Seksin sağlığa ve yaşam kalitesine olan faydalarını gösteren çalışmalar artıyor. Gerçekten de tatminkar bir cinsel yaşam hem kadınların hem de erkeklerin daha uzun süre kaliteli bir ömür sürmesini sağlıyor. 10 yıl genç gözükmek için düzenli seksSeks vücutta başta mutluluk hormonları olmak üzere pek çok kimyasalı salgılatıyor. Mesela haftada iki kez cinsel ilişki yaşamak bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. Düzenli seks hayatı olanlarda bağışıklığı koruyan maddeler yüzde 30 daha fazla salgılanıyor. Kış aylarına girerken bu önemli bir bilgi! Seks sayesinde hem seks hormonları hem de diğer hormonlar daha düzenli çalışıyor. Cinsellik kan dolaşımını hızlandırarak vücudun uç noktalarının daha iyi kanlanmasını sağlıyor. Seksin ağrıları hafifletme, stres hormonlarını azaltma gibi faydaları da var. Kaliteli bir cinsellikte partnerler arasında bağlılık hormonu salgılanıyor. Bu sayede cinsellik çifti birbirine yaklaştırıyor. 3500 çift üzerinde yapılan bir çalışma haftada 3 kez cinsellik yaşayan çiftlerin, periyodik beraberlik yaşamayanlara göre yaklaşık 10 yıl daha genç gösterdiğini ortaya koydu. Yani genç gözükmenin yollarından biri mutlu bir seks yaşamı. Üstelik seks size kilo da verdiriyor. Yayınlanan bir çalışmaya göre yaklaşık 20 dakikalık seks erkeklerde 100, kadınlarda 70 kalori harcatıyor. Bu da yaklaşık olarak erkeklerde dakikada 4, kadınlarda ise 3 kaloriye denk geliyor. Tüm bu özellikleriyle seksin en doğal antiaging yöntemi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Uzun yaşam şansını artırıyorSon dönemde Amerika’da 60 yaş üzeri 1200 kadını inceleyen bir araştırmaya göre keyifli bir cinsellik uzun yaşama şansını da artırıyor. Cinselliğin yaşandığı sıklık ve ilişki rutini değişse de, 60 yaş üzerinde tatminkar bir cinsel hayatı hayal değil. Menopoz sürecinde yaşadığınız hormonsal değişimleri, sağlık sorunları ve kullandığınız ilaçların yan etkilerini, eşinizle olan ilişkinizi, hayat streslerinizi, geçmiş ilişki ve cinsel yaşam öykünüzü dikkatle inceleyin. Eğer cinsel istek, uyarılma ve orgazm fonksiyonlarınızda bir değişim yaşıyorsanız vakit kaybetmeden bir uzmana başvurun. “Artık bizden geçti” anlayışında olmayın. Unutmayın, her cinsel sorununun tedavisi vardır. Özellikle yaşlılık yıllarında keyifli bir cinsel yaşam, hem fiziksel ve psikolojik sağlığınızı korur. Seksin depresyona faydası Sonbahar ve kış aylarında azalan güneş ışığı vücudunuzun iç saatini ayarlayan yani uyanık veya uykuda olduğunuzu belirleyen vücut ritminizin bozulmasına yol açabiliyor. Uykuda salınan bir hormon olan melatonin uzun kış geceleri boyunca gereğinden fazla salgılanarak uyku artışı ve depresyona neden oluyor. Mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin de azalan gün ışığı ile daha az salgılanıyor. Tüm bunlar mevsimsel duygu durum bozukluğu olarak bilinen ve depresyona oldukça benzeyen bir soruna zemin hazırlıyor. Kış aylarında perde ve panjurları açarak evinizi gün ışığı ile doldurmanız mevsimsel duygu durum bozukluğundan korunmanıza yardım edecektir. Kendinizi üzgün, yorgun ve stresli hissettiğiniz dönemlerde günde 30-40 dakikalık yürüyüşler yapın. Kadınlarda 10 seks düşmanı- İlişkideki duygusal problemler- Günlük stres ve yorgunluk, iş-aile-ev hayatındaki sıkıntılar- Altta yatan hastalıklar- Cinsel sorunlar (cinsel isteksizlik, uyarılma problemi, orgazm sorunu, cinsel ağrı, vajinismus, haz alamama gibi)- Partnerin cinsel sorunu - Kullanılan ilaçlar (örneğin bazı antidepresanlar)- Yanlış cinsel bilgiler - Yaşam tarzı yanlışları (kötü beslenme, hareketsiz bir yaşam, kilo fazlalığı, sigara-alkol kullanımı gibi)- Cinsellikle ilgili arzu, düşünce ve hisler ile cinsel sorunları partnerle paylaşmamak- Rutin, heyecandan ve duygusal yakınlıktan yoksun bir cinsel yaşamHedef günde 10.000 adım!Son yıllarda moda olan pedometreler yürüyüş yaparken egzersiz-aktivite yoğunluğunuzu da ölçüp ve izlenebilir hale getiren son derece kullanışlı aletlerdir. Sağlıklı bir cinsellik için hedef 10.000 adım olmalıdır. Bu da 60 -90 dakikalık yürüyüş demek..
