Geçtiğimiz hafta Survivor bomba gibi geliyor demiştim. Bu sene ünlüler takımı çok ünlü olmayan kişilerden oluşmasına rağmen reytingleri sildi süpürdü. Gelelim Survivor’ın bu sene bize ne vaat ettiğine… Öncelikle eleme sisteminde büyük değişiklik var. Eskiden yarışmacıların seçtiği iki kişi SMS’e çıkardı. Şimdi yenilen takım SMS’e çıkacak ve böylece herkesin ne kadar seveni olduğu anlaşılacak. Sonra iki kişi elenmek için yazılacak ve en çok oy alan yarışmacı tarafından elenecek. Anlayacağınız, çok daha çekişmeli ve ortamı gerici bir sistem. Kavgalar, entrikalar bu sezon hiç dinmeyecek. Yarışmaya başlarken ilk gün herkes sevgi pıtırcığı gibiydi. “Biz harika bir ekibiz” söylemleriyle başlanan yarışmada iki günün sonunda, “Sen karaktersizsin” diye başlayan cümleler kurulmaya başlandı. Her iki takımın da kadın yarışmacıları çok atletik ve becerikliler. Beyler, kusura bakmasın ama kadınlar daha güçlü görünüyor. İlk günden her iki takımında sorun çıkarıcıları belli oldu. Ünlüler takımında, Serenay Aktaş, Ahmet Dursun ve Duygu Bal. Tolga Karel, sessizliğini koruyor. O nedenle ona şimdiden sorun çıkaracak demek yanlış olur. Ama diğer üç isme dikkat edin, takımda olaylar bu üç ismin etrafında dönecek.Turabi bomba patlatacakÜnlüler takımı her şeye rağmen daha birbirine karşı dikkatli davranıyor. Gönüllüler takımındaysa yakında kıyamet kopacak, demedi demeyin. Çünkü ekibin içinde bir patlamaya hazır bir bomba var: Turabi Çamkıran… Kaybetmeye tahammülü yok, kimseye eyvallahı yok ama saygısı da yok. İlk günden ekibinden Berna ve Ekrem’le kavga etti. Ünlüler takımına da sataşmayı sürdürüyor. Kadın yarışmacılara “Siz gidin, erkeğiniz gelsin” söylemi çok değil, kısa süre sonra ortalığı iyice karıştırır. Umarım iş şiddete varmaz. Ama şartlar zorlaşıp, tahammül azalınca diskalifiyeye varacak olaylar yaşanabilir. Acun Medya’nın daha dikkatli olması lazım. Gönüllüler takımında Ekrem ve Berna’da Turabi’nin karşısında olacak ve gruplaşmalar başlayacak. Bu arada Akın, gönüllüler takımındaki arkadaşlarının adını yazmasıyla ünlüler takımına geçti. Bu da onu yarışlarda daha da hırslandıracak. Survivor, yarışmalarıyla, ödülleriyle, kavgalarıyla yeniden hayatımıza girdi. Dozunu reytingleri de yükseltmeye devam edecek.Küçük Ağa, Kurt Seyit’e çelme taktıNermin Bezmen’in aynı adlı eserinden televizyona aktarılan, Kıvanç Tatlıtuğ ve Farah Zeynep Abdullah’ın başrollerini paylaştığı Kurt Seyit ve Şura dün akşam görücüye çıktı. Üç aydır, tabir-i caizse bangır bangır tanıtımı yapılıyordu. Özellikle dün neredeyse tüm sohbetlerde eve erken gidip Kıvanç Tatlıtuğ’un yeni dizisinin izlenmesi konuşuluyordu. Ancak çıkarılan fırtına reytingi yerinden oynatmadı. 15 dakikalık reytinglerde iki haneli reytinglere hiç ulaşamadı. Dizinin ışığı, görüntü yönetimi, müziği, temposu kısa sürede Tüm Kişiler olarak tanımlanan izleyiciyi bildiği limana, yani Küçük Ağa’ya itti. AB izlemek için direndi. Direndi diyorum, zira dizi gerçekten masal gibi olmuştu. Ama masallar sadece uyutmaz ki, heyecanlandırır da. Fakat Kurt Seyit ve Şura’nın ilk bölümü ne yazık ki uyuttu. Kıvanç Tatlıtuğ nefes kesiyordu. Farah Zeynep Abdullah, benim favori oyuncularımdan... Dizinin dikkat çeken iki ismi