Tercih edecekler için devlet üniversitelerinin 2015 karnesi

21 Temmuz 2016

Akademisyenlerin geçen yılın performans karnesi belli oldu. 100 puan alabilen sadece 255 akademisyen oldu. 120 bin civarındaki öğretim elemanının sadece 25 bin 988’i otuz puanı geçebildi. Ayrıca profesörlerimizin puan ortalaması 52, doçentlerin ortalaması 49’da kaldı.Akademisyenlerin proje, araştırma, yayın, patent gibi faaliyetlerini desteklemek amacıyla uygulanan akademik teşviklerde, geçen yılın performansına göre devlet üniversiteleri arasında ilk sırayı Abdullah Gül Üniversitesi aldı. Yaklaşık 120 bin öğretim elemanından , ancak 26 bininin hesaplamaya dahil olmak için gerekli 30 puan sınırını aşabildiği dikkati çekti.Eskişehir Osmangazi Üniversitesi eğitim Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Engin Karadağ ve Prof. Dr. Cemil Yücel Devlet Üniversiteleri Sıralama (DÜS) raporu hazırladı. Raporda akademisyenlerin 2015 yılı performanslarına göre aldığı akademik teşvikler mercek altına alındı. Prof. Dr. Cemil Yücel, yaptığı açıklamada, DÜS’ün temel amacının devlet üniversitelerini ve fakültelerini akademik teşvik puanlarını temel alarak sıralamak olduğunu söyledi.11 üniversite yer almadıRaporun YÖK tarafından yayınlanan ve öğretim elamanlarının akademik teşvik komisyonlarınca onaylanan projelerinin baz alınarak hazırlandığını kaydeden Yücel, sıralamada, akademik teşvik puanlarını kamuoyuna açıklamayan 11 üniversitenin yer almadığını belirtti.Prof. Yücel, ‘Üniversite akademisyenlerinin, 2015 yılında akademik anlamda ne düzeyde aktif olduklarını yansıtması açısından oldukça önemli bir veri. Diğer sıralamalardan farklı olarak üniversitelerin ve özellikle de fakültelerin daha güncel bir resmini ortaya koymaktadır. Akademik teşvik yönetmeliğine göre performansların projeler, araştırmalar, akademik yayınlar, tasarımlar, sergiler, patentler, alınan atıflar, uluslararası tebliğler ve alınan ödüller olmak üzere 9 başlıkla sınıflandırıldığını anlatan Yücel, bir akademisyenin sistemde puanlanması için bu alanlardan en az 30 puan almasının gerektiğini, en yüksek puan sınırının ise 100 olarak belirlendiğini dile getirdi.Puan ortalamalarıYaptıkları araştırmanın 100 puan ve üzerine çıkabilen öğretim elemanı sayısının oldukça az olduğunu orta ya koyduğunu ifade eden Yücel, ‘Verilerimizde 100 puan alabilen sadece 255 akademisyen oldu. Devlet üniversitelerinde görev yapan 120 bin civarındaki öğretim elemanının sadece 25 bin 988’i otuz puanı geçebildi. Ayrıca profesörlerimizin puan ortalaması 52, doçentlerin ortalaması 49, yardımcı doçentlerin ve araştırma görevlilerinin ortalaması 45 puan oldu’ diye konuştu.En popüler 5 mühendislik dalı…Mühendislik her zaman en gözde mesleklerden biri olmuştur. Doğru Tercih ekibi olarak sizin için Türkiye’nin en popüler ve öne çıkan mühendislik programlarını inceledik. Giriş zorluğundan, rekabete, toplam başvurandan akademik zorluğa kadar birçok değişken sonucunda ortaya çıkan sonuçlar şöyle:-Mekatronik Mühendisliği-Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği-Elektrik-Elektronik Mühendisliği-Endüstri Mühendisliği-İnşaat MühendisliğiTaban puan mı, başarı sırası mı?Başarı sıralaması adayların, sınava giren tüm adaylar içinde gösterdiği başarıyı ifade ediyor. Her yıl taban ve tavan puanlar değişkenlik gösterse de programa yerleştirilen ilk ve son öğrencinin başarı sıralaması büyük değişiklik göstermiyor. Dolayısıyla, tercih listesi hazırlarken programların taban puanlarını göz önüne almak yanıltıcı olabilir. Taban puanların her yıl değişkenlik gösterdiğini düşünerek, geçen yıl programa yerleştirilen ilk ve son adayların başarı sıralamasına dikkat ederek bir liste hazırlamak daha doğru olacaktır.Taban puanları nasıl oluşuyor?Unutmamak, gerek ki, üniversite taban puanları sabit değerler değil. Her yıl programa son yerleştirilen adayın puanına göre değişkenlik gösteriyor. Tavan puan ise, programa ilk olarak yerleştirilen öğrencinin, ilgili puanını ifade ediyor.Taban puanlar, öğrencilerin talebine göre belirleniyor. Kılavuzda gösterilen taban puanlar önceki senenin talebini yansıtıyor. Dolayısıyla bir adayın puanının kılavuzda gösterilen programın taban puanından daha yüksek olması, adayın o programa girebileceğini garanti etmiyor. Çünkü adayın tercih yaptığı senenin taban puanları o seneki yerleşme yapıldıktan sonra belli oluyor. Taban puanların her yıl değişkenlik gösterdiği göz önüne alınarak, bir önceki yıl programa yerleştirilen son adayın başarı sıralamasına dikkat ederek bir liste hazırlamak daha doğru olur.YARIN: Tercih sayısının 30’dan 24’e indirilmesi adayları nasıl etkileyecek? hangi bölüm iş ararken avantaj sağlar?

