Diyabetliler için günün en önemli öğünü kahvaltı

17 Nisan 2015

Diyabet tüm dünyada bir çok ülkenin milli sağlık sorunu haline gelmiş durumda. Örneğin; İngiltere’de geçen yıl yapılan araştırmada her gün 700 kişeye erişkin diyabeti dediğimiz Tip 2 diyabet tanısı konduğu belirlenmişti.Diyabet üzerine sayısız araştırma yapılıyor. İşte bunlardan biri de İsrail’de Hebrew Üniversitesi’nde yapılmış .Diyabetliler için en önemli öğünün kahvaltı olduğu belirlenmiş.Deney şöyle yapılmış: Yaşları 30 ila 70 arasında değişen 8 erkek ve 10 kadın iki gruba ayrılmış. 1 hafta süreyle değişik iki diyet uygulanmış.1’inci gruptakiler kahvaltıda en yüksek kalori, öğlen yemeğinde orta, akşam yemeğinde ise düşük kalorili yemekle beslenmiş. 2’nci gruptakiler ise gün boyunca toplam aynı kaloriyi almış, ama kahvaltı yerine en yoğun kalorili öğünü akşama konmuş.Araştırmayı yapan İsrail Hebrew Üniversitesi’nden Prof. Oren Froy şunu söylüyor: “Araştırmamız öğünlerdeki kalori değişikliğinin tüm günü etkilediğini ortaya koyuyor. Yemek sonrası insulin seviyemiz ve kan şekerini düşürmeye yardımcı diğer metabolik hormonların günlük salınma ritmlerine etki ediyor. Glukoz dengesi ve Tip 2 diyabette komplikasyonları önlemek için kişinin yemek zamanı önemli.”Bu bulgular diyabetin yol açtığı kalp-damar hastalıkları başta olmak üzere diğer komplikasyonları önlemekte kullanılabilir.Sağlıklı yiyecekler artıyor ancak diyet kalitesi düşüyorDünyadaki beslenme trendleri üzerinde yapılan bir araştırmaya göre sağlıklı yiyecek tüketimi artsa da küresl olarak diyet kalitemiz düşüyor. Araştırma dünyanın en önemli üniversitelerinden Tufts ve Cambridge, Bill ve Melinda Gates Vakfı ve İngiliz Tıbbi Araştırma Konseyi tarafından yapılmış: Dünya nüfusunun yüzde 90’ını içeren birçok anket taranmış. Analizde sağlıklı yiyecekler; tam tahıllar, balık, sebze, meyve, bitkisel yağlar, sağlıksız seçenekler ise tuz, kolesterol, işlenmiş et ve şekerli içcekler olarak tanımlanmış. Sonuç özetle şöyle: 1- Yaşlandıkça sağlıklı yiyeceklere eğilim artıyor. 2- Kadınlar erkeklerden daha sağlıklı yiyor. 3- Yüksek ve orta gelir seviyesindeki ülkelerde diyet kalitesi ve ülkenin genel geliri arasında ilişki var. Daha sağlıklı yiyecekleri tercih etmede bir yükseliş gözleniyor. 4- Düşük gelir seviyesindeki ülkelerde sağlıklı yiyeceklere yönelim pek yok.İşte sağlıklı seçenek: Propolisli beyaz çay- 1 litre su - 2 çubuk tarçın- 4 karanfil tanesi- limon suyu- Beyaz çay (3 poşet)- 2 yemek kaşığı bal-polen-propolis-arı sütü karışımı. Su, tarçın ve karanfilleri birlikte kaynatın. Altını söndürdükten sonra içine limon suyunu ve 3 poşet beyaz çayı atın, demlensin. İçine bal- propolis- polen- arı sütü karışımını da ekleyip iyice karıştırın. Tarçın: Kan şekerini kontrol ediyor. Şeker metabolizmasının düzenlenmesi ve insülin direncinin kontrol altında tutulması konusunda etkileri ortaya konulmuş bitkiler arasında.Beyaz çay: Beyaz çay 2009’da İngiltere’de Kingston Üniversitesi’nde yapılan araştırmada cilde destek veren kolajeni güçlendirme açısından tüm bitkileri solladı. Kısacası güzel bir cilde sahip olmak için adeta içilen krem gibi düşünebiliriz.Propolis: Bir arı ürünü ve adı gittikçe daha çok duyulmaya başlandı. Direnci artırıcı etkisi var.

