Bir milyondan fazla 8’inci sınıf öğrencisinin gireceği Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi kapsamında yapılan sınavların ikinci dönemi, 26-27 Nisan’da düzenlenecek. Adaylar, birinci günkü oturumda Türkçe, Matematik ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinden 20’şer soruyu 120 dakikada yanıtlayacak. İkinci gün ise, Fen Bilimleri, İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ile Yabancı Dil sınavları yapılacak.Peki, TEOG Sınavında başarılı olabilmek için kalan kısa süre en verimli şekilde nasıl değerlendirilir? Son dakika hamlesi sınavda daha fazla soru yapmayı sağlar mı? Ebeveynler bu sürece nasıl destek olmalı?TEOG-2 Sınavı’nda başarılı olmak için son ana dek yapılması gerekenleri ve dikkat edilmesi gerekenleri bu yazı dizisinde bulacaksınız…Geçen yıl sorular nasıldı?Milli Eğitim Bakanlığının 27-28 Nisan 2016 tarihinde uyguladığı TEOG 2 sınavının geneline bakıldığında, soruların anlatımının sade ve anlaşılır olduğu, bununla birlikte T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Fen Bilimleri ve Türkçe derslerinde çeldiricileri güçlü olan sorular olduğu görüldü. İngilizce sınavında ise neredeyse soruların tamamı öğrencilerin kelime bilgisini ölçer nitelikteydi. Matematik dersinin bugüne kadar uygulanan TEOG sınavlarından daha seçici bir sınav olduğu gözlemlenmiş olup, bu dersin eleyici olduğu düşünüldü. Tüm derslerin soruları, Milli Eğitim Bakanlığının müfredat ve kazanımlarına uygundu. Bunun yanı sıra sorular ağırlıklı olarak TEOG-1 sonrası işlenen konulardan soruldu. Sınavın geneli sadece öğrencinin bilgisini değil, yorumlama ve muhakeme gücünü de sorgulayan sorulardan oluşmuş. TEOG-2 sınavı soruları, düzenli olarak derslerini takip eden ve ders çalışan öğrencilerin yapabileceği şekilde hazırlanmış.TÜRKÇE20 Türkçe sorusunun kazanım dağılımı:- Sözcük ile sözün cümleye kattığı anlamlar: 2 Soru- Cümlede anlam ilişkileri, öznel nesnel anlatım ve cümle ile ilgili kavramlar: 3 Soru- Paragrafta anlam, yapı, yardımcı düşünce, metin tamamlama, soruya yanıt, şiirde konu: 8 Soru- Anlatım biçimleri ve düşünceyi geliştirme yolları: 1 Soru- Yazınsal türler: 1 Soru- Dilbilgisi kazanımlarından cümlenin ögeleri, eylemde çatı ve karma dil bilgisi: 3 Soru- Yazım bilgisi kazanımlarından bileşik sözcüklerin yazımı: 1 Soru- Noktalama işaretleri kazanımlarından: 1 SoruBu sorulardan dil bilgisi soruları genel bilgi düzeyini yoklayacak tarzdaydı. Bilgi ve dikkat düzeyi yeterli olan öğrencilerin kolaylıkla yapabileceği sorular çoğunluktaydı.MATEMATİKMüfredata uygun ve temel kazanım bilgisi içeren sorular hazırlanmış. Soruların konu dağılımı daha çok TEOG-2 konularını içeriyordu. Kısmen TEOG 1 Sınavı konularını içeren sorular da sorulmuş.Matematik sınav soruları geçtiğimiz yıllarda yapılan TEOG sınavlarına göre öğrencileri zorlayıcı ve seçici niteliği yüksekti. Temel bilgiler gerektiren kolayca çözülecek soruların olması ile birlikte, yorum gerektiren ve orta düzeyin üzerinde özellikle 5 sorunun belirleyici olduğunu söyleyebiliriz.Sorularda yer alan dikdörtgenler prizmasının açık şekli sorusu ve birim küplerden oluşan dikdörtgenler prizması sorusu, tamamen öğrencinin yorumuna bağlı sorulardır. Karekök sorusu, üçgenin çevresi sorusu, kenarortay ve yüksekliğin çizildiği soru, eğim sorusu, fidan dikme sorusu, bozuk baskül sorusu ve olasılık sorusu, öğrencinin kendi yorumunu katmadan çözemeyeceği sorulardandır. Piramidin yan yüz yüksekliğinin sorulduğu soru, seçici sorulardan biridir ve ancak geçmişten gelen bilgilerin yardımıyla çözülebilir. TEOG-2’nin en kolay matematik sorusu, üç bölü yedinin küpünün sorulduğu soru, en zor sorusu ise olasılık sorusudur.DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİGenel olarak kazanımlara hakim olan öğrencilerin yapabileceği, zorluk seviyesi orta derecede olan bir sınavdı. Sorular (iki üç soru hariç) daha çok kazanımlarla ilgili ayet, hadis ve paragraflardan sonuç çıkarmaya yönelik hazırlanmış. Sınavın içeriği, ‘Kaza ve Kader, Zekat, Hac ve Kurban İbadeti, Hz. Muhammed’in Hayatından Örnek Davranışlar, Kur’an’da Akıl ve Bilgi, İslam Dinine Göre Kötü Alışkanlıklar’ konularından oluşmuş.FEN BİLİMLERİMilli Eğitim müfredatı ve kazanımlarına uygun olarak hazırlanmış. Müfredat dışı soru soruyla karşılaşmadık.Sınavın konu dağılımına bakıldığında: Kalıtımdan 1 soru, Kuvvet ve Hareketten 1 soru, Maddenin Yapısı ve Özelliklerinden 4 soru, Ses ünitesinden 3 soru, Maddenin Halleri ve Isıdan 7 soru, Canlılar ve Enerji İlişkilerinden 4 soru sorulduğu görülüyor.Bu sınavda, TEOG-1 sonrası işlenen konulara ağırlık verilmiş. Görsel açıdan zengin olan sorularda deney düzeneği, grafik ve tablolar yoğun olarak kullanılmış. Bazı sorularda seçeneklerin çeldirici özellikte olduğunu görmekteyiz. Bu tip sorularda öğrenciler yanlış cevaba yönelmiş olabilirler. Yine bazı sorularda öğrenciler, sorunun içindeki ipuçlarından faydalanarak doğru cevaba ulaşabilirler. Sorular bilimsel düşünmeye teşvik eden, olaylar arasında bağlantı kurulmasını isteyen, yoruma dayalı ve günlük hayatımızdan örnekler olacak şekilde hazırlanmış. Sınavda konu bilgisi ile beraber dikkat de ölçülmüş. Ayrıca 2015 Nobel Kimya Ödülünü kazanan Aziz Sancar’ın yaptığı çalışma