Kadınlarda cinsel isteksizlik dünyada en sık görülen cinsel sorun. Libido kaybının altında pek çok sorun yatıyor. Beslenme şekli de cinsel istek kapasitesi üzerinde etkili. Araştırmalar 2 yıl boyunca Akdeniz diyeti uygulayan kadınlarda cinsel işlevlerin iyileştiğini gösteriyor. İşte size libido ve cinsel tatmini arttıracak orgazmik bir diyet planı...Amaç cinsel gücü ateşlemek Orgazmİk diyet cinsel gücü ateşleyecek öneri leri içeriyor. Cinsel isteği etkileyen seks hormonlarında artış, beyinde libido ve cinsel arzuyu yöneten dopamin-serotonin gibi kimyasalların dengelenmesi, cinsel bölgeye giden kan akışının artması ve cinsel kasların güçlenmesi ana hedefleri oluşturuyor. Kısa öneriler¦ Daha yüksek seks hormonları için: Kadınlık ve erkeklik hormonları kadında cinsel isteği ortaklaşa yönetir. Yağsız etler, deniz mahsülleri ile tahıllar seks hormonlarını yükseltir. Brokoli, brüksel lahanası, karnabahar gibi kış sebzelerinde bulunan indol-3 maddesi de hormonları düzenliyor. Kızartmalık yağlardan ise uzun durun. Bunun yerine sağlıklı bitkisel yağlara ve balık gibi daha sağlıklı proteinlere yönelin. Hamilelik ve emzirme dönemleri dışında evening primrose oil gibi desteklerle kadınlık hormonlarınızı destekleyebilirsiniz. Hekiminize danışarak kullanın. ¦ Daha dengeli serotonin ve dopamin salgısı için: Haftada 2-3 kez (buğulama veya ızgara hazırlanmış) deniz balığı veya Omega-3 zengini soğuk su balıklarını tüketin. EPA-DHA desteklerini hekiminize danışın. Ceviz ve ketentohumu Omega-3’ten zengin. Sağlıklı beyin kimyasalları için kaliteli bir uyku çok mühim. Uykuya destek olan triptofan maddesi mutluluk hormonlarının yapımında kullanılıyor. Bu madde süt, tahıllar, peynir, muz ve hindi etinde bolca bulunuyor. Akşam yemeğinden birkaç saat sonra bu yiyecekleri içeren ufak bir ara öğün atıştırmanız uykunuza fayda sağlayacaktır. En az 4-5 ay devam edeceğiniz düzenli bir egzersiz programı da beyin kimyasallarını dengeliyor. Yine hekiminize danışarak yoğun stres altında siberya ginsengi veya kış depresyonunda st john wort gibi destekleri deneyebilirsiniz. ¦ Daha güçlü cinsel kaslar için: Kegel gibi pelvik kas çalışmaları yapın. Daha da iyisi biofeedback sistemleriyle cinsel kaslarınızı eğitin. Kas yorgunluğu yaratacak aşırı kafein-alkolden ve sigaradan kaçının. Kafeini kilo başına 3-4 mg, toplamda 200-225 mg’a sınırlayın. Bir fincan filtre kahvede 150-200 mg, türk kahvesinde 50 mg, espressoda 100 mg, bir bardak çayda 50 mg ve kolalı içeceklerde 35-50 mg kafein bulunuyor. B vitamini eksikliğiniz olup olmadığını kontrol ettirin. Kas sağlığına iyi gelen magnezyumu yulaf kepeği, badem, ketentohumunda bulabilirsiniz. Koyu yeşil yapraklı sebzeler (roka, ıspanak gibi), havuç, domates, soğan sağlıklı seçimlerdir. Vücutta ödem olması cinsel fonksiyonları ve cinsel kasları olumsuz etkiler. Günde bir tatlı kaşığı tuzu geçmeyin. Ancak bu miktar gizli tuz kaynaklarını da içeriyor. Hazır soslar, konserve gıdalar, tuzlu kraker ve atıştırmalıklar, işlenmiş etler, fast-food ürünleri kısıtlayın.¦ Daha canlı cinsel damarlar için: Kan şekeri-kolesterol ve tansiyonunuzu kontrol altında tutun. Kan şekerini yavaş yükselten tam tahıllı ürünlerden yulafın cinsel gücü arttırdığı biliniyor. Hekiminize danışarak kan şekeri dengesine yardımcı olan Alfa-lipoik asit ve Koenzim Q10 gibi damar destekleri ile L-arginin gibi cinsel bölgeye giden kan akışını arttıran aminoasitlerden yardım alın. Meyveleri organik ve mevsiminde seçin. Elma, armut, nar, böğürtlen, portakal sağlıklı seçimlerdir. Günde 1-3 fincan yeşil çay (içine çubuk tarçın-vanilya veya zencefil ile hazırlayabilirsiniz) tüketin. Neyi ne zaman yiyeceksiniz?Cinsel performansınızı arttırmak istiyorsanız, neyi ne zaman yediğinize dikkat etmelisiniz. Örneğin yoğun bir iş gününde, hiç ara öğün yapmadan uzun süre aç kalıp, üstüne trafikte saatler geçirdikten sonra eve varıyorsanız akşam yemeğine saldırmanız normaldir. Ancak böyle bir öğün sizi ağırlaştıracak ve uykunuzu getirecektir. Bu kadar yorgun, ağır ve halsiz hissediyorken seks performansınızın üst seviyede olmasını beklemeyin. Bunun yerine kuvvetli bir kahvaltı yapın. Karbonhidratlı gıdaları öğle saatlerinde tüketin. Akşamüzeri 3 ve 5’te küçük ara gıdalar tüketin. Akşamı hafif ve protein ağırlıklı geçirin. Aşırı alkolden kaçının. Göreceksiniz sizi ve eşinizi şaşırtacak bir performans sergileyeceksiniz. Doğal afrodizyaklar¦ Roka, maydanoz, kekik ¦ Çilek ve muz ¦ Sarımsak ve soğan ¦ Deniz mahsülleri, balık ve istiridye ¦ Fındık, ceviz, badem, antep fıstığı, kuru incir ¦ Kereviz ¦ Yeşil çay ¦ Tarçın, vanilya ¦ Saf kakao veya yoğun kakaolu bitter çikolata
Son yıllarda özellikle stresli bir hayatın cinsel sorunları artırdığını gözlemliyorum. Eş-aile problemleri, maddi kaygılar, iş yeri çatışmaları, çocuklara dair endişeler, vakitsizlik kadınları cinsellikten soğutuyor. Üstelik sorun sadece stresin yarattığı psikolojik baskı ile sınırlı kalmıyor. Yoğun ve kronik stres cinsel hormonları etkiliyor, cinsel fonksiyonları zedeliyor.Libidonun baş düşmanı: StresHerkes günlük hayatında stresle karşı karşıya kalıyor. Stresi yok etmenin pek de mümkün olmadığını söylemeliyiz. İster iş yerinde sinirlenin, isterse trafikte bunalın strese girdiğinizde, vücudunuzda kortisol-adrenalin gibi stres hormonları salgılanıyor. Bu hormonlar sürekli üretildiklerinde ise baş ağrıları, sinirlilik, öfke, konsatrasyon güçlüğü, depresyon, endişe, kas gerginliği, yeme atakları, yüksek tansiyon, mide-bağırsak