Ramazan ayı başladı, hayırlı olsun! En uzun günlerin yaşandığı bu ayda oruç dönemini rahat geçirmek, aşırı kilo almamak için bazı önerilerim var...İftariyelikleri yemek çok keyifli ama dikkat! En çok bunlarla kilo alınıyor. Pide, zeytin, hurma, peynir derken daha başlangıçta bol kalori giriyorvücuda. Yemeyin demiyorum, ama sonrasında daha değişik yemekler de olduğunu unutmayalım.Çorbayı yağsız yapabilirsiniz Bir yemek kaşığı zeytinyağından 123 kalori alıyoruz. Zaten salatamıza yağ koyuyor, bol zeytinyağlı sebze yiyoruz. Yağsız çorbaya alışmak o kadar zor değil, deneyin göreceksiniz.Pideyi ölçülü yiyin!İki dilimi geçmemeye çalışın. Unutmayın unun fazlası kilo aldırıyor!Sucuk, salam ve sosisten uzak durunSucuk, salam, sosis gibi işlenmiş etlerin hem toksik yükü fazla, hem de bol kalorileri var. Ve sıcakta da ağır gelebilirler.Yavaş yiyinYavaş yiyen az da yiyor. Nedeni şu: Mide hacim reseptörleriyle çevirili. Bu reseptörlerin uyarıyı alıp beyne götürmesi, beynin de bize ‘doydun’ komutu vermesi için 15-20 dakika gerekiyor. Yani biraz süre verirsek vücudumuza, o kendi işini biliyor.Bol bol su içinGün boyu vücudunuz susuz kalacak. Kaybedilen suyu yerine koymak çok önemli. Doğal mineralden zengin suyu tercih ederek vücut mineral dengenize de yardımcı olun.İftardan sonra siyah çay içmeyinBitki çayları hızlı yemekten kaynaklanan gaz, şişkinlik, sindirim sorunlarınıza destek olacaktır. Ancak hemen yemek sonrası aşırı koyu siyah çay içmeyin. Demiri emilimini çok azaltıyor. Birebir yaşadım ve gördüm. Yemek sonraları bayıldığım siyah çayı kaldırıp yerine beyaz çayı koydum; kan tahlilimde yıllardan sonra ilk kez demir seviyesi sınırın üzerinde geldi.Kırmızı ete dikkat!Ağır etler yerine tavuk ve balığı tercih edin.Örnek olunMisafirlerinize iftar sofrası hazırlarken hafif seçenekler de sunun.Sahuru atlamayınSahur yapmak çok önemli. Çünkü aç kalacağınız uzun bir gün size bekliyor. Bu sürede kan şekeri dengesinin korunması için mutlaka sahura kalkılıp doğru beslenilmeli. Sahurda hafif bir kahvaltı yapabilir veya çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edebilirsiniz.Izgara, haşlama ve fırında pişmiş yemekleri tercih edin. Kızartma çok lezetli biliyorum, ama haftanın 5 günü yememiz gerekmiyor.Porsiyonları küçük tutmaya çalışın Çok sık yapılan bir hata da şu: Ağır bir iftar yemeği yeniyor, hemen TV karşısına geçiliyor veya uzanılıyor. Doğrusu biraz dinlendikten bitki çayınızı içtikten sonra yarım saat de olsa yürüyün.KAYBETTİĞİNİZ SIVIYI YERİNE KOYUYOR MUSUNUZ?Birkaç yıldır ramazan ayı çok sıcak yaz günlerine rastlıyor. Bu nedenle oruç tutanların iftardan sahura sıvı kaybını yerine koymaya çalışmaları gerekiyor. Oruç döneminde sıvı dengesini sağlamak için tüketilebilecek en sağlıklı içecekler su, maden suyu, bitki çayları, ayran, taze sıkılmış sebze ve meyve suyu... Eğer bir bardaktan fazla içecekseniz gereksiz yüksek kalori almamak için ayranının lightını tercih edin.Örnek oruç programıSahur- 1 haşlanmış yumurta- 1 dilim beyaz peynir- 2 dilim ekmek- 5 zeytin/ zeytinyağı- 3-4 ceviz- Domates-salatalık- 1 bardak ayran / Yeşil veya Beyaz çay- 1 kase süt/yoğurt- 3 kaşık müsli- Taze mevsim meyveleri- 1 çay kaşığı tarçın- 2-3 ceviz- İçecek- şekersiz beyaz, yeşil, bitkisel çay, su, ayran - tercihiniz siyah çay ise uykunuzun kaçmaması için çok açık içmelisiniz.İftar- 3 zeytin- 1-2 hurma- 1 dilim peynir- 1 dilim pide- Izgara et- tavuk- balık- Bulgur pilavı- Salata- Cacık- Sütlü tatlıKİMLER ORUÇ TUTMAMALI?- Hamileler- Süt verenler- Şeker hastaları- Kalp-damar hastalığı olanlar- Tansiyon hastaları- Kronik böbrek yetmezliği olanlar- Düzenli ilaç kullanması gerekenler- Yaşlılar- Vücut direnci düşük olanlar- Ameliyat sonrası iyileşme sürecinde olanlar- Büyüme çağındaki çocuklar- Kanser hastalarıRAMAZAN TATLISIZ OL-MU-YOR!Ramazan’da tatlı keyfi başka! Ramazan tatlılarının damağımızda bıraktığı ayrı bir lezzet var gerçekten. Bunları özlüyoruz, bekliyoruz. Bu nedenle bol şerbetli, aşırı şekerli tatlılardan uzak durmakta yarar var. Bunların yerine yaza daha uygun hafif, meyveli, sütlü tatlıları tercih edin.
