2014 YGS’de adayların çoğu sınavda çıkan soruların kolay olduğunu söyledi. Düzenli ve planlı hazırlık yapan öğrenciler başarılı oldu. Yarınki sınav da bir yarışma sınavı. Düzenli çalışan her öğrenci bu sınavı başarır. Son gün ders bile çalışılabilir ancak kendinizi fazla yormadan.Adaylar kolay bir sınavla karşılaştı. Genel anlamda YGS’nin müfredata uygun, çalışan öğrencilerin çok rahat yapabileceği sorulardan oluştuğunu söyleyebiliriz. Sorular MEB müfredatına paralel sorulduğundan, öğrencilerin sınavda sıkıntı çekmediğini söyleyebiliriz. YGS’den tüm öğrencilerin geriye bakmadan ve vakit kaybetmeden LYS’ye hazırlanması gerekiyor.2014-YGS’de soru çıkmadı. Düzenli ve planlı hazırlık yapan öğrencilerin başarılı olduğu seçici bir sınavla karşılaştık. YGS beklenildiği gibi, bilgi isteyen ve bilgiyi yorumlama becerisi isteyen sorulardan oluştu. ÖSYM, soruların yıldan yıla farklılık göstermemesine özen gösteriyor, yani adaylara sürpriz yapmıyor. YGS bir yarışma sınavı, bu sınavda zamanı verimli kullanmak çok önemli. Hız-zaman dengesini kuran bir aday, bu sınavda kesinlikle başarılı olur. ÖSYM adaylardan bu dengeyi kurmalarını istiyor.2014-YGS’nin verilen sorularına bakıldığında; sorular müfredata uygun olarak hazırlanmış. Sınav, öğrencinin düşünme ve çıkarım yapma yeteneği sorgulayan sorulardan oluşuyordu. Öğrencilerin zorlanmayacağı ve barajı geçme açısından sıkıntı yaşamayacakları bir sınavla karşılaştık. Soruların tümüne bakıldığında, düzenli çalışan her öğrencinin yapacağı kolaylıkta olduğu görülüyor.Son gün ders çalışılır mı? Çalışmanın kime ne zararı olur ki! İstiyorsanız tabii ki çalışabilirsiniz, ama buna çalışma değil de, göz gezdirme diyelim. Boş oturmak sizi tedirgin edecekse, boşluk hissedecekseniz tabii ki çalışabilirsiniz. ‘Çalışabilirsiniz’ dediysek de, kantarın topuzunu kaçırın demedik. Ölçüsünde ve kıvamında bırakmak koşuluyla, çalışabilirsiniz. Kendinizi yıpratmadan, fazla sorgulamadan, bilmediklerinizi abartmadan çalışmanızda bir sakınca yok!Bütün yıl gösterdiğimiz gayretin karşılığını alma günü yaklaştı. Sınavı sevin, sınavla kavga etmeyin. Ne güzel ki, böyle bir sınava girebiliyorsunuz. Bir düşünsenize, 75 milyonluk bir ülkede bu sınava katılabilen insan sayısı sadece iki milyon kişi. Bunlardan yaklaşık 400 bini lisans bölümlerine, 400 bini de lisans programlarına alınacak; yani 75 milyonda 800 bin kişi ayrıcalıklı olacak, yükseköğretim ayrıcalığına sahip olacak. Bunların dünya görüşleri farklı olacak, kariyerleri farklı olacak, gelirleri yüksek olacak, çocuklarını daha farklı yetiştirecekler vb. Eee, bütün bunları sağlayacak olan, pazar günü katılacağınız sınav; bütün bu güzellikleri sağlayacak olan şey, nasıl kötü bir şey olabilir ki! Sevin sınavı!SON İPUÇLARISınava sayılı saatler kaldı... Olaya bir de şu açıdan bakmaya ne dersiniz: LYS öncesinde böylesine kolay bir sınava girmek, sizler için oldukça avantajlı bir durum. Bu sınavı, bir antrenman maçı olarak yorumlayın. Kolay bir rakip, iyi hazırlanmışsınız, olayı ciddiye alıyorsunuz, bütün şartlar lehinize; daha n’olsun...Birkaç ipucu daha vereceğiz sizlere, bunlara dikkat ettiğinizde, daha bir güzel geçecek sınavınız...Uyku tutmazsa...Varsın tutmasın! Öncelikle şunu belirteyim: Normalde kaçta yatıyorsanız, sınavdan bir önceki gece de yine aynı saatte yatın; ne daha erken, ne daha geç! Hayatınızın normal akışında bir farklılık yapmayın. İdeali o gece uyumaktır, ancak uyuyamazsanız panik yapmayın; uyuyamamayı dert etmeyin. Merak etmeyin ertesi gün sınavda uyuklamazsınız, bildiklerinizi birbirine karıştırmazsınız. Bir gecelik uykusuzlukla bir şey olmaz, bir yıllık çabalar boşa gitmez... Sınav anında değil beyniniz, tüm hücreleriniz tetikte olacak. Sorular önünüze koyulduğu zaman, ne uyku sorununuz kalır, ne de başka bir sorununuz; gözleriniz fal taşı gibi açılır...Sınav ne istiyor?YGS bilindiğinin aksine sadece 9’ncu sınıf bilgilerini değil, ilköğretim bilgilerini kapsıyor. YGS soruları, öğrencilerin temel bilgilerini sorgulayan türden ve ağırlıklı olarak ilköğretim ikinci kademeyi kapsıyor. Türkçe soruları okuma ve anlama ağırlıklı, matematik temel işlem bilgileri ağırlıklı sorulardan oluşuyor, fen bilimleri soruları temel ilke ve kavramlarıyla düşünme becerilerini yokluyor. Dolayısıyla öğrencilerin sınavdan korkmalarını gerektirecek bir durum yok!Sınav başladığında...Sınav başladığı anda tüm bildiklerinizi unuttuğunuz hissine kapılabilirsiniz, sanki beyninizde hiçbir şey kalmadı gibi gelebilir. Doğaldır, bu hisse kapılan sadece siz değilsiniz; bu satırları yazan bende de aynı şeyler oldu, o duyguyu ben de yaşadım. İlk soruyu çözdüğünüz anda bu duygu kendiliğinden ortadan kalkacak, inanın bana!İlk soruyu çözdüğünüzde...Doğru cevabı bulduğunuz halde eliniz bir türlü yanıt kağıdına gitmeyecek; soruyu tekrar çözmeye başlayacaksınız, yine aynı yanıtı bulacaksınız, değişen bir şey olmayacak. Boşuna zaman kaybetmeyin, sınavı gözünüzde çok büyüttünüz ya; nedeni ondan! ‘Böylesi büyük bir sınavda, böyle kolay soru sormazlar’ diye düşüneceksiniz, ama bu düşünce size boşuna zaman kaybettirecek, aynı soruyu bir kez daha çözdürecek. Güvenin kendinize biraz...Yanıtları işaretlerken...Soruları tek tek yanıt kağıdına işaretlemek, dikkat ve zaman kaybına neden olur. Neden mi? Bir düşünsenize, kafanız 160 kez sorulara, 160 kez de yanıt kağıdına gidecek. Bu geliş gidişler hem dikkatinizin dağılmasına, hem de zamanınızın boşa geçmesine neden olacak.Tüm soruların bir seferde yanıt kağıdına geçirilmesi de son derece riskli bir durum. Nedeni şu: İşaretlerken bir kaydırma yaparsanız, ondan sonraki tüm yanıtlar kayar; felaketi bir düşünsenize... En iyisi... Soruları sayfa sayfa yanıt kağıdına geçirmek. Böylelikle hem kaydırma riski en aza iner.