sorunları, düşük bağışıklık gibi bir dizi problem gelişiyor. Tüm bu problemlere ek olarak ruhsal sıkıntı yaratan her durumun cinsel fonksiyonlarınızı da etkileyeceğini bilmelisiniz. Stres başta cinsel isteği baskılıyor. Cinsel istek olmadığında da uyarılma, kayganlık sağlama, orgazm fonksiyonları sekteye uğruyor. Kadın cinselliğinde organik nedenlerin yanı sıra duygusal ve psikolojik faktörler çok önemli, hatta erkek fonksiyonlarına göre daha ön planda.O gün yaşadığınız akut bir stres kısa süreliğine (birkaç günlüğüne) cinsel problem yaratırken, kronik stres uzun vadede seks hormonlarını azaltıyor ve artık organik anlamda tedavi gerektiren bir tablo ortaya çıkıyor.Kısırdöngüyü kırmak iemaienhak iehan- Stresin yarattığı kısırdöngüyü kırmaktaki ilk adım stresli olduğunuzun farkına varmak. Bunu fark edip, zihin ve beden sağlığınıza olan etkileri kabullendiğinizde çözümün de ilk adımını atmış oluyorsunuz. Ancak her zaman kendi kendinize stresinizi azaltmanız, en azından yönetmeniz ya da cinsel sorunlarınızı aşmanız mümkün olmuyor. Kronik strese bağlı olarak 2-3 ayı aşkın süredir cinsel fonksiyon problemi yaşıyorsanız, bir uzmana başvurmanız gerekiyor. Bu durumda cinsel fonksiyonlar, hormon seviyeleri, metabolizma parametreleri, beslenme-egzersiz durumuna ek olarak eşinizle aranızdaki çatışmalar, hayatınızdaki stres kaynakları, endişe veya depresyon sorunlarınızın birlikte inceleneceği görüşmeler yapılıyor. Bunların sonucunda ise hem stresle baş etmeniz, hem eşinizle olan ilişkinizi kuvvetlendirmeniz hem de cinsel performansınızı arttırmanız için öneriler veriliyor.Kısırdöngüyü kırmak- Stresli pek çok kadında kilo artışı, kötü beslenme, egzersiz yapmama, alkol-sigara gibi yaşam tarzı yanlışları artıyor. Yanlış yaşam tarzının eklendiği ruhsal ve bedensel gerginlikler cinsel fonksiyon problemleri yaratıyor. Cinsel motivasyon kayboluyor, cinsellikte havaya girme zorlaşıyor. Eşi reddetme, cinsellik sırasında konsantre olamama, cinsel arzu duymama, cinsellik sırasında seksüel hislerin kaybı, haz alamama gibi sıkıntılar yaşanıyor. Bu da eşle gerginliklere, tartışmalara, ilişki çatışmalarına dönüşüyor.Televizyon izlemek yerine yatak odanıza uykunuz gelmeden gidin- Ağır yemeklerden kaçının: Sağlıklı bir beslenme planı stresi azaltabiliyor. Omega-3’ten zengin zeytinyağı ve balığı, B vitaminlerinden zengin tam tahıllıları, yağsız et ve süt ürünlerini ve taze sebze-meyveleri diyetinize ekleyin. Özellikle kan şekerinizi aşırı arttırıp uykunuzu getirecek ağır yemeklerden cinselliğin yaşanacağı saatlerde kaçının.- Daha çok egzersiz yapın: Egzersiz yapmak için kendinizi yorgun hissetseniz de, mutlaka gün içinde yürüyüşler ve hafif kültür-fizik hareketleri yapın. Stresin vücudunuzda biriktirdiği stres hormonlarını egzersiz ile vücudunuzdan atabilirsiniz. Fazla stresin aldırdığı kiloları vermeniz ve kendinizi daha fit hissetmeniz de cinsel anlamda motive edici olacaktır.- Alkolü azaltın: Stres sigara ve alkol bağımlılığını arttırıyor. Yoğun alkol alan kadın ve erkeklerde cinsel fonksiyonlar bozuluyor.- Uykunuzu düzenleyin: Aşırı stres, uykunuzu bölebilir, erken uyanma veya geç uyumaya neden olabilir. Oysa uyku vücudunuzu dinlendiren, yenileyen ve canlandıran bir süreçtir. Uyku öncesi kafeinden uzak durun. Bir gün sonra yapacağınız işlerin listesini bir deftere not ederek, kafanızdaki “sesleri” azaltın. Veya seks yaparak daha keyifli bir uyku uyuyun.- Önceliklerinizi belirleyin: Hayattaki önceliklerinizi belirleyin ve enerjinizi buraya aktarın. Bu önceliklerin arasında cinsellik varsa, akşam televizyon izlemek yerine cinselliğe vakit ayırın. Unutmayın, siz veya eşiniz koltukta uyuyakalıyorsa, cinsellik yaşama ihtimaliniz azalıyor. Yatak odanıza uykunuz gelmeden geçerseniz, daha aktif bir performans sergilersiniz.- Daha çok gülün: Gülmek, keyifli-mutlu vakit geçirmek en başarılı stres-savarlardan biridir. Çok yorgun veya gerginseniz, keyifli bir sinemaya gitmek, birlikte iyi vakit geçirdiğiniz dostlarla bir araya gelmek gibi partnerinle eğleneceğiniz bir aktivite düzenlemek sizi rahatlatacak ve eşinize duygusal bağlarınızı kuvvetlendirecektir.- Yavaşlayın: Stres sonucu aktive olan sempatik sinir sistemi, daha hızlı nefes almanıza, kalbinizin daha çok çarpmasına, kas gerginliğinizin artmasına, kendinizi gergin ve endişeli hissetmenize yol açar. Cinsel olarak iyi bir performans göstermek ise bu sistemin tam zıddı çalışan parasempatik sinir sistemi gereklidir. Bu sistemi çalıştırmak için aceleci davranmamak, hareketlerinizi ve önsevişmeyi yavaşlatmanız işe yarayacaktır.- Ortam yaratın: Stresli bir gün ardından, rahatlamanız ve cinselliğe hazır hale gelmeniz vakit alabilir. Cinsel istek her zaman spontan olarak gelişmeyebilir. Bu durumda cinselliği teşvik etmeniz doğru olacaktır. Loş bir mekan, sevdiğiniz bir müzik, mumlar ve gevşetici bir duş cinsellik için gereken ortamı size sağlar.- Kitap ve filmlerden yardım alın: Pek çok çift birlikte okudukları cinsel içerikli bir kitap veya izledikleri filmle cinsel isteklerinde olumlu değişiklikler olduğunu belirtiyor. Bu konuda partnerinizle konuşun. İkinizin de rahatsız olmayacağı bir ortak nokta belirleyin.- Vakit kaybetmeyin: Eğer tüm çabalarınıza rağmen hala cinsel isteksizlik, uyarılma sorunu veya orgazm problemleri yaşıyorsanız, o zaman artık yardım almanın vakti gelmiş demektir. Bu durumda vakit kaybetmeden stresin cinsel fonksiyonlarınızı nasıl etkilediği anlamak için bir uzmana başvurun.
