Şahan Gökbakar aralarının kötü olduğu söylenen Cem Yılmaz’a yeni filmi için başarılar dilemiş.
"Filmin yapımcısı değerli dostum Muzaffer Yıldırım’a, Cem Yılmaz’a ve silah arkadaşlarına başarılar dilrim. Gişesi bol olsun" diye bir mesaj yollamış. Cem Yılmaz da "Şahan’ın uzattığı zeytin dalını aldım. Teşekkür ederim" demiş.
Bugüne dek birbirlerine destek olacaklarına köstek oluyorlardı. Şimdi Şahan sözüm ona aradaki buzları eritmek için bir adım atmış. Sözüm ona diyorum çünkü Şahan’ın mesajında filmin yapımcısı ön plana çıkmış. Değerli dostum dediği Muzaffer Yıldırım, ‘Recep İvedik’ filmlerini gösteren sinema salonlarının sahibi olan şirketin yönetici ortağı.
Yani o istemezse Şahan istediği kadar film çeksin kimseye izletecek salon bulamaz. Onun için bu mesaj meslektaşı Cem’e uzatılan zeytin dalından çok dağıtımcısı Muzaffer’e gönderilmiş bir iyi niyet temennisine benziyor.
ARDA İLE BURCU BİR ÖDÜL TÖRENİNDE...
Arda Turan ile Burcu Esmersoy bir aralar çok iyi dosttu. Arkadaşlıklarını, samimiyetlerini duymayan kalmamıştı.
Yedikleri, içtikleri ayrı gitmiyordu.
Derken araya Arda’nın yeni sevgilisi girdi. Burcu birdenbire devre dışı bırakıldı.
Cem Yılmaz yeni filmi Ali Baba ve 7 Cüceler’de iki rolde birden oynuyor ama bu sefer Ozan Güven yok!
Cem Yılmaz yetenekli bir komedyen.
Sahne performansında müthiş başarılı. Ama Cem stand-up’dan çok film çevirmeyi seviyor. Haksız sayılmaz. Sinemada iyi gişe yapan bir filmin getirisi ile sahnede 2 saat boyunca ter döküp izleyiciyi güldürerek hayatını kazanmak mukayese kabul etmez.
Uğraşı, masrafı, süresi, stresi, çok daha fazla olsa da sinemanın kazancı başka. Filmin televizyon gösterimi ve DVD satışları da cabası.
Yapımcılar, dağıtımcılar, salonlar zaten kapıda bekliyor.
Cem de filmciliğe aşırı meraklı.
Beyazperdede olmayı o kadar çok seviyor ki oynadığı filmlerde iki ayrı karakteri birden canlandırıyor.
Film bittiğinde kendisini görmeye fazlasıyla doymuş oluyorsunuz.
Nurgül Yeşilçay ya da dizilerimiz artık uluslararası pazara açıldığı için,
İngilizcesiyle Divine Light Rose Greentea, yetenekli ve başarılı olduğu kadar güzel bir oyuncu.
Gözleri ömre bedel, bakışları çekici, fiziği mükemmel.
39 yaşındaki Greentea zaman zaman son derece seksi pozlar veriyor.
“Kadın dediğin etli butlu olacak” diyor.
Çok haklı.
Günümüzdeki hemcinsleri zayıflamak için sağlıksız görünmeyi göze alıyor.
Bazıları kilo derdinden o kadar kuruyor ki içinden suyu çekilmiş gibi duruyor.
‘Muhteşem Yüzyıl’ın devamı olarak lanse edilen ‘Kösem Sultan’ dizisi sonunda başladı.
Dev prodüksiyona Türkiye standartlarına göre yine çok para harcamışlar.
Saraydaki entrikaları şatafatlı göstermek için hiçbir masraftan kaçınmamışlar.
Reytinglerde beklenen başarıyı yakalayıp yakalayamacağı ise henüz belli değil.
İlk bölümü meraktan izlendi.
Diğerlerinin akibeti bilinmiyor.
Tutulursa Avşar Kızı sayesinde olacak.
Şu anda dizideki tüm yükün onun sırtında olduğu her sahneden belli oluyor.
İstanbul’un çıldırtan trafiği için çılgın projeler üretiliyor. Bunlardan bir tanesi uçan arabalar. Gelişim Üniversitesi ile Japon Nagazaki Üniversitesi çalışmalara başlamak için protokol imzalamış.
Hiç boşuna uğraşmasınlar.
Yola çıkmadan bu işten vazgeçsinler. Uçan arabalar pahalı olur diye değil.
Nasılsa onları kampanyalarla vade farksız 288 ay taksitle tüketiciye satarlar. Ama sorun parada değil arabalarda daha doğrusu direksiyonda oturanlarda.