Pedro yani Birkan Sokullu ve Celil’i canlandıran Ushan Çakır büyük alkışı hak ettiler. Kurt Seyit ve Şura’nın detaylı analizini yarınki yazımdan okuyabilirsiniz.Oscar’dan aklımda bu selfie kaldıYine hiç şaşırtamayan ama meraklılarını uykusuz bırakan bir Oscar töreni izledik. Digitürk yayınında Fadik Sevin Atasoy ve Osmantan Erkır’ın yorumlarına tahammül edemeyenler benim gibi orijinal yayını izledi. Bu arada Yekta Kopan’ın olmadığı bir Oscar yayını çok tatsız, tuzsuz geçti. Gelelim Oscar’ın dedikodularına… Yine kırmızı halıda kıyafetler konuşuldu. Salonda ise geceye damgasını Ellen DeGeneres’in selfie’si vurdu. Brad Pitt, Angelina Jolie, Merly Streep, Julia Roberts, Bradley Cooper, Kevin Spacey, Jennifer Lawrence, Jared Leto’nun katıldığı bu selfie tabii ki, cep telefonu reklamıydı ama milyon dolarlık fotoğraf yorumlarına neden oldu. Törenin diğer konuşulan meselesi yine Ellen DeGeneres’in pizza dağıtmasıydı. Brad Pitt’in tabakları dağıtması ve pizzayı iştahla yemesi gecenin en çok konuşulan konusu oldu. Ödüllere gelince, 12 Yıllık Esaret en iyi film ödülünü aldı. Sürpriz olmadı. Gravity geceyi 7 ödülle kapattı. Cate Blanchet, Mavi Yasemin filmindeki performansıyla en iyi kadın oyuncu olurken, Matthew McConaughey Sınırsızlar Kulübü filmiyle en iyi erkek oyuncu oldu. Benim ödül töreninden aklımda herkes gibi Ellen DeGeneres’in selfie’si kaldı.
Show TV’yi anlamak mümkün değil! Kanal yeni sahibine temmuz ayında geçti ve iyi işleri transfer etti. Kısa sürede iyi bir prototip oluşturamamaktan çoğuna veda etti. Benim İçin Üzülme en çok reyting alan dizisiydi. Ancak ocak ve şubat ayında reklam alamadığı için diziye ara verdi. Sonunda da en çok reyting aldığı dizisine veda etme kararı aldı. Kanalın diğer reyting alan dizisi Dila Hanım’dı. İki kez diziyi bitirme kararı verip sonrasında vazgeçti. Ama son vazgeçişini gerçekleştiremeyecek gibi görünüyor. Geçtiğimiz hafta Adını Kalbime Yazdım dizisini de 20’nci bölümde bitireceği ortaya çıktı. Anlaşılır gibi değil. Kanalın transfer etmediği ve her hafta reytingini yükselten tek dizisiydi. Ama 5.50 reytinge ulaştığı hafta gün değişikliğine gitti ve dizinin reytinglerinde düşüş yaşandı. Cumartesi 22.00’den sonra yakaladığı izleyici kitlesini kaçırmak için adeta kanal elinden geleni yaptı. Dizi, pazar 20.00’ye alındı. Orada da kanalın yüksek reytingli işlerinden biri olmaya devam etti. Ama kanal final kararı aldı. Bu arada gün ve saat değişikliklerinden nasibini alan Aşk, Ekmek, Hayaller’de final yapıyor.AnketShow TV izliyor musunuz? Evet Hayır Reklam alamıyorSevdaluk için tehlike çanları çalıyor. Sektörde üç bölüm sonra final yapacağı konuşuluyor. Her Sevda Bir Veda hızlıca toparlanarak finale gidiyor. Sadece yeni transfer olan Fatih Harbiye devam ediyor. Farkındaysanız, kanalın hiçbir dizisi kalmıyor. Neden mi? Sektörde dedikodu bitmek tükenmek bilmiyor. İddialara göre, Show TV hiçbir yapımcıya para ödeyemiyor. Siyasette olan kaos reklam gelirini de engelliyor. Özellikle “Alo Fatih” skandalı nedeniyle kanal reklam alamıyor. Bir diziye ödeyeceği paranın yüzde 25’inin bile maliyetini çıkaramıyor. O nedenle kanal tüm dizilerini bitirme kararı almış. Bundan sonra filmlerle devam edecekmiş. Diğer