Sevgililer günü gibi özel bir günde sekste başarılı olma endişesi erkeklerde yoğun bir strese neden oluyor.Seks endişeleri çoğu zaman daha erkek cinsellik hakkında düşünmeye başlandığı anda ortaya çıkıyor. Asıl odaklanılan konu zevk almak ya da keyifli bir cinsellik yaşamak değil, ‘başarıya ulaşmak’ haline geliyor. Hedeflenen performanslar çoğu zaman erkeği stresli hale getiriyor. Penis boyu-şekli, sertleşmenin ne kadar sürdüğü, bir gecede kaç kez gerçekleştiği, boşalma süresi hatta pozisyonlar erkeği daha da sıkıntıya sokuyor. Erkek başarısız olmaktan, utanmaktan, partneri karşısında mahcup olmaktan korkuyor. Hayal edilen cinsel performans adeta erkekliğin ispatı haline geliyor. Bu kaygı ve stres bazen o kadar yoğun yaşanıyor ki, cinsel isteği düşürüp, sertleşmeyi bozabiliyor. Böyle bir performans endişesini yaşayan erkek sayısı oldukça fazla.Bunları yapmayın! Kendinize ütopik hedefler koymayın. Kendiniz ve eşiniz için ulaşılması zor, ütopik hedefler belirlerseniz cinsel tatmin hissetmeniz güçtür. Kadınların her seferinde kolaylıkla ve her pozisyonda orgazm olması ne kadar gerçekçi değilse erkeklerin de her defasında çok uzun süre boşalmadan, sertliği kaybetmeden, hatta gecede üç-dört kez performans göstermesi zordur. Dönem dönem her erkek sertleşme sorunu yaşayabilir. Tek sefer bir başarısızlığın olması bundan sonraki cinsel denemelerin hepsinde başarısız olacağınız anlamına gelmez. Ancak sertleşmeyle ilgili sorununuz 1-2 aşkın süredir devam ediyorsa yardım alın.Cinsel istek azalırsa Sürekli istek duymayı beklemeyin. Erkekler her zaman ve sürekli cinsel istek duymazlar. Hormonlar, hastalıklar, ilaçlar, duygular, düşünceler, ilişkiye dair nedenler, sigara-alkol kullanımı ve stres gibi birçok faktör cinsel isteği azaltabiliyor. Bir erkeğin cinsel isteksizlik yaşaması her zaman eşinden soğuduğu anlamına gelmez. Ancak bu durum ısrarlı bir şekilde devam ediyorsa araştırılması gerekiyor.Skora sakın takılmayın Cinsellik sadece rakamlardan oluşmuyor. Önemli olan fonksiyon anlamında sorun yaşamamak, iki taraflı keyif ve mutlu bir beraberlik yaşamak ve bunu tatmin hissiyle tamamlamaktır.Sertleşme haplarını afrodizyak sanmayın. Sertleşme haplarının cinsel istek üzerinde bir etkisi yok. Bu haplar ancak cinsel istek olduğunda salgılanabiliyor ve sertleşmeyi sağlayan diğer maddelerin oluşumunu destekliyor. Aşırı stres, performans kaygısı, depresif ruh hali yaşayanlarda erkeklerde bu hapların yararı azalıyor.
