6-7 çiftten biri gebe kalamıyor!

30 Ağustos 2015

Son yıllarda doğurganlık azalıyor mu? Gebe kalmak için tedavi olmak zorunda olanlar artıyor mu?Bu soruya net sayılarla cevap vermek mümkün değil. Fakat bazı verilerden bir sonuç çıkarmak mümkün olabilir. Ülkemizde her yıl tüp bebek tedavisi uygulama sayıları artmaktadır. Bunun sebebi sadece gebe kalmakta güçlük olmayabilir. Çünkü bir kısım sorun tüp bebek tedavisi olmadan giderilip gebelik sağlanabilir. Bunun yanında tedaviye güvenin artması ve bilinirliğin artması talebi de artırmıştır.Daha çabuk gebe kalmak için bu yöntemi kullananlar da var, değil mi?Evet. ‘Tüp bebekle daha çabuk çocuk yapalım’ önerisi çiftlerden gelebilmektedir. Dünyada 5 milyondan fazla bebek bu tedavi ile doğmuş ve özel bir soruna sebep olmadan sağlıklı çocukların doğduğu son 25 yılda görülmüştür. Hatta tüp bebek ile doğanlar çocuk sahibi olmaya başlamışlardır.Günümüzde erkeklerde sperm sayısı azaldı mı?’Erkek sperm sayıları eskiye göre azaldı’ şeklinde sürekli haberler çıkıyor. Doğru mu? Bunda farkında olmadan günlük yaşamda karşılaştığımız toksik maddeler, ilaçlar, madde kullanımı, alkol ve sigara kullanımının etkileri olduğu söylenebilir. Ayrıca cinsel yolla bulaşan hastalıklara da özel bir paragraf açmak gerekir.Bariyer yöntem (kondom) kullanmadan cinsel ilişkide bulunmak ve çok partneri olmak, kadın ve erkekte sorunlara yol açar. Belirti bile vermeden kadında yumurtalık kanallarının tıkanmasına sebep olabilir, rahim içi zarında (endometritis) olumsuz değişikliklere sebep olabilir ve yardımsız gebe kalmasını güçleştirebilir veya imkansız kılabilir. Erkekte ise spermin dışarı çıktığı kanalların daralmasına veya tıkanmasına sebep olarak eşinin gebe kalmasını sağlayacak spermin dışarı çıkışı mümkün olmayabilir.Çocuk sahibi olabilmek için şartlarBir çiftin çocuk sahibi olmasına yetecek asgari koşullar olduğunda; bunlar şöyle özetlenebilir;1-Kadının düzenli yumurtlamalarının olması2-Erkekte, yani menide mililitrede 15 milyon spermin çıkıyor olması (eskiden 20 milyon iken Dünya Sağlık Örgütü 15 milyon olarak değiştirdi)3- Kadında rahmin normal ve yumurtalık kanallarının açık olması gereklidir.Bütün bunlar olduğunda kadının gebe kalma hızı bir yılda yaklaşık yüzde 85’ tir. Bu hızı, diğer bir deyişle gebe kalma şansını etkileyen faktörlerin başında kadın yaşı gelmektedir!Çocuk sahibi olmak istiyorsanız fazla gecikmeyin* Peki bir erkekten hiç sperm çıkmıyorsa yine de çözüm var mı?Hiç sperm çıkışı olmayan erkeklerde bile mikroTESE operasyonu ile testislerden sperm elde ederek mikroenjeksiyonla çocuk sahibi olma şansı elde edilmektedir.* Çocuk sahibi olmak istiyorsanız fazla eğlenmeyin diyorsunuz.Kesinlikle! Çocuk sahibi olmayı ileri yaşlara ötelemeyin derim.Yaşlı primipar sayısı arttı!Yaşlı primipar sayısı arttı doktor bey. ( Tıpta 32 yaşından sonra doğum yapan kişiye yaşlı primipar ; yani ilk doğumunu yapacak kişi deniyor) Günümüzde neredeyse tüm kadınlar yaşlı primipar oldu!Doğru! Çalışma hayatı, kariyer ve ekonomik koşullar çiftlerin evlenme planlarını daha ileri yaşlara bırakmalarına neden oluyor. Kadınlarda yaşlanmaya bağlı olarak yumurta rezervi azalıyor. Bu süreç 37 yaşından sonra daha hızlanıyor ve gebe kalma şansı hızla azalıyor.Sınır 37 yaş mı yani?En ileri tekniklerle tüp bebek yapılsa ve en kaliteli embriyolar transfer edilse bile genel olarak ay başına gebe kalma şansı azalmaktadır. Yumurta rezervini bazı kan testleri gösterse de, kolaylıkla ultrason ile her iki yumurtalıktaki toplam yumurta adayları sayılabilmektedir. Bu sayı bize kadında o ay gelen yumurta grubunu gösterir. Bu gruptaki yumurta sayısı aşağı yukarı izleyen aylarda da aynı gider ve rezerv hakkında bize bilgi verir.

Devamını Oku

Dünyanın 7 harikasından biri olan Machu Picchu’daydım!