Ülkemizde fazla kilolu ve şişman insan çok ve hızla da artıyor. Yağı tüm vücuda orantılı dağılanlar var, bir de normal gibi görünüp Everest tepesi gibi göbekle dolaşanlar var. İspanya Navarra Üniversitesi Metabolik Araştırma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Gema Frühbeck yağı nerede depoladığımızın önemli olduğunu söylüyor.Obesite konusunda mükemmeliyet ödülü almış bir laboratuvarın başındasınız. Neler yapıyorsunuz?Obesiteyi çok yönlü mercek altına aldık. Şu anda daha çok vücut yağının depolanma şekline odaklandık.- Yani diyorsunuz ki yağ önemli değil, nerede toplandığı önemli...Aynen öyle! Hastamın kaç kilo çıktığı ilgilendirmiyor beni… Yağı nerede , o ilgilendiriyor.- Karın içi yağ dokusunun aşırı artması en tehlikelisi, değil mi?Kesinlikle! Çünkü burada toplanan yağ tüm hastalıklar ve kanser riskini artırıyor. Karnınıza aşırı yağ toplamayın!- Obesite tedavisini rahatlatıcı bir gelişme bekliyoruz.. Umut var mı?Tablo üzücü. Obesite o kadar yaygınlaştı ki artık normal kabul etmeye başladık. İyi haber ise şu: Kilonuzda ufacık azalmaların bile yararı oluyor. Şişmanları biraz daha hareket ve sağlıklı bir beslenme biçimi konusunda motive etmeliyiz. Gerçekçi hedefler konmalı: Şöyle diyoruz: ‘Bu hafta sizi yürüteceğiz’.- Motivasyon gerçekten çok önemli. Ancak yol uzun, sürekli motive kalmaları da güç.Obesite nezle gibi akut bir durum değil. Kronik bir durum. Tüm yaşamımız boyunca uğraşmamız gerekiyor. Sorunun çözümünde psikososyal faktörler de çok önemli. Umut çok, ama çok önemli.- Ya obesite ilaçları?Etkileri var; kiloyu azaltıyor, şekeri düşürüyorlar.- İlaç ne zaman devreye girmeli?Eğer vücut kitle indeksi 27’nin üzerindeyse doktor kontrolünde başlanabilir.- Ya bariatrik cerrahi? Türkiye’de de gittikçe yaygınlaşıyor. Bariatrik cerrahinin şişmanlıkla mücadelede en etkin yol olduğu gösterildi. Biz de farelerde çok yararlı sonuçlarını görüyoruzBariatrik cerrahiye girenlerden yağ dokusu örneği alıyoruz. Sağlıklı şişman ve normal kişilerde yağ dokusu yapısı arasında pek fark yok.Son olarak altını çizerek tekrarlayacağım bir nokta var: Unutmayın; çok fazla yağ bizi kansere giden yola sürüklüyor.- Duygusal olarak light mısınız?Eğer duygusal olarak light olmazsak bedensel olarak da light olamıyoruz. Buna defalarca tanık oldum; hem kendimde, hem başkalarında… Bizi sürekli rahatsız , huzursuz eden duygulardan kurtulalım, negatif kişileri uzaklaştıralım . Sorunlar mı? Elbette varlar ve olacaklar, ama sorunlar biz çözelim diye varlar. Hafifleyin, gevşeyin, ‘Her şey çok güzel olacak ‘ deyin. İnanın kilo vermeye de başlayacaksınız.- Çöpe giden yiyecek ne kadar?Her gün çöpe giden yiyecek ne kadar biliyor musunuz? Son rakamları gördüğümde inanamadım.Tüm dünyada her gün çöpe giden yiyecek 1,300 milyon ton.Avrupa Birliği’nde 89 milyon ton.İngiltere’de 14,4 milyon ton.Almanya’da 10.4 milyon ton.Hollanda’da 9.5 mlyon ton.Fransa’da 9.1 milyon ton.Fransa daha çok yeni bir kanunu yürürlüğe koymuş; Fransa’da süpermarketler artık yiyecekleri yardım kuruluşlarına veya hayvan yemi yapılması için gerekli kuruluşlara verecekler. Çok yakında bunun diğer Avrupa ülkelerinde de uygulanacağı düşünülüyor.ARTIKLARDAN OLUŞAN AÇIK BÜFEDE YEDİMİngiltere’de yaşadığım Bath şehrinin sembolü olan binayı onarmak için geçenlerde bir akşam yemeği davetine katıldım. Şehrin ileri gelenlerinden bağışta bulunanların katıldığı bir yemekti. Hemen yanımdaki kişi 1,5 milyon pound ( TLkarşılığı için 4 ile çarpın) bağışta bulunmuştu… Bütün bu zengin insanlara süpermarket artıklarıyla pişirilmiş bir açık büfe sunuldu. Harikaydı. ‘Farkındalık yaratmak işte böyle olur’ diye düşündüm! Rahmetli büyükannem ’ Kızım ben kendimi çok tutumlu sanıyordum. Ama sen daha tutumlu çıktın’ der.