Devamını Oku

İngiltere’nin en güzel köşesi Cornwall

12 Nisan 2015

İngilizler 4 günlük Paskalya tatilinde Cornwall’a aktı. Cornwall İngiltere’nin güney batı ucunda. Sadece bir şehir değil, 3500 kilometrekarelik bir yöre. İnanılmaz güzel manzaralar sunuyor size, müthiş bir göz şöleni… İngilizlerin en ünlü sanatçıları bu yörede yerleşmiş, üretmişler ve hala da sanatçıların en yoğun olduğu yerlerden. Dört günde tüm Corwall’ı bitirmek zor, benimkisi tadımlık oldu.Tintagel kalesine çıkınTintagel köyü bitişiğindeki bu kale ve surlar Roma döneminden kalma. İngizler bunu ünlü kralları Arthur’la ilişkilendiriyorlar, çeşitli efsaneler var ama yeterli kanıt yok. Tepeye mutlaka tırmanın ve enfes manzaranın keyfini çıkartın. Dikkat: Fit olmanız gerekiyor!Cornwall çöreği yiyin Kaleye çıktıktan sonra acıkacaksınız. Tintagel turistik bir köy; bir Cornwall çöreği alıp kafelerden birine outrun, gelen geçeni seyredin. Bu çörek benim favorilerimden. Cornwall ‘daki madenciler için geliştirilmiş ; pratik bir öğle yemeği.Bocastle köyü’nde çılgın kalabalıktan uzakta olmanın keyfini yaşayın. İstanbullulara ilaç gibi gelecek bir yer burası. Bir vadide yer alan köy sakin, gürültüden uzak. Bir gece kalınabilir. Kaçmak ve kendinizle baş başa kalmak için ideal bir yer.St Ives’ı ziyaret edin St. Ives Cornwall’ın en ünlü şehri. Muhteşem bir koy, balıkçı kulübeleriyle çevrili bir sahil, neşeli bir insan kalabalığı karşılıyor sizi... Önerim; kesinlikle bu şehirde kalın.‘Fish & chips’ yiyerek sokaklarda dolaşın Corwall fish & chips’iyle ünlü. ( balık ve patates kızartması).Aldım fish& chips’imi , üzerine bol sirke de döktüm aynı onlar gibi, denizi seyrederek güneşin keyfini çıkarttım. Güneş dedin mi deliye dönüyorlar!Barbara Hepworth müzesini ziyaret edin Sanat meraklısıysanız bu ev-müzeyi atlamayın. St. Ives’ın konumu en güzel evlerinden biri ve İngilizlerin öncü kadın sanatçılarından birine ait. Sahile yürüme mesafesinde.Heligan’ın kayıp bahçelerini dolaşınİngiltere’nin en romantik bahçelerinden biri .. Bu bahçeyi geliştiren ve bakanlar 1914’de 1. Dünya Savaşı başladığında yöreyi terk etmişler ve bahçeler unutulmuş. 25 yıl önce yeniden keşfedilmiş . Doğayla iç içe çok ilginç heykeller de var. Çocuklarınızla birlikte keyifle gezebileceğiniz harika bir yer. İçindeki restoran da çok iyi.‘Cornwall çöreği’nin tarifini aldımMalzeme- 100 gram un n 50 gram tereyağı- Bir tutam tuz- 3 yemek kaşığı soğuk su- 100 gram kuşbaşı et- 100 gram patates( minik küp halinde doğranmış)- 50 gram soğan ( kıyılmış)- Tuz-biber- 1 yumurta( çırpılmış)Hazırlanışı- Un, tereyağ ve tuzu karıştır, yoğur. İçine soğuk suyu azar azar ekle, karıştırmaya devam et. - Karışımı bir top haline getir ve streç filme sar. Buzdolabında 30 dakika beklesin. - Çıkardıktan sonra merdaneyle aç, üzerine tatlı tabağı koyarak daire şeklinde kes. - Diğer tarafta et, patates, soğan , tuz-karabiberi karıştır. - Yuvarlak hamurların ortasına bu harcı koy. Dairenin kenarlarına çepeçevre yumurta sür. - Kenarları ortada birleştir, kapat. Üzerine yumurtanın kalanını sür. - Fırında 45 dakika pişir.