Matematik zekası, sosyal zeka, duygusal zeka derken cinsel zeka da nerden çıktı diyeceksiniz. Ancak son yıllarda cinsel tıpta sık kullanılan bir terim cinsel zeka. Kendini-partnerini tanımak, iletişim kurmak, cinsel tatmini arttırmak demek. Keyifli ve mutlu bir performansa ulaştıracak tüm bilgi donanımını, iletişim tekniklerini ve cinsel davranışları kapsıyor. - Kendinizi tanıyor musunuz?Cinsellikte nelerden hoşlandığınızı, hangi davranışların veya pozisyonların sizi mutlu ettiğini, cinsellik ne kadar sık veya sürede yaşandığında tatmin olduğunuzu düşünmelisiniz. Böylece eşinize bunları doğru aktarabilirsiniz.- Eşinizi tanıyor musunuz?Kadın ve erkek arasında istekve uyarılma anlamında doğal farklılıklar vardır. Kaldı ki her erkek veya her kadın da farklı şeylerden hoşlanabilir. Bunun için partnerinizin sizinle aynı şeyleri sevdiği sonucuna varmayın. Onun nelerden hoşlandığı ancak sorarak öğrenebilirsiniz. - Cinselliğe ne kadar önem veriyorsunuz?İlişkinizde siz ve partneriniz için cinselliğin yeri ve önemi ne kadar konuşmalısınız. Çoğu zaman her iki partner de cinselliğe eşit önem veriyorsa bu çok veya az olabilir- cinsel uyum daha fazla olur.- Cinselliğin sizin için anlamı nedir?Siz daha rahatlama odaklı davranışları benimserken, eşiniz ise sizden romantik sözler-duygu yüklü dokunuşları bekliyorsa hayal kırıklığı ve öfke kaçınılmazdır.- Farklılıkları biliyor musunuz?Erkekte en erojen bölge penis başı ve gövdesiyken, kadında klitoris, dış ve iç dudaklar, vajina girişi en az vajina kadar hatta daha da fazla erojendir. Birçok kadın yalnız cinsel birleşme ile değil çoklu bir uyarı ile orgazma ulaşır. Önsevişme ve birleşme sırasında buna gerektiği önemi vermez ve cinsel birleşmeyi ana odak belirlerseniz çift olarak memnun olmanız güçleşir.- İstekleriniz ne kadar uyumlu?Bir tarafın daha fazla istek duymasına sık rastlanır. Bu siz veya partneriniz olabilir. Kadınlarda cinsel isteğin her ay adet döngüsüyle, hamilelik-lohusalık-emzirme dönemlerinde, menopoz öncesi ve sonrasında farklı olması doğaldır.- Nasıl bir performans hedefliyorsunuz?Kendiniz ve eşiniz için ulaşılması zor, ütopik hedefler belirlerseniz cinsel tatmin hissetmeniz güçtür. Sizin her seferinde kolaylıkla ve her pozisyonda orgazm olmanız ne kadar gerçekçi değilse eşinizin de her defasında çok uzun süre boşalmadan, sertliği kaybetmeden, hatta gecede üç-dört kez performans göstermesi zordur. Eşinizde var olan erken boşalma, sertliği elde etme-sürdürmede güçlük, devam eden cinsel isteksizlik gibi sorunlarda ona destek olmalı ve tedavide eşlik etmelisiniz.- Kıramadığınız kalıplarınız var mı?“Kadın cinselliği başlatmaz” “Erkek cinselliğe hep hazırdır” “Olgun kadın bir tek birleşmeyle orgazm olmalıdır”, “Başarılı erkek üstüste sevişebilir” ve daha pek çok şehir efsanesi cinsel özgüveni düşürüyor ve psikolojik yük getiriyor.- Onunla konuşabiliyor musunuz?Cinsel sorun yaşayan erkek ve kadınların büyük bölümü problemlerini eşleriyle konuşmuyor. Cinsel sorunlarınızı kabul ederek işe başlayın. Sonra açık yüreklilikle, eleştirmeden, çözüm odaklı eşinizle konuşun. - Yeniliklere açık mısınız?Özellikle uzun süreli ilişkilerde cinsellik seyrekleşip rutinleşebiliyor. Oysa çoğu erkek ve kadının cinsellikte sevdikleri davranışlar, uyarı noktaları, cinselliğin zamanı değişiyor. Hep aynı şeyler yerine hoşlandığınız yeni davranışları eşinizle konuşup cinsel rutininize dahil ederseniz cinsellik çok daha uzun süre heyecanını korur. - Çift olarak nasıl yaşıyorsunuz?Eğer çift olarak ağır-yağlı yemeklerle besleniyor, sigara içiyor, hiç spor yapmıyorsanız performansınız düşer. Hem cinsel tatmin hem de cinsel hormon ve damarlarınız için doğru yaşam alışkanlıkları edinin.-Doğru tedavi alıyor musunuz?Cinsel şikayetlerde kulaktan dolma bilgilerle hareket ediyorsanız sorun büyüyor. Eşinizle cinsellik hakkında konuşurken:- Herşeyden önce iyi bir dinleyici olun. - Konuşmaya olumlu başlayın. Onun sevdiğiniz beğendiğiniz özelliklerini-davranışlarını dile getirin. - Tüm duygu ve düşüncelerinizi belirtin, eşinizin aklınızı okumasını beklemeyin.- Onu eleştirmekten çok kendi istek ve arzularınızı söyleyin.- Eşinizle aynı fikirde olmasanız bile onun hislerine duyarlı davranın. - Problemlerinizi abartmayın, gerçeğe sadık kalın. - Tartışmalarda adil olun ve geri alamayacağınız sözleri söylemeyin.- Sorunlar karşısında hemen ve aşırı tepki vermekten kaçının.- Cinsel sorunları tartışma ortamında konuşmayın. Sakinleşmeyi bekleyin. Eleştiri ve kırıcı sözlerden uzak durun. - Bir takım olduğunuzu unutmayın, birbirinize karşı değil birlikte mücadele verin. Devam eden sorunlarda birlikte bir uzmana başvurun.