Yapılan çalışmalar Türkiye’deki kadınlar için pek içaçıcı değil; obezite oranı yüzde 29.9... Erkeklerde ise yüzde 12.9!Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan “Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması-2010” ön çalışma raporuna göre Türkiye’de obezite sıklığı* Erkeklerde yüzde 20.5* Kadınlarda ise yüzde 41.0Toplamda yüzde 30.3Çok şişman olanların oranı ise yüzde 2.9.Türkiye’de şişmanlık konusunda şimdiye kadar yapılmış en büyük çalışma ise TURDEP çalışması (Türkiye Diyabet, Obesite ve Hipertansiyon Epidemiyoloji araştırması) 24.788 kişiye bakılmış. 20 yaş üzeri bu kişilerde kadınlarda obesite oranı yüzde 29.9 erkeklerde yüzde 12.9 bulunmuş. Bu çalışmanın dikkat çekici bir yanı da santral yağlanmaya da bakılması. Kadınların neredeyse yarısının karın bölgesinin aşırı yağlı olduğu bulunmuş. Bu da şunu gösteriyor: Türk kadını kısa süre sonra kalp-damar hastalıkları, diyabet ve yağlanmanın yol açtığı bazı kanser türleri nedeniyle hastane kapılarını aşınıdıracak.Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Arzu Çağdaş ile konuştum.Kadınlar niye daha şişman?Metabolizmamız yaşımız ilerledikçe, 30’lu yaşlardan sonra her 10 yılda yüzde 2-3 olmak üzere yavaşlar. Kadınlarda özellikle menopozdan sonra östrojenin azalmasıyla göbek bölgesinde yağlanma başlıyor. Bu da insülin direnci ve metabolik sendroma yol açar. Erkeklerde ise mevcut olan kas kitlesi nedeniyle bazal metabolizma ( vücudumuzun temel fonksiyonlarını gerçekleştirebilmesi için gerek duyduğu minimum enerji) daha hızlıdır. Ayrıca erkeklerde bulunan testosteron hormonu östrojene oranla metabolizmayı daha fazla hızlandırmaktadır.Menapozda kilo alımı artar- Kadınların erkeklere göre daha yağlı vücudu var. Bu da nedenlerden biri değil mi?Tabii. Kadınlarda mevcut olan yoğun yağ dokusu nedeniyle normal de de bazal metabolizma zaten daha yavaştır.- ’Menopoza girdim, onun için kilo alıyorum’ bir özür mü, yoksa doğru mu? Doğru ama özür olarak kullanmamak gerekir. Menopozda kilo artışının çeşitli nedenleri var: Metabolizma yavaşlamasının yanısıra depresyon nedeniyle kullanılan antidepresanlar, tiroid hormonu salınımdaki sorunlar, hareket eksikliği...Lifli yiyecekler tüketmek gerekli- Menopozda kilo almamak için hangi önlemleri almalı? Menopoz sonrasında beslenme şekli değiştirilmeli; daha bol sebze, lifli yiyecekler tüketilmeli. Yaşla birlikte yağ dokusu artıyor, kas dokusu azalıyor. Yağ yağ yakmaz, kas yağ yakar. Özellikle kasları çalıştırmak üzere pilates, erobik, ağrlıklarla çalışın.- Menopozda hormon terapisi konusuna ne diyorsunuz?Menopozda hormon kullanımı eksik olan östrojeni yerine koymayı amaçlar. Yavaşlayan metabolizmaya olumlu ya da olumsuz etkisi yoktur. Bunun yanı sıra bozulan mood ve depresif değişikliklere olan olumlu etkisi ise tabii ki yadsınamaz.Braun ile babanız daha zinde kalacak...Bir baba çok güçlü bir kalbe sahiptir. Ancak her kalp gibi onun da bakıma ve korunmaya ihtiyacı vardır. Bu Babalar Günü’nde onun kalbine hak ettiği değeri verin. Babanız için, onun kalbini ve sağlığına göz kulak olacak, Türkiye Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği tarafından onaylanmış Braun ExactFit tansiyon ölçme cihazından daha iyi bir hediye ne olabilir?Braun tansiyon ölçüm cihazları birçok ihtiyaç ve gereksinim göz önüne alınarak geliştirilmiştir. Braun bu ürünüyle tansiyonunuzu düzenli olarak takip etmenizi sağlarken, muhtemel kalp ve damar hastalıklarının erken teşhis edilmesinde yardımcı olur. VitalScanTM 1 & 3 BBP2000 & BBP2200 bilekten ölçüm cihazları kan basıncınızı ölçmeniz için ihtiyacınız olan nitelikleri size sunar. Bilekten ölçüm yapan VitalScanTM 5 BPW4100 & BPW4300 ise seyahat eden ve sık kullananlar için...
Ülkemizde fazla kilolu ve şişman insan çok ve hızla da artıyor. Yağı tüm vücuda orantılı dağılanlar var, bir de normal gibi görünüp Everest tepesi gibi göbekle dolaşanlar var. İspanya Navarra Üniversitesi Metabolik Araştırma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Gema Frühbeck yağı nerede depoladığımızın önemli olduğunu söylüyor.Obesite konusunda mükemmeliyet ödülü almış bir laboratuvarın başındasınız. Neler yapıyorsunuz?Obesiteyi çok yönlü mercek altına aldık. Şu anda daha çok vücut yağının depolanma şekline odaklandık.- Yani diyorsunuz ki yağ önemli değil, nerede toplandığı önemli...Aynen öyle! Hastamın kaç kilo çıktığı ilgilendirmiyor beni… Yağı nerede , o ilgilendiriyor.