YGS’de yüksek puan almaya var mısınız? Rakiplerinizden bir adım öne geçmek için Önerilerimize kulak verin…PANİK YAPMAYIN: Çoğunuz yıl içinde bir çok deneme sınavına girdiniz, önceki yıllarda çıkan soruları incelediniz ve çözdünüz. Pazar günü gireceğiniz sınav, bunlardan farklı olmayacak. Korkmanıza gerek yok. Deneme sınavlarında karşılaştığınız sorulardan daha kolay sorularla karşılaşacaksınız. Heyecanınızı kontrol altına alırsanız, yıl içinde uyguladığınız sınavlardan çok daha kolay bir sınavla karşılaştığınızı göreceksiniz.DERİN NEFES ALIN: Sınava başladığınız anda her şeyi unuttuğunuz duygusuna kapılabilirsiniz. Bu, geçici bir durumdur. Sınava giren her aday bu durumla karşılaşabilir. Dert etmeyin, geçer. Birkaç soruyu yanıtladıktan sonra bu duygu kendiliğinden yok olur. Değişimi hissetmezsiniz bile.İLK SORUDAN BAŞLAMAYIN: Yıllardır hep dikkat etmişimdir, sınava başlayan her aday hemen ilk sorudan başlıyor. Sınavda, birinci sorudan başlayacaksınız diye bir kural yok. Ya ilk soru, zor soruysa... Moraliniz bozulacak, her şey birbirine karışacak. Önce hangi testten başlıyorsanız, o testin bütün sorularını gözden geçirin. 1-2 dakikanızı bu işe ayırın. Bu, zaman kaybı değildir. Bu tarama işlemi, o bölümdeki soruların genel yapısını görmenizi, testin yapısındaki değişikliklere hazırlıklı olmanızı sağlar.ACELECİ DAVRANMAYIN: Doğru yanıtı bulduğunuzu zannederek diğer seçeneklere bakmamanız sizin zararınıza olur. Mutlaka sorunun bütün seçeneklerini okuyun. Bu, zaman kaybı değildir. Yanıtınız doğru olsa bile mutlaka diğer seçenekleri de okuyun.BAŞLADIĞINIZ TESTİ BİTİRİN: Hangi testten başlıyorsanız, o testi bitirmeden diğerine geçmeyin. Bu durum, sizi çok rahatsız eder, aklınız sürekli diğer testte kalır. Şaşkın bir vaziyette testler arasında dolaşıp durursunuz.ATMAYIN: Cevabından yüzde 100 emin olmadığınız soruları boş bırakın. Genelde boş bırakılan sorular adayları rahatsız eder, seçenekleri eleyerek sonuca gitmeye çalışırlar. Cevap şıklarından ikisini elediğinizi varsayalım; bu durumda ne yaparsınız? Tahminde bulunursunuz, çünkü şöyle düşünürsünüz: Yüzde 50 şansım var. İşte, en büyük hatayı yaptınız! Neden? Kumar oynadınız, çünkü sorunun yanıtından yüzde 100 emin değildiniz.KARIŞIK GÖRÜNEN SORULARDAN KORKMAYIN: Soru kökünün veya soru metninin uzun oluşu, sizin için daha fazla ipucu anlamına gelir. Bu nedenle ilk etapta karmaşık gibi görünen ve uzun metinli sorular, daha kolay çözülebilen sorular olarak algılanmalıdır.ÖNCE SORUYU OKUYUN: Paragraf tipli sorularda (Türkçe ve Sosyal Bilimler) paragraftan önce soru kökünü okuyun. Böylelikle zihin, sorulan soruya göre paragrafı okuma eğiliminde olur.ALTI ÇİZİLİ VE KOYU İFADELERE DİKKAT: Soru kökü bazen ‘olamaz’, ‘değildir’, ‘yanlıştır’ veya ‘mamalıdır’ gibi olumsuz ifadeler taşıyabilir. Zihin hep olumlu soru kalıplarına şartlandığından, sorudaki olumsuz ifadeler gözden kaçabilir. Altı çizili ve koyu yazılan ifadelere dikkat edin.YANITLARKEN ZAMAN KAYBETMEYİN: Soruları tek tek yanıt kağıdına işaretlemek, dikkat ve zaman kaybına neden olur. Neden mi? Bir düşünsenize, kafanız 160 kez sorulara, 160 kez de yanıt kağıdına gidecek. Bu geliş gidişler hem dikkatinizin dağılmasına, hem de zamanınızın boşa geçmesine neden olacak.Tüm soruların bir seferde yanıt kağıdına geçirilmesi de son derece riskli bir durum. Nedeni şu: İşaretlerken bir kaydırma yaparsanız, ondan sonraki tüm yanıtlar kayar; felaketi bir düşünsenize... Başka bir şey daha var: Tüm soruları işaretlemek için kalan zamanı ayarlamak da oldukça zor olsa gerek... Bu işlem için son kaç dakikayı ayıracağız, ya ‘süre doldu’ derlerse!En iyisi, sorular sayfa sayfa yanıt kağıdına geçirmek. Böylelikle