Devamını Oku

Tıbbın kelaynakları Romatizma uzmanları

10 Nisan 2015

Malum eş durumundan yarı İngiltere’de yaşıyorum. Bu kış biraz fazla kalınca ellerimde, bileklerimde ağrılar başladı. Aşırı nemli bir ülke ve kışın güneş nadir. Romatizma, eklem sorunları fazla. ‘Bir de güneşiniz olsa haksızlık olurdu’ diyorum, her yer fazla düzenli ve güzel! Bir ülkenin koyunları inekleri bile tertemiz olur mu? Oluyormuş!Neyse bu ağrılar nedeniyle hemen romatizma uzmanı aramaya başladım, bulmakta zorlandım. Bir doktor olarak gördüm ki; 70 milyonun üzerindeki ülkemizde sadece 190 romatolog varmış! Yani nadir bulunan kelaynak kuşları gibiler. Hatta onlardan daha az sayıdalar! İşte bu kelaynaklardan biriyle Florence Nightingale Hastanesi Romatoloji Bölümü’nden Yard. Doç. Dr. Neslihan Yılmaz ile konuştum.Romatoloji toplumun çok aşina olmadığı bir sözcük. Romatolog neye bakar?Kısaca söylemek gerekirse romatoloji uzmanı, yani bağışıklık sistemindeki bazı değişimlerle eklem ya da diğer organlarda iltihap oluşumuyla sonuçlanan (romatizmal) hastalıklar olarak isimlendirilen çok sayı da hastalığın tanısını koymak, tedavisini düzenlemek için eğitim almış uzmandır.Ülkemizde kaç romatolog var? Ülkemizde şu anda bulunan toplam romatoloji uzmanı sayısı 190 civarında. Aynı zamanda 40 civarında hekim halen romatoloji uzmanlık eğitimi alıyor. Toplumda bazı romatizmal hastalıkların görülme sıklığının 100 kişide bir olduğu göz önüne alırsak, hasta başına düşen hekim sayısı çok düşük.Kimler romatologa başvurmalı? Romatoloji bölümünün ilgi alanına giren hastalıklar arasında; romatoid artrit, ankilozan spondilit, sedef romatizması, Behçet hastalığı, ailevi Akdeniz ateşi, sistemik lupus eritematozus, sjögren sendromu, gut ve vaskülitler sayılabilir.ŞÜPHENELİYORSANIZ OYALANMAYIN; ERKEN TANI ÇOK ÖNEMLİNe zaman kendimizde romatizma olduğundan şüphelenmeliyiz?Romatizmal hastalıkların tedavisinde en önemli husus erken tanı ve tedavidir. Ülkemizde yapılan çalışmalarda birçok romatizmal hastalığın tanısı hastalığın başlangıcından en erken 1,5 yıl sonra konulabildiğini gösterildi. Bunun en önemli sebebi hastalıklar hakkında yeterli bilinçlenmenin olmaması ve hastaların romatoloji uzmanına geç başvurması diyebilirim. Romatizmal hastalıklar çeşitli şikayetlerle kendisini gösterebilir.SABAHLARI EKLEM AĞRISI VE TUTUKLUKLA UYANIYORSANIZ DİKKAT!En önemli işaret?Sabahları daha yoğun hissedilen eklem ağrısı ve tutukluk en önemli bulgu olarak söylenebilir. Özellikle el ve ayak eklemlerinde hareketsizlikle artan ağrı ve sabah tutukluğu erken dönem bir romatizmanın ilk işareti olabilir. Sabahları yoğun hissedilen bel ağrısı da iltihaplı omurga romatizması açısından dikkate alınması gereken şikayetlerdendir. Bunların dışında halsizlik, tekrarlayan ağız yaraları, cilt döküntüleri, sebepsiz tekrarlayıcı ateş ve karın ağrıları, soğuk havalarda ortaya çıkan parmaklarda morarma, ağız ve göz kuruluğu, gözde ani gelişen kızarıklık, görme problemleri gibi bulgular da romatizmal bir hastalığın işaretçisi olabilir.YAĞLI BALIK VE CEVİZ HASTALIĞIN ŞİDDETİNİ AZALTIYORRomatizma yaşlılık hastalığı olarak bilinir hep. Doğru mu?Yanlış! Romatizmal hastalıkların önemli bir kısmı 20 ile 50 yaş arasında ortaya çıkıyor.Tanı için kan testi ve muayene yeterli mi? Romatizmal hastalıkların tanısında kan tetkikleri ve görüntüleme yöntemleri önemli. Ancak bazı durumlarda kan tahlillerinin tamamen normal olabileceği unutulmamalı.Beslenme şeklinin romatizma gelişmesiyle ilgisi var mı? Romatizmal hastalıklar açısından bilimsel verilere baktığımızda düşük kalorili, sebze ve meyve ağırlıklı Akdeniz diyeti ile beslenmenin romatizmal hastalıklar üzerine olumlu etkisi tam olarak gösterilememiş. İltihabın azaltılmasında Omega 3 yağ asitlerinin alınmasının hastalığın şiddetini azalttığı bilimsel bir gerçek.

Devamını Oku

Çocuğunuzun hayat başarısını bu test belirliyor!