29 Ağustos 2015

Dünyadaki her gezginin listesinde Peru’daki Machu Picchu en ön sıralarda yer alır. Benim de yıllardır aklımdaydı, sonunda çıktım. Ancak daha yazıma başlarken bir uyarım var: Machu Picchu’yu yaşınız fazla ilerlemeden görün. Geçen yıl Tibet, bu yıl Peru yaparak nefes darlığı çekilen yerleri tamamlamış bulunuyorum. Machu Picchu’ya çıkmanın en iyi yolu İnka Yolu’ndan yürüyerek gitmek. Ama uzun sürüyor ve her yiğidin harcı değil. Biz treni tercih ettik. Çok keyifli bir yolculukla Machu Picchu’ya tırmanacak herkesin yolunun üzerindeki minik şehre (Aguas Calientes) ulaştık. Bu yolculukta 4 bin 200 metrelere çıkıyorsunuz. Çoğu kişi Machu Pichu’ya 8 km ötedeki bu şehirde kalıyor, ancak kalanlardan otellerin çok da hijyenik ve iyi olmadığını öğrendim. Kalınabilecek en iyi yer Sanctuary Lodge, hemen dağın eteğinde, burada kalırsanız sabah herkesten önce giriş yapıp, tırmanmaya başlayabiliyorsunuz.Machu Picchu İnka Kralları’nın yazlık şehri. 1400‘lü yıllarda kurulmuş. Ancak belli zaman sonra terk edilmiş. İspanyollar burayı hiçbir zaman keşfedemişler, o yüzden şehir korunabilmiş. 1911’e kadar böyle bir yerden kimsenin haberi yok. 1911’de Amerikalı profesör Hiram Bingham şehri ortaya çıkartıyor ve dünyaya tanıtıyor.Önemli not: Peru’da özel haplar var yükseklikle baş etmenizi sağlayan, tüm eczanelerde, havaalanlarında satılıyor. Ancak yine de tık-nefes oluyorsunuz. Zorlandığım yer aslında Machu Picchu değil, oradan daha yüksekte olan Cuzco şehri oldu. Bu şehre gitmeden önce ve oradayken tüm yerlilerin yaptığı gibi bol bol koka çayı içmekte, önerilen tedavi yöntemlerindan faydalanmakta yarar var. Yürümekte zorlandığınız zamanlar olabiliyor ağırlaşıyorsunuz. Ama Tibet’deki kadar (orada 5 bin metrelerdeydik) zorlanmadım açıkçası, idmanlıydım!LimaPeru’nun başkenti. Onların deyimiyle ‘Eşek karnı renginde‘ havası olan bir yer. Hava hep grimsi. Şehir beni pek açmadı, ama kesinlikle görülecek yerleri şöyle sıralayabilirim. 1- Miraflores: İstanbul’un Nişantaşı bölgesi neyse Perulular içinde Miraflores o. Kalmak içinde burayı tercih edebilirsiniz. Tüm şıklık, güzellik burada. Sahil boyunca uzanan yürüyüş yapabileceğiniz güzel bir yol var. 2- Huaca Pucllana: Hemen Lima’nın içindeki bu tarihi yerleşim yerinde 10 bin yıldan önce bile insanlar yaşıyormuş. Miraflores bölgesinin orta yerinde kesinlikle görün. Mısır piramitlerine benzer yapıları var. 3- Larcomar: En ünlü alışveriş merkezleri. Peru‘ya ait en kaliteli hediyelikler de burada satılıyor. CuzcoŞehre en az iki gün ayırın. Görülecek çok şey var ve çok keyifli bir yer. Peru mutfağı dünyanın en iyi mutfakları arasında sayılıyor. Ülkede 30’dan fazala aşçılık okulu var. Yerel yemeklerin tadına bakın. Şehirdeki en önemli yer ana meydandaki katedral. Mutlaka gezilmeli, muhteşem bir yapı. Kalınacak en iyi yer: Hotel Monasterio. Eski bir manastır otele dönüştürülmüş, çok şık bir mekan, içinde kilisesi hala duruyor ve inanılmaz eserlerle dolu. Sanatçıların mekanı San Blas çok hoşuma gitti, hediyelik almak için ideal bir yer. TiticacaDünyada en yüksekteki göl3 bin 800 metre yükseklikte. Üzerinde çeşitli adalar var ve bu adaların çoğunda yerliler geleneksel yaşamlarına sıkı sıkıya bağlı yaşıyor. Ben iki adayı ziyaret ettim. Biri Yüzen adalardan Uros bir de Taquile adası. Kısa kısa Peru-Ülke kıyıdan içeriye doğru kıyı şeridi, And dağları ve Amazon ormanları şeklinde yayılıyor. -Dünyadaki en eski uygarlıklardan biri burada doğmuş: İnka İmparatorluğu. -1532’de İspanyollar tarafından ele geçirilmiş. -1821’de Jose Martin önderliğinde bağımsızlıklarını ilan etmişler. -Nüfusları 30 milyon. - Başkanlık sistemiyle yönetiliyor. - Para birimleri Sol. 1 dolar = 3.15 Sol. - Peru dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden. 2014 verilerine göre kişi başı gelir 11 bin 500 dolar civarında. Ancak ülkenin ve insanlarının genel görünümüyle bu parayı bağdaştırmak çok güç. Çok fakir bir ülke görüntüsünde. Gelir belli ki homojen dağılmıyor.Peru’da ne yenir-içilir?Tatmadan dönmeyin diyeceklerim; Cevice, lomo saltaco, suspiro lime ve milli içecekleri pisco sour. Ceviche: (Seviçe okunuyor) Bizim lakerdanın aynısı. Çiğ balıkla aram iyi olmadığı için ucundan tattım. İlginçtir; et-pilav yemekleri (lomo saltaco) hemen hemen bizimkinin aynısı. Çok lezzetli yapıyorlar. Pisco sour: Pisco adlı yerel içecekleri, bazı pisco adlı milli likörleri, şeker ve lime suyu ekleyip, içine az da yumurta akı katarak yapıyorlar. 1920’lerde Lima’da çalışan bir Amerikalı barmen hazırlamış ilk kez ve çok ünlü ollmuş. Tadı, içimi çok hoş, ferah, güzel bir yaz içeceği. Ancak sert, dikkat!