hem kaydırma riskini en aza indirgemiş olursunuz, hem dikkatimizin dağılmasını önlemiş olursunuz, hem de zamanı daha verimli kullanırsınız...Son dakika değişikliği yapmayınAday, bugüne kadar girdiği deneme sınavlarının hepsinde önce Türkçe testinden başlamış, daha sonra Temel Matematik ve sırasıyla Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri testlerini çözmüş olsun… Aday, sistemini bu şekilde kurmuş, yöntemini de bu şekilde belirlemiştir. Ancak aday, sınavda Sosyal Bilimler testinden başlarsa daha önce alışık olmadığı bir durumla karşılaşmış olur. Alışık olmadığı bu düzen, adayın dengesini bozar. Tavsiye: Alışık olduğunuz düzeni değiştirmeyin.Kısa molalar verinAynı soruyu veya aynı satırlar tekrar tekrar okuyorsanız, zihninizin dinlenmeye ihtiyacı var demektir. Kalemi, kağıdı bir kenara bırakın, gözlerinizi kapatın ve arkanıza yaslanın. İşlerin iyi gittiğini kendinize telkin edin. Dinlendiğiniz bu süreyi, kayıp zaman olarak değerlendirmeyin. Bunu bir yenilenme, güç toplama süreci olarak düşünün.Tüm testleri yanıtlamaya çalışınGenelde TS öğrencileri Temel Matematik ve Fen Bilimleri testlerini çözmekten kaçınırlar. Önyargılı davranıp, bu testlerle uğraşmazlar. Bu, yapabileceğiniz en büyük hatadır. Sadece iki testi çözerek başarıya ulaşmanız zor. Evet, ağırlığı tabii ki bu testlere vereceksiniz, ama yetmez; riskli olur. Gücünüz yettiğince bu testleri de yanıtlamaya çalışın. Bu alandaki diğer adaylara ancak bu şekilde fark atabilirsiniz.
Her bir teste ne kadar zaman ayıracağınızı baştan belirleyin, zamanı gelişigüzel kullanmayın. Böylelikle zamanı kontrol altına almış olursunuz. YGS-1 ve YGS-2 ağırlıklı puanlar için; 160 dakikanın 100 dakikasını Temel Matematik ile Fen Bilimleri testlerine, kalan 60 dakikalık süreyi de Türkçe ile Sosyal Bilimler testlerine ayırabilirsiniz. 60 dakikalık sürenin 35 dakikasını Türkçe testine ayırmak daha mantıklı olur. YGS-3 ile YGS-4 puanları için; 110 dakikayı Türkçe ve Sosyal Bilimler testlerine, geri kalan 50 dakikayı da Temel Matematik ile Fen Bilimleri testlerine ayırabilirsiniz. Kalan süreyi, bu iki testten kolaylıkla yapabileceğinize inandığınız sorular için kullanın. YGS-5 ve YGS-6 puanları için; 100 dakikayı Temel Matematik ile Türkçe testlerine, 35 dakikayı Fen Bilimleri testine, 25 dakikayı da Sosyal Bilimler testine ayırabilirsiniz. Her soruya bir dakikaÖnemli olan, 160 dakikalık sürede mümkün olduğunca çok net çıkarmak, çünkü her sorunun bir dakikalık çözüm süresi var. Hız ve tutarlılık arasında denge kurmanız büyük önem taşıyor. Soruları çok hızlı yanıtlayıp bunun neticesinde bol hata yapmak doğru olmadığı gibi, aşırı titiz davranıp her soru üzerinde gereğinden fazla zaman harcamanız da yanlış olur. Hızlı ama isabetli olmak, sınavda başarılı olmanın en önemli unsurudur.Zor sorularla uğraşıp vakit kaybetmek yerine, o süre zarfında 3 kolay soruyu yanıtlamanız daha akıllıca olur.Şunu unutmayın: Zor soruların da, kolay soruların da puan değeri aynıdır; her ikisi de size aynı puanı kazandırır, dolayısıyla kısa sürede ne kadar çok doğru soru yaparsanız, o kadar iyi olur.Bir soruyu belli bir süre geçtiği halde çözemiyorsanız, o soru üzerinde daha fazla uğraşmayın yani sorularla savaşmayın. Önemli olan sınırlı sürede olabildiğince çok soru çözmektir. Her bir soruyu yanıtlamak için 60 saniyelik süreniz var. Çözemediğiniz, zorlandığınız soruyu atlayın. Eğer zamanınız artarsa o soruya geri dönersiniz. İlk etapta kolay ve normal düzeydeki soruları yanıtlayın. Böylelikle hem moralinizi yükseltmiş olursunuz hem de zamandan kazanırsınız.Zor ve çok zor soruları yanıtlamak için daha fazla zamanınız kalır.YGS’deki sonuç olumsuz olsa bile