3 Nisan 2015

Bugün çocuğunuz olsun olmasın çok ilginizi çekeceğini düşündüğüm bir deney paylaşacağım sizinle... Bu deney günümüzde fenomen olmuş durumda. Tekrarları yapılıyor, kitaplar çıkıyor, konferanslara konu oluyor.1970’te Stanford Üniversitesi psikologlarından Prof. Walter Mischel ilginç bir deney yapıyor. Adı: Marshmallow deneyi. (Marshmallow: Süngerimsi bir şekerleme, lokuma benziyor. Avrupa’da çocuklar onun için çıldırıyor.)Şimdi 80’lerinde olan Mischel diyor ki:“Beynimi kemiren bir soruyla koyuldum yola. 3 kız çocuğumun nasıl geliştiğini anlamak istedim. Bu çığlıklar atan, rahat durmayan çocuklar nasıl irade sahibi, konsantre olabilen, ders çalışan, uslu birer erişkine dönüşüyordu? Bu inanılmaz değişimi anlamak istedim. Ne zaman kendilerini kontrol etmeye başladılar ve nasıl yapıyorlar? Bilimde bu konuda büyük boşluk olduğunufark ettim.”MARSHMALLOW DENEYİProf. Mischel’in Marshmallow deneyi şöyle:Çocuk bir marshmallowun durduğu masanın yanındaki sandalyeye oturtuluyor. Yanında bir de zil var. 10 dakika yalnız bırakılıyor. İki seçeneği var:1- Hemen zili çal, araştırmacıyı çağır ve marshmallowu ye. Bu seçenekte hiç beklemesine gerek yok. Hemen bir ödül kazanabiliyor.2- Zili çalma, bekle, araştırmacı süre dolunca içeri girecek ve sana iki marshmallow verecek. Biraz sabredip beklerlersen iki ödül kazanabilirsin. Üstelik beklemesi gereken süre sadece 15 dakika! Bu süre boyunca da testi yapan kişi odayı terk ediyor, çocuğu ödülle baş başa bırakıyor. Ödül ne mi? Bazen bir marshmallow, bazen bir küçük kurabiye...ÇOCUKLAR NASIL DAVRANMIŞ?Bazı çocuklar ödüle dokunmamak için elleriyle gözlerini kapamışlar ve başlarını çevirmişler. Bazıları masayı tekmelemeye başlamış. Bazıları ödüllerle küçük birer oyuncak gibi dokunarak oynamaya başlamış. Bazıları ise araştırmacılar odadan çıkar çıkmaz marshmallowları hemen ağızlarına atıp, hızlı hızlı yemişler.Deneye 600 çocuk katılmış. Bunlardan yalnız küçük bir azınlık hemen yemiş ödülü... Yemeden beklemeyi başaranlardan da sadece üçte biri ikinci ödülü alabilecekleri kadar beklemeyi başarmış.İSTEDİĞİNİ ELDE ETMEK MÜMKÜNÇocukların yaşları ne imiş?Çocuklar ortalam yaşı 4 yaş 6 ay imiş.Deney nerede yapılmış?Stanford Üniversitesi içindeki anaokulunda gerçekleştirilmiş.Deneyin amacı neymiş?Deneyin asıl amacı istediğin bir şeyi elde etmek için bekleyebilmek acaba çocuklukta da mümkün mü, bunu görmekmiş. Prof. Mischel çocukların kendi kendilerini kontrol etme yeteneklerini incelemek istemiş.TESTE KATILIP ÖDÜLÜ BEKLEYEBİLEN ÇOCUK HAYATTA DAHA BAŞARILI OLUYORİlerleyen zamanlarda Mischel deneye katılan çocukların durumunu merak ediyor. Bu çocuklardan bazıları kızlarının arkadaşları... Soruyor: “Sam nasıl? Alice ne yapıyor? Tom nerde?” vs... Aldığı yanıtlar ilgisini çekiyor. Çocukların testteki davranışlarıyla hayatlarının seyri arasında bir ilişki olabileceğini düşünmeye başlıyor.İradesi yüksek çocukların başarılı bir biçimde geliştiklerini saptıyor. Daha iyi konsantre olabilen, daha akıllı, kendi kendine yetebilen, özgüveni yüksek, kendi kararlarını kendisi verebilen çocuklar bunlar... Stres altındayken bile güçlüler.1988’deki ilk araştırmada marshmallowu yemeden bekleyebilen çocukların anne babaları da çocuklarını kendi kendine yetebilen ergenler olarak tanımlamış. 1990’daki ikinci çalışmada ise bu çocukların çok daha yüksek SAT puanları (Koleje girmek için standart sınav) aldığı görülmüş.Bu çocukların kiloları bile daha iyi imiş. Hayatın tüm alanlarında bekleyemeyen çocuklara göre daha başarılı olmuşlar. Kısacası beklemeyi başarabilen çocuklar hayatta daha başarılı olmuşlar!ÖFKELİ VE BAĞIMLI DEĞİLLER Deneye katılanlar orta yaşlara geldiğinde alınan beyin görüntüleri bekleyemeyen, biraz bekleyen ve bekleyip iki ödülü birden alanlarda farklıymış. Bekleyenlerde beynin bağımlılıklarını kontrol eden bölümlerinde aktif alanlar gözlenmiş. Stres ve kaygı karşısında karşısında öfkelerini daha rahat kontrol altına alabilmişler.