Devamını Oku

Tercihleri yaparken başarı sırasını kullanın, puanları dikkate almayın

19 Temmuz 2016

1 Puandan ziyade başarı sıranı dikkate alın. Bir önceki yıldaki başarı sıraları size bu konuda yardımcı olabilir. Her yıl puanlar değişse de başarı sıraları bize en sağlıklı veriyi sağlar.2 Alternatifi bol olan tercih listesi oluşturun. Tek bir üniversite ya da birkaç bölüm üzerine odaklanmayın.3 Sadece bir bölüme takılıp kalmayın. İstediğiniz bölüm ile ortak özelliklere sahip başka bölümlerin de olup olmadığını araştırın. Geçişli bölümleri göz önünde bulundurarak tercih listenizde alternatif yaratın.4 Alternatifli oluşturduğunuz tercih listesini, önceliklerinizi göz önünde bulundurarak ve uzman yardımı alarak, sadeleştirmeye çalışın.5 Tercihlerinizi yaparken ilk beş ya da altı tercihin, kendi başarı sıranızdan yukarıda ve en çok istediğiniz üniversite ve bölümler olmasına dikkat edin.6 Tercih listenizde kendi başarı sıranızdan yüksek tercihlere yer verdikten sonra, kendi başarı sıranıza yakın ya da denk olan en az 20 tercih yapabilirsiniz.7 Yerleştirmede önemli olan tercih sırası değil, puanın yüksek olmasıdır. Puanı birbirinden farklı iki öğrenciden, ilgili bölümü önce tercih eden değil, puanı yüksek olan aday yerleştirilir.8 Son beş veya altı tercih -girmek istediğiniz bölüm ve üniversiteleri göz ardı etmeden- kazandığınızda asla pişman olmayacağınız ve tekrar sınava girmek istemeyeceğiniz yerler olmalı. Yazdığınız son tercih, sizin gitmeyi tercih ettiğiniz en son üniversite ve bölüm olmalıdır.9 Acele etmeyin, tercih dönemini, açıklanan tarihleri göz önünde bulundurarak son gününe kadar değerlendirin. Üniversiteleri ziyaret edin, öğretim üyelerinden bölümler hakkında bilgi alın, uzmanlarla görüşün…10 Yurt dışında eğitim almayı düşünüyorsanız, YÖK Denklik Bürosu’ndan okumayı düşündüğünüz üniversitenin denkliği olup olmadığını öğrenin. Türkiye’de geçerliliği olmayan üniversiteleri asla tercih etmeyin.Farklı puan türlerini nası karıştıracağız?Adayın hem MF hem de TM tercihleri yaptığını varsayalım. Aday, önüne iki boş A4 kağıdı alacak. Bunlardan birine MF tercihlerini, diğerine de TM tercihlerini yazacak ve her ikisinin toplamı 30’u aşmayacak şekilde düzenlenecek. Her bir tercih listesi, kendi arasında küçük sıradan büyük sıraya doğru veya makul ölçüde istek-sıra dengesi göz önünde tutularak sıralanacak. Sonra başka bir boş kağıda bunları şu üç şekilde aktarabilir:-Aday şöyle diyebilir: Ben önce MF’leri, daha sonra da TM’leri istiyorum. Bu durumda aday, önce MF listesindeki tercihleri olduğu gibi bu kağıda aktarır, sonra bunun altına TM listesindeki tercihlerini sıralayabilir.-Aynı aday şöyle de diyebilir: Ben önce TM’leri istiyorum, bunlar olmazsa o zaman MF tercihlerini istiyorum. O zaman önce TM listesindeki tercihler buraya aktarılacak, daha sonra da MF tercihleri yazılacak.-Aday isterse bu şekilde de davranabilir: İlk tercihim, MF’nin ilk sırasındaki yer olmalı, 2’nci tercih olarak yine MF listesinde bulunan 2’nci sıradaki yeri istiyorum. 3’üncü sırada, TM listesinin ilk sırasında bulunan yeri, 4’üncü sıraya MF listesindeki 3’üncü tercihi yazmak istiyorum. Ve bu işlem bu şekilde sürüp gider. Bu üç şekil de doğru, ama adayın olaya yaklaşım tarzı farklı. İşte bunun nasıl olması gerektiğine adayın kendisinin karar vermesi gerekir.24 TERCİHİN HEPSİNİ DOLDURALIM MI?Yazdıklarınızdan pişman olmayacaksanız doldurun, 24’üncü tercihiniz bile okuyacağınız tercihse, doldurmakta sakınca yok! ‘Hele bir yazalım, sonra bakarız’ demeyin, son pişmanlık fayda etmiyor, bedeli de ağır oluyor...ÇOK TERCİH YAPMAK KAZANMA ŞANSINI ARTIRIR MI?Yerimiz varken, tercihleri ve alternatifleri çoğaltmakta yarar var. İlla 24 tercih yapacağız diye de bir kural yok, ama bize sunulan olanağı da değerlendirmek gerekir. Örneğin aynı başarı sırasından birkaç yer yazmak, tercihlerden birini kaçırırsak diğerini yakalama şansı yaratır.PUANA GÖRE Mİ, BAŞARI SIRASINA GÖRE Mİ?Tercihleri yaparken başarı sırasını kullanın, puanları dikkate almayın. Kendi başarı sıranızla, girmek istediğiniz bölümün başarı sırasını kıyaslayın.KENDİ SIRAMIZIN NE KADAR ÜSTÜNDEN BAŞLAYALIM?Adayın MF-4’den başarı sırası 170 bin olsun, şayet tercih sayımız 24’ü aşmıyorsa, bu adayın tercihlerini 100 binden başlatmasında hiçbir sakınca yok. Hemen soracaksınız, ‘Peki, olur mu?’ Yanıt vereyim: ‘Ben de biliyorum olmayacağını, ama ne sakıncası var? Olmazsa olmasın! Aklınızda kalacağına, kağıtta kalsın...’ İlk birkaç tercihiniz, sıradan ve puandan bağımsız olsun, gönlünüzde yatan aslan olsun...NEREYE KADAR DÜŞELİM?Pişman olmayacağımız yere kadar! En son yaptığınız tercih bile, kazandığınızda asla pişman olmayacağınız, bir daha sınava girmek istemeyeceğiniz, kazandığınızda okuyacağınız yer olsun. Lütfen şuna dikkat edin: Her bir tercihi yazarken, sanki başka tercih yokmuş, sadece o tercih varmış gibi hareket edin. Tercihlerdeki temel prensibimiz; ben bu tercihi yazıyorum, ama bu tercihte gerçekten okur muyum, yoksa ‘yazmış olmak için mi yazıyorum’ düşüncesi olmalı...‘ÖLÜ TERCİH’ TAM ANLAŞILMADI…Örneğin tercihlerimizden birinin sırası 150.616 olsun. Kalkıp da bunun altına 120.387’nci sıradaki bir yeri yazarsak, işte bu ölü tercih olur! Neden mi? Şöyle açıklayayım: 150.616’ncı tercihe giremeyen bir aday, ondan daha yukarı sırada bulunan 120.387’nci sıraya yerleşebilir mi? Bu mümkün değil, işte ‘ölü tercih’ bu demektir... Böyle yaptığınız taktirde, fazladan yer işgal eden bir tercih yapmış olursunuz.Puan tutuyor diye istenmeyen bölüm seçilmemeliMeslek seçiminde anahtar bir soru var; ‘hem mutlu hem de başarılı olabileceğim alan hangisi?’ Bunun üzerinde önemle düşünülmelidir. Tercihlerde, sadece sınav başarısı yetmiyor. Tercih döneminde, adaylarda ve velilerde kaç net yaptığından veya sınavdan kaç puan aldığından ziyade tercihlerde hata yapıp yapmamasıyla ilgili tedirginlik yaşanıyor. Dolayısıyla ‘hata yapma korkusu’ ortaya çıkıyor. Adayların, ilgi duyduğu alanları önem ve öncelik sırasına göre dizmesi gerekiyor. Sevmediği, istemediği bir bölümü sırf puanı tutuyor diye yazmaması gerekir. Tercihlerde yüzde yüz başarıyı yakalamak zor, mükemmeliyeti yakalamak mümkün değil. İstek sırası burada devreye girmeli. İstek orantılamasında yüzde 50’nin altındakiler yazılmamalı. Bazı mükemmeliyetçi öğrenciler var 2-3 tercih yapıp riske ediyorlar. Sonrasında da yerleşemiyorlar.TERCİHLER KÜÇÜKTEN BÜYÜĞE DOĞRU MU SIRALANMALI?Tercih maratonu sürerken adayların formu doldururken puan sıralamasına göre tercih yapmalarına gerek yok. Tercihler arasında 3-4 binlik oynamalar olabilir.Tercihler matematiksel sıraya girecek diye bir kural yok! Kendinizi o kadar katı kuralların içine hapsetmeyin, biraz esnek davranın, korkmayın. ‘Kullandığımız bütün veriler, geçen yılın verileri, bu yıl da aynıları olacak’ diye beklemeyin. Tercihler arasında 3-4 binlik oynamalar olabilir yani 120.589’un altına 124.724’üncü sıradaki yeri yazabileceğiniz gibi ondan daha yukarıda bulunan 116.706’ncı sıradaki bir yeri de yazabilirsiniz. Bu ölü bir tercih olmaz, çünkü iki tercih arasında makul bir fark vardır.BİR TERCİHİ DAHA ÜST SIRAYA YAZAN MI AVANTAJLIDIR?Kaçıncı sıraya yazarsa yazsın, kimin puanı daha yüksekse o avantajlıdır! Ali’nin TM-1 puanı 485, Sadık’ın TM-1 puanı 486 olsun. Ali aynı tercihi 1’inci sıraya, Sadık da aynı tercihi 24’üncü sıraya yazmış olsun. Şayet o bölüme bir aday alınacaksa bu Sadık olur, çünkü Sadık’ın puanı Cengiz’den yüksektir. ‘Peki, bu durumda sıranın ne önemi var’ diyeceksiniz. Şu önemi var: Cengiz, bu bölümü diğer tercihlerinden önce istiyor, Sadık da ‘diğer tercihlerim olmazsa, en son bu tercihime yerleşeyim’ diyor.İSTEK Mİ, SIRA MI?İkisi de... İkisinin makul bir karışımı olmalı, her biri ayrı telden çalmamalı. Şöyle örnek vereyim: Çok istediğimiz yer 45.698’inci sırada, onun altına yazacağımız ve ondan sonra istediğimiz yer 35.474’üncü sırada olmamalı. Yani isteğin bir sınırı olmalı. Bu durumda alttaki tercih, geçersiz tercih oldu. Burada yapılması gereken ya alttaki tercihi 45.698’in üzerine yazacağız ya da sileceğiz. Şayet onun üstüne çıksın istemiyorsak o zaman onu yazmayacağız. Peki, yazarsak n’olur? Boşuna yer işgal etmiş olur.YARIN: EN POPÜLER MÜHENDİSLİK DALLARI, ÖSYS-2015’TE İLK 100’E GİREN ADAYLARIN TERCİH ANALİZİ, ‘OKUL BİRİNCİLERİ’ NASIL YERLEŞİYOR?