LYS’de telafi edilirYGS için yapılan tanımlardan belki de gerçeği en iyi yansıtanı; ‘YGS, bir hazırlık sınavıdır’ ifadesidir. YGS, LYS’lerden önce yapılan bir ‘hazırlık sınavı’. Şu anda mevcut üniversiteye giriş sisteminin birinci aşaması bu pazar günü yapılacak. Bu sınav, öğrenciler açısından sistemin ilk aşaması ve ilk olmasından dolayı da bir kaygı sebebidir, ancak unutmamak gerekir ki, Lisans Yerleştirme Sınavları öncesinde, yaklaşık yüzde 28 ila 40 katkısıyla böyle bir deneyim yaşamak sizi iyi motive edecektir. Başarısız olma korkusu, bizim kaygımızı artıran en temel nedendir. Kaygımız ise performansımızı olumsuz yönde etkiler. Hepsi birbirine bağlı bu süreçlerin en başında sınavın tanımı yer alır. Yükseköğretime Geçiş Sınavı’na ne anlam yüklüyorsunuz; hayatınızın sınavı olarak mı görüyorsunuz, yoksa aşılması gereken bir sınav olarak mı görüyorsunuz?YGS, hayatınızdaki ne ilk sınav ne de son sınav... Önünüzde daha birçok sınav olacak; bu sınavdan iyi bir sonuç aldığınızda şımarmayın, her şey bitmiş değil, sizi 3 ay sonra diğer sınavlar bekliyor. YGS’de beklentinizin altında bir sonuç çıkarsa, sakın yelkenleri suya indirmeyin, önünüzde eksiklerinizi telafi edeceğiniz koskoca 3 ay var; oturun muhasebenizi yapın, planınızı programınızı yapın tekrar yola koyulun.YGS’den sonra üniversiteye giriş maratonunun ikinci aşaması olan LYS’ye 12 hafta kalıyor. Tüm adayların YGS’de gösterdiği performansın muhakemesini bir kenara bırakıp, hızlı bir şekilde LYS konularına odaklanması gerekiyor. Unutmamak gerekir ki, LYS’ler soru sayısı olarak fazla ve tüm konuları içerdiğinden adayların kalan süreyi verimli değerlendirerek hiçbir konuyu atlamadan hazırlanması gerekiyor. YGS sonucu, beklentinin üzerinde ya da altında olabilir. Sonuç, beklentinin altında dahi olsa, yerleştirme puanının oluşumunda LYS’nin ağırlığının daha fazla olduğu gözden kaçırılmamalı. YGS’nin olumsuzluğu, LYS’de telafi edilebilir.Çapraz testleri küçümsemeyin!MF ADAYLARI: YGS’de sadece iki testten sorumlu değilsiniz; yani Matematik ve Fen Bilimleri testlerini çözelim bize yeter demeyin! Böyle derseniz, pişmiş aşa su katarsınız. Unutmayın ki, bir Türkçe sorusu, en az bir Matematik ve Fen Bilimleri sorusu kadar puan kazandırıyor. Sakın bunu bilmezden gelmeyin. MF-3 puan türünde, bir Matematik sorusu ile bir Fen Bilimleri sorusu size 1,2 puan kazandırırken, bir Türkçe sorusu size tam 1,0 puan kandırıyor. MF adaylarının en büyük zaafı Sosyal Bilimler testinde ortaya çıkar, MF adayları bu teste oldukça mesafelidir. Sakın böyle bir hata yapmayın. MF-3 puan türü için örnek verirsek; 40 Sosyal Bilimler sorusunu net yapan bir aday, sanki fazladan 20 Matematik sorusu çözmüş kadar puan kazanıyor.TM ADAYLARI: Olayı sadece Türkçe, Matematik ve Sosyal Bilimler testleriyle sınırlamayın, Fen Bilimleri sorularına da mutlaka bakın, sakın yapamam deyip işin içinden sıyrılmayın. En azından bir bakın, yapabileceğiniz sorular muhakkak vardır, sonradan pişman olmanın bir faydası yok!TS ADAYLARI: Unutma ki, senin uğraştığın Türkçe ve Sosyal Bilimler testleriyle diğer adaylar da uğraşacak. Peki, sen sadece bunlarla uğraşırsan, diğer adayları nasıl geçebileceksin. YGS bir sıralama sınavı. Önemli olan; sıralamada ne yapıp edip, yukarılara tırmanmaktır. Yapabileceğinizin en fazlasını yapmaya çalışın; diğer testlerle de haşır neşir olup, fazla net çıkarmaya bakın.Matematik sizin için altın değerinde bir test ve bu testi yanıtlayan, diğer adaylarla arasındaki dengeyi bozar. TS-1 puan türünde, bir Matematik sorusu, diğer iki testle, yani Türkçe ve Sosyal Bilimler testlerinin getirisiyle aynı puan değerine sahip. Ben bunu nasıl görmezden gelebilirsiniz ki!