Devamını Oku

Narenciye ailesinin 4 ası

22 Mart 2015

Limon, portakal, greyfurt, mandalina... Hepsi ülkemizde bol bol yetişiyor. Yeterince faydalanıyor musunuz? İçlerinde neler var öğrenince daha çok yiyeceğinize eminim. Gelin narenciye ailesinin bu 4 asını mercek altına alalım. LİMON- Anavatanı Asya.- En çok üreten Çin.( 2012) Türkiye en çok üreten 10 ülkeden biri- Kabuğu flavanoid ( bitkisel yararlı bileşik)açısından en zengin kısım. Limonun suyunda; eriyositrin ve hesperidin,kabuğunda ve etli kısmında naringin var. Limonda bulununan bu üç flavanoidin kanserin önlenmesinde etkili olabileceği düşünülüyor. Araştırmalar sürüyor. Suyu kan basıncını düşürüyor. Hipertansiyonluya faydası var.- Limon suyunun yüzde 5-6’sı sitrik asit. 1 bardak limon suyunda 6-7 gram sitrik asit var. Sitrik asit açısından zengin içecekler içilince idrar hacmi artıyor. Böbreklerle atılan madde artıyor. O zaman da kum-taş vs. önleniyor.- Kronik hemoroidde faydalı; içindek bileşikler damarlar üzerinde etkili.- Potasyumdan zengin; kalbin ve sinir sisteminin sağlıklı çalışamasına yarıyor.- Limon suyundaki sitrik asitin yağ yakılmasını artırarak zayıflamaya yardımcı olabileceği düşünülüyor.- Limon yağı zehirli olmayan böcek öldürücü olarak kullanılıyor.- Limon suyu düşük ph’ıyla antibakteriyel özelliğe sahip.- 100 gramı 19 kaloriDikkat: İlaç kullanan kişilerde limonata ilaç alındıktan 2 saat önce veya sonra tüketilmeli. Bazı ilaçların emilimini artırıyor ve yan etki gmsterebilir. Aynı greyfurt gibi. PORTAKAL- Anavatanının Güney Çin olduğu düşünülüyor. İlk kez M.Ö. 2500 yılllarında Çin’de ekilmiş. - En çok üreten ülke Brezilya. - Türkiye en çok üreten ilk 10 ülke arasında. - Şu anda dünyada en çok ekilen meyve ağacı. - Portakal çiçeği parfüm imalatında en çok kullanılan çiçeklerden. - Bitkilerdeki yararlı bileşiklere flavanoid diyoruz. Hesperidin de özelllikle narenciye grubu meyvelerde bulunan bir flavanoid. Portakalın en çok kabuğu ve kabuğunun altındaki beyaz halk arasında ekmek denilen kısmında var. Hesperidin yapraklar ve dallarda da bulunuyor. Fransız araştırmacılar hesperidin’in etkisine bakmışlar: Orta yaşta kilolu erkekleri alıp her gün yarım litre portakal suyu içirmişler. 1 ay sonra tansiyonlarının düştüğünü gözlemlemişler. Kanda hesperidin konsantrasyonu arttıkça küçük damarların iç cidarının daha sağlıklı hale geldiğini görmüşler. - C vitamini zengini; bağışıklık mekanizmasına destek. - Çok önemli bir antioksidan olan karoten oranı yüksek bir meyve.- Kan portakalı normal portakalın 5 katı karoten içeriyor. - 100 gram portakal 36 kalori.GREYFURT- Liften çok zengin bir meyve. - Yüksek tansiyona iyi geliyor. ü düşürücü etkisi var. Düşük glisemik indekse sahip yağı yaktığı yönünde savlar var. Greyfurt diyeti bir dönem çok ünlüydü. Kırmızı ve pembe cinsleri önemli bir antioksidan olan prostat kanserine karşı koruyucu likopen de içeriyor. - Dikkat: Şu ilaçları kullananlar uzak durmalı:* Kolesterol ilaçları* Kalp ritm bozukluğu ilaçları- Sertleşme sorununu gidermek için kullanılan ilaçlar: Greyfurt suyu bu ilaçların daha fazla emilmesine yol açıyor. Vücutta bu ilaçları metabolize eden bazı enzimleri azaltıyor. İlaçlar kanda daha yüksek oranda dolaşarak yan etkilere yol açabilirler. En çok etkileşim gösterenler arasında da kolsterol düşürücü statin grubu ilaçlar yer alıyorMANDALİNA- En çok üreten Çin.- Türkiye de en çok üreten ülkeler arasında.- Geleneksel Çin tıbbından mandalina kabuğu kurutuluyor ; sindirim sorunları için ve balgam söktürücü olarak kulllanılıyor. - Çin yeni yılında mandalina şans sembolü. Hem dekorasyonda kullanılıyor , hem de hediye olarak veriliyor. - Karoten oran yüksek; cildi güzelleştirir, hastalıklara karşı koruyor. - 100 gram mandalina 32 kalori.

Devamını Oku

Bu bahar bizi ne zayıflatacak?