Devamını Oku

Kunalar sağlıklarını kakaoya borçlu

23 Ağustos 2015

Amerikan Hipertansiyon Topluluğu Dergisi’nde yayımlanan ( 2009) bir araştırma: Kuna Yerlilerinin tansiyonu düşük ve diğer Panamalılardan daha uzun yaşıyorlar. Kalp krizi, kanser, diyabet, felç çok daha az görülüyor. Diyetlerinde en belirgin özellik çok yüksek kakao alımı …Kilinik Biyokimya ve Beslenme dergisi ( 2011): Panamalı Kuna yerlilerinde hipetansiyon ve kalp-damar hastalığı oranı çok düşük. Değişik yaş gruplarında ve cinslerde denedik. Hepsinde tansiyonu düşük bulduk. Ancak aynı insanlar ana şehirlere göç ettiklerinde durum değişiyor. Çünkü kakao tüketimleri düşüyor. Sonuç: Flavanol içeren yiycekler, özellikle de kakako ve kakao bazlı ürünler hem hayvanlar, hem de insanlarda tansiyonu düşürüyor.Kunalılarda kanser de çok nadir görülüyor2000-2004 arasında Panama’da 100 bin kişiden 83’ü kalp-damar hastalığında, 68’i kanserden ölmüş. 100 bin Kuna’dan ise 9 kişi kalp hastalığından, 4 kişi kanserden hayatını kaybetmiş.Kakaonun faydaları: - Kalp-damar sistemi için yararlı.- Kötü kolesterolü düşürüyor.- Damar sertliğini önlüyor.- Dişlerde çürümeye neden olan bakterileri baskılıyor, plak oluşumunu engelliyor.- Antidepresan etkisi var. Neşelendiriyor.- Uyarıcı etkili.- Genel olarak iyi olma hali sağlıyor.KakaoKakao her zaman yeşil yapraklı 4-8 m. yüksekliğinde bir ağaç. Bu ağacın meyvelerinin çekirdeklerinden kakao elde ediliyor. Bu kakaodan da çikolata yapılıyor. Kakaoyu en çok yetiştiren ülkelere baktığımda hep egzotik ülkeler gözüme çarptı: Fildişi Kıyısı, Brezilya, Papua Yeni Gine, Kolombiya, Meksika, Gana, Nijerya, Ekvador,Solomon Adları, Hindistan bunlardan bazıları…Kakaoda sağlığa bu kadar yararlı ne var?Flavonol! Kakao flavaonolleri kakao bitkisinde doğal olarak bulunan biyoaktif bileşenler. 1990’larda yapılan deneylerde kakao flavanolleri ve nitrik oksit arasında bir ilişki saptanmış. Yiyecek ve içeceklerle kakoa flavonolleri aldıkça vücutta nitrik oksit üretiminin arttığı görülmüş. Nitrik oksit vücutta damar duvarlarındaki kasları gevşeten dinlenmeye sevkeden bir bileşik.Kakao flavonolleri tüm kakaolarda ve çikolatalı ürünlerde var mı?Hayır. Taze kakao çekirdeği flavonolden zengin. Ancak işlemden geçtikçe içlerinde antioksidan etkili değerli bileşiklerin etkileri azalmaya başlıyor.Kavramayı güçlendiren bileşikler de içeriyorTüm çikolata aşıkları bu haberi okuduktan sonra çikolatanızı daha büyük bir keyifle yiyeceğinize eminim. Kakao beyni de güçlendiren bileşikler içeriyor. İtalya’daki L'Aquila Üniversitesi Araştırmacıları özellikle yaşlılarda kavrama yeteneğinin kakaodaki flavanoller sayseinde arttığını saptadılar. Araştırma hafif kavrama sorunu yaşayan ve Alzheimer riski taşıyan 90 kişi üzerinde yapılmış.Sekiz hafta boyunca bol flavanol içeren kakaolu içecek içirilmiş. Yüksek falavanol içeren içecekleri tüketenler, düşük flavanollü içecek verilen gruba göre kavrama testlerinde çok daha iyi sonuçlar almışlar.Yeni trend: kakao çayıÇaykoliğimdir, yeni gözdem ise kakao çayı. Peru’da ikram ettiler, içtim ve bayıldım. İkram ettikleri şekerliydi, ben şeker yerine bal koyuyorum, çok daha sağlıklı bir içecek içmiş oluyorum. Üstelik balın faydalarından da yararlanıyorum. Hazırlaması çok basit; Kakao çekirdeği kabuklarını kaynar suya atıp bekletiyorsunuz. Rengi aynı çay gibi, ama çikolata kokulu ! Benim gibi çikolata aşığıysanız eğer, bu çay size çok kalori tasarrufu sağlayacaktır. Ayrıca tatlı krizlerine karşı kullanılabileceğini düşünüyorum. Kakao çayı şu anda İngiltere’de yeni moda, hızla yayılmaya başladı.