2 milyon 168 bin adayın yarışacağı YGS’ye sayılı günler kaldı. Yükseköğretime geçişin ilk basamağı olan YGS, müfredat kapsamı bakımından, 12’inci sınıf öğrencisi düzeyinde olmayan bir sınav. Adayların, öncelikle bunu çok iyi kavramaları gerekiyor...YGS’nin kapsamı, 9’uncu sınıf müfredatına kadar uzanıyor; dolayısıyla sınava giren adayların, biraz kendilerine güvenmeleri gerekiyor çünkü kendi düzeylerinin çok altındaki konulardan sorumlu olacaklar.YGS’yi sadece bir baraj sınavı olarak görmek, yapılacak en büyük hatadır. Evet, sınavı kazanmak için 140, LYS’ye katılmak için 180 barajı var, ama hedef sadece bu olmamalı ya da sadece bu kadar olmamalı.LYS puanlarının yüzde 40’ı YGS’denYGS, avantaj sınavıdır; LYS puanlarının önemli bir bölümü, YGS’den yapacağınız netlere bağlı. Puan türlerine göre değişiklik göstermekle birlikte, LYS puanlarının oluşumunda yaklaşık yüzde 40’lık pay, YGS’den geliyor. Yüzde 40, önemli bir katkı; üstelik bu katkı, böylesine kolay bir sınavdan geliyor.Sınavın tabii ki bir heyecanı olacak, ancak bunu n’olur aşırıya kaçırmayın. Heyecanınızı kontrol altına almadığınız taktirde, sizi eleyen sorular olmayacak, sizi eleyen bir başka aday da olmayacak, sizi eleyen testler de olmayacak, kendi kendinizi elemiş olacaksınız! Onun için, olaya objektif bakmaya çalışın. Bir heyecan olsun, ama bu heyecan; yükseköğretime giriş heyecanı olsun, emeklerin sonuca dönüşmesi coşkusu olsun...YGS, daha önceden uyguladığınız deneme sınavlardan farklı olmayacak, hatta daha kolay bir sınavla karşılaşacağınızı şimdiden söyleyebiliriz. Bu sınav, Türkiye geneline göre hazırlanıyor, yani her düzeydeki öğrenciye hitap edecek türden sorular var. Soruların yüzde 10’u çok kolay, yüzde 20’si kolay, yüzde 40’ı da normal düzeyde, yani sınavın yaklaşık yüzde 70’i rahatlıkla yapılabilir düzeyde. Düzenli çalışan, ders seçimi yapmayan, olaya ciddiyetle yaklaşan bir adayın, bu sınavdaki 160 sorudan 110 soruyu rahatlıkla yapar.‘Bu kadar soru yeter kazanırım, demeyin’2 milyondan fazla adayın yarışacağı bir sınavda, şu yaklaşım çok doğru olmasa gerek: Ben, (x) dersini sevmiyorum, bu testin bana puan katkısı az, uğraşsam da yapamam... Böyle bir lüksünüz yok, sakın böyle bir hata yapmayın. Bütün testlere, bütün sorulara bakın, hepsiyle uğraşın, mümkün olabildiğince fazla net çıkarmaya çalışın, ikinci sınava avantajlı girmeye çalışın.YGS, alan sınavı değil, sınavdaki dört testten de sorumlusunuz; test seçerek, kendi ayağınıza çelme takmayın. Baştan önyargılı davranmayın, her teste bakmak, her testle uğraşmak tek hedefiniz olsun.Geçen yıl YGS’ye 1 milyon 900 bin aday katıldı. Türkçe’deki 40 sorunun Türkiye ortalaması 18 net. Sosyal Bilimler testindeki 40 sorunun ortalaması ise 11 net. Hadi diyelim ki T. Matematik ve Fen Bilimleri zor, peki bu testlerde mi zor? Bu testlerdeki başarı düzeyi neden bu kadar düşük? Birkaç nedeni var; bence en önemli neden, ‘bu kadarı yeter’ düşüncesi...Asla bu kadarı yetmemeli, daha fazlası elde edilmeli, YGS’de avantaj sağlanmalı. LYS daha kapsamlı bir sınav, daha fazla bilginin istendiği bir sınav. O sınava rahat ve avantajlı girmenin yolu bu sınavdan, YGS’den geçiyor, bu kolay olan sınavdan geçiyor...Her bir net, on bin adayın önüne geçerTemel Matematik testindeki 40 sorunun ortalaması 6 net, Fen Bilimleri’ndeki durum daha da vahim, 3,5 net! Bu testler zor olduğu için mi ortalamaları bu kadar düşük? Kesinlikle hayır! Önyargılı yaklaşıldığı için, baştan karar verildiği için... Korkmayın, sorulara korkmadan bakın, önyargılı davranmayın, biraz cesur olun; yaptığınız her bir net, sizi on bin adayın önüne geçirecektir. Sorulara bakmanız, biraz uğraşmanız bile size tahminlerinizin ötesinde yarar sağlayacak, buna inanın!Yarın: YGS’de yüksek puan nasıl alınır, son günleri nasıl değerlendirmeliyiz, sınavda zamanlama...
Bu yıl ikinci kez uygulanan Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınavı (TEOG)’un ilk basamağı Türkçe, Matematik, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin testleriyle uygulandı. 1 milyon 287 bin 847 öğrenci sınava girdi. Öğrencilere göre Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi soruları geçen yıldan daha kolay, Matematik ve Türkçe soruları daha zordu; sınavın genel değerlendirmesi böyle...Türkçe soruları, geçen yılki TEOG’a göre daha eleyiciydi. Kazanımlar listesinde yer almayan ‘Edebiyat Bilgileri’ konusundan bir soru geldi. ‘Yazım Kuralları’ konusundan da hiç soru çıkmadı. Türkçe testindeki soruların konulara göre dağılımı: Sözcükte anlam (4), cümlede anlam (1), paragrafta anlam (10), edebi bilgiler (1), noktalama işaretleri (1), fiilimsi (2), cümlenin ögeleri (1) şeklinde... Türkçe sınavı, geçen yılki sınavdan biraz daha zor olmakla birlikte, yorum kabiliyeti gelişmiş öğrencilerin başarılı olacağı bir sınavdı.MATEMATİK SORULARI KAZANIMLARA DAYANIYORMatematik sorularında işlem yoğunluğu bir hayli fazlaydı, geçen yılki sınavdan ayrıldığı ya da zor olduğu nokta burası! Soruların tamamı kazanımlara dayanıyordu, kazanım dışı soru çıkmadı. Seçici ve eleyici sorular, üslü ve köklü ifadeler konularında yoğunlaşmış. Soruların konulara göre dağılımı: Köklü ifadeler (9), üslü ifadeler (7), dönüşüm geometrisi (2), histogram (1), fraktal (1).Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi soruları, mevcut kazanımların tümünü içeriyor. Geçen yıldan farkı; geçen yılki sorular daha somut kavramlardan oluşurken, bu yılki sorular biraz daha soyut kavramlar üzerine kurulmuş. Sorular, geçen yıla göre daha kolaydı.