20 Mart 2015

Bahar geldi ve herkes kilo verme derdine düştü. Peki mucizevi bir karışım var mı? İşin uzmanı Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdem Yeşilada ile konuştum.B ilimsel olarak kesin olarak ispatlanmış zayıflatan bitkiler, sebzeler, meyveler neler?Şişmanlığın tek bir nedeni bulunmuyor. Bu bakımdan bilimsel araştırmalarla vücutta obezite oluşumunda rol oynadığı düşünülen çok sayıda hedef protein üzerinde etkili olabilecek doğal ya da sentetik maddelerin keşfedilebilmesi için yoğun çaba harcanıyor. Ancak şimdiye kadar çözüm sağlarken bireye zarar vermeyen ne doğal ne de sentetik bir madde keşfedilemedi. Dolayısıyla tek başına bir bitki ya da ürünü kullanarak, diyet yaparak veya spor yaparak zayıflamak zor. Başarılı bir uygulama için kişiye uygun ürün, diyet ve sporun birlikte kullanılması gerekir.Her dönem yeni bir ‘kesin zayıflatan’ ürün çıkıyor piyasaya. Örneğin; bir yeşil kahve furyası vardı. Gerçekten etkili mi kilo vermede?Zayıflama ürünleri en yüksek satış ve dolayısıyla yüksek kâr getiren bir piyasa. Bu nedenle her yıl piyasaya, doğal ürünlerin güvenilir olduğu algısı nedeniyle, farklı doğal ürünler zayıflatıcı olarak sürülüyor. Ancak dönüp çevrenize baktığınızda sorunun pek çözüldüğü kanısına varamıyorsunuz.Geçtiğimiz dönemin bu konudaki popüler bitkisi yeşil kahve. Ancak burada bir yanlış bilgilendirme var. ABD'de yapılan bilimsel araştırmalarda yeşil kahvede bulunan klorojenik asitin deney hayvanlarında zayıflamaya yardımcı olduğunu bulmuşlar. Ancak miktarı düşük olduğundan yeşil kahve içerek bu etki elde edilemez. Bu nedenle içerisine yüzde 70 gibi çok yüksek oranda klorojenik asit ilave edilmiş özel yeşil kahve özütü hazırlanmış. Sonuç olarak ülkemizde herkesin ümitsizce yeşil kahveye yönelmesi yanlış, böyle özel özütlerle hazırlanmış ilaçların kullanılması gerekir.Favorim ginseng ekstresiMevsim dönümündeyiz. Direnci artırmak için nasıl kürler uygulamalı? Favorim ginseng ekstresi. Günde bir tane alıyorum. Bağışıklık sistemini dengeliyor. Bağışıklık sistemindeki en önemli aktörlerden biri de mikroorganizmalar. Dolayısıyla probiyotik önemli; ancak yoğurt, kefir gibi ürünlerdeki yararlı bakterilerin bağırsaklara kadar ne derecede sağlam ulaşabildiği tam bilinemiyor. Bu nedenle probiyotik haplar kullanılmalı.Sahte balda kanser tehditiSahte bal meme kanseri hücrelerini artırdı, doğal bal gelişimlerini engellediDeneysel Tıp Araştırma Enstitüsü'nün Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Oğuz Öztürk, meme kanseri hücrelerine değişik ballar koydu. Sahte bal, meme kanseri hücrelerini artırdı! Çünkü glikoz ve fruktozdan ibaret. Halbuki çam, kestane balı kanser hücrelerlnin gelişimini belirgin bir şekilde engelledi.Vücudun normal fizyolojisine müdahale etmeyinYa karbonatlı çay? Vücudun normal fizyolojisine gereksiz yere müdahale edilmesini olumlu karşılamıyorum. Midede yüksek asit, bağırsaklarda alkali olan ortamda besinler sindirilerek emilir. Eğer siz midenin asit ortamını alkali ilave ederek bozarsanız, başta proteinler olmak üzere asit ortamda parçalanabilen besin içerikleri parçalanmadan kalır ve emilemez. Proteinler peptitlere ayrışamadığından emilemez ve neticede kişi kilo verebilir. Ancak vücudun dengesi zaman içerisinde bozulur; bağışıklık sistemi zayıflar ve kanserleşme gibi çeşitli tehditlere karşı koruma sağlayamaz.Hamilelerde baharata bile dikkat etmek gerekiyorKimler hangi bitki çaylarından uzak dursun?Bu konu hakkında bir genelleme yapılabilmesi zor, çünkü bitki çayları ile ilaç ve bireylerin kişisel özellikleri arasında söz konusu olabilecek etkileşmelerin resmi olarak izlendiği bir kurum bulunmuyor. Genel olarak hamile, emziren ve üç yaş altı bebeklere bitki çayı verilmesi önerilmez. Ancak bu zararlı olduğu anlamında değil, güvenilirliği konusunda yeterli bilgi bulunmaması nedeniyledir. Hamilelerde zencefil fazla miktarda alınırsa erken doğum, düşüğe yol açabilir. Aslında hamilelerde kullanılan baharatların bile fazla miktarda kullanılması ile düşük riski oluşabilir. Mesela kekik çayının tansiyonu yükseltmesi, nane çayının mide asidini artırıcı etkisi nedeniyle reflü ve gastrit, ülser hastalarında kullanımı, çörekotu, zeytin yaprağı gibi çayların kan şekerini düşürmesi nedeniyle şeker ilacı ile birlikte kullanılması risk yaratabilir.Balın glisemik indeksi yüksek değilSiz bal üzerinde de çalışıyorsunuz ekibinizle, neler saptadınız?Balın bilinenin aksine glisemik indeksi çok yüksek değil. Glisemik indeksi yüksek olan tek bal, sahte bal! Yüzde yüz... Sırf şeker çünkü... Kestane, turunç çiçeği, çam balının glisemik indeksi 55'in altında. Ancak balın şifa mucizesi içinde yüzde 1-2 gibi düşük oranlarda bulunan vitaminler, mineraller ve binde 1-2 oranında bulunan polifenolik bileşenlere bağlı. İşte balı farklılaştıran arıların çiçek çiçek dolaşarak topladığı polenden kaynaklanan bu polifenolik maddeler. Hemen hemen tüm hastalıkların temelinde oksidatif hasar ve buna bağlı gelişen yangı cevabı olduğundan balın içerisindeki bu polifenolik maddelerin antioksidan etkisi balın şifalı özelliğinde belirleyici oluyor.Ihlamura bal eklenince antioksidan kapasitesi 58 kat artmış!Yaptığımız çalışmada bitki çaylarına bal ilave ettik. Ihlamur çayına eklenen bal antioksidan etkisini 58 kat artırdı. Antioksidan etkisi yüksek bilinen yeşil çayın bile antioksidan etkisi 4-5 misli artış gösterdi.Çörekotu ve zerdeçal vücut direncini artırıyorSizin formda kalmak için kullandığınız bitkiler, karışımlar var mı? Mecbur olmadıkça ilaç kullanmam. Mevsim dönümlerinde ginseng özütü taşıyan güvenilir marka ürünleri kullanarak vücut direncini artırırım. Arada çörekotu/zerdeçal karışı ile hazırladığım özel formülümü tüketirim.