Aşk kasları olarak bilinen pelvik adaleler cinsel bölgeyi bir ağ gibi kaplar. Bu kasların aynı damarlar, hormonlar ve sinir sistemi gibi cinsel sağlıkta önemli işlevleri var. Sağlıklı aşk kasları cinsel zevk ve tatmin hislerine katkıda bulunuyor, cinsel bölgeye giden kan akışını düzenliyor.Kaslar belli bir şiddette kasıldığında kadında cinsellikte kayganlık sağlanması ve uyarılma için gereken kan akışı artışını sağlıyor. Hatta kadın orgazmında kasların rolünü gösteren pek çok çalışma var. Bu yüzden “aşk” kaslarınızı tanımanız ve onları nasıl çalıştıracağınızı öğrenmeniz çok mühim.Azı karar çoğu zarar!Aşk kaslarının çalışmasında denge çok önemli! Kasların az çalışması da çok çalışması da cinsel sorunlara yol açabiliyor. Bu kasların bir kısmı vajina giriş açıklığını kontrol ediyor. Kasın tonusunda yani kasılma kuvvetinde bir azalma olduğunda kadında cinsellikten alınan zevk alıyor. Bu durumda kasları kuvvetlendirmek gerekiyor. Aşk kasları kontrolsüz olarak kasıldığında ise vajina girişi daralıyor. Vajinismus ve ağrılı cinsel ilişki gelişebiliyor. Bu durumda da kasları kontrollü olarak gevşetebilmek ana hedef oluyor.Kasların yerini tayin etmek kolay bir yöntem denenebilirKas egzersizlerine başlamadan önce aşk kaslarının nerede olduğunu anlamanız gerek. Ancak bu kasların yerini tayin etmek kolay değil. Kasların yerini bulmak için kolay bir yöntem deneyebilirsiniz. Bir daha tuvalete gittiğinizde idrarınızı yaparken tutmayı deneyin. Daha sonra tekrar idrar yapmaya devam edin ve bir kez daha idrarı tutun. İşte cinsel bölgenizi çevreleyen aşk kaslarının bir kısmını fark ettiniz. Aynı çalışmayı bir dahaki sefer idrar yaparken değil, boş mesane ile rahat bir koltukta otururken veya uzanırken deneyeceksiniz. İdrarı tutup bırakma egzersizini uzun sürekli tekrarlamayın. Bu tam tersine uzun vadede kasları zayıflatır.Kegel egzersizi önemlidirİdrarınızı tutup bırakarak kasların yerini tayin ettikten sonra mutlaka boş mesane ile rahat bir koltuğa oturun veya uzanın. Aşk kaslarınızı kuvvetle sıkın ve tutun. Buna Kegel egzersizi diyoruz. 3-5 saniye kasları kastıktan sonra gevşetin ve 5 saniye dinlenin. Birkaç kez bu egzersizi tekrar edin. İlk başladığınız dönemde kaslarınız hızlıca yorulabilir. Yeni başlayanlar için 5 tekrar (kasma-gevşetme ve dinlenme ) iyi bir rakamdır. Çalışmaları her gün uygularsanız, kaslarınızı giderek daha uzun süre kasılı tutabilir ve daha çok tekrar yapabilirsiniz. Bir seferde kaslarınızı yaklaşık 10 saniye kasıp rahatlatabiliyor ve bunu 10 kez tekrarlayabiliyorsanız iyi bir noktaya gelmişsiniz demektir. Bu şekilde günde 3-4 kez 10’ar tekrar ile bu çalışmaya devam edebilirsiniz. Her çalışma yaklaşık 5-10 dakika alacaktır. Uzun vadede kuvvetlendirdiğiniz kasları korumak için çalışma sayısını günde 2’ye indirebilirsiniz. BUNLARI YAPMAYIN1. Kaslarınızı aşırı çalıştırmayın: Bu size fayda değil zarar getirir. Her egzersizde olduğu gibi yavaş yavaş tempoyu ve şiddeti arttırmak daha doğrudur. Ağrı veya rahatsızlık hissederseniz ara vermeyi unutmayın.2. Yanlış kasları kasmayın: Pelvik kasları çalıştırırken karın, kalça ve bacak kaslarınızı kasmamaya dikkat edin. Bu birçok kişinin yaptığı bir hatadır ve Kegel çalışmalarının etkisini azaltır. 3. Vücudu gevşetin: Kas çalışmalarını uygularken sakin bir şekilde nefes alıp verin ve vücudunuzun geri kalanının rahat olduğundan emin olun.4. Hep aynı yerde uygulamayın: Bu çalışmalara bir kez alıştığınızda trafikte, yemek arasında, bilgisayar karşısında, sinema da bile uygular hale gelirsiniz. Egzersizlere çeşitlilik katın.5. Boşa kürek çekmeyin: Bu çalışmalar daha kapsamlı pelvik kas eğitimlerinin sadece bir parçasıdır. Eğer belli bir süre geçmesine rağmen kaslarınızda bir fark hissetmiyorsanız boşa kürek çekmeyin bir uzmana başvurun. Profesyonel bir kas koçu: BİOFEEDBACKKegel gibi bireysel olarak uygulayabildiğiniz kas çalışmaları her kadın için kolay olmaz. Kasların yerini bulmak, doğru kası çalıştırmak, diğer kas gruplarını gevşek tutarak cinsel kas egzersizlerini yapmak sıkıntı yaratıyorsa profesyonel bir kas koçuna başvurabiliyoruz. Biofeedback normalde farkına varmadığımız vücutta işlevlerini bir monitör aracılığı ile takip etmemizi sağlayan bir sistem. Biofeedback ile klinik bir ortamda pelvik kas tonusunu ölçmek ve pelvik kasları çalıştırmak mümkün oluyor. Pelvik biofeedback’te farkına varmadan az veya çok çalıştırdığınız aşk kaslarınızı bir monitör ile takip ederek doğru çalıştırmayı öğreniyorsunuz. Ekranda yer alan eğrilerden pelvik kaslarınızın kasılma şiddetini izliyorsunuz. Uzmanın verdiği kas komutlarını yaptığınızda eğrilerin hareketine göre ne şiddette kasıldığınızı ve hangi kası çalıştırdığınızı öğreniyorsunuz.Aşk kaslarını tehdit eden risk faktörleri- Hareketsizlik: Her kas grubunda olduğu gibi pelvik kaslar da çalışmadığında güçsüzleşir.