Geleceğinizi belirleyecek sınavda başarılı olmak için nasıl bir yol izlemeniz gerekiyor; rakiplerinizden bir adım öne geçmek için sınavda nelere dikkat etmelisiniz? İstediğiniz puanı alabilmeniz için önerilerimize kulak verin?PANİK YAPMAYIN: Çoğunuz yıl içinde bir çok sınavına girdiniz, geçen yıl çıkan soruları incelediniz ve çözdünüz. Gireceğiniz sınav, bunlardan farklı olmayacak. Korkmanıza gerek yok. Deneme sınavlarında karşılaştığınız sorulardan daha kolay sorularla karşılaşacaksınız.NE ÇOK HIZLI NE DE ÇOK YAVAŞ: Hız ve tutarlılık arasında denge kurmanız büyük önem taşıyor. Soruları çok hızlı yanıtlayıp bunun neticesinde bol hata yapmak doğru olmadığı gibi, aşırı titiz davranıp her soru üzerinde gereğinden fazla zaman harcamanız da yanlış olur. Hızlı ama isabetli olmak, sınavda başarılı olmanın en önemli unsurudur.DERİN NEFES ALIN: Sınava başladığınız anda her şeyi unuttuğunuz duygusuna kapılabilirsiniz. Bu, geçici bir durumdur. Sınava giren her aday bu durumla karşılaşabilir. Dert etmeyin, geçer. Birkaç soruyu yanıtladıktan sonra bu duygu kendiliğinden yok olur.ZOR SORUYLA UĞRAŞMAYIN: Size önemli bir ipucu: Zor sorularla uğraşıp vakit kaybetmek yerine, o süre zarfında 3 kolay soruyu yanıtlamanız daha akıllıca olur. Şunu unutmayın: Zor soruların da, kolay soruların da puan değeri aynıdır; her ikisi de size aynı puanı kazandırır, dolayısıyla kısa sürede ne kadar çok doğru soru yaparsanız, o kadar iyi olur.KOLAY SORULARDAN BAŞLAYIN: Yanıtlamaya hemen ilk sorudan başlamayın. Yıllardır hep dikkat etmişimdir, sınava başlayan her aday hemen ilk sorudan başlıyor. Sınavda, birinci sorudan başlayacaksınız diye bir kural yok. Ya ilk soru, zor soruysa... Moraliniz bozulacak, her şey birbirine karışacak. Önce testin bütün sorularını gözden geçirin. 1-2 dakikanızı bu işe ayırın. Bu, zaman kaybı değildir. Bu tarama işlemi, o bölümdeki soruların genel yapısını görmenizi, testin yapısındaki değişikliklere hazırlıklı olmanızı sağlar.SORULARA TAKILMAYIN: Bir soruyu belli bir süre geçtiği halde çözemiyorsanız, o soru üzerinde daha fazla uğraşmayın yani sorularla savaşmayın. Önemli olan sınırlı sürede olabildiğince çok soru çözmektir. Akıllı davranın, çözemediğiniz, zorlandığınız soruyu atlayın. Eğer zamanınız artarsa o soruya geri dönersiniz. İlk etapta kolay ve normal düzeydeki soruları yanıtlayın. Böylelikle hem moralinizi yükseltmiş olursunuz hem de zamandan kazanırsınız. Zor ve çok zor soruları yanıtlamak için daha fazla zamanınız kalır.ACELECİ DAVRANMAYIN: Doğru yanıtı bulduğunuzu zannederek diğer seçeneklere bakmamanız sizin zararınıza olur. Mutlaka sorunun bütün seçeneklerini okuyun. Bu, zaman kaybı değildir. Yanıtınız doğru olsa bile mutlaka diğer seçenekleri de okuyun.KISA MOLALAR VERİN: Aynı soruyu veya aynı satırları tekrar tekrar okuyorsanız, zihninizin dinlenmeye ihtiyacı var demektir. Kalemi, kağıdı bir kenara bırakın, gözlerinizi kapatın ve arkanıza yaslanın. İşlerin iyi gittiğini kendinize telkin edin. Dinlendiğiniz bu süreyi, kayıp zaman olarak değerlendirmeyin. Bunu bir yenilenme, güç toplama süreci olarak düşünün.KARIŞIK GÖRÜNEN SORULARDAN KORKMAYIN: Soru kökünün veya soru metninin uzun oluşu, sizin için daha fazla ipucu anlamına gelir. Bu nedenle ilk etapta karmaşık gibi görünen ve uzun metinli sorular, daha kolay çözülebilen sorular olarak algılanmalıdır.ÖNCE SORUYU OKUYUN: Paragraf tipli sorularda paragraftan önce soru kökünü okuyun. Böylelikle zihin, sorulan soruya göre paragrafı okuma eğiliminde olur.ALTI ÇİZİLİ VE KOYU İFADELERE DİKKAT: Soru kökü bazen ‘olamaz’, ‘değildir’, ‘yanlıştır’ veya ‘mamalıdır’ gibi olumsuz ifadeler taşıyabilir. Zihin hep olumlu soru kalıplarına şartlandığından, sorudaki olumsuz ifadeler gözden kaçabilir. Altı çizili ve koyu yazılan ifadelere dikkat edin.***Sınavda sorumlu olduğumuz diğer derslere yaklaşımımız nasıl olmalı, şimdi onları inceleyelim:YABANCI DİL ‘İNGİLİZCE)Öğrenilen kelimelerin günlük hayatta kullanılması, hem sınav için hem de dilin öğrenilmesi açısından son derece önemlidir Sınavda bilinmeyen bir kelimeyle karşılaşıldığında, bilinen bir kelime ile benzerliği olup olmadığına bakılmalı ve cümlenin bütününden anlamın çıkarılmaya çalışılmalıdır.- Why, who, which, how gibi soru sözcüklerine dikkat edilmeli. Bu sözcükler paragraf, diyalog ve tablo sorularında karşımıza çıktığı için çok önemlidir. Kullanılan soru kalıbının anlamına uygun cevaba yönelmek gerekir.- Soruların çoğunluğu, okuduğunu anlama şeklinde olduğu için kelime bilginizi geliştirmeniz gerekir.- Kişisel özellikleri anlatan kelimeleri öğrenirken, kişinin güçlü ve zayıf yönlerini anlatan kelimeler şeklinde gruplandırarak çalışın.- Paragraf ve hikayeyi okumadan önce soruları okuyarak parça hakkında genel bilgi edinin.