belirlenmesi ve uygulamaların planlanmasında ihtiyaç var.Uluslararası Finans- Uluslararası Ticaret UzmanlığıDünya ekonomisindeki gelişmelere bakıldığında refahın kaynağının; mal, hizmet ve sermaye hareketleri olduğu görülmektedir. Uluslararası gelişmeler, refahın artması yolunun ticaretten geçtiğini göstermekte. Uluslararası gelişmeleri izleyen, bunu ülke çıkarları ile birleştiren, küresel rekabete açık, büyük düşünen, ülkemizin potansiyelini değerlendirirken uluslararası rekabette ön plana geçilmesini hedefleyen uzmanlara ihtiyaç giderek artmakta.Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon UzmanlığıHareket ve fonksiyonların çeşitli nedenlerle tehdit edildiği durumlarda kişinin bağımsız hareket edebilme ve sağlıkla ilgili yaşam kalitesini artırmasında fizik tedavi uzmanlarının uygulamaları önem kazanmıştır. Bu sayede kişinin toplumsal yaşamdan kopmaması, en azından günlük yaşantısına devamı sağlanmış olacak.Mekatronik Mühendisliğiİnsanoğlunun, yaşadığımız kolaylıkların giderek artması için teknolojiden beklentilerinin had safhaya ulaştığı gözlemleniyor. Yaşamımızı kolaylaştıran teknoloji ürünlerininse daha karmaşıklaşmakta ve bu ürünün tasarımından kullanım aşamasına kadar disiplinlerarası bir çalışma sonucu ortaya çıktığını görüyoruz. O yüzden de makine, elektrik, elektronik disiplinlerinin birlikte sunulduğu mekatronik alanından mezun uzmanlara da bu süreçte ihtiyaç arttı.Moleküler Biyoloji ve Genetik - Biyoteknoloji UzmanıTeknolojik gelişmelerin tıp alanına yansımaları gözlendiğinde dijital gen haritaları ve tek gen üzerinden bilgi alınarak yazılacak kodların çeşitli hastalıkların tedavi sürecini belirleyeceği ve bu uygulamaların da insan sağlığının devamı ve niteliğinin artmasıyla sonuç vereceği hesap edildiğinde bu bölüm mezunlarının önemi ortaya çıkıyor. Özellikle gelişmiş ülkelerde moleküler düzeyde ve biyoteknolojide genetik mühendisliği tekniklerinin gelişmeleri 21. yüzyılın “biyoloji çağı” olacağı görüşünü yaygınlaştırıyor.PsikolojiModern insanın karmaşık sosyal ilişkileri ve kendi ile kurduğu olumlu diyalogları sağlaması, toplumdan izole yeni nesillerin artmaması, mutlu olan ve mutlu edebilen bireylerin sayısının artması için yardımcı tampon mekanizma psikologlarca sağlanacağından psikoloji insan var oldukça değerini koruyacak ve değeri daha da artıracak.‘İTO’nun varlığı en önemli özelliğimiz’Üniversite sınavlarının ardından üniversite adaylarını tercih heyecanı sardı. İstanbul Ticaret Üniversitesi, adaylar için 18 Temmuz’a kadar ‘Tercih Günleri’ düzenliyor. İTO Yönetim Kurulu Başkanı ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı İbrahim Çağlar, üniversite adaylarına tercih yaparken hassas davranmalarını tavsiye etti. Geçtiğimiz günlerde Mütevelli Heyeti Başkanlığı görevini Erhan Erken’den devralan İbrahim Çağlar, öğrencilerin zor bir sınav dönemi geçirdiklerini söyleyerek, “Şimdi tercih zamanı. Adayları üniversitemize de bekliyoruz. Üniversitemize bu sene 1350 öğrenci alacağız. Bizi diğer üniversitelerden ayıran en önemli özellik, İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) varlığıdır” dedi.SORULAR-YANITLAR- TM öğrencisiyim. Bu sene sınava girdim. Öğretmen olmak istiyorum, ama okul öncesi öğretmenliği mi sınıf öğretmenliğimi karar veremiyorum. Sizce hangisi daha iyi, hangisinin ileride atanması daha kolay? İzel A.- ‘Hangisi daha iyi’ cümlesi pek olmamış, ikisi de iyi. Öğretmenlik ‘gönül işi’dir, öğretmen olacak kişi için ‘öğretmenlik’ zaten iyidir. Burada biraz ‘kendini garantiye alma’ duygusu ağır basıyor galiba... Neyse, ikisi de ‘iyi’! Sizin gibi düşünüyor olsam, Okul Öncesi Öğretmenliğni tercih ederdim!- MF-3 sıralamam 19361. Bu sene artan kontenjanlar beni ne kadar etkiler. İki bin üstümdeki bir yere girebilir miyim? Ataturk Üniversitesi diş hekimliği ya da İstanbul Üniversitesi fizik tedavi ve rehabilitasyon bölümlerine girme ihtimalim var mı?T. Demirel.- Geçen yıl Atatürk Üni. Diş Hekimliği 17.400, İstanbul Üni. Fizyoterapi ve Rehabilitasyon 17.990’ncı sıradaki adayları almış. Bu yıl kontenjanlar arttı, ancak bu iki bölümün çok tercih edildiği de malumunuz... Aradaki fark çok değil gibi gözükse de, yine de ben temkinli düşüneceğim ve alternatiflerinizi artırmanızı tavsiye edeceğim. Yanılmayı dilerim, ama pek mümkün değil gibi geliyor bana...- Hocam MF-4’de 46 bin sıralamam var. Bölüm olarak, endüstri veya inşaat düşünüyorum. Genel olarak vakıf düşünüyorum, fakat seçtiğim üniversitenin etiketinin de iyi olmasını istiyorum. Bu durumda benim incelemelerimle üç üniversite arasındayım, İTÜ Sunny inşaat programı, Sabancı Üniversitesi ve Özyeğin Üniversitesi. Sabancıda inşaat yok endüstri var. Özyeğin hakkında fazla bilgim yok. Sizin yorumlarınıza çok ihtiyacım var. Sabancıyı burssuz kazanıyorum, Özyeğin ise %50 burslu. Benim sıkıntım, daha uygun olmasını isterken etiket kaybetmemek. M. Genç.- Sevgili kardeşim, senin tercihin, benim tercihimdir; öncelikle buna güven. Konuyu fazla uzatmayacağım, kısa ve net konuşacağım: Özyeğin’i seç, seneye de bana teşekkür et!YARIN: Meslekler -2

Devamını Oku