- Kilo fazlalığı: Aşırı kilo ve obezite pelvik taban üzerinde ekstra yük yaratır. - Kabızlık: Kronik kabızlık ve ıkınma hareketi pelvik kasların zayıflamasına yol açabilir.- Kronik öksürük: Bronşit veya sigara içmek gibi bir nedenle kronik olarak öksürenlerde pelvik taban gevşeyebilir.- Yaşlanma: İlerleyen yaşla birlikte genel kas dokusundaki zayıflama pelvik kaslarda da hissedilir.- Ağır kaldırma: İş nedeniyle veya günlük hayatta sık sık ağır eşya kaldıranlarda pelvik taban üzerindeki baskı artar.- Ameliyatlar: Pelvik tabandaki sinirlere hasar verecek ameliyatlar veya travmalarda da kaslar zayıflayabilir.
Cinsellikten keyif alamayan, haz duymayan, arzu ettiği zevki yakalayamayan çiftlerde birbirini suçlama sık görülüyor. Oysa bu sorunlar bazen kadın ve erkek cinsel anatomisindeki, fizyolojisindeki farklılıklardan kaynaklanıyor. Bu farkları bildiğinizde eşinizle cinsel iletişiminiz güçleniyor, daha keyifli bir cinsel rutine kavuşuyorsunuz. Kadında duygusal yakınlık ön planda¦ Kadın ve erkeklerin cinselliğe bakışı pek çok açıdan değişiklik gösteriyor. Öncelikle kadın cinselliğinde psikoloji ve duygular çok ön planda. Birçok kadın için cinsellik yatak odasından çok önce başlıyor. Romantik sözler, duygusal bir yaklaşım kadınları cinsel olarak motive ediyor. İlişkisinde bu yakınlığı bulamayan kadınlar için cinsellikten alınan tatmin de azalıyor. Hatta bazı çalışmalara göre kadın beyninin cinselliğe hazır hale gelmesi yatak odasından çok önce başlıyor. Özellikle sözel iletişim kadın cinselliğinde önemli. Bazen bir iltifat, bir mesaj, bir sohbet cinselliğe hazırlayıcı olabiliyor. Tam tersine ilişki çatışmaları, iletişim sorunları, günlük stresler cinsel sorunlara zemin hazırlıyor. Bunun yanında, kadınlar çoğu zaman evlilik hayatına cinsel bilgi eksikliği içinde giriyorlar. Kendi cinselliklerini eşle keşfediyorlar. Dolayısıyla, çoğu zaman eşlerinin cinselliği başlatmasını ve sürdürmesini bekliyorlar. Eşlerinin içgüdüsel olarak kendisinin düşünce ve isteklerini anlamasını arzu ediyorlar. Bu durum ise eşlere performansta başarılı olma baskısı şeklinde yansıyabiliyor. Erkeklerde cinsel içgüdüler devrede? Erkeklerde cinselliğin fiziksel yönü biraz daha ön planda oluyor.Erkekler eşlerinin neden bu kadar uzun bir hazırlığa ihtiyaç duyduğunu anlamakta zorluk çekebiliyor. Yine erkek vücudu kadınlara göre cinselliğe daha hızlı hazır hale geliyor ve daha direkt uyarılıyor. Kadınların erkeklere göre tatmin süresi 2-3 kat daha uzun. Üstelik her kadın her ilişkide spontan şekilde orgazm olamayabiliyor. Bazen bu fark erkeklerde stres yaratıyor. Kendileri gibi hızlı uyarılmayan veya hızlı orgazm olmayan partnerler erkeklerin kendilerini yetersiz görmesine yol açabiliyor. Bu durumda erkek bu farktan dolayı eşini suçlayabiliyor. Falcılık yapmayın, hislerinizi partnerinizle paylaşın? Cinsel sorunlar karşısında da erkek ve kadınların farklı tepkiler verdiğini görüyoruz. Örneğin eşi sertleşme problemi yaşayan bir kadın “Artık beni beğenmiyor”, “Ona yeterince çekici gelmiyorum” veya “Galiba beni aldatıyor” şeklinde düşünebiliyor. Eşinde erken boşalma problemi olan bir kadın ise “Ne kadar bencil, hep kendi zevkini düşünüyor” diye düşünerek öfkelenebiliyor. Eşi isteksizlik yaşayan bir erkek reddedilmiş hissederken, eşinde orgazm şikayeti olan bir erkek kendini yetersiz hissedebiliyor.Oysa cinsel sorunlar sadece psikolojik problemler değildir. Bu nedenle kendi kendine falcılık yapmamak, bu sorunların altında ciddi organik problemlerin de yatabileceğini bilmek gerekiyor. Israrcı olarak devam eden cinsel sorunlarınızda partnerinizle suçlamadan, eleştirmeden, kırıcı olmadan konuyu konuşmak, hislerinizi paylaşmak sonra da bir tedavi arayışına gitmek şart! Psikolojik olmayabilirCinsel sorunlar sadece psikolojik problemlerden kaynaklanmayabilir. Tedavi olmaktan korkmayın. Cinsel sorunlar ortak probleminizdir? Unutmayın, mutlu çiftler ‘benim sorunum’ veya ‘senin sorunun’ değil ‘bizim sorunumuz’ diyebilen, ilişki ve cinsel sorunlarını çözebileceğine inanan çiftlerdir. Biz de artık birçok cinsel sorunda çifti birlikte değerlendiriyor ve birlikte tedaviye alıyoruz. Özellikle eşi destekleyici olan kişilerde tedavi süreci hem kolaylaşıyor, hem de hızlanıyor. Cinsel sorunları bireysel sorunlar olarak gören, partnerini suçlayan, tedaviye katılmak istemeyen, “Bu senin problemin, sen tedavi ol” anlayışıyla hareket eden çiftlerde ise evlilik ve cinsel sorunların tedavisi güçleşiyor. Oysa artık her cinsel sorunun bir çözümü vardır. Önemli olan partnerinizle birlikte hareket etmeniz ve cinsel sorunlar ilişkinizi etkilemeden çözüm arayışına gitmenizdir.