- Birçok soru diyalog şeklinde sorulur. Diyalogda sorulan şaşırma, onaylama, üzülme gibi ifadeleri iyi bildiğiniz zaman soruda genel olarak ne demek istediğini anlarsınız.İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK- Amasya Genelgesi’ne çalışırken Kurtuluş Savaşı’nın amacını, gerekçesini ve yöntemini belirten maddeleri gözden kaçırma ve bunları sınavda rahatlıkla değerlendirebilirsin.- “Milli Egemenlik” vurgusunun yapıldığı konuları da kaçırma! Mesela, Erzurum Kongresi’nde milli egemenlik vurgusu yapan maddeler nelerdir?- Sivas Kongresi’nde cemiyetlerin birleştirilmesinin amacı nedir? Bilgilerini gözden geçirebilirsin.- Kendine has bir tarih şeridi oluşturup, mütarekeleri ve kongreleri buna yerleştirebilirsin.- Sınavda veya sınava hazırlanırken, sebep-sonuç ilişkisine dikkat etmelisin. “Ne, neden” sorularını sorup, cevap aramalısın.- Antlaşmalara çalışırken “niçin bir araya gelindi, bu madde ne için oluşturuldu ve bu maddenin amacı nedir?” sorularına hazırlıklı olmalısın.DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİDin kültürü ve ahlak bilgisi dersi, yapısı gereği çok fazla soyut bilgi, kavram ve ilke içeriyor. Bu nedenle, bu dersin konuları ezberlenirse, rahatlıkla unutulabilir. Bu konuları çalışılırken; bilinmeyen kelimelerin çıkarılması, akılda kalınanların not edilmesi, maddeler halinde notlar tutulması son derece önemlidir.- Bütün ünitelere ait kavramları formüle ederek öğrenebilirsiniz. Kader: ölçü, yasa, kanun/ Külli irade: Allah’ın sonsuz olan iradesi/ Cüz’i irade: İmanın sınırlı olan iradesi/ İrade: Tercih edebilme gücü, dileme ve dilediğini yapabilme, karar verebilme gücü.- Şema hazırlanmalı ve olabildiğince fazla örnek çözülmeli.- Bilinmesi gereken ilgili kavramlar listelenmeli, yanına kısa notlar alınmalı.Kavramlar çalışılırken kalıcı olması için benzeşim kurulmalı.
Öğrendiğimiz bilgilerin kalıcı olması çok önemli. İşte burada ‘düzenli çalışma’ devreye giriyor. TEOG, bu temel üzerine inşaa edilen bir sistem. Dersi derste öğrenmek ve düzenli tekrar; TEOG’un olmazsa olmazlarından...TEOG, sistem gerektiren bir hazırlık süreci istiyor; peki bu süreçte nelere dikkat etmek gerekiyor, şimdi onlara değineceğiz...1 . Derse Hazırlıklı Gidin: Hangi ders, hangi konu olursa olsun hazırlıklı gitmeniz çok önemli. Derste ne işleneceği konusunda bir ön fikriniz olmalı ve konuya önceden çalışırsanız, bunu yapmayan arkadaşlarınıza fark atarsınız.2 . Öğrendiklerinizi Tekrar Edin: Eve gidince elbette dinlenin, eğlenin; ama sorumluluklarınızı da unutmayın. Sizin o günkü en büyük sorumluluğunuz, öğrendiklerinizi tekrar ederek kalıcı hale gelmesini sağlamaktır. Bunu yapabilmek için öğrendiklerinizi kendi cümlelerinizle yazabilir veya sesli bir şekilde okuyabilirsiniz.3 . Bol Soru Çözün: Hem TEOG sınavlarına adapte olmak açısından hem de öğrendiklerinizi pekiştirmek açısından bu çok önemli. Bulabildiğiniz kadar soru çözmeye çalışın ve yanlışları mutlaka kontrol edin. Sorunun konusu ile ilgili eksikleriniz varsa mutlaka tamamlayın.4 . Genel Tekrarlar Yapın: Kesinlikle üşenmeyin ve bunu zaman kaybı olarak düşünmeyin. Yaptığınız bu genel tekrarların faydasını merkezi sınavlarda hatta ilerdeki öğrenim hayatınızda bile fazlası ile göreceksiniz.TEOG’da sorumlu olduğumuz derslerde nasıl başarılı olunur, şimdi onları inceleyelim...TÜRKÇETürkçe dersi çalışılırken, ayrıntılı konu anlatımlı kitapların kullanılması ve konu ile ilgili küçük notların alınması alışkanlık olmalı.- Paragraflarla ilgili sorular çözülürken, önce soru okunup sonrasında paragraf okunmalıdır. Böylelikle paragraf okunurken sorunun cevabı için zamandan kazanılmış olursunuz.- Cümlenin ögeleri, cümle yapısı, anlatım bozuklukları gibi konularda kitap okuma alışkanlığı süreklilik kazanmalıdır. Böylelikle yanlış cümlelerin farkına varırsınız.- Konu tekrarları yaparken, her konu bitiminde farklı kaynaklardan kendinizi kontrol edip konuyu anlayıp anlamadığınızla ilgili bilgi sahibi olabilirsiniz.- Fiilimsiler konusuna çalışılırken sadece fiilimsi eklerini ezberlemekle konuyu kavrayamayız, önemli olan fiilimsi eklerin anlamsal olarak ne ifade ettiğini bilmektir. Fiilimsi eklerini ezberlemeden anlamsal olarak ne ifade ettiğini kavramaya çalışın.- Fiilde çatı konusunu anlayabilmeniz için cümlenin ögeleri, fiiller ve ekler konuları iyi bilinmelidir. Bu türden sorularda, ilk olarak cümledeki yüklem bulunmakta, daha sonra bu yüklemin fiil olup olmadığı tespit edilmektedir.MATEMATİKMatematik, sayısal düşünmeyi ve işlem yapabilme yeteneği gerektiren bir ders. Ezberin, bu derste yeri yok. Matematik, mutlaka ders ortamında dinlenirken kavranmaya çalışılmalı; ders dinlenirken ve çalışılırken mutlaka not tutulmalı.- Geçmiş sınav soruları mutlaka çözülüp değerlendirilmeli.- Ezberlemek yerine, konunun mantığı anlaşılmalı.