Devamını Oku

Maydanoz antioksidan deposu

15 Mart 2015

Bugün gelelim şu pek sıradan görünen maydanozun faydalarına... Çok şanslıyız ülkemizde bol ve ucuz. Yaşamımın yarısı İngiltere’de geçiyor; öyle demet demet maydanoz almak nerede! Minicik saksıda satıyorlar; baş köşeye koyuyorsunuz.Maydanoz- Anavatanı Orta Akdeniz ülkeleri.- Türk, Ortadoğu, Avrupa, Brezilya ve Amerikan mutfaklarında çok kullanılıyor.- Kalsiyumdan zengin; sağlıklı kemikler ve dişler için gerekli.- C vitaminini bol içeriyor; hastalıklara karşı bağışıklık mekanizmamızı güçlendiriyor.- Özellikle apigeninden zengin. Apigenin diğer antioksidanların daha iyi çalışmasına sağlıyor.- Lutein içeriyor. Göz sağlığı için çok yararlı.- Halk tıbbında diyabete karşı doğal ilaç olarak kullanılıyor.ÖNEMLİ İKİ MAYDANOZ ARAŞTIRMASIAraştırma 12006’da Münih Teknik Üni. Beslenme ve Gıda Bölümü ve Heidelberg Üni. Klinik Epidemiyoloji Bölümü tarafından yapılmış. 11 kişiye kilo başına 2 gram maydanoz verilmiş. 28 saate kadar aralıklarla kan ve idrarda apigenine bakılmış ve kişiden kişeye değişen oranda apigenin saptanmış. 28 saaten sonra artık görülmemiş.Şu sonuca varılmış: Yiyeceklerle alınan az miktarda apigenin bile insan vücudunda dolaşıma giriyor ve yararlı olabilir.Araştırma 2Danimarka’da bir araştırma yapılmış. 2 hafta boyunca 14 kişiyi hiç antioksidan içermeyen bir diyetle beslemişler. Vücudun kendi ürettiği iki önemli antioksidanın dramatik biçimde azaldığını saptamışlar. Sonra maydanoza başlamışlar.Durum hızla tersine dönmeye başlamış.HAMİLELER MAYDANOZA DİKKAT ETMELİHamilelerde maydanoz fazla yendiğinde tehlikeli olabilir... Maydanoz yapraklarında bulunan apiol, hamilelerde düşük riskini artırabilen bir madde.Rahim kasılmasını artırıcı etkisi var. Bu yüzden hamileler maydanoz salatası yerken dikkatli olmalı. Ancak burada önemli olan miktar. Normal salata vb.’de yendiğinde sorun yok.Maydanoz salatası- 1 demet maydanoz- 2 avuç ceviz (ufalanmış)- Yarım bardak portakal suyu- 2 yemek kaşığı zeytinyağı- Portakal dilimleri- 1 avuç lor peyniriHazırlanışı- Maydanozları ince kıyın.- Zeytinyağı, ceviz ve portakal suyuyla karıştırın.- Üzerine lor peyniri serpin.- Kenarlarını yarım portakal dilimleriyle süsleyin.