- Karın içi yağ dokusunun aşırı artması en tehlikelisi, değil mi?Kesinlikle! Çünkü burada toplanan yağ tüm hastalıklar ve kanser riskini artırıyor. Karnınıza aşırı yağ toplamayın!- Obesite tedavisini rahatlatıcı bir gelişme bekliyoruz.. Umut var mı?Tablo üzücü. Obesite o kadar yaygınlaştı ki artık normal kabul etmeye başladık. İyi haber ise şu: Kilonuzda ufacık azalmaların bile yararı oluyor. Şişmanları biraz daha hareket ve sağlıklı bir beslenme biçimi konusunda motive etmeliyiz. Gerçekçi hedefler konmalı: Şöyle diyoruz: ‘Bu hafta sizi yürüteceğiz’.- Motivasyon gerçekten çok önemli. Ancak yol uzun, sürekli motive kalmaları da güç.Obesite nezle gibi akut bir durum değil. Kronik bir durum. Tüm yaşamımız boyunca uğraşmamız gerekiyor. Sorunun çözümünde psikososyal faktörler de çok önemli. Umut çok, ama çok önemli.- Ya obesite ilaçları?Etkileri var; kiloyu azaltıyor, şekeri düşürüyorlar.- İlaç ne zaman devreye girmeli?Eğer vücut kitle indeksi 27’nin üzerindeyse doktor kontrolünde başlanabilir.- Ya bariatrik cerrahi? Türkiye’de de gittikçe yaygınlaşıyor.Bariatrik cerrahinin şişmanlıkla mücadelede en etkin yol olduğu gösterildi. Biz de farelerde çok yararlı sonuçlarını görüyoruzBariatrik cerrahiye girenlerden yağ dokusu örneği alıyoruz. Sağlıklı şişman ve normal kişilerde yağ dokusu yapısı arasında pek fark yok.Son olarak altını çizerek tekrarlayacağım bir nokta var: Unutmayın; çok fazla yağ bizi kansere giden yola sürüklüyor.- Duygusal olarak light mısınız?Eğer duygusal olarak light olmazsak bedensel olarak da light olamıyoruz. Buna defalarca tanık oldum; hem kendimde, hem başkalarında… Bizi sürekli rahatsız , huzursuz eden duygulardan kurtulalım, negatif kişileri uzaklaştıralım . Sorunlar mı? Elbette varlar ve olacaklar, ama sorunlar biz çözelim diye varlar. Hafifleyin, gevşeyin, ‘Her şey çok güzel olacak ‘ deyin. İnanın kilo vermeye de başlayacaksınız.- Çöpe giden yiyecek ne kadar?Her gün çöpe giden yiyecek ne kadar biliyor musunuz? Son rakamları gördüğümde inanamadım.Tüm dünyada her gün çöpe giden yiyecek 1,300 milyon ton.Avrupa Birliği’nde 89 milyon ton.İngiltere’de 14,4 milyon ton.Almanya’da 10.4 milyon ton.Hollanda’da 9.5 mlyon ton.Fransa’da 9.1 milyon ton.Fransa daha çok yeni bir kanunu yürürlüğe koymuş; Fransa’da süpermarketler artık yiyecekleri yardım kuruluşlarına veya hayvan yemi yapılması için gerekli kuruluşlara verecekler. Çok yakında bunun diğer Avrupa ülkelerinde de uygulanacağı düşünülüyor.Artıklardan oluşan açık büfede yedimİngiltere’de yaşadığım Bath şehrinin sembolü olan binayı onarmak için geçenlerde bir akşam yemeği davetine katıldım. Şehrin ileri gelenlerinden bağışta bulunanların katıldığı bir yemekti. Hemen yanımdaki kişi 1,5 milyon pound ( TLkarşılığı için 4 ile çarpın) bağışta bulunmuştu… Bütün bu zengin insanlara süpermarket artıklarıyla pişirilmiş bir açık büfe sunuldu. Harikaydı. ‘Farkındalık yaratmak işte böyle olur’ diye düşündüm! Rahmetli büyükannem ’ Kızım ben kendimi çok tutumlu sanıyordum. Ama sen daha tutumlu çıktın’ der.
Havuzların açılmasıyla birlikte bazı ürolojik hastalıklar da arttı. Özellikle biz kadınlar bazı hastalıklara erkeklerden daha fazla yatkınız. Bunların başında da sistit; yani mesane iltihabı geliyor. Ürolog Doç. Dr. Haluk Kulaksızoğlu ile konuştum.Doktor Bey, havuz mevsimini açtık. En sık hangi şikayetlerle karşılaşıyorsunuz? Havuz mevsimi geldiğinde en sık karşılaştığımız sorunlar sistit adı verilen idrar torbasının iltihabı, böbrek taşları ve buna bağlı ağrı durumlarıdır. Aslında taş oluşumu direk havuzdan çok havuz kenarında kaybedilen sıvının yerine konmaması nedeni ile böbreklerde taş oluşumu ile ilgilidir. İnsanlar havuz içinde susuzluk hissetmezler. Ancak su içinde de vücudumuz ciddi oranda sıvı kaybeder. Bu sıvı yeteri kadar yerine konulmadığında böbreğin belirli bir oranda atmak zorunda olduğu kalsiyum kristalleri yoğunlaşarak birbirleri üzerine çökerler . Sonra da bu kristaller birleşerek de böbrek taşı oluşumuna yardım ederler.Neden sistit oluyoruz?Sistit normalde mesaneye girip yerleşmemesi gereken mikropların buraya girerek çoğalmaları ve buna karşı vücudumuzun verdiği cevabın sonucu … Bu mikropların bir kısmı zaten vücudumuzda özellikle makat bölgesinde yerleşmiş olan mikroplar , bir kısmı da dış kaynaklardan gelebilmektedir.Vücudumuzun çeşitli savunma mekanizmaları vardır. Bunlar erkeklerde ve kadınlarda farklılıklar gösterir. Sistit olabilmesi için patojen adı verilen bu zararlı mikropların vücudun savunma mekanizmalarını aşarak mesaneye girmesi ve yerleşmesini gerekiyor.Erkekler