Araba uçar gider

Araba uçar gider

İstanbul’un çıldırtan trafiği için çılgın projeler üretiliyor. Bunlardan bir tanesi uçan arabalar. Gelişim Üniversitesi ile Japon Nagazaki Üniversitesi çalışmalara başlamak için protokol imzalamış.

Hiç boşuna uğraşmasınlar.

Yola çıkmadan bu işten vazgeçsinler. Uçan arabalar pahalı olur diye değil.

Nasılsa onları kampanyalarla vade farksız 288 ay taksitle tüketiciye satarlar. Ama sorun parada değil arabalarda daha doğrusu direksiyonda oturanlarda.

İstanbul’daki sürücüler karada araba kullanamıyor.

Havada mı kullanacak?

Karada trafik kurallarına uymuyor. Havada olunca hiç riayet etmez.

Trafik yoğun, yol sıkışık demeyip karada sürat yapıyor, makas atıyor.

Meydanı boş bulduğu havada mı yapmayacak?

Uçan araba yaparlarsa var ya

İstanbul’da gökyüzünden sapır sapır çarpışan arabalar yağmaya başlar!

Bana anne dediler

New York’ta saati 40 dolara kiralık anneler varmış.

63 yaşındaki Nina Keally aldığı ücret karşılığında dertleriniz dinliyor, çorbanızı pişiriyor hatta sizinle oturup film izliyormuş.

Gözde semtlerde yaşayan bazı gençler kendi anne ve babalarına anlatamadıkları dertlerini kiralık annelerle daha rahat paylaşıyormuş.

Haberin Devamı

İçlerini eleştiri ve nasihatlere hedef olmadan dökebiliyormuş.

Aslında saatte 40 dolar bu iş için çok da büyük bir miktar değil.

New York’da sorunlarını anlatmak için milletin randevu alarak gittiği bazı ünlü psikiyatristlerin saatlik ücretleri bunun on katı.

Üstelik çorbanızı da ısıtmıyorlar.

Kiralık annelik yapan Nina, kendisinden 5 yaş küçük bir müşterinin talebini kabul etmemiş.

Adamın niyeti başka diye düşünmüş.

Bir anne için en büyük kabus doğurduğu çocuğun kendi yerini tutması için anne kiraladığını öğrenmek olur diye düşünüyorum.

Kadın herhalde bunalıma girer.

Evladı onun yerine hiç tanımadığı birine ‘anne’ diyor.

Üstelik üste de para veriyor. Belki de New York’taki psikiyatristler onun için 10 katı para alıyor.

Anneliğin kiralık olanı bile kölelik!

Gökten para yağıyor

Araba uçar gider


Bingöl’ün Sarıçayır Köyü’ne düşen göktaşları köylüleri zengin etmiş.

Bedeli yüksek fiyata alınacak söylentisi üzerine köylüler taşları toplamaya başlamış. Köye giden biliminsanları ve meraklılar taşların gramına 60 dolar ödemiş. Kısmetli köylüler arasında göktaşlarını satıp borçlarını ödeyen hatta yeni otomobil alanlar olmuş.

Haberin Devamı

Sadece Almanlar geçen hafta içinde 200 bin dolarlık göktaşı almış. Dua etsinler taşlar Kayseri’nin bir köyüne yağmadı. Övünmek gibi olmasın ama Kayserililer iyi pazarlıkçıdır. O göktaşların gramını 60 dolardan çok daha fazlaya satarlardı. "Kusura bakma. 40 yılda bir yağıyor. 60 dolar kurtarmaz" filan derlerdi. Yıllar önce Türk işçileri ilk gurbete gittiklerinde Almanya’da onlara ‘vatan toprağı’ diye poşetlere doldurdukları toprağı satan uyanıklar vardı. Şimdi devir değişti. Almanlar ayağımıza geliyor. Biz onlara taş satıyoruz. Canım Türkiyem’in kıymetini bilelim.

Bu topraklara gökden para yağıyor para!

Ali Baba küfür eder mi?

Araba uçar gider

Cem Yılmaz’ın yeni filmi ‘Ali Baba ve 7 Cüceler’ bu hafta sonu viyona girdi.

Muhabirler ünlü komedyene "Argo ve küfür kullanmadan güldürmek mümkün değil mi?" diye sormuşlar.

Haberin Devamı

Cem de her zamanki aşırı alınganlığıyla "Benim tarzım bu. Böyle filmler yapıyorum. İstersen evde montajla" diye cevap vermiş.

Cem Yılmaz’ın son zamanlarda hiçbir filmi komik değildi.

Küfürler ve argolar bile kurtarmaya yetmedi.

Ali Baba ve 7 Cüceler’de küfür var mı bilmiyorum.

Olsa olsa 7 Cüceler Ali Baba’ya içlerinden sövüyordur.

"O güzelim Pamuk Prenses’in yerine şimdi bir de seninle mi uğraşacağız" diye.

Haksız da sayılmazlar!

DİĞER YENİ YAZILAR