Devamını Oku

Tercihlerinizi şansa bırakmayın

18 Temmuz 2016

Her yıl yaklaşık 2 milyon genç, üniversiteye yerleşebilmek için bugünkü adıyla YGS ve LYS sınavlarına hazırlanıyor.Yaklaşık 2 milyon öğrenci ve ailesi için sınav ve sınav sonrası yaşanan kaygının ana temeli hemen herkesin bu sınavlara yüklediği anlamda yatıyor.Üniversiteye girmek, bir bölümde okumak ama hangi bölüm olursa olsun bir yere yerleşmek arzusu, gençlerimiz ve aileleri için meslek edinmenin birinci şartı. Bu durumun nedenini, Türkiye’nin içinde yaşadığı sosyal ve ekonomik dönüşümün Türk aile yapısına yönelik yansımasında aramak gerekiyor.Kariyer planlama zamanıGenç, kendini ne kadar iyi tanır, önünde yer alan kariyer seçenekleri içerisinde kendisine en uygununu belirler ve bu doğrultuda seçimler gerçekleştirirse, sınava ve sınav sonucu elde ettiği başarıya o kadar doğru anlamlar yükleyebilir.Anne babalar, çocuklarıyla klişelerden uzak ilişki kurmayı, onların sınırlarını bilerek güçlü yönlerine odaklanmayı ve olaylara ve durumlara kendi pencerelerinden değil, çocuklarının kişilik özelliklerini de gözeterek kariyer planlamalarına destek olmayı başarabilmeli. Bu yaklaşım, sınav sonrası süreci hem çocuklar hem de aileleri ile sorunsuz yaşamalarına neden olacaktır.Genel kontenjan yüzde 5 artırıldı, AÖF kontenjanı düşürüldüÜniversite kontenjanları bu yıl yüzde 5.27 artırılarak 867 bin 191 olarak belirlendi. Geçen yıla göre kontenjan sayısı 43 bin 452 arttı. YÖK bu yılın başından itibaren AÖF programlarında kademeli olarak kontenjan azaltmaya başladı. AÖF programlarında yüzde 80’leri geçen kontenjan azaltılmasına gidildi. Kalite artırmak için yapılan çalışma kapsamında toplam 206 bin 53 olan kontenjan, bu yıl 169 bin 615’e düşürüldü. Adaylar bu yıl 24 tercih yapacak. Üniversite tercih kılavuzunda bu yıl ilk kez mezun bilgileri de paylaşılacak. Merkezi sınavlarda (KPSS vb.) üniversite mezunlarının ne kadar puan aldığı da tercih rehberinde yer alacak.Üniversite kontenjanlarının yıllara göre değişimi nasıl gerçekleşti?Önce istediğiniz bölümü belirleyinÖğrencilerin tercih listelerini oluştururken sıklıkla yaşadıkları sorun, seçecekleri yükseköğrenim programlarını nasıl sıralayacaklarıyla ilgili oluyor. Bu noktada adayların kafası karışıyor ve neyi kıstas alacaklarını bilemiyorlar. Kimisi girmek istediği programları en yüksek puandan en düşük puana göre sıralıyor, kimisi önce tıp fakültelerini sonra mühendislikleri sonra işletmeleri sıralıyor, kimi aday üniversitenin bulunduğu ile göre sıralama yapıyor, kimi önce devlet üniversitelerini sonra vakıf üniversitelerini yazıyor. Bu konuda birçok şekilde davranılıyor, ama tek bir doğru yöntem var; adayın gerçekten okumak istediği bölümleri, en çok okumak istediğinden başlayarak sıralamasıdır. Yani İSTEK sırası yapmasıdır. Bu tip bir listede düşük bir programdan sonra ondan daha yüksek puanlı bir program gelebilir. Birçok kişi bu durumun hatalı olduğunu, yüksek puanlı programın düşük puanlı programın üstüne yazılması gerektiğini, aksi durumunda ‘ölü tercih’ olacağını söyler.Aslında hiçbir tercih ölü değildir!Adaylar şunu iyi bilmelidir, hiçbir tercih ölü tercih değildir. Aslında işin özü şu: Puanı yetmediği için düşük puanlı programa giremeyen bir aday, bundan sonra yazmış olduğu daha yüksek puanlı programa da giremez. Ancak adaylar şunu unutmamalı: Üniversite programlarının taban puanları yıldan yıla değişir. Puanlarda bazı yıllar artış, bazı yıllar azalış olabilir. Bu nedenle düşük puanlı bir programdan sonra yazmış olduğunuz yüksek puanlı bir program, o yılki tercihlere bağlı olarak daha düşük bir puana gerileyebilir.Adayların tercih listelerini istek sırasına göre yapmalarının doğru bir yöntem olduğunu söyledik. Ama bu her zaman kolayca yapılabilen bir durum değildir. Aday ne istediğini bilmiyor veya kararlaştırmamış olabilir ya da seçeceği programların hangisini önce hangisini sonra yazacağı konusunda tereddütleri olabilir. Bu, tabi ki tercih dönemine bırakılmaması gereken bir durum. Aday, lise eğitimi ve öğretimi süresince ilgi duyduğu meslekler, üniversite ve lisans programları, kendi kişisel özellikleri, yetenek ve becerileri ile ilgili bilgi toplamalı ve bunları değerlendirmelidir.Ülkemizde üniversite lisans programlarına yerleşen birçok adayın, daha sonra kazandığı bölüm veya üniversiteden memnun olmayıp tekrar sınava girdiğini biliyoruz. İnsan, değişen dinamik bir canlıdır. Bu açıdan bakıldığında karar, fikir, beğeni ve ihtiyaçların daha sonraki bir süreçte değişmesi normaldir, ancak tercih döneminde var olan bilgilerin yeterince iyi değerlendirilip doğru sonuca ulaşılması gerekir. Bunun için tercih danışmanlığı veren kişinin, adayı çeşitli özellikleriyle tanıyor olması ve var olan tüm bilgileri empatik bir şekilde yorumlayarak, adayın kendisi için en doğru kararı almasına yardımcı olmalıdır.Boş kalan kontenjanlara YÖK’ten müdahaleDevlet üniversitelerinin lisans ve lisans toplam kontenjanı 679 bin 176, vakıf üniversitelerinin toplam kontenjanı 167 bin 859, KKTC üniversitelerinin toplam kontenjanı 18 bin 266, diğer ülkelerdeki üniversiteler için ise bin 890 olarak belirlendi. Kontenjanlar, tercih döneminden sonra mümkün olduğunca az boş kontenjan kalacak şekilde belirlendi. Boş kontenjanların çokluğu yerleşemeyen öğrenciler için sevindirici olsa da bu kontenjanlar hem üniversiteler hem Türkiye Yükseköğretim Sistemi için atıl kalan kapasite anlamına geliyor. Kontenjan artırımı bu prensibe göre ilk kez geçen yıl belirlenmişti. 2015’te genel kontenjanın yüzde 4.7’si boş kaldı.Tercih sıralamasında puan derinliğiDikkat edilmesi gereken bir diğer nokta, tercih edilen programların puan dağılımının açıkta kalma riskini en aza indirecek şekilde geniş tutulmasıdır. Ancak bu durum, tercih listesinde derinlik yaratmak adına, hiç gidilmek istenmeyen bir programın listeye eklenmesi şeklinde algılanmamalı. Puan aralığı olarak dar bir tercih listesi oluşturmak, herhangi bir programa yerleşememe riskini de göze almak anlamına gelir.Programların hangi puan türüyle aldığını kontrol edinFarklı puan türlerinden programlar tercih eden aday, yine İSTEK sırası ilkesinden şaşmadan, listesini oluşturmalıdır. Aday gitmek istediği programın, kılavuzda belirtilmiş olan özel şartlarını mutlaka okumalı. Seçmek istediği programın özel şartlarına uygun olmayan adaylar, bu programları tercih listelerinden çıkarmalıdır.En popüler 20 bölüm hangisi?En popüler bölümler hukuk, tıp ve psikoloji... Hukuk ve tıp bölümleri geçtiğimiz yıl ilk 100’e giren adayların da en çok tercih ettikleri ilk 3 bölüm arasında yer alıyor. PDR bölümünün popülerliği ve mimarlık programlarının mühendisliklerden daha çok tercih edilmeleri dikkati çeken bir diğer nokta. Mühendislikler arasında ise en çok hedeflenen bölüm bilgisayar mühendisliği. İlk 100’ün en çok tercih ettiği üçüncü bölüm elektrik-elektronik mühendisliği ise adayların hedefleri arasında orta sıralarda yer alıyor.