Devamını Oku

Bodrum‘un en güzel lezzetleri

21 Ağustos 2015

Bodrum yediden yetmişe herkesi mıknatıs gibi kendine çeken, mutlu eden, hastaları iyileştiren bir yer. Gezmeyi sevenler yazını Bodrum’a şöyle bir de olsa uğramadan geçirmez.Bodrum eğlence mutluluk-kaygısızlık demek. Artık buna lezzeti de eklemek gerek, çünkü mutfağıyla da öne çıkmaya başladı. Bu kez Bodrum’un en güzel manzarasına hakim bir tepede olan The Marmara Otel’deydim. 16 yıldır otelinde aşçıbaşı olan Zekeriya Yıldırım’dan sadece yerli değil, yabancı turistlerin de gözdesi olan en iyi tariflerini sizler için aldım.Zekeriya Usta, Bolulu musunuz? Hayır. Tokatlı’yım. Tokat da aynı Bolu gibi aşçılarıyla ünlüdür.Yabancı turistler en çok hangi yemeğinizi seviyor?Bizim otele en çok Amerikalı ve İngiliz gelir. Amerikalılar çökertme kebabımıza bayılıyorlar. Üst üste ısmarlarlar, yemeye doyamıyorlar. Bir de çok dondurma yerler. İngilizler öğleni fast-foodla geçiştiriyor. Ama mutlaka cheese-cake isterler.Sizin evde yemeği kim yapıyor?Bizim evde herkes yemek yapar. Herkes profesyonel olarak çalışabilecek yetenekte. Evde genelde eşim yapıyor. Oğlum da Nobu’da aşçı.IZGARA LEVREK FİLETOMalzeme- Deniz levreği 500 gr- Kuskus 60 gr-Taze fesleğen 2 yaprak- Yıldız anason 1 adet- Ceri domates 25 gr- Sumak 2 gr- TuzYapılışıLevrek, taze fesleğen ve zeytinyağı ile marina edin.Ayrı bir tencerede kuskusu haşlayın. Süzüp soğutun.Marine edilmiş levrek filetoları ızgarada pişirin.Başka bir tavada taze kuşkonmazı soteleyip, kuskus ve çeri domates ekleyin. Tuz- biber -kimyonla tatlandırıp yıldız anasonla servis edin.BODRUM SALATASIMalzeme- Sarı kırmızı çeri domates 250 gr- Kırmızı biber 100 gr- Yeşil biber 100 gr- Tulum peyniri 100 gr- Bodrum kırma zeytin 5 adet- Yarım marul- Zeytinyağı ve limon sosYapılışıTüm malzemeleri kalın kalın doğrayın. Bir karıştırma kabında zeytinyağı ve limon sosla tatlandırıp, peynir dilimleri ile servis edin.TAZE KUŞKONMAZ VE BAKLA SALATASIMalzeme- Taze kuşkonmaz 1 bağ-Taze iç bakla 100 gr- Taze sultaniye bezelye içi 100 gr- Kırmızı biber 2 adet- Kuru soğan 30 gr- Zeytinyağı -Limon- Tuz, beyaz toz biber- Maydonoz, fesleğen, naneYapılışıKırmızı biberleri közleyip zeytinyağı ile mikserde püre haline getirin. Tuz ve beyaz toz biberle tatlandırın. Taze kuşkonmaz bakla ve bezelye içini kaynar suda 3 dakika haşlayın. Rengi solmasın diye buzlu suya alın.Bir kapta tüm malzemeleri sosla karıştırın. Tabağın altına kırmızı biber püresi koyun. Üzerine tüm malzemeleri dizip taze baharatlarla süsleyin.BODRUM ÇÖKERTME KEBABIMalzeme- Dana bonfile parçaları 250 gr- Taze patates 200 gr- Sarımsak 5 gr- Yoğurt 50 gr- Zeytinyağı 10 gr- tereyağ 15 gr- Pulbiber 5 gr- Domates 50 gr- Sivribiber 1 adet- Kızartma yağı 300 clYapılışıBonfileyi şeritler halinde kibrit çöpü şeklinde kesip zeytinyağı ile marine edin.Patateslerin kabuklarını soyup kibrit çöpü inceliğinde doğrayın ya da rendeleyin. Nişastaşı gidene kadar bol suyla yıkayın.Kızgın yağda patatesler çıtır olana kadar kızartın.Ayrı bir tavada marine edilmiş dana bonfile parçalarını soteleyip tuz ve biberle tatlandırıp kızarmış patateslerin üzerine koyun. Sarmısaklı yoğurtla servis edin.ANTEP FISTIKLI PARFE Malzeme-Krema 100 gr- Krem şanti 25 gr- Antep fıstığı 5 gr- Yumurta 1 adet- Yaprak jelatin 1 adet- Toz şeker 10 gr- Yeşil limon 1 adetYapılışıYumurta ve şekeri mikserde yüksek derecede çırpın. Sırası ile krem şanti ilave edin.. *Jelatini ılık suda benmari usulü eritin. Toz Antep fıstığı ilave edip spatula ile yavaşça karıştırın. Sprey yağ ile yağlayıp yuvarlak metal ya da slikon kalıplarda -18 derecede dondurun. Meyve ile süsleyin.PANE EDİMİŞ ÇITIR KROKETMalzeme-Ispanak-Ebe gümeci- Isırgan-Turp otu- Pazı- Nane- Fesleğen- Maydanoz- Dereotu-Kuru soğan- Taze soğan-Sarımsak-Yumurta- Un -Galeta un- Krem peynir-Brıe peyniri- Bergama tulum peyniri- Kaşar peyniriYapılışıTüm yeşillikleri iyice yıkapıp incecik kıyın. Zeyinyağında soğan ve sarımsağı kavurun. Ilıkken tüm peynirleri rendeleyip kavrulmuş otlarla karıştırın. Soğuyunca küçük toplar haline getirip kızartın. Kişnişli yoğurt, hafif acılı domates sos ve zeytin tapanade ile servis edin.