ile ilgili güncel bir soru da soruldu. Sınav, genel olarak orta zorlukta olup, ilk sınava göre daha açık ve net sorular vardı.SOSYAL BİLİMLERSınav, genel olarak TEOG-1 konularından ziyade, TEOG-2 konularından oluşmuş. İlk ünite olan ‘Bir Kahraman Doğuyor ‘dan 1 soru çıktı. Ayrıca yine ilk dönem TEOG konusu kapsamında olan ‘Milli Uyanış’ Yurdumuzun İşgaline Tepkiler ünitesinden sadece 1 soru geldi. Atatürk’ ün öğrenim hayatı, askeri başarıları ve kişilik özelliklerinden soru sorulmadı. Bu sınavda ağırlıklı olarak, Ya İstiklal Ya Ölüm, Çağdaş Türkiye Yolunda Adımlar ve Atatürkçülük ünitelerinden sorular soruldu. Sınavda, konular arası ilişkilendirmeye dayalı sorular yer aldı. Sorular genel olarak, öğrencilerin bilgilerine dayanarak yorumlama gücünü ölçen sorulardan oluştu. Sorular Milli Eğitim Bakanlığı müfredat ve kazanımlarına uygundu. Müfredat dışında herhangi bir soruya rastlanmadı.İNGİLİZCE İngilizce sınavında, soruların konu dağılımına bakıldığında, TEOG-1 konularını içeren sorulara daha az yer verildiği görüldü. Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına uygun ve temel kazanım bilgisi içeren sorular hazırlanmış. İngilizce sınavında müfredat dışı soru sorulmamış.Diyalog tarzında ifadelerden oluşan sorular boşluk doldurma, cümle tamamlama, pasta grafik gibi görsellerin yoğun olduğu ve öğrencilerin kolaylıkla anlayabileceği şekilde hazırlanmış. Kelime bilgisinin de yoğun olarak sorgulandığı sınavda okuduğunu anlamayı ölçen paragraf tarzı sorulara çok fazla yer verilmediği görülüyor. Soruların yönergelerinde açık ve anlaşılır bir dil kullanılmış. Böylece soru köklerini dikkatli okuyan her öğrenci için sorunun yapılabilirliği artmış. Sorular pedagojik anlamda da ölçme değerlendirmeye uygun hazırlanmış.Yarın: Puan nasıl hesaplanıyor?
Tekli Sistem:Bu iyi bir gelişme, ikili eğitim sisteminde çocuklar sabahın köründe okula gidiyor, gecenin geç vakti okuldan çıkıyordu. Burada herkes mağdur oluyordu; hem çocuklara, hem ailelere, hem de okuldaki öğretmen ve yöneticilere yazık oluyordu. Bu, öyle bir iki günlük bir olay da değil ki, sineye çekesin, nereden baksan tam 180 günlük bir sıkıntı, hem de yıllarca sürüyor. Bu devirde, böyle bir sistemin devam etmesi doğru değildi. Kış saati uygulaması da ayrı bir sorun yaratıyordu. Sabahın köründe çocuklar yollara düşüyordu, güvenlik ise ayrı bir sorundu.Öğrenciler erken saatte derse giriyordu, şimdi bu daha kontrollü olacak. Çocuklar sabah biraz daha uyuyacak, okula daha adapte olmuş şekilde giderek, derslere daha iyi adapte olacaklar.Tekli sisteme geçiş, çok yerinde ve doğru bir karar. Geç oldu, ama doğru oldu!Tekli eğitime geçiyoruz, ama günde 8 saat ders yükü de olmamalı, yani kaş yaparken göz çıkartmayalım. Böyle olursa, bir başka sorun ortaya çıkacak; ‘verim’ sorunuyla karşılaşacağız. Öğretim olsun, ama yanında eğitim de olsun.Demem şudur: Çocuklara sadece ders öğretmeyelim, okulun (ekolün) esas görevlerinden biri olan hayata hazırlığı da öğretelim; sanat da öğretelim, spo da yaptıralım, kültüre de yer verelim, sosyal sorumluluk da öğretelim. Tekdüze öğrenciler yetiştirmeyelim, sadece sınava öğrenci hazırlamayalım, sadece test okuyan değil, kitap da okuyan nesiller yetiştirelim.Okullarda 8 saat ders olacağına, 5 saat ders olsun; inanın bir şey kaybetmeyiz, bilakis daha iyi olur. Kültür, sanat, spor, sosyal sorumluluk gibi projelerle öğretimin desteklenmesi lazım. Tekli eğitime evet, ama tekdüze eğitime hayır! Amaç sadece öğretim olmamalı, bunun yanına eğitimi de eklemeliyiz.Tekli eğitim sistemine geçişle birlikte yeni sınıf ve okul ihtiyaçları doğacak, bu kaçınılmaz. Bununla ilgili MEB’in yatırımları var. Mesela , mesleki eğitime 900 milyon, imam hatibe 845 milyon, fen liselerine 65 milyon TL’lik bir yatırım söz konusu. Baştan biraz sıkıntı yaşayabiliriz, ama bu kabul edilebilir, çünkü niyet iyi. Bu sıkıntıları elele verip birlikte aşacağız…İlk aşamada sınıf mevcutları biraz artabilir. İlk etapta mevcudun yükselmesi doğaldır, ama bu daha sonra kontrol altına alınır, bundan eminim.Yabancı Dil Ağırlıklı Sınıf:Bu konu, hep tartışılan ve yeni bir proje gibi karşımıza çıkan bir konu. Bugüne kadar ne yazık ki bir türlü İlerleme kaydedemedik. Ne yazık ki başarılı olamadık. Bunu tartışmanın bir anlamı yok, bu Türkiye’nin kanayan bir yarası. Yabancı dil sorununu bir türlü aşamadık. Yabancı dil öğretimi konusunda Türkiye, AB’de ya sonuncu ya da sondan ikinci sırada yer alıyor. Bu sorunu artık aşmalıyız.Yabancı dil ağırlıklı sınıfların kurulması yerinde bir karar, artık bu son çalışmayla dil sorunu çözülür diye umuyorum. Bu çalışma, öğretmen ihtiyacının da artmasına neden olacaktır. Bu da yeni bir atama dalgasına neden olabilir.Eğik Yazının Kaldırılması:I.Kant’ın bir sözü var, der ki: ‘eller beynin yansımadır’ der. El yazısı, el becerisi gerekli, olması gerekiyor. Yazı yazmıyoruz, her şey klavyede bitiyor, her şey dokunmatik. Bu yetimizi kaybediyoruz, kalem ortadan kalktı, el yazısını kaybediyoruz.Ben kaldırılması taraftarı değilim, olmalı. Çok fazla kullanılmıyor olabilir, ama bunun öğretilmesi gerekiyor. Öğrencinin dışarıdaki yazıları okuması konusunda yararlı bir adım, ama bu yazının yine de bir ders olarak öğretilmesi taraftarıyım.