Devamını Oku

Müfredatta son derece olumlu bir değişiklik…

10 Temmuz 2016

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), eğitim müfredatının basitleştirilerek, hacminin daraltılacağını, bilgiden ziyade analiz yeteneklerini geliştirecek bir müfredat oluşturmak için hazırlıklara başlandığını daha önceden açıklamıştı. MEB, yeni müfredat çalışmalarında üç önemli konu üzerinde hassasiyetle duracaklarını belirterek, haftalık ders saatlerinin fazla olması, ders sayısındaki yığılma ve dersleri n içeriklerinin çok ağır olması konularında değişiklik yapılacağını, yapılacak çalıştaylar sonrasında yeni müfredatın oluşturulacağını belirtmişti .En son 2013 yılında değişikliğe uğrayan YGS-LYS müfredatı, 2017 yılında uygulanmaya başlayacak. 2017-YGS ve LYS’de birçok konuyu kapsam dışı bırakan MEB ve ÖSYM, bir takım konuları da ekleme kararı aldı.Değişiklik öğrencileri nasıl etkiler?Değişikliklerin, öğrenciler açısından olumlu olacağını baştan belirtelim, ancak tamamı sayısal derslerden yapılan müfredat değişikliği, 11. sınıftan itibaren hazırlanan ve bu konulara çalışan öğrencileri bir taraftan sevindirirken, bir taftan da hayal kırıklığına uğrattığını belirtmekte yarar var…Değişikliğe uğrayan konular tek tek incelendiğinde, bugüne kadar sınava giren adayların oldukça zor konulardan sorumlu oldukları sonucu ortaya çıkıyor. Bundan sonraki süreçte YGS veLYS’ye girecek adaylara kaldırılan konulardan soru sorulmayacak olması, işlerini bir hayli kolaylaştıracak, çünkü çıkarılan konular oldukça fazla ve zor içeriğe sahip konulardı.AB’ye üye diğer ülkelerin ortaöğretim müfredatları incelendiğinde, neredeyse hiçbir ülkenin eğitim müfredatı Türkiye’deki ortaöğretim müfredatı kadar ağır değil. Bu zorluk üniversite giriş sınavlarında da kendini gösteriyor. AB ülkelerinde, yoruma ve analize dayalı sorulara daha fazla yer veriliyor; öğrencilerin analiz yetenekleri ölçülüyor, oysa Türkiye’de öğrencilerin yorum becerisini sadece YGS’de kısmen ölçerken, LYS tamamen bilgiye dayalı bir sınav olarak karşımıza çıkıyor.Bilhassa LYS’nin bilgiye dayalı sınav olmasının dezavantajı, öğrencinin bilgiyi ezberlemesine ve işine yarayacak şekilde kullanmayı bilmemesine neden oluyor. LYS’de öğrenilen veya kullanılan bilgiyle değil, ezberlenen bilgiyle sınava giriliyor ve bu bilgilerin çoğu sınavdan sonra unutulup gidiyor.Sık değişen müfredat, yayınevlerini ve üniversiteye hazırlık kurumlarını sıkıntıya sokuyor. 2017 sınav hazırlığına erken başlayanlar, yayınlarını toplatıp kısa zamanda yeniden güncellemek zorunda kalacaklar.HANGİ KONULARDA DEĞİŞİKLİK OLDU?MATEMATİKKaldırılan Konular:-Taban Aritmetiği-İşlem-Bağıntının Özellikleri-Karmaşık Sayılar Konusunun Kutupsal Gösterim-Matris Determinant-Toplam Çarpım-Ters Trigonometri Fonksiyonlarının Türevi ve İntegrali-İntegralde Hacim Hesabı-Limitte Belirsizlik Türleri-Ters Dönüşüm Formülleri-L HospitalEklenen Konular-Öklit Algoritması-Bilinçli Tüketim AritmetiğiGEOMETRİKaldırılan Konular:-Çemberde Uzun. Kuvvet Ekseni-Köşegen sayısını veren formüller-Seva ve Menelaus Teoremleri-Karnot Teoremi-Küre Kap., Küre Kuş., Küre Par.-Dönüşümlerden Homoteti-Çember Analitiğinden Kuvvet Ekseni Çember Demeti-Konik Ayrıtları-Uzay Analitiği-Fraktal Kaplama SüslemeEklenen Konular-Trigonometri-1-Doğrunun Vektörel Denklemi-Vektörel ve Parametrik Denklemler (LYS’de sorulacak)FİZİKKaldırılan Konular:-Madde ve Özellikleri Konusunda Fiziksel ve Kimyasal Değişimler-Fiziğin Doğası Konusundaki Hipotez, Teori, Yasa Kavramları-Genleşme Formülleri-Kararlı Dalgalar-Deprem Dalgaları-Genel Çekim Enerji Formülleri-Küresel Aynalar ve Merceklerdeki Formüller-Işıktaki Gir. ve Kırınım For.-Çözme Gücü-Doopler Formülleri-Elektron Kabukları-Radyoaktivite Formülleri-Yıldızlardan Yıldızsılara-Ö.Göreli. Göreli EnerjiEklenen Konular-Modern Fiziğin Teknolojideki UygulamalarıKİMYADeğişiklik yapılan konular:-Kimya Bilimi-Maddelerin Ayrışması-Atom ve Yapısı-Periyodik Sistem-Bileşikler ve Çözeltiler-Organik KimyaEklenen Konular-Endüstride ve Canlılarda Enerji-Kimya Her Yerde-Hayatımızda KimyaBİYOLOJİKaldırılan Konular:-İnsanlardaki Sistemler hariçdeki Diğer Sistemler-Devirli ve Devirsiz Fotofosforilasyon-C3 C4 Cam Bitkileri-Calvin Döng. Ara Basamaklar-Fotosentezdeki Matematiksel Hesaplamalar-Glikoliz Evresinden Pirüvata Kadar Olan Basama. İsimleri-Kreps Çemberi ve ETS Elamanlarının İsimleri-Solunum ile İlgili Matematiksel İşlemler-Nükleik asitler ko. problemler-Arke Bakteri Protista Alemlerindeki Sınıflandırma-Bölünme. G1 S G2 Evreleri-Embriyonik Tabakalar ve Bunlardan Meydana Gelen Organlar ile Embriyonik İndüksiyon-Dolaşımda İmmunoglobilinlerEklenen Konular-İnsanlardaki Hastalıklar-Bilimsel Bilgilerin Doğası-Hardy Weinberg Kuralında Populasyon Genetiği-Güncel Yaşam ve Hastalıklar