20’nci yüzyıla “Yaşlanma Devrimi” damga vurdu. Bu nedenle kadın ve erkekler cinsel açıdan daha uzun süre aktif kalıyor. Ancak bunun için yapılması gerekenler var.Eskiden 40 yaş cinselliğin yavaşladığı bir yaş -bir nevi sonun başlangıcı- gibi algılanırken artık pek çok erkek kırkında, ellisinde, altmışında, hatta yetmiş-sekseninde aktif bir seks hayatına sahip olmak istiyor. Peki kırk yaşından sonra sağlıklı bir seks yaşamına nasıl sahip olabilirsiniz?Yeni yaşlılar sekste aktiflerGeçtiğimiz sene Manchester Üniversitesi'nde 7 bin kişiyi inceleyen bir çalışmaya göre erkeklerin yarısı ve kadınların üçte biri 70 yaşında hala cinsel yönden aktifler. Chicago Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmaya göre 55 yaşın üzerinde erkekler 15 yıl, kadınlar 11 yıl aktif bir cinsellik yaşayabiliyor. Amerika'da son yıllarda yaygınlaşan buluşma sitelerinden biri de yeni bir çalışma yayınladı. Buna göre kırk yaş üzerinde erkeklerin yarısı ve kadınların yaklaşık yüzde 40'ı son bir ay içinde 1-5 kez arası seks yaptığını belirtiyor.Andropoz yaşı giderek küçüldüİnsan vücudu cinsel açıdan otuzlu yaşlardan itibaren yavaşlamaya başlıyor. Sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam, sigara-yoğun alkol, stres, uyku sorunları gibi faktörlerinin etkisi büyük. Erkeklerde orta yaşlarda meydana gelen andropozun yaşı giderek gençleşti. Modern yaşamın yan etkileri cinsel hayatta yoğun hissediliyor. Bu durum sertleşme sorunu, cinsel isteksizlik, boşalma süresinde değişimlerle kendini gösteriyor.Kısa bir yol haritasıKırk yaşından sonra keyifli bir seks hayatına sahip olmak için yapılması gerekenler neler?1. Testosteron hormonu seviyeleri, penis damar ve sinirleri, cinsel bölge kasları, prostat fonksiyonunuzu kontrol ettirerek riskleri öğrenmek ve cinsel gücü artırmak için öneriler almak faydalı.2. Sağlıklı beslenmek önemli. Sağlıklı bir kilo aralığında kalmak, bel çevresini normal tutmak, bol antioksidan içeren dengeli bir beslenme planı takip etmek gerekiyor.3. Düzenli egzersiz stres hormonlarını vücuttan atarak cinsel bölgeye giden kan akışını artırıyor ve cinsel gücü destekliyor.
Kış ayları ve soğuk havalar prostat enfeksiyonları riskinin özellikle arttığı dönemler.Grip, nezle, soğuk algınlığı derken kış aylarında sizi bekleyen bir başka tehlike daha var: Prostat enfeksiyonları. Halk arasında prostatı “üşütmek” olarak da biliniyor. Erkeklerin yarısı hayatlarının bir noktasında prostat enfeksiyonu (prostatit) geçiriyor. Kış ayları ve soğuk havalar riskinizin özellikle arttığı dönemler. Hatta bu sorunu bir nevi “prostat gribi” gibi düşünebilirsiniz. Bu nedenle kış aylarında prostatı korumak çok ama çok önemli! İdrar şikayetlerini geciktirmeyinProstat enfeksiyonu başınıza gelmediğinde aslında hiç aklınıza gelmeyecek bir sorun. Ancak bu enfeksiyon kronikleştiğinde yıllar boyu devam edebiliyor. İdrar yaparken yanma-sızı-ağrı, kesik kesik idrara çıkma, sık sık idrar ihtiyacı duyma, gece sık idrara kalkma en sık görülen belirtiler. Ağrılar kasıklara, bacaklara yayılabiliyor. Üstelik prostat enfeksiyonları cinsel sorunlara da yol açıyor. Prostat enfeksiyonu olan erkeklerde yüzde 80’lere varan oranlarda erken boşalma ve sertleşme sorunu görülüyor. Ağrılı boşalma- orgazm yaşanabiliyor. Yani prostat enfeksiyonu deyip geçmemek lazım. İdrar yolu şikayetleri başladığı anda vakit kaybetmeyip bir uzmana başvurmak önemli.Prostat için önerilerimizKış aylarında prostatı korumak istiyorsanız -özellikle de idrar yollarında hassasiyetiniz varsa- aşağıdaki önerilerden faydalanabilirsiniz:- Düzenli aralıklarla ihtiyaç hissetmeseniz de idrara gidin.- İdrar yaparken sürekli durup tekrar başlamayın. İdrar akışını bozmayın.- Aşırı stres-endişe idrar akımını kontrol eden kasların kasılmasına neden olur. Bu kasılmalar kasların düzenli olarak gevşemesini önler. Kış aylarında daha az öfkelenin, stresi daha iyi yönetin. Gevşeme yöntemlerini deneyin. - Cinsel bölgeyi, alt vücudu, bacak ve ayaklarınızı sıcak tutun.- Uzun süre oturmayın. Cinsel bölge ve alt bacaklardaki kan akışını yürüyerek hızlandırın.- Aşırı alkol tüketmeyin.- Bol su ve sıvı tüketin. - Cinsel yolla bulaşan hastalıklar gonore-klamdiya gibi enfeksiyonlar prostata sıçrayabilir. Mutlaka korunun!- Mesane boynu ve prostatı harekete geçirecek ilaçları doktorunuza danışmadan kullanmayın.- İdrar yolu şikayetlerini geciktirmeyin. Gerekli incelemelerin ardından antibiyotik ya da ağrı kesicilerle önlem alınması gerekiyor. İdrar kanalını çevreleyen kasların kasılıp gevşetilmesi, vücudun alt yarısının suya sokulduğu oturma banyoları da rahatlatıcı oluyor.- Prostatta tahriş veya enfeksiyon mevcutsa alkollü, kafeinli içecekleri kısıtlamanız, baharatlı ve asidik yiyeceklerden uzak durmanızda fayda var. - Prostat üzerindeki basıncı azaltmak için şişirilebilen yastıklardan yararlanabilirsiniz.