2017 YGS’de sınava giren 2 milyon öğrenci 40 soruluk Temel Matematik testinde sadece 5 net yaptı. Sosyal Bilimler testinde başarı kısmen artarken 39 bin öğrenci ‘eksiye düştü’YGS sonuçları dün açıklandı. Türkçe testinde ortalama bir önceki yıla göre 19’dan 17’ye düştü. Temel Matematik testinde ortalama 8’den 5’e düştü, Fen Bilimleri testinde ise geçen yılki 4.6’lık ortalama yine 4.6’da kaldı. Sosyal Bilimler testinde geçen yıl 11 olan ortalama 12’ye yükseldi. Türkçe ve Temel Matematik’te ortalama düşerken, Fen Bilimleri testinde yerinde saydı. Sosyal Bilimler testinde ise başarı kısmen yükseldi…YGS’nin özeti bu! Unutmadan bir noktayı daha vurgulamakta yarar var: Bir de sınavda 39 bin dolayında ‘sıfır net’ yapan var. Aslında bu ifade doğru değil; ‘sıfır net’ şu anlama geliyor: Sınav kağıdına hiç işaretleme yapmadan, yani kalem kağıt oynatmadan geri iade etseniz, bu hiç net yapmadığınız, yani ‘sıfır net’ yaptığınız anlamına gelir. Bu 39 bin adayın yanlışları doğrularından fazlaymış, yanlış cevapları doğruları götürdükten sonra, eksiye düşmüşler…Durum vahim, neresinden bakarsanız bakın, durum vahim ötesi…Sınavın adına baktığınızda bir şeye benzetirsiniz, Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı (YGS); içeriğine baktığınızda, yükseköğretime geçişle uzaktan yakından alakası yok…Temel Matematik dersi mi var?Yıllardır, bu sınavın ne menem bir şey olduğunu çözmeğe çalışırım, yine de bir yere oturtamam. YGS, içerik ve kalite bakımından üniversiteye aday seçecek nitelikte bir sınav değil, son sınıf öğrencisine hitap eden bir sınav değil, ama yapılıyor…Testin adına bakar mısınız: Temel Matematik!Temel Matematik diye bir ders mi var? Yok, ama olmayan dersin sınavı var. Testin gerçek adı bence şöyle olmalı: Matematiğin Temeli…Matematiğin temeli olmasına rağmen Türkiye ortalaması 5 net; yazık…Fen Bilimleri testnin doğru adı da şöyle olmalı: Fen Bilgisi…Çok sevinçliyiz, bu testte geçen yılki başarıyı korumuşuz, aferin bize, aferin gençlerimize!Gelelim Türkçe testine; anadilimizin testi, yani Türkçe’nin testi, çocuklarımızın doğdukları andan itibaren duydukları dilin testine, 17 net…Bu test değil ki, bu anadilimiz, okuduğumuzu anladığımız, konuşduğumuzu duyduğumuz, benliğimiz, kültürümüz, varlığımız!19’dan 17 nete düşmüşüz, ileri yıllarda daha da düşeriz, bunlar daha iyi günlerimiz.PİSA şoku ve bu sonuçTÜİK, geçtiğimiz yıl bir rapor yayınladı, dedi ki: Türk halkı günde 6 saat televizyon seyrediyor, günde 4 saat cep telefonu ile haşır neşir, AB’de en çok uyuyan millet bizmişiz, günde 8 saat, buraya kadar etti 18 saat, geriye kaldı 6 saat, bunun bir saati yolda geçiyor, bir saati de yeme içme, geriye 4 saat kalıyor, onda da sadece bir dakika kitap okuyormuşuz.Sonuca şaşırdınız mı, ben hiç şaşırmadım, gayet normal, günde bir dakika kitap okuyan milletin YGS’de Türkçe neti 40’da 40 mı çıkar, 17 net gayet normal…PİSA sınavları iki yılda bir yapılıyor ve biz iki yılda bir ‘şok’ oluyoruz, eğitimi kurtarmaya soyunuyoruz, yeniden yapılanıyoruz falan filan…İki yılda bir neden ‘şok’ oluyoruz ki, bu karne her yıl bizim önümüze koyuluyor, her yılın mart ayında bu başarısız karne bizim önümüze koyuluyor. Bir Allahın kulu da çıkıp, şu işi üstlenmiyor, ben başarısızım, ben bu işi yapamadım demiyor.Çocuklara kızmayalım, bu onların değil, bizim, Milli Eğitim’i yönetenlerin başarısızlığı, bu netler, onların netleri.Yazıktır, günahtır, biraz da ayıptır; nedir bu testlerdeki netlerin hali, ‘düşükmüş’ eyip, geçiştirecek miyiz, bu kadar basit mi?Bu netlerle, biz kimseyle mücadele edemeyiz, AR-GE, inovasyon bilmem ne yapamayız. Bunları yapamadığımız için, üniversitelerdeki fizik, biyoloji, kimya bölümlerini kapatmaya, kontenjanlarını azaltmaya çalışıyoruz. Çözümü bu şekilde buluyoruz!Bir ülkede temel bilimler olmazsa, teknoloji ve sanayi olmaz, olan da montajdan öte gitmez…Peki, çözüm ne?O kadar da zor değil aslında, niyet olsun yeter ki! Cevap kağıtları soru kökleriyle erişime açıldı!ÖSYM tarafından, 12 Mart’ta gerçekleştirilen Yükseköğretime Geçiş Sınavı’na (2017-YGS) giren adayların cevap kağıtları erişime açıldı. ÖSYM’nin internet sitesinde yer alan duyuruya göre, adayların cevap kağıtlarının görüntüleri ve cevap kağıtlarına yaptıkları işaretlemelerin optik okuyucular tarafından okunması sonucu elde edilen aday cevapları, sınav soruları ve soruların doğru cevapları https://ais.osym.gov.tr adresinden adayların bilgisine sunuldu. Sınava giren adaylar, sorulara verdikleri yanıtlarını ve değerlendirme sonuçlarını inceleyebilecek. Adaylar, T.C. kimlik numaraları ve şifreleri ile giriş yaptıktan sonra sınavda kullandıkları cevap kağıdı görüntüsünü, yaptıkları işaretlemeleri, bu işaretlemelerin optik okuyucularla okunması sonucu elde edilen aday cevaplarını ve soruların doğru cevaplarını görebilecek.Ayrıca adaylar, cevaplarının ve cevap anahtarının yayınlandığı form üzerindeki soru numaralarını tıkladıklarında, her soru için açılan yeni pencerede soru kökünü, cevap seçeneklerini ve sorunun doğru cevabı ile ilgili soruya cevabı da inceleyebilecekler. Sorular, adayın sınavda kullandığı kitapçığın soru ve seçenek diziliminde görüntülenecek. İlgili sayfada, adayların testlerdeki toplam doğru, yanlış ve boş cevap sayıları ile ham puanları da gösterilecek.