Devamını Oku

Çocuğunuz için ‘iyi lise’yi uzmanınız belirlesin

30 Haziran 2016

Özel ve yabancı liselerde kesin kayıtlar bugün başlıyor. Vatan eğitim uzmanı Sadık Gültekin her öğrencinin yeteneğinin farklı olduğuna dikkati çekerek “Çocuğunuz için iyi lise kadar ‘ona uygun lise’ de önemli” uyarısında bulundu.Özel ve yabancı liselerin 27 Haziran’da başlayan ön kayıtları sona erdi. Ön kayıtlar süresince açıklanan kontenjanların çok üzerinde başvuru sayısına ulaşıldı. Okullara kesin kayıt yaptırma hakkı kazanan son öğrencilerin puanları, açıklanan taban puanların 20 ila 60 puan üzerine çıktı. Özel yabancı okullarda bugünden itibaren 14 Temmuz’a kadar kayıtları alınacak. 15 Temmuz ile 25 Temmuz arasında ise resmi kayıtlar başlayacak. Bu süreçte aileleri zorlu bir tercih dönemi bekliyor.İyi lise hangisidir?VATAN Eğitim uzmanı Sadık Gültekin kayıt yaptırmayı planlayan ailelere nelere dikkat etmesi gerektiğini açıkladı:-Özel okula kaydını yaptıran öğrenci devlet okullarından herhangi bir tercih yapamıyor. Bu yüzden öncelikle devlet okulu mu yoksa özel okul mu kararını vermemiz gerekir.-Özel okulu tercih edeceksek Türk özel okulu mu yabancı özel okulu mu? Genel anlamda özel okulları tercih ettiğimizde işin içine maddiyat da girecektir. Bu durum ailenin maddi durumunu da ilgilendirdiği için doğru tercih yapılmalıdır.-Okul seçerken amaç, öğrencinin bir üst kademeye iyi hazırlanmasıdır. İyi lise iyi üniversite anlamına geliyor mu diye düşünmeliyiz. İyi lise dediğimiz zaman olayı üniversite sınavındaki başarıya endekslememeliyiz-Öyle bir okul seçmeliyiz ki çocuğu hem hayata hazırlamalı hem de sınava hazırlamalı. Bütün dikkatimizi sınav hazırlığına vermemeliyiz. Her çocuğun yeteneği, ilgisi başarısı, hayattan beklentisi ve mutlu olduğu şeyler birbirinden farklıdır. Bu noktada çocuğumuzu çok iyi tanımalıyız.-Kişisel isteklerimizi çocuk üzerinden gerçekleştirmeye çalışmak yapabileceğimiz en büyük hataların başında gelir. Dolayısıyla uzmanlardan ve eğitimcilerden görüş alarak, çocuğun yeteneklerine ve ilgilerine uygun olarak çocuğun mutlu olabileceği bir seçim yapmamız gerekir.-Okulun uzaklığı yada yakınlığı son derece önemli bir kriterdir. Çünkü kısa süreli bir olay değildir. Öğrencinin kendine zaman ayırabilmesi, dinlenmiş bir şekilde okula gidebilmesi, yaptığı şeyden mutluluk duyabilmesi için bu kriteri göz önünde bulundurmalıyız.

Devamını Oku

Düzenli çalışan için kolay sınavdı...

26 Haziran 2016

2016-LYS maratonu Edebiyet-Coğrafya sınavıyla nihayet sona erdi. Edebiyat dersi, TM puan türünden tercih yapacak adayları doğrudan etkileyen, hatta sonucu belirleyen test. LYS edebiyat soruları, Türk edebiyatının tüm dönemlerini kapsıyor. İslâmiyet Öncesi Türk Edebiyatından başlayıp, Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatında son buluyor. Adaylar, LYS edebiyat sorularında en çok Cumhuriyet Dönemi ve Divan edebiyatı sorularında zorlanıyor. Bu sebeple en çok yanlış bu konulardan yapılıyor.Edebiyatta sürpriz yokSorular, genel anlamda müfredata uygundu. Birkaç bilginin birleştirilmesini gerektiren soru tipleri olmasına rağmen, konu ayırmadan düzenli çalışan her öğrencinin yanıtlamakta zorlanmayacağı sorular da vardı. Hemen her konudan soru soruldu. Paragraf soruları, YGS tarzındaki paragraf sorularından daha kolaydı. Dil ve anlatım bölümündeki sorular önceki yıllarda olduğu gibi anlam bilgisi ağırlıklı (paragraf, cümlede anlam, sözcükte anlam) olmakla beraber, karma dil bilgisi sorularıyla da tüm müfredat yoklanmış.Adaylar, bu yılki Türk Dili ve Edebiyatı sorularında zorlanmadıklarını söylediler. Öğrenciler, soruların anlaşılır ve paragrafların normal uzunlukta olduğunu belirtti. Sınavda zaman problemi yaşanmadı. Bu sene de Cumhuriyet Dönemi edebiyatı soruları yoğunlukta olduğu anlaşılıyor. Soruların yapılabilmesi için Cumhuriyet Dönemi’nde yetişmiş sanatçıları, yapıtları ve yapıt içeriklerini iyi bilmek gerektiği görülüyor. Yakın dönem edebiyatımızın sanatçıları ve yapıtlarına da çalışmak gerektiği anlaşılıyor. Bu yönlerden bakılırsa sınavda sürpriz denebilecek bir soruya yer verilmemiş.Coğrafya-1 testi zorladıÖğrencilerimizden aldığımız izlenimlere göre LYS Coğrafya-1 soruları, önceki yıllara göre biraz daha zor ve bilgi ağırlıklı bir sınav olduğu anlaşılıyor. Bu sınavın, adayları zorladığını düşünüyoruz. Sorular 11 ve 12 sınıf konuları ağırlıklı hazırlanmış. Ekonomik coğrafya, küresel ortam ve çevre toplum konumları ile coğrafyanın kaçınılmaz bir özelliği olan haritalı sorulara çokça yer verilmiş. YGS tarzında da birkaç soru vardı.

Devamını Oku

Adayları zorlayacak düzeyde zor soru yoktu!