Pek çok hastam antidepresan kullanıyor. Ancak orta yaşlarda depresyonla karışabilecek bir tablo da andropoz.Depresyon ve andropozun bazı ortak özellikleri var. Erkeklerde yaşla birlikte düşen testosteronun yarattığı andropoz sadece cinsel fonksiyonları etkilemiyor. Evet bu dönemde sertleşme kaybı, cinsel isteksizlik, boşalma süresinde değişimler sıklaşıyor. Ancak testosteron vücutta diğer pek çok fonksiyonu da etkiliyor. Testosteron eksikliğinde moral bozukluğu, duygu durum değişimleri, agresyon, öfke, sinirlilik, konsantrasyon güçlüğü, genel motivasyon kaybı, uyku sorunları, enerjisizlik, kilo artışı gibi yan etkiler oldukça sık görülüyor. Tüm bu belirtiler depresyonun da ana şikayetleri. Andropoz her ne kadar testosteron kaybına bağlı bir sendrom olsa da bazı erkeklerde daha şiddetli seyrediyor. Andropozda oluşan cinsel sorunlar ve duygusal- düşüncesel değişimler erkeklerin hayatlarını tekrar incelemesine, amaçlarını, hayallerini gözden geçirmesine neden olabiliyor. Gençlik yıllarına olan özlem ve cinsel olarak kendini daha güçlü hissetme ihtiyacı artabiliyor. Bu durum orta yaş krizini de tetikleyebiliyor. İşte bu noktada ayırıcı tanı açısından değerlendirme yapmak çok önemli. Çünkü depresyon andropozu tetikleyebildiği gibi andropoz da depresyonu tetikleyebiliyor.Ayırıcı tanı şartFark edilmemiş bir depresyon, endişe, kişilik problemi, evlilik sıkıntısı cinsel tedavilerin etkisini azaltıyor. Sertleşme ilaçlarının cinsel istek artırıcı etkisi olduğuna inanılsa da bu ilaçların libido üzerinde etkisi yok. Bu durumda depresyon, performans endişesi veya başka bir ilişki sorunu nedeniyle ciddi bir libido kaybı yaşayan bir erkekte bu ilaçlar etki göstermiyor. Tam tersine düşük duygu durum hali, konsantrasyon güçlüğü gibi sıkıntılar var olan hormon eksikliğinin yan etkisi olarak oluşuyor. Bu durumda da psikolojik değerlendirme sayesinde herhangi bir psikolojik sıkıntıyı eleyip andropoz tedavisine ağırlık verebiliyoruz.Antidepresanların cinsel yan etkileriDepresyon ve andropozdan bahsetmişken antidepresanların etkilerinden söz etmemek olmaz. Pek çok hastam uzun yıllardır antidepresanlardan yararlanıyor. Antidepresanların cinsel isteksizlik, sertleşme kalitesinde azalma, geç boşalma gibi yan etkileri olabiliyor. Biz bu durumda hastalarımızı hekimleriyle takip edip hem psikolojik sağlıklarını hem de cinsel güçlerini koruyacak bir tedavi protokolü yaratıyoruz. Bu mümkün mü? Evet pek çok hastada antidepresanların cinsel yan etkilerini azaltmak mümkün. Gerekli gördüğümüzde ilaç tipinde, dozunda, kullanım şeklinde değişimlere gidebiliyor, hormon takviyeleri ve diğer cinsel tedavileri uygulayabiliyoruz. Bazı hastalarım yaşadıkları cinsel sorunları direkt depresyon ilaçlarını bağlayıp ilaçlarını kendi kendilerine kesebiliyor. Ancak bu doğru bir yaklaşım değil: Çünkü depresyonun kendisi de cinsel sorunlara yol açabiliyor. Bu nedenle özellikle de orta yaşlara ulaşan bir erkekseniz ve antidepresan kullanıyorsanız cinsel fonksiyonlarınız açısından tam bir check up öneriyorum. Hem yaşa bağlı olası bir testosteron kaybı, penis damar ve sinirlerindeki yetmezlik gibi sorunlar hem de ilaçlarınızın yan etkileri açısından bir değerlendirmeden geçmenizde fayda var.