Adayların ortak kanısı, sürenin yeterli olduğu ve yanıtlarını kontrol etme şansı buldukları doğrultusundaydı. Adaylar genellikle kendilerini matematik ve kısmen de fen bilimleri sorularının zorladığını, Türkçe testindeki paragraf sorularının yorduğunu dile getirdi. Sınavın matematik kısmı hariç, genel anlamda kolay olduğu yönünde yorumlar gelirken, bazı adaylar matematik sorularının uzunluğundan yakındı. 2017-YGS sonuçları, 28 Mart 2017 Salı günü açıklanacak.Çalışan her öğrenci yaparAdaylar genelde kolay bir sınavla karşılaştı. Genel anlamda YGS’nin uygun, çalışan öğrencilerin çok rahat yapabileceği sorulardan oluştuğunu söyleyebiliriz. Sorular, müfredata paralel sorulduğundan, öğrencilerin sınavda fazla sıkıntı çekmediğini söyleyebiliriz. Öğrencilerin zorlanmayacağı ve barajı geçme açısından sıkıntı yaşamayacakları bir sınavla karşılaştık. Soruların tümüne bakıldığında, düzenli çalışan her öğrencinin yapacağı kolaylıkta olduğu görülüyor. YGS’den tüm öğrencilerin geriye bakmadan ve vakit kaybetmeden LYS’ye hazırlanması gerekiyor.LYS’nin ağırlığı fazlaYGS’den sonra üniversiteye giriş maratonunun ikinci aşaması olan LYS’ye 12 hafta kalıyor. Tüm adayların YGS’de gösterdiği performansın muhakemesini bir kenara bırakıp, hızlı bir şekilde LYS konularına odaklanması gerekiyor. Unutmamak gerekir ki, LYS’ler soru sayısı olarak fazla ve tüm konuları içerdiğinden, adayların kalan süreyi verimli değerlendirerek hiçbir konuyu atlamadan hazırlanması gerekiyor. YGS sonucu, beklentinin üzerinde ya da altında olabilir. Sonuç, beklentinin altında dahi olsa, yerleştirme puanının oluşumunda LYS’nin ağırlığının daha fazla olduğu gözden kaçırılmamalı. YGS’nin olumsuzluğu, LYS’de telafi edilebilir.Soruların kolaylık zorluk durumu- MATEMATİK: 2016-YGS’ye göre daha kapsamlı ve daha zordu. Muhakeme yeteneğini ölçen sorular oldukça fazlaydı. Yaklaşık 10’dan fazla soru çok basit ve kısa sürede çözülebilmesine rağmen, özellikle sayı ve problem soruları uzun ve anlaşılması zordu. Zaman alan ve belirleyici sorular sorulmuş. Geometri sorularının, matematiğe oranla daha kolay hazırlandığı ve öğrencileri zorlamadığı söyleyebiliriz. Müfredat dışı soruyla karşılaşmadık.- FİZİK: Soruların zorluğunun orta düzeyde olduğu söylenebilir. Belirleyici üç dört soru vardı. Bu sorular, kavramları anlamaya yönelik olduğundan adayları zorladı. Bu soruların, aynı zamanda bilimsel düşünebilme yeteneğini ön plana çıkarmaya yönelik olarak hazırlandığı gözlendi. Fizik ve biyoloji soruları belirleyici olacak.- KİMYA: Öğrencilerden aldığımız geri bildirimlere göre; soruların kolay olduğu, çeldirici soruların olmadığı ve bilgi içerikli sorulara ağırlık verildiğini gördük. Kimya sorularının müfredata uygun, bilgiye dayalı ve çalışan öğrencilerin kolaylıkla yapabileceği türden olduğunu gördük.- BİYOLOJİ: Bilginin ve yorumun öne çıktığı bir sınav olması nedeniyle, yeterli bilgisi olan ve yorum gücü yüksek öğrencilerin başarılı olabileceği bir sınav olarak değerlendirilir. Bu sınavda soruların yüzde 50’den fazlası 9. sınıf müfredatından soruldu, 10. sınıftan 1, 11. sınıftan 3, 12. sınıftan ise 1 soru çıktı.- TÜRKÇE: Önceki yıllardan farklı bir konu ya da farklı tarzda soru sorulmamış, dil bilgisi soruları adayları fazla zorlamadı, önceki yıllardan farklı bir soru tekniğiyle karşılaşılmadı. Anlam bilgisi ve dil bilgisi sorularının dağılımları önceki yıllarla aynı şekilde gerçekleşti. Türkçe, geçen yıla oranla daha kolaydı.- TARİH: Müfredata uygun soruların sorulduğu, ağırlık olarak 9. ve 10. sınıf konularından sorulara yer verildiği, İslam tarihi dışında doğrudan bilgi sorusu sorulmadığı, öncüllü soruların daha önceki yıllara göre daha az kullanıldığı, zorluk derecesinin dengeli dağıtıldığı, seçici ve zorlayıcı yorum sorularına da yer verildiği görüldü. Tarih ce coğrafya sorularının belirleyicisi olacağını belirtmekte yarar var.- COĞRAFYA: Bilgi ve yorum ağırlıklı sorular vardı. Bir soru ile birden fazla konuyu tarayan soruların yanı sıra harita bilgisi isteyen sorulara da yer verilmiş. 9. ve 10. sınıf konularının eşit şekilde dağılımı yapıldığı gözlendi. Konu dağılımı, geçen yıllardan farklı değildi.- FELSEFE: Bilgiyi yorumlama, kavram ve akım bilgisi soruları harmanlanmış.- DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ: Genel olarak kolay nitelendirilebilen, anlama ve kavrama yetisini ölçen paragraf soruları biçiminde sorulmuş.