Devamını Oku

Hafiflemenin yolları

16 Ağustos 2015

Bir günde aldığınız toplam kaloriyi azaltmaya dayanıyor. Normalde erişkin bir kadının alması gereken kalori miktarı 2 bin, erkekte ise 2 bin 500 kalori civarı. Bu miktar yaşa, fiziksel aktiviteye ve diğer faktörlere bağlı olarak değişiyor. Bunu 300-500 kalori azalttığınız zaman genelde rahatlıkla kilo vermeye başlıyorsunuz. Spor yapmaya vaktiniz yoksa günlük kalori alımını 500 kalori kadar kısıtlamak daha iyi sonuç veriyor. Yok, eğer sporla her gün 200-300 kalori yakıyorsanız daha rahat yiyebilirsiniz. Açıkçası ‘Tatlımdan da vazgeçmek istemiyorum, alkolümden de, hayatın keyfi kaçıyor’ diyenler için en uygun yöntem bu. Oturun bir günde neler yediğinizi yazın bir kağıda. Sonra internete girerek kalorilerini de hesaplayabilirsiniz. Biraz zaman alıyor ama değecek. Sonra 500 kaloriyi nelerden eksiltebileceğinizi belirleyin ve o yiyecekleri çıkartın. Profesyonel yardım almak dengeli bir şekilde yiyecek çıkarmak veya koymayı kolaylaştırır ve en doğrusudur.Akşam metabolizma hızı düşüyorEn çok uyguladığım program, çok iyi sonuç veriyor. Akşam yemeğini öne çekme üzerine kurulu. Hava karardıktan sonra metabolizma hızımız düşüyor. Bu saatlerde yediğimiz her şey daha çok kilo yapıyor. Kahvaltı ve öğlen yemeğini güçlü yiyin.. Akşamı saat 17:00-18.00 arasına çekin. Bir tür oruca girmek gibi...Spor yapmadan da kilo verilebilir mi?Tabii ki verilebilir. Kaloriyi azalttığınız zaman, aldığınızdan daha fazlasını yakarsanız kilo veriyorsunuz. Yalnız spor yaparken kilo verince hem daha mutlu hissediyorsunuz kendinizi, hem de daha diri kalıyorsunuz. Sporsuz zayıflama yumuşama, gevşemelere yol açıyor. Kas kaybı riski artıyor.Omega 3’den zengin beslenme yöntemiYağsız yağ yakamıyoruz. Kilo verebilmek için Omega-3’e ihtiyacımız var! Vücut ikisi dışında birçok yağ asidini üretebiliyor: Omega 3 ve Omega 6! İşte vücudumuzda üretilmeyen, yiyeceklerle almamız gereken yağlara zorunlu yağ asitleri diyoruz.Belinizi ölçünErkekte bel 94 cm’in üzerine çıkınca sağlık riski başlıyor.102 cm üstü yüksek sağlık riski demek.Kadında 80 cm üzerinde sağlık riski başlıyor.Niye hızla şişmanlıyoruz?- Çünkü çok daha fazla yiyoruz.- Çok daha az hareket ediyoruz.- İnsan gücünün yerini beyin gücü ve makineler aldı.- Fast food tüketimi yaygın.ÖRNEK PROGRAM...Kahvaltı- 2 ince dilim ekmek- 1 haşlanmış yumurta- 1 dilim beyaz peynir- 1 tatlı kaşığı zeytinyağı- Domates-salatalıkÖĞLEN- Izgara et- SalataAra (15.00)- 1 iri top dondurma- Taze meyvelerveya- 2 kare bitter çikolata- 1 küçük avuç fındıkAKŞAM- 1 kase yoğurt- 3 yemek kaşığı yulaf ezmesi- 1 çay kaşığı tarçın- Elma rendesiGece acıkınca- Yarım paket yulaflı bisküvi- Taze meyve (seçim sizin)Glisemik indekse göre beslenmeKanada Toronto Üniversitesi’nden Beslenme Bölümü Başkanı Prof. Dr. David Jenkins 1981’de şöyle bir deney yapıyor. Topluyor bir grup şeker hastasını, ağızdan saf glukoz yani kanımızdaki şekeri veriyor. Bakıyor ki; bu kan şekerini bir anda zıplatıyor, tepe noktasına çıkartıyor. Glukozu referans noktası olarak alıp rakamsal olarak 100 diye değerlendiriyor. Sonra sırayla eşit miktarda karbonhidrat içeren yiyecekleri birer birer ağızdan verip kan şekerini yükseltme değerlerini ölçüyor. Ortaya çıkan tabloya da glisemik indeks tablosu adını veriyor. Glisemik indeks bir yiyeceğin kan şekerini yükseltme değerini gösteriyor. Görüyor ki; eğer hastalar glisemik indeksi 55 ve altındaki yiyeceklerle beslenirlerse kan şekerleri aşırı yükselmiyor, üstelik kilo vemeye başlıyorlar. Aynı deney sağlıklı bireylerde de tekrarlanıyor. Sonuç aynı; glisemik indeksi düşük, kepekli-lifli yiyeceklerle beslenenler kilolarını korumakta daha başarılı oluyorlar, kilo verebiliyorlar.Bir yiyeceğin glisemik indeksi ne kadar yüksekse pankreastan o kadar fazla insülin salgısına neden oluyor. O kadar yoruyor. Ve şeker hastalığına zemin hazırlıyor.180 gr pirincin glisemik indeksi 87120 gr kuru fasulye 48İkisinin ortalaması 67.555 düşük glisemik indeksli55-70 orta glisemik indeksli70 üstü yüksek glisemik indeksliProtein ağırlıklı beslenme yöntemiKesin bir şey var, protein ağırlıklı beslenme hızlı kilo verdiriyor ve tok tutuyor. Ancak dengeli beslenme için tek düze değil, tüm yiyecek gruplarıyla beslenme doğrudur. Dünya Kanser Araştırma Vakfı benim de katıldığım konferanslarında haftada 300 gram, en fazla 500 gram kırmızı et tüketilmesini önermişti. Nedeni kolon kanserinin hızla yayılması ve bunun aşırı kırmız et tüketimiyle de ilişkilendirilmesi... O yüzden kısa süreli uygulamada sorun olmayabilir, ama uzun süreli ete dayalı beslenmeyi doğru bulmuyorum. Özetle; kararında 1-2 haftalık bir uygulama olabilir ama hepten bu tip beslenmeye geçmek zararlı sonuçlara yol açabilir.