neden daha az sistit oluyor?Erkeklerde anatomik olarak idrar kanalın daha uzun, bu iltihap riskini azaltıyor. Ancak sünnet olmamış erkek çocuklarda da risk yine yüksek olabiliyor. Kadınların idrar kanalı kısa ve makat bölgesi ile yakın olduğundan mikropların girmesi daha kolay. Bu kısalığa rağmen herkeste enfeksiyon görülmemesinin ana sebebi vajen girişinde yer alan bizim “iyi mikroplar” olarak tanımlayabileceğimiz floranın olmasıdır. Bu iyi mikroplar ( laktobasiller) dışarıdan başka mikrobun girip yerleşmesini engellemektedirler. Aynı şekilde vajen içindeki asit dengesi de mikropların rahatlıkla yerleşmesini engelleyecek tarzdadır. Bu korunma mekanizmalarının dengesinin bozulması kadınlarda sistit ile sonuçlanabilir. Bu tip iltihaplar aşağıdan yukarı çıkabildiği gibi böbreklerde taş veya tıkanıklık olması gibi durumlarda da yukarıya yerleşmiş mikropların aşağı idrar yollarına inmesi sonucunda da sistit yine görülebilen bir sağlık sorunudur.Sistitin belirtileri neler? Sistit çok rahatsızlık verici bir durumdur. Sık idrara çıkma, idrar yaparken zorlanma, göbek altında bir dolgunluk ve ağrı hissi, idrarın yanma hissi, idrar renginde koyulaşma veya kanama olması, koku ilk baştaki şikayetlerdir. Genellikle basit sistit olgularında ateş yüksekliği beklemeyiz. Ancak enfeksiyon ilerler ise ve böbrek de etkilenmiş ise o zaman ateş ortaya çıkabilir. Kişide genellikle ciddi halsizlik de mümkündür.Belirtileri fark eder etmez hemen doktora başvurmalı, değil mi?Sistit için ilk yapılması gereken ilk sıradaki şey bol su tüketmeye başlamaktır. Daha sonra doktora başvurarak tahlil ve gerekli incelemeler yapılmalı.Doktor kontrolünde gerekli incelemeler yapılıp tedaviler düzenlenmediğinde iki durumla karşılaşabiliyoruz: Yetersiz tedavi veya aşırı tedavi... İkisi de oldukça ciddi sorunlara yol açabiliyor.KRANBERİ YÜKSEK ORANDA C VİTAMİNİ İÇERİRTedavisi nasıl?Genellikle sistite neden olan mikropların ne oldukları bilindiğinden doğru antibiyotik seçimi bizim açımızdan bellidir. Hatta bu amaçla tek dozluk antibiyotik tedavileri önerilmektedir. Bireylerin dikkat etmesi gereken en önemli nokta bol miktarda sıvı alınmasıdır. Bol sıvı alındığında idrar yoğunluğu mikropların çoğalmasını engeller. Bunun yanısıra yine idrar asit derecesinin değerlendirilerek asit yönde tutulmaya çalışılması gerekir. İdrarı asit tutmanın en kolay yolu bol miktarda C vitamini alınımıdır. C vitamini vücutta birikmeyen ve idrar yolu ile atılan bir maddedir. Atılırken idrarın yapısını asite doğru çektiğinden mikropların yerleşmesini engeller. Yine tuvalet alışkanlıkları büyük önem taşımaktadır. Özellikle taharetlenmenin doğru yapılması ve iç çamaşırlarında mümkün olduğu kadar emici özellikte olan pamuklu tercih edilmesi ve sık değiştirilmesi önerilmektedir.ABD’de bazı doktorların sistiti kranberi suyuyla tedavi ettiği bilgisi var. Bu yöntem ülkemizde de deneniyor mu? Kranberi ilginç bir meyve aslında. C vitaminini yüksek oranda içeriyor. Diğer çok önemli bir özelliği ise; yapısal olarak mesane içinde koruyucu bir film tabaka oluşturarak mikropların buraya yerleşip çoğalmalarını engellemesidir. Bu açılardan sıklıkla kullanmaktayız. Ancak bu etkiler de tedavi edici değil, koruyucudur. Bu nedenle sistit ile ilgili tedavi ile birlikte veya sonrasında başlanması gerekir.Kranberi suyu mu, meyvesini mi?Kranberi suyu konsantre olduğundan kranberiyi çiğ yemekten daha etkili olabilmektedir.Şeker hastaları gibi içeriğinde şeker bulunduğundan kullanamayanlar veya çok şekerli meyve yemek istemeyenler için yine doğal olarak hazırlanmış tabletleri de bulunuyor.SİSTİTİN TEKRARLAMAMASI İÇİN NE YAPMAK GEREKLİ?- Bol su içmek  Doğru taharetlenme- Havuz kullanıyorsak bunun temiz olduğundan emin olmak- Islak mayo ile kalmamak / çıkar çıkmaz mayonun değiştirilmesi- Böbrek taşı veya idrar yollarını ilgilendiren başka rahatsızlıklar varsa bunların tedavisini tamamlamak- C vitamininden yüksek gıdaları tüketmek- Cinsel aktif kadınlarda hijyene dikkat etmekSEPETTEKİ SAĞLIKKRANBERİ (CRANBERRY)- Süper meyvelerden biri.- Kızılderililer tıbbi amaçlarla kullanıp yetiştirmişler, suyuyla kumaş da boyamışlar.- Bol C vitamini içeriyor.- İdrar yolları enfeksiyonları için kullanılıyor.- İçerdiği bileşikler idrar yolarındaki hastalık yapıcı bakterilerin atılmasını sağlıyor. 2004’de Fransa’da cranberry suyunun idrar yolları sağlığına yardımcı olduğu onaylandı.- Antioksidan gücü yüksek; kanseri önlemeye yardımcı.- Meyve suyu, sos, kurutulmuş meyve olarak tüketiliyor.