Kalp-damar hastalığı yaşayan pek çok kişi cinselliğin tehlikeli olduğunu düşünüp cinsellikten tamamen vazgeçiyor. Geçtiğimiz günlerde Amerikan Kalp Derneği’nin bilimsel dergisinde yayınlanan ve yaklaşık 3500 kişiyi inceleyen yeni bir çalışmada kalp hastalığı sonrası 10 hastadan neredeyse birinin seks hakkında hekimlerine danıştığı gösterildi. Kalp hastalarının birçok cinsel korkusu var. Cinsellik sırasında kalp krizi geçirmek, partnerin kalp sorunu yaşaması bu kabuslardan bazıları. Oysa dikkatli olunduğunda kalp hastalığı sonrasında da keyifli ve mutlu bir cinsel yaşama kavuşmak mümkün.Seks sırasında kalp krizi geçirilir mi?Cinsel ilişkide kalp krizi geçirme veya kalbe bağlı ölüm riski oldukça nadir görülüyor. Bu konuda net rakamlar var. Sağlıklı bir kişide seks sonrasında kalp krizi görülme riski yaklaşık 1 milyonda 2.5. Bu risk daha önce kalp hastalığı geçiren kişilerde sadece 1 milyonda 25’e kadar çıkıyor. Ancak gördüğünüz gibi yine de çok düşük bir risk söz konusu. Stressiz bir ortamda, rahat bir hazırlık dönemi ardından keyif aldığınız bir partnerle seks yapmak kalbi yormuyor.Kalp ameliyatı sonrasında sekse ne zaman başlayabilirsiniz?Genelde kalp krizi sonrası yaklaşık 6-8 haftalık, stent ameliyatları sonrası 3-4 haftalık, bypass sonrası 8-14 haftalık bir bekleme süresi öneriyoruz. Ameliyat sonrası nekahet döneminin tamamlanması ve yara yerlerinin iyileşmesi gerekiyor. Ancak bu süreler hastaların genel sağlık durumuna göre değişebiliyor. Bu nedenle hekiminize danışın. Kalp hastalığı sonrasında seks yapıp yapmayacağınızın en güzel testi şu: Eğer göğsünüzde rahatsızlık, ağrı, çarpıntı gibi belirtiler olmadan 15-20 dakika yürüyebiliyorsanız sekse hazırsınız demektir. Ancak hekiminize danışmayı unutmayın! Göğüs kemiklerini zorlamayan pozisyonları seçin. Hafif uyarılarla başlayıp tam cinsel birlikteliğe yavaş yavaş geçin.Seks 2 kat merdiven çıkmaya eşitAslında cinsellik için gereken enerji öyle çok fazla da değil. Cinsellik için gereken enerji genelde bir eşya taşımak, orta şiddette 20 dakika yürüyüş yapmak, bahçe ve ev işleriyle uğraşmak kadar. Seks sırasındaki oksijen tüketimi 1 veya 2 kat merdiven çıkmaya benziyor. Kalp hastalığı sonrasında seks yapıp yapmayacağınızın en güzel testi şu: Eğer göğsünüzde rahatsızlık, ağrı, çarpıntı gibi belirtiler olmadan 15-20 dak. yürüyebiliyorsanız sekse hazırsınız demektir. İlk zamanlar pozisyonlarda eşinizin daha aktif olmasında bir sakınca yok. Hatta bu durum çift olarak hoşunuza bile gidebilir. Ancak zamanla kalbiniz ve kondisyon seviyeniz iyileştikçe eski pozisyonlara geri dönebilirsiniz. Ancak tabii başlamadan önce utanmadan sıkılmadan hekiminize danışmanız şart!Hem kalbi hem cinselliği koruyunKalbi etkileyen her sorun cinselliği de etkiliyor. Kalp damarlarını etkileyecek problemler (şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kolesterol problemi, plak oluşumu, sigara kullanımı, aşırı alkol tüketimi, hareketsiz bir yaşam) cinsel bölgeyi besleyen damarlarda da hasar yaratıyor. Bu nedenle kalbiniz için risk teşkil eden hastalıklarınızı, ilaçlarınızı, yaşam şeklinizi düzenlerken seks performansınızı da korumuş olursunuz.Duygusal fırtınalar oluşabilirKalp sorunları sonrasında cazibenizi yitirdiğinize, partnerinizin sizi artık çekici bulmadığına inanabilirsiniz. Eski cinsel performansınızı gösterip gösteremeyeceğiniz konusunda endişelenebilirsiniz. Kendinizi depresif ve sıkıntılı hissedebilirsiniz. Cinsel isteğiniz azalabilir, partnerinizden uzaklaşabilirsiniz. Bu duygusal fırtınalar cinsel performansı düşürüyor. Burada önemli olan nokta, bu duygusal sıkıntıları kısırdöngü haline getirmemek. İletişimin çok değerli bir tedavi aracı olduğunu bilmelisiniz. Çift olarak yaşadığınız sağlık sorunları veya ameliyatlardan sonra mutlaka yaşadıklarınızı, korkularınızı, isteklerinizi, duygularınızı açık bir dille konuşun. Böyle bir iletişimin sizi partnerinizle yakınlaştıracağını ve çözüm yolları aramaya teşvik edeceğini bilin. Gerektiğinde cinsel sıkıntılarınız konusunda uzmana başvurmaktan çekinmeyin.
Danışanlarımıza eşlerinin cinsel fonksiyonlarını sorduğumuzda bazen çok şaşırıyorlar. Oysa cinsel sorunlar asla bireysel şikayetler değil. Seksüel mutsuzluk yaratan her sorun aslında çiftin ortak problemi. Kadının sorunu erkeği, erkeğin sorunu da kadını etkiliyor. Kadın cinselliğinde çoğu zaman göz ardı edilse de aslında sertleşme problemi, erkek cinsel isteksizliği veya erken boşalma gibi problemler kadınlarda ciddi cinsel sorunlara yol açabiliyor. Bu nedenle cinsel yaşamınızı iyileştirmek ve daha keyifli hale getirmek istiyorsanız sadece kendi fonksiyonlarınızı değil eşinizin cinsel fonksiyonlarını da dikkatle gözlemlemelisiniz. Unutmayın birbirinize destek olduğunuzda tüm cinsel sorunlar çok daha hızlı ve başarıyla çözümlenebiliyor. Sertleşme sorunu eşlerde cinsel özgüveni zedeliyorBu sorunun sadece yaşlılara özgü olduğuna ve gençlerde tamamen psikolojik olduğuna dair bir yanlış inanış var. Oysa genç erkeklerde de hormonsal dengesizlikler, penis damar ve sinirlerindeki eksiklikler, penis kaslarındaki yetersizlik, altta yatan hastalıklar, kullanılan ilaçlar ve daha pek çok organik faktör sertleşme sorununa yol açıyor. Eşinde sertleşme sorunu olan kadınların çoğu problemin organik olabileceğinin farkında değil. Bu nedenle “Eşim beni artık beğenmiyor”, “Galiba beni aldatıyor” gibi düşüncelere kapılabiliyor. Sertleşme sorunu kadınlarda cinsel özgüveni zedeliyor, cinsel modu düşürüyor. Sertleşme sorunu olan erkek elde ettiği sertliği kaybetmemek adına önsevişme ve diğer cinsel yakınlaşmaları es geçip direkt cinsel birleşmeye odaklanabiliyor. Erken boşalmada önsevişme ve yakınlık azalıyorErken boşalmayı 1 dakika ve altındaki boşalmalar olarak tanımlıyoruz. Ancak erken boşalmada sadece süre değil, boşalma kontrolü ve bunun çifte verdiği stres de önemli. Erken boşalma erkeklerde de eşlerinde de stres, hayal kırıklığı, utanç ve endişe yaratıyor. Birçok kadın ilişkinin ilk başlarında bu sorun hakkında konuşmaktan kaçınıyor. Eşlerinin özgüvenini zedelemekten, duygularını incitmekten çekiniyor. Ancak erken boşalma kadınlarda cinsellikten alınan zevki ve orgazm ihtimalini azaltıyor. Bu nedenle zamanla birçok kadın bu sorunun eşlerinin bencilliğinden kaynaklandığını düşünmeye başlıyor. “Beni düşünse daha geç boşalırdı”, “Benim tatminimi hiç önemsemiyor”, “Ne kadar bencil” gibi düşünceler hayal kırıklığı ve gizli öfke yaratıyor. Uzun vadede cinsel isteksizlik, uyarılma ve orgazm sorunu, tatminsizlik ve cinsellikten kaçınma görülebiliyor. Yaklaşık 1400 kadın üzerinde yapılan yeni bir çalışmada erken boşalmanın kadın uyarılması ve orgazmı için gerekli olan tensel yakınlığı, önsevişme ve birleşme tekniklerini de azalttığı gösterildi. Bu nedenle erken boşalmanın tedavi edilmesi hem cinsel yaşamdaki mutluluk, hem de çiftin ilişki kalitesi için şart. Erken boşalmanın günümüzde ilaçlar (uzun süreli veya ilişki öncesi hapları ile lokal kremler), terapi ve kas eğitimi odaklı başarılı tedavileri var. Bu tedavilerle boşalma süresinde 2-8 kat artış sağlanıyor. Hem birliktelik süresi uzuyor hem de sizin keyif aldığınız cinsel davranışlara fırsat kalıyor. Eğer eşinizde böyle bir sorun varsa ortak mutluluğunuz için ona destek olup tedavi sürecine başlayabilirsiniz.“ONUN” DEĞİL “ORTAK” PROBLEMİNİZAile Sağlığı Araştırma Derneği olarak “Cinsel sorunlarınız karşısında ne hissediyorsunuz?” diye sorduğumuzda erkeklerin özgüven eksikliği, cinsel yönden yetersizlik, endişe, öfke, mutsuzluk hissettiğini bulduk. Aynı sorunu “Bu sorunla ilgili partneriniz ne hissediyor?” diye yönelttiğimizde partnerlerinin de kızgın, endişeli, şaşkın hissettiğini, çoğunun özgüven ve cazibesini yitirmiş olduğunu gördük. Bu nedenle cinsel sorunları kişisel sorunlar olarak ele almayın. Eşinizin sorunlarının sizin de probleminiz olduğunu hatırlayın. Cinsel isteksizlik çatışma yaratabilirCinselliğin yaşanması gereken “normal” bir sıklıktan söz etmek oldukça güç. Bu süre kimi çift için haftada 2 kere kimi çift için ise ayda 2 keredir. Önemli olan sizi mutlu eden bir periyodiklikte cinsellik yaşanmasıdır. Bu periyodiklik bir tarafta cinsel isteksizlik olduğunda sekteye uğruyor. Erkeklerde cinsel isteksizliğin altında organik ve psikolojik nedenler olabiliyor. Özellikle testosteron hormonunun yaşa (erkeklerde bu hormon otuzlu yaşlardan itibaren düşmeye başlıyor) veya yaşam tarzı yanlışlarına (örneğin aşırı kilo, hareketsizlik, kötü beslenme, sigara ve aşırı alkol gibi) bağlı olarak azalması cinsel isteksizlik yaratıyor. Bunun dışında iş-aile sıkıntıları, yoğun stres, uykusuzluk, psikolojik travmalar, ilişki sorunları, depresyon-endişe gibi problemler de isteği azaltabiliyor. Bu durumda cinsel isteği azaltan faktörlerin tespit edilip tedavi edilmesi gerekiyor.
Danışanlarımıza kadın cinsel istekmekanizmasını, cinsel anatomi ve fizyolojiyi, kadınların nasıl ve ne şekilde uyarıldıklarını, orgazm olabildiklerini anlattığımızda büyük şaşkınlık yaşıyorlar. Onca slayt, çizim ve konuşma sonrasında ortak bir soru geliyor: “Yani izlediğimiz onca film bir yalan mı?”Her ne kadar internet çağında yaşıyor ve pek çok sorumuzun cevabına rahatlıkla ulaşıyor olsak da, cinsel sağlık bilgi kirliliğinin en yoğun yaşandığı konular arasında. Seks konusunda doğru ve bilimsel bilgileri ancak belli bir birikim ve bunun getirdiği bir zihin süzgeci olursa elde edebiliriz. Ancak çoğumuz böyle bir bilgi haznesine sahip değiliz. Durum böyle olunca pek çok kişi cinselliğin bir film sahnesi gibi yaşanması gerektiğine inanıyor. Eşleriyle yaşadıkları cinsel rutini, sayıları, süreleri, cinsel davranışları hatta ambiyansı, sözleri, sesleri, bakışları bu filmlerle kıyaslayan çiftler, filmdeki mutlu sona ulaşmadıklarında büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. Oysa bu filmlerde gösterilen, internette dolaşan ya da şehir efsanesi olarak yayılan ütopik cinsel senaryoların pek çok doğru değil. Bu hayalperest seksüel hikayeler kadın cinsel anatomisini, fizyolojisini ve çalışma prensiplerini hiçe sayıyor.Size ve eşinize özel bir cinsel rutin edininCinsel hayatınızdaki gerçek cinsel mutluluk sizin ve eşinizin ne hissettiğidir. Enerjinizi esas vermeniz gereken nokta başkalarına ait senaryolar değil kendinizi ve eşinizi ne kadar tanıdığınız, birbirinize cinsel istek ve düşüncelerinizi ne sıklıkla ifade ettiğiniz, cinsel hayatınız aklınıza geldiğinde dürüstçe ne kadar mutlu olduğunuzdur. Bazen hiç orgazm olmadığınız bir seks de harika geçebilir. Bazı çiftler haftada 2 kez birlikte olup mutludurlar, bazılarına ise 2 haftada bir birliktelik yeterli olur. Eğer siz ve eşinizin cinsel fonksiyonlarında ortak mutluluğunuzu engelleyecek sorunlar varsa o zaman biz bunu “cinsel sorun” olarak ele alırız. Sertleşme sorunu, erken boşalma, libido kaybı, kadınlarda cinsel isteksizlik, uyarılma sorunları, orgazm problemi, cinsel ağrı gibi sorunlar ortak cinsel mutluluğu azaltabilir. Bu fonksiyon sorunlarının dışında cinsel rutindeki en ufak mutsuzluk da ciddiye alınmalıdır. Cinsel istek seviyesi, cinsellikte arzulanan davranışlar, önsevişme ve birleşme teknikleri, uyarıcı hareketler kadın ve erkek arasında farklılık gösterebilir. Bu durumda cinsel hayatınızı “akort” ettirecek, eşinizle cinsel uyumuzu arttıracak önerilerden yararlanabilirsiniz. FİLMLERDE OLMAYAN GERÇEKLER:- Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her 3 kişiden biri en az bir cinsel sorun yaşıyor.- Tüm dünyada kadınlarda en sık karşılaşılan cinsel sorun cinsel isteksizlik.- Türkiye’deki genç kadınların pek çoğu vajinismus yaşıyor. Toplum içindeki tam rakam bilinmese de cinsel kliniklerde bu rakam %80’leri buluyor.- Filmlerde kısacık vakit ayrılan, çoğu zaman da es geçilen önsevişme kadın uyarılması için çok mühim. Çünkü yapılan çalışmalara göre oran olarak bir erkek 1 dakikada orgazm oluyorsa kadınlar 10 dakikada orgazma ulaşıyor.- Kadınların yaklaşık %75’i cinsel birleşmede orgazm olmuyor. Şanslı %25 de ancak belli pozisyon ve tekniklerle orgazmı birleşme sırasında yaşıyor.- Erkekler filmlerdeki gibi sürekli istek duymuyor. Bazen gündelik stresten, bazen de organik nedenlerden libido kaybı oluşabiliyor. Günümüzde giderek daha fazla erkek testosteron düşüklüğüne bağlı isteksizlik yaşıyor.Gerçekler çok farklı...Çoğu erotik film ve öyküde gerçek fonksiyonların çok üzerinde bir performans sergileniyor. Erkekler her an ve sürekli cinsel istek duyuyor, kolaylıkla sertleşme elde ediyor, bu sertliği uzun bir süre devam ettiriyor. Çoğu zaman boşalmanın gerçekleşmesi 30-45 dakiyayı buluyor. Kadınlar da hiç önsevişme ihtiyacı duymadan cinsel birleşmeye kolaylıkla geçebiliyor, her pozisyonda üstün bir uyarılma yaşıyor ve çoğu zaman eşleriyle aynı anda orgazm oluyor. Ancak gerçek rakamlar işin hiç de bu şekilde gelişmediğini gösteriyor. Türkiye’de genç kadınların pekçoğu vajinismus ve kasılma şikayeti yaşıyor. Cinsel birleşmeyi zor gerçekleştiriyor. 10 kadından 9’u cinsel hayatından mutsuz olduğunu söylüyor. Kadınların çoğu cinsel isteksizlik yaşıyor, uyarılma ve orgazm olmak için erkeklerden daha fazla süreye ihtiyaç duyuyor. Cinsel birleşmede kadınların spontan orgazm olma oranı yüzde 20-30. Türkiye’de 10 erkekten 7’si sertleşme sorunu yaşıyor, genç erkeklerin en şikayet ettiği konu ise erken boşalma. Şimdi düşünelim: Filmlerdeki bu üstün performansları kim yaşıyor?
Menopoz sonrası cinsel hayatın sonlandığını düşünen birçok kadın var. Bu yanlış! Eğer menopoz sonrasında aktif bir cinsel hayata sahip olmak istiyorsanız önerilerimize kulak verin.Menopoz genelde 45-50 yaşlarında oluşuyor. Bundan önce adet kanamalarının düzensiz olduğu menopoz öncesi perimenopoz bir dönem de var. Hormon seviyeleri değişmeye başladığı bu dönemde menopozun ilk belirtileri de başlar. ¦ Menopozda hormon değişimleri, cinsel bölgeyi destekleyen damar ve sinir yapısında yavaşlama yaşanıyor. Bu süreç cinsel fonksiyonlarda da değişim yaratıyor. İsteksizlik, uyarılma güçlüğü, kuruluk ve orgazm sorunu başlayabiliyor. ¦ Menopozda kilo artışı, terleme, sıcak basması, sinirlilik, uyku sorunları gibi şikayetler oluşuyor. Bu belirtiler cinsel hayatı da olumsuz etkiliyor. Özellikle cinsel isteksizlik sık görülen bir şikayet. Bu belirtilerin rahatlaması için hekiminizle konuşup hormon tedavileri hakkında fikir alabilirsiniz. ¦ Östrojen kaybına bağlı atrofik vajinit yani vajinal kuruluk menopoz sonrası cinsellikte ağrı yaratıyor ve enfeksiyonlara davetiye çıkarıyor. Hekiminizle tedavi konusunda mutlaka görüşün. ¦ Menopoz şikayetlerine ve bu dönemde oluşacak cinsel sorunlara karşı soya gibi destekleri doktorunuzun önerisi ve kontrolüyle kullanabilirsiniz. Soya sütü, proteini ve tofu bitkisel östrojenlerden oldukça zengindir. ¦ Meditasyon-yoga, rahatlama ve nefes egzersizleri gibi yöntemler de menopoza bağlı sıkıntıların hafifletilmesine ve cinsel konsantrasyonun artmasına yardımcı oluyor.¦ Menopozda sigara içen kadınların neredeyse yüzde 70 daha fazla sıcak basması ve terleme şikayeti yaşıyor. ¦ Menopoz sonrası yüksek tansiyon-şeker hastalığı, kalp-damar hastalıkları ve tiroit hastalıkları görülebiliyor. Sağlık sorunları, hormon dengesizliği yaratarak, ağrıya yol açarak veya cinsel bölgeye giden kan akışını engelleyerek cinsel problemlere neden olabiliyor. Altta yatan hastalıkların tedavisi cinsel fonksiyonları da olumlu etkiliyor.¦ Menopoz sonrası diğer sağlık sorunlarınız için kullanacağınız ilaçların (örneğin antidepresanlar, tansiyon ilaçları, beta blokerler gibi) cinsel yan etkileri olabilir. Kullandığınız ilaçların böyle bir yan etkisi olup olmadığını hekiminize danışabilirsiniz.Orgazm biraz gecikebilir¦ Metabolizmanız bu dönemde yavaşlayacağı için sağlıklı seçimler ve kalori kontrollü bir beslenme planı uygulayın, düzenli (her gün 45-60 dakika) egzersiz yapın. Gerekirse uzmanla çalışın. Vücut imajınızdan memnun olmanız eşinizin yanında kendinizi daha rahat hissetmenizi sağlayacaktır.¦ Menopozda vajinayı çevreleyen pelvik kaslar zayıflayabilir. Bu durumda uyarılma ve orgazm gecikebilir, idrar kaçırma gibi problemler oluşabilir. Pelvik kasları güçlendiren egzersizlerle cinsel bölgeye giden kan akışı arttırılabilir ve uyarılmayı kuvvetlendirebilirsiniz.¦ Her kadının vücudunda oluşan ve hormon, sinir, damar ile kas yapısını ilgilendiren fizyolojik değişimler cinsel hayatınızın sonlandığı anlamına gelmez. Ancak cinsel rutininizde farklı teknikler gerekebilir. Örneğin daha uzun bir önsevişme, yavaş dokunuşlar ve aceleci olmayan bir cinsellik ile sekse daha kolay hazırlanabilirsiniz. ¦ “Artık anneanne oldum”, “Bizden geçti”, “Bu saatten sonra bize yakışmaz” gibi şehir efsanelerine kulak asmayın. Bu tip inanışlar cinsel motivasyonunuzu düşürür. ¦ Eşinizde cinsel isteksizlik veya boşalma süresinde değişimler varsa altta yatan neden testosteron eksikliği olabilir. Bu durumda eşinizle konuşun.