SORULARA TAKILMAYIN: Bir soruyu belli bir süre geçtiği halde çözemiyorsanız, o soru üzerinde daha fazla uğraşmayın yani sorularla savaşmayın. Önemli olan sınırlı sürede olabildiğince çok soru çözmektir. Her bir soruyu yanıtlamak için 60 saniyelik süreniz var. Akıllı davranın, çözemediğiniz, zorlandığınız soruyu atlayın. Eğer zamanınız artarsa o soruya geri dönersiniz. İlk etapta kolay ve normal düzeydeki soruları yanıtlayın. Böylelikle hem moralinizi yükseltmiş olursunuz hem de zamandan kazanırsınız. Zor ve çok zor soruları yanıtlamak için daha fazla zamanınız kalır.ACELECİ DAVRANMAYIN: Doğru yanıtı bulduğunuzu zannederek diğer seçeneklere bakmamanız sizin zararınıza olur. Mutlaka sorunun bütün seçeneklerini okuyun. Bu, zaman kaybı değildir. Yanıtınız doğru olsa bile mutlaka diğer seçenekleri de okuyun.BAŞLADIĞINIZ TESTİ BİTİRİN: Hangi testten başlıyorsanız, o testi bitirmeden diğerine geçmeyin. Bu durum, sizi çok rahatsız eder, aklınız sürekli diğer testte kalır. Şaşkın bir vaziyette testler arasında dolaşıp durursunuz.SON DAKİKA DEĞİŞİKLİĞİ YAPMAYIN: Aday, bugüne kadar girdiği deneme sınavlarının hepsinde önce Türkçe testinden başlamış, daha sonra Temel Matematik ve sırasıyla Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri testlerini çözmüş olsun… Aday, sistemini bu şekilde kurmuş, yöntemini de bu şekilde belirlemiştir. Ancak aday, sınavda Sosyal Bilimler testinden başlarsa daha önce alışık olmadığı bir durumla karşılaşmış olur. Alışık olmadığı bu düzen, adayın dengesini bozar. Tavsiye: Alışık olduğunuz düzeni değiştirmeyin.TÜM TESTLERİ YANITLAMAYA ÇALIŞIN: Genelde TS öğrencileri Temel Matematik ve Fen Bilimleri testlerini çözmekten kaçınırlar. Önyargılı davranıp, bu testlerle uğraşmazlar. Bu, yapabileceğiniz en büyük hatadır. Sadece iki testi çözerek başarıya ulaşmanız zor. Evet, ağırlığı tabii ki bu testlere vereceksiniz, ama yetmez; riskli olur. Gücünüz yettiğince bu testleri de yanıtlamaya çalışın. Bu alandaki diğer adaylara ancak bu şekilde fark atabilirsiniz.KISA MOLALAR VERİN: Aynı soruyu veya aynı satırları tekrar tekrar okuyorsanız, zihninizin dinlenmeye ihtiyacı var demektir. Kalemi, kağıdı bir kenara bırakın, gözlerinizi kapatın ve arkanıza yaslanın. İşlerin iyi gittiğini kendinize telkin edin. Dinlendiğiniz bu süreyi, kayıp zaman olarak değerlendirmeyin. Bunu bir yenilenme, güç toplama süreci olarak düşünün.ATMAYIN: Cevabından yüzde 100 emin olmadığınız soruları boş bırakın. Genelde boş bırakılan sorular adayları rahatsız eder, seçenekleri eleyerek sonuca gitmeye çalışırlar. Cevap şıklarından ikisini elediğinizi varsayalım; bu durumda ne yaparsınız? Tahminde bulunursunuz, çünkü şöyle düşünürsünüz: Yüzde 50 şansım var. İşte, en büyük hatayı yaptınız! Neden? Kumar oynadınız, çünkü sorunun yanıtından yüzde 100 emin değildiniz.KARIŞIK GÖRÜNEN SORULARDAN KORKMAYIN: Soru kökünün veya soru metninin uzun oluşu, sizin için daha fazla ipucu anlamına gelir. Bu nedenle ilk etapta karmaşık gibi görünen ve uzun metinli sorular, daha kolay çözülebilen sorular olarak algılanmalıdır.ÖNCE SORU KÖKÜNÜ OKUYUN: Paragraf tipli sorularda (Türkçe ve Sosyal Bilimler) paragraftan önce soru kökünü okuyun. Böylelikle zihin, sorulan soruya göre paragrafı okuma eğiliminde olur.ALTI ÇİZİLİ VE KOYU İFADELERE DİKKAT: Soru kökü bazen ‘olamaz’, ‘değildir’, ‘yanlıştır’ veya ‘mamalıdır’ gibi olumsuz ifadeler taşıyabilir. Zihin hep olumlu soru kalıplarına şartlandığından, sorudaki olumsuz ifadeler gözden kaçabilir. Altı çizili ve koyu yazılan ifadelere dikkat edin.ZAMANLAMAYI DOĞRU YAPIN: Her bir teste ne kadar zaman ayıracağınızı baştan belirleyin, zamanı gelişigüzel kullanmayın. Böylelikle zamanı kontrol altına almış olursunuz. YGS-1 ve YGS-2 ağırlıklı puanlar için; 160 dakikanın 100 dakikasını Temel Matematik ile Fen Bilimleri testlerine, kalan 60 dakikalık süreyi de Türkçe ile Sosyal Bilimler testlerine ayırabilirsiniz. 60 dakikalık sürenin 35 dakikasını Türkçe testine ayırmak daha mantıklı olur. YGS-3 ile YGS-4 puanları için; 110 dakikayı Türkçe ve Sosyal Bilimler testlerine, geri kalan 50 dakikayı da Temel Matematik ile Fen Bilimleri testlerine ayırabilirsiniz. Kalan süreyi, bu iki testten kolaylıkla yapabileceğinize inandığınız sorular için kullanın. YGS-5 ve YGS-6 puanları için; 100 dakikayı Temel Matematik ile Türkçe testlerine, 35 dakikayı Fen Bilimleri testine, 25 dakikayı da Sosyal Bilimler testine ayırabilirsiniz.KALAN SÜRECİ AKILCI DEĞERLENDİRİN: YGS’den sonra üniversiteye giriş maratonunun ikinci aşaması olan LYS’ye 12 hafta kalıyor. Tüm adayların YGS’de gösterdiği performansın muhakemesini bir kenara bırakıp, hızlı bir şekilde LYS konularına odaklanması gerekiyor. Unutmamak gerekir ki, LYS’ler soru sayısı olarak fazla ve tüm konuları içerdiğinden, adayların kalan süreyi verimli değerlendirerek hiçbir konuyu atlamadan hazırlanması gerekiyor. YGS sonucu, beklentinin üzerinde ya da altında olabilir. Sonuç, beklentinin altında dahi olsa, yerleştirme puanının oluşumunda LYS’nin ağırlığının daha fazla olduğu gözden kaçırılmamalı. YGS’nin olumsuzluğu, LYS’de telafi edilebilir.HEPİNİZE BAŞARILAR