Florence Nightingale Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Kayan Tapan hem kilolu bir kişinin rahatlıkla uygulayabileceği antioksidan gücü yüksek 7 günlük bir program hazırladı. Sağlıklı beslenmeyle ilgili önerilerde bulundu.Prag’daki Avrupa Obezite Kongresi’nden yeni döndüm. Orada vejetaryenlerin ortalama 3,5 yıl daha uzun yaşadığı açıklandı. Ben de Diyetisyen Tuba Kayan Tapan’ın kapısını çaldım. Sağlıklı kilolu bir kişinin rahatlıkla uygulayabileceği antioksidan gücü yüksek 7 günlük bir program aldım ve tabii bolca bilgi edindim.- Kan tablosu normal sağlıklı bir kişi için en iyi diyet hangisi ?Kan tablosu normal ve sağıklı kişilerin, kişiye göre hazırlanmış, beslenme alışkanlıkları göz önünde bulundurulmuş bir beslenme programına ihtiyacı vardır. Bu program hazırlanmadan önce, sağlıklı bir anamnez alınması gerekiyor. Fiziksel aktivite alışkanlıkları, meslek, ana ve ara öğün sayısı sorgulanmalı…. Kişinin yemek yeme alışkanlıkları ve besin seçimi dikkate alındıktan sonra şunlar göz önüne alınarak diyet hazırlanmalı:- Antioksidan kapasitesi yüksek- Glisemik indeksten düşük- Pro-prebiyotik içeriği yüksek- Omega 3’ ten zengin- Posa (lif) içeriği günlük alınması gereken miktarda (25-25gr/gün) olan bir diyet olmalı.Günlük alınması gereken makro ve mikro besin ögelerini içeren bir mönü, her zaman sağlıklı kilo kontrolünü sağlayacaktır. Yüksek omega 3 alımının tüm dejeneratif hastalıklara karşı koruyucu olduğu biliniyor.- Dört yapraklı yoncaya dikkat etmeli yani...Tabii. Dört yapraklı yonca olarak adlandırdığımız süt grubu, et grubu, tahıl grubu ve sebze ve meyve grubu; mutlaka takip edilmeli. Günlük alınması gereken kalori miktarıyla yeterli ve dengeli beslenme sağlanır. Rutin bir ağırlık kontrolü takibiyle, diyet programıyla sağlıklı kilo vermek mümkün olacaktır.- Son yıllarda proteinden zengin diyetlere bir yönelim var. Hatta sadace et yiyerek zayıflamaya çalışanlar var. Bu tip beslenme için neler düşünüyorsunuz?Tek tip beslenme yerine, günlük gereksinmemizi karşılayan ve yaşam fonksiyonlarının kaliteli olarak devam edebilmesi için, mutlaka dört yapraklı yoncayı takip etmeliyiz. Dört yapraklı yonca olarak adlandırdığımız süt grubu, et grubu, tahıl grubu ve sebze ve meyve grubu; mutlaka takip edilmeli.Et yemeklerini salata ve sebzeyle birlikte tüketin- Türü ne olursa olsun etlerin mutlaka taze sebze ve salatalarla tüketilmesine dikkat edilmeli. Böylelikle etlerin bileşimindeki vitaminler vücutta daha iyi kullanılırken, zararlı maddelerin vücuttan atılması da daha kolaylaşır. - Besinleri tüketirken miktarların önemli olduğu unutulmamalı. Her yaşta tüm besin gruplarından gereksinmeye uygun miktarlarda tüketmeye özen gösterilmeli. - Haftada 3 porsiyon balık yiyin. Yüksek protein tüketimi ile yüksek doymuş yağ alımı olmaktadır. Doymuş yağlar, doymamış yağ asitlerinden zengin bitkisel sıvı yağlara kıyasla daha fazla atherojeniktir; yani damar tıkayıcı özelliği daha yüksektir. Balık ise doymamış yağ asitlerinden olan EPA ve DHA yönünden zengin. Bu yağ asitlerinin kalp hastalıkları, inflamatuar ve romatolojik hastalıklar, insülin direnci, demans ve ruhsal bozukluklar gibi pek çok hastalığa karşı koruyucu olduğu çalışmalarla gösterildi. Kronik hastalıklardan korunmak için haftada en az 3 porsiyon yağlı balık tüketilmesi veya balık tüketemeyenlerin omega-3 yağ tüketmesi öneriliyor. Yüksek proteinli diyetlerin, metabolizmayı canlandırdığı ve vücutta yapımı (anabolizmayı) artırdığı da biliniyor. PazartesiSabah60 gr lor peyniri1 adet haşlanmış yumurtamaydanoz, roka, tere5 adet zeytin1 ince dilim tam buğday unu ekmeğiAraÇubuk tarçın, zencefil, karanfil çayıÖğle200 cc kırmızı mercimek çorbası8 yemek kaşığı zeytinyağlı ıspanak200 gr yoğurtAra1 su bardağı greyfurt suyuAkşam150 gr ızgara biberiyeli antrikot200 gr turplu, kırmızı pancarlı iceberg salata1 kase naneli cacıkAra15 adet badem1 kupa tarçınlı beyaz çaySalıSabah200 cc yoğurtyarım yumuşak avakado2 yemek kaşığı yulaf kepeği1 yemek kaşığı mor yaban mersiniAraÇubuk tarçın, zencefil, karanfil çayıÖğle4 adet ızgara köfte1 kase çoban salata1 su bardağı ayranAra300 cc yeşil suAkşam1 kase domates çorbası8 yemek kaşığı haşlanmış yeşil mercimekle roka, kırmızı biberli, göbek marul, taze soğan,çeri domates, 1 küçük havuç içeren salataAra1 su bardağı sade kefirÇarşambaSabah2 yumurtadan menemen maydanoz, dereotu roka- 5 adet zeytin1 ince dilim tam buğday unu ekmeğiAraÇubuk tarçın, zencefil, karanfil çayıÖğle200 cc ezogelin çorba2 adet zeytinyağlı enginar1 kase naneli cacıkAra200 gr yoğurtÇeyrek yumuşak avakado ve 1 küçük muz hepsini karıştırınAkşam150 gr ızgara balık