25 Haziran 2016

Lisans Yerleştirme Sınavı’nın 3 oturumu olan LYS 2 Fen Bilimleri sınavı da sona erdi. 460 bin adayın ter döktüğü LYS-2 Fen Bilimleri sınavında adaylar, Fizik, Kimya ve Biyoloji olmak üzere 3 testten 135 dakikada toplam 90 soru yanıtladı. Peki sorular nasıldı?Öğrencilerden edindiğimiz bilgilere göre, sınavın genelde kolay olduğunu söyleyebiliriz. Her seviyedeki öğrenciye hitap eden soruların olması, moralleri bir hayli yükseltmiş. 12’nci sınıf müfredatındakilerin daha çok bilgiyi ölçen sorular olduğu belirtildi. Bu soruların ayırt edici olacağı düşünülüyor.2015 LYS-2 Fizik testi, geçen yıllara göre oldukça kolay sorulardan oluşmuş, hatta bu duruma adayların bile şaşırdığını belirtelim. Bu sene fizik ortalaması yükselir. Öğrencileri zorlayacak derecede ‘çok zor’ soru yoktu. Sadece birkaç soru için işlem uzun sürüyordu. Sorular çoğunlukla bilgi sorularından oluşmakla beraber, ayrıntılı bilgi gerektiren detay soru da sorulmadı. Fizikte bilgiyi kullanma, yorumlama ve sözel kısım ile ilgili sorulara ağırlık verilmiş (yaklaşık 8 soru), formül uygulanarak çözülebilecek soru sayısı daha az. YGS konularıyla ilgili olan sorular daha ağırlıklı.Kimya sorularının, genel itibarıyla önceki yıllarda çıkmış sorulara benzer nitelikte ve kolay olduğu anlaşıldı. Öğrencilerin çekindiği organik kimya soruları da oldukça kolaydı. Konu dağılımı dengeli yapılmış ve hemen her konudan soru sorulmuş. Genel anlamda fizik testinin geçmiş yıllardan daha kolay bir sınav olduğu söylenebilir. Kimya testi de kolay ve rahattı.7-8 soru haricindeki diğer tüm soruların, temel biyoloji bilgisi ile çözülebilecek düzeyde olduğu anlaşıldı. Geri kalan sorular belli oranda yorum yapabilme yeteneği gerektiriyor. Bazı sorularda beklenin üstünde akademik dil kullanıldığı için, bu soruların anlaşılmasında, adayların oldukça zorladığını düşünüyoruz. Biyolojide bazı soruların bilgi ağırlıklı, bazılarının ise grafik ve yoruma dayalı olduğu anlaşılıyor. Genel olarak bu seneki biyoloji soruları, geçmiş yıllardaki zorluk düzeyine paralellik gösteriyor. Biyoloji sorularının adayları zorladığını pek söyleyemeyiz. Sorular derinliği olmayan, yüzeysel sorulardan oluşmuş. Genel kültür tarzında olanlar da var. Bazı konulardan birer soru sorumuş. Bu türden soruları çözebilmek için bütün konulara hakim olmak gerekiyor. Biyoloji testinin genel anlamda kolay ve rahat olduğu söylenebilir. Her 3 test de düzenli çalışan bir öğrencinin rahat yanıtlayacağı sorulardan oluşuyordu denilebilir.LYS’de standarda en çok oturan sınav dil testi olarak karşımıza çıkıyor. Bunun sebebi katılacak olan öğrenci sayısı, alınacak olan öğrenci sayısı ve soru tiplerinin belli olmasından kaynaklanıyor. Geçen sene Dil sınavlarından Almanca, İngilizce ve Fransızca sınavlarına 92 bin aday başvuru yapmış, 85 bini sınava katılmıştı. Yani sınava giren öğrenci sayısı belli. Dil testinde 3 puan türü vardır. Bunlar dil-1, dil-2 v dil-3 olarak hesaplanan puan türleridir. En fazla dil-1 bölümünde 14 bin öğrenci alımı yapılırken, dil-2 600, dil-3 ise 3 bine yakın öğrenci almıştı. Baktığımızda 17 bine yakın kontenjan alımı gerçekleşti. Bu sene bu kontenjan 20 bini bulacak çünkü 100 bin öğrenci başvuru yaptı.Diğer sınavlarda testlere yıllara göre kolay ya da zor diyebiliyoruz ama dil testlerinde standart bozulmuyor. Bu senede aynı standart bozulmuş. Çünkü dil sınavında yapabileceğine inanan insanlar giriyor. Diğer oturumlarda karşılaştığımız gibi kendini denemek amacıyla öğrenciler sınava girmiyor. Bu sınavda yine paragraf soruları zaman alıcı öğrenciler yine bu sıkıntıyı yaşadı. Dil testinde aşağı yukarı 20 paragraf sorusu yer alıyor bu da zamanı oldukça etkiliyor. Dolayısıyla her yıl olduğu gibi soru standardı zorluk bakımından eşdeğer.Beklenen türden bir sınavdı. Zorluk derecesi diğer sınavlardan daha zor olan bir sınav. Sebebi bilenin girdiği bir sınav olması. Dil testinde en fazla başvuru İngilizce alanında yapıldı. Bunun sebebi de İngilizce sınavının KPSS’deki alan sınavıyla eşdeğer olması.