taraftan kanalda başlayacak yeni dizilerin akıbetinin ne olacağı ise muamma. Hep söyledim ve söylemeye devam edeceğim. Show TV, bu yanlış politikalarla zor ayakta kalır. İzleyici tepkili, reklamcılar tepkili, yapımcılar tepkili… Böyle devam ederse kanal yayınlayacak iş bulamayacak.Engin Akyürek’i izlemek!Türkiye’nin Yıldızları yarışmasının birincisi oldu Engin Akyürek. Ardından Yabancı Damat’ta rol aldı. Ama hiç şüphe yok ki, Türk televizyon tarihinin en iyi karakterlerinden biri olan Mustafa’yla akıllara kazındı. Meral Okay’ın kaleminden Bir Bulut Olsam dizisinde amcasının kızına sevdalı, epilepsi hastası Mustafa’ya hayat vermişti. Bir başrol düşünün, her türlü kötülüğü yapan ama aşkıyla temizlemeye çalışan… O dönem için zordu ve dizi 29 bölüm sürdü. Daha sonra Fatmagül’ün Suçu ne’de izledik Akyürek’i. Şimdi de Kara Para Aşk’la geliyor. Dizi 12 Mart’a ertelendi. Akyürek, potansiyeli çok yüksek bir oyuncu. Umarım, Kara Para Aşk dizisinde de bize sadece bir jön değil, karakter olmasının lezzetini yaşatır.
12 Eylül 1980 darbesini mizahi bir dille ele alan Bu Son Olsun filmiyle tanıdık yönetmen Orçun Benli’yi. İlk filmiyle büyük beğeni topladı. Farklı bir bakış açışı var Benli’nin. O nedenle kendi adıma ikinci filmini merak ediyordum. Yaz aylarında Gulyabani’yi çektiğini duydum. Malum, Gulyabani, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın eseri. Ama hepimiz Gulyabani’yi Süt Kardeşler filminden tanıyoruz. Süt Kardeşler’den beri ilk defa Gulyani bir filmde yer alıyor. Orçun Benli Gulyabani’yle korku-komedi türüyle karşımıza çıkıyor. Film cuma günü vizyona girdi. Başrollerini Deniz Uğur, Ceyda Ateş, Didem Balçın ve Melike Öcalan’ın oynadığı filmde; Perihan Savaş, Cüneyt Arkın, Mustafa Üstündağ, Kenan Ece, Hasan Küçükçetin, Sarp Bozkurt, Orhan Eşkın, Merve Oflaz, Yunus Günce ve Serkan Genç de rol alıyor. Gulyabani’de dört kadın, fantastik bir filmin senaryosunu yazmak üzere korku dolu bir ormanda yer alan av evine gidiyor. Kadınlar, atmosferi soluyup mekânı keşfetmeye çalışırken, beklenmedik olaylarla karşılaşıp kendi korkularıyla yüzleşmek zorunda kalıyor.Korkanken gülümseyinSenaryosunu Orçun Benli ve Alptekin Öztürk’ün yazdığı Gulyabani’nin fikrini ve senaryosunu çok beğendim. 90 dakika boyunca ritmi ve tansiyonu hiç dinmiyor. İtiraf etmeliyim, Türkiye’de denenen korku-komedi türleri karşımıza genelde kötü örnekler çıkardı. O nedenle Gulyabani için de endişeliydim. Ama yönetmen Orçun Benli, kurduğu dünyayla bu kez daha kendine güvenen bir iş çıkarmış. Filmin tabii ki eksikleri var ama karşımıza korku ve komedi türünün iç içe geçtiği bir yapı çıkarıyor. Malum, ülke sıkıntılı günlerden geçiyor. Bu dönemlerde seyirci gülmek istiyor. O nedenle son aylarda komedi filmleri gişede yüksek rakamlara ulaşıyor. Gulyabani’de zengin oyuncu kadrosuyla bize “Korkularınızla yüzleşirken gülümseyin” diyor. Gulyabani’ye iyi bakın, size de tanıdık gelmiyor mu?Cihangir’e veda ettikMuhteşem Yüzyıl her hafta yükselen tansiyonuyla finale yaklaşıyor. Şehzade Mustafa’nın ölümünün ardından olaylar dur durak bilmiyor. Bu hafta şehzade Cihangir ağabeyi Mustafa’nın ölümün acısına dayanamadı ve o da Hakk’ın rahmetine kavuştu. Bu bölümde de gözyaşları