YGS için yapılan tanımlardan belki de gerçeği en iyi yansıtanı; ‘YGS, bir hazırlık sınavıdır’ ifadesidir. YGS, LYS’lerden önce yapılan bir ‘hazırlık sınavı’. Şu anda mevcut üniversiteye giriş sisteminin birinci aşaması bu pazar günü yapılacak. Bu sınav, öğrenciler açısından sistemin ilk aşaması ve ilk olmasından dolayı da bir kaygı sebebidir, ancak unutmamak gerekir ki, Lisans Yerleştirme Sınavları öncesinde, yaklaşık yüzde 28 ila 40 katkısıyla böyle bir deneyim yaşamak sizi iyi motive edecektir. Başarısız olma korkusu, bizim kaygımızı artıran en temel nedendir. Kaygı ise, performansımızı olumsuz yönde etkiler. Hepsi birbirine bağlı bu süreçlerin en başında sınavın tanımı yer alıyor. Yükseköğretime Geçiş Sınavı’na ne anlam yüklüyorsunuz; hayatınızın sınavı olarak mı görüyorsunuz, yoksa aşılması gereken bir sınav olarak mı görüyorsunuz?YGS, hayatınızdaki ne ilk sınav ne de son sınav... Önünüzde daha birçok sınav olacak; bu sınavdan iyi bir sonuç aldığınızda şımarmayın, her şey bitmiş değil, sizi 3 ay sonra diğer sınavlar bekliyor. YGS’de beklentinizin altında bir sonuç çıkarsa, sakın yelkenleri suya indirmeyin, önünüzde eksiklerinizi telafi edeceğiniz koskoca 3 ay var; oturun muhasebenizi yapın, planınızı programınızı yapın tekrar yola koyulun. ***Kendinize güveninYükseköğretime Geçiş Sınav (YGS) bilgi, birikim ve yorumlama becerilerini bir arada kullanabilmeyi gerektiriyor. Bu becerilerin hepsine sahip olsanız bile, iyi bir sınav stratejiniz yoksa başarılı olmak mümkün olmayabilir. Bu nedenle sınav sırasında yapacaklarımızı deneme sınavlarına yansıtabilmeli, hangi dersten başlayacağınıza, soru okuma hızınıza, yapamadığınız soru olursa nasıl hareket edeceğinize, zaman azaldığında nasıl davranmanız gerektiğine, soruları bitirdiğinizde geri dönüp hangi derse bakmanız gerektiğine önceden karar vermelisiniz. Elde etiğiniz sonuçlara göre bazı değişiklikler yaparak kendiniz için en ideal olana ulaşıp bunu uygulamalısınız.Geleceğinizi etkileyecek sınavda başarılı olmak için nasıl bir yol izlemeniz gerekiyor; rakiplerinizden bir adım öne geçmek için sınavda nelere dikkat etmelisiniz? İstediğiniz puanı alabilmeniz için önerilerimize kulak verin…SINAV BAŞLADIĞINDA: Sınav başladığı anda tüm bildiklerinizi unuttuğunuz hissine kapılabilirsiniz, sanki beyninizde hiçbir şey kalmadı gibi gelebilir. Doğaldır, bu hisse kapılan sadece siz değilsiniz; bu satırları yazan bende de aynı şeyler oldu, o duyguyu ben de yaşadım. İlk soruyu çözdüğünüz anda bu duygu kendiliğinden ortadan kalkacak, inanın bana!İLK SORUYU ÇÖZDÜĞÜNÜZDE: Doğru cevabı bulduğunuz halde eliniz bir türlü yanıt kağıdına gitmeyecek; soruyu tekrar çözmeye başlayacaksınız, yine aynı yanıtı bulacaksınız, değişen bir şey olmayacak. Artık kaçamak noktanız kalmadı, eliniz mahkum işaretleyeceksiniz, ama yine de içinize sinmeyecek; ‘vardır bu işte bir bit yeniği’ diyeceksiniz. Sakın böyle demeyin! Boşuna zaman kaybetmeyin, sına vı gözünüzde çok büyüttünüz ya, nedeni ondan! ‘Böylesi büyük bir sınavda, böyle kolay soru sormazlar’ diye düşüneceksiniz, ama bu düşünce size boşuna zaman kaybettirecek, aynı soruyu bir kez daha çözdürecek. Güvenin kendinize biraz...YANITLARI İŞARETLERKEN: Soruları tek tek yanıt kağıdına işaretlemek, dikkat ve zaman kaybına neden olur. Neden mi? Bir düşünsenize, kafanız 160 kez sorulara, 160 kez de yanıt kağıdına gidecek. Bu geliş gidişler hem dikkatinizin dağılmasına, hem de zamanınızın boşa geçmesine neden olacak.Tüm soruların bir seferde yanıt kağıdına geçirilmesi de son derece riskli bir durum. Nedeni şu: İşaretlerken bir kaydırma yaparsanız, ondan sonraki tüm yanıtlar kayar; felaketi bir düşünsenize... Başka bir şey daha var: Tüm soruları işaretlemek için kalan zamanı ayarlamak da oldukça zor olsa gerek... Bu işlem için son kaç dakikayı ayıracağız, ya ‘süre doldu’ derlerse!En iyisi, soruları sayfa sayfa yanıt kağıdına geçirmek. Böylelikle hem kaydırma riskini en aza indirgemiş olursunuz, hem dikkatimizin dağılmasını önlemiş olursunuz, hem de zamanı daha verimli kullanırsınız...PANİK YAPMAYIN: Çoğunuz yıl içinde bir çok deneme sınavına girdiniz, önceki yıllarda çıkan soruları incelediniz ve çözdünüz. Pazar günü gireceğiniz sınav, bunlardan farklı olmayacak. Korkmanıza gerek yok. Deneme sınavlarında karşılaştığınız sorulardan daha kolay sorularla karşılaşacaksınız.NE ÇOK HIZLI NE ÇOK YAVAŞ: Hız ve tutarlılık arasında denge kurmanız büyük önem taşıyor. Soruları çok hızlı yanıtlayıp bunun neticesinde bol hata yapmak doğru olmadığı gibi, aşırı titiz davranıp her soru üzerinde gereğinden fazla zaman harcamanız da yanlış olur. Hızlı ama isabetli olmak, sınavda başarılı olmanın en önemli unsurudur.DERİN NEFES ALIN: Sınava başladığınız anda her şeyi unuttuğunuz duygusuna kapılabilirsiniz. Bu, geçici bir durumdur. Sınava giren her aday bu durumla karşılaşabilir. Dert etmeyin, geçer. Birkaç soruyu yanıtladıktan sonra bu duygu kendiliğinden yok olur. Değişimi hissetmezsiniz bile.KOLAY SORUYLA BAŞLAYIN Size önemli bir ipucu: YGS’de sorular 5 farklı kategoride hazırlanıyor. Soruların yüzde 10’u çok kolay, yüzde 20’si kolay, yüzde 40’ı normal, yüzde 20’si zor ve yüzde 10’u da çok zor düzeydedir. Sınavdan niye korkuyorsunuz? Soruların yüzde 70’i rahatlıkla çözülebilecek türden. Zor sorularla uğraşıp vakit kaybetmek yerine, o süre zarfında 3 kolay soruyu yanıtlamanız daha akıllıca olur. Şunu unutmayın: Zor soruların da, kolay soruların da puan değeri aynı; her ikisi de size aynı puanı kazandırır, dolayısıyla kısa sürede ne kadar çok doğru soru yaparsanız, o kadar iyi olur.YARIN: Aceleci davranmayın, cevapları atmayın