ya da somon8 yemek kaşığı zeytinyağlı dereotlu kabak yemeği1 kase çoban salataAra3 tam ceviz içi1 kupa tarçınlı beyaz çayPerşembeSabah60 gr mozerella peyniri1 adet kırmızı biber, 5 adet zeytin, maydanoz, dereotu, siyah turp1 adet wasaAraÇubuk tarçın, zencefil, karanfil çayıÖğle200 cc sarı mercimek çorbası1 adet rendelenmiş kereviz200 cc yoğurt5 yarım ceviz, yoğurt, ceviz ve kereviz karıştırılsınAra300 cc yeşil suAkşam150 gr ızgara bonfileYarım orta boy haşlanmış patates, kekikli ve pulbiberli6 yemek kaşığı zeytinyağlı pırasa kavurmaAra1 su bardağı sade kefirCuma Sabah60 gr beyaz peyniri2 yeşil biber, 5 domates2 adet tam ceviz içi1 ince dilim tam buğday unu ekmeğiAraÇubuk tarçın, zencefil, karanfil çayıÖğle3 yemek kaşığı haşlanmış kinoa, 120 gr füme somon, yarım göbek marul, çeyrek avakado, taze soğan, roka, tere hepsi karıştırılarak bir salata hazırlansın.Ara1 su bardağı yeşil ananas ve kivi suyuAkşam8 yemek kaşığı mantarlı ıspanak sote, 1 adet fırında tavuk kalçalı but, 1 kase havuçlu-turp salatasıAra6-7 adet çilek5 adet çiğ kajuCumartesiSabah2 yumurtadan maydanozlu peynirli omletroka, tere, çeri domates, 5 adet zeytin1 ince dilim tam buğday unu ekmeğiAraÇubuk tarçın, zencefil, karanfil çayıÖğle4 adet kalem pirzola3 yemek kaşığı bulgur pilavı1 su bardağı ayranAra1 kupa tarçınlı beyaz çay6-7 adet çiğ fındıkAkşam200 cc yoğurt200 gr haşlanmış Brüksel lahanası200 gr haşlanmış brokoliyarım avakado, hepsini karıştırıp, nane ve pul biberle tüketiniz.Ara10 adet yeşil erikPazarSabah2 yumurtadan menemen100 gr roka tere maydanoz, 5 adet zeytin1 ince dilim tam buğday unu ekmeğiAraÇubuk tarçın, zencefil, karanfil çayıÖğle2 adet bulgurlı dereotlu kabak dlma200 cc yoğurt1 kase gavurdağ salataAra12 adet kiraz7-8 adet tuzsuz fıstıkAkşam1 kase domates çorbası8 yemek kaşığı nohut yemeği1 kase cacıkAra300 cc yeşil su
1-Önce kendinize gerçekçi bir hedef koyun. Haftada bir kendinizi tartarak hedefe ne kadar yaklaştığınıza bakın, kaydedin.2-Uzun süre oturma pozisyonunda kalmayın. Sık sık kalkıp hareket edin.3-Tatlı yerine meyveyi, dondurma yerine sorbeyi tercih edin.4-Sebzeleri aşırı pişirmeyin.5-Yürüyebileceğiniz yerlere arabayla gitmeyin.6- Asansör yerine merdiven kullanın.7-Kahvaltıyı atlamayın.8-Porsiyonlarınızı küçültün. Yemekleri küçük tabaklarda yemek gerçekten işe yarıyor.9-Daha fazla sebze-meyve yemeye çalışın.10- Günde 1,5 litre doğal mineral seviyesi yüksek su için.11- Haftada 1 kilodan fazla vereceğiniz diyetlere girmeyin.12- Yeme hızınızı azaltın.13- Daha uzun çiğneyin.14-Haftada en az 3 gün 30 dakika dışarıda açık havada yürüyün.15-Hayır demeyi öğrenin. Her ikrama evet demeniz gerekmiyor.16-Toplantı, parti , kokteyl vs.’ye aç gitmeyin. Evden örn; 2 kaşık yulaf katılmış yoğurt yiyerek çıkın. Gereksiz atıştırmazsınız.17- Bilgisayar başında, TV seyrederken yemek yemeyim.18-Evi gereksiz çerez, bisküvi, cips, gofret çeşitleriyle doldurmayın. Misafirler değil, en çok siz yersiniz!19- Diyetlerin değil, yaşam stili değişikliğinin kalıcı kilo kaybı sağlayacağını aklınızdan çıkarmayın.20-Tuzu azaltın.21-Doyduğunuz zaman yemeyi bırakın.22- Akşama yemeğinizi 1 saat öne çekin.23-Tatile çıkarken mutlaka spor ayakkabısı da götürün ve kullanın!24-Buzdolabınızı rengarenk sebze meyvelerle doldurun. Sağlıklı beslenmeyi çekici hale getirin.25- Diyet yiyeceklerde bile miktara dikkat edin.26- Kas yağ yakar! Kas dokusunu artıracak en iyi egzersizlerden biri de ağırlıklarla çalışmak. Kendinize ağırlık hediye edin ve kasları çalışın.27- Açken market alışverişi yapmayın.28- Evde fazla kek-kurabiye-börek pişince çok yeniyor, dikkat!29- Yoksunluk sendromuna girmeyin. Canınız bir şeyi çok çekiyorsa yiyin, ama gündüz ve miktarına dikkat ederek!30- Sizi kilo verdiğiniz için alkışlayacak birini bulun. Eşiniz, arkadaşınız, çocuğunuz, kardeşiniz… Birine hesap verince daha randımanlı kilo veriliyor.31- Kendinizi ince düşünün. Hayal etmek yapmanın yarısıdır!32- Daha çok sosyalleşin ve sosyal ortamları yemek için değil, sohbet için kullanın.33- Yemek pişirirken atıştırmayın.34- Etrafınıza kilo vermek istediğinizi yayın, onların da size motive etmesini sağlayın.35- Koyu yeşil yapraklı sebzeleri baş tacı edin.36- Bol bol balık yiyin.37- Çok sevdiğiniz yemek ve tatlıların light formlarını da pişimeyi deneyin, belki seveceksiniz?38- Kendinize çok giymek istedğiniz hoş bir elbise alın ve sürekli içinde hayal edin.39- TV karşısında atıştırmak için erik,kiraz domates, salatalık dilimleri, çiğ karnabahar dalları kullanın.40- Bunlar zor geliyorsa toplamda aldığınız günlük kalorinin 100 kalori altına inerek başlayabilirsiniz. Yani 1,5 dilim ekmek kadar !