sel oldu. Sezonun başında Tolga Sarıtaş’ın şehzade Cihangir olarak diziye katılacağını ilk ben yazmıştım. İşinin hep çok zor olduğunu düşündüm. Çünkü sırtında bir kamburla yaşamak ve bedenini öyle tutarak oynamak hayli meşakkatli bir iş. Sarıtaş, haftalarca bizi kırılgan ama mert, cesaretli bir şehzade olduğuna inandırdı. Geçtiğimiz hafta da Muhteşem Yüzyıl’a veda etti. Tolga Sarıtaş’ın emeğine sağlık… Halit Ergenç’le Tolga Sarıtaş’ın karşılıklı sahnelerinde adeta duygu patlamaları yaşandı. Bölüm Cihangir’in bebekliğinden günümüze flashback’lerle desteklendi. Kanuni Sultan Süleyman, oğlu Selim’e “Cihangir benim kıymetlim. Çünkü o benim vicdanım” dedi. Dizinin sonunda vicdanı yani Cihangir öldü. Bundan sonra vicdanını kaybetmiş bir cihan padişahının zulmünü izlemeye hazır olun.
Haftalardır tanıtımlarını izleyip Pis Yedili’ye benzetiyordum Boynu Bükükler’i ama emin olmak için birinci bölümü bekledim. Pis Yedili’de koleje düşen 7 arkadaşın hikâyesi anlatılıyordu, Boynu Bükükler’de yetimlerin okuduğu yatılı okula gelen kolejlilerin başına gelenleri izleyeceğiz. Karakter konumlandırmaları, çatışmanın çıkış noktası Pis Yedili’nin tam tersi duygusunu veriyor. Yani hazır olun, yine bir zengin-fakir komedisi izleyeceğiz. Gelelim Boynu Bükükler’e… Öncelikle eser sahibi Uğur Bayar’ın Boynu Bükükler şarkısını Küçük Emrah’tan dinlemeye alışmıştık. Sertaç Özgümüş, Selim Siyami Sümer’in yeni düzenlemesi, vokalde Güntaç Özdemir’in seslendirmesi şarkıyı bambaşka bir boyuta taşımış. Ben yeni halini çok sevdim. Barakuda Film’in yapımını, Ahmet-Mahmut Kayımtu’nun yapımcılığını üstlendiği diziyi Ömer Uğur yönetiyor. Senaryoda Cüneyt İnay imzası var. Dizinin oyuncu kadrosu hayli kalabalık. Ahmet Saraçoğlu, Murat Akkoyunlu, Ünal Yeter, Barış Başar çetesi yine çok başarılıydı.Reytinglerde 5’inci olduGenç yıldızlara gelirsek… Boynu Bükükler çetesi; Selim (Ahmet Olgun Sünear), Sarı (Güven Murat Akpınar), Hacı (Gün Koper), Kocaman (Cüneyt Çeliksoy) ve Gocuk’dan (Barış Küçükgüler) oluşuyor. Ekibi çok beğendim ama Cüneyt Çeliksoy’un oyununu biraz daha küçültmesi gerekiyor. Çoğu yerde oynadığını fazlasıyla hissettiriyor. Zengin çetesi; Kaptan (Çağlar Ertuğrul), Doruk (Barış Aytaç), Gönül (Damla Debre), İnci(Öznur Serçeler), Hülya (Bengi İdil Uras), Nil (Nihan Tarhan), Uzantı 1 (Anıl Altan), Uzantı 2 (Kadir İlter) oluşuyor. Bir de müdür Führer Fuat’ın çocukları Miray (Bensu Soral), Mithat (Bora Akkaş) var. Hikâyenin devamı belli. Esas kız Miray, Selim ve Er- sen arasında kalır. İlk bölümde espriler ve göndermeler çok iyiydi ama durum komedisi çıkmadığı için espriler havada kaldı. Anlayacağınız, kraldan çok kralcı müdürü, zengin züppeleri, garip yetimleri olan yeni bir gençlik dizimiz oldu. Boynu Bükükler, Kurtlar Vadisi ve Kardeş Payı’nın yayınlanmadığı haftada Tüm Kişiler’de 5.31 reytingle 5’inci, AB’de 4.53’le 7’nci oldu. İki dizinin olmaması avantajdı ama ilk bölümün düşük temposu seyirciyi kaçırdı. Umarım, Boynu Bükükler gelecek bölümlerde temposunu ve komedisini artırıp, reytingini yükseltir.Bakarsın Bulutlar Gider bugün BO Sahne’de başlıyorÖzen Yula’nın yazıp yönettiği, Kenan Ece ve Selen Öztürk’ün rol aldığı Bakarsın Bulutlar Gider oyununu uzun