YGS için yapılan tanımlardan belki de gerçeği en iyi yansıtanı; ‘YGS, bir hazırlık sınavıdır’ ifadesidir. YGS, LYS’lerden önce yapılan bir ‘hazırlık sınavı’. Şu anda mevcut üniversiteye giriş sisteminin birinci aşaması bu pazar günü yapılacak. Bu sınav, öğrenciler açısından sistemin ilk aşaması ve ilk olmasından dolayı da bir kaygı sebebidir, ancak unutmamak gerekir ki, Lisans Yerleştirme Sınavları öncesinde, yaklaşık yüzde 28 ila 40 katkısıyla böyle bir deneyim yaşamak sizi iyi motive edecektir. Başarısız olma korkusu, bizim kaygımızı artıran en temel nedendir. Kaygı ise, performansımızı olumsuz yönde etkiler. Hepsi birbirine bağlı bu süreçlerin en başında sınavın tanımı yer alıyor. Yükseköğretime Geçiş Sınavı’na ne anlam yüklüyorsunuz; hayatınızın sınavı olarak mı görüyorsunuz, yoksa aşılması gereken bir sınav olarak mı görüyorsunuz?
YGS, hayatınızdaki ne ilk sınav ne de son sınav... Önünüzde daha birçok sınav olacak; bu sınavdan iyi bir sonuç aldığınızda şımarmayın, her şey bitmiş değil, sizi 3 ay sonra diğer sınavlar bekliyor. YGS’de beklentinizin altında bir sonuç çıkarsa, sakın yelkenleri suya indirmeyin, önünüzde eksiklerinizi telafi edeceğiniz koskoca 3 ay var; oturun muhasebenizi yapın, planınızı programınızı yapın tekrar yola koyulun.
***
Kendinize güvenin
Yükseköğretime Geçiş Sınav (YGS) bilgi, birikim ve yorumlama becerilerini bir arada kullanabilmeyi gerektiriyor. Bu becerilerin hepsine sahip olsanız bile, iyi bir sınav stratejiniz yoksa başarılı olmak mümkün olmayabilir. Bu nedenle sınav sırasında yapacaklarımızı deneme sınavlarına yansıtabilmeli, hangi dersten başlayacağınıza, soru okuma hızınıza, yapamadığınız soru olursa nasıl hareket edeceğinize, zaman azaldığında nasıl davranmanız gerektiğine, soruları bitirdiğinizde geri dönüp hangi derse bakmanız gerektiğine önceden karar vermelisiniz. Elde etiğiniz sonuçlara göre bazı değişiklikler yaparak kendiniz için en ideal olana ulaşıp bunu uygulamalısınız.
Geleceğinizi etkileyecek sınavda başarılı olmak için nasıl bir yol izlemeniz gerekiyor; rakiplerinizden bir adım öne geçmek için sınavda nelere dikkat etmelisiniz? İstediğiniz puanı alabilmeniz için önerilerimize kulak verin…
SINAV BAŞLADIĞINDA: Sınav başladığı anda tüm bildiklerinizi unuttuğunuz hissine kapılabilirsiniz, sanki beyninizde hiçbir şey kalmadı gibi gelebilir. Doğaldır, bu hisse kapılan sadece siz değilsiniz; bu satırları yazan bende de aynı şeyler oldu, o duyguyu ben de yaşadım. İlk soruyu çözdüğünüz anda bu duygu kendiliğinden ortadan kalkacak, inanın bana!
İLK SORUYU ÇÖZDÜĞÜNÜZDE: Doğru cevabı bulduğunuz halde eliniz bir türlü yanıt kağıdına gitmeyecek; soruyu tekrar çözmeye başlayacaksınız, yine aynı yanıtı bulacaksınız, değişen bir şey olmayacak. Artık kaçamak noktanız kalmadı, eliniz mahkum işaretleyeceksiniz, ama yine de içinize sinmeyecek; ‘vardır bu işte bir bit yeniği’ diyeceksiniz. Sakın böyle demeyin! Boşuna zaman kaybetmeyin, sına vı gözünüzde çok büyüttünüz ya, nedeni ondan! ‘Böylesi büyük bir sınavda, böyle kolay soru sormazlar’ diye düşüneceksiniz, ama bu düşünce size boşuna zaman kaybettirecek, aynı soruyu bir kez daha çözdürecek. Güvenin kendinize biraz...
YANITLARI İŞARETLERKEN: Soruları tek tek yanıt kağıdına işaretlemek, dikkat ve zaman kaybına neden olur. Neden mi? Bir düşünsenize, kafanız 160 kez sorulara, 160 kez de yanıt kağıdına gidecek. Bu geliş gidişler hem dikkatinizin dağılmasına, hem de zamanınızın boşa geçmesine neden olacak.
Tüm soruların bir seferde yanıt kağıdına geçirilmesi de son derece riskli bir durum. Nedeni şu: İşaretlerken bir kaydırma yaparsanız, ondan sonraki tüm yanıtlar kayar; felaketi bir düşünsenize... Başka bir şey daha var: Tüm soruları işaretlemek için kalan zamanı ayarlamak da oldukça zor olsa gerek... Bu işlem için son kaç dakikayı ayıracağız, ya ‘süre doldu’ derlerse!
En iyisi, soruları sayfa sayfa yanıt kağıdına geçirmek. Böylelikle hem kaydırma riskini en aza indirgemiş olursunuz, hem dikkatimizin dağılmasını önlemiş olursunuz, hem de zamanı daha verimli kullanırsınız...
PANİK YAPMAYIN: Çoğunuz yıl içinde bir çok deneme sınavına girdiniz, önceki yıllarda çıkan soruları incelediniz ve çözdünüz. Pazar günü gireceğiniz sınav, bunlardan farklı olmayacak. Korkmanıza gerek yok. Deneme sınavlarında karşılaştığınız sorulardan daha kolay sorularla karşılaşacaksınız.
NE ÇOK HIZLI NE ÇOK YAVAŞ: Hız ve tutarlılık arasında denge kurmanız büyük önem taşıyor. Soruları çok hızlı yanıtlayıp bunun neticesinde bol hata yapmak doğru olmadığı gibi, aşırı titiz davranıp her soru üzerinde gereğinden fazla zaman harcamanız da yanlış olur. Hızlı ama isabetli olmak, sınavda başarılı olmanın en önemli unsurudur.
DERİN NEFES ALIN: Sınava başladığınız anda her şeyi unuttuğunuz duygusuna kapılabilirsiniz. Bu, geçici bir durumdur. Sınava giren her aday bu durumla karşılaşabilir. Dert etmeyin, geçer. Birkaç soruyu yanıtladıktan sonra bu duygu kendiliğinden yok olur. Değişimi hissetmezsiniz bile.
KOLAY SORUYLA BAŞLAYIN Size önemli bir ipucu: YGS’de sorular 5 farklı kategoride hazırlanıyor. Soruların yüzde 10’u çok kolay, yüzde 20’si kolay, yüzde 40’ı normal, yüzde 20’si zor ve yüzde 10’u da çok zor düzeydedir. Sınavdan niye korkuyorsunuz? Soruların yüzde 70’i rahatlıkla çözülebilecek türden. Zor sorularla uğraşıp vakit kaybetmek yerine, o süre zarfında 3 kolay soruyu yanıtlamanız daha akıllıca olur. Şunu unutmayın: Zor soruların da, kolay soruların da puan değeri aynı; her ikisi de size aynı puanı kazandırır, dolayısıyla kısa sürede ne kadar çok doğru soru yaparsanız, o kadar iyi olur.
YARIN: Aceleci davranmayın, cevapları atmayın