Devamını Oku

Yazın lezzeti patlıcan

14 Ağustos 2015

Yüzyıllarca caanım patlıcanın tadını bilememiş insanlar, acı tadı nedeniyle yemektense süs bitkisi olarak yetiştirmeyi uygun görmüşler. Neyse ki birileri uyanmış, pişirmeyi becermiş de bizler de keyifle yiyoruz. Gelin bu hafta milletçe bayıldığımız patlıcanı mercek altına alalım.-Patlıcanın ana vatanı Güneydoğu Asya.- Domates ve patatesin akrabası.- En çok üreten Çin. Biz de en çok üretenler arasındayız.- Kalorisi düşük bir sebze; 100 gramı 25 kalori.- Protein içeriği zayıf, 100 gramında 1 gram protein var.- Yağ oranı çok düşük, bu yüzden çok iyi bir diyet yiyeceği. 100 gramında 0.2 gram yağ var.- Liften zengin, 100 gramında 3 gram lif içeriyor. Kabızlığa iyi gelir, kan şekerinin dengelenmesine yardımcı olur.- İçinde B grubu, C, E, K vitaminleri var, ancak hepsi düşük oranda.- Kalsiyum, magnezyum, manganez, çinko, potasyum, fosfor gibi mineralleri içeriyor.9 kilo patlıcandaki nikotin 1 sigaraya eşit!Yenilebilen bitkiler içinde nikotin oranı en yüksek olan patlıcan. 100 gramında 0,01 gr. nikotin var. Ancak bu sigara içenlerle karşılaştırıldığında kayda alınmayacak bir oran. 9 kilo patlıcan yiyince 1 sigaradan alacağınız nikotini alıyorsunuz.Alerji yapabilir mi?Yapabilir. Patlıcan histaminden zengin bir sebze. Bu yüzden bazı kişilrede döküntü, kaşıntı gibi rahatsızlıklara veya çok daha ciddi durumlara neden olabilir.Kilo vermek istiyorsanız patlıcan yiyin Liften zengin, yağdan fakir; yani kilo vermek isteyenler için bulunmaz bir sebze. Üstelik binbir hale sokarak yiyebiliyoruz. Burada önemli olan pişirirken aşırı yağ koymamak, kızartmamak. Patılcanı fırın, buhar, çevrerek pişirme gibi daha sağlıklı pişirme yöntemleriyle pişirin.Patlıcanı nasıl saklamalı?- Sıcaktan da soğuktan da etkileenen bir sebze.- Naylon torbanın içinde buzdolabında saklayın. Birkaç gün saklanabilir.- Kesip koymayın; hemen bozuluyor.- Pişirdikten sonra 2-3 gün buzdolabında saklayabilirsiniz.- Acı suyunu çıkarmak için pişirmeden önce tuzlu suda bekletin. İstediğinizi şekilde kesin . Tuzlu suya bastırın, 20-30 dakika beklesin. Sonrasında fazla tuzu atmak için bol suyla yıkayın.Kilo nasıl gider doktor hanım?1- Önce karar verin. ‘Değişeceğim. Daha hafif ve genç olacağım!’ diye...2- Yöntemi belirleyin: Daha önce deneyip başarılı olduğunuz bir program varsa aynısı tekar uygulanabilir. Yoksa yediklerinizi yazın, nereden kısabileceğinize bakın. İdeali bir diyetisyen veya doktorla çalışmak.3- Her gün sabah aç karnına tartılıp nereye gittiğinizi görün.5- Eşiniz, dostunuza hesap verin. ‘ Bugün şu kilodayım şunları yedim’ diye... Hesap vermek inanılmaz işe yarıyor.5- Aynada kendinize bakın. Kendinizi daha çekici buluyor musunuz? Eğer yanıt evet ise harika. Hala hayır ise yola devam.Patlıcan üzerine bilimsel araştırmalar- Brezilya Sao Paolo Üniversitesi Biyoloji Enstitüsü’nde fareler üzerinde yapılan deneyde patlıcan suyunun kiloyu azalttığı, kolesterolü düşürdüğü, ana damarlarda kolesterol birikmesini önlediği saptanmış. Ancak insanlar üzerinde yapılan deney aynı etkiyi göstermemiş. Yani ilacı bırakıp ‘patlıcanla işi çözerim’ mantığı yanlış.- Patlıcan nasunin adlı antioksidandan zengin, kabuğuna mor rengi veren de işte bu madde. Nasuninin beyin hücrelerinin duvarlarını koruduğu saptanmış.Pratik fırında patlıcanMALZEMELER-2 iri patlıcan-1 kutu küp kesilmiş domates- 4 yemek kaşığı zeytinyağı- 1 bardak su- Fesleğen- 2 iri diş sarmısakYAPILŞIPatlıcanları alacalı soyun, halka dilimler halinde kesin, tuzlu suda bekletin. 1,5 cm kalınlığında olsun.20-30 dakika sonra çıkartın, sudan geçirin.Fırına dayanıklı servis kabına patlıcanları dizin.Üzerine zeytinyağını gezdirin.Üzerine kutu domatesi boşaltın ve iyice yayın.Suyu da gezdirin.Fesleğeni serpin.En üste ince halkalar halinde sarmısak doğrayın.Fırında 150 drecede 1 saat pişirin.- Hazırlaması çok basit patlıcan tarifim bu. Ama tüm yabancı misafirlerimi mest ediyor!