süredir merak ediyordum. Geçtiğimiz akşam Yula’nın davetiyle oyunun genel provasını izleme şerefine nail oldum. Kalemine çok saygı duyduğum isimlerden biri Özen Yula ve yine yapmış yapacağını… Bu kez bizi mutsuzluklarımızla ördüğümüz dünyamızda sırlarımızla yüzleşmeye götürüyor Özen. Bunu da Betül ve Kaya üzerinden yapıyor. Tabii ki umudu kıblemiz olarak göstererek… Bakarsın Bulutlar Gider, Betül’ün akşam namazını kıldıktan sonra televizyonun karşısına geçmesiyle başlıyor. Çalan kapıyla gelen yabancı Kaya, ölen kocası Orhan’ın ona bir emanet bıraktığını ve onu getirdiğini söylüyor. O emanete giden yüzleşmede can yakan sırlar bir bir açığa çıkıyor. Final büyük bir sürprizle bitiyor. Oyunun göndermesi de bol, kahkahası da… Ortada büyük bir acı var ama durumlar o kadar komik ki, bazen kendinizi “Güleriz ağlanacak halimize” derken bulacaksınız. Muhteşem Yüzyıl’ın Gülfem Hatun’u Selen Öztürk’ü daha önce sahnede izlemiştim ama Bakarsın Bulutlar Gider’de Betül’ün duygu depremini her an şiddetini artırarak sergiliyor. Kenan Ece’yi ilk kez sahnede izledim. Betül’ün tüm şiddeti karşısındaki sakinliğiyle içinize su serpiyor. Öztürk’ten aldığı pasları göğsünde yumuşatıp gole çeviriyor. Bakarsın Bulutlar Gider, bu akşam ilk oyunuyla BO Sahne’de başlıyor. İlk oyunda ben de orada olacağım. Son söz; Bakarsın Bulutlar Gider’i izleyin. Çünkü yüzleşmek büyütür. Oyun, 1, 2, 7, 15, 27 Mart’ta BO Sahne’de…
Her yıl Survivor başlamadan büyük tantana kopuyor. Kimler yer alacak, favori kim olacak diye tahminlerde alıp başını gidiyor. Bu yıl da aynı süreç yaşandı ve sonunda yarışacak isimler belli oldu. Bu yıl ünlüler takımı daha çok sporculardan oluşuyor. Ünlüler takımında; voleybolcu Duygu Bal, futbolcu Ahmet Dursun, milli atlet Merve Aydın, oyuncu ve futbolcu Serenay Aktaş, oyuncu Tolga Karel, model ve oyuncu Eda Özerkan, komedyen İsmail Baki Tuncer, oyuncu ve şarkıcı Gökhan Keser var. Gönüllüler takımına gelince; Ekrem Toroman, Emisa Samanta, Mendes Gomes Avcı, Mert Palavaroğlu, Müge Uzel, Ertunga Gemuhluoğlu, Turabi Çamkıran,Berana, Sibel Deniz Canbeldek, Akın Saatçi, Yiğit Dikmen, Sahra Esra Işık yer alıyor. Müge Uzel, güzelliğiyle şimdiden konuşulmaya başlandı bile… Yarışma sonunda onu kesin bir dizide göreceğiz. Acun Ilıcalı, “Olimpik Survivor’a hazır olun” diyor. Ünlüler takımında çok fazla sporcu olduğunu göz önünde bulundurursak, bu sezonun şampiyonun ünlülerden çıkması yüksek ihtimal. Pazar akşamı yeni sezonun Survivor’ı başlıyor. Kavgalara, oyunculara, entrikalara ve oluşacak yeni gündemlere hazır mıyız Türkiye?'Sanatçılardan 'oy ver' çağrısı'video için tıklayınYapımcılık eğitimi veriliyorCinemania’nın yapımcısı, sektörde 15 yılını deviren Fırat Sayıcı, 9 Mart’ta İstanbul Film Akademi’de uygulamalı televizyon programcılığı ve yapımcılığı atölyesine başlıyor. 12 hafta boyunca hafta bir gün ilerleyecek atölyede, TV kanallarının ve programlarının işleyişi, program türleri, program fikri ve formatı oluşturma, stüdyo içi ve dışı programlar, ekip oluşturmak, programı çekmek, yayınlamak ve basın tanıtımı yapmak gibi konular üzerinde durulacak. Atölyeye katılanlar birden fazla program demosu hazırlayacak. Derslere alanında uzman konuklarda katılacak.