Devamını Oku

Bahara hafif girin

13 Mart 2015

Baharla birlikte paltoların, kazakların altına sakladığımız fazlalıklar da ortaya çıkıyor. Peki bunlardan nasıl kurtulacağız? Sizin için uygulaması çok kolay bir diyet listesi hazırladım...Hafiflemek için birini seçin ve haydi başlayın! Bugün Tıp Bayramı! Tüm meslektaşlarımın Tıp Bayramı’nı kutlayarak başlıyorum bu haftaki yazıma...Bizde bahar öyle fazla nazlanmadan pat diye geliveriyor. Baharla birlikte paltoların, ceketlerin, uzun hırka-kazakların altına sakladığımız fazlalıklar da ortaya çıkıyor ! Hadi itiraf edelim; hepimiz kış aylarında bu giyecekle rahatlıyoruz aslında... Çikolatalı kekimizi keyifle yiyoruz, mantımızı rahatça kaşıklıyoruz, pizzamızı iştahla götürüyoruz. Üzgünüm ama o mesut günlere veda etmenin zamanı geldi! Gardrop önünde saatlerce ‘ Ne giysem’ diye düşünmek istemiyorsanız şimdiden önlem alın. Bugün özellikle büyük metropollerde uzun saatler oturarak çalışmak zorunda olanlar için rahatlıkla uygulayabilecekleri bir diyet vereceğim. Ayrıca hareket etmenin yollarını göstereceğim.1) Porsiyon küçültünKesinlikle işe yarıyor. Her istediğinizi yeme şansınız da oluyor üstelik. Diyet sözcüğünü bir kenara atıp sadece porsiyon küçülterek kilo verebilirsiniz. Yarıya indirin demiyorum, sadece normalde yediğinizin üçte ikisini yiyerek işe başlasanız da olur.2) Sebzeyi artırınDüşük karbonhidratlı diyetle çabuk kilo kaybedildiği doğru. Ancak bu durum uzun sürmüyor! Eğer hızlı kilo vermek istiyorsanız nişastalı karbonhidratları azaltmak çabuk çözüm sağlıyor. Hiç yemeyin demiyorum. Ama makarna,patates, pilav , kek, kurabiye vs. ‘yi azaltmak işe yarıyor.3) Tatlınızdan vazgeçmek zorunda değilsiniz!Hangi tatlıyı yediğinize bağlı! Eğer aşırı şerbetli, bol unlu-yağlı tatlılar yerseniz tabii ki kilo gitmeyecektir. Meyveli, sütlü, hafif, tatlandırıcıyla yapılmış tatlıları tercih edebilirsiniz. Ve küçük tabaklarda yiyin. Büyük bir servis tabağında ikram edilen tatlı insanın gözüne çok küçük görünüyor ve hevesini kırıyor.4) Hareketsiz gitmiyorNe kadar hareketli olursanız o kadar iyi! Çoğu ofiste merdiven var. Bu merdivenler sizi bekliyor, yararlanın! Bundan iyi spor alanı olamaz. Sayın; normalde günde kaç kez merdive kullanıyorsunuz? Sayısını artırın , kendinizle yarışın. Çay mı alacaksınız? Servis edilmesini beklemeyin. Yürüyün, gidip kendiniz alın. Bütün bu hareketler, bilgisayar başından kalkmalar hep metabolizmanızı aktive edecek.5) Ekstra kalorileri kesinHiç farketmeden atıştırdığınız şekerler, çikolatalar, bisküviler, içecekler her gün en az 300-400 kalori ekstradan almanıza neden oluyor. Sadece bunları bile kestiğinizde farkı göreceksiniz.6) Yeşil ve beyaz çay içinYeşil ve beyaz çayın yağ yakımına yardımcı olduğunu kanıtlayan pek çok bilimsel araştırma var. Üstelik beyaz çay 2009’da İngiltere’de Kingston Üniversitesi’nde yapılan araştırmada cilde destek veren kolajeni güçlendirme açısından tüm bitkileri solladı. Çay alışkanlığımızı siyahtan yeşile ve beyaza kaydırarak ilerlemeye ne dersiniz? Biliyorum siyahtan aldığınız keyfi almıyorsunuz, başta bana da olmuştu. Ama sağlık faydaları öylesine çok ki alışmaya değer.7) İyi uyuyunHiç gözlemlediniz mi kendinizi; az uyuduğunuzda iştahınız artıyor, değil mi? Bilimsel araştırmalar bu yönde... Uykusuz kalınca seçtiğimiz yiyecekler de değişiyor; daha yağlı, karbonhidrattan zengin yiyeceklere yöneliyoruz. Ne kadar saatlik uykuyla kendinizi iyi, neşeli hissediyorsunuz bu önemli. 7 saatlik uykuyla mı zinde oluyorsunuz? O zaman bu 7 saati uyuyabilecek kadar erken girin yatağa...8) Alkole dikkat!Akşam yemeğinin yanında küçük bir kadeh şarapta hiçbir sorun yok. Ancak unutmayalım ki alkol yüksek kalorili ve fazlası kilo yapar. Eğer yoğun tüketen biriyseniz miktarı azaltmakla kilo verişinizin nasıl hızlandığına şaşacaksınız.9) Hedef koyun!Ölçülmeyen şeyde başarı yok! Kendinizi tartın ve haftalık hedefler koyun. Kilo verme programlarında başarılı işadamı ve işkadını danışanlarımın hep çok daha başarılı olduğunu gözlemledim.Çünkü hedef koyuyorlar ve o hedefe kilitleniyorlar adeta... Ertesi hafta mutlaka başarmış geliyorlardı.Ofis Diyeti1. günKahvaltıKepekli tostYeşil çayÖğleIzgara tavukBuharda sebzeYeşil çayAraBeyaz çay1 elmaMax. 23 adet badem (=1 porsiyon)AkşamIzgara BalıkSalata1 kase çilek2. günKahvaltıMüsli+ yoğurt(hazır kutu olabilir, pratik)Yeşil çayÖğlenIzgara köfteSalataAraYarım simit1 dilim peynirDomatesBeyaz çayAkşam1 kase çorbaSalata1 armut3. günKahvaltıMüsli+ yoğurtYeşil çayÖğlen1 kepekli tost1 bardak ayranAra1 elmaMax. 23 bademBeyaz çayAkşamIzgara tavukSebze (ne isterseniz)4. günKahvaltıYarım simit1 dilim peynirDomatesYeşil çayÖğlen1 porsiyon sade dönerSalataAra1 elmaMax. 21 fındıkYeşil çayAkşam1 tabak sebze1 kase yoğurt1 kase çilek5. günKahvaltıMüsli+ yoğurtÖğlenTavuk şişIzgara sebze1 top dondurmaAra1 elmaMax. 6 cevizBeyaz çayAkşamIzgara balıkSalata

Devamını Oku