Devamını Oku

Doğal bakım reçetelerim var

9 Ağustos 2015

Vücutlarımız bize yıllarca lazım olacak, onlara iyi bakmamız gerekiyor. Vücut bakımının insanı sakinleştiren, pozitifleştiren bir tarafı var. Bugün yazın cildimize bakımı konuşalım. Özellikle de yaz tatilleri dönüşlerimizde çoğumuzun en büyük sorunu kurumuş, kösele gibi bir cilt. Oteller, uçaklar, yollardaki tuvaletlerdeki sıvı sabunların çoğu kaliteli değil. Turistik mekanlarda ellerimizi sürekli bu sıvı sabunlarla yıkıyoruz, otellerde şık- küçük ambalajlarda sunulan şampuan ve kremleri kullanıyoruz. Sonuç: Kuru- kösele gibi bir ciltle evlerimize dönüyoruz. Saçlar değişiyor, cilt değişiyor, bakım istiyor. Bir süredir çoğu makyaj ve kozmetik ürününü kullanamaz oldum. Eskiden rahatlıkla kullandığım bazı ürünler bile artık alerji yapıyor. Annemin reçetelerine dönmüş durumdayım. Sizlerle de paylaşıyorum. Gerçekten işe yarıyorlar. Yaramasa annem 75 yaş üstünde bile hala bu kadar güzel kalamazdı! Annemin doğal bakım sırlarının vazgeçilmez üçlüsü ne mi? Bal, yoğurt ve zeytinyağı.Cildi nemlendirelimTatil dönüşü genelde cilt kurumuş oluyor. Şimdi bol doğal mineralden zengin su içerek, tekrar sağlıklı beslenerek, pealing uygulayarak cildi eski haline kavuşturmak ve nemlendirmek gerekiyor.Ballı-zeytinyağlı nemlendirici* 2 yemek kaşığı bal* 2 yemek kaşığı zeytinyağıBal ve zeytinyağını birbirine iyice yedirin. Yüzünüzü bu karışımla -göz çevresi hariç- iyice kaplayın. 15 dakika bekleyin. Ilık suyla yıkayıp, kurulayın.Vücudu nemlendirelim* 6-7 kaşık balDuşunuzu aldıktan sonra tüm vücudunuza bal sürün.Özellikle de cildin en çok kuruduğu bölgelere… 10 dk. bekleyin. Durulanın, kurulanın.Tırnak ve el bakımı* 2 yemek kaşığı bal* Yarım limon suyu* 2 yemek kaşığı zeytinyağı* Tüm malzemeyi karıştırın.* Bir havlunun üzerinde tırnaklarınıza, tırnak etlerinize , ellerinize iyice yedirin.* Ilık suyla durulayın.Güneş ve denizden matlaşmış saçlar için* 1 çay kaşığı bal* 1 yemek kaşığı sirke* 1 litre sıcak su* Tüm malzemeyi karıştırın.* Saçınızı yıkadıktan sonra son durulama suyu olarak bu karışımı kullanın.* Genç kızlığımda kullandığım yönteme geri döndüm. Saçlar pırıl pırıl oluyor.Cildinizi temizleyelimZerdeçal baharatların şahı. Çok güçlü antioksidan özelliği var. Her gün 1 tatlı-yemek kaşığı arası tüketmeye çalışıyorum. Genellikle yemeklere katıyorum, ancak arada böyle doğal reçetelerde de kullandığım oluyor. Hindistan’da kremlerde hep zerdeçal var.* 2 yemek kaşığı bal* 1 tatlı kaşığı kaşığı zerdeçal* 1 tatlı kaşığı kaşığı limon suyu* Malzemeyi karıştırın.* Yüzünüze göz bölgesi hariç sürün.* 10 dakika bekledikten sonra ılık suyla yıkayın.Tatil sonrası detoksTatilde yeniyor-içiyor, en az yarım -1 kilo alınıyor. Arada normalde yemediğimiz bazı yiyecekleri de ‘tatildir’ diye yiyoruz… Dönünce toparlanmak şart oluyor. Ama tatlı yerine aşağıdaki önerilerimi kullanırsanız aldığınız kilo veya kiloları vermek çok daha kolay .Detoks tatlısı 1* 1 kase yoğurt* 1 yemek kaşığı bal* 1 tatlı kaşığı sıvı vanilya ( yoksa toz)Malzemeyi iyice karıştırın. Buzdolabında dinlendirin.Detoks tatlısı 2* 4 mürdüm eriği* 1 avuç badem* 2 yemek kaşığı bal* 1 çay kaşığı tarçınBademi naylon tobna içine alıp dövün. Un-ufak olsun.