İstanbul’daki sürücüler karada araba kullanamıyor.
Havada mı kullanacak?
Karada trafik kurallarına uymuyor. Havada olunca hiç riayet etmez.
Yılmaz Morgül nev-i şahsına mahsus ünlülerimizdendir.
Konuşması,hareketleri ve enerjisi diğerlerinden farklıdır.
Ne zaman ne yapacağı ve ne söyleceğini kestiremezsiniz.
Konuk olarak katıldığı radyo progralarım çok renkli geçmişti.
Yılmaz radyoda bile eğlenceliyse ekranda nasıl olduğunu artık siz düşünün.
Zaten Olay TV’de uzun süredir kendi şovunu yapıyor.
Bu arada Yılmaz aynı zamanda kendi çapında bir internet fenomeni.
Birbirinden renkli esprileri, klipleri ve şuh kahkahalarıyla neşe saçıyor.
Twitter’da tarihi resimler yayınlamasıyla bilinen Historical Pics tarihi bir hataya damgasını vurmuş. 2.6 milyon takipçisi olan hesapta Sabiha Gökçen fotoğrafının altına “1937’de ilk kadın savaş pilotlarından biri olan Safiye Soyman” diye yazmışlar. Düşünün… Janis Toplin 1969’da Woodstock’ta konserde, Barack Obama 1988’de Harvard Üniversitesi’nde, Marilyn Monroe 1956’da Kraliçe Eizabeth’ ile Londra’da, Sophia Loren 1960’da fenomen olan şapkasıyla poz veriyor. Prenses Diana 1985’de John Travolta ile dansediyor, Jimmy Hendrix 1968’de elinde Mad dergisi saçını taratıyor, Elvis Presley 1989’da Las Vegas’ta sahnede şarkı söylüyor.
Robert De Niro ile Marlon Brando 1974’te ‘Baba 2’ filminin setinde, Pablo Picasso 1956’da Fransa’daki evinde resim yaptığı stüdyosunda... Tüm bunların yanında bunan böyle Safiye Soyman’ın da adı geçecek. İsim benzerliğiyle gündeme gelmek Safiye Hanım’ın hoşuna gitmiş. “Ben o tarihte daha dünyaya bile gelmemiştim” diye gülüp geçmemiş. “Allah yaptırdı bu hatayı. Çünkü en büyük hayalim pilot olmaktı” demiş. Bir de bakmışsınız heveslenmiş. Kursa gidip uçmasını öğrenmiş.
Sabiha Gökçen’de uçağa bindiğinizde pilot kabinin içinde kaptan pilot Safiye, yardımcı pilot da hayat arkadaşı Faik! Şimdi elinizi vicdanınızın üstüne koyup lütfen bana tüm samimiyetinizle söyleyin. Arkanıza bakmadan o uçaktan iner misiniz yoksa eğlenceli olur diye uçar mısınız?
Hop dedik abi
Kıvanç Tatlıtuğ’un abisi kraldan çok kralcıymış. Kıvanç’ı görüntülemek isteyen kameramanlara saldırmış. Kıvanç da arabasının içinde oturup olayı seyretmekle kalmış. Hangisinin daha ‘itici’ bir davranış olduğuna karar veremedim. Abisinin görevlerini yapan muhabirlere saldırması mı? Yoksa Kıvanç’ın kılını kıpırdatmadan olup biteni izlemesi mi? Ünlü oyuncu yoğun ilgiden artık bunalmış olmalı. Yoksa herhalde öfkeli abisine müdahale ederdi. İyi de abisine ne oluyor? Ankaralı Yasemin’in şarkısındaki gibi.
“Yolu şaşırdın kafayı tırlattın
Sonunda sende bizi tanıdın
Onlara uydun adammı oldun
Ayşe Özyılmazel, 4 yıldır depresyondaymış.
Tükenmişlik sendromu yaşıyormuş.
Bugüne kadar kendine olan saygısından susmuş.
Ama eski eşi Ali Taran’ı televizyonda jüri olarak görünce dayanamamış.
Bir zamanlar büyük aşk yaşadığı ve 10 ay evli kaldığı ünlü reklamcıyı yerden yere vurmuş.
“Bir genç kız olarak hayatımın içine etti. Ona mutluluklar dilemiyorum. Allah’ından bulsun. Ellerinin kirini bana sildi” diye veryansın etmiş.
Ali Taran’ın, bu lafları hak edecek ne yapmış olabileceğini hayal bile edemiyorum.
Ama özel hayatındaki ilişkileri yönetmekte hiçbir yeteneğinin olmadığı kesin.