Hafta salı ve çarşamba iki büyük dizi açılış yapacak. Yılbaşı gecesinden beri tanıtımları dönen, aylardır Rusya’da çekimleri devam eden, Kıvanç Tatlıtuğ ve Farah Zeynep Abdullah’ın başrollerini oynadığı Kurt Seyit ve Şura, haftaya salı saat 20.00’de Star TV’de başlıyor. Nermin Bezmen’in Kurt Seyit & Shura romanından uyarlanan dizi başlamadan 2014’ün en çok merak edilen yapımı arasına adını yazdırdı bile… Çok doğru bir tanıtım kampanyası yürüttüler ve hepimizi romanı bilmemize rağmen meraktan çatlattılar. Peki, salı akşamı nasıl bir grafik çizecek? Kanal D, Küçük Ağa dizisiyle salı akşamında müthiş bir ivme yakaladı. Dizi her hafta reytingini artırıyor. Kurt Seyit ve Şura mutlaka Küçük Ağa’nın hızını kesecektir. Ama ilk bölüm çok önemli. Eğer ritmi yüksek bir bölümle açılış yaparlarsa kısa sürede reyting listesinde zirveye otururlar.Kara Para Aşk başlıyorÇarşamba başlayacak dizi ise Kara Para Aşk. Başrolllerini Engin Akyürek ve Tuba Büyüküstün’ün oynadığı dizi saat 20.00’de atv’de başlayacak. Senaristliğini Eylem Canpolat ve Sema Ergenekon’un yaptığı, Ahmet Katıksız’ın yönetmenliğini üstlendiği dizi nişanlısını kaybeden bir polisle, babasının kara para akladığını öğrenen tasarımcı genç kızın yollarının kesişme hikâyesini konu ediniyor. Oyuncu kadrosu sağlam ama çarşambada şansı var mı? Muhteşem Yüzyıl son sezonunda ve olaylar dur durak bilmiyor. Önceki hafta şehzade Mustafa’nın idamı ve ardından yaşananlar reytingleri epey yükseltti. O nedenle Kara Para Aşk’ın bu sezon zirvede açılış yapması çok zor. Ama içeriği ve rejisi sağlam bölümler gelecek sezonu garanti altına alır. Eylül döneminde zirveye otururlar. Kısacası, önümüzdeki hafta Ay Yapım iki diziyle geliyor. İkisi de iddialı ve yüksek prodüksiyonlu projeler. Umarım, ikisi de kalitesiyle sektöre ivme kazandırır.Benim İçin Üzülme neden bitti?Salı akşamları Show TV’nin en yüksek reyting alan dizisiydi Benim İçin Üzülme. Hatta kanalın en yüksek reytingli dizisi. Ama hafta sonu yapımcısından dizinin bittiğine dair açıklama geldi. Kısa bir araştırma sonucunda neden bittiği ortaya çıktı. Efendim, bildiğiniz üzere Benim İçin Üzülme atv’den Show TV’ye transfer oldu. İmzalanan sözleşmelerde başka bir kanala transfer olamayacağı yazıyor. Aldığım duyumlara göre kanal 17 bölümdür yapımcıya para ödeyemiyor. Bundan sonra da ödeme yapamayacağını bildirmiş. Başka bir kanala da transfer olamayacağı için yapımcı diziyi bitirme kararı almış. Bu sezon bir sürü dizi 5 reyting bile alamazken, Benim İçin Üzülme’ye yazık oldu.