MF ADAYLARI: YGS’de sadece iki testten sorumlu değilsiniz; yani Matematik ve Fen Bilimleri testlerini çözelim bize yeter demeyin! Böyle derseniz, pişmiş aşa su katarsınız. Unutmayın ki, bir Türkçe sorusu, en az bir Matematik ve Fen Bilimleri sorusu kadar puan kazdırıyor. Sakın bunu görmezden gelmeyin. MF-3 puan türünde, bir Matematik sorusu ile bir Fen Bilimleri sorusu size 1,2 puan kazandırırken, bir Türkçe sorusu size tam 1,0 puan kazandırıyor. Bilmem anlatabildim mi?MF adaylarının en büyük zaafı Sosyal Bilimler testinde ortaya çıkıyor. Bu adaylar, bu testten sıkılırlar! Böyle bir hata yapmayın. MF-3 puan türü için örnek verirsek; 40 Sosyal Bilimler sorusunu net yapan bir aday, sanki fazladan 20 Matematik sorusu çözmüş kadar puan kazanıyor. Durduk yere bu avantajı yitirmeyin!TM ADAYLARI: Olayı sadece Türkçe, Matematik ve Sosyal Bilimler testleriyle sınırlamayın, Fen Bilimleri sorularına da mutlaka bakın, sakın ‘yapamam’ deyip işin içinden sıyrılmayın. En azından bir bakın, yapabileceğiniz sorular muhakkak vardır, sonradan pişman olmanın bir faydası yok!TS ADAYLARI: Unutma ki, senin uğraştığın Türkçe ve Sosyal Bilimler testleriyle diğer adaylar da uğraşacak. Sen sadece bunlarla uğraşırsan, diğer adayları nasıl geçeceksin. Unutma! YGS bir sıralama sınavı. Önemli olan; sıralamada ne yapıp edip, yukarılara tırmanmak. Yapabileceğinizin en fazlasını yapmaya çalışın; diğer testlerle de haşır neşir olup, fazla net çıkarmaya bakın. Matematik sizin için altın değerinde bir test ve bu testi yanıtlayan, diğerleriyle arasındaki dengeyi bozar. TS-1 puan türünde, bir Matematik sorusu, diğer iki testle, yani Türkçe ve Sosyal Bilimler testlerinin getirisiyle aynı puan değerine sahip.GEÇEN YILLARIN YGS VE LYS BAŞARI SIRALARININ KARŞILAŞTIRILMASI:Dokuz Eylül Üni. Mimarlık MF-4’te 26.000 sıradan yerleşen adayın YGS sıralaması yaklaşık 80.000İTÜ End. Müh. MF-4’te 3.800 sıradan yerleşen adayın YGS sıralaması yaklaşık 21.500Marmara Üni. İşletme TM-1’de 120.500 sıradan yerleşen adayın YGS sıralaması yaklaşık 600.000İstanbul Üni. Psikoloji TM-3’te 10.30 0 sıradan yerleşen adayın YGS sıralaması yaklaşık 160.000ODTÜ İstatistik MF-1’de 49.000 sıradan yerleşen adayın YGS puanlarının sıralaması yaklaşık 155.000Soruları çözerken bunlara mutlaka dikkat edinTÜRKÇE: Türkçe soruları ağırlıklı olarak sözcükte, cümlede ve paragrafta anlam konularından geliyor. Anlamını bilmediğiniz sözcüklerin anlamını cümlenin gelişinden bulmaya çalışınız. Cümlede anlam sorularını cevaplamadan önce soruyu tam ve doğru okuduğunuzdan emin olunuz. Paragrafla ilgili sorularda paragrafı okumadan önce soruyu okuyunuz ve paragrafta ne arayacağınızdan emin olunuz. Uzun paragraf soruları cevabın paragrafın içinde olması nedeni ile en kolay sorulardır. Uzun paragraf sorularını okumaktan kaçınmayınız. Dikkat etmeniz gereken bir başka şey paragrafla ilgili sorulara sizin görüşünüze göre değil yazarın görüşüne göre cevap vermektir.TEMEL MATEMATİK: Matematik sorularını doğru çözmenin ön şartı soruyu doğru okuyup sizden neyi bulmanız istendiğini anlamaktır. Soruyu okuduğunuzda verilenle isteneni listelerseniz sorunun yarısını çözmüş olacaksınız. Çözümün diğer yarısı ise işlem basamaklarını atlamayıp işlemlerin yarısını kafadan yapmadan soruyu yazarak çözmektir. Geometri sorularını doğru çözmek için önce verilen ve isteneni şekil üzerinde işaretleyiniz daha sonra çözmeye çalışın.FEN BİLİMLERİ: Tüm sınavlarda olduğu gibi Fen Bilimleri testlerini doğru çözmenin önkoşulu soruyu doğru okuduğunuzdan emin olmaktır. Matematiksel işlem gerektiren soruları çözerken işlem basamaklarını kafanızdan değil, yazarak yapınız. Takıldığınız sorularda öğretmeninizin o konuyu nasıl anlattığını hatırlamaya çalışınız, bilgilerinizi hatırlamaya çalışarak mantık yürütmeyi deneyiniz.SOSYAL BİLİMLER: Yeteri kadar tekrar yapmışsanız sınavda zorlanmayacaksınız. Bu testle ilgili soruları doğru çözmek için de soruları doğru okuyup anladığınızdan emin olmanız ve bilgi birikimini hatırlamaya çalışmanız yeterli olacaktır. Ayrıca soruların bir bölümünü çözebilmek için yorum gücünüzü kullanmanız gerekecektir. Bu dersle ilgili soruları doğru çözmek için öncelikle bilgi birikiminizi hatırlamanız gerekmektedir. Soruyla ilgili konuyu ve öğretmeninizin bu konuda en çok hangi bilginin üzerinde durduğunu hatırlamaya çalışarak cevaplayınız. Yorum veya çıkarım gerektiren sorularda önce soruyu doğru anladığınızdan emin olunuz daha sonra çözmeye çalışınız.Geçen yıl sorular nasıldı?ÖSYM formatına uygun bir sınavla karşılaştık. Genel olarak son 2 yıla göre daha kolay bir sınavdı. Türkçe soruları önceki yıllara göre daha kısa, anlaşılır cümlelerden v e paragraflardan oluşturulmuş. Sosyal bilgiler testinde tarih ve coğrafya soruları zorluk derecesi yüksek olmayan sorulardan oluşurken ; felsefe, din kültürü ve ahlak bilgisi soruları bilgiye dayalı kavramlar sorgulandı öğrencilere biraz zor geldi. Fen bilimleri testinde kimya, biyoloji zorluk derecesi yüksek olmayan, fizi k soruları kısmen daha zor sorulardan oluşmuş. Matematik işlem soruları kolay , ancak problem konusunda uzun metinlere dayalı, doğru okuma ve okuduğunu anlayarak matematik diline çevirme ve hatasız işlem yapma üzerine kurgulanmış sorulardan; geometri soruları da zorluk derecesi yüksek olmayan temel sorulardan oluşmuş .2016-YGS’de adaylar genelde kolay bir sınavla karşılaştı. Genel anlamda YGS’nin müfredata uygun, çalışan öğrencilerin çok rahat yapabileceği sorulardan oluştuğunu söyleyebiliriz. Sorular, müfredata paralel sorulduğundan, öğrencilerin sınavda sıkıntı çekmediğini söyleyebiliriz. Sınavda sürpriz soru yoktu. Düzenli ve planlı çalışan öğrencilerin başarılı olduğu bir sınavla karşılaştık. YGS beklenildiği gibi, temel bilgiyi gerektiren ve bilgiyi yorumlama becerisi isteyen sorulardan oluştu.YARIN: Doğru strateji kazandırır