Yaz yorgunluğu, sıcak hava, vücutta değişen elektrolit dengesi genel bitkinliğin yanı sıra cinsel enerjiyi de düşürüyor. Cinsel istek azalıyor, kadınlar arzu duysa bile cinselliğe başlayıp devam ettirmede motivasyon eksikliği yaşayabiliyor. İşte size yaz aylarında cinsel enerjinizi arttıracak 15 öneri.- Sağlık sorunlarınızı kontrol ettirin: Şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları, yüksek kolesterol, kanser, hormonsal dengesizlikler, jinekolojik sorunlar, enfeksiyonlar ve depresyon gibi sağlık sorunları kadınlarda libido düşüne, orgazm ve uyarılma sorunlarına yol açabiliyor. Bu nedenle var olan sağlık problemlerinizi kontrol ettirin.- Kullandığınız ilaçları gözden geçirin: Bazı tansiyon ilaçları, depresyon ve endişe ilaçları, uyku hali yaratan sedatifler ve bazı hormon ilaçları cinselliğinizi etkileyebilir. Yeni başladığınız bir ilaç sonrası istek ve uyarılma sorunları yaşıyorsanız hekiminize danışın. Antidepresan ilaçlar ilaçları kullanırken de cinsel performansınız arttıracak yöntemler vardır.- Sağlıklı bir kilo aralığına inin: Seks hormonlarının optimum çalışması için vücut kitle endeksinizi (kilo/boy2) 25’in ve bel çevrenizi 80 cm altında tutun.- Sağlıklı ve dengeli bir beslenme planı yapın: Hormon fonksiyonlarınızı olumlu yönde etkileyecek Akdeniz mutfağına ağırlık verin. Cinsellik öncesi ağır-yağlı-tuzlu-şekerli yiyeceklerden kaçının.- Kötü alışkanlıkları bırakın: Sigara içen kadınlarda cinsel bölgede uyarılma düşer. Sigarayı bırakın, alkolü kısıtlayın.- Düzenli egzersiz yapın: Her gün 30-60 dakikalık yürüyüşler yaparak cinsel bölge damarlarını canlandırın. Bu yürüyüşleri eşinizle beraber yapıp ilişkinize keyif de katabilirsiniz. Yüzme de iyi bir seçenek.- Stresinizi yönetin: Günlük yaşadığınız stresin kökenini saptamaya çalışın. Değiştirebileceğiniz stres kaynaklarını bulup değiştirin. Yoga, nefes çalışmaları gibi rahatlatıcı çalışmaları öğrenin.- Uyku sorunlarınızı çözün: Uyku sorunları cinsel fonksiyonları azaltabilir, sizi yorgun ve bitkin bırakabilir. Düzenli ve kaliteli bir uyku düzeni edinin. Tatildeyseniz öğle saatlerinde mutlaka şekerleme yapın.- Odaklanın: Cinselliğe başlarken aklınızın rahat olduğundan emin olun. Cep telefonu, kapı gibi rahatsız edici faktörleri kaldırın. Sadece eşinizin dokunuşlarına ve hislerinize odaklanın.- Bol su için: Yaz aylarında aşırı terleme ile oluşan sıvı kaybı vücutta elektrolik dengesizliği yaratarak sizi halsiz bırakabilir. Mutlaka bol su için ve su içeriği yüksek gıdaları (yeşillik, meyve-sebze gibi) tüketin.- Cinsel sorunları alınyazısı kabul etmeyin: Cinsel sorunu olan kadınların yaklaşık yüzde 90’ı doktora başvurmuyor. Her türlü cinsel sorununuzun bir tedavisi olduğunu sakın unutmayın. Önemli olan zamanında doktorunuza başvurmanızdır.- Yatak odanızı keyifli hale getirin: Yumuşak bir ışık, rahat bir yatak, sevdiğiniz bir müzik cinselliği aktive eden sinirleri ateşler. Böylece cinsel isteğinizin uyanması ve cinselliğe konsantre olmanız kolaylaşır.- Zevke odaklanın: Cinselliği geçiştirmeyin, hızla tamamlamaya çalışmayın. Hoşlandığınız davranışları, beklentilerinizi ve arzularınızı eşinizle paylaşın. Yavaş ritmik dokunuşlar ile cinselliğe başlayıp haz alarak tamamladığınızda motivasyonunuz da yükselecektir.- Engelleri kaldırın: Cinsellikte ağrı yaşamak veya vajinismus sorunu, kuruluk şikayeti, gecikmiş orgazm en önemli cinsel istek düşmanlarıdır. Bu sorunlar için mutlaka yardım alın.- Kendi reçetenizi yazmayın: Cinsel sorunların tedavisinde el altından veya internet üzerinden satılan sahte veya kopya ilaçlara karşı tedbirli olun. Bu ilaçlar allerjik reaksiyonlara ve enfeksiyonlara neden olabilir. En iyi ihtimalle zarar vermeseler de “Bu ilaçlar bile işe yaramıyorsa benim cinsel sorunumun çözümü yok” inancı doğuruyor.