Devamını Oku

Başarı yönünden en istikrarlı sınav

23 Haziran 2016

LYS-3 Edebiyat-CoğrafyaYaklaşık 857 bin adayın iyi bir üniversite ve bölüme girmek için yarışacağı LYS-3 sınavıyla birlikte sınav maratonu sona erecek. Son oturum olan LYS-3 (Edebiyat-Coğrafya) , hem TM hem de TS puan türlerine katkısından dolayı, son derece önemli bir sınav; neticede 5 puan türünün hesaplanmasında etkin rol oynayan bir sınav. Ancak bu sınavın önemli bir özelliği var, bu sınavda istikrar yakalanmış durumda, yani yıllara göre çok farklılık göstermeyen sonuçlarla karşılaşıyoruz. Genelde sınavın kolay olduğunu söyleyebiliriz, ancak ayrıntılara dikkat etmek koşuluyla…LYS-3 (Edebiyat-Coğrafya) sınavında adaylara , Türk Dili ve Edebiyatı testinden 56 soru ve Coğrafya-1 testinde de 24 soru yöneltilecek. Türk Dili ve Edebiyat testinin çözümü için 85 dakika, Coğrafya testinin çözümü için de 35 dakikalık bir süre verilecek. Edebiyat bölümünde yer alan 56 sorudan 23’ü dil ve anlatım, 33’Türk edebiyatına ait. Dil ve anlatım bölümündeki sorular önceki yıllarda olduğu gibi anlam bilgisi ağırlıklı (paragraf, cümlede anlam, sözcükte anlam) olmakla birlikte, karma dil bilgisi sorularıyla da tüm müfredat yoklanabilir. Sınavın edebiyat bölümünde ki sorular , Cumhuriyet dönemi ağırlıklı olarak soruluyor. İslamiyet öncesi Türk edebiyatı, geçiş dönemi Türk edebiyatı, divan edebiyatı, Tanzimat, Servetifünun, Fecriati, Cumhuriyet dönemi, söz sanatları, Batı edebiyatı akımları, düz yazı ve şiir bilgisi konularıyla ilgili sorularla da karşılaşabiliriz. LYS-3 sınavlarının geneline baktığımızda, düzenli çalışan öğrencilerin zorlanmadan çözebileceği soruların ağırlıkta olduğunu söyleyebiliriz . Coğrafya-1 testinde ekonomik coğrafya, küresel ortam ve çevre , toplum konumları ile coğrafyanın kaçınılmaz bir özelliği olan harita sorularına çokça yer verildiğini görüyoruz.Nelere dikkat etmeliyiz?TÜRK DİLİ VE EDEBİYATISınavlarda sık yapılan hataların farkında olmak , adayların soru çözme becerisini olumlu yönde etkiliyor. LYS-3’ün 56 soruluk bölümünü kapsayan Türk Dili ve Edebiyatı sorularından oluşan bu bölümde adayların şunlara dikkat etmesinde yarar var:-Sınavda sadece edebiyat soruları olmayacak. YGS öncesinde elde ettiğiniz bilgi birikimini mutlaka gözden geçirin. Yeniden paragraf sorularına eğilin ve mutlaka dilbilgisi bilgilerinizi gözden geçirin.-Edebiyat soruları , bilgi sorularından oluştuğu kadar , dikkat sorularını da içerir. Bu yönüyle bakıldığında dikkatinizi toplamanız ve konsantrasyonunuz son derece önemlidir. Soru kökünü tam olarak anlamadan seçeneklere sakın geçmeyin .-Boş bırakmayı bilmek bir stratejidir. Bilmediğiniz soruları mutlaka boş bırakın. Sizden tahminde bulunmanız istenmiyor.-Kolay sorular sizi şaşırtmasın. O tarz soruların altında başka şeyler aramayın. Unutmayın ki her sınavda mutlaka kolay sorular da var!-Sorunun tamamını gözden geçirdikten sonra seçeneklerde eleme yapın.-Mutlaka bütün seçenekleri okuyun. Okuduğunuz ilk seçenek doğru bile olsa , bunun kararını diğer seçenekleri okuduktan sonra verin; diğer seçeneklere göz atmak, zaman kaybı değildir.-Zaman baskısıyla soruları yanlış okumak , en sık yapılan hataların başında geliyor. Yanlış okunan soru , doğal olarak yanlış yanıtlan ır. Zaten seçenekler arasında bu türden yanıtlara da yer verilmiştir. Özellikle ‘değildir, çıkarılamaz ’ gibi kelimelere dikkat edin .-Birkaç sor uyu yapamadığında heyecan ve panikleme görülebilir. Tüm soruları ilk bakışta çözemeyeceğinizi, daha sonra tekrar bakabileceğinizi düşünün. Sınavın sonuna kadar da kaybedilmiş bir şeyin olmadığını düşünerek üzerinizdeki baskıyı azaltabilirsiniz.-Soruları hızlı okuyup vakit kazanacağım düşüncesi , üstün körü okumanıza sebep olmamalı. Soruyu bir kere iyi okumak , iki kere okumaktan daha az zaman kaybettirir .-Altı çizili sözcük ya da cümlelerle ilgili sorular çözülürken , sözcüğü ya da cümleyi tek başına düşünmemek gerekir. Unutulmamalıdır ki , her sözcük içinde bulunduğu parçayla anlam kazanır. Soruyu hiç okumadan seçenekler de sadece altı çizili sözcüklerin yanıtlarını aramanız , sizi genellikle çeldirici seçeneğe götürür.COĞRAFYA-Öncelikle soru kökü çok iyi okun malı, soru kökünde istenilen bilgi iyi irdelenmeli.-LYS-3 ve LYS-4 sınavlarının coğrafya konuları ve içerikleri hemen hemen örtüşüyor. Çoğu soru bilgi içerikli olacağından, soruları dikkatli okumak ve anlamak , başarılı sınav için öncelik taşıyor.-Seçeneklerin tamamı okunmadan cevap işaretlenmemeli. Şıklarda güçlü çeldiricilerin de olabileceği unutulmamalı.-Gerekmedikçe soruda ayrıntıya girilmemeli, çünkü ayrıntı içinde boğulan öğrenci , doğru seçenekten uzaklaşır.-Paragraf tipi sorularda, önemli yerlerin ya da kavramların altını çizmek, istenen bilgiyle uyuşup uyuşmadığına bakmak , doğru cevapta işinizi kolaylaştırır.-Harita, tablo, şekil ve grafik sorularında öncelikle görselin iyi anlaşılıp, yorumunun tam yapılması gerekir . Grafik içeren soruları çözmek demektir.-Yapamadığımız bir soruyla inatlaşmak yerine , o soruyu boş bırakarak, diğer sorulara gen. Tüm soruları bitirdikten sonra yapılamayan sorulara dönmek , hem zamanı verimli kullanmamızı hem de yanlış işaretleme yapıp doğrularımızı kaybetmemenizi sağlar.TM ve TS tercihi yapacak adaylar için LYS-3 Edebiyat-Coğrafya sınavı hayati önemde. Sınavın konuları:Cümlede Anlam (2 Soru)Anlatım Özelliklerine Göre Cümle Çeşitleri (2 Soru)Sözcükte Yapı, Ek, Kök İlişkisi (1 Soru)Sözcük Türleri (Fiilimsi, Sıfat, Zarf, Fiil, Edat) (2 Soru)Cümle Çeşitleri (Yapısına Göre, Yüklemin Türüne, Yerine Ve Anlamına Göre) (1 Soru)Noktalama, İmla (2 Soru)Paragrafta Konu, Başlık (1 Soru)Paragrafta Anlatım Türleri (4 Soru)Paragrafta Boşluk Doldurma (1 Soru)Paragrafta Düşünce (4 Soru)Söz Sanatları (Teşbih, Kinaye, Teşhis) (2 Soru)Şiirde Anlam (2 Soru)Halk Edebiyatı Özellikleri (1 Soru)Tiyatro Terimleri (1 Soru)Düş. Yazı Tür. (Deneme, Makale, Biyografi) (1 Soru)Divan Edebiyatı Nazım Türleri (1 Soru)Şiir Bilgisi (Ölçü, Uyak) (2 Soru)Geleneksel Türk Tiyatrosu (1 Soru)Divan Edebiyatı Özellikleri, Şairleri (2 Soru)Tanzimat Edebiyatı (5 Soru)Serveti Fünun Edebiyatı (4 Soru)Milli Edebiyat (4 Soru)Bağımsız Sanatçılar (2 Soru)Cumhuriyet Dön. Türk Ede. (Hikaye, Roman) (5 Soru)Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı (Şiir) (3 Soru)Toplam: 56 SoruTM ve TS öğrencilerinin en zor dersi diyebileceğimiz Coğrafya , LYS -3 sınavında da birçok adayın kâbusu. Bu kadar karamsar olmaya gerek yok, soruların yoğunlaştığı konular belli, sadece bu konulara çalışmak dahi, sizi belirli bir seviyeye çıkaracaktır.Akarsular-Akarsu Profili (1 Soru)Grafik Okuma (Sıcaklık Grafiği) (1 Soru)Nüfus Politikaları (1 Soru)İlk Kültür Merkezleri (1 Soru)Şehirler Ve Etkileri (1 Soru)Sanayileşme, Şehirleşme, Göçler (2 Soru)Türkiye’nin Arazi Yapısı (Eğim Dereceleri) (1 Soru)Yanlış Arazi Kullanımı (1 Soru)Türkiye’nin Yer Şekilleri (1 Soru)Türkiye İklimi (1 Soru)Türkiye’nin Jeopolitik Konumu (1 Soru)Tablo Okuma (Türkiye’de Ticaret) (1 Soru)Grafik Okuma (Enerji Kaynakları) (1 Soru)Bölgeler Coğrafyası (Karadeniz Bölgesi) (1 Soru)Çalışan Nüfusun Ekonomik Faaliyet Kollarına Göre Dağılımı (1 Soru)Ülkelerin Gelişmişlik Endeksleri (1 Soru)Ülkeler Coğrafyası (1 Soru)Uluslararası Örgütler (1 Soru)Atıklar Ve Ekolojik Denge (1 Soru)Doğal Kaynakların Kullanımı (1 Soru)Doğal Kaynakların Kullanımı (2 Soru)Enerji Kaynakları (1 Soru)Toplam: 24 Soru

Devamını Oku