- Formüllerini bildiğinizi düşündüğünüz, ama soru çözerken hatalarınızın çıktığı konuları tekrar etmelisiniz.- Soru köklerindeki verilerin tümünü okumalısınız. Parantez içindeki veya vurgulanan ifadelere dikkat etmeli.- Kareköklü sayılarda daha hızlı ve pratik olmak için 1’den 20’ye kadar olan sayıların karelerini öğrenmelisiniz. Bu işlemler tam kare ve tam kare olmayan işlemlerde işinize yarayar.FEN ve TEKNOLOJİDers, en iyi derste öğrenilir; en önemli kural bu! Bu kural, tüm dersler için geçerli ve TEOG’un temelini oluşturuyor.- Tablo ve grafik sorularında önce soru kökü okunmalı ve bu tür sorularda daha önce öğrendiğiniz bilgilerle bağlantı kurmanız önemli.- Paragraf sorularında genellikle seçeneklerde verilenlerin tamamı doğru ifade olur, ancak orada sadece paragrafta anlatılan bilgiye göre sorunun cevabı aranmalıdır.- Mitoz ve mayoz bölünmeyle ilgili soruları çözebilmek için bölünmenin aşamalarını bilmek gerekir.- Eşleştirme sorularında mutlaka eşleşen ifadeler yanlarına yazılmalı ve seçenek belirlenirken hata yapılmamalıdır.- Konular öğrenilirken bütün içinde düşünülmelidir. Örneğin mitoz ve mayoz bölünmenin kavranabilinmesi için DNA’nın özelliklerini, eşlenmesini, kalıtımı, eşeyli üremeyi iyi bilmek gerekir.YARIN: YABANCI DİL, İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK, DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ
1 milyon 287 bin ortaokul 8’nci sınıf öğrencisi, bu yıl TEOG Sınavı’nda ter dökecek. TEOG ilk kez geçen yıl uygulanmıştı. Öğrenciler geçen yıl olduğu gibi bu yıl da, toplam altı dersin sınav sonucu ve yıl sonu başarı puanının hesaplanması sonucu oluşan puanla iyi okulların kapısını aralamaya çalışacak. Bu yılki sınavda göze çarpan en büyük değişiklik, kitapçık sayısının artması ve kopya tespitinin öğretmenlere bırakılması; bunların dışında başka bir değişiklik yok...2014-TEOG’un geçen yıldan en önemli farkı, iki olan kitapçık sayısının bu yıl A, B, C, D olmak üzere 4’e çıkarılması. İkinci önemli fark ise bilgisayar ortamında yapılan kopya değerlendirmesinin kaldırılarak, kopya tespitinin sınav görevlilerinin sorumluluğuna bırakılması...İlk dönem sınavları 26-27 Kasım, ikinci dönem sınavları 29-30 Nisan’da. Her iki günde 3’er dersten ortak sınav var. Her dersin sınavı 40 dakika, soru sayısı ise 20. Sınavların ardından 30 dakika dinlenme arası verilecek. Sınav başladıktan sonra ilk 15 dakika içinde gelen öğrenciler kabul edilecek. İlk 20 dakika ile sınav bitimine 5 dakika kala öğrenciler sınavdan çıkamayacak.Yeni sınav sistemi TEOG’un, öğrencinin başarısı üzerinde olumlu etkiler sağladığını rahatlıkla söyleyebiliriz. TEOG, öğrenci üzerindeki sınav kaygısını azalttı. Yeni sistem, öğrencilerin üzerinde oluşan baskı ve kaygıyı azalttığını geçen yılki sınav sonuçlarında gördük. Özellikle öğrencilerin sınava kendi okullarında girmesi sınav kaygısını belli bir ölçüde azaltıyor. Geçen yılı değerlendirdiğimizde, tüm öğrencilerin yüksek puanlar aldığını söyleyebiliriz, buna bağlı olarak okulların puanı da yükseldi. TEOG’da, çok fazla konu yok ve öğrenciler toplamda 12 sınava katılıyor, yani sonucu tek sınav belirlemeyecek; dolayısıyla bütün bunlar, kaygının azalmasını ve başarının yükselmesini sağladı.MEB tarafından sınavın nasıl uygulanacağına dair bir kılavuz yayınlandı. Bu kılavuzu tüm öğrenciler ve veliler mutlaka okumalı, kılavuz MEB’in sitesinden incelenebilir. Öğrencilerin hangi sınıf ve sırada sınava gireceği e-okuldan öğrenilecek. Geçmiş yıllarda öğrenciler farklı okullarda sınava girerdi. Sınava başvuru yapar ve sınav ücreti yatırırdı. Öğrenciye bir sınav giriş belgesi gelirdi. Yapılan değişiklikle durum değişti, öğrenciler kendi okullarında farklı sınıflarda sınava girecekler. Dolayısıyla öğrencinin hangi sınıfta, hangi sıra numarasında sınava gireceğine velilerin bakması gerekiyor. Öğrencilerin nerede sınava gireceği karmaşasını yaşamayacak.Geçen yıl sınavda kopya çekildiğine dair birtakım söylentiler çıktı, bilgisayar değerlendirmelerinde de bir takım sıkıntılar yaşandı. Bakanlık buna dair bir düzenleme yaptı ve açıkladığı kılavuzda örnek bir sınav oturum planı ve sınav kitapçıklarının türlerini değiştirdiğine dair bir örnek yayınladı. Sınav kitapçıkları 4 ayrı kitapçıktan oluşacak. Sorular bu kitapçıklarda değişik yerlerde bulunacak, öğrenciler sınıflara yerleştirildiklerinde aynı kitapçık türü ile yan yana gelmeyecek. Bu önemli bir değişiklik, ama yeterli mi; kesinlikle hayır! Burada sınav görevlilerine büyük bir sorumluluk düşüyor, yine de çok dikkatli olmaları gerekiyor. Sınava sayılı günler kaldı, öğrencilere en büyük tavsiyem, geçen yılki soruları bir gözden geçirsinler. Yarın, bu konulara değineceğiz...YARIN: TEOG SINAVINA NASIL ÇALIŞILMALI? TEOG’DA HANGİ KONULARDAN SORU ÇIKACAK?