Farkında mısınız, ekran her geçen gün bir arabesk albümüne benziyor. Ben size sadece yeni başlayan ve başlayacak dizilerin isimlerini yazayım. Alt alta koyup bakalım. Ben de Özledim, Ne Diyosuun!, O Hayat Benim, Boynu Bükükler, Hatasız Kul Olmaz, Kaderimin Değiştiği Gün, Yılanların Öcü… İsimlerine baktığınızda size de ekran akışından çok bir arabesk albümünü anımsatmıyor mu? Peki, ekran neden bu hale geldi? Kanal yöneticilerine ve yapımcılara sorsak cevap hazır: “TNS’nin sunduğu yeni panel bunu istiyor. Modern ve değişik işler yaptığımızda reyting olarak karşılığını göremiyoruz.” İşte herkes bu koca ve büyük yalana kapıldı gidiyor. Kabul ediyorum, panel değişti ama siz bu panelin önüne başarılı işler koyduğunuzda izliyor. Modern diye yapılan işlerin çoğu kimse kusura bakmasın ama sadece çekenler için modern. Bana kalırsa senarist, yönetmen ve yapımcıların entelektüel görünme kaygısı dizilerin sonunu getiriyor. Herkes topluma dizi yaptığını unutup, kendisini tatmin etmeye çalışıyor. Kısacası sektöre iş yapıyor. Mesela, şimdi aşağılanan ve modern işlerden anlamadığı söylenen seyirci AGB döneminde de çarşamba akşamları Muhteşem Yüzyıl izliyordu, şimdi de onu izliyor. Demek ki, önüne iyi iş sunulunca izleniyor.İğneyi seyirciye batıralımHadi elimizi vicdanımıza koyalım… Leyla ile Mecnun’dan sonra başlayan Ben de Özledim üzerine çok özenilen bir proje miydi? Vicdan bitti ama yankısı sürüyor. Hikâye çok klişe değil miydi? Şahane oyuncu kadrosu dışında sizi cezbeden neydi? Ne Diyosuun!’un modern hayatı anlattığına beni kimse inandıramaz. Modernlik böyle bir şey değildir. İntikam, hikâyeden çok oyuncunun peşine düşüldüğü için bitmedi mi? Kayıp, bilmece soracağım derken, bulmacaya dönüştüğü için izleyiciyi yormadı mı? Bunun gibi onlarca örnek sayabilirim. Ama asıl tehlike başka. Biz ekranda çok değil, bir yıl önce Behzat Ç., Leyla ile Mecnun, İşler Güçler gibi alternatif diye tanımladığımız işler izledik. Ama sonrasında yapılan ve alternatif, modern, farklı diye tanımlanan ama bana kalırsa fazla hesap içinde boğulan bu işler sektörde tehlike yarattı. Bu işlerin tutmaması ya da üzerine çok özenilmemesi yeni bir önyargı oluşturdu: “Bu tip işler tutmaz.” Hal böyle olunca ekran arabesk albümüne döndü. Peki, iğneyi izleyiciye batıralım ama çuvaldızı da sektör çalışanları hak etmiyor mu? Şimdi bu kötü örnekler yüzünden kimse alternatif iş yapmayacak.Halit Ergenç'i çıldırtan caps!Halit Ergenç’e ayıp ettilerHalit Ergenç’in Muhteşem Yüzyıl’da canlandırdığı Kanuni Sultan Süleyman karakterinin oğlu Şehzade Mustafa’yı öldürtmesinin yankıları sürüyor. Ama arada çok çirkin şeyler de yaşanıyor. Cumartesi günü Halit Ergenç, Twitter hesabından bir fotoğraf paylaştı. Fotoğrafta eşi Bergüzar Korel, oğlu Ali ve kendisi denizden çıkıyor ve üzerinde “Biraz büyüsün de öyle boğarım ben bunu “ yazıyor. Ergenç, “Buna çok gülüp, bir de gülelim diye bana ve Bergüzar’a yollamışsınız. Biraz edep, biraz utanma lütfen. Hiç komik değil” diye cevap yazmış. Yerden göğe kadar haklı. Belli ki, bunu yapan kişiler şaka yaptıklarını zannediyor. Ama insanın evladıyla ilgili böyle bir şaka yapılmaz. Zaten böyle bir şaka yapma zihniyetini anlamadım, anlamayacağım. Şakayla edepsizliği birbirine karıştırmışlar. Edep yahu!