Devamını Oku

Sağlığınız için 5 küçük adım

7 Ağustos 2015

1. Yiyecekleri daha iyi çiğneyinSindirim sanılanın tersine midede değil, ağızda başlıyor. Lokmaları iyice çiğnemek hem sindirim sisteminizin yükünü hafifletir, hem de daha az kalori almanıza neden olur. Nasıl mı? Midemiz hacim reseptörleriyle çevrili. Biz yedikten 15-20 dakika sonra mideyi çeviren bu algılayıcılar beyne uyarı gönderiyor. Beyin de bize ‘ Doydun, artık yeter, dur!’ komutunu veriyor. Ağır yemek, çok çiğnemek işte bize gerekli bu süreyi sağlıyor. Üstelik böylece yiyeceklerin tadını da daha çok almaya başlayacaksınız.2. Dünden biraz daha çok hareket edinVücudumuz biz en hareketli olduğumuz zaman en iyi şekilde çalışmaya programlı. Hareket ettikçe metabolizmamız ivme kazanıyor, yediklerimizi daha iyi yakmaya başlıyoruz. Bu yüzden egzersiz dışı günlük aktivite de en az düzenli egzersiz kadar önemli. Evinizde merdiven varsa üşenmeyin; küçük şeyler için bile inin Markete yürüyerek gidip gelin. Koyun en sevdiğiniz müziği, 10 dakika dans edin. Bütün bunlar toplandığında 20-30 dakika spor eder!3. Ağzınızın tadını bozmayınÇoğumuz tatlımızdan vazgeçmek istemiyoruz. Tatlıya bayıldığım için halinizden çok iyi anlıyorum. Yolları var; tatlılarınızı yarı şeker yarı-tatalndırıcıyla veya tamamen tatlandırıcıyla pişirerek kalorisini azaltabilirsiniz. Veya benim yaptığım gibi balla hazırlayıp balın iyileştirici ve güçlendirici özelliklerinden yararlanabiirsiniz. Yoğurt-bal ve vanilya karışımı yazın favori tatlım. Enfes oluyor, deneyin.4. 100 kalori kesinGünlük yediğinizden toplam 100 kalori keserek daha az yeme yolunda bir adım atın. 100 kalori iri bir dilim ekmek demek. Bir anda 400- 500 kalori çıkarmak travma oluyor. Ama 100 kalori zor değil, farketmeden daha az yemeye alışıyorsunuz.5. Pozitif olunOlumlu olmak her alanda işe yarıyor. Saftirik bir pozitiflik değil kastım, akılcı bir pozitiflik. Bardağın dolu tarafından bakın. Evet 5 kilo fazlanız olabilir, ama bunun için davete gitmekten caymak niye? Çok zorlu hastalıklarla boğuşan, hayatın tadını çıkartamayan milyonlarca insan var unutmayın.İştahımızı kontrol eden organımız karaciğer mi?Araştırmayı yapan İspanya Barcelona Biyotıp Araştırma Enstitüsü’nden Iliana López-Soldado ve ekibi. Araştırmacılar karaciğerin gliokoken oranının iştahı etkileyebileceğini göstermişler.Rahat anlaşılması için biraz açayım: Vücutta şekerin fazlası glikojen şeklinde karaciğerimizde depolanır. İhtiyaç halinde kanımızdaki en küçük şeker birimi glikoza çevrilerek tekrar kana verilir.Ekibin fareler üzerinde yaptıkları deney şöyle: Farelere çok yağlı yiyecekler sunmuşlar. Ancak karaciğerinde aşırı glikojen yükü olan farelerde yiyecek tüketimin azaldığını, iştahlarının kapandığını saptamışlar. Ayrıca bu farelerde deneye tabii tuttukları diğer normal farelerde gelişen yağlı karaciğer, glikoz intoleransı da gelişmemiş.Sonuç: Diyabet ve obesite tedavisinde karaciğerin glikojen (şeker depose) yükü hedef olabilir, ilaç geliştirmede dikkate alınabilir.‘Moda Oruç’ yöntemlerinin sağlığa faydası var mı?Günümüzde kilo vermeyi kolaylaştırdığı iddia edilen çok çeşitli oruç yöntemleri var. Gün aşırı oruç, aralıklı oruç, 5 gün oruç- 2 gün istediğini ye, vs. Peki bilimsel olarak bu tür moda oruç yöntemleri gerçekten yararlı mı?Haber Amerikan Klinik Beslenme Dergisi’nden. Utah’dan Beanjamin Horne ve arkadaşları konuyu büyüteç altına almışlar.100 kişinin katıldığı 2 günden 12 haftaya kadar süren oruç yöntemlerini incelemişler. İnceledikleri 3 ana araştırmada katılanların kilo kaybı, kolesterol düşürme konusunda başarılı olduklarını görmüşler. Ancak diyabet veya koroner arter hastalının iyiye gitmesi konusunda bir işaret bulamamışlar.Araştırmacıların parmak bastığı nokta çok önemli: Fayda sağlayan oruçla, yetersiz kalori alımı nedeniyle vücuda zarar verilen oruç arasındaki çizgi çok önemli. Uzmanlar kesin klinik sonuçlar alınıncaya kadar moda oruç yöntemlerinin sadece birer ümit kaynağı olduğunu düşünüyor.Sonuç: Bu yöntemlerin gerçekten sağlık üzerinde ne gibi etkileri olduğunu anlamamız için daha çok araştırmaya ihtiyacımız var.

Devamını Oku