Vücut imajı denilince anlaşılan sadece nasıl göründüğünüz hakkındaki hislerinizi kastetmiyoruz. Sizin kendinizi nasıl gördüğünüz, başkalarının sizi nasıl gördüğüne dair düşünceleriniz ve vücudunuzla barışık olup olmamanız da anlaşılıyor.Geçtiğimiz senelerde yapılan araştırmalar, her 2 kadından birinin vücut, kilo veya görünüşle ilgili tatminsizlik yaşadığını gösterdi. Bu çok ciddi bir rakam. Kadınlarda vücut imajı sorunları denildiğinde vücudun bir kısmıyla ilgili bir tatminsizlik olabiliyor. Örneğin bazı kadınlar karın, kol veya bacak bölgeleriyle ilgili olumsuz hislere sahip. Bazı kadınlar ise vücut boyutu ve kiloyla ilgili sıkıntı yaşıyor. Diğerleri ise spesifik bir sorunları olmasa da partnerlerinin veya başkalarının yanında vücutlarının nasıl göründüğü ile ilgili kaygı taşıyorlar. Tabii burada sağlık sıkıntıları nedeniyle vücutlarında değişim yaşayan kadınları da unutmamak gerek.Olumsuz bir imaj cinselliği derinden etkiliyor!Maalesef, günümüzde, bu tatminsizlik ve kaygılar, yeme problemlerine kadar uzanan bir dizi sağlık problemi yaratıyor.Cinsel anlamda ise kendini beğenmeyen kadınlarda özgüven kaybı ve depresif bir ruh hali meydana geliyor. Ciddi duygu durum bozuklukları, ilişki ve cinsel sorunlar oluşabiliyor. Cinsel isteksizlik, cinsellikte konsantre olamama, cinsel uyarılma zorluğu ve dolayısıyla da orgazm problemi gibi çeşitli cinsel sorunlar görülebiliyor.Vücutları ile barışık olmayan kişilerde özellikle kendini sosyal yaşamdan uzaklaştırmak, yemekten tamamen alıkoymak, yemek konusunu aşırı takıntı haline getirmek, egzersiz yapmayı takıntı haline getirmek, hiçbir zaman başarılı olmayan bir çok diyet programını takip etmek, yaşam kalitesi ve sağlık yerine nasıl göründüğüne dair takıntı geliştirmek gibi davranışlar görüyoruz.İsteksizlik yatak odasının kapısında başlıyorTüm dünyada en çok konuşulan sağlık problemlerinden biri haline gelen bu takıntıların bizi çok ilgilendiren başka bir bakış açısı da cinsel sağlığa olumsuz etkileri ve kişilerde pek çok cinsel sıkıntılara yol açmaları. Olumsuz vücut imajı beraberinde özgüven eksikliği, cinsel fonksiyon sorunları ve performans düşüşü getiriyor.Hasta cinsellikte de kendini rahat bırakamıyor. Sürekli vücudunun nasıl gözüktüğü ile ilgili kaygı duyuyor. Kendi zevkine, partnerine ve dokunuşlara odaklanamıyor. Bu da cinsellikten kaçınma, cinsellikte kendini rahat bırakamama, cinsel uyarılma sorunu ve orgazm problemleri gibi çeşitli cinsel sorunlara yol açıyor. Kısacası, daha yatak odasının kapısında isteksizlik başlıyor!Aile Sağlığı Araştırma Derneği’nin 2011 yılında gerçekleştirdiği araştırması da Türk erkek ve kadınlarında fiziksel çekincelerin cinsel sorunlara yol açtığını gösteriyor. 1000’e yakın katılımcının katıldığı bu araştırmada çoğu katılımcı belli kültürel kalıplara uygun bir fiziksel çekiciliğe sahip olmadığını düşünüyor ve bu sebeple cinsel hayatlarını da karartıyor. Aile Sağlığı Araştırma Derneği olarak Avrupa Cinsel Tıp Kongresi’nde sunduğumuz bu çalışmada, erkeklerin yüzde 61’inin ve kadınların yüzde 79’unun fiziksel ve cinsel çekicilik anlamında özgüven eksikliği yaşadığını tespit ettik. Türk kadınlarının yüzde 80’inin kiloları hakkında aşırı olumsuz hislere sahip olduğunu bulduk. Üstelik bu kaygılar cinsel fonksiyon problemlerine de yol açıyor. Kendini çekici görmeyen 10 kadından 7’si cinsel isteksizlik, orgazm problemi ve cinsel tatminsizlik yaşarken, bu 10 kadından 8’i cinsel uyarılma zorluğu yaşıyor. Kadınlarda özellikle kilo ile ilgili endişelerin etkisi çok büyük.Burada önemli olan öncelikle kadınların kendi cinsellikleriyle ilgili duygu ve düşüncelerinin farkında olmaları, partnerlerinin istek ve arzularını anlayabilmeleri ve cinsellik konusunda iletişimden kaçınmamaları. Birçok kadın arzu ve isteklerini, sevdiği ve sevmediği noktaları, endişelerini, korkularını, cinsel sorunlarını partnerine belirtmekten çekiniyor. Cinsel sorunlar karşısında doktora başvurmaktan utanıyor. Oysa cinselliği organik, psikolojik ve sosyal boyutta inceleyip tedavi seçeneklerinden yararlanmak gerekiyor.Pozitif güzellik için 10 altın öneri1. Herkesin güzelliği farklıdır. Kendinizle dost olmayı öğrenin.2. Güzellik sizin farklı yönlerinizin bir kutlamasıdır.3. Güzel hissetmek, güzel görünmekten daha önemlidir.4. Genç, seksapel veya ince olmadan da güzel görünmek mümkündür.5. Görünüşe gerektiği kadar önem vermek sağlıklıdır.6. Kendinize özen göstermek, özgüveni arttırmanın bir yoludur.7. Ulaşılmaz güzellik ölçülerini hedeflemeyin.8. Kendinizle ilgili beğendiğiniz 10 şeyi listeleyin.9. Karşı cinse çekici görünmenin yolu sadece dış güzellikten geçmez.10. Cinsellikte şekilcilik yerine partnerinizle kendinizi rahat hissetmeyi hedefleyin.