Bikinileri, mayoları çıkarmaya, yenilemeye başladık. Güneş kremi almanın da tam zamanı! Ancak güneş kremleri konusunda kafalar karışık, değil mi? Kulllanalım mı, kullanmayalım mı? İstanbul Florence Nightingale Hastanesi, Dermatoloji Kliniğinden Prof. Dr. Sibel Alper yanıtladı.Güneş kremi kullanalım mı, kullanmayalım mı? Güneşten korunmanın ilk basamağı giysi ile korunmadır. Şapka, gözlük gibi mekanik önlemleri aldıktan sonra güneş koruyuculara güvenmeliyiz.Yaz aylarında koruyucu kesinlikle kullanılmalı, ancak ürün konusunda doktora danışılmalı. Çok çeşitli markalar var, ama hepsi içeriklerini tam açıklamıyor. Dolayısıyla güvenilir ürün ve deri tipine göre seçilmeli.Makyaj yapılıyorsa renkli ürünler (tinted) kadınlarda tercih edilebilir. Ne zaman sürelim? Güneşe çıkmadan hemen önce mi? Ya tekrarı?Güneşe çıkmadan yarım saat önce sürülmeli ve 4 saatte bir tekrarlanmalıdır. Kaç faktörlü koruma kremi kullanalım?Yaz aylarında en az 30 koruma faktörü gerekmektedir. Esmer tenlilerde bu yeterken, açık renk deride ve açık renk gözde mutlaka 50 SPF tercih edilmelidir.Yüzümüz ve vücudumuza süreceğimiz krem faktörleri değişik olsun mu?Koruma faktörü aynı olmalı çünkü gövdede çok sayıda benler bulunabiliyor ve bunların da güneşten korunması çok önemli. Çok ciddi bir deri kanseri olan melanom sıklığı tüm dünyada artıyor ve en çok benler üzerinde gelişiyor. Dolayısıyla tüm vücudu korumak önemli.Güneş kremi alırken nelere dikkat edelim?Öncelikle içeriğini tüm detayıyla açıklayan, güvenilirliği kanıtlanmış firmaların ürünleri seçilmeli. Günümüzde her tür deri tipine ve deri sorunlarına uygun, hatta hamileler ve çocukların da kullanabileceği ürünler var. Dermatoloğunuza danışarak seçerseniz hem deri zarar görmez, hem de birden fazla yarar sağlayabilirsiniz. Örneğin; sivilce tedavisi,l eke tedavisine katkı gibi....Ne zaman güneşe çıkalım?Saat 11:00-16:00 arası güneşten uzak durulmalı. Ancak güneş maruziyeti derken deniz, havuz anlaşılmamalı. Günlük aktivitelerimiz sırasında da bu saatlerde gölge ve kapalı ortamlar tercih edilmeli. Deniz kenarında güneş kum ve denizden yansıyacağı için şemsiye altı her zaman güvenli olmayabilir.Daha iyi yanmak için çeşitli içecekleri üzerine döken var, zeytinyağı süren var… Bunlara ne diyeceksiniz?Eyvah diyeceğim sanırım. Bronz-luk insanda enerjik görünüm veriyor ve antideprasan etkisi var. Ancak uzun vadede erken yaşlanma ve deri kanseri riski düşünüldüğünde değmez diye söyleyebilirim. Artık deri kanseri sıklığı artışı nedeniyle yapılan uyarılar sonucu tüm dünya starlarında bile bronzluk out. Çok istenirse otobronzan ürünler kullanılabilir. İngiltere’de aşırı solaryum tutkusu nedeniyle cilt kanseri vakaları yaygın, gazetelerde çok sık yer alır. Solaryumdan kesinlikle uzak mı durmalı?FDA solaryumu 18 yaş altına yasakladı. Bu yasağın erişkine uzaması da bekleniyor. Solaryumlar kontrolsuz güneş ışını veriyor. Deri kanserine yol açtığı ve derinin bağışılık sistemini baskıladığına dair kanıtlar var, uzak durulmalı.Kaç saat güneşlenmek yeterli?Ülkenin ekvatora yakınlığı ve güneş ışınlarını ne kadar aldığına bağlı D vitamini için gerekli süre değişiyor. Genel kural derinizin kızarması için gereken zamanın yarısı kadar güneşte kalmanız. Türkiye için konuşursak, beyaz tenli bir kişi için Haziran ayında bu 10:00-11:00 arası 15 dakikadır. Ten esmerleştikçe bu süre uzar, çok esmer birinde 1 saati bulabilir.Güneş sonrası cilt bakımı nasıl olmalı?Güneşli günlerde deri nemini hızlı kaybeder. Gün boyu su tüketimini arttırmalıyız. Ilık-soğuk su ile duş, ardından 5 dakika içinde süt tarzında hiyaluronik asit içeren bir nemlendirici uygun olur.