Her yıl 2 milyondan fazla aday YGS’ye giriyor. Üniversite maratonunun ilk adımı olan bu sınav, LYS sonrası üniversite puanlarına da önemli bir katkıda (yaklaşık yüzde 40 oranında) bulunduğundan dolayı, birçok adayın üniversite hayaline ulaşması için kritik bir role sahip...YGS’de sor ulan 160 sorudan yaklaşık yarısının aşağıda verdiğimiz konulardan çıktığını düşünürsek, bu konulara hakim olan adayların YGS’de büyük avantaj yakalayacaklarını rahatlıkla belirtebiliriz.Sıraladığımız bu konulara hakim olmak, size nasıl bir avantaj sağlayacak? Sadece belirttiğimiz bu konulardan gelen sorularda tam performans gösteren bir aday, sınavda başka bir konudan soru yapmasa dahi ham puan olarak en az 300 puan alma şansına sahip…PUAN TÜRLERİNE GÖRE ‘1 NET’ SIRALAMADA ORTALAMA OLARAK NE DEĞİŞTİRİR?- YGS-1’de 302 puan ile 300 puan arasında 5 bin aday var.- YGS-2’de 325 puan ile 320 puan arasında 8 bin aday var.- YGS-3’de 340 puan ile 330 puan arasında 40 bin aday var.- YGS-4’te 355 puan ile 350 puan arasında 11 bin 500 aday var.- YGS-5’te 380 puan ile 370 puan arasında 17 bin aday var.- YGS-6’da 400 puan ile 390 puan arasında 12 bin aday var.1. SAYILAR: Doğal sayılar, tam sayılar, modüler aritmetik, rasyonel sayılar, gerçek sayılar, mutlak değer, üslü ifadeler, köklü ifadeler, oran/orantı ve problemler konularını kapsayan bu temel konu 9. sınıfta öğretilen ve adayların tüm lise hayatları boyunca pratik yapma şanslarının olduğu bir konu. Temel Matematik testinin neredeyse yarısını kapsayan bu bölümde soruların yüzde 30’u kolay, yüzde 35’i orta, yüzde 35’i ise zor seviyeden çıkıyor…2. PARAGRAF BİLGİSİ: Seçilmiş metin ve metin parçalarda paragrafın anlatımı, yapıları, anlam ve ana düşünce, düşünceyi geliştirme yolları konularını kapsayan paragraf bilgisi Türkçe testinin en önemli konularından. Yorum yeteneği ve okuduğunu anlamaya dayalı bu bölüm sınavda zaman alıyor ve özellikle son yıllarda adayları bir hayli zorluyor. Şimdiye kadar çıkmış paragraf sorularının yüzde 35’i kolay, yüzde 55’i orta, yüzde 10’u ise zor seviyede.3. CÜMLE BİLGİSİ: Cümle bilgisi genellikle cümlede anlam, dilek ve istek cümleleri, cümlenin ögeleri ve metinde kazandıkları anlamlara göre cümleler sorularını kapsıyor. Hem yorum hem de bilgi sorularından oluşan cümle bilgisi sorularının yüzde 65’i kolay, yüzde 25’si orta, yüzde 10’u da zor seviyeden soruluyor.4. DOĞAL SİSTEMLER: Coğrafya’nın temel konularından, ayrıca sınavda önemli rol oynayan konulardan biri... Ağırlıklı olarak harita bilgisi, koordinat sistemleri, izohipsler, dünyanın şekli ve hareketi, hava durumu ve iklim elemanları ve iç ve dış kuvvetler konularını inceleyen bu ünite ağırlıklı olarak bilgi ve hesaplama problemlerin den oluşuyor. Çıkan soruların yüzde 60’ı kolay, yüzde 30’u orta, yüzde 10’u ise zor seviyeden.5. BİLEŞİKLER: Bileşik formüllerin yazımı, iyonik ve kovalent bağlar, polarlık, organik bileşikler konularını kapsayan bileşikler ünitesi Kimya testinin temel konularından olmakla birlikte, sınav sorularının da vazgeçilmez konularından. Her s ene yaklaşık Kimya sorularının yüzde 25’inin çıktığı bileşikler konusu soruların ın zorluk dağılımı şu şekilde: yüzde 60’ı kolay, yüzde 30’u or ta ve yüzde 10’u zor.6. KELİME BİLGİSİ: Kelime bilgisi konusu ağırlıklı olarak sözcük öbeklerinde anlam sorularında oluşmakta ve YGS Türkçe sınavının temel soru tiplerinden biri. Özellikle Türkçe testinin başında karşımıza çıkan bu sorularda yakalayacağımız iyi performans, sınavın geri kalan kısmı için de önemli bir mora l kaynağı olacaktır. Soruların yüzde 40’ı kolay, yüzde 50’si orta ve yüzde 10’u da zor seviyede çıkıyor.7. ANLATIM BOZUKLUKLARI VE YAZIM KURALLARI: Adayların ilköğretimden beri sürekli haşır neşir oldukları imla kuralları ve anlatım bozuklukları konuları YGS s ınavında da karşımıza çıkıyor. Yüzde 90’ı kolay, yüzde 10’u ise orta zorlukta olan bu sorular adayların kolay bir şekilde netlerini artırmaları için ideal bir fırsat.8. OLASILIK VE İSTATİSTİK: Permütasyon, kombinasyon, binom agibi temel kavramların yanında olasılığı da kapsayan bu ünite adayların konulardaki temel kavram ve standart çözüm metodlarını ile sorularla daha kolay baş edebilecekleri bir ünite. Çıkan soruların zorluk dağılımı ise yüzde 15 kol ay, yüzde 45 orta ve yüzde 40 zor seviyede.9. HÜCRE: Biyoloji’nin temel konusu olan Hücre ünitesi geniş kapsamı sebebiyle dikkati çekiyor. Hücrenin yapısı, canlıların bileşenleri, hücre türleri (ökaryot, prokaryot, bitki, hayvan) konularını kapsayan bu ünite YGS biyoloji sorularının neredeyse yüzde 25’ini oluşturuyor. Yüzde 30’u kolay, yüzde 40’ı orta ve yüzde 30’u zor seviyede olan sorular ağırlıklı olarak bilgi bazlı.10. MADDE VE ÖZELLİKLERİ: 11. Sınıf madde ve özellikleri konuları, yani katı, sıvı ve gazlarda basınç ve ısı alışverişi, YGS Fizik sorularının olmazsa olmazları. 11 sınıf kon usu olması sebebiyle soruların yüzde 65’i orta, yüzde 35’i ise zor seviyede olan bu konuya hakim olabilen öğrenciler sınav sonuçlarında önemli bir pozitif farklılık yapma şansına sahipler.YARIN: YGS’DE ÇAPRAZ TESTLERİ ÖNEMSEYİN