Muhteşem Yüzyıl’dan kimler geldi, kimler geçti… Bu dizinin oyuncu kadrosuyla on dizi bile yapılabilirdi. Malum, dönem dizisi çekip erkek oyuncuların sakallı olması gerekince sektörün yarısı sakallı oyuncularla doldu. Bu durumu artık o kadar kanıksadık ki, son bir yılda sakal bıraktığını gördüğümüz her oyuncuya “Hayırdır, Muhteşem Yüzyıl’da mı oynamaya başladın?” demeye başladık. Peki, erkek oyuncular için sakal bırakmak ne demek? Dizisi biten ve boşa çıkan oyuncu sakal bırakıyor. Çünkü hem yüzünü dinlendirmeye alıyor, hem de yeni gelecek rol için kendini hazırlıyor. Sakallı olmak onlar için avantaj. Gelecek role göre fiziksel değişim uygulayabiliyorlar. Erdal Beşikçioğlu’nun tabiriyle sakal bırakmak, “Demlenme sürecidir. Yeniden şekil almak için saçı ve sakalı bırakırız. Sakal işsiz oyuncu demektir.” Yani anlayacağınız, her sakallıyı Muhteşem Yüzyıl’dan sanmak büyük bir yanılgı…İNTİKAM’A YAZIK ETTİLERBeren Saat, Mert Fırat, Yiğit Özşener, Ezgi Eyüboğlu, Arzu Gamze Kılınç ve Zafer Algöz’ün başrollerini oynadığı İntikam dizisi perşembe akşamı erken final yaptı. Revenge dizisinin Türkiye’de uyarlanacağını ilk duyuran kişiydim ve Türk izleyicisinin seveceğine de emindim. Ama işler hiç sandığım gibi gitmedi. Eğer Revenge Türk izleyicisine uyarlansaydı, bence sevilmeme şansı yoktu. Ama dizi uyarlanmadı. Neredeyse hiç değişikliğe uğramadan birebir yayınlandı. Biz Revenge’i İntikam adıyla Türk oyuncularla izledik. Hal böyle olunca, Amerikan senaryosuyla Türk izleyicisi kan uyuşmazlığı yaşadı. Birçok sahnenin Türkiye’de karşılığı yoktu. İntikam, 44 bölüm sürdü. Finali ise orijinalinden farklıydı. Çünkü Revenge Amerika’da devam ediyor. O nedenle yazılan senaryo Amerika’ya gönderildi ve onay alındıktan sonra çekildi. Finali izlerken “Keşke baştan beri uyarlasalarmış” dedim. Eğer bu üslupla başlasalardı, İntikam’ın tutmama şansı yoktu.Karagül dizisinin parlayan oyuncusuKaragül, bana kalırsa bu sezonun en heyecanlı senaryosuna sahip. Her bölüm heyecan dozu artıyor ve kendinizi Kendal ve ailesinin entrikalarını gözetlerken buluyorsunuz. Dizide Kendal Ağa’nın karısı Özlem karakteri beni şaşırtan oyuncuların başında geliyor. Özlem karakterine Hilal Altınbilek hayat veriyor. Henüz 23 yaşında ve Karagül ikinci dizisi ama harikalar yaratıyor. Onun içindeki hırs bitmek bilmiyor. Bir yandan da yarattığı entrikadan zevk alıyor. Son bölümde söylediği gibi “Uçurumlar ve denizler konusunda şerbetliyim, bana karada ölüm yok” diyecek kadar gözü kara. Aslında çok güzel ama ne çenesini tutabiliyor, ne de akıllı davranıyor. Sonunda kazanan olduğunu zannediyor ama hep kaybediyor. Ben Hilal Altınbilek’i izlemekten keyif alıyorum. Her hafta biraz daha karakteri köpürtüyor. Ekranın yeni kötü kraliçeleri listesine